Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hemen herkes Nazi Al-
manyasõ’nõn inanõlmaz gad-
darlõğõnõ anlatan en çarpõcõ
filmlerden biri olan “So-
fi’nin Seçimi” adlõ filmi bilir. Wil-
liam Styron’un yazdõğõ kitabõ da be-
nim bildiğim pek çok insanõn başu-
cu kitabõdõr.
Film, Polonya’da binlerce insanõn
yakõldõğõ Nazi toplama kamplarõnda
geçen, inanõlmasõ zor , zorunlu bir
tercihi anlatõr. Toplama kampõnda-
ki genç anne Sofi, iki çocuğu ara-
sõnda bir tercihe zorlanõr, çocuklar-
dan biri yakõlma fõrõnõna gönderile-
cektir, öteki yaşayacaktõr. Sofi’ye
“İçlerinden birini seç” derler. Ve
Sofi seçer ve geri kalan hayatõnda bu
tercih onu dengesiz bir yaşama ve ni-
hayet intihara sürükleyecektir.
Zulüm yalnõzca Nazilere ait değil,
zulüm her yerde ve çok değil bir ay
önce Muş’ta yaşayan genç anne Si-
nem ve kocasõ Mustafa’nõn başõna
gelenler bir Nazi zulmünü anõmsa-
tõyor. Bu kez zulüm, Doğu Anado-
lu’nun bahtsõz kenti Muş’ta, devlet
hastanesinde, yaşama tutunmaya ça-
lõşan erken doğmuş bebeklere küvöz
bulunmamasõ nedeniyle yaşanõyor.
Genç anne Sinem erken doğum
yapõyor ve Sinem’le Mustafa’nõn
6.5 aylõk iki küçük kõz çocuğu dün-
yaya geliyor. Birinin adõnõ Mer-
yem koyuyorlar, öbürünün adõnõ
Ebrar.
Ama ikizlerin solumun sorunu
var, koskoca Muş Devlet Hastane-
si’nde bebekleri koyacak küvöz yok
ve civardaki kentlerde küvöz aran-
maya başlanõyor. Van’dan bekle-
nen haber geliyor ama ikizlerden sa-
dece biri için bir şans var. Çünkü tek
bir küvöz var, ve anne-baba tõpkõ So-
fi’nin seçimi gibi bir seçimle karşõ
karşõya kalõyorlar. Çocuklardan bi-
ri küvöze gidecek, öteki ölecek.
Evet, ölecek... Anne-baba daha iyi,
sağlõklõ göründüğü için Ebrar bebeği
seçiyorlar ve Meryem bebek ölüyor,
annesi arkasõndan arkaik dönemler-
de kurban edilen kõz çocuklarõna ya-
kõlan ağõdõn bir benzerini Muş ova-
sõnda bir çõğlõk gibi haykõrõyor. Kurt-
lar, kuşlar bu acõ karşõsõnda susu-
yorlar. Yer gök susuyor...
Bütün bunlar bu ülkede oluyor,
yõllarca aşiret düzeninin sürebilme-
si için iktidarlarõn yoksul ve yoksun
bõraktõğõ Doğu Anadolu’da, bir
kentte. Nazi Almanyasõ’na gitmeye
gerek yok, şuracõkta yanõ başõmõzda
olup bitiyor her şey.
Sevgili Demirtaş, ömrün yetsey-
di eğer, bu arada tanrõnõn tüm sev-
gili kullarõnõ erkenden yanõna çağõr-
dõğõna umutsuzca inanmaya başlõ-
yorum, evet ömrün yetseydi, kimbilir
canõnõ yakan kaç tane böyle hikâ-
yeyle Türkiye gerçeğini anlatmayõ
sürdürürdün. Şu başõ sonu belli ol-
mayan ve hepimize post-modern
diye yutturulan, hem toplum hem in-
san gerçeğine uzak hikâyelere inat!
Nedense senin öldüğüne inana-
mõyorum ve tuhaf bir şey, Meryem
bebeğin yukarõda seni karşõlayacağõ
hissine kapõlõyorum. Yaşam bize
öyle çok ihanet gösterdi ki,
daha fazlasõnõ görmemek için
öldüğünü düşünmeden ede-
miyorum.
Şimdi anõmsõyorum, o güzel za-
manlarda hep birlikte Çanakkale’den
Dikili’ye dolaşõrdõk, çoğunluk ço-
cuklar da yanõmõzda olurdu ve ken-
dimize çadõr tiyatrosu adõnõ koy-
muştuk. İşimiz gücümüz insan ka-
labalõğõ gördüğümüz her yerde ça-
dõrõmõzõ kurup, elimizden geldiğin-
ce, dilimiz döndüğünce bizi dinle-
yenlere hikâyeler anlatmaktõ. Hikâ-
yeler çoğunluk onlarõn hikâyeleri
olurdu ve sorarlardõ: “Yahu sen
benim hayatımı nereden biliyor-
sun?” Sen kocaman kahkahanõ koy-
verip, “Biraz önce senden dinledim,
unuttun mu?” derdin.
Hoşça kal Demirtaş Ceyhun...
Asya, şimdilerde kocaman bir kõz ol-
muşsundur, çocukluğun kadar neşeli
misin, babanõn kahkahasõ sende sür-
sün... Günöz, en güzel anõlar sen-
dedir ve ne yazõk ki elimden sana sa-
bõr dilemekten başkasõ gelmez. Sa-
bõrlar sevgili kardeşim...
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
en uygun zemini bu iktidarda bulanlar için Kürt so-
rununa yeni bir açılım getirileceğine işaret eden açık-
lamalarda dikkati çeken nokta:
Çözüm arayışında hemen bütün siyasal partilerin,
kuruluşların ve medyanın yardımına, desteğine
önem verileceğini iddia eden satırlardı. Oysa:
İktidarın -elbette bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın
destek veya teşvikiyle- Kürt açılımına ilk önemli gi-
rişimi Polis Akademisi Başkanlığı yaptı.
Dün “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Modeli-
ne Doğru” başlıklı (bir zamanlar kamutay, kurultay
gibi adlandırmaları alaya alanların) bu kez çalıştay
adını verdikleri bir toplantı düzenlendi.
Toplantının konusu Beşir Atalay’ın (tabii RTE’nin)
açıklamaları; terörist başı Abdullah Öcalan’ın 15
Ağustos’ta açıklayacağı yol haritasının önünü kes-
meyi amaçlıyor.
Öyle çözüm bulacağız ki, dünyada Türk modeli di-
ye anılacak diyor Bay Atalay!
Acaba? Niyet Türkiye modeli yaratmak mı? Yok-
sa?
Toplantıya davet edilen, özellikle cımbızla seçilen
gazetecilerin isimleri kuşkulara neden oluyor. Tür-
kiye modeli değil, AKP modeli bir çözüm peşinde
olunduğu izlenimini veriyor.
Kanıtı: Toplantıya Türkiye modelini iktidarın gö-
rüşlerine koşut yazarların, konuşanların çağrılma-
ya özen gösterilmesi!
Toplantıya çağrılı olanlar her fırsatta AKP iktida-
rına yan çıkan.. solculuktan dönme Hasan Cemal
başta olmak üzere Oral Çalışlar ve Cengiz Çandar
gibi geçmiş kimlikleri ve bugünleri bilinen iki isim..
ve sonra iktidar yandaşı, kimi zaman Yeni Şafak’taki
iki isimli yazılarında çifte karakter sergileyen Fehmi
Koru.. askerin her davranışına, görüşüne karşı çı-
kan Ali Bayramoğlu.. iktidarın görüşlerine, icraatı-
na, her girişimine yalakalığın örneklerini veren Mus-
tafa Karaalioğlu gibi.. ve damadın gazetesi sayı-
lan Sabah’ın Genel Yayın Müdürü Erdal Şafak…
Bu isimler arasında AKP hükümetinin şu veya bu
biçimde baskısını dikkate almayarak konuşan, ya-
zan, yorumlayan tek bir gazeteci yok!
Bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne bağlılığını ka-
nıtlayan tek bir yazar yok!
Kürt açılımına iktidarın istediği biçimde yorum ge-
tiren gazeteciler konuşmacı.
Bu iktidarla, bu RTE ile Kürt sorununa bütün Tür-
kiye’yi kucaklayan bir çözüm bulunabilir mi?
İçtenliği tartışma dışı kimi yazarlar Kürt açılımıy-
la ilgili asker-sivil görüşleri yazarken yanılgıya dü-
şüyor, hükümetle ilgili bir olasılığı gündeme getiri-
yorlar.
Çözüm için örneğin; hükümetin anayasa değişikliği,
Güneydoğu’ya özerklik verilmesi, Kürtçenin eğitim
dili olması, koruculuk sisteminin kaldırılması, genel
af ilan edilmesi gibi PKK-DTP çizgisini memnun ede-
cek bir paketten… Öcalan gibi bir toplum katilinin
muhatap alınmasından söz ediyorlar.
Şayet bu hükümet bütün Türkiye’yi kucaklayacak
çözüm paketi hazırlar ise sözü edilen bu öğeler açı-
lım paketinde nasıl yer alacak?
CHP ve MHP; elbette bu memleketin birlik ve dir-
liğine saygılı aydınları, yazarları ve medyanın bir kıs-
mı.. kuşku yok Atatürk Cumhuriyeti’nin askerleri; Tür-
kiye’nin üniter yapısını değiştirecek en ufak girişimi…
AKP ile PKK+DTP ne kadar hevesli olursa olsun, böy-
lesi bir açıklamayı asla kabul etmeyecektir.
Zaten Kürtlere demokratik haklar vermek ne de-
mek?
Şayet demokratik açılımlar yapılacak, kimi yasa-
lar değiştirilecekse.. bu sadece bir etnik grubu tat-
min etmek.. AB’ye, PKK’ye, AKP’ye yalaka selamı
vermek için değil.. etnik kökeni ne olursa olsun, ön-
celikle anayasal Türk kimliğini içtenlikle benimsemiş..
yüreğinde ve kafasında başka olasılıklar yer etme-
yen.. insanlarımız için değiştirilecektir.
Bugün askeriyle siyasetçisini iç ve dış her olana-
ğı kullanarak yenilmeye zorlayan örgütün siyasal ucu
Demokratik Toplum (Kürt) Partisi… Bu partinin
Kürt sorununun çözümünde DTP’nin, terör örgütü-
nün ve Öcalan’ı muhatap almanın önderliğini yapan
Türk (Kürt) Ahmet ile Ayna Emine’nin dayatmala-
rı, zorlamaları başarı sağlayamayacaktır.
Türk (Kürt) Ahmet; Kürt sorununu şişeden çıkan
cine benzetti, artık önlenemez, dedi.
Ama Türkiye’nin üniter devlet yapısına inanan, ya-
nında arkasında önünde duran, Türk (Kürt) Ahmet’i,
Ayna Emine’yi, Sakık Sırrı’yı ve benzerlerini de çar-
pacak başka öyle cinler var ki…
Ortaya çıkmalarını zorlamasınlar!
/ IŞIL ÖZGENTÜRK isilozgenturk gmail.com
Sofi’nin Seçimi Değil, Sinem’in Seçimi
Cumhurbaşkanõ Gül’ün ‘koşulsuz’ ziyaret ettiği Sarkisyan’õn Türkiye’ye ‘önkoşullu’ ziyareti tartõşma yarattõ
‘Sarkisyan’ın talebi kabul edilemez’
Baştarafı 1. Sayfada
Öymen, “Bu girişimin tek sonucu
Azerbaycan’ı küstürmek oldu, ya-
ni olumsuz etki yaptı. Sonuçta, Baş-
bakan’ın Azerbaycan’a gidip, geri
adım atması gerekti” dedi. Türki-
ye’nin bu yaklaşõmõnõ bilen Ermenis-
tan’õn da yabancõ ülkelerin desteğiy-
le Türkiye’ye baskõ yapmak ve geri
adõm attõrmak istediğini kaydeden
Öymen, şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye’nin hep alttan alan bir
dış politika izlemesi, uluslararası
arenada Türkiye’nin ensesine vu-
rulup ağzındaki lokma alınacak
bir ülke gibi görünmesine yol açıyor.
Sarkisyan isterse uçakla Türki-
ye’ye gelebilir. Ama Türkiye’ye ge-
lişini bir manivela halinde kullanıp,
Türkiye’yi sınırlarını açmaya zor-
lamaya çalışıyor. Türkiye ise buna
güçlü tepki göstereceğine, Dışişleri
Bakanı çıkıyor, ‘ilişkileri normal-
leştirmeye çalõşõyoruz’ diyor. Biz
Türkiye olarak dış politikada hep
‘alttan alma’ anlayışından kaybedi-
yoruz. Halbuki Ermenistan’a ya-
pılması gereken, ‘gelmezseniz, bun-
dan üzüntü duyacağõmõzõ zannetmi-
yoruz, Türkiye’ye baskõyla bir şey yap-
tõramazsõnõz’ denmesi gerekiyor.
Ama ne yazık ki AKP hükümeti dö-
neminde, dışarıda Türkiye ile ilgi-
li dış politikada, ‘baskõ yapõlarak
sonuç alõnacağõ’ izlenimi yaygın.
Türkiye’nin bu tutuma karşı kararlı
bir duruş sergilemesi ve tavrını net
olarak ortaya koyması gerekir.”
CHP İstanbul Milletvekili, emekli
diplomat Şükrü Elekdağ, Ermenistan
ile Türkiye’nin uzlaşmasõ ve işbirliği
içinde olmasõnõn iki ülkenin çõkarõna
olduğunu söyledi.
Bu durumda gittikçe fakirleşen ve
dünyadan uzaklaşan Ermenistan’õn
kazancõnõn daha büyük olacağõnõ be-
lirten Elekdağ, “Başlayan diyalog sü-
recinin devamında Ermenistan’ın
ciddi çıkarları vardır” diye konuş-
tu. Ancak Sarkisyan’õn Türkiye’ye
gelmek için önkoşul koyduğuna işa-
ret eden Elekdağ, oysa Başbakan Er-
doğan’õn Azerbaycan parlamento-
sunda yaptõğõ konuşmada “Karabağ
sorunu çözülmeden sınırların açıl-
mayacağını” söyleyerek kendini bağ-
ladõğõna dikkat çekti. Elekdağ şu gö-
rüşleri dile getirdi:
“Bu itibarla AKP hükümeti ken-
dini bağlamıştır. Karabağ sorunu
çözülmeden, sınır kapısı açılamaz.
Yukarı Karabağ sorununun halle-
dilmesi de ancak ‘balõk kavağa’ çı-
kınca gerçekleşebilir. Çünkü, Rus-
ya Karabağ sorunu çözümlenince
Ermenistan’ın kendi egemenlik yö-
rüngesinden çıkıp Batı’ya kayma-
sından endişe etmektedir. Onun
için Rusya Yukarı Karabağ soru-
nunun çözümünün engellenmesi
için elinden geleni yapacaktır. Bu
bakımdan her şey Sarkisyan’ın ile-
ri görüşlülüğüne ve cesaretine bağ-
lıdır. Eğer Sarkisyan Ermenistan’ı
Rusya’nın boğucu vesayetinden
kurtarmak, Batı’yla kaynaştırmak
ve refah yolunda sıçrama yapmasını
istiyorsa, Türkiye ile başlayan di-
yalog sürecini kapatmaması ve mil-
li maç için sınır kapısının açılması
koşulunu unutarak, Türkiye’ye
gelmesi lazım.”
MHP Ankara Milletvekili ve Av-
rupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
Üyesi Tuğrul Türkeş de Sarkis-
yan’õn Türkiye’ye gelmek için koşul
koymasõnõn kabul edilemez olduğunu
ifade etti. Uluslararasõ ilişkilerde her-
kesin “canının istediği gibi davra-
namayacağını” kaydeden Türkeş,
“Bir ülkenin cumhurbaşkanı başka
bir ülkeden ciddi şekilde bir talep-
te bulunursa, bunun gerekçelerini
de somut olarak ortaya koyması ge-
rektiğini” ifade etti. Ermenistan’la iliş-
kilerdeki temel sorunun da, bu ülke-
nin “ben yaptım oldu” mantõğõyla sü-
rekli talep dayatmasõ olduğunu kay-
deden Türkeş, gelinen noktanõn 7 yõl-
dõr işbaşõnda olan AKP hükümetinin
dõş politikadaki başarõsõzlõklarõnõn da
bir yansõmasõ olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanõ Gül’ün bu ülkeye gi-
derek iyi niyetli bir girişimde bulun-
mak istediğini kaydeden Türkeş, an-
cak Sarkisyan’õn açõklamalarõna ba-
kõnca bunun karşõlõk bulmadõğõnõn
anlaşõldõğõnõ ifade etti. Türkeş, “As-
lında, bütün uluslararası kuralları
ihlal etmiş ve düzeltmek için en ufak
bir gayreti olmamasına karşın, ken-
di komşularından da hak etmediği
ilgiyi görmek isteyen bir ülkeyle kar-
şı karşıyayız” dedi.
YAŞ üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek
Askeri Şûra (YAŞ) çalõşmalarõna dün başladõ. Şû-
ranõn ilk günkü çalõşmalarõna Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan başkanlõk ettti. Şûra üyeleri Anõt-
kabir’i ziyaret ederken, Başbakan Erdoğan, Anõt-
kabir Özel Defteri’ne “Kahraman Türk Silah-
lı Kuvvetlerimiz, üstün disiplini, değişen gü-
venlik şartlarına intibak kabiliyeti ve hazırlık
durumuyla, milli güvenliğimizin olduğu kadar
demokrasimizin de en büyük teminatlarından
biri olmaya devam ediyor” diye yazdõ.
Erdoğan, karargâha gelişinde Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ tarafõndan kar-
şõlandõ. YAŞ ağustos ayõ olağan toplantõsõ, Çak-
mak Salonu’nda saat 09.45’te başladõ. Toplantõ-
ya, Başbakan Erdoğan’õn yanõ sõra Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Milli Savunma
Bakanõ Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komuta-
nõ Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanõ Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri
Komutanõ Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Jan-
darma Genel Komutanõ Orgeneral Atila Işık, Ge-
nelkurmay İkinci Başkanõ Orgeneral Hasan Iğ-
sız, Birinci Ordu Komutanõ Orgeneral Ergin Say-
gun, İkinci Ordu Komutanõ Orgeneral Necdet
Özel, Üçüncü Ordu Komutanõ Orgeneral Saldı-
ray Berk, Ege Ordusu Komutanõ Orgeneral
Hayri Kıvrıkoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ Kurmay Başkanõ Orgeneral Aslan Güner, Harp
Akademileri Komutanõ Orgeneral Hasan Aksay,
Donanma Komutanõ Oramiral Eşref Uğur Yiğit,
Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ Eğitim ve Doktrin
Komutanõ Orgeneral Erdal Ceylanoğlu katõldõ.
Şûra üyeleri öğle saatlerinde Anõtkabir’i ziyaret
etti. Erdoğan’õn, mozoleye çelenk koymasõndan
sonra saygõ duruşunda bulunuldu. Başbakan Er-
doğan ve beraberindekiler daha sonra Misak-õ Mil-
li Kulesi’ne geçti. Erdoğan, Anõtkabir Özel Def-
teri’ni imzaladõ. Erdoğan, şunlarõ yazdõ:
“Büyük Atatürk, Yüksek Askeri Şûra üye-
leri olarak Ağustos 2009 toplantısı sebebiyle hu-
zurunda bulunmaktayız. Kurduğun Türkiye
Cumhuriyeti’ni, işaret ettiğin muasır mede-
niyetler seviyesine ulaştırmak ve ileri demok-
ratik standartlara kavuşturmak hedefimizdir.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, üstün
disiplini, değişen güvenlik şartlarına intibak ka-
biliyeti ve hazırlık durumuyla, milli güvenli-
ğimizin olduğu kadar demokrasimizin de en
büyük teminatlarından biri olmaya devam edi-
yor. Bu anlayış içinde yürüttüğümüz Ağustos
2009 Yüksek Askeri Şûra çalışmalarının, Türk
Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemiz ve milletimiz için
hayırlı olmasını temenni ederim. Ruhun şad ol-
sun.” Başbakan Erdoğan ve diğer Şûra üyeleri, tö-
renin ardõndan Genelkurmay Başkanõ Orgeneral
İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlõğõ Sosyal
Tesisleri’nde verdiği öğle yemeğine katõldõ. Şû-
ra çalõşmalarõ, öğleden sonra Genelkurmay Baş-
kanlõğõ Karargâhõ’nda devam etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Ba-
kanõ Beşir Atalay ile 15 gazetecinin bir araya gel-
diği “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Mo-
deline Doğru” başlõklõ çalõştay dün Polis Aka-
demisi’nde yapõldõ. Çalõştayda “Süreç kapsa-
mında yapılması gerekenler: Yöntem ve yö-
netim” ile “Demokratikleşme paketinde neler
olmalı?” konularõ irdelendi. Çalõştaya aralarõnda
Hasan Cemal, Fehmi Koru, Mustafa Karaali-
oğlu ve Ruşen Çakır’õn da bulunduğu 15 gaze-
teci katõldõ.
Hükümetin “Kürt açılımı” çalõşmalarõna, Kürt
çalõştayõ ile Polis Akademisi’nden destek geldi.
Polis Akademisi’nin ev sahipliğinde dün yapõlan
ve kapalõ gerçekleştirilen çalõştay için önce davetli
gazeteciler, daha sonra İçişleri Bakanõ Beşir Ata-
lay akademinin Anõttepe yerleşkesine geldi. Ça-
lõştay katõlõmcõlarõ listesinde, Atalay’õn yanõ sõra
Polis Akademisi Başkanõ Zühtü Arslan, Polis
Akademisi Araştõrma Merkezleri Başkanõ İhsan
Bal, bazõ akademi yetkilileri, gazeteciler Deniz Ül-
ke Arıboğan, Fehmi Koru, Hasan Cemal, Cen-
giz Çandar, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğ-
lu, Ruşen Çakõr, Muharrem Sarıkaya, İbrahim
Kalın, Okan Müderrisoğlu, Nasuhi Güngör,
Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu, İhsan Dağı ve
Mümtaz’er Türköne yer aldõ. Polis Akademisi
bünyesindeki Uluslararasõ Terörizm ve Sõnõraşan
Suçlar Araştõrma Merkezi’nden de Süleyman
Özeren, Hüseyin Cinoğlu, Alper Sözer, Oğuz-
han Demir ile Salih Elmas çalõştaya katõldõ.
Çalõştayda iki oturum gerçekleştirildi. “Süreç
kapsamında yapılması gerekenler: Yöntem
ve yönetim” ana başlõklõ ilk oturum, Polis Aka-
demisi Başkanõ Zühtü Arslan moderatörlüğünde
gerçekleştirildi. Bu oturumda, alt başlõklar olarak,
“parlamentonun rolü, siyasi partiler, sürecin
kamuoyuna anlatılması, süreçte dış ilişkiler, sü-
reçte riskler ve direnç noktaları” irdelendi.
Polis Akademisi Araştõrma Merkezleri Başka-
nõ İhsan Bal moderatörlüğünde ise “Demokra-
tikleşme paketinde neler olmalı?” konusu ele
alõndõ. Bu ikinci oturumda, pakette nelerin olacağõ,
kõsa, orta ve uzun vadeli olarak tartõşõldõ.
Polis Akademisi’nde ‘Kürt Çalõştayõ’
Ayarsız uzun
far, ‘ağır kusur’
sayılmayacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Kara Ulaştõrmasõ Genel Müdürlüğü,
motorlu araçlarda kõsa farlardan son-
ra ayarsõz uzun farlarõ da “ağır kusur”
olmaktan çõkardõ.
Araç Muayenesi ve Fren Testleri
konusunda Alman akreditasyon ku-
rumu DAP ve TÜRKAK’tan akredi-
te FRENTEKNİK Şirket Müdürü Al-
pay Lök, “kararı doğru bulmadık-
larını” belirterek, “Farı ayarlanma-
mış araçlar trafikte eskiden olduğu
gibi tehlikeli olmaya devam edecek”
dedi.
Ulaştõrma Bakanlõğõ Kara Ulaştõr-
masõ Genel Müdür Yardõmcõsõ Meh-
met Nesip Kemaloğlu, araç muaye-
nesindeki kusurlarõn derecelendirilmesi
ile ilgili tekrar bir çalõşma yaptõklarõ-
nõ ve uzun farlardaki kusurlarõn ağõr
kusur olmaktan çõkartõlarak, “hafif ku-
sur” kapsamõna alõndõğõnõ söyledi.
Araç muayenelerindeki kusurlarõ
her hafta istatistiksel olarak değer-
lendirdiklerini anlatan Kemaloğlu,
konuyla ilgili şunlarõ kaydetti:
“Araçlardaki ağır kusurların yüz-
de 55-60’ını uzun farlarla ilgili ku-
surlar oluşturuyordu.
Bu konuyu tekrar gözden geçir-
dik ve trafik güvenliği açısından
uzun farlardaki kusurların çok
olumsuz bir etki yarattığını düşün-
mediğimiz için hafif kusur kapsa-
mına aldık.
Uygulamadaki kusur nitelikleri-
ni gelecek yıl tekrar değerlendirerek
kusur gruplarında yeni bir düzen-
leme yapmayı düşünüyoruz.
Eskiden araç muayeneleri ruhsat
üzerinden sadece gözle yapılıyordu.
Şu anda sistemde her noktanın
kontrol edildiği bir araç muayene-
si söz konusu.”
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Fethiye’deki Göcek koyla-
rõnõn korunmasõ amacõyla alõnan ve tur tek-
nelerinin randevu sistemiyle koylara gir-
mesini öngören uygulama, dün başlaya-
madõ. Uygulamanõn turizm sezonunun
sonuna ertelendiği öne sürülürken Muğ-
la Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, ertele-
menin söz konusu olmadõğõnõ, söyledi.
Çevre ve Orman Bakanlõğõ Özel Çevre
Koruma Kurumu Başkanlõğõ’nõn (ÖÇK),
biyolojik çeşitlilik ve çevre değerlerinin ko-
runmasõ, kirliliğin önlenmesi amacõyla
belirlediği “Göcek Körfezi ’nde Bulunan
Koyların Koruma ve Kullanma Usul ve
Esasları” konulu yönetmeliğin, dün uy-
gulamaya geçeceği bildirilmişti. Ancak
yaptõrõm dün başlayamadõ.
Vali Altõparmak, “Biz uygulamayı iyi
anlatamadığımız düşüncesine vardık.
Yeniden sektörle bir araya gelip, ko-
nuyu anlatacağız ve ardından sezon için-
de hemen uygulamaya geçeceğiz. Bu ko-
nuda kararlıyız” dedi.Altõparmak, uy-
gulamayla koylarõn bazõ kişilere kapatõ-
lacağõ, bazõ kişilere ise ayrõcalõk sağlana-
cağõ savlarõyla ilgili de şunlarõ söyledi:
“İşin en üzücü yanı bu. Biz bu uygula-
mayla çevrenin korunmasının yanı sı-
ra, turizmde sürekliliği savunuyoruz. Bi-
zim yapmak istediğimizi bölge insanı ile-
ride çok daha iyi anlayacak. Bölge çok
yorgun. Dinlendirmemiz ve kontrollü
kullandırmamız gerekiyor. Ayrıca uy-
gulama tüm Fethiye koyları için değil,
sadece Göcek’te bir kısım koylarla ilgili.
Bu yanlış anlaşıldı. Her yere girişin ya-
saklandığı sanıldı. Fethiye Kayma-
kamlığı’nın yapacağı toplantılarla işin
ne olup olmadığını bir kere daha anla-
tacağız.”
ARAÇ MUAYENESİ
Randevulu sistem
başlayamadı
YAT TURİZMİ
SAYFA 2 AĞUSTOS 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 30
Edirne PB 34
Kocaeli Y 30
Çanakkale PB 32
İzmir B 35
Manisa B 36
Aydın B 38
Denizli B 36
Zonguldak Y 27
Sinop Y 27
Samsun Y 27
Trabzon Y 26
Giresun Y 27
Ankara Y 31
Eskişehir PB 29
Konya PB 30
Sıvas PB 28
Antalya A 34
Adana A 36
Mersin B 33
Diyarbakır B 36
Şanlıurfa A 37
Mardin A 33
Siirt B 34
Hakkâri PB 26
Van B 23
Kars Y 22
Oslo B 19
Helsinki Y 19
Stockholm Y 24
Londra Y 21
Amsterdam Y 20
Brüksel Y 19
Paris Y 22
Bonn Y 23
Münih PB 22
Berlin B 32
Budapeşte B 34
Madrid B 30
Viyana B 30
Belgrad B 33
Sofya B 31
Roma B 30
Atina A 34
Zürih Y 26
Moskova Y 25
Aşkabat PB 34
Astana Y 26
Taşkent B 37
Bakû A 28
Bişkek PB 33
Tiflis Y 32
Kahire A 34
Şam B 35
Ülkemizin kuzey ve iç ke-
simleri parçalı çok bulutlu;
Marmara’nın kuzeydoğusu,
Batı ve Doğu Karadeniz, Or-
ta Karadeniz kıyıları, Doğu
Anadolu’nun kuzeydoğusu
ile öğle saatlerinden sonra
Ankara ve Çankırı çevreleri
sağanak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı diğer yerler
az bulutlu ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı iç ve Kuzey-
doğu kesimlerede 2-4 dere-
ce artacak.