Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Halkı T’an Eylemek
Kimin Haddine!...
Bu hafta içinde, 12 Eylül ile ilgili olarak katıldığım bir
televizyon programında, konuşmacılardan biri şöyle
bir öneri ileri sürdü:
- Kenan Evren adı, sokaklardan, caddelerden, res-
mi kurumlardan kaldırılmalıdır.
- Yanılıyorsunuz, kaldırılmamalıdır diye yanıtladım
konuşmacıyı ve sürdürdüm:
- Bir askeri diktatörün adının, caddelere, meydan-
lara verilmesi bir ayıptır; ama bu ayıp, zamanında ya-
pılmışsa eğer, kalmalıdır, kalmalıdır ki, Türk halkının
belleğine kazınmalıdır; belki o vesileyle birileri, “biz de
halk olarak bir zamanlar ne ayıplar yapmışız” diyebi-
lir.
- Kenan Evren’in ayıbı sürsün mü istiyorsunuz di-
ye sordu muhatabım.
- Yok, dedim, Kenan Evren’in ayıbı darbedir. Ama
darbecinin adının caddelere sokaklara verilmesi ve ve-
rildikten sonra da benimsenmesi ya da uzun bir sü-
re kaldırılmamış olması, darbecinin değil, halkın ayı-
bıdır.
Ve sağlıklı bir toplum ayıbından kin çıkarmaz, in-
sanları birbirine düşman edecek bir bellek tazeleme-
sine zorlamaz herkesi, ama bu ayıplarını unutması, ke-
di pisliğini örter gibi onların üstünü örtmesi de doğ-
ru değildir.
Çünkü öyle yaparsa eğer, kendisini yanlış tanır, hak-
sız böbürlenmelere kapılır.
Bütün bunların birden aklıma gelivermesinin nedeni
olaydan bir süre önce, E-5 karayolunda İstanbul An-
kara istikametinde giderken gördüğüm bir işaret lev-
hası oldu.
İşaret levhası “Kenan Evren Kışlası” için sapağı gös-
teriyordu.
İçim sızladı. Aradan geçen bunca zamandan son-
ra, Türk Silahlı Kuvvetleri Kenan Evren’i hâlâ içine sin-
diriyor, içine sindirmek ne söz, hatta bağrına basa-
biliyordu demek ki...
“Keşke bu adı kaldırsalardı” dedim önce.
Sonra düşüncemin doğru olmadığını gördüm.
Çünkü o adı kaldırsalardı, TSK’nin Kenan Evren hak-
kındaki gerçek düşüncesini öğrenemeyecektik.
Zaten onun kaldırılmasını önermek de bana düş-
mezdi. Ben her ne kadar, TSK’nin Cumhuriyetin
önemli bir kurumu ve halkımızın güvencelerinden bi-
ri olduğunu düşünen, onun saldırılara hedef olması-
nı istemeyen bir yurttaş bile olsam, herhalde TSK’nin
imajının, itibarının onun şerefli rütbeli mensuplarından
daha fazla bekçisi olmak konumunda da değildim.
Bu işaret levhasından yola çıkarak, bazı gözlemlerde
bulunabilirim. Ama Kenan Evren Kışlası yüzünden, kaç
kentte, kaç kez Kenan Evren caddelerinde meydan-
larında dolaşmış, Kenan Evren liselerinin önlerinden
geçmiş bir sivil, Kenan Evren’in elini öpmüş, onu ağır-
lamış, pohpohlamış insanların meslektaşı bir gazete-
ci olarak, askerleri suçlayacak bir halim de yok.
Kenan Evren’i darbenin ikinci yılı arkada kalmışken,
% 90’ın üzerinde bir çoğunlukla Cumhurbaşkanı
seçmiş bir toplumun da kimseye bir şey söyleyecek
yüzü olduğunu sanmıyorum.
Bütün bunları tartışmaya kalkmakla, insanların çok
kolaylıkla “Jakoben”, “halk düşmanı”, “postal yanlısı”
olarak suçlanabildiği bir ülkede çok tehlikeli sulara yel-
ken açtığımın farkındayım.
Hacı yağıyla ayak kokusunun birbirine karıştığı bir
popülizmin kısır politik, sığ kültürel yaşamın amentü-
sü olduğu bir yerde bu tip suçlamalara şaşmamak ge-
rekir.
Ama hemen ardından da, belirtilmelidir ki, bir halk,
onun cehaleti yüceltilerek değil, tam tersine ortadan
kaldırılması için mücadele verilerek sevilir.
“Toplum ne eylerse iyi eyler” diyerek, ilerlemeyi ve
gelişmeyi savunanları çıkarcı kurnazlığıyla “toplum mü-
hendisi” ilan edenler, iddia ettiklerinin aksine halkın
dostları değillerdir.
Ve dünyanın hiçbir yerinde tarih boyunca halklar ne
eylemişlerse hep iyi eylemişlerdir.
Bu arada kimsenin çıkarcı bir halk dalkavukluğuy-
la halkın temsilciliğini tekeline almaya hakkı da yok-
tur.
Bir ülkede belirli bir zamanda yaşayan insanların tü-
müne halk dendiğine göre, bu satırların yazarı da da-
hil, hepimiz halkız.
Zaten halkı t’an eylemek (küçümsemek, hor görmek)
kimin haddine!..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Türkiye’nin Irak ve Suriye ile oluşturduğu stratejik işbirliğinin perde arkasõ
Güvenlik ve Ekonomik İşbirliği
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye’nin, Anka-
ra ile Bağdat arasõndaki Yüksek
Düzeyli Stratejik İşbirliği’nin ay-
nõsõnõ Suriye ile yaşama geçirme ka-
rarõ, Ortadoğu’da Türkiye merkez-
li yeni bir güvenlik ve ekonomik iş-
birliği örgütünün temelleri mi atõlõ-
yor sorusunu gündeme getirdi. Ön-
ce Irak’la sonra da Suriye ile varõ-
lan mutabakat, bölgede resmen ol-
masa da fiilen üçlü bir mekaniz-
manõn kurulduğunu gösterdi. Söz
konusu üçlü mekanizmayla Türki-
ye-Irak ve Suriye ekseninde gü-
venlik işbirliği ile teröre karşõ mü-
cadele zemininin güçlendirilmesi,
bölge ülkelerinde siyasal istikrarõn
sağlamlaştõrõlmasõ, ekonomik iş-
birliğinin geliştirilerek Akdeniz’den
başlayõp, Mezopotamya’dan Basra
Körfezi’ne kadar uzanan geniş bir
ortak ekonomik alan yaratõlmasõ
hedefleniyor.
Türkiye’nin Ortadoğu’ya ilişkin
politikasõnda geçen hafta içinde bi-
rer gün arayla attõğõ iki adõm, böl-
gede yeni dengelerin kurulmakta ol-
duğunu ortaya koydu. Çarşamba
günü Suriye Devlet Başkanõ Beşşar
Esad’õ ağõrlayan Türkiye bu ülke ile
“Yüksek Düzeyli Stratejik İşbir-
liği Konseyi Anlaşması” imzaladõ.
Anlaşma çerçevesinde her sene iki
ülkenin başbakanlarõnõn eşbaşkan-
lõğõnda ortak bakanlar kurulu top-
lantõsõnõn yapõlmasõ, senede en az bir
kez gerçekleştirilecek toplantõlara
dõşişleri, enerji, ticaret, bayõndõrlõk,
savunma, içişleri, su ve ulaştõrma ba-
kanlarõnõn katõlmasõ karara bağlan-
dõ. Bu anlaşmanõn imzalanmasõndan
bir gün sonra da Türkiye ile Irak ara-
sõnda Yüksek Düzeyli Stratejik İş-
birliği Konseyi 1. Bakanlar Top-
lantõsõ yapõldõ. Ancak bu toplantõ,
Ankara-Bağdat eksenindeki işbirli-
ğinin derinleştirilmesi çerçevesi ile
sõnõrlõ kalmadõ. Söz konusu toplan-
tõyla bağlantõlõ olarak Bağdat ile Şam
arasõndaki sorunlarõn çözümünü
sağlamak, iki ülke arasõnda güven
ortamõ oluşturmak amacõyla Suriye
Dõşişleri Bakanõ Velid Muallim
ile Arap Birliği Genel Sekreteri
Amr Musa’nõn katõlõmõyla dörtlü
bir toplantõ da gerçekleştirildi. Böy-
lece Türkiye, Irak ve Suriye ara-
sõndaki fiili mekanizmanõn, 19
Ağustos’ta meydana gelen terör
saldõrõsõ ile zedelenmiş olan Şam-
Bağdat ayağõnõn yeniden oluştu-
rulmasõ yönünde önemli bir adõm
atõldõ. Böylece bölgesel güvenlik ve
işbirliğinin derinleştirilmesi bağla-
mõnda, Türkiye, Irak ve Suriye ara-
sõndaki sacayağõ sağlamlaştõrõlmõş
oldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP’den, Kürt açõlõmõ
konusunda Deniz Baykal’a mek-
tup göndermeye hazõrlanan Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’a, “ka-
fa karışıklığı içindeki Başbakan
ve AKP’nin, içine düştüğü zor
durumda can simidi olmayız”
yanõtõ geldi.
CHP Grup Başkanvekili Hak-
kı Süha Okay, düzenlediği ba-
sõnla sohbet toplantõsõnda Baş-
bakan Erdoğan’õn Kürt açõlõmõ
konusunda CHP lideri Baykal’a
mektup yazacağõ yönündeki açõk-
lamalarõ ve bu konuda õsrarla di-
yalog kurma girişimini değer-
lendirdi.
CHP’nin Kürt açõlõmõ konu-
sundaki görüşlerini açõkladõğõnõ,
açõlõmõn içi doldurulmadan ve
içeriği açõklanmadan “sürecin
parçası olmayacakları ve ne-
reye gideceği belli olmayan
gemiye binmeyeceklerini” net
olarak ortaya koyduklarõnõ be-
lirten Okay, ancak hükümet ve
Erdoğan’õn bu süreci ziyaret-
lerle, mektupla geçiştirmeye ça-
lõştõğõnõ ifade etti.
‘AKP net tavrını
koysun’
AKP’nin Kürt açõlõmõ konu-
sunda net tavrõnõ ortaya koyma-
sõ gerektiğini belirten Okay, “Sa-
yın Başbakan, sayın genel baş-
kanımıza bir mektup yazar
ise bu Başbakan’ın tasarrufu-
dur. Siyasette yeni bir koşul ge-
lişmiş olur belki, mektupla si-
yaset diye. Ama mektubu ya-
zıp yazmamak kendi takdirle-
ridir. Bir mektup gelirse ve
muhatabı genel başkanımız
olacağı için çok doğal ki genel
başkanımız takdir edecektir”
dedi. Ancak mektup girişimin-
den daha da önemlisinin, Baş-
bakan Erdoğan’õn önceki ak-
şamki iftar yemeğinde Kürt açõ-
lõmõ konusunda kõsa, orta ve
uzun vadeli programlarõ açõklar-
ken uzun vadede “anayasa de-
ğişikliği”nden söz etmesi oldu-
ğunu belirten Okay, bu durumun
Erdoğan’õn “ciddi anlamda zi-
hin kargaşası içinde olduğunu
gösterdiğini” söyledi. Erdo-
ğan’õn anayasa değişikliğinden
bahsederek Türkiye’deki ulusal
milli kimliği ifade eden “Türk
milleti kimliğini” bir etnik kim-
lik haline dönüştürme veya etnik-
kültürel kimlikleri “Türk milleti
kimliği” ile aynõ düzeyde de-
ğerlendirmeye yönelik bir çalõş-
ma içinde olduklarõ mesajõ ver-
diğini kaydeden Okay, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Keza dille ilgili olarak da,
Türkçenin resmi dil ve eğitim
dili olduğunu ve tartışma ko-
nusu olamayacağını ifade et-
tiğimiz halde, bir anayasa de-
ğişikliği olacaksa görülen talep
o ki, başka etnik dillerin de seç-
meli dil olabilirliği Başbakan’ın
kafasından çıkmış değil. O za-
man şu aşamada hükümetin
hedefi bir meçhul. Hedefi be-
lirlemememiş ama gelişen sü-
reçte görüyoruz ki, CHP’nin
açılıma ilişkin teşhisleri doğru.
Bu çerçeveden baktığımızda
Başbakan’ın özellikle CHP’nin
değerlendirmelerine yönelik
ifadeleriyle, CHP’nin rezerv-
lerini göz ardı edebileceği bir
açılım sürecini kafasından çı-
kartmış değil. Bu kafa karı-
şıklığı içinde CHP, bu sürecin
parçası olamaz. CHP, AKP’nin
içine düştüğü zor durumda
cankurtaran simidi de olamaz.
AKP, süreci tartışmaya aç-
mıştır ama sürecin içeriğini
de doldurmakla yükümlüdür.”
CHP’DEN BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN MEKTUBUNA NET YANIT
‘Cankurtaran simidi olmayız’
ÖZYÜREK: GÜNDEM DEĞİŞTİRME TAKTİĞİ
CHP Genel Saymanõ ve Sözcüsü Mustafa Öz-
yürek de yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Başbakan Er-
doğan’õn CHP ile görüşmek için harcadõğõ ener-
jiyi, açõlõmõn içeriğini oluşturmaya harcamasõ öne-
risinde bulundu. Erdoğan’õn, Cumhurbaşkanlõğõ,
TBMM Başkanlõğõ seçimlerinde, anayasa deği-
şikliğinde CHP’yi “aklına getirmediğini” be-
lirten Özyürek, şu görüşlere yer verdi:
“Ama Kürt açılımında ille CHP’nin kat-
kısını, desteğini istiyor. Çünkü bu açılımla il-
gili adımları tek başına atmaya cesaret ede-
miyor. Sayın Başbakan CHP ile görüşmek
için harcadığı enerjiyi açılımın içeriğini
oluşturmakta harcasaydı, epey mesafe alır-
dı. Biz milleti ayrıştıracak girişimlere destek
olmayız. Biz milleti kaynaştıracak önerile-
rimizi de sürekli gündeme getiriyoruz. Baş-
bakan CHP’yi dikkatle takip ederse nelerin
yapılması gerektiğini görür. Sayın Erdoğan
‘Bu bir süreçtir. Kõsa vadede yapõlacaklar var,
orta vadede yapõlacaklar var, uzun vadede ya-
põlacaklar var’ diyor ve kısa vadede genelge-
lerin, yönetmeliklerin değiştirilmesinden
bahsediyor. Hükümetin elini tutan mı var?
İstediği genelgeyi, istediği yönetmeliği çıka-
rır. Orta vadede kanunlarda değişiklikten
bahsediyor. Mecliste büyük çoğunluğu var.
İstediği kanunu istediği gibi çıkarabilir.
Bunları yapmak için CHP’ye ihtiyacı olma-
dığı halde niçin ille bizimle görüşmek istiyor?
Mektup yazacağını söylüyor. Bunlar gündem
değiştirme taktikleridir, yüzde 6 daralan eko-
nomiyi, 63 milyar liraya çıkan bütçe açıkla-
rını unutturma taktikleridir.”
CHP Grup
Başkanvekili Hakkı
Süha Okay,
düzenlediği basınla
sohbet toplantısında
Başbakan Erdoğan’ın
Kürt açılımı ısrarla
diyalog kurma
girişimini
değerlendirdi.
Türkiye’nin girişimiyle üç ülke
arasõnda ayrõ ayrõ sağlanmõş olan bu
mutabakat ile birlikte fiilen oluşan
üçlü mekanizma Türkiye-Irak ve
Suriye ekseninde güvenlik işbirliği
ile teröre karşõ mücadele zemininin
güçlendirilmesi, bölge ülkelerinde si-
yasal istikrarõn sağlamlaştõrõlmasõ,
ekonomik işbirliğinin geliştirilerek
Akdeniz’den başlayõp, Mezopotam-
ya’dan Basra Körfezi’ne kadar uza-
nan geniş bir ortak ekonomik alan
yaratõlmasõ hedefleniyor. Yaratõlmasõ
planlanan bu ortak ekonomik alan
çerçevesinde üç ülke arasõnda tica-
retin ve karşõlõklõ yatõrõmlarõn arttõ-
rõlmasõ, Irak’tan çõkacak petrol ve
doğalgazõn Türkiye üzerinden ulus-
lararasõ piyasalara gönderilmesi,
Türk işadamlarõnõn Suriye ve Irak’ta
daha kolay iş yapmasõ öngörülüyor.
Ancak yaratõlacak ortak ekonomik
alan için öncelikle güvenlik konu-
sunda sağlam bir zemin oluşturul-
masõ gerekiyor. Bunun için de üç ül-
ke başta terör olmak üzere, bölge-
de ülkelerinin istikrarõnõ tehdit eden
oluşumlara karşõ ortak mücadele yü-
rütecek. PKK sorununun hükümetin
Kürt açõlõmõyla birlikte Suriye ve
Irak ayağõnõ da kapsayacak şekilde
çözümlenmesi amaçlanõyor.
Ancak Suriye ile Türkiye ara-
sõnda vizenin kalkmõş olmasõ yeni
soru işaretlerinin ortaya çõkmasõ-
na neden oldu. Bu durum, Irak’ta-
ki terörist unsurlarõn Suriye üze-
rinden Türkiye’ye daha kolay sõ-
zabileceği kaygõlarõnõ da berabe-
rinde getirdi.
TÜRKİYE-IRAK VE SURİYE EKSENİ
BURSA (Cumhuriyet) - Türkiye
genelinde geçen pazar günü yapõlan
polis meslek yüksek okullarõna giriş
sõnavõnda, ÖSYM tarafõndan
hazõrlanan sorularõn sõnav öncesi
çalõnarak, cemaatlerin kontrolündeki
bazõ dershanelere dağõtõldõğõ iddia
edildi. İki öğrenci Bursa Cumhuriyet
Savcõlõğõ’na suç duyurusunda
bulundu.
Geçen hafta yaklaşõk 61 bin
öğrencinin katõldõğõ Polis Meslek
Yüksek Okulu Sõnavõ’nõn sorularõnõn
çalõndõğõ öne sürüldü. Sõnava katõlan
öğrencilerden Erkan Kabakçı ve
Mehmet Başbuğ, Bursa Cumhuriyet
Savcõlõğõ’na başvurarak arkadaşlarõnõn
sõnavdan önce çõkacağõnõ söylediği
sorularõn sõnavda yer aldõğõnõ
belirttiler. Kabakçõ, “Sınava
girmeden 2 gün önce bir arkadaşım
bana soruların çalındığını söyledi.
Bu soruların bir cemaatin
kontrolündeki dershanelere devam
eden öğrencilere, sınav öncesinde
yaptıkları bazı format değişikliği ile
verildiğini söyledi. Bu arkadaşım
bana da dördü genel kültür, ikisi
matematik olmak üzere altı soru
verdi ve bu soruların sınavda
çıkacağını söyledi. Ben iddiaya fazla
inanmadım. Sınav günü aynı
soruları karşımda görünce şok
oldum” dedi.
Arkadaşım soruları e-posta attı
Kabakçõ şunlarõ anlattõ: “Sınavdan
sonra bu arkadaşımla tekrar
irtibata geçtim. Aynı arkadaşım
soru kitapçığının bazı sayfalarının
fotoğraflarını bana sınavdan günler
önce üzerinde tarih ve saat yazan e-
mail ile gönderdi. Bu iletinin tarih
ve saatinin değiştirilmesi mümkün
değil. O zaman ‘kazanamayacağõm’
diye çok korktum. Sınav mide
bulandırıyordu. Çareyi savcılığa
suç duyurusunda bulunmakta
buldum. Arkadaşımın gönderdiği e-
postaları, talep edilirse savcılığa
vereceğim.”
Polis Meslek Yüksek Okulu
sõnavõna katõlan Kabakçõ’nõn,
sõnavdan önce kendisine iletildiğini
öne sürdüğü bazõ sorular şunlar:
“TÜSİAD Başkanı kimdir?
Dünyayı sarsan domuz gribi hangi
ülkede ortaya çıktı? Hadise
Eurovision 2009’da kaçıncı oldu?
2009 Akdeniz Oyunları nerede
düzenlendi? Cevapları ‘2 pi’ ve
‘sevgi’ olan 2 matematik sorusu”
Sorular 2007’de çalınmıştı
Polis Meslek Yüksek Okullarõ için 6
Eylül 2007’de yapõlan giriş sõnavõnõn
sorularõnõn Adana’da çalõndõğõ ortaya
çõkmõş, dört kişi de 4’er yõl hapis
cezasõna çarptõrõlmõştõ.
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Demokratik Toplum Par-
tisi (DTP), 3. olağanüstü
kongre hazõrlõklarõna hõz
verdi. “Eşit ve özgür
birlik için demokratik
çözüm” sloganõyla dü-
zenlenecek kongreye,
yurtiçi ve yurtdõşõndan
çok sayõda kurum ve ki-
şi davet edildi.
DTP, 4 Ekim’de ger-
çekleştirilecek kongre ön-
cesi Kongre Komisyo-
nu, Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK) ve Parti
Meclisi’ni (PM) topla-
yarak eksiklerini gözden
geçirdi. Komisyon top-
lantõsõnda, davetiyeler,
PM için seçilecek aday-
lar ve genişleme çerçe-
vesinde parti bünyesine
dahil edilecek isimler tar-
tõşõldõ. Kongreye, yurti-
çinden, AKP, CHP, DP,
sol ve sosyalist partilerin
genel başkanlarõ ve yö-
neticileri, yazarlar, siya-
setçiler sivil toplum ku-
ruluşlarõnõn temsilcileri-
nin de aralarõnda bulun-
duğu 380 kişi davet edil-
di. Yurtdõşõndan ise Av-
rupa Parlamentosu (AP)
üyeleri, Avrupa Sosyalist
Grubu üyesi partiler, Sos-
yalist Enternasyonal üye-
si partiler, büyükelçilik-
ler, Kuzey Iraklõ Kürt
parti temsilcileri kongre-
ye davet edildi. Özellik-
le KDP ve KYB’nin An-
kara temsilciliklerine da-
vetiye gönderilirken res-
mi temaslarda bulunmak
için Kuzey Irak’ta bulu-
nan DTP Genel Başkanõ
Ahmet Türk’ün Irak
Cumhurbaşkanõ Celal
Talabani ve Kürt Böl-
gesel Yönetimi Başkanõ
Mesut Barzani’yi ise
bizzat kongreye davet
edeceği bildirildi.
DTP’de kongre
hazõrlõklarõ
3. OLAĞAN KONGRE
‘ÖSYM
sorularõ
cemaatlere
verdi’
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP, ope-
rasyonlarõn durdurulmasõ için AKP’ye yürüyüş
düzenledi. Üye ve yöneticilerinin çeşitli suçla-
malarla tutuklanmasõnõ da protesto eden DTP’li-
ler tutuklularõn salõverilmesini istedi.
DTP Adana İl Örgütü önünde toplanan
DTP’lilere çeşitli siyasi partilerle, İHD, Hal-
kevleri ve bazõ sosyalist dergi okurlarõ da des-
tek verdi.
“DTP halktır halk burada” ve “Baskılar bi-
zi yıldıramaz” sloganlarõ atan DTP’liler,
“AKP, operasyonları ve savaşı durdur, de-
mokratik çözümde kararlı ol” yazõlõ büyük bir
pankart açtõ. Polisin yoğun güvenlik önlemi al-
dõğõ yürüyüşte DTP’lilerin taşõdõğõ “Barıştan ya-
nayız, savaşa hazırız” ve “Özgür önderlik, öz-
gür kimlik, demokratik özerklik” yazõlõ dö-
vizler de dikkat çekti. AKP Seyhan İlçe Örgü-
tü önüne gitmek isteyen ve polislerce durduru-
lan DTP’lilerin binaya çok fazla yaklaşmasõna
izin verilmedi. Polis barikatõ önünde bir açõk-
lama yapan DTP Adana İl Başkan Yardõmcõsõ
Şahin Kılıç, “Operasyonların ve savaşın
durmasını, barış için cezaevlerinde bulunan
DTP’lilerin serbest bırakılmasını istiyoruz”
dedi. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
DTP’den ‘Operasyonlar dursun’ eylemi