Katalog

CMYB C M Y B 26 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu’nda (HSYK), hükümetin engelle- mesi nedeniyle hâkim ve sav- cõ atamalarõ “kördüğüme” dönüşürken, AKP yanlõsõ med- yanõn kurula yönelik baskõsõ- na sert tepki geldi. CHP Söz- cüsü Mustafa Özyürek, AKP’nin yargõyõ “tasallut” al- tõna almaya çalõştõğõnõ belir- terek, “Bu durum, AKP’nin, Ergenekon davasını belli hâ- kim ve savcılar eliyle yü- rütmek arzusundan kay- naklanıyor” dedi. Özyürek, HSYK’deki hâ- kim ve savcõ atamalarõnõn ik- tidarõn dayatmalarõ nedeniyle tõkandõğõna dikkat çekerek, yargõ bağõmsõzlõğõnõn güven- cesi olmasõ gereken kurulun tam bir AKP kuşatmasõ altõn- da olduğunu söyledi. CHP olarak Adalet Bakanõ ve müs- teşarõnõn kurulda yer almasõ- na baştan beri karşõ olduklarõnõ ve gelinen bu noktanõn da kendilerini bir kez daha hak- lõ çõkardõğõnõ kaydeden Öz- yürek, artõk hükümetin iste- mediği hiçbir konunun “fii- len” görüşülemez hale geldi- ğine dikkat çekti. İktidara ya- kõn medyanõn “yargıçlar yar- gıya müdahale ediyor” an- layõşõyla, saldõrõlarõna devam ettiğine dikkat çeken Özyürek, şu görüşleri dile getirdi: “Adalet Bakanlığı listeyi hazırlıyor, ya bunu kabul edersiniz ya da başka türlü karar aldırmam diyor. Böy- lece kurulun çalışmasını tı- kamış oluyor. İşte burada genel başkanımızın da dediği gibi tam bir Tayyip Erdoğan vesayeti var. Bunun altında yargıya müdahale ve yargı- yı AKP’nin istediği gibi oluş- turma anlayışı var. Bu du- rum, AKP’nin Ergenekon davasını belli hâkim ve sav- cılar eliyle yürütme arzu- sundan kaynaklanıyor. O zaman da yargı bağımsızlı- ğından söz etmek mümkün değil. Ergenekon davası za- ten siyasi bir dava. AKP’nin istediği belli hâkimler eliyle yürütülecek bir dava haline getiriliyor. Çünkü iktidarca, ‘değişirse istediğim sonucu alamam, onun için benim hâ- kim ve savcõma dokunma’ deniyor. Peki, Allah koru- sun, bir kaza olsa, davayı yü- rüten savcı ve yargıçlardan birinin başına bir şey gelse, bu dava yürümeyecek mi? Böyle bir mantık olabilir mi?” CHP’li Özyürek, AKP’nin yargõyõ “tasallut” altõna almaya çalõştõğõnõ belirterek, “Bu durum, AKP’nin, siyasi bir dava olan Ergenekon davasõnõ belli hâkim ve savcõlar eliyle yürütmek arzusundan kaynaklanõyor’ dedi. AKP müdahalesiyle HSYK’deki atamalarõn kördüğüme dönüşmesine CHP’den tepki ‘Tam bir Erdoğan vesayeti var’ Mustafa Özyürek POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Şafağın Soluğu... Behramkale’nin (Assos) denize bakan ya- maçları... Zeytin, meşe, çam, kayın ağaçları. Bazı geceler ay denize vurduğunda, Midilli’nin ışıkları ve deniz, insanı bir başka evrene taşır. Münih temsilcimiz Erol Özkan, çadırını alıp sırt çantasıyla o masmavi denizin, doğanın tadını çı- karır. Erol’un o minik çadırında tarihin bilinmeyen say- faları vardır. Gündüzleri Kaz Dağları’nı dolaşır, binlerce yıl- lık tarihin ve kültürün bilinmeyen köşelerini ye- niden bulur. Milet ve Miletos’ta, Zeugma’da, Toroslar’ın, Kaçkarlar’ın eteklerinde tarihle ve kültürle yüz- leşir. Erol Özkan hâlâ oralarda mı yoksa Münih’e döndü mü bilmiyorum... Behramkale’den sahil yoluyla Küçükkuyu’ya doğru uzanıp Kaz Dağları’nın gizemli vadilerinde dolaşmak... Adatepe’nin girişindeki kahvede çay içmek. Deniz kıyısında kumlarda çıplak ayakla do- laşmak, düş kurmak, Hasankeyf’i, Allianoi’yi ye- niden keşfetmek. Bergama’daki domuz alanını gezmek, binlerce yıllık tarih ve kültürle buluşmak. Kaçkarlar’a doğru yol almak, Karadeniz’in la- civert hırçın sularında ağır ağır yol alan bir şile- bi seyretmek, Amasra’da bir öğle vakti mangalda suçuk pişirip yemek, o güzelim koylarda deni- ze girmek. Işık delisi düşlerim, beni yalnızlığımdan arın- dırıp çoğaltır. Bir kız çocuğunun alnındaki çiçeklerin ha- valanışı gibi. Bir göğün bağrından doğan şafağın resmini çi- ziyorum yüreğime... Çocuk parmaklarının hünerini, zeytin ağaçla- rının yaşamını görüyorum, hem gün doğumun- da hem de gün batımında. Bazen Cide’nin evlerini, Milas’ı düşlerim, Gökova körfezinde soluklanıp Datça yarıma- dasına giderim... Dağların yamacından Mesudiye koyunu sey- rederim. Oktay Sönmez’in deyişiyle “Mavide Uyuyan Güzel” Knidos’un (Arkeoloji ve Sanat Yayınları) “renklerini ve seslerini” dinler, binlerce yıllık ta- rihin, kültürün izlerini görürüm. Gözlerimi yumduğumda Taşucu’nda buluş- tuğum balıkçılar gelir aklıma... Sessizliğin sesiyle uyanırım. Devlet içindeki örgütlü çetelerle yatıp kalkıyor, gazete sayfalarında neredeyse 15 yıl önce yazılıp çizilmiş haberlerin yeniden buzluktan çıkarılarak ısıtılıp servis edildiğine tanık oluyoruz. Oysa Soner Yalçın’ın yazdığı bir dizi kitap var bu konuda... Öğrenecekleri çok şey var! Kimler uğraşmış, savaşım vermiş devlet içindeki çetelerle, gladyoyla, Özel Harp Daire- si’yle. Biraz umutsuzluk, biraz da karamsarlık var in- sanların içinde. İmam hatiplerin önünün açılması, tarikatçı yapılanma... Gözlerimi yumuyorum, düşsel bir yolculuğa çı- kıyorum. Hanımeliler, yaseminler, lavantalar... Güneş kırmızı bir alev topu. Bodrum koyları birer birer satılıyor AKP iktidarı tarafından... İnsan olmanın erdemi tarih ve kültür bilin- cinden geçer. Tarikat şeyhinin müridi olmaktan değil! Anadolu uygarlığın, tarihin ve kültürün boy ver- diği topraklardır. Gerçek aşklar bu coğrafyada boy vermiş... Tanrılar ve Tanrıçalar beyaz köpüklü mavi su- larda çoğalmış... Bilimin, kültürün boy verdiği bu topraklar yağmalanıyor, satılıyor, çokuluslu altın avcıları- na teslim ediliyor. Topkapı Sarayı’nda İdil Biret’in konserini basmaya kalkışan Alperenlere dokunmayan, üs- telik koruyup kollayan polisimiz, İzmir’de üni- versite harçlarını protesto eden öğrencileri cop- luyor, biber gazı sıkıyor, sonra da gözaltına alı- yor! Ya Unirock festivaline katılan gençlerin başı- na gelenler!.. Başbakan’ın konvoyuna “metalci selamı” verdikleri için 21 saat süren gözaltı ve mahke- me. Keşke “Milli Görüş” selamı verselerdi!.. Güzel yurdum, nazlı yurdum, hüzünlü yurdum benim! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69