19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Hemen herkes Nazi Al- manyasõ’nõn inanõlmaz gad- darlõğõnõ anlatan en çarpõcõ filmlerden biri olan “So- fi’nin Seçimi” adlõ filmi bilir. Wil- liam Styron’un yazdõğõ kitabõ da be- nim bildiğim pek çok insanõn başu- cu kitabõdõr. Film, Polonya’da binlerce insanõn yakõldõğõ Nazi toplama kamplarõnda geçen, inanõlmasõ zor , zorunlu bir tercihi anlatõr. Toplama kampõnda- ki genç anne Sofi, iki çocuğu ara- sõnda bir tercihe zorlanõr, çocuklar- dan biri yakõlma fõrõnõna gönderile- cektir, öteki yaşayacaktõr. Sofi’ye “İçlerinden birini seç” derler. Ve Sofi seçer ve geri kalan hayatõnda bu tercih onu dengesiz bir yaşama ve ni- hayet intihara sürükleyecektir. Zulüm yalnõzca Nazilere ait değil, zulüm her yerde ve çok değil bir ay önce Muş’ta yaşayan genç anne Si- nem ve kocasõ Mustafa’nõn başõna gelenler bir Nazi zulmünü anõmsa- tõyor. Bu kez zulüm, Doğu Anado- lu’nun bahtsõz kenti Muş’ta, devlet hastanesinde, yaşama tutunmaya ça- lõşan erken doğmuş bebeklere küvöz bulunmamasõ nedeniyle yaşanõyor. Genç anne Sinem erken doğum yapõyor ve Sinem’le Mustafa’nõn 6.5 aylõk iki küçük kõz çocuğu dün- yaya geliyor. Birinin adõnõ Mer- yem koyuyorlar, öbürünün adõnõ Ebrar. Ama ikizlerin solumun sorunu var, koskoca Muş Devlet Hastane- si’nde bebekleri koyacak küvöz yok ve civardaki kentlerde küvöz aran- maya başlanõyor. Van’dan bekle- nen haber geliyor ama ikizlerden sa- dece biri için bir şans var. Çünkü tek bir küvöz var, ve anne-baba tõpkõ So- fi’nin seçimi gibi bir seçimle karşõ karşõya kalõyorlar. Çocuklardan bi- ri küvöze gidecek, öteki ölecek. Evet, ölecek... Anne-baba daha iyi, sağlõklõ göründüğü için Ebrar bebeği seçiyorlar ve Meryem bebek ölüyor, annesi arkasõndan arkaik dönemler- de kurban edilen kõz çocuklarõna ya- kõlan ağõdõn bir benzerini Muş ova- sõnda bir çõğlõk gibi haykõrõyor. Kurt- lar, kuşlar bu acõ karşõsõnda susu- yorlar. Yer gök susuyor... Bütün bunlar bu ülkede oluyor, yõllarca aşiret düzeninin sürebilme- si için iktidarlarõn yoksul ve yoksun bõraktõğõ Doğu Anadolu’da, bir kentte. Nazi Almanyasõ’na gitmeye gerek yok, şuracõkta yanõ başõmõzda olup bitiyor her şey. Sevgili Demirtaş, ömrün yetsey- di eğer, bu arada tanrõnõn tüm sev- gili kullarõnõ erkenden yanõna çağõr- dõğõna umutsuzca inanmaya başlõ- yorum, evet ömrün yetseydi, kimbilir canõnõ yakan kaç tane böyle hikâ- yeyle Türkiye gerçeğini anlatmayõ sürdürürdün. Şu başõ sonu belli ol- mayan ve hepimize post-modern diye yutturulan, hem toplum hem in- san gerçeğine uzak hikâyelere inat! Nedense senin öldüğüne inana- mõyorum ve tuhaf bir şey, Meryem bebeğin yukarõda seni karşõlayacağõ hissine kapõlõyorum. Yaşam bize öyle çok ihanet gösterdi ki, daha fazlasõnõ görmemek için öldüğünü düşünmeden ede- miyorum. Şimdi anõmsõyorum, o güzel za- manlarda hep birlikte Çanakkale’den Dikili’ye dolaşõrdõk, çoğunluk ço- cuklar da yanõmõzda olurdu ve ken- dimize çadõr tiyatrosu adõnõ koy- muştuk. İşimiz gücümüz insan ka- labalõğõ gördüğümüz her yerde ça- dõrõmõzõ kurup, elimizden geldiğin- ce, dilimiz döndüğünce bizi dinle- yenlere hikâyeler anlatmaktõ. Hikâ- yeler çoğunluk onlarõn hikâyeleri olurdu ve sorarlardõ: “Yahu sen benim hayatımı nereden biliyor- sun?” Sen kocaman kahkahanõ koy- verip, “Biraz önce senden dinledim, unuttun mu?” derdin. Hoşça kal Demirtaş Ceyhun... Asya, şimdilerde kocaman bir kõz ol- muşsundur, çocukluğun kadar neşeli misin, babanõn kahkahasõ sende sür- sün... Günöz, en güzel anõlar sen- dedir ve ne yazõk ki elimden sana sa- bõr dilemekten başkasõ gelmez. Sa- bõrlar sevgili kardeşim... CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada en uygun zemini bu iktidarda bulanlar için Kürt so- rununa yeni bir açılım getirileceğine işaret eden açık- lamalarda dikkati çeken nokta: Çözüm arayışında hemen bütün siyasal partilerin, kuruluşların ve medyanın yardımına, desteğine önem verileceğini iddia eden satırlardı. Oysa: İktidarın -elbette bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın destek veya teşvikiyle- Kürt açılımına ilk önemli gi- rişimi Polis Akademisi Başkanlığı yaptı. Dün “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Modeli- ne Doğru” başlıklı (bir zamanlar kamutay, kurultay gibi adlandırmaları alaya alanların) bu kez çalıştay adını verdikleri bir toplantı düzenlendi. Toplantının konusu Beşir Atalay’ın (tabii RTE’nin) açıklamaları; terörist başı Abdullah Öcalan’ın 15 Ağustos’ta açıklayacağı yol haritasının önünü kes- meyi amaçlıyor. Öyle çözüm bulacağız ki, dünyada Türk modeli di- ye anılacak diyor Bay Atalay! Acaba? Niyet Türkiye modeli yaratmak mı? Yok- sa? Toplantıya davet edilen, özellikle cımbızla seçilen gazetecilerin isimleri kuşkulara neden oluyor. Tür- kiye modeli değil, AKP modeli bir çözüm peşinde olunduğu izlenimini veriyor. Kanıtı: Toplantıya Türkiye modelini iktidarın gö- rüşlerine koşut yazarların, konuşanların çağrılma- ya özen gösterilmesi! Toplantıya çağrılı olanlar her fırsatta AKP iktida- rına yan çıkan.. solculuktan dönme Hasan Cemal başta olmak üzere Oral Çalışlar ve Cengiz Çandar gibi geçmiş kimlikleri ve bugünleri bilinen iki isim.. ve sonra iktidar yandaşı, kimi zaman Yeni Şafak’taki iki isimli yazılarında çifte karakter sergileyen Fehmi Koru.. askerin her davranışına, görüşüne karşı çı- kan Ali Bayramoğlu.. iktidarın görüşlerine, icraatı- na, her girişimine yalakalığın örneklerini veren Mus- tafa Karaalioğlu gibi.. ve damadın gazetesi sayı- lan Sabah’ın Genel Yayın Müdürü Erdal Şafak… Bu isimler arasında AKP hükümetinin şu veya bu biçimde baskısını dikkate almayarak konuşan, ya- zan, yorumlayan tek bir gazeteci yok! Bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne bağlılığını ka- nıtlayan tek bir yazar yok! Kürt açılımına iktidarın istediği biçimde yorum ge- tiren gazeteciler konuşmacı. Bu iktidarla, bu RTE ile Kürt sorununa bütün Tür- kiye’yi kucaklayan bir çözüm bulunabilir mi? İçtenliği tartışma dışı kimi yazarlar Kürt açılımıy- la ilgili asker-sivil görüşleri yazarken yanılgıya dü- şüyor, hükümetle ilgili bir olasılığı gündeme getiri- yorlar. Çözüm için örneğin; hükümetin anayasa değişikliği, Güneydoğu’ya özerklik verilmesi, Kürtçenin eğitim dili olması, koruculuk sisteminin kaldırılması, genel af ilan edilmesi gibi PKK-DTP çizgisini memnun ede- cek bir paketten… Öcalan gibi bir toplum katilinin muhatap alınmasından söz ediyorlar. Şayet bu hükümet bütün Türkiye’yi kucaklayacak çözüm paketi hazırlar ise sözü edilen bu öğeler açı- lım paketinde nasıl yer alacak? CHP ve MHP; elbette bu memleketin birlik ve dir- liğine saygılı aydınları, yazarları ve medyanın bir kıs- mı.. kuşku yok Atatürk Cumhuriyeti’nin askerleri; Tür- kiye’nin üniter yapısını değiştirecek en ufak girişimi… AKP ile PKK+DTP ne kadar hevesli olursa olsun, böy- lesi bir açıklamayı asla kabul etmeyecektir. Zaten Kürtlere demokratik haklar vermek ne de- mek? Şayet demokratik açılımlar yapılacak, kimi yasa- lar değiştirilecekse.. bu sadece bir etnik grubu tat- min etmek.. AB’ye, PKK’ye, AKP’ye yalaka selamı vermek için değil.. etnik kökeni ne olursa olsun, ön- celikle anayasal Türk kimliğini içtenlikle benimsemiş.. yüreğinde ve kafasında başka olasılıklar yer etme- yen.. insanlarımız için değiştirilecektir. Bugün askeriyle siyasetçisini iç ve dış her olana- ğı kullanarak yenilmeye zorlayan örgütün siyasal ucu Demokratik Toplum (Kürt) Partisi… Bu partinin Kürt sorununun çözümünde DTP’nin, terör örgütü- nün ve Öcalan’ı muhatap almanın önderliğini yapan Türk (Kürt) Ahmet ile Ayna Emine’nin dayatmala- rı, zorlamaları başarı sağlayamayacaktır. Türk (Kürt) Ahmet; Kürt sorununu şişeden çıkan cine benzetti, artık önlenemez, dedi. Ama Türkiye’nin üniter devlet yapısına inanan, ya- nında arkasında önünde duran, Türk (Kürt) Ahmet’i, Ayna Emine’yi, Sakık Sırrı’yı ve benzerlerini de çar- pacak başka öyle cinler var ki… Ortaya çıkmalarını zorlamasınlar! / IŞIL ÖZGENTÜRK isilozgenturk gmail.com Sofi’nin Seçimi Değil, Sinem’in Seçimi Cumhurbaşkanõ Gül’ün ‘koşulsuz’ ziyaret ettiği Sarkisyan’õn Türkiye’ye ‘önkoşullu’ ziyareti tartõşma yarattõ ‘Sarkisyan’ın talebi kabul edilemez’ Baştarafı 1. Sayfada Öymen, “Bu girişimin tek sonucu Azerbaycan’ı küstürmek oldu, ya- ni olumsuz etki yaptı. Sonuçta, Baş- bakan’ın Azerbaycan’a gidip, geri adım atması gerekti” dedi. Türki- ye’nin bu yaklaşõmõnõ bilen Ermenis- tan’õn da yabancõ ülkelerin desteğiy- le Türkiye’ye baskõ yapmak ve geri adõm attõrmak istediğini kaydeden Öymen, şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye’nin hep alttan alan bir dış politika izlemesi, uluslararası arenada Türkiye’nin ensesine vu- rulup ağzındaki lokma alınacak bir ülke gibi görünmesine yol açıyor. Sarkisyan isterse uçakla Türki- ye’ye gelebilir. Ama Türkiye’ye ge- lişini bir manivela halinde kullanıp, Türkiye’yi sınırlarını açmaya zor- lamaya çalışıyor. Türkiye ise buna güçlü tepki göstereceğine, Dışişleri Bakanı çıkıyor, ‘ilişkileri normal- leştirmeye çalõşõyoruz’ diyor. Biz Türkiye olarak dış politikada hep ‘alttan alma’ anlayışından kaybedi- yoruz. Halbuki Ermenistan’a ya- pılması gereken, ‘gelmezseniz, bun- dan üzüntü duyacağõmõzõ zannetmi- yoruz, Türkiye’ye baskõyla bir şey yap- tõramazsõnõz’ denmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki AKP hükümeti dö- neminde, dışarıda Türkiye ile ilgi- li dış politikada, ‘baskõ yapõlarak sonuç alõnacağõ’ izlenimi yaygın. Türkiye’nin bu tutuma karşı kararlı bir duruş sergilemesi ve tavrını net olarak ortaya koyması gerekir.” CHP İstanbul Milletvekili, emekli diplomat Şükrü Elekdağ, Ermenistan ile Türkiye’nin uzlaşmasõ ve işbirliği içinde olmasõnõn iki ülkenin çõkarõna olduğunu söyledi. Bu durumda gittikçe fakirleşen ve dünyadan uzaklaşan Ermenistan’õn kazancõnõn daha büyük olacağõnõ be- lirten Elekdağ, “Başlayan diyalog sü- recinin devamında Ermenistan’ın ciddi çıkarları vardır” diye konuş- tu. Ancak Sarkisyan’õn Türkiye’ye gelmek için önkoşul koyduğuna işa- ret eden Elekdağ, oysa Başbakan Er- doğan’õn Azerbaycan parlamento- sunda yaptõğõ konuşmada “Karabağ sorunu çözülmeden sınırların açıl- mayacağını” söyleyerek kendini bağ- ladõğõna dikkat çekti. Elekdağ şu gö- rüşleri dile getirdi: “Bu itibarla AKP hükümeti ken- dini bağlamıştır. Karabağ sorunu çözülmeden, sınır kapısı açılamaz. Yukarı Karabağ sorununun halle- dilmesi de ancak ‘balõk kavağa’ çı- kınca gerçekleşebilir. Çünkü, Rus- ya Karabağ sorunu çözümlenince Ermenistan’ın kendi egemenlik yö- rüngesinden çıkıp Batı’ya kayma- sından endişe etmektedir. Onun için Rusya Yukarı Karabağ soru- nunun çözümünün engellenmesi için elinden geleni yapacaktır. Bu bakımdan her şey Sarkisyan’ın ile- ri görüşlülüğüne ve cesaretine bağ- lıdır. Eğer Sarkisyan Ermenistan’ı Rusya’nın boğucu vesayetinden kurtarmak, Batı’yla kaynaştırmak ve refah yolunda sıçrama yapmasını istiyorsa, Türkiye ile başlayan di- yalog sürecini kapatmaması ve mil- li maç için sınır kapısının açılması koşulunu unutarak, Türkiye’ye gelmesi lazım.” MHP Ankara Milletvekili ve Av- rupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Tuğrul Türkeş de Sarkis- yan’õn Türkiye’ye gelmek için koşul koymasõnõn kabul edilemez olduğunu ifade etti. Uluslararasõ ilişkilerde her- kesin “canının istediği gibi davra- namayacağını” kaydeden Türkeş, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı başka bir ülkeden ciddi şekilde bir talep- te bulunursa, bunun gerekçelerini de somut olarak ortaya koyması ge- rektiğini” ifade etti. Ermenistan’la iliş- kilerdeki temel sorunun da, bu ülke- nin “ben yaptım oldu” mantõğõyla sü- rekli talep dayatmasõ olduğunu kay- deden Türkeş, gelinen noktanõn 7 yõl- dõr işbaşõnda olan AKP hükümetinin dõş politikadaki başarõsõzlõklarõnõn da bir yansõmasõ olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanõ Gül’ün bu ülkeye gi- derek iyi niyetli bir girişimde bulun- mak istediğini kaydeden Türkeş, an- cak Sarkisyan’õn açõklamalarõna ba- kõnca bunun karşõlõk bulmadõğõnõn anlaşõldõğõnõ ifade etti. Türkeş, “As- lında, bütün uluslararası kuralları ihlal etmiş ve düzeltmek için en ufak bir gayreti olmamasına karşın, ken- di komşularından da hak etmediği ilgiyi görmek isteyen bir ülkeyle kar- şı karşıyayız” dedi. YAŞ üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) çalõşmalarõna dün başladõ. Şû- ranõn ilk günkü çalõşmalarõna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlõk ettti. Şûra üyeleri Anõt- kabir’i ziyaret ederken, Başbakan Erdoğan, Anõt- kabir Özel Defteri’ne “Kahraman Türk Silah- lı Kuvvetlerimiz, üstün disiplini, değişen gü- venlik şartlarına intibak kabiliyeti ve hazırlık durumuyla, milli güvenliğimizin olduğu kadar demokrasimizin de en büyük teminatlarından biri olmaya devam ediyor” diye yazdõ. Erdoğan, karargâha gelişinde Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ tarafõndan kar- şõlandõ. YAŞ ağustos ayõ olağan toplantõsõ, Çak- mak Salonu’nda saat 09.45’te başladõ. Toplantõ- ya, Başbakan Erdoğan’õn yanõ sõra Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komuta- nõ Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Ko- mutanõ Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Jan- darma Genel Komutanõ Orgeneral Atila Işık, Ge- nelkurmay İkinci Başkanõ Orgeneral Hasan Iğ- sız, Birinci Ordu Komutanõ Orgeneral Ergin Say- gun, İkinci Ordu Komutanõ Orgeneral Necdet Özel, Üçüncü Ordu Komutanõ Orgeneral Saldı- ray Berk, Ege Ordusu Komutanõ Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlõ- ğõ Kurmay Başkanõ Orgeneral Aslan Güner, Harp Akademileri Komutanõ Orgeneral Hasan Aksay, Donanma Komutanõ Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ Eğitim ve Doktrin Komutanõ Orgeneral Erdal Ceylanoğlu katõldõ. Şûra üyeleri öğle saatlerinde Anõtkabir’i ziyaret etti. Erdoğan’õn, mozoleye çelenk koymasõndan sonra saygõ duruşunda bulunuldu. Başbakan Er- doğan ve beraberindekiler daha sonra Misak-õ Mil- li Kulesi’ne geçti. Erdoğan, Anõtkabir Özel Def- teri’ni imzaladõ. Erdoğan, şunlarõ yazdõ: “Büyük Atatürk, Yüksek Askeri Şûra üye- leri olarak Ağustos 2009 toplantısı sebebiyle hu- zurunda bulunmaktayız. Kurduğun Türkiye Cumhuriyeti’ni, işaret ettiğin muasır mede- niyetler seviyesine ulaştırmak ve ileri demok- ratik standartlara kavuşturmak hedefimizdir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, üstün disiplini, değişen güvenlik şartlarına intibak ka- biliyeti ve hazırlık durumuyla, milli güvenli- ğimizin olduğu kadar demokrasimizin de en büyük teminatlarından biri olmaya devam edi- yor. Bu anlayış içinde yürüttüğümüz Ağustos 2009 Yüksek Askeri Şûra çalışmalarının, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ederim. Ruhun şad ol- sun.” Başbakan Erdoğan ve diğer Şûra üyeleri, tö- renin ardõndan Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlõğõ Sosyal Tesisleri’nde verdiği öğle yemeğine katõldõ. Şû- ra çalõşmalarõ, öğleden sonra Genelkurmay Baş- kanlõğõ Karargâhõ’nda devam etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay ile 15 gazetecinin bir araya gel- diği “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Mo- deline Doğru” başlõklõ çalõştay dün Polis Aka- demisi’nde yapõldõ. Çalõştayda “Süreç kapsa- mında yapılması gerekenler: Yöntem ve yö- netim” ile “Demokratikleşme paketinde neler olmalı?” konularõ irdelendi. Çalõştaya aralarõnda Hasan Cemal, Fehmi Koru, Mustafa Karaali- oğlu ve Ruşen Çakır’õn da bulunduğu 15 gaze- teci katõldõ. Hükümetin “Kürt açılımı” çalõşmalarõna, Kürt çalõştayõ ile Polis Akademisi’nden destek geldi. Polis Akademisi’nin ev sahipliğinde dün yapõlan ve kapalõ gerçekleştirilen çalõştay için önce davetli gazeteciler, daha sonra İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay akademinin Anõttepe yerleşkesine geldi. Ça- lõştay katõlõmcõlarõ listesinde, Atalay’õn yanõ sõra Polis Akademisi Başkanõ Zühtü Arslan, Polis Akademisi Araştõrma Merkezleri Başkanõ İhsan Bal, bazõ akademi yetkilileri, gazeteciler Deniz Ül- ke Arıboğan, Fehmi Koru, Hasan Cemal, Cen- giz Çandar, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğ- lu, Ruşen Çakõr, Muharrem Sarıkaya, İbrahim Kalın, Okan Müderrisoğlu, Nasuhi Güngör, Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu, İhsan Dağı ve Mümtaz’er Türköne yer aldõ. Polis Akademisi bünyesindeki Uluslararasõ Terörizm ve Sõnõraşan Suçlar Araştõrma Merkezi’nden de Süleyman Özeren, Hüseyin Cinoğlu, Alper Sözer, Oğuz- han Demir ile Salih Elmas çalõştaya katõldõ. Çalõştayda iki oturum gerçekleştirildi. “Süreç kapsamında yapılması gerekenler: Yöntem ve yönetim” ana başlõklõ ilk oturum, Polis Aka- demisi Başkanõ Zühtü Arslan moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Bu oturumda, alt başlõklar olarak, “parlamentonun rolü, siyasi partiler, sürecin kamuoyuna anlatılması, süreçte dış ilişkiler, sü- reçte riskler ve direnç noktaları” irdelendi. Polis Akademisi Araştõrma Merkezleri Başka- nõ İhsan Bal moderatörlüğünde ise “Demokra- tikleşme paketinde neler olmalı?” konusu ele alõndõ. Bu ikinci oturumda, pakette nelerin olacağõ, kõsa, orta ve uzun vadeli olarak tartõşõldõ. Polis Akademisi’nde ‘Kürt Çalõştayõ’ Ayarsız uzun far, ‘ağır kusur’ sayılmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kara Ulaştõrmasõ Genel Müdürlüğü, motorlu araçlarda kõsa farlardan son- ra ayarsõz uzun farlarõ da “ağır kusur” olmaktan çõkardõ. Araç Muayenesi ve Fren Testleri konusunda Alman akreditasyon ku- rumu DAP ve TÜRKAK’tan akredi- te FRENTEKNİK Şirket Müdürü Al- pay Lök, “kararı doğru bulmadık- larını” belirterek, “Farı ayarlanma- mış araçlar trafikte eskiden olduğu gibi tehlikeli olmaya devam edecek” dedi. Ulaştõrma Bakanlõğõ Kara Ulaştõr- masõ Genel Müdür Yardõmcõsõ Meh- met Nesip Kemaloğlu, araç muaye- nesindeki kusurlarõn derecelendirilmesi ile ilgili tekrar bir çalõşma yaptõklarõ- nõ ve uzun farlardaki kusurlarõn ağõr kusur olmaktan çõkartõlarak, “hafif ku- sur” kapsamõna alõndõğõnõ söyledi. Araç muayenelerindeki kusurlarõ her hafta istatistiksel olarak değer- lendirdiklerini anlatan Kemaloğlu, konuyla ilgili şunlarõ kaydetti: “Araçlardaki ağır kusurların yüz- de 55-60’ını uzun farlarla ilgili ku- surlar oluşturuyordu. Bu konuyu tekrar gözden geçir- dik ve trafik güvenliği açısından uzun farlardaki kusurların çok olumsuz bir etki yarattığını düşün- mediğimiz için hafif kusur kapsa- mına aldık. Uygulamadaki kusur nitelikleri- ni gelecek yıl tekrar değerlendirerek kusur gruplarında yeni bir düzen- leme yapmayı düşünüyoruz. Eskiden araç muayeneleri ruhsat üzerinden sadece gözle yapılıyordu. Şu anda sistemde her noktanın kontrol edildiği bir araç muayene- si söz konusu.” ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Fethiye’deki Göcek koyla- rõnõn korunmasõ amacõyla alõnan ve tur tek- nelerinin randevu sistemiyle koylara gir- mesini öngören uygulama, dün başlaya- madõ. Uygulamanõn turizm sezonunun sonuna ertelendiği öne sürülürken Muğ- la Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, ertele- menin söz konusu olmadõğõnõ, söyledi. Çevre ve Orman Bakanlõğõ Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlõğõ’nõn (ÖÇK), biyolojik çeşitlilik ve çevre değerlerinin ko- runmasõ, kirliliğin önlenmesi amacõyla belirlediği “Göcek Körfezi ’nde Bulunan Koyların Koruma ve Kullanma Usul ve Esasları” konulu yönetmeliğin, dün uy- gulamaya geçeceği bildirilmişti. Ancak yaptõrõm dün başlayamadõ. Vali Altõparmak, “Biz uygulamayı iyi anlatamadığımız düşüncesine vardık. Yeniden sektörle bir araya gelip, ko- nuyu anlatacağız ve ardından sezon için- de hemen uygulamaya geçeceğiz. Bu ko- nuda kararlıyız” dedi.Altõparmak, uy- gulamayla koylarõn bazõ kişilere kapatõ- lacağõ, bazõ kişilere ise ayrõcalõk sağlana- cağõ savlarõyla ilgili de şunlarõ söyledi: “İşin en üzücü yanı bu. Biz bu uygula- mayla çevrenin korunmasının yanı sı- ra, turizmde sürekliliği savunuyoruz. Bi- zim yapmak istediğimizi bölge insanı ile- ride çok daha iyi anlayacak. Bölge çok yorgun. Dinlendirmemiz ve kontrollü kullandırmamız gerekiyor. Ayrıca uy- gulama tüm Fethiye koyları için değil, sadece Göcek’te bir kısım koylarla ilgili. Bu yanlış anlaşıldı. Her yere girişin ya- saklandığı sanıldı. Fethiye Kayma- kamlığı’nın yapacağı toplantılarla işin ne olup olmadığını bir kere daha anla- tacağız.” ARAÇ MUAYENESİ Randevulu sistem başlayamadı YAT TURİZMİ SAYFA 2 AĞUSTOS 2009 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 30 Edirne PB 34 Kocaeli Y 30 Çanakkale PB 32 İzmir B 35 Manisa B 36 Aydın B 38 Denizli B 36 Zonguldak Y 27 Sinop Y 27 Samsun Y 27 Trabzon Y 26 Giresun Y 27 Ankara Y 31 Eskişehir PB 29 Konya PB 30 Sıvas PB 28 Antalya A 34 Adana A 36 Mersin B 33 Diyarbakır B 36 Şanlıurfa A 37 Mardin A 33 Siirt B 34 Hakkâri PB 26 Van B 23 Kars Y 22 Oslo B 19 Helsinki Y 19 Stockholm Y 24 Londra Y 21 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 19 Paris Y 22 Bonn Y 23 Münih PB 22 Berlin B 32 Budapeşte B 34 Madrid B 30 Viyana B 30 Belgrad B 33 Sofya B 31 Roma B 30 Atina A 34 Zürih Y 26 Moskova Y 25 Aşkabat PB 34 Astana Y 26 Taşkent B 37 Bakû A 28 Bişkek PB 33 Tiflis Y 32 Kahire A 34 Şam B 35 Ülkemizin kuzey ve iç ke- simleri parçalı çok bulutlu; Marmara’nın kuzeydoğusu, Batı ve Doğu Karadeniz, Or- ta Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile öğle saatlerinden sonra Ankara ve Çankırı çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı iç ve Kuzey- doğu kesimlerede 2-4 dere- ce artacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle