18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] [email protected] Moda haline geldi “açılım” sözcü- ğü... Çözümü zor hangi sorunla karşı- laşırsak karşılaşalım “açılım” lafı ile başlanıyor konuya. Yoksa “olamayışlarla ilgili hata- ları telafi etme” niyetinin adı mı “açılım”? Hele niyet, açmaktan çok üstünü kapamak iken... Küresel krizden Türkiye de nasibini almaya başlayınca “ekonomik açılım” gündeme gelmeye başlamıştı... ABD’de başkanlık seçimlerinin hemen akabinde “Kıbrıs açılımı” devreye gir- di. “Kürt açılımı” ile başlayan bu yeni açılım, kısa süre içinde “demokratik açılım”a dönüştü. Şimdi ise “deprem açılımı” sürecinin içindeyiz... 17 Ağustos depreminin üzerinden 10 yıl geçmiş ve biz yeni açıyoruz... Önce küçük bir bilgi tazelemesi ya- palım isterseniz: Yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dava açıldı. Bu davalardan 1800’ü kamuo- yunda Rahşan affı olarak bilinen Şartlı Salıverme Yasası ve başka hukuki boş- luklardan dolayı cezasız sonuçlandı. Geriye kalan 300 davanın 110 kada- rında ceza verilse de çoğu ertelendi. Bunun dışında kalan davalar ise 16 Şu- bat 2007 Cuma günü 7.5 yıllık zama- naşımı sürelerini doldurarak zamana- şımına uğradılar ve düştüler... Depremin hemen sonrasında imara kapatılan alanlar, aradan 2 yıl geçince yeniden imara açıldılar. Üstelik 2 kat ile başlayan imar izinleri yıllar içinde 5 ka- ta kadar çıktı. Yalnızcaİstanbul’dagüçlendirmeya- pılması ya da yıkılarak yeniden inşa edilmesi gereken 1290 okul ismi belir- lenmişti. Bugüne kadar yüzde 230’u ta- mamlanabildi. Bu devletin bütçesinden çıkacak paralarla yapılmayacaktı. Dün- ya Bankası ve Avrupa Yatırım Banka- sı’ndan toplam 610 milyon Avro’luk bir kaynak tahsis edilmişti. Bugüne kadar neden yalnızca 230 bina onarılabildi? 1999 depreminin hemen akabinde acılar öylesine büyüktü ki herkes ağız- birliği etmişçesine “Artık hiç birşey es- kisi gibi olmaz” diyordu. Merak ediyorum. Depremden hangi dersler alındı? Tabii yeni gelişmeler de oldu. Örne- ğin 1999 depremi yeni bir kavramı mo- da haline getirdi: “Kentsel dönüşüm”ü. 2003 yılında 4 üniversite tarafından hazırlanan İstanbul Deprem Mastır Pla- nı içinde kentsel dönüşüm projelerinin sözü geçiyordu. Şimdi ise İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi tarafından uygulanıyor ve rant projesine dönüşmüş durumda... TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Afet Komitesi Sek- reteri Mücella Yapıcı yaklaşık 1 yıl ka- dar önce “Sulukule kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılacak evler depreme dayanıklı, lüks yapılar ama bu- radan çıkarılarak Taşoluk’a gönderile- cek olan Sulukule sakinleri için deprem riski devam ediyor. Taşoluk’ta TOKİ ta- rafından yapılan evler denetimsiz ve deprem yönünden riskli yapılar” de- mişti. Tarlabaşı ve Fener Balat’taki kentsel dönüşüm projesinin ise böl- genin kentsel ve tarihi dokusuna za- rar vereceğini belirten Yapıcı, dönü- şümün deprem odaklı olmadığını, deprem bahanesiyle başlanan proje- den belli kesimlerin rant sağladığına dikkat çekmişti. Tamam, depremden gerekli dersi al- madığımız bir gerçek. Benim yanıtını istediğim soru şu: Ne- den hiçbir zaman ders alamıyoruz? Neden bu toplumda birileri diğerle- rini gözlerinin içine baka baka kandı- rabiliyor? Kandırırken, “açılım” gibi, “kentsel dönüşüm” gibi “beylik laflar”, “özlü sözler” yeterli oluyor... Neden depremzedelere yapılan konutlara bir- kaç yıl içinde kamu görevlilerinin ya da yerel yöneticilerin aileleri ile birlikte yer- leştirildiğini seyredip, sessiz kalabili- yoruz? Rant sağa sola dağıtılan “sus payla- rı” ile büyüyor, büyüyor, devleşiyor... Çözüme yönelik arayışlar sığ tartış- malar, sanal gündem değiştirmeler arasında kaynayıp gidiyor. Bir işi, ucundan tutup tamamlanana kadar sürdüremiyoruz... Hesap sora- mıyoruz... İkiyüzlülük devam ettiği sü- rece daha çok “açılım” alkışlarla karşı- lanacak demektir. Unutmayalım ki hiçbir zaman yanlış dayanaklarla sağlam yapılar kurula- maz... Deprem, Açılım ve İkiyüzlülük... B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN İstihdamsız Büyüme, İstihdamsız Toparlanma Türkiye 2001 krizi sonrasında hızlı bir büyüme sü- reci yaşadı. Ulusal gelir 2002 sonundan 2008’e de- ğin birikimli olarak, sabit fiyatlarla, yüzde 26 artış gös- terdi. Ancak söz konusu dönemde işgücü istihda- mında benzer bir başarı yakalanamadı. 2001 krizi ön- cesinde yüzde 6.5 dolayında olan işsizlik oranı, kriz sonrasında hızla yüzde 10 platosuna yükseldi ve yük- sek büyümeye rağmen bu noktada direnç gösterdi. Dahası, iş bulmaktan ümidini kesen kişilerin sayısı hız- la arttı ve işgücüne katılım oranı yüzde 50’nin altına geriledi. Bütün bu özelliklerinden dolayı Türkiye’nin 2001 sonrasında yaşadığı süreç “istihdamsız büyüme” ola- rak anılageldi. Uluslararası ülke deneyimleri istihdamsız büyüme kavramının Türkiye’ye özgü olmadığını ve aslında sı- cak para akımlarıyla ve dış borçlanma ile “finanse edi- len” spekülatif büyümenin ayrılmaz bir parçası ol- duğunu vurguluyor. Türkiye İstatistik Kurumu bu hafta başında Ni- san-Mayıs-Haziran dönemine ilişkin işgücü verileri- ni açıkladı. TÜİK verilerine göre 2009 yılı Mayıs dö- neminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın ay- nı dönemine görece 387 bin kişi azalarak, 21 milyon 455 bin kişiye düşmüştür. Bu dönemde tarım sek- töründe çalışan sayısı 69 bin kişi artarken, tarım dı- şı sektörlerde çalışan sayısı 455 bin kişi azalmıştır. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dö- nemine göre 1 milyon 179 bin kişi artarak 3 milyon 382 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise yüzde 13.6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde iş- sizlik oranı yüzde 16.5, kırsal yerlerde ise yüzde 7.8 olmuştur. Bu arada “toparlanma” sözcüğü şu günlerde dil- lerden düşmüyor. Finans dünyası sabırsızlıkla kü- resel krizden çıkışın sinyallerini arıyor. Nitekim TÜİK’in yayımladığı “ham” verilere baktığımızda ta- rım dışı istihdamın nisan ayına göre 300 bin kişi art- tığını ve tarım dışı işsizlik oranının da yüzde 18.2’den yüzde 17’ye düştüğünü görüyoruz. Nisan ayına gö- receli olarak istihdamda gözlenen bu artış ve işsiz- lik oranının gerilemesi, son haftalarda İstanbul Men- kul Kıymetler Borsası’nda gözlenen yükselme ve dö- vizin göreli ucuzlamasıyla birlikte toparlanmanın da başladığı şeklinde muştulanmakta. Oysa bu tür ham verilerin ardında yatan gerçek- ler söz konusu şu mucizevi toparlanma olgusunun mistik bir inançtan başka bir şey olmadığını gös- teriyor. Nitekim Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Araştırma Enstitüsü’ndeki meslektaşlarımızın de- ğerlendirmelerine göre, tarım dışı istihdamda nisa- na görece görünen artış büyük oranda mevsim- selliğe bağlı. Mevsimsellikten arındırılmış verilere gö- re mayıs ayında tarım dışı istihdam edilen kişi sa- yısı nisan ayına göre yaklaşık 15 bin 600 kişi geri- lerken, tarım dışı işsizlik oranı da yüzde 18.4’ten 18.6’ya çıkmış bulunuyor. Dolayısıyla, ekonomide işsizlik verilerini değer- lendirmek için bir önceki aya bakmanın yanlışlığı or- taya çıkmakta. “Ham” verileri daha yakından anla- yabilmek için bir önceki yılın eşdeğer dönemiyle kar- şılaştırılması ve “mevsimsellikten arındırılması” ge- rekiyor. Aşağıdaki tablo böylesi bir çalışmayı yan- sıtmakta. Tabloda 2009’un ilk beş ayındaki istihdam düze- yi geçen yılın eşdeğer aylarıyla karşılaştırılıyor. Ra- kamlara göre 2009’un Mayıs ayında istihdam 2008 Mayıs’ına görece 387 bin kişi gerilemiş; tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 11.5’ten, yüzde 17’ye çıkmıştır. 2008’in ilk beş ayı ile karşılaştırıldığında, yıl başından bu yana geçen beş ayda yaşanan toplam istihdam kaybının 1 milyon 168 bin kişiye ulaştığı anlaşılıyor! Finans sermayesi küresel krizi şu günlerde tek- rardan canlandırılmaya çalışılan “yüksek faiz – düşük kur” politikasıyla aşabilmenin hesaplarıyla meşgul gö- züküyor. “Toparlanma” sözcüğünden algılanan şe- yin emekçilerin yaşadığı gerçekler ile finans dünya- sının çıkarları arasında ne büyük farklılıklar göster- diği açıkça görülüyor. Yine görülen o ki, Türkiye is- tihdamsız büyümeden sonra, şimdi de istihdamsız to- parlanma konjonktürüne sürüklenmekte. Turizmciye 7 kez hazõr denilen paketten çõka çõka çok az işletmenin yararlanacağõ ihracatçõ sayõlma kararõ çõktõ Merkez Bankası faizleri indirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankasõ, borçlanma faizlerini yarõm puan in- direrek yüzde 7.75’e çekti. Merkez Bankasõ Para Politikasõ Kurulu’nun dünkü toplantõsõn- da, gecelik borçlanmalarda Merkez Bankasõ borçlanma faiz oranõ yüzde 8.25’ten yüzde 7.75’e, borç verme faiz oranõ ise yüzde 10.75’ten yüzde 10.25’e indirildi. Geç Likidi- te Penceresi uygulamasõ çerçevesinde, Banka- lararasõ Para Piyasasõ’nda saat 16.00-17.00 arasõ gecelik vadede uygulanan Merkez Ban- kasõ borçlanma faiz oranõ yüzde 4.25’ten yüz- de 3.75’e, borç verme faiz oranõ ise yüzde 13.75’ten yüzde 13.25’e düşürüldü. Açõk pi- yasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapõcõsõ bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalõk vadelerde tanõnan borçlanma im- kânõ faiz oranõ yüzde 9.75’ten yüzde 9.25’e çekildi. Toplantõnõn ardõndan yapõlan açõkla- mada “Dış talep zayıf seyrini sürdürmekte, yurtiçi yatırım talebi gerilemekte ve istih- dam koşullarında belirgin bir iyileşme gö- rülmemektedir. Ayrıca, yakın dönem geliş- meleri tüketim talebindeki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizlikleri arttırmıştır” değerlendirmesinde bulunuldu. YARIM PUAN DÜŞÜRÜLDÜ Toplam İstihdam (1000 kişi) Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) 2008 2009 Fark 2008 2009 Fark Ocak 19.798 19.873 75 13.7 18.5 4.8 Şubat 19.864 19.779 -85 14.2 19.3 5.1 Mart 20.389 20.148 -241 13.4 18.9 5.5 Nisan 21.228 20.698 -530 12.3 18.2 5.9 Mayıs 21.842 21.455 -387 11.5 17.0 5.5 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (www.tuik.gov.tr) Ekonomi Servisi - Turizmciler, vaatlere karşõn sektör için hiç önlem almayan hükümete tepkili. Turizm Gazetesi’nin haberine göre Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, geçen yõlõn sonundan bu yana fark- lõ zamanlarda değişik vesilelerle 5 kez, Çalõşma Bakanõ bir kez, bir kez de Kültür ve Turizm Bakanlõğõ Müsteşar Yar- dõmcõsõ Özgür Özas- lan olmak üzere hü- kümet üyeleri ve bü- rokratlar toplam 7 kez ekonomik krize karşõ turizme yö- nelik alõnacak ön- lemleri içeren pa- ketin hazõr oldu- ğunu söylediler. Ancak alõnan her- hangi bir önlem yok. Turizmciler sezo- nunun sonuna gelin- diği halde alõnmasõ ge- reken ve hükümetin “Hazır, tamam” dediği önlemlerden şu ana kadar tu- rizmcilerin ihracatçõ sayõlmasõ dõşõnda alõnan herhangi bir karar ol- madõğõnõ belirttiler. Bakanlar Kurulu’nun turizmci- lerin ihracatçõ sayõlmasõna ilişkin ka- rarõ da sektörde çok az bölümü kullanõlabilir bir düzenleme şeklinde çõktõ. Bakanlar Kurulu kararõyla artõk “ihracatçı” sayõlacak olan turizmciler, gerçek anlamda ihra- catçõlarõn yararlandõğõ KDV iade- sinden yararlanamayacak. Dolayõ- sõyla ihracatçõ sayõlmamõn en önem- li unsurlarõndan biri olan bu madde turizm için geçerli değil. Örneğin ihracatçõ sayõ- lanlara yurtdõşõnda katõl- dõklarõ fuarlara indirim, turizm işletmeleri zaten indirimli katõldõğõ için ya da yurtdõşõnda açacaklarõ mağaza ve yapacaklarõ Ar- Ge çalõşmalarõ için verilen destek, bu sektörde böyle ça- lõşmalar söz konusu olmadõğõ için işe yaramayacak. Alõnan Bakanlar Kurulu kararõ şöyle: “Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bel- geli asli fonksiyonu ko- naklama olan işletmele- rin ihracatçı sayılabilmele- ri için yurtdışından 1.000.000 (bir milyon) Amerikan Doları ve üzeri döviz miktarını sağlamala- rı gerekir. Bakanlar Kurulu’nca yeni bir miktar belirlenmedikçe mevcut miktar takip eden yıllar için de geçerlidir.” Devlet Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Ali Babacan, geçen yıl uygulamaya konulan GAP Ey- lem Planı kapsamındaki yatırımların büyük bir bölümünün 2012 sonuna kadar tamamlanacağını, 10’u depola- ma 16’sı sulama olmak üzere toplam 26 projenin yapım işinin bu yıl içinde ihale edileceğini söyledi. İlki Konya’da gerçekleştirilen bölgesel düzeydeki Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) ikincisi bir hafta arayla dün Şan- lıurfa’da toplandı. Bölgedeki 9 ilin sorunlarının ele alındığı toplantının açılışında konuşan Babacan, GAP Eylem Planı kapsamında 4 gelişme ekseni altında 73 ana eylem bulunduğunu, söz konusu eylemler için 2012 sonuna ka- dar yaklaşık 15 milyar lira ek kaynak tahsis edildiğini söyledi. “Kendi iç meselelerinin çatışmaların yaşandığı, kanın aktığı bir ülkede istihdam üretmek mümkün olmaz” diyen Babacan, eşsiz bir fırsat çıktığını belirtti. (AA) GAP’ta 26 sulama projesi ihale edilecek İŞÇİDEN MUHALEFETE Fon Yasasõ’nõ iptal ettirin Ekonomi Servisi - Türk-İş ve Hak-İş, İş- sizlik Sigortasõ Fonu’nun amacõ dõşõnda kullanõlmasõna yönelik düzenlemenin Cumhurbaşkanlõğõ tarafõndan onaylan- masõna tepki gösterdi. Türk-İş Başkanõ Mustafa Kumlu, Ana Muhalefet Parti- si ve tüm milletvekillerine, konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi çağ- rõsõnda bulundu. Kumlu, yaptõğõ açõklamada, Cumhurbaş- kanlõğõ Makamõ’nõn, İşsizlik Sigortasõ Fo- nu’nun amacõ dõşõnda kullanõlmasõna izin veren 5921 Sayõlõ “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda Değişik- lik Yapılmasına Dair Kanun”u onay- lamasõnõn, Türk-İş tarafõndan üzüntü ve kaygõyla karşõlandõğõnõ ifade etti. Kumlu, şöyle devam etti: “Fon’daki pa- ra hiç kuşkusuz ve tartışmasız işçinin parasıdır. Türkiye’de kamu kesimin- de kurulan fonların hikâyesine baktı- ğımızda sonuç acıklıdır. Bu fonlar hiç bir şekilde ücretlerinden kesinti yapı- lan insanlara yarar sağlamamış, ama- cı dışında kullanılmış ve kaybolup git- mişlerdir. Gelinen noktada İşsizlik Si- gortası Fonu da kuruluş amacına hiç hizmet edemeden tarihe gömülmüş diğer fonların kaderini paylaşma teh- likesi ile karşı karşıyadır.” Hak-İş: Gül deprem yaratacak Hak-İş Genel Başkanõ Salim Uslu da Cumhurbaşkanõ Gül’ün İşsizlik Sigorta- sõ Fonu’ndan bütçeye kaynak ayrõlmasõ- na olanak tanõyan yasayõ onaylayarak fon- da deprem yaratacak bir karara imza at- tõğõnõ belirtti. Uslu, Cumhurbaşkanõ, ana muhalefet partisi veya 110 milletvekili- nin imzasõyla Kanun’un Resmi Gazete’de yayõmlanmasõnõn ardõndan 60 gün içeri- sinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulabileceğine işaret etti. Yõllõk 8-10 milyar metreküp kapasiteli ITGI projesinde imzalar ekim ayõnda atõlacak Ekonomi Servisi - İtalya Sanayi Bakanõ Claudio Scajola, Azeri do- ğalgazõnõ Türkiye ve Yunanistan üzerinden İtalya’ya taşõyacak ITGI (Interconnector Turkey-Greece- İtaly) doğalgaz boru hattõ için dört ülkenin ekimde İstanbul’da bir ara- ya gelerek görüşmeleri sonuçlandõ- racaklarõnõ söyledi. Reuters’õn haberine göre Scajola, La Stampa gazetesiyle yaptõğõ söy- leşide, “Proje için dört yıldır çalı- şıyoruz. Güney akım veya Na- bucco’dan daha ilerideyiz” dedi. Güney Akõm doğalgaz hattõ, İtal- yan petrol grubu Eni ve Rus Gazp- rom’un işbirliğiyle Rus gazõnõ Ka- radeniz üzerinden Güneydoğu Av- rupa’ya taşõyacak. Hazar bölgesi doğalgazõnõ Orta Avrupa’ya taşõya- cak olan Nabucco boru hattõ ise AB’den destek alõyor. AB Ekonomik Kalkõnma Planõ içinde hem Nabucco hem de ITGI projesi yer alõyor. AB, yõllõk 31 milyar metreküp kapasiteli Nabuc- co’ya 200 milyon Avro, yõllõk 8-10 milyar metreküp kapasiteli ITGI’ya ise 100 milyon Avro hibe yapmaya karar verdi. ITGI’õn 2012 sonunda tamamla- narak faaliyete geçmesi beklenirken Nabucco yatõrõmõnõn en erken 2014’te tamamlanmasõ öngörülü- yor. ITGI, Türkiye’de Botaş’õn do- ğalgaz hatlarõnõ kullanacak. TürkiyeOdalarveBorsalarBirliğiBaşkanõRi- fat Hisarcõklõoğlu, Türkiye’de daha fazla Ka- tar yatõrõmõ görmek istediklerini söyledi. Hi- sarcõklõoğlu, “Bu ziyaret umuyorum ki yeni iş- birliklerini mümkün kõlacaktõr. Ortaklõk kuyu- sundan daha fazla su çekmeliyiz. Ka- tar’õn, enerji dõşõnda başta hizmet sektörü olmak üzere birçok yatõrõm planladõğõnõ biliyoruz. İşbirliğimizin güçlenmesini sağlayacak birçok fõrsat vardõr. Türkiye’de daha fazla Katar ya- tõrõmõgörmekistiyoruz.Katar’õnTürkiye’yihiz- metlersektöründeolduğukadarüretimalanõnda da kullanabileceğine inanõyoruz” dedi. Ekonomi Servisi- Dünya- nõn önde gelen doğalgaz üreti- cilerinden Katar’õn uluslarara- sõ işbirliğinden sorumlu Devlet Bakanõ Halid Bin Muham- med El Attiyah, iki ülke ara- sõnda sekiz anlaşma, üç proto- kol ve dört mutabakat zaptõ imzalandõğõnõ söyledi. DEİK/Türk-Katar İş Konse- yi’nin dün düzenlediği çalõşma kahvaltõsõnda yaptõğõ konuş- mada El Attiyah, “Ülkeleri- mizin arasında işbirliği gi- derek gelişiyor. İki ülke ara- sında sekiz anlaşma, üç pro- tokol ve dört mutabakat zap- tı imzalandı. Bu durum, iliş- kilerin daha da gelişeceğini gösteriyor” dedi. İmzalanan anlaşma, proto- kol ve mutabakat zabõtlarõnõn iç- eriğine ilişkin ayrõntõ vermeyen El Attiyah, gelecek dönemde iki ülke şirketlerinin gõda, alt- yapõ ve turizm projelerine ortak yatõrõmlar yapabileceğini de sözlerine ekledi. Enerjide Rusya’ya bağõmlõlõğõ nedeniyle eleştirilen Türkiye, yapmayõ planladõğõ yeni anlaş- malarla kaynak çeşitliliği sağ- lamayõ ve tüketemediği kay- naklarõnõ ihraç etmeyi planlõyor. HİSARCIKLIOĞLU: DAHA FAZLA YATIRIM GÖRMEK İSTERİZ İtalya’ya Türkiye’den Azeri gazı Azeri doğalgazõnõ Türkiye ve Yunanistan üzerinden İtalya’ya taşõyacak boru hattõ için dört ülke ekimde İstanbul’da bir araya gelerek projeyi sonlandõracak. Türk-Katar İş Konseyi 8 anlaşma, 3 protokol ve 4 mutabakat zaptı imzaladı Çalışma yemeği sonunda, İstanbul’dan Bodrum’a giden Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife El Thani’yi, Cumhurbaşkanı Gül, Çırağan Sarayı’nın merdivenlerinden inerek uğurladı. Başta Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay olmak üzere diğer bakanlar ile bürokratlarõn bugüne kadar değişik vesilelerle 7 kez “tamam, hazõr” dedikleri krize karşõ turizme sağlanacak destekleri içeren önlemler paketinden sezonun sonuna gelindiği halde hâlâ haber yok. Kõş geldi teşvik gelmedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle