18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2009 PAZAR 6 HABERLER Bugün yerimi, Doğan Ku- ban’ın Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji için yazdığı makale- ye bırakıyorum. Yazı önü- müzdeki cuma değil, tam bu- gün okunmalı!.. “Türk aydınları, Balkan top- lumları, ulusal kavgalara ve bağımsızlık mücadelelerine giriştikçe, kendilerinin Türk olduklarının farkına varmaya başladılar. Ruslar Ayastefanos (Yeşilköy), Bulgarlar Çatal- ca’ya geldikleri zaman Müs- lümanlık, Osmanlılık değil ‘Türklük’ hiç olmazsa İstan- bul’da, bir parça depreşti. Doğu illeri Rusların eline geçip Ermeniler Ruslarla birlikte savaşan kıt’alar kur- dukları zaman Ermeni bas- kısı ve katliamı, Osmanlı’ya ve Müslümana karşı değil Türk’e karşı yapılıyordu. Ve Peygamber’in Arapları İngi- lizlerle bir olunca da Türk’ün Türk olmaktan başka çare- si kalmadı. Türk-Osmanlı kimlik soru- nu, vatansever insanlar olan Osmanlı ordusu komutanları ve yüksek rütbeli subaylar için de kolay çözülmedi. Pek çoğu için İstanbul ve Hilafet, ulus ve Anadolu’dan kuram- sal olarak daha önemliydi. Birçoğu İstanbul’un işgali, Güney Anadolu ve Güney- doğu Anadolu’nun İtalyan ve Fransızlar ve İzmir’in Yunan- lılar tarafından işgalinden son- ra Türk ulusunun ve Türki- ye’nin farkına varmış olabilir. Kurtuluş Savaşı, değişik dünya görüşleri olan bu or- du mensuplarının vatanın kurtulması üzerinde, bütün ideolojik farklılıklar üzerinde yaptıkları bir anlaşma (con- sensus) üzerine temellen- miştir. Bu başarıya ulaşılıp düşman denize döküldükten sonra yapılan köktenci de- ğişiklikler artık liderliği ço- ğunlukça ve halkça kabul edilmiş Atatürk’ün 1938’e kadar formüle ettikleridir. Fakat tanımlamak, yasa çıkarmakla, okuma yazmasız, fakir neredeyse hiçbir şeysiz bir ortaçağ toplumunu de- ğiştirmek olanaksızdı. Yine de Kurtuluş Savaşı, dünya eko- nomik depresyonu ve II. Dün- ya Savaşı sürecinde Türki- ye’nin gerçekleştirdiği dün- yada eşi olmayan devrimci bir başarıdır. Mustafa Kemal düşünce- sine paralel düşünceleri Gandhi Hindistan’ında bul- mak zor olabilir. Çin de o ta- rihlerde bizim yaptığımızı gerçekleştiremedi. Gerçi benzer düşünceler vardı. Mustafa Kemal’le aynı ta- rihte (1881) doğan yazar Lu Xun, Çin’in karşısındaki dünya ile boy ölçüşmesinin Konfüçyüs düşüncesiyle gerçekleşemeyeceğini dile getiriyordu. Bu bir boy öl- çüşme tavrı olmalıydı. Cumhuriyetin kültürel so- runu da Batı’nın tanıtılması değildi. Osmanlı 19. yüzyılın aydınları bunu sağlamışlardı. Bu çağdaşlaşarak boy öl- çüşmekti. Halkın kendine inanması gerekiyordu. Ata- türk bu inancın yaratıcısıdır. Toplumu uydurma sorun- larla uğraştırıp geçmişi bu- landırmazsak “Eğer 30 Ağus- tos’ta Türk ordusu yenilse ve Yunan işgali gerçekleşse ne olurdu” senaryosunu canlan- dırmak yerinde olur. Trakya Yunanlılara ve Bul- garlara verilecekti. Çanakka- le uluslararası bir komisyonun kontrolünde olacaktı. İstanbul olasılıkla Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunanlı ve Ermenile- rin ortak idaresinde bir ulus- lararası dünya kenti olacaktı. Adalarla birlikte Ege kıyıla- rı, İzmir de dahil büyük Yu- nanistan’ın parçası olacaktı. Muğla’dan Mersin’e Akdeniz kıyıları Roma mirasçısı İtalyan krallığının sömürgesi olacak, Adana’dan Mardin’e iller Fran- sız sömürgesi Suriye’ye katı- lacaktı. Bu büyük Suriye Or- taçağ Kilikya Ermeni Devleti sınırlarına kadar uzanacaktı. Bugün belediye başkanları Kürt kökenli olan illerde, Ku- zey Irak’la birlikte, Amerikan mandası altında bir Kürt devleti kurulacaktı. 1917’de Karabekir’in yeniden ele geçirdiği Vilayeti Şarkiye, Sıvas’a ve belki Kayseri’ye kadar uzanan bir Ermeni devleti olacaktı. Trabzon merkezli bir Pontus Rum bölgesi, belki Yunanistan’a bağlı olarak kurulacaktı. Sevr Antlaşması’nda sı- nırları gösterilen Osmanlı İm- paratorluğu Halife-i Müsli- min’in idaresi altında Ürdün ya da Irak devleti gibi bir sö- mürge olacaktı. Merkezi Bur- sa ya da Konya olabilirdi. Bu Osmanlı Devleti Amerikan mandası altında ormancılık, hamsicilik ve madencilikle geçinecekti. Kıyıların Türkle- ri bu kırpılmış İç Anadolu’ya göç edecekler, kalanlar da Rusya’da, Bulgaristan’da ve Yunanistan’da yaşayan Türk- ler gibi ikinci sınıf vatandaş olarak yaşayacaklardı. İstanbul’un Türkleri de kı- yılardaki gibi İç Anadolu’ya göç edecekler, kalanlar İngi- liz, Fransız, Rus, Yunan va- tandaşı olacaklardı. Büyük camiler müze olacak, bazıla- rı da kiliselere vakfedilecekti. Bunların gerçek olma potan- siyeli Sevr Antlaşması met- ninde kayıtlıdır. Halife-i Müs- limin’in Bursa sarayında ika- met-i şahanesi, bu coğrafi perspektifte devam edecek- ti. Bugün Türkiye’de Osman- lı’ya geri dönmek isteyen ak- lı evveller var. onların geri dönmek istedikleri çağ, Ka- nuni çağı değil, Bursa Os- manlı Devleti olabilir. Bu geç- mişin Batılı önerileri yalan ve dolanla halkın bilincinden si- linmemelidir. Bereket geleceği Sevr de- ğil, savaşan Türklerin Lo- zan’ı saptadı. 30 Ağustos’un Malazgirt’ten geriye dönüş olmamasını Mustafa Kemal Atatürk, bugünkülerden daha ödün vermez bir Türk halkıy- la birlikte kanıtladı. Bu bağ- lamda ileri geri konuşanlar, söylemlerini kendi çöplükleri- ne gömmelidirler.” Ön Kayıt: 8-14 Eylül 2009 Kesin Kayıt: 23-30 Eylül 2009 Yer: Üsküdar Kampüsü Mesajlarda birlik vurgusu 30 Ağustos Zafer Bayramõ nedeniyle Cumhurbaşkanõ Gül ve siyasi parti liderleri de mesajlar yayõmladõlar. Gül ile liderlerin mesajlarõna, bir süredir tartõşõlan “açõlõm” konusunda yaptõklarõ değerlendirmeler damgasõnõ vurdu C HP Genel Başkanõ Deniz Baykal me- sajõnda, “kimsenin ülkenin toprak bü- tünlüğüyle, ulusal birliğiyle ve laik Cumhuriyetle oynamaya kalkmaması” uya- rõsõnda bulundu. Baykal, şunlarõ söyledi: “Geç- mişte olduğu gibi günümüz koşullarında da herkes çok iyi bilmelidir ki, biz bağımsızlığı- mızı, özgürlüğümüzü en güç koşullarda bile omuz omuza vererek kazandık. Sevr’i par- çalayıp tarihin çöplüğüne attık. Herkes bu ta- rihi gerçeği göz önünde bulundursun ve kim- se toprak bütünlüğümüzle, ulusal birliği- mizle ve laik Cumhuriyetimizle oynamaya kalkmasın. Bu inanç ve kararlılıkla, yalnız bi- zim değil, mazlum milletlerin gönüllerinde de çok özel bir yeri bulunan Kurtuluş Savaşı- mızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Ata- türk’ü, silah arkadaşlarını minnetle, şükran- la anıyor, şehitlerimize rahmet diliyor, tari- hin her döneminde canı ve kanı pahasına eşi görülmemiş kahramanlık destanları yazan Si- lahlı Kuvvetlerimizin gününü kutluyor, ga- zilerimizle, TSK mensuplarına sevgi ve say- gılarımızı sunuyorum.” B aşbakan Tayyip Erdoğan mesajõnda, 30 Ağus- tos’un, destansõ İstiklal Mücadelesi’nin zafer- le taçlandõğõ gün olduğunu vurguladõ. 30 Ağus- tos Zaferi’nin, kahraman Türk Ordusu’nun cesaret ve fedakârlõğõnõn ve tarih sahnesinden silinmek istenen Türk milletinin varoluş mücadelesinin en güzel ör- neklerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, şu gö- rüşlere yer verdi: “Milletimizin ortaya koyduğu bu yüce ruh ve şu- ur, inanıyorum ki her zaman canlı kalacak, yolu- muzu aydınlatmaya devam edecektir. Bizler de im- kânsızlıklar içerisinde büyük fedakârlıklarla ka- zanılan bu zaferin verdiği güç ve cesaretle, demok- ratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cum- huriyetimizi koruyarak, Türkiye’yi muasır mede- niyetler seviyesinin ötesine taşıma hedefimizi mut- laka gerçekleştireceğiz. Ne mutlu bizlere ki bugün bu hedefimize her zamankinden daha yakınız.” TP GENEL BAŞKANI ABDÜLLATİF ŞENER: SP GENEL BAŞKANI KURTULMUŞ: AKP samimi değil Öcalan sürece dahil edilmemeli İstanbul Haber Ser- visi - Saadet Partisi (SP) Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, “demok- ratik açılım” çalõşma- larõna ilişkin, “Bu sü- reçte Öcalan’ın sürece dahili asla söz konusu edilmemelidir. Ne ken- disiyle, ne de avukat- larıyla, doğrudan ya da dolaylı olarak gö- rüşme ya da pazarlık- tan kaçınılmalıdır” uyarõsõnda bulundu. Kurtulmuş, “Devlet, şimdiye kadar kaybo- lanlar, faili meçhuller, işkenceden zarar gö- renlerin ailelerinden özür dilemelidir” öne- risinde de bulundu. Kurtulmuş, partisince Fatih’teki Ali Emiri Kül- tür Merkezi’nde “Barış ve kardeşlik için gö- nüllü birliktelik” ko- nulu konferans vererek, hükümetin demokratik açõlõm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bu- lundu. “Demokratik açılım” konusundaki tartõşma- larõn üslubuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Bi- risi diyor ki, ‘sen na- mussuzsun’. Ötekisi di- yor ki, ‘asõl sen namus- suzsun’. Bu üslupla mı sorunları çözeceğiz” diye sordu. Demokratik açõlõm ko- nusunda kamuoyunun “hükümete destek ve- renler” ve “hükümete karşı olanlar” şeklinde bir kamplaşma yaşan- dõğõnõ da söyleyen, Kur- tulmuş “Ne olduğu açık olarak ortada olma- yan bir süreç var. Hü- kümetin elinde bir pro- je yok. Dolayısıyla bu- nun karşısında olmak ya da yanında olmak gibi bir durum söz ko- nusu değildir” dedi. İstanbul Haber Servisi - Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şener, demokratik açõlõm sürecinin son derece hassas bir konu olduğu- nu ve hükümetin çalõşmalarõnda sa- mimi olmasõ gerektiğine dikkat çek- ti. Şener, “Ağıza alınmayacak ve devlet adamına yakışmayacak kü- fürler samimiyetsizliğin gösterge- sidir. Konu Türkiye’nin günde- mine dışarıdan aktarıldı. Zaman- lamaya baktığımızda bu açılım, ABD’nin Irak’tan çekilmesiyle pa- ralel bir döneme rastlamıştır. Ko- nunun dışarıdan Türkiye’ye em- poze edildiği izlenimini vermiş- tir” uyarõsõnda bulundu. Türkiye Partisi İstanbul İl Baş- kanlõğõ’nca önceki akşam Maltepe Wonderland Restoran’da gerçekleş- tirilen iftar yemeğine katõlan Abdül- latif Şener, gazetecilerin demokratik açõlõmla ilgili sorularõnõ yanõtladõ. Şe- ner, sürecin uzlaşmadan uzak, siya- si partiler arasõnda kavgaya neden ol- masõnõ samimiyetsizliğe bağladõ. Şe- ner, “İktidar, konu ve konunun özüyle ilgili tek bir cümle söyle- memiştir. Ama bir aydır kavga edi- liyor. Bunu her vatandaşın sorması ve sorgulaması gerekir. İçiş-leri Ba- kanı Beşir Atalay, pazartesi günü ne söyleyecek, ben de merakla bekli- yorum” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Gül, mesajõnda, Başkomutan Atatürk’ün önderliğinde kazanõlan 30 Ağustos Zaferi’nin dünya tarihinin sayfalarõna altõn harflerle yazõldõğõnõ belirtti. 30 Ağustos’un aynõ zamanda Atatürk’ün komutanlõk ve liderlik dehasõ, Mehmetçiğin cesaret ve kahramanlõk destanõ olduğunu kaydeden Gül, vatanõn her karõş toprağõ için kadõnõ erkeği, genci yaşlõsõ, doğulusu-batõlõsõ herkesin omuz omuza vererek savaştõğõnõ vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: “Yine onlar Yüce Atatürk önderliğinde hep birlikte Cumhuriyet’i kurdular ve onu güçlendirdiler. Yakılan, yıkılan Anadolu’yu baştan sona yeniden inşa ettiler. Bizlere güzel bir gelecek kurmak, onurlu bir hayat yaşatmak için gecelerini gündüzlerine kattılar. Bugün bizler de onların mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Demokrasisini olgunlaştıran, insan hak ve özgürlüklerinde ciddi adımlar atan, ekonomisini güçlendiren Türkiye geleceğe güvenle bakmaktadır. Farklılıklarımız birliğimizi tamamlayan zenginliklerimizdir. Bin yıldır bu topraklarda barış içinde yaşayan bir milletiz. Bin yıldır olduğu gibi bundan sonra da kimse bu birlikteliğe zarar veremeyecektir. Yeter ki kendimize güvenmeye devam edelim. En büyük gücümüz olan birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Türkiye, istikrarını koruyan, uluslararası alanda ağırlığını sürekli arttıran güçlü bir ülke olarak yükselmeye devam edecektir. Dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri de bölgesinde bir istikrar unsuru olarak, dünya barışına katkılarıyla ülkemizin saygınlığını arttırmaktadır.” DENİZ BAYKAL’DAN UYARILI MESAJ ERDOĞAN: HEDEFE HER ZAMANKİNDEN DAHA YAKINIZ T BMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, mesajõnda, Türk milletinin tarih boyunca bağõmsõzlõğõndan ve özgürlüğünden asla ödün vermediğini ve bu uğurda her türlü mücadeleyi göze aldõğõnõ belirtti. 30 Ağustos Zaferi’nin, Türk milletinin tarih yolculu- ğundaki şeref halkalarõndan biri olduğunu vurgulayan Şahin, “Milletimizin bağımsızlığı uğruna kazanılan bu büyük zaferlerden ilham alarak demokrasimi- zi güçlendirmek, özgürlüklerimizi geliştirmek ve ül- kemizi çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaştırmak he- pimizin ortak sorumluluğudur. Cumhuriyetimizin kuruluş ideallerini gerçekleştirmek ve ülkemizi ge- leceğe taşımak için ihtiyaç duyduğumuz gücün kay- nağı, kurtuluş mücadelemizi zafere taşıyan birlik ve beraberlik ruhudur. Milletimizin ortak değer- leri, Cumhuriyetimizin nitelik ve hedefleri etrafında kenetlenerek aşamayacağımız engel, çözemeyece- ğimiz sorun yoktur” dedi. ŞAHİN: ZAFER BİRLİK VE BERABERLİK GETİRDİ BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI 30 Ağustos’ta Yunanlılara Yenilseydik... [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle