25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Neden? Sevgili, Gazetecilikte neyin haber olduğunu anla- tan bir fıkra vardır. Derler ki, bir köpeğin ada- mı ısırması haber değildir, ama bir köpek, adam tarafından ısırılırsa o haberin mükem- melidir. Olaya bu açıdan bakınca, hayvan dostu Be- kir Coşkun’un, Ayvalık’ta iki köpek tarafın- dan ısırılmasının birçok gazetemizin çok ilgi- sini çekmesine ve hemen haberleştirilmesi- ne yol açan büyük merakın nedenini doğru- su pek anlayamadım. Hayvanlarla, köpeklerle haşır neşir bir insanın, pek muhtemelen bir it dalaşının arasına karıştığı anda (zaten daha sonra kendisinin yaptığı açıklamada da bu hu- sus ortaya çıkıyordu) ısırılmış olması doğal kar- şılanmalıydı. Peki, o zaman neydi bu ilginin nedeni? Bana sanki, kedilere köpeklere, hayvanla- ra bu kadar ilgi gösteren Bekir Coşkun’a “Bu kadar hayvan düşkünü olursan, işte başına bunlar gelir” demek istiyorlarmış gibi geldi. Belki kimileri olaya keyifle gülmüşlerdir bile. Hayvanseverliği ile tanınmış bir yazarı kö- peğin ısırmasının haber olduğu Türkiye’de, uy- gar insanların yaşadığı ülkelerde, manşetlik haber olacak olan insanın hayvana tasarlan- mış vahşet olayları ise her zaman görmezden gelinir. Geçen günkü Hürriyet’in (28 Ağustos) “Gü- zin Abla” köşesinde Bursa’da bir hamile ine- ğin kesilmesi hadisesi vardı ki, doğrusu birinci sayfadan resimli manşetlik bir olaydı. Ayrıntılarına girmeyeceğim, vahşetin ve iğrençliğin bu kadarını miden kaldırmaz. Hemen altında da “Kübra” rumuzuyla ya- zan ve İsviçre’de oturduğu, bir de köpeği ol- duğu anlaşılan okurun, ülkemizde hayvanla- ra ne kadar kötü davranıldığını gördüklerin- de şaşırdığını vurgulayan mesajı yer alıyordu. Önce Güzin Abla sütununun, kadın mı er- kek mi olduğunu bilmediğim (çünkü zaman zaman; Sabiha Deren örneğinde gördüğü- müz gibi, erkek de oluyorlar) yazarını olayla ilgilendiği için candan kutlarım. Ayrıca ilgisi- ni de doğal karşılıyorum, çünkü kendi sütu- nunda, sık sık gündeme gelen sevda sorun- larındaki büyük çıkmazlarımızdan birinin ne- deni de bu. Hayvana işkence eden bu in- sanların insanları insanca sevmeleri mümkün olabilir mi? Dindar olduğunu söyleyen, ama inandığı Tanrı’nın can verdiği yaratığa zulmeden in- sanın nasıl bir Tanrı inancı ve korkusu olabi- lir ki?.. Çağdaş insanın hayvanlara karşı tutumuna bir örnek göstermek için Fransız televizyon ka- nallarının birinde yayımlanan “Otuz Milyon Dost” programını anlatabilirim. Her gün ya- rım saat süreyle evcil dostlarımızın öyküleri- nin, dertlerinin anlatıldığı program, ülkenin en çok izlenenlerinden biri. Yurttaşlarımızın hayvanlara karşı davranı- şına baktığım zaman, hiç de göğsümü gere gere “Ne mutlu Türküm diyene” diyemiyorum. Şimdi kimse çıkıp da “Birkaç kendini bil- mezin davranışlarını bütün halka mal etmemeli” demesin. Hepimiz bu vahşetin hangi boyut- lara vardığını biliyor, nasıl bir ritüele dönüş- asirmen@cumhu- riyet.com.tr türüldüğünü her kurban bayramında özellikle büyük ken- tin cadde, sokak, park ve otoyol ke- narlarında görüyo- ruz. Zaman zaman düşünüyorum, in- san ve hayvan sev- gisi birbirlerinden ayrılabilir mi, diye. Şimdi denecek ki, insan ile hayvan ay- rı türler. Ama unut- mayalım, feodal toplumlarda insanın bir cinsi, kadın da tam insan sayılmı- yordu. Kadının in- sandan sayılması için az mı zaman geçti, az mı çaba harcandı? Hâlâ kimi ülkeler- de veya bölgelerde kadının hali yürekler acısı. Kürt açılımın- dan söz ederken hep düşünüyorum. Aslında sözünü etti- ğimiz Kürtlerin yarı- sı, yani erkek olan- ları mı diye. Neyse, erkeğin kadına saygısı uy- garlığın ürünü. Bel- ki de daha uygar- laştıkça, hayvanlara, bütün canlılara da, sevgiyi değilse bile belirli bir saygıyı ya da davranış biçimi- ni benimseyebile- ceğiz. O zamana kadar da hiçbir şeyimizle övünecek halimiz olmayacak pek. OZAN YAYMAN TORBALI - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, AKP iktidarõnõ DTP ve PKK ile işbirliği içinde milli eği- tim sistemini sabote etme girişimin- de olduğunu söyledi. Baykal, okul- lardaki ayrõştõrma isteminin PKK projesi olduğunu belirterek, “Bizi te- rör bölmez. Bizim milletimizi, di- limizi ayırmak böler” dedi. CHP lideri Baykal, bir dizi ince- lemede bulunmak için dün İzmir’e geldi. Baykal, gazetecilerin Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn, Kürt açõlõmõnõ anlatmak üzere ran- devu talebinde bulunmasõ duru- munda nasõl yanõt vereceklerine iliş- kin soruya, “Türkiye’yi bölmeye götürecek bir projeyi anlatmaya gelecekse hiç gelmesin” yanõtõnõ verdi. Baykal, Cumhurbaşkanõ ve Başbakan’õn, “Kürt açılımı” adõnõ son dönemlerde çok sõk dile getir- diklerine dikkat çekerek şunlarõ söy- ledi: “Bizi birbirimizden niye ayır- mak istiyorlar? Herhalde bir mec- buriyetleri var. Başbakan yılbaşı- na kadar önlerinde tarihi bir fır- sat olduğunu ve o zamana kadar bu meseleyi çözeceğini söylüyor. Bunları 30 Ağustos Zafer Bayra- mı’nı kutladığımız bir dönemde di- le getiriyor. 30 Ağustos’un, 87. yı- lını kutluyoruz. Seni 87 yıl taşımış bir sistem var, yılbaşına kadar mı dayanamayacaksın?” Analarõn gözyaşõnõ dindirmenin tek bir yolu bulunduğunu onun da, PKK’nin silah bõrakmasõndan geç- tiğini söyleyen Baykal, “PKK elin- de silah tutacak. İstediği zaman si- lah sıkacak ve anaların gözyaşı bu şekilde dinecek! Başbakan hanidir ağzında bir sır saklıyor. Açılım söylemiyle ilgili net açıklama yap- mıyor. Ancak AKP milletvekili Hayati Yazõcõ aracılığıyla ağızla- rındaki baklayı çıkarmaya başla- dılar. Neymiş, okullarda Kürtçe eğitime başlanacakmış. Okullara ayrışma getirmek istiyorlar. Bu ya- pılırsa tek millet anlayışımızı kay- betmeye başlarız” diye konuştu. Er- doğan’õn, milli eğitimi etnik hale ge- tirmeyi hedeflediğini vurgulayan Baykal, İzmir’de Başbakan Erdoğan’õ sert bir dille eleştirdi. Cumhurbaşkanõ Gül ve Erdoğan’õn Kürt açõlõmõnõ sõk sõk dile getirdiklerini belirten Baykal, “Bizi birbirimizden niye ayõrmak istiyorlar” diye sordu. Baykal: İşbirliği içindeler AKP’nin,PKKveDTPilebirliktemillieğitimsisteminiortadankaldırmakistediğinisöyledi Baykal, şöyle devam etti: “Kürt kökenli vatandaşlarımız iş, aş ve nitelikli eğitim istiyor. Ay- rıştırma, bölünme istemiyor. Biz de, Türkiye’nin en nitelikli okul- larını Güneydoğu bölgesinde de açalım diyoruz. Anadolu liseleri- ni bu bölgede yaygınlaştıralım diyoruz. AKP iktidarı ise Kürt va- tandaşlarımızı Kuzey Irak’a doğ- ru yönlendirmek istiyor. AKP, PKK ve DTP ile işbirliği içinde eğitimi sabote etmek istiyor. Bu, PKK’nin planıdır. Bu plan ile anaların gözyaşı dinmez.” ‘AKP oy kaybediyor’ Türkiye’nin, 2011 yõlõnõn mayõs ayõnda seçime gideceğine işaret eden CHP lideri, Baykal, “8 puan oy kaybettiler ve erimeye devam ediyorlar. Abbas yolcudur. Abbas gidinceye kadar el ele vererek bunlara karşı duralım” dedi. İzmir’de yurttaşların büyük ilgi gösterdiği CHP lideri Deniz Bay- kal, hüküme- tin Kürt açı- lımını ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi. (Fo- toğraf:AA) ÇEVİRMEN TONGUÇ OK’A YÖNELİK KISITLAMA ‘Uygulama çağdõşõ’ Kültür Servisi - Geçen gün- lerde Kocaeli 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü çevir- men Tonguç Ok’un sipariş et- tiği İspanyolca ve Kürtçe kitap ve dergilerin kendisine cezaevi yönetimince verilmemesine tepkiler sürüyor. Çev-Bir (Kitap Çevirmenleri Birliği) ve TYS’nin (Türkiye Yazarlar Sendikasõ) ardõndan şimdi de Hasan Anamur baş- kanlõğõndaki Çeviri Derneği ko- nuyla ilgili bir açõklama yaptõ. Açõklamada. “Serbestçe ulaşı- labilen kaynaklara, cezaevin- dekilerin de ulaşmaya hakkı- nın bulunduğu, bunu engelle- yici karar ve düzenlemelerin özgürlüklerle, temel haklarla ve hukuk devletiyle bağdaş- mayacağı inancındayız” görüş- lerine yer verildi. Açõklamada, hükümlülerin psikolojik durum- larõ düşünülerek mesleki faali- yetlere teşvik edilmesinin ev- rensel bir hukuk ilkesiyken, bir hükümlünün önüne engel çõka- rõlmasõnõn “vicdanları yarala- yacak bir çelişki” olduğu ifade- lerine yer verildi. Açõklamada, Çeviri Derne- ği’nin bu konuda duyarlõlõk gös- teren diğer örgüt ve kuruluşlarla birlikte konunun takipçisi olma- ya devam edeceği ve gerekli resmi girişimlerde bulunacağõ vurgulanõrken söz konusu uygu- lama da “çağdışı” ve “kabul edilemez” olarak nitelendi. HEM İKTİDARA HEM MUHALEFETE ELEŞTİRİ DTP herkesi suçladõ İstanbul Haber Servisi - DTP İstanbul İl Başkanlõğõ “1 Eylül Dünya Barış Günü”nde Kadõ- köy’de düzenlenecek mitinge çağrõ için bir basõn toplantõsõ dü- zenledi. Toplantõda “Kürt açılı- mı” ele alõnõrken CHP ve MHP’nin duruşu sapõk ve sapma olarak nitelendirildi, AKP ise sa- mimi olmamakla suçlandõ. Tarlabaşõ’ndaki DTP İl Baş- kanlõğõ’nda düzenlenen toplantõ- ya, İl Eşbaşkanlarõ Mustafa Avcı ve Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Yönetim Kurulu üyesi Murat Aziztunç katõldõ. Bu yõl kutlana- cak 1 Eylül’ün tarihi bir döneme- ci ifade ettiği belirtilen açõklama- da, Kürt açõlõmõnõn umut olduğu ifade edildi. Ancak bu süreçte, CHP ve MHP’nin kan, gözyaşõ ve ölüm üzerinden ucuz politik hesaplar yapmakla suçlandõğõ açõklamada, AKP için ise “Ya çözerler ya da diğerleri gibi ta- rihe karışır giderler” ifadeleri kullanõldõ. Açõklamada, “PKK ve Kürt önderliği yani Kürt ta- rafı, barışa, çözüme olan inan- cını ve yaklaşımını pratiği ile açığa çıkarmıştır. PKK lideri- nin çözüm için geliştirdiği yol haritası, toplumsal tüm kesim- ler tarafından merakla bekleni- yorken maalesef karanlık güç- ler tarafından engellenmiştir” ifadelerine yer verilmesi dikkat çekti. Açõklamada, DTP’nin 32 ilçede 1 Eylül Dünya Barõş Günü için hazõrlõk yaptõğõ kaydedildi. MHP LİDERİ BAHÇELİ ‘Toplumsal ötanaziye gidiyoruz’ YÖK HAREKETE GEÇTİ Rektörlere inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Kürt açõlõmõ tartõşmalarõna dikkat çe- kerek yaşanan bu “yıkım” sürecinde Türkiye’nin “toplumsal ötanazi”ye doğru yol aldõğõnõ söyledi. Bahçeli, yaşanan sürece karşõ ülkücüleri “de- mokratik meşru zeminde” mücadele etmeleri konusunda uyardõ. Bahçeli, Anadolu Gösteri Merke- zi’nde partililere yönelik “Çözülen Ülke Türkiye ve Ülkümüz” konulu bir konferans verdi. Konferansta Bahçe- li’nin, 12 Eylül öncesinde ölen ülkü- cülerin isimlerini saymasõ, partililere duygulu anlar yaşattõ. Partisine yönelik “Erciyes’te uluyanlar, Ankara’da kuzu olmamalı” eleştirisini getiren AKP Grup Başkanvekili Bekir Boz- dağ’a da isim vermeden yanõt veren Bahçeli, “Erciyes’teki bozkurtun sesini Ankara’da da arayan küçük beyinlerin ve küçük kafaların büyük davaları taşıdığı görülmemiştir” söz- leriyle yanõt verdi. Ülkücülerin müca- delelerini mutlaka “demokratik meş- ru zeminde vermeleri” uyarõsõnda bulunan Bahçeli, “Bu açıdan ülkücü- ler, demokratik zemini kullanacak- lar, başka mecralarda, denetimsiz or- tamlarda, kontrol dışına çıkabile- cek maceralarda yer almayacaklar- dır. Ülkücülük ve milliyetçilik mar- jinal bir anlayış ve sokak hareketi de- ğildir. Sokakta bulunmamıştır. So- kakta kurulmamıştır. Sokakta kay- bedilmeyecektir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Erge- nekon soruşturmasõnda gözaltõna alõnan ve tutuklanan akademisyen hakkõnda in- celeme başlattõ. YÖK yetkilileri ince- lemenin, adli soruşturmalarda adõ geçen her akademisyen için yapõlan rutin bir işlem olduğunu belirtti. YÖK, incele- nen isimlerle ilgili savcõlõktan ve Er- genekon davasõnõn yürütüldüğü mah- kemeden bilgi ve belge istedi. Musta- fa Yurtkuran, Fatih Hilmioğlu, Ferit Bernay gibi eski rektörler ile Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal da incelenen isimler arasõnda bulunu- yor. 4 aydõr tutuklu olan Haberal’õn 2 ay içinde tahliye edilmemesi duru- munda yerine yeni bir rektör atanma- sõnõn da gündemde olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle