25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Obamania, II. Perde “Obamania” adlı fantezi oyunun ilk perdesinde, De- mokrat Parti’nin, seçimleri siyah, savaş karşıtı, hat- ta halkçı bir adayla kazanmasını izledik. Artık ırkçı- lık aşılıyor, ABD günahlarından arınıyor, küresel say- gınlığını, liderliğini onarıyordu. “Obamania”nın II. Perdesi’nde oldukça farklı bir gösteri izliyoruz. Obama’nın, bankalara milyarlarca dolar yardımdan, Afganistan savaşını tırmandıran uy- gulamalarından sonra halkçılığı, savaş karşıtlığı, De- mokrat Parti saflarında dahi sorgulanıyor, “Sağlık Re- formu”na ilişkin umutlar sönüyor. Siyasi platformun sağ kanadındaysa ırkçılıkta, aşırı sağın, silahlı, şid- det eğilimli, Milis (Militia) ve Yurtsever (Patriot) grup- larının sayısında, dinci hareketin Obama karşıtı pro- pagandasında dikkat çekici bir artış var. The Daily Telegraph (İngiliz, muhafazakâr), Gizli Servis’in, Obama’ya yönelik günde ortalama 30 ölüm tehdi- di saptadığını, ancak bunları izleme kapasitesinden yoksun olduğunu aktarıyor (03/08/09). ‘İkinci Dalga’ Irk ayrımcılığı, yoksulluk üzerinde yoğunlaşan, si- vil toplum örgütlerinden, Southern Poverty Law Cen- tre’in bu ay yayımlanan “İkinci Dalga: Milislerin Dö- nüşü” başlıklı raporu çok karanlık bir tablo sunuyor. Rapora göre, genelde federal hükümete, vergi ver- meye, silah denetimine karşı, kendilerini “bağımsız vatandaşlar” olarak tanımlayan, tümüyle beyazlar- dan, esas olarak işçi sınıfı, küçük girişimci kesim- lerden oluşan bu, ırkçı, homofobik, evrim teorisi düş- manı grupların etkinliklerinde, Beyaz Saray’da siyah ve “liberal” (solcu anlamında) bir başkanın olma- sından da esinlenen güçlü bir canlanma yaşanıyor. Bu grupların ideolojisi, söylemleri, radikal Hıristi- yanlığın yanı sıra, federal hükümetin, beyaz ırkı kö- leleştirmek isteyen, liberal, siyah, hatta Yahudi seçkinlerin eline geçtiğine, ikinci aşamada ulusal kim- likleri yasaklayan bir “Yeni Dünya Düzeni” kurula- cağına, herkesin fişlendiğine, 1000 yeni esir kampı kurulduğuna, Atlanta’da hükümetin 30.000 giyotin, yarım milyon sanduka yaptırdığına ilişkin söylenti- lerle dolu. Ekonomik krizin beyaz işçi sınıfı, küçük üreti- ci/esnaf, mülk sahipleri üzerinde yarattığı yıkım, Cum- huriyetçi (muhafazakâr) partinin seçim yenilgisinden sonra içine düştüğü ideolojik krizle birleşince son de- recede patlayıcı bir karışım oluşmuş görünüyor. Cum- huriyetçi Parti, liderlik krizini aşmaya çalışırken aşı- rı sağın Sarah Palin, Rush Limbaugh gibi dema- goglarının etkisi altına girmeye başladı. Böylece özel- likle Sağlık Reformu çevresinde, tutarlı bir karşı tez sunamayan muhafazakârların, “hükümet kimin ölüp kimin yaşayacağına” karar verecek, iddialarıyla des- teklenen, Obama’yı “anti-Christ” (İsa karşıtı), be- yazlara karşı derin bir düşmanlık besleyen biri ola- rak tanımlayan Milis, Patriot, dinci sağa yanaşma- ya başladığı görülüyor. ‘Kızgın beyaz adam’ Bu gelişmeler, The New Republic gibi muhafazakâr kanadın saygın yayın organlarında da yankılanıyor. New Republic’in editörü Michale Crawley pazar gü- nü The Observer’de yayımlanan “Barack Obama, kız- gın beyaz adamın yükselişinden sakınmalıdır” baş- lıklı yorumunda, muhafazakârların Obama’ya mu- halefet etmeye çalışırken, “kızgın beyaz adamın” kay- gılarına yatırım yapmaya, bu yüzden şiddet eğilim- li öğelerin günlük siyasete katılmaya başladığına dik- kat çekiyor. Örneğin, “sağlık reformu” tasarısına iliş- kin tartışmaların yapıldığı belediye salonları toplan- tılarına, eli, beli silahlı fanatik sağcıların, Kongre’yi vergi mükellefinin parasıyla çocuk katliamı yapmakla (infanticide) suçlayan kürtaj karşıtı fanatikler de ka- tılarak havayı elektriklendiriyorlarmış. Bir Associated Press muhabirinin aktardığına gö- re federal hükümetin, Alkol Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar bölümünde görevli Bart McEntire, “On yıldır ilk kez böyle bir tırmanışa şahit oluyoruz; şim- di tek eksik olan bu patlayıcı karışımı, ateşe verecek bir kıvılcım” diyormuş (12/08/09). Bu kaygıların yükseldiği düzeyi sanırım en iyi The Progressive’de (demokratların yayını) yayımlanan bir yorumdaki “Ben Obama olsam, bu aralar halk arasına pek fazla çık- mam” saptamasında görmek olanaklı. Diğer taraftan Salon dergisinde yayımlanan “Li- beraller mantıktan kopuyor mu?” başlıklı yazı ma- dalyonun öbür yüzüne işaret ederek, tüm Güney- lileri, radikal sağın üyesi, ruhsal dengesi bozuk in- sanlar olarak betimlemekten vazgeçmek gerektiği- ni vurguluyordu. Yazar, aslında beyazların ve si- yahların aynı ekonomik sorunlardan mustarip ol- duğunu, bu sorunlara eğilmek gerektiğini savunu- yordu. Sonuç olarak, Obama fantezisi çökerken oluşmaya başlayan siyasi ortam, çok tatsız özellikler içeriyor ve bir ülkenin sosyoekonomik ve kültürel yapısının, öyle bir başkanlık seçimiyle değişmeyecek kadar kar- maşık, parlamenter demokrasinin de en fazla ola- nın onaylanması olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com İkinci iddianameyle birlikte davanõn siyasi olduğu ve meşruiyetinin tartõşmalõ hale geldiği yorumlarõ arttõ AB’de Ergenekon kuşkusuANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Washington merkezli düşün- ce kuruluşlarõndan Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararasõ Ça- lõşmalar Okulu’nun (SAIS), Avru- pa merkezli İsveç Güvenlik ve Kal- kõnma Politikalarõ Enstitüsü ile Tür- kiye’de yerleşik İngiliz gazeteci Gareth Jenkins’e ortaklaşa hazõr- lattõrdõğõ, “Gerçekle Fantezi Ara- sında: Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması” başlõklõ rapor, söz konusu davaya ilişkin Avrupa’daki kuşkularõ da gündeme taşõdõ. Söz konusu raporun açõklanma- sõndan kõsa bir süre önce yine İngiliz Financial Times gazetesinin, “İkin- ci iddianame daha da siyasidir” yorumunu yaptõğõ haberinde, “Sü- rekli genişleyen ‘Ergenekon’ ör- gütüne ilişkin soruşturma, hem tüm ulusun izlediği bir pembe di- zi hem de Türkiye’nin değişen si- yasi kültürünün çok ciddi bir testi haline geldi” değerlendirme- sinde bulunmasõ, Ergenekon so- ruşturmasõna ilişkin gelişmelerin ABD’nin yanõ sõra Avrupa’dan da dikkatle izlenmekte olduğunu gös- terdi. Financial Times’õn haberinde, “Davanın yürütülme üslubu, meş- ruluğuna ilişkin soru işaretlerine yol açtı. Saygılı akademisyenler ve gazetecilere yönelik şafaktaki operasyonlar, 60 yaşlarındaki zanlıların yargılama öncesi uzun- ca hapiste tutulması ve kanıt ola- rak telefon dinlemelerine dayan- ması, laik siyasetçilerin, davayı AKP muhaliflerine karşı bir ca- dı avı gibi kınamasına yardımcı oldu” değerlendirmesi yapõlmõştõ. İngiliz gazetesi, “Davanın destek- çileri bile son dönemde siyasete odaklanmasından hayal kırıklığı duyuyor” demişti. Soru işaretleri artıyor Ergenekon’a ilişkin Avrupa’daki kuşkulu yaklaşõm son 1 yõldan bu yana giderek belirginleşti. Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Türkiye’de Demokratik Süreç” başlõklõ oturumda, AB Komiseri Olli Rehn, Ergenekon davasõyla il- gili süreç konusunda kuşku uyan- dõran unsurlar olduğunu “Ergene- kon soruşturmasının son dalga- larında hukukun üstünlüğü il- kesinin tam olarak uygulanıp uy- gulanmadığı ya da tutuklamala- rın ardında başka bazı siyasi amaçların olup olmadığı sorgu- lanabilir. Jüri henüz kararını vermedi. Gelişmeleri çok yakın- dan izliyoruz ve bu konuya son- bahardaki İlerleme Raporu’nda mutlaka yer vereceğiz” cümlele- riyle dile getirmişti. Federal Almanya’da Türk kö- kenli siyasetçilerden SPD millet- vekili Lale Akgün, Ergenekon soruşturmasõnõn başlatõlmasõndan 1 yõl sonra “Ben şu anda Türki- ye’nin çok ciddi olarak gerildi- ğini, kutuplaştığını görüyorum. İnsanlarla konuştuğunuzda, her- kesin kendini belirli bir gruba ait gördüğünü ve o grubun belirli değerlerini paylaştığını görüyo- ruz. Şu anda politika ile huku- kun çok da iç içe girdiğini görü- yorsunuz. Bu çok şaşırtıcı ola- biliyor dışarıdan baktığınız va- kit. Belirli partiler, belirli mah- kemelerin arkasına geçiyor. Ama şunu söyleyeyim, ben bugünün Türkiyesi’nde bir darbe olaca- ğına inanmıyorum” değerlendir- mesini yapmõştõ. Ergenekon’a ilişkin Avrupa’daki kuşkulu yaklaşõm son 1 yõldan bu yana giderek belirginleşti. AB Komiseri Olli Rehn, “Ergenekon soruşturmasõnõn son dalgalarõnda hukukun üstünlüğü ilkesinin tam olarak uygulanõp uygulanmadõğõ ya da tutuklamalarõn ardõnda başka bazõ siyasi amaçlarõn olup olmadõğõ sorgulanabilir” demişti. İngiliz Financial Times gazetesinde de konuya ilişkin bir haberde “İkinci iddianame daha da siyasidir” yorumu yapõlmõştõ. CHP’Lİ MUSTAFA ÖZYÜREK: Hukuk faciası dışarıdan da fark ediliyor Mustafa Özyürek, Johns Hopkins Üniversitesi için İngiliz gazeteci Gareth Jenkins tarafõndan hazõrlanan Ergenekon raporuyla ilgili olarak “Bu dava hukuki değildir, siyasidir, bir hukuk faciasõdõr. Bu görüşümüzün dõşarõdaki bazõ çevrelerde de fark edilmesi doğaldõr” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Söz- cüsü Mustafa Özyürek, Johns Hopkins Üniversi- tesi için hazõrlanan rapor- da yer alan Ergekon da- vasõyla ilgili saptamalarla ilgili olarak şu değerlen- dirmeyi yaptõ: “Biz başından beri ‘Ergenekon’ adıyla anı- lan davanın hukuki de- ğil, siyasi olduğunu ve amacın AKP’nin ken- disine karşı olan güçle- ri sindirmek olduğunu ifade ettik. Nitekim, bu bir ölçüde başarıya ulaştı. AKP’ye karşı olan sivil toplum örgüt- leri, kişiler sindirildi, susturuldu. Bir bölümü hapiste, bir bölümü sa- lıverilse de doğal olarak konuşmaktan korkar halde. Bir başka bölü- mü de, Türkiye’de or- general rütbesine gel- miş paşaları, üniversite rektörlerini bile alıyor- larsa, beni haydi haydi alırlar, korkusuyla sus- tu. Geriye bir tek CHP kaldı. Onu da etkisiz- leştirmek için neoliberal aydınlar, AKP yandaşı medya vargücüyle uğ- raşıyor. Biz bu dava- nın hukuki bir tarafı olmadığını söyledik. Aradan 2 yıla yakın za- man geçti, iddianamede ileri sürüldüğü gibi bir terör örgütü olduğuna, bu kişilerin birlikte bir örgüt oluşturduğuna dair inandırıcı bir belge, delil ortaya konulama- dı. Bizim bu görüşlerimi- zin sağduyulu, peşin hü- kümlü olmayan dışarı- daki çevrelerde de kabul gördüğünü anlıyoruz. Kuşku duymuyorum ki, bu tutuklu olan insanla- rın büyük bölümü ke- sinlikle beraat edecek- lerdir. Dışarıdaki bazı çevreler bunun farkında. Ama Türkiye’de AKP ve yandaşı kesimler her gün büyük bir fütursuz- lukla bu davanın geniş- lemesi için yayınlar ya- pıyor. Sonuçta Türki- ye’de keyfi yargılamala- rın yapıldığına, insanla- rın hapislerde çürütül- düğüne tanık oluyoruz. Bu bir hukuk faciasıdır. Bunun dışarıdaki bazı çevrelerde fark edilmesi çok doğaldır. Herkes fark edecek. Ama in- sanlar çektikleri eziyet- le kalacak.” AKP: Rapor kabul edilemez AKP Grup Başkanve- kili Bekir Bozdağ ise yabancõ bir ülkenin Tür- kiye’de görülen bir da- vayla ilgili sübjektif de- ğerlendirmeler içeren ra- por yayõmlamasõnõn ka- bul edilemez bir yaklaşõm olduğunu savundu. Türkiye’de yargõnõn ba- ğõmsõz olduğunu söyle- yen Bozdağ, “Devam eden soruşturma ve ko- vuşturma da bu kural- lar çerçevesinde hâkim ve savcılar tarafından yürütülmektedir” dedi. Cumhurbaşkanõ, Kürt açõlõmõnõn medenice tartõşõldõğõnõ belirterek ‘MGK’de de konuşulur’ dedi Gül: İmralı muhatap değil ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, hükümetin “Kürt açılımı” çalõşmalarõna yönelik bir soru soran gazetecinin “İçişleri Ba- kanı’nın temasları devam edi- yor. Bir yandan da İmralı’dan bir yol haritası...” sözleri üzeri- ne, “İmralı falan onları unut, geç. Sen soruyu başka türlü sor. Onlar muhatap değil” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu tarafõndan Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Er- tuğrul Apakan’õn Türkiye’nin BM Nezdinde Daimi Temsilcili- ği’ne atanmasõ dolayõsõyla She- raton Otel’de verilen resepsiyo- na katõldõ. Cumhurbaşkanõ Gül, resepsiyondan ayrõlõrken gaze- tecilerin “demokratik açılım” çalõşmalarõna yönelik sorularõnõ yanõtladõ. Gül, sorular üzerine “İmralı fa- lan muhatap değil. Bir ülke kendi sorunlarını kendi inisi- yatifiyle çözmezse başkaları günü gelir daima bunu istismar eder. Bugün de gerek Türkiye içindeki konjonktür gayet açık, müsait. Tartışılıyor bütün bu konular açık seçik, medenice tartışılıyor. Ayrıca şu da bir gerçek ki bütün bu yapılan ça- lışmalar neticesinde Türki- ye’nin üniter yapısının daha güçlü hale gelmesi gerekir, ile- ride herhangi bir tehdit olma- ması gerekir.” Konunun “Perşembe günü gerçekleştirilecek MGK top- lantısında gündeme gelip gel- meyeceğinin” sorulmasõ üzerine de Cumhurbaşkanõ Gül, “Şüp- hesiz MGK’de Türkiye’nin en önemli meseleleri konuşulur. Türkiye’nin en büyük soru- nuysa şüphesiz MGK’de de bunlar konuşulur. Konuşulu- yor da zaten” dedi. ‘KÜRTSORUNUTARTIŞILMIYOR’ ESP: Azõnlõklarõn evlerine çarpõ işareti konuluyor Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), Şişli’ye bağlı Feriköy ve Samatya’da bazı ev ve işyerlerine çarpı (X) işaretleri konulduğu iddiasıyla protesto gösterisi yaptı. Şisli’ye Bağlı Feriköy Kuyulubağ Sokak’ta toplanan ESP’liler, “Rum ve Ermeni kardeşlerimizin evlerine (X) işareti koyanlar bulunsun ve yargılansın” yazılı pankart taşıyıp, “Türk, Kürt, Ermeni yaşasın halkların kardeşliği”, “Ermeni ve Rum halkı yalnız değildir”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan sendikacı Ayşe Yumli Yeter, 6-7 Eylül’ü gerçekleştiren zihniyetin bugünde hâlâ işbaşında olduğunu öne sürerek “Tüm bu yaşananlar bize 6-7 Eylül olaylarını hatırlatıyor. Bilinçli bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuz aşikârdır. Bu çarpı işaretleri neyin göstergesidir? Ne hedefleniyor? Yeni Maraş’lar yeni 6-7 Eylül’ler yaratmak için birileri harekete mi geçti” diye sordu. Grup açıklamanın ardından Şişli Adliyesi’nde sorumluların açığa çıkarılması için suç duyurusunda bulundu. TÜMÖD: Amaç Türkiye’yi bölmek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Tüm Öğretim Elemanlarõ Derneği (TÜMÖD) Ge- nel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, ta- raflardan birisinin terör örgütü başõ Abdullah Öcalan olduğu izlenimi verilen sözde “demo- kratik açılım” progra- mõnõn gerçekte karanlõk küresel imparatorluğun böl-yönet politikasõnõn bir parçasõ olduğunun giderek bütün çõplaklõ- ğõyla anlaşõldõğõnõ be- lirtti. Işõklõ, sorunun as- la “Kürt sorunu” ol- madõğõnõ belirterek “Eğer öyle olsaydı, programın yandaşla- rı, bebek katillerinden, uyuşturucu kaçakçıla- rından ve onların uzantılarından ibaret kalmazdı” dedi. Işõklõ, şunlarõ dile ge- tirdi: “Programın ger- çek sahipleri Türki- ye’yi bölmek, beğen- dikleri bir bölümünü Avrupa’nın sınırları içine alarak sömür- mek; geri kalan bölü- münü de Ortado- ğu’nun karanlıkları- na gömerek diğer ba- zı bölge ülkeleri gibi ortaçağ karanlığı için- de gene sömürmek ol- duğunu gizlemiyor- lar.” Şehitler gözyaşlarõyla uğurlandõ Yurt Haberleri Servisi - Elazõğ’õn Ka- rakoçan ilçesinde el bombasõnõn patlamasõ sonucu şehit olan askerler memleketle- rinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Karakoçan ilçesi Koçyiğitler köyü Düztepe mevkisinde yürütülen iç gü- venlik operasyonu sõrasõnda mevzide el bombasõnõn kazayla patlamasõ sonucu şe- hit olan Piyade Er Mesut Bulut, Piyade Çavuş İbrahim Yaman, Piyade Onba- şõ İbrahim Öztürk ve Piyade Onbaşõ Ali Osman Altın için ilk tören Elazõğ Asker Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Kürtçe ağıtlarla uğurlandı Askeri ve mülki erkÓAnõn katõldõğõ tö- renin ardõndan şehit askerlerin cenazeleri memleketlerine gönderildi. Şehit Mesut Bulut için Gaziantep’in Araban ilçesin- deki törende Kürtçe ağõtlar yakõldõ. Oğ- lunun şehit olduğu haberini inşaatta ça- lõşõrken alan baba Sinan Bulut, “Ben na- sıl ağlamayayım, oğlum şehit olmuş” diye gözyaşõ döktü. Şehit er Bulut’un da 8 kardeşin en büyüğü olduğu, ailesinin ta- rõm işlerinde yevmiye karşõlõğõnda ça- lõştõğõ öğrenildi. Şehit er Ali Osman Altõn’õn Afyonka- rahisar’õn Büyükkalecik beldesinde ya- şayan babasõ Ali İhsan Altın da acõ ha- berle yõkõldõ. Hayvancõlõkla uğraşan Al- tõn ailesinin 8 çocuğunun en küçüğü olan Ali Osman Altõn’õn kasõm ayõnda ter- his olmasõnõn beklendiği belirtildi. Ter- hisine 2 ay kala şehit olan er İbrahim Öz- türk’ün Mersin’in Tarsus ilçesindeki an- ne babasõ da acõ haberi alõnca hastaneye kaldõrõldõ. Terhisine 3 ay kalmıştı Şehit İbrahim Yaman’õn Samsun Salõ- pazarõ’ndaki ailesi, acõ haberi fõndõk top- larken aldõ. Dört kardeşin ikincisi olan Yaman’õn terhisine yaklaşõk 3 ay kaldõ- ğõ, 15 gün önce ablasõnõn Salõpazarõ il- çesindeki düğünü için izne geldiği öğre- nildi. Baba Adem Yaman’õn oğluyla son olarak dün akşam telefonda görüştüğü, İb- rahim Yaman’õn babasõna iyi olduğunu söylediği ve “Baba başka bir yere gi- deceğiz. Yaklaşık 30 kilometre uzak- lıkta. Beni merak etmeyin” dediği be- lirtildi. Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde el bombasının kazayla patlaması sonucu şehit olan askerlerden Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk için Mersin’in Tarsus ilçesinde tören düzenlendi. Törende anne Nermin Öztürk’ü bir kadın astsubay sakinleştirmeye çalıştı. (Fotoğraf:AA) Dış Haberler Servisi - Hükümetin Kürt açõlõmõna Avrupa’dan ilk destek Türkiye’nin de üyesi ol- duğu Avrupa Konseyi’nden geldi. Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yö- netimler Kongresi, girişimi memnuniyetle kar- şõladõklarõnõ duyurdu. Ayrõca ‘Kürt sorunu’ ve Güneydoğu’daki yerel yönetimlerin durumu, Kongre’nin 13-15 Ekim tarihlerinde Strasbo- urg’da düzenlenecek oturumlarõnõn da gündemine alõndõ. Kongre, ekim ayõndaki oturumlara Türk hükümeti, DTP’li bazõ belediye başkanlarõ ile si- vil toplum kuruluşlarõnõ da davet edecek. AÇILIMA AVRUPA’DAN DESTEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle