25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2009 CUMARTESİ 14 HABERLER Mersin’de kurulu bulunan Ak- deniz İhracatçõ Birlikleri’nce (AKİB) hayata geçirilen AB des- tekli “Dış Ticaret Koçları” pro- jesinin Türkiye’ye model olduğu bildirildi. Türkiye İş Kurumu (İŞ- KUR) Aktif İstihdam Tedbirleri Hibe Planõ çerçevesin- de, AKİB’in koordina- törlüğü ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odasõ’nõn or- taklõğõnda geçen yõl ara- lõk ayõnda başlatõlan pro- je kapsamõnda üniversite mezunu işsiz 20 genç, dõş ticaret konusunda eği- tiliyor. Mersin ve Adana bölgesinde istihdam sa- hasõ yaratmak amacõyla dõş ticaret konusunda eğitilen genç- ler, üretici küçük ve orta boy iş- letmelere ihracat yapabilmeleri ko- nusunda adeta ‘koçluk’ yapacak. AKİB Genel Sekreteri Selami Gedik, “Projenin mayası daha önce EXPO 333 Projesi ile ça- lındı. ‘3 firma, 3 ürün, 3 ülke’ slo- ganıyla başlatılan EXPO 333 projesi kapsamında 6 sektör ça- lışanı ihracat konusunda 5 ay bo- yunca eğitilerek ihracat ara ele- manı unvanı almaya hak ka- zandı. Dış Ticaret Koçları Pro- jesi ise bu adımı daha da bü- yüttü” dedi. Proje kapsamõnda 20 kursiyerin eğitimlerini tamamlayarak akti- viteler modülüne geçiş yaptõğõnõ di- le getiren Gedik şöyle konuştu: “Dış ticaret koçları Mersin ve Adana bölgesinde faaliyet gös- teren, ihracatçı olmak isteyen, ama deneyimi ve cesareti olma- yan 11 üretici firmayla eşleşti- rildi. Şu an koçlar, çalıştıkları fir- manın ürünlerini inceleyerek firmayı nasıl ihracat yapar ha- le getireceklerini araştırı- yorlar. Yaklaşık 3.5 ay sü- recek bu dönemde, amaç sembolik olarak bir ihracat yapabilmek. Proje kapsa- mında koçların sürekli mu- hatap olacakları kurum ve kuruluşlarda çalışanlarla tanışmasına da önem ver- dik. Bu kapsamda koçları Ankara’da Tarım ve Köy- işleri Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müs- teşarlığı görevlileri ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde yöneti- cilerle tanıştırdık. Bunun hari- cinde koçlara, Hollanda’ya dü- zenlediğimiz geziyle uluslarara- sı iş kültürü kazandırdık.” Türkiye’de her üç çalõşandan bi- rinin işyerinde kuşaklar arasõ ça- tõşma yaşadõğõ bildirildi. İnsan kaynaklarõ danõşmanlõk firmasõ Kelly Services tarafõndan yenibiris.com işbirliği ile yapõlan “Kelly Global İşgücü Endeksi” araştõrmasõna göre, Türkiye’de ça- lõşanlarõn yüzde 66’sõ işyerinde kuşaklar arasõ çatõşma yaşadõğõnõ ifade ediyor. Bu konuda Türkiye, araştõrmaya katõlan diğer ülkeler arasõnda da birinci sõrada yer alõyor. Çalõşanlarõn yüzde 77’si ise yö- neticisinin yönetim ve ödüllendir- me sisteminden memnun değil. Araştõrmaya göre, çalõşanlarõn yüzde 28’i kuşaklar arasõndaki farklarõn işyerini daha üretken ha- le getirdiğini, yüzde 41’i üretken- liğe zarar verdiğini ve yüzde 23’ü ise bir fark yaratmadõğõnõ düşünü- yor. İleri yaştaki çalõşanlar (48-65 yaş arasõ) kuşak farkõnõ diğer yaş gruplarõndan daha iyi anladõklarõ- nõ düşünüyor. 30-47 yaş arasõnda- kiler, yaş farklõlõklarõnõn üretkenliğe ve verimliliğe pozitif katkõ sağla- masõ hususunda en karamsar grup olarak dikkat çekiyor. Araştõrma genç kuşağõn elektro- nik haberleşmeyi (e-mail, sms, chat,…) yoğun olarak kullandõğõ- nõ, ancak yine de tüm yaş grupla- rõnõn işyerinde genellikle yüz yüze iletişimi tercih ettiğini ortaya ko- yuyor. Araştõrmaya göre genç yaş- taki çalõşanlar, (18-29 yaş arasõ) ça- lõşmalarõnõn karşõlõğõ yöneticile- rinden ödüllendirme olarak, izin ya da eğitim gibi maddi olmayan ola- naklarõ daha çok talep ediyor. Yaşla ilgili farklõlõklar çalõşan- larõn iş yapma biçimlerini de de- ğiştiriyor. Çalõşanlarõn yüzde 80’i farklõ kuşaklardan iş arkadaşlarõ ile çalõşõrken farklõ iletişim yöntemleri uyguladõklarõnõ ifade ediyor. Kelly Services Ülke Müdürü Der- ya Türkkorkmaz, yaptõğõ değer- lendirmede, işverenlerin verimli bir iş ortamõna sahip olabilmeleri için ku- şaklar arasõ uyumlu bir denge ya- ratmalarõ gerektiğini vurguladõ. Kuşak farklõlõklarõnõ yönetmenin zor olmakla birlikte yeni fõrsatlar ya- ratabileceğine işaret eden Türk- korkmaz, kuşak farklõlõklarõnõn za- man zaman çalõşanlar arasõnda prob- lemlere neden olduğunu ancak bu problemlerin doğru yönetilmesi du- rumunda işletmenin büyümesine katkõ sağlayabileceğini belirtti. Genç ve yaşlõ çalõşanlar arasõndaki farklõlõklarõn ödüllendirme ve iç ile- tişim kanallarõ aracõlõğõyla uyumlu hale getirilebileceğine dikkati çeken Türkkorkmaz, bu uyumun da şir- ketlerin geleceğine yönelik olumlu sonuçlar doğuracağõna işaret etti. Türkkorkmaz, şunlarõ kaydetti: “Yaş grupları arasındaki fark- lardan etkili biçimde yararlanıl- dığı takdirde yaratıcılığı ve üret- kenliği arttırıcı, güçlü bir moti- vasyon oluşturulabilir. Konuya özen gösteren yöneticiler, farklı- lıkları bastırmak yerine, bunu, yeni fikirler bulmak ve verimlili- ği arttırmak için kullanabiliyor. Araştırmanın diğer konusu olan ödüllendirme sonuçları ise Tür- kiye’deki yöneticilere yönelik çok pozitif olmayan bir algının varlığını ortaya koyuyor. Ankete katılan çalışanların büyük ço- ğunluğu bu konuda şikâyetçi olduklarını ve uygulamadaki yöntemlerle beklentilerinin ör- tüşmediğini belirtti. Genç kuşakların maddi bek- lentilerden çok eğitim, kurs ya da sertifika programları gibi orta vadede şirkete de katkı sağlaya- cak ödüllendirmeleri tercih et- tiklerini, yöneticilerin, tercih edi- len ödüllendirme mekanizma- larını işleterek ve uygulamaları güncelleyerek çalışanlarının mo- tivasyonlarını daha fazla arttıra- caklarını gözlemledik.” K rizden çıkıyor muyuz? Basına ve hükümete göre evet. Resmi rakamlara bakıldığında, tünelin ucunda henüz ışık yok. İşte geçen hafta açıklanan milli gelir rakamları. Yılın ikinci çey- reğinde ekonomi yüzde 7 küçülmüş. Yılın ilk yarı- sında ekonomi yüzde 10.3 oranında gerilemiş. Sa- nayi üretiminde devam eden küçülme dikkate alı- nırsa, gerileme hız kesmeyecek. Yatırım hacmin- deki daralma gerilemenin devam edeceğinin bir baş- ka önemli göstergesi. Sürekli belirtiyoruz, bu kriz düz bir hat izleme- yecek. Krizden 1994 ve 2001 yılında olduğu gibi kı- sa sürede çıkılamayacak. Türkiye’de iktisatçıların hemen hepsi gözlerini büyüme rakamlarına dikmiş durumda, Marksizm esinli iktisatçılar da dahil. İyi ama sosyal ilişkilerden soyutlanmış büyüme, fa- kirleşmenin de nedeni değil mi? İşte 2001 krizin- den sonra dikensiz gül bahçesinde kurulan 6 yıl- lık AKP hükümeti dönemi. 2008 dışarıda tutulursa ekonomi yüzde 7 civarında büyümüş. Öyle bir dö- nemdi ki, Türkiye tarihinde, sermaye birikiminin en rahat biriktiği dönemlerden biri söz konusuydu; grevler tarihin en alt seviyesine inmişti, ortalama üc- retler sürekli düşüyordu; verimlilik zirvedeydi. Ye- ter ki sigortam ödensin diyen “yarım asgari ücret”e razı milyonlar vardı. 2008 krizi, bu tür bir ekonomik büyümenin (ser- maye birikiminin) sistemi krizden kurtaramadığını kanıtlamıştır. Tam tersine, sistemin iç çelişkilerini derinleştirerek krizi çabuklaştırmıştır. Böylesi eko- nomik büyümenin ikinci önemli boyutu “çalışma iliş- kilerinin” veya sosyal ilişkilerin emek aleyhine aşı- rı derecede bozulmuş olmasıdır; yasal engeller ol- duğu halde esnek çalışmanın fiilen aşırı biçimde yay- gınlaşması, ortalama çalışma saatinin mesai öden- meksizin uzaması, sendikal örgütlenmenin zayıf- laması, sömürünün artması, ücretlerin reel düşü- şü… Bozulmanın en önemli göstergelerini oluştu- ruyor. Çalışma ilişkilerinin bozulması da krizi ön- leyemedi. Büyümenin sosyal ilişkilerden soyutlanarak ele alınması, “çalışma hayatı”na ait sorunların üzerini örtüyor. Büyüme istihdamı da arttırır, gelirleri de art- tırır izlenimi doğuyor; bu Keynesçi iktisadın hâlâ de- vam eden yanılsaması. Hükümetin geçen hafta açıkladığı Orta Vadeli Program gibi. Rapor, AB ve uluslararası kuruluş- lar dikkate alınarak yazıldığı için hiç kuşkusuz di- ğer resmi belgelerden daha gerçekçi. Topluma iyim- ser bir mesaj verme endişesi de yok. Fakat kâğıt üzerinde kalacağı bilinse bile, istihdamın geliştiril- mesine ilişkin hiçbir zahmete girilmemesi ilginçtir. Gizli anlaşmalar dışında olabilir belki bu tür bir yak- laşım; kamuoyu ile paylaşılan ekonomi belgeleri- nin hemen çoğunda toplumu ikna etmeye yönelik satırların olması âdettendir. Bu cüretin temel ne- deni, muhakkak ki sınıflar mücadelesinin içinde bu- lunduğu durum. Ama yine de bu yaklaşımın arka planı incelenmeye değer. Program işsizliğin önümüzdeki üç yıl boyunca azalmayacağını itiraf edecek kadar gerçekçi. Res- mi işsizlik oranı 2012’de 1.5 puan azalıp yüzde 13.3 olacakmış. Tabii bu, işsiz sayısının azaldığı anlamına gelmez. Her yıl emek piyasasına ortalama 850 bin kişi dahil oluyor, kırdan kente göç artıyor, daha çok çocuk, daha çok kadın ve daha çok uluslararası göçmen işçi Türkiye işgücü piyasasına giriyor. Kim- se işten çıkarılmasa bile işsizlik oranındaki 1.5 pu- anlık düşüş işsizler ordusunun bugünkünden çok daha büyük olmasını engellemez. Asıl önemlisi prog- ramın, istihdamın azaltılması için önerdiği tedbirin “esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması” ol- masıdır. Esnek çalışma emek tarihindeki en önem- li kazanım olan günde 8 saatlik çalışmanın altını çok- tandır oyup durdu, işsizlik bu nedenle yaygınlaştı. Kuşkusuz program tutarlıdır, daha en başta te- mel amaç olarak “ekonomide rekabet gücünü ar- tırmak” temel hedef olarak belirlenince, bunun sos- yal karşılığı emeğin esnek istihdamından başka bir şey olamaz; kıdem tazminatı olmayan, sendikasız, sigorta vb gibi ödemeleri olmayan makinenin bir par- çası olan emek. Gelgelelim sosyal ilişkilerin, bilhassa emek mücadelesinin programlara sığmadığını da unutmamak da yarar var. S A T I R A R A S I ERHAN BİLGİN Çalõşan kesimde kuşak çatõşmasõnda birinciyiz YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM Yaş Doldurmayõ Bekliyorsanõz Kõdem Tazminatõ Alabilirsiniz İ şçi ve işveren arasında en fazla sorun ya- şanan konuların başında kıdem tazmi- natı gelir. Kıdem tazminatı konusu, mül- ga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenmiştir. Kademeli emeklilikle ilgili 4447 Sayılı Kanun’la 1999 yılında yapılan ya- sa değişikliğine göre ise emeklilik için gere- ken sigortalılık süresi ile prim gün sayısını dol- durup yaşını doldurmayı bekleyen sigortalı- lara kıdem tazminatı verilmesi gerekir. Daha önce SGK tarafından 15 yıl ve 3600 gün sayısını doldurup yaşını bekleyen işçi- lerin kıdem tazminatı alabileceklerine ilişkin yazı verilmemekteydi. Ancak sonra buna iliş- kin yapılan düzenlemede ‘506 Sayılı Kanu- nun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı ka- nunun geçici 81’inci maddesine göre yaşlı- lık aylığı bağlanması için öngörülen sigorta- lılık süresini ve prim ödeme gün sayısını ta- mamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılma- ları nedeniyle feshedilmesi halinde işçilere kı- dem tazminatı ödenir’ deniliyor. Bunun anlamı şu: 08 Eylül 1999’dan ön- ce çalışmaya başladıysanız, aylığa hak ka- zanma koşullarından, yaş dışında, en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim öde- me gün sayısı koşullarını yerine getirdiğiniz en erken tarihte kıdem tazminatı yazınızı ala- bilirsiniz. 08 Eylül 1999 tarihinden sonra çalışmaya başlayanlar için ise durum farklı. Burada yi- ne 60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (A) ben- dinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaş koşulu dışında kalan sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısı koşullarını en erken yerine getirdikleri tarihte, kıdem tazminatına ilişkin yazı alabilecekler. Zaman kaybetmeden başvurun SGK, 15 yıl ve 3600 gün sayısını doldurup yaşını bekleyen sigortalılara 1475 sayılı iş ka- nununun 14. maddesine göre ‘Kıdem Taz- minatı Alabilir’ yazısını veriyor. Bu şekilde baş- vuru yapılması halinde kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Ancak, sigortalının ihbar tazminatı hakkı olmaz. Bu durumdaki işçilerin işten ayrıldıktan sonra başka işyerlerinde ça- lışmasına engel bir durum bulunmuyor. Türkiye’de her üç çalõşandan biri işyerinde kuşak çatõşmasõ yaşadõğõnõ söylüyor ‘Yeni Nesil’ ihracatçõlar yetişiyor 11 Kasım 1959 doğumluyum. 1 Ocak 1975 tarihinde yaşım tutmadığı için ablamın kim- liğiyle işe başladım. Sigortam da bu tarihte başladı. Toplam 836 gün sigortam yattı. Si- gortamı kendi adıma almak için 2005 yılında mahkemeye başvurdum ve kazandım. An- cak sigorta temyize yolladı ve şu anda sonucu bekliyorum. Bunun dışında 20.09.1989- 27.12.1996 tarihleri arasında Bağ-Kur’lu oldum. Toplam gün sayım 2717. Bunu da di- lekçe verip sigortaya aktardım. Daha sonra tekrar işe girip sigortalı oldum. (28.11.2005 tari- hinde işe başladım.) Burada da toplam 1080 gün sigortam birik- ti ve halen devam etmekte. Bu durumda ne zaman emekli olabi- lirim? Yargıtay’dan olumlu veya olumsuz cevap gelmesi halinde emekliliğim nasıl olur? Özcan Ürey Yargõtay’dan olumlu karar çõkmasõ ve toplam 5000 günü dol- durmanõz, Bağ-Kur’dan sonra 3,5 yõl SSK primi ödemeniz halinde SSK’den emekli olursunuz. Bağ-Kur’dan emekliliğiniz hem daha geç olur ve hem de daha fazla prim ödemeniz gerekir. Bu nedenle SSK’den emekli olmaya çalõşmanõzõ tavsiye ederiz. Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. NASIL EMEKLİ OLURUM? ING Bank Aslan KOBİ’yi oluşturdu ING Bank, KOBİ bankacõlõğõ çatõsõ al- tõndaki faaliyetlerini yeniden yapõlan- dõrarak hizmetlerini bundan böyle As- lan KOBi adõ altõnda sürdürecek. ING Bank KOBİ Bankacõlõğõ Grup Müdürü Yaprak Soykan, krizin de etkisi ile yõl- başõndan bu yana KOBİ kredileri yüz- de 3.4 küçülürken bankanõn aynõ dö- nemde KOBİ kredilerinde yüzde 13’lük bir büyüme gösterdiğine dikkat çekti. Soykan, hedeflerinin KOBİ pazar pa- yõnõ iki katõna çõkarmak olduğunu be- lirtti. “Aslan KOBİ için özel ekipler kurduk. Özellikle kriz döneminde KOBİ’lerin sorunlarını sahada çöz- mek üzere harekete geçtik. Uzman ekiplerimiz tek tek müşterilerimizin kapısını çaldı, destek isteyen KO- Bİ’lere terzi usulü çözümler buldu” diyen Soykan, Türkiye genelinde 367 şu- bede 400 personelin KOBİ bankacõlõğõ alanõnda uzmanlaştõğõnõ belirtti. Soykan 35 ticaret ve sanayi odasõ ile çeşitli pro- tokoller imzaladõklarõnõ belirtti. Orta Asya tekstil fuarı başladı Uluslararasõ Orta Asya Tekstil Teknoloji ve Cihazlarõ Fuarõ “CA- ITME - 2009” ile “Tekstil Expo Özbekistan-2009 ” Moda ve Teks- til fuarlarõ, Özbekistan’õn başkenti Taşkent’te açõldõ. Türkiye’den 30 şirketin katõldõğõ fuara Avusturya, Belçika, Danimarka, İtalya, Hindis- tan, İran, Belarus, Almanya, Çin, Kore, Hollanda, Pakistan, Rusya, ABD, Türkiye, Fransa, Çek Cum- huriyeti, Slovenya, Finlandiya, İs- veç, İsviçre, Japonya ve Özbekis- tan’dan toplam 176 şirket katõlõ- yor.Tekstil ürünlerinin ve teknolo- jilerinin tanõtõldõğõ fuarda konuşan Özbekistan Hafif Sanayi Birliği Başkanõ İlham Haydarov, hükü- metin tekstil sektörünün geliştiril- mesine çok önem verdiğini belirte- rek, 2010 yõlõnda sektöre 200 mil- yon dolarlõk yatõrõm yapõlmasõnõn hedeflendiğini kaydetti. “Kelly Global İşgücü Endeksi” araştõrmasõna göre Türkiye’de çalõşanlarõn yüzde 66’sõ işyerinde kuşaklar arasõ çatõşma yaşadõğõnõ ifade ediyor. Bu konuda Türkiye, araştõrmaya katõlan diğer ülkeler arasõnda da birinci sõrada yer alõyor. Çalõşanlarõn yüzde 77’si ise yöneticisinin yönetim ve ödüllendirme sisteminden memnun değil. İşe İade Hakkını Kazanan İşçinin Tazminatına Vergi Yok Torba kanun olarak da anılan 5904 sayılı ka- nunla Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan de- ğişiklik yürürlüğe girdi. Düzenlemeyle işe başlatmama tazminatında vergi kesilip ke- silmeyeceği açıklığa kavuşturuldu. Buna gö- re; işçinin işe iadesine karar verilmesi duru- munda, işveren karar tarihinden itibaren bir ay içinde işçiyi işe başlatmak zorundadır. İş- veren işçiyi öngörülen süre içinde işe baş- latmaz ise işçiye tazminat ödemekle yü- kümlü olur. İş sözleşmesinin sona erdirilmesi ve işve- renin işçiyi işe başlatmama sebepleri göz önünde tutularak, en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında olmak üzere, mahkeme veya özel hakem tarafından işe baş- latmama tazminatı belirlenecektir. İşe iade davasını kazanan işçiyi işe baş- latmayan işverence, işçiye ödenen ve mah- keme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki taz- minattan gelir vergisi kesilmeyecek. 5904 sayılı Kanuna eklenen geçici 77. madde ile hükmü ile de geriye dönük süre- ler için de vergi kesilmeyeceği ve işe iade iş- lemlerinin yapılacağı hükme bağlandı. İşe baş- latmama tazminatında damga vergisi işçiyi ön- görülen süre içinde işe başlatmaması halin- de ödemekle yükümlü olduğu en az dört ay- lık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki taz- minattan binde 6 oranında damga vergisinin kesilmesi gerekir. İhbar Tazminatı Nasıl Hesaplanır? İş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından haklı bir neden (derhal fesih) olmaksızın fes- hedilebilmesi için, işverenin işçiye işyerindeki kıdemine göre, ya belli bir süre önceden bil- dirimde bulunması ya da bu süreye ait ücre- tin diğer tarafa peşin olarak ödemesi gerekir. Uygulamada, bu düzenleme ihbar süresi ve ih- bar tazminatı olarak adlandırılır. İş Kanunu’na göre; İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için bil- dirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta, İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılma- sından başlayarak dört hafta, İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılma- sından başlayarak altı hafta, İşi üç yıldan fazla sürmüş olan işçi için, bil- dirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak sekiz hafta, Önce haber verilmesi ya da bildirim süresi- ne dönük ücretin peşin ödenmesi gerekir. Belirsiz süreli iş sözleşmesinin, İş Kanunu’nda belirtilen esaslara uyulmadan sona erdirilme- si halinde işi terk eden işçi ya da işçinin işine son veren işveren aynı maddede belirtilen bil- dirim sürelerine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek durumunda kalır. Bu şekilde ödene- cek tazminat uygulamada “ihbar tazminatı” ola- rak adlandırılır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre ödenecek tazminatlar ile bil- dirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin he- sabında 32’nci maddenin birinci fıkrasında ya- zılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para ve- ya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Ka- nundan doğan menfaatler de göz önünde tu- tulur. Yıllık izinle birleştirilmez 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, işveren ta- rafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halin- de ihbar süresiyle, işçiye verilmesi zorunlu ye- ni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe olamayacaktır. Bu durumda, Ya işçinin iş sözleşmesi ihbar süresi ta- nınarak veya ihbar süresine ilişkin ücreti peşin olarak ödenerek feshedilecek, kullanılmayan yıl- lık ücretli izin ise İş Kanunu’nun 59. maddesi- ne göre ücret olarak ödenecek, Ya da yıllık ücretli izin kullandırıldıktan son- ra bildirimli fesih yapılacaktır. Yıllık ücretli izin kullanılırken iş sözleşmesi bildirimli olarak feshedilecek olsa bile ihbar süresi, yıllık ücretli izin süresinin bitiminden itibaren başlar. Verilmesi gerekmeyen durumlar İş Kanunu uyarınca bildirim süresi verilme- si gerekmekle birlikte, aşağıda sayılan du- rumlarda ihbar süresi veya ihbar tazminatı söz konusu olamayacaktır. Buna göre; İşçi veya işverenin sözleşmeyi 4857/24- 25. maddeleri uyarınca bildirimsiz feshi, İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması halinde, İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu ku- rum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması ama- cıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumun- da, Sosyal Sigorta Yasalarında değişiklik yapan 4447 sayılı yasa ile getirilen bir hükümle, 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin birinci fık- rasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde ön- görülen yaşlar dışında kalan diğer şartları ve- ya aynı kanunun geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen si- gortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,işçiye ihbar tazminatı ödenmesine gerek bulunmamaktadır. Yargıtay, bir kararında hizmet akdinin emeklilik nedeniyle son bulması halinde ihbar tazminatı verilmesine gerek bu- lunmadığını belirtilmiştir. Krizden Çıkış Ama Nasıl?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle