Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Ne İdam, Ne de Yargısız
Uygulaması Kalktı
Ergenekon adı verilen davada ikinci iddiana-
me dönemi başladı.
Bu iddianame açıldıktan sonra, mahkeme hu-
zuruna çıkmadan, aylardır bekleyen tutuklu sa-
nıkların çilelerinin biteceği, eninde sonunda
adaletin tecelli edeceğini sananlar, yanılmakta-
dırlar.
Dünkü Cumhuriyet’in “Yargıca Müebbet Ceza”
başlıklı başyazısı, bu durumu çok açık bir biçimde
gözler önüne serdikten sonra, hukuk ve de-
mokrasi tarihinde şimdiye dek görülmemiş bir du-
rumu da dile getirmekteydi.
Ergenekon davasının bitmeyeceği, bitemeye-
ceği, yıllarca süreceği şimdiden görülmektedir.
İçinden çıkılmaz iddianamelerin birbirini izlediği
bu “ucu açık” davanın bir sonuca varmadan yıl-
larca sürmesi halinde büyük yük kimin sırtına bi-
necek, büyük azap kimin vicdanına çöreklene-
cektir?
Tabii ki yargıçların
Yargıç, başyazıda da belirtildiği gibi, adaleti da-
ğıtmakla mükellef kişidir.
Peki, bir yargıcın önüne getirilmiş dosyalar, için-
den çıkılmaz hale gelmişse ne olur?
Başyazıda belirtildiği gibi, yargıç müebbeden
adalet dağıtamama cezasına çarptırılmış olur.
“Silivri Ceza İnfaz Kampusu”nda durum budur.
Gerçi, hâkimlerin çarptırıldıkları fiili cezanın vic-
dani yönleri dışında bir yaptırımı yoktur.
Denebilir ki, aslında cezaya çarptırılan, hâkimler
değil, onların verdikleri veya sürmesinde sakın-
ca görmedikleri tutuklama kararları yüzünden yar-
gısız infaz edilen sanıklardır.
Ama unutmaylım ki, yargıç sıfatına layık hiçbir
yargıç bu durumu kendisine yakıştıramaz.
Bir yandan insanların tutuklu olarak, yargısız in-
faza maruz kalmalarına neden olurken bir yan-
dan da, ömür boyu adalet dağıtamama cezası-
nı vicdanında çeken yargıç, bu durumda artık
“hem yaradır, hem bıçak/ hem kurbandır, hem cel-
lat”
Evet, Ergenekon olayının bize gösterdiği Tür-
kiye’de yargısız infazın hukuk eliyle yürütül-
mekte olduğudur.
Bu infaz, kimi zaman hürriyeti bağlayıcı bir ce-
za şeklinde tecelli ederken, kimi zaman da
Kuddusi Okkır olayında olduğu gibi, idama dö-
nüşebilmektedir.
Yasalara, insan haklarına, vicdana, demokra-
siye sığmayan böyle infazı tenfiz etmenin de her-
hangi bir yaptırımı yoktur. Kuddusi Okkır’ın yar-
gısız ve kanunsuz infazını tenfizden haklarında şi-
kâyetçi olunan hâkim ve savcılar için Adalet Ba-
kanlığı Teftiş Kurulu soruşturmaya gerek gör-
memiştir. Doktorlar hakkındaki dosya ise vali ve
kaymakamların izin vermemesi yüzünden rafa kal-
dırılmıştır.
Tekirdağ Devlet Hastanesi’ndeki 15 doktor ile
ilgili soruşturma ise Tekirdağ 3. Asliye Mahkemesi
tarafından Adli Tıp raporu alınmadığı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
Bu durumda kimse “Türkiye yargısız infaza göz
yummayan bir hukuk devletidir” diye ortaya çık-
masın!
Bu durumda kimse “Türkiye’de idam cezası
yoktur” demeye kalkmasın!
Çünkü bunlar doğru değildir.
Hem yargısız infaz vardır, hem de idam.
Kuddusi Okkır yargısız infazla idam edilmiş tek
kişi de değildir. Önceki gün de üç yıl önce kan-
sere yakalanan ve yapılan tüm yasal girişimlere
karşın Erzurum Devlet Hastanesi’nin bodrum ka-
tında “tedavi edilirken!” ölen İsmet Ablak katıl-
dı yargısız idamlıklar kervanına...
Ağız kanseri Güler Zere, tahliye edilmesi yolun-
daki beş doktor raporuna karşın Adli Tıp’ın aksi yön-
deki raporu yüzünden hapiste ölümü bekliyor.
Samet Çelik (kan kanseri), Aynur Epli (bağır-
sak kanseri) Erol Zavar (mesane kanseri), Ga-
zi Dağ (belden aşağısı felçli) Gülezar Akın (Hi-
pofiz bezi tümörü var), Halil Güneş (kemik kan-
seri) , Halil Yıldız (82 yaşında yardımsız yaşamını
sürdüremiyor), İsmet Ayaz (Çölyak hastası be-
deni 10 yaşında çocuk gibi) Memduh Kılıç
(son aşama siroz hastası) Nizamettin Akar da
(gırtlak kanseri) hapishanede ölüm cezalarının in-
fazı için sıra bekleyen insanlar.
Yanlış anlaşılmasın, Güler Zere de, diğerleri de
tutuklu değiller, hükümlüler.
Ama bunların hiçbiri ölüm cezasından hüküm
giymediler. Çünkü Türkiye’de artık ölüm cezası
yok.
Efendim ne dediniz?...
Yok mu?..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğ-
lu, İmralõ’da tutuklu bulunan terör ör-
gütü başõ Abdullah Öcalan’õn da
Kürt sorununun çözüm sürecine da-
hil olup olmadõğõ sorusuna, “Türkiye
kendi iradesi ile çözümler ürete-
bilir. Devletin MGK gibi güvenlik
zeminleri vardır. Başka zemin
aramayın” dedi.
Davutoğlu dün gazetelerin Ankara
temsilcileri ile kahvaltõda bir araya gel-
di. Davutoğlu, dõş politika ile bağlantõlõ
konularda diğer bakanlõklarla birlik-
te çalõştõklarõnõ, bunun son örneğinin
Nabucco projesi olduğunu söyledi. Da-
vutoğlu, Irak konusunda da çalõşma-
larõn değişik bakanlõklarla birlikte
yürütüldüğünü belirtti. Türkiye’nin
bir Kõbrõs meselesi olduğunu, KKTC
Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat ile
Güney Kõbrõs Rum Yönetimi lideri Di-
mitris Hristofyas arasõndaki müza-
kerelerin iyi niyetle yürütülmesi ge-
rektiğini kaydeden Davutoğlu, Kõb-
rõs’taki müzakerelerin çözüm için son
şans olduğunu söyledi. Davutoğlu,
kimsenin zamana oynamamasõ, mü-
zakerelerin taktik mücadele alanõ ol-
mamasõ gerektiğini bildirdi. Stratejik
barõş peşinde olunmasõ gerektiğini
ifade eden Davutoğlu, “Rumlar so-
runu sonu gelmez bir sürece sok-
mamalı” dedi. KKTC’deki müzaka-
releri Cumhurbaşkanõ’nõn yürüttüğü-
nü dile getiren Davutoğlu, KKTC’de-
ki hükümet ile de bir sorunlarõ olma-
dõğõnõ savundu.
ABD Başkanõ Obama yönetimiy-
le ilişkilerin son derece olumlu gitti-
ğini dile getiren Davutoğlu, ABD-Tür-
kiye ilişkilerinin kurumsallaşmõş iliş-
kilerin en kapsamlõsõ olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Türkiye’nin Azeri-Er-
meni sorununda krizleri sabõrla çöze-
rek vizyonunu gerçekleştireceğini be-
lirtirken bu yõl bu konuda olumlu ge-
lişmeler beklediklerini dile getirdi. Da-
vutoğlu, Kafkaslar’da kardeş halkla-
rõn birlikte yaşamalarõ gerektiğini bil-
dirdi. ABD’de Ortadoğu’daki sorun-
larõ çözmeye yönelik irade olduğunu
dile getiren Davutoğlu, yakõn bir za-
manda Başbakan ile birlikte Suriye-
Halep’e gideceklerini dile getirdi.
Irak’ta ülkenin birliğini sağlaya-
cak bir parlamentonun ortaya çõkma-
sõnõn sadece Irak’õ değil bölgeyi da ra-
hatlatacağõnõ ifade eden Davutoğlu,
Türkiye için Erbil ile Basra, Kerkük
ile Bağdat, Telafer ile Diyala arasõn-
da fark olmadõğõnõ söyledi. Davutoğ-
lu, Ortadoğu’ya, Irak’a dõşarõdan de-
ğil kendi içlerinden baktõklarõnõ vur-
guladõ. Türkiye’nin Irak’taki tüm
gruplarla en samimi ilişkileri götüren
tek ülke olduğuna dikkat çeken Da-
vutoğlu, Irak’ta bölgesel ve yerel yö-
netim arasõnda görüş ayrõlõğõ olduğu-
nu, kendilerinin bunun aşõlmasõnõ is-
tediklerini söyledi.
Dağlõca saldõrõsõnõn ardõndan Kuzey
Irak ile çatõşma yaşanacağõ beklenti-
si oluştuğunu, ancak 8 ay sonra Tür-
kiye’nin bazõ anlaşmalar imzaladõğõ-
nõ dile getiren Davutoğlu, Kürtlerin de
bu anlaşmalarõn bir parçasõ olduğunu
bildirdi. “İnşallah sıcak takibi ge-
rektirmeyecek şartlar oluşur” diyen
Davutoğlu, önemli olanõn artõk sõcak
takibi gerektirmeyecek şartlarõ oluş-
turmak olduğunu söyledi. Davutoğlu,
“Kapsamlı çözüm yollarına ihti-
yaç var” dedi. Kürt sorununun çözü-
mü sürecine İmralõ’da tutuklu bulunan
terör örgütü başõ Abdullah Öca-
lan’õn da dahil olup olmadõğõnõn so-
rulmasõ üzerine ise Davutoğlu, “Tür-
kiye kendi iradesi ile çözümler üre-
tebilir. Devletin MGK gibi güvenlik
zeminleri vardır. Başka zemin ara-
mayın” karşõlõğõnõ verdi. Davutoğlu,
gelecek günlerde eski Dõşişleri Ba-
kanlõğõ Müsteşarõ ve eski Washington
Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ile gö-
rüşeceğini de söyledi.
Baykal
71 yaşõnda
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’a doğum gününde
gazeteciler sürpriz yaptı.
Antalya Konyaaltı
Caddesi’ndeki evinde dinlenen
Baykal’ın doğum günü
dolayısıyla, evinin önünde
bekleyen gazeteciler pasta aldı.
Bunun üzerine evinden çıkan
Baykal, apartmanın girişinde
gazetecilerle bir araya geldi.
Gazetecilere teşekkür eden
Baykal, pastayı TRT’de staj
yapan Merve Çelmeli’ye
kestirdi. İlk dilimi Çelmeli’ye
ikram eden Baykal, yaşını
soran gazetecilere “2009 eksi
1938” cevabını verdi.
(Fotoğraf: GÜRSU KUNT)
Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’õn Baykal’a yönelik eleştirilerine yanõt verdi
‘Cumhurbaşkanlığı sinyalleri’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Kılıçdaroğlu,
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
“2011 seçimlerinde son kez
milletvekili adayı olacağım...
Yahu doymadınız... Ben bu-
nu, 55 yaşındayım söylüyo-
rum. 70 yaşına geldin hâlâ
söylemiyorsun” sözleriyle
CHP lideri Deniz Baykal’õ he-
def almasõyla ilgili olarak
“Cumhurbaşkanlığı’nın sin-
yallerini vermeye başladı”
değerlendirmesini yaptõ.
Başbakan Erdoğan’õn AKP
Ankara il kongresinde partile-
rini hedef alan sözleri CHP’de
tepkiyle karşõlandõ. CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kõlõçda-
roğlu, “Bizim, Erdoğan vesa-
yetinden kastettiğimiz, ken-
disinin tüm önemli konular-
da tek karar mercii haline gel-
mesidir. Tek adam olmanın
gücünü hissediyor, zevkini
yaşıyor. 33 kez Anayasa Mah-
kemesi’ne gitmemezi bile de-
mokrasiye aykırı gibi sunu-
yor. Bir Başbakan’ın bunu
söylemesi demokrasiden ne
kadar uzak olduğunu ve Er-
doğan sultasının ne kadar
güçlü olduğunu gösteriyor.
Hangi demokratik ülkede,
Anayasa Mahkemesi’ne baş-
vurulması suçlama konusu
yapılabilir” dedi.
Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’õn
“2011 seçimlerinde son kez
adayım” sözlerini “Cumhur-
başkanlığı sinyalleri” olarak
değerlendirdi. Kõlõçdaroğlu,
Başbakan Erdoğan’õn kuvvetler
ayrõlõğõ ilkesini hiçe saydõğõnõ
vurgularken de “Demokratik
bir ülkede bir başbakan, ya-
sama-yürütme-yargıyı ken-
dine bağlı gibi görür mü?
TBMM’nin toplanma tarihi-
ni de Sayın Arõnç değil, Sayın
Başbakan belirlemişti. Yasa-
ma organı üzerinde vesayeti
vardır. Pek çok kez genel ku-
rulu yöneten başkanvekiline
müdahale etmedi mi?” dedi.
‘Demokrasiyi
kullanıyor’
Erdoğan’õn “CHP’de Baykal
sultası var” sözleriyle ilgili
olarak da Kõlõçdaroğlu, “Eğer
Sayın Başbakan’da demok-
rasi kavramının kırıntısı var-
sa, genel başkanın nasıl seçil-
diğini bilir. Demokrasinin
önünü açmak istiyorsa, genel
başkanımızın, Türkiye’yi ger-
çek Avrupalı yapalım çağrı-
sına yanıt verir. Genel baş-
kanımız ‘milletvekili doku-
nulmazlığını kaldıralım,
HSYK’den Adalet Bakanı ve
müsteşarını çıkaralım, özerk
vergi kuruluşları yaratalım’,
dedi. Demokrası konusunda
mangalda kül bırakmayan
Başbakan, bu konuda ne söy-
ledi? Açıklamaları, asıl he-
define ulaşmak için demok-
rasiyi araç olarak kullanma
anlayışını bugün de korudu-
ğunun göstergesi” görüşünü
dile getirdi.
ÖCALAN’A DOSYA VERECEKLER
DTP’ye göre
çözüme
çok yakınız
DTP Muş Milletvekili Sõrrõ Sakõk, Kürt
sorununun çözümü için önyargõlardan
arõnõlmasõ; bunun için de Öcalan’õn
sunacağõ “yol haritasõ”nõn hükümet ve
diğer kesimler tarafõndan dikkate alõnmasõ
gerektiğini kaydetti.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DTP, Ab-
dullah Öcalan’õn Kürt
sorunu konusunda 15
Ağustos’ta açõklayacağõ
belirtilen “yol haritasını”
masaya yatõrõrken parti
olarak hazõrladõklarõ dos-
yayõ da İmralõ’ya gön-
derme kararõ aldõ. DTP
Muş Milletvekili Sırrı
Sakık, Öcalan’õn açõkla-
yacağõ yol haritasõna “ön-
yargılı” bakõlmamasõ ge-
rektiğini belirterek “Çö-
züme çok yakınız” dedi.
Terörist başõ Abdullah
Öcalan’õn Kürt sorunu-
nun çözümüne yönelik
15 Ağustos’ta açõklaya-
cağõ belirtilen “yol hari-
tası” konusunda, DTP
durum değerlendirmesi
yaptõ. DTP’liler Öcalan’a
açõklamalarõ öncesinde
ulaştõrmak üzere, parti
görüşünü içeren bir dos-
ya sunmayõ kararlaştõrdõ.
Konuya ilişkin sorularõ-
mõzõ yanõtlayan DTP
Muş Milletvekili Sırrı
Sakık, konunun partinin
yetkili organlarõnda de-
ğerlendirildiğini belirtti.
Çözüm için önyargõlar-
dan arõnõlmasõ gerekti-
ğini, bunun için de Öca-
lan’õn sunacağõ “yol ha-
ritası”nõn hükümet ve
diğer kesimler tarafõn-
dan dikkate almasõ ge-
rektiğini kaydeden Sa-
kõk, BASK, IRA, Ceza-
yir modelleri adõ altõnda
bir dizi model sunuldu-
ğunu, ancak Türkiye’nin
kendi koşullarõna göre
kendi modelini yaratma-
sõnõn daha doğru olaca-
ğõnõ ifade etti.
Çözümün sadece Kürt-
lere vurgu yapan, etnisi-
teye dayalõ bir anayasa
değişikliği değil, bütün
halklarõn kimliklerini gü-
vence altõna alan sivil
anayasa ve yasa değişik-
liği temelinde aranma-
sõnõ isteyen Sakõk şunla-
rõ söyledi: “Daha önce
PKK talepleri daha
farklıydı, bugün geli-
nen noktada o kadar
büyük bir farklılık var
ki, İmralı’dan gelecek
taleplerinin Türkiye
halkını kucaklayacak
talepler olduğunu dü-
şünüyorum. Kimsenin
Öcalan’dan geldi, diye
komplekse kapılması-
na gerek yok. Eğer ön-
yargıyla yaklaşmazsak,
çözüme çok yakınız.”
Halis’e göre PKK
barış arıyor
DTP Tunceli Milletve-
kili Şerafettin Halis ise
düzenlediği basõn top-
lantõsõnda, gazetecilerin
sorusu üzerine, çözüm
için ilk koşulu PKK’ye
yönelik operasyonlarõn
durdurulmasõ olarak açõk-
ladõ. “PKK’ye düşen so-
rumluluklar nedir” so-
rusuna ise Halis, “PKK,
defalarca geri çekilme
durumunda oldu, defa-
larca meşru savunma
noktasının ötesinde bü-
tün eylemlerini dur-
durdu. Buna rağmen,
büyük oranda kayıpla-
ra neden oldu. Ama ba-
rış arayışı içinde olma-
ya gayret etti. Bu iti-
barla PKK’nin yaptığı
barış çağrılarına, dev-
letin de cevap vermesi-
ni istiyoruz ve temenni
ediyoruz” yanõtõnõ verdi.
Barzanidevredeolmakistiyor
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Hükümetin Kürt
açõlõmõ konusunda atmasõ öngö-
rülen adõmlar yeniden tartõşma ko-
nusu olurken dikkatler Irak’õn
kuzeyindeki gelişmelere çevrildi.
Bölgesel Kürt yönetimi lideri
Mesud Barzani’nin bu süreçte
etkin biçimde devrede olmak,
hatta Türkiye ile bu konuda res-
mi bir mutabakat yapmak istedi-
ği öğrenildi.
Edinilen bilgilere göre, bölge-
sel Kürt yönetimi, Türkiye’nin
Kürt açõlõmõna ilişkin atacağõ
adõmlarõ yakõn takibe aldõ. Hü-
kümetin Kürt açõlõmõnda atacağõ
adõmlar, “PKK’nin lider kad-
rosu nereye gidecek; militan
kadrosu Irak’ta mı kalacak,
Türkiye’ye mi geçecek; Mah-
mur Kampı PKK’lilerin iskâ-
nına açılacak mı; Silah teslim
etme aşamasına gelinirse mu-
hatap kim olacak” sorularõnõn
yanõt bulmasõnda etkili olacak.
Bundan dolayõ, Barzani’nin, Tür-
kiye ile çerçevesi geniş bir mu-
tabakat yapmak istediği öğrenil-
di. Bölgeden Ankara’ya ulaşan
bilgilere göre Kürt yönetimi söz
konusu mutabakatõn Türkiye ile
Irak arasõnda olduğu gibi Türki-
ye ile “Irak Kürdistan bölgesel
yönetimi” arasõnda da yapõlma-
sõnõ istiyor.
Lider kadrosunun üçüncü
bir ülkeye gönderilmesi...
Konuyla ilgili bilgi veren Irak-
lõ kaynaklar, Türkiye’nin atacağõ
adõmlarla terör örgütünün lider
kadrosunun üçüncü bir ülkeye
gönderilmesinin gündeme gel-
mesi durumunda, pasaportlarõn
Irak hükümeti tarafõndan verile-
ceğine, ancak bunun uygulama-
sõnõn bölgesel Kürt yönetimi ta-
rafõndan yapõlacağõna işaret etti-
ler. Aynõ şekilde, üst düzey kad-
ro dõşõndaki PKK militanlarõnõn
Mahmur Kampõ’na yerleştiril-
mesi ve buradaki militanlarõn
Türkiye’ye gönderilmesi konu-
sunda da Kürt yönetiminin dev-
rede olmasõnõn kaçõnõlmaz oldu-
ğuna işaret eden aynõ kaynaklar,
Barzani’nin Türkiye’nin bu zo-
runluluğunu gördüğü için Türki-
ye ile Irak merkezi yönetimi dõ-
şõnda mutabakat arayõşõ başlattõ-
ğõna dikkati çektiler.
PKK’nin silah bõrakma kara-
rõ almasõ durumunda, bu silahla-
rõn kime teslim edileceği de
önemli bir tartõşma konusu oldu.
ABD askerlerinin Irak’ta çekilme
sürecininin tamamlanmasõnõn ar-
dõndan PKK silah bõrakõrsa, tek
muhatap olarak bölgesel Kürt
yönetimi kalacak. Böylece
PKK’nin elindeki silahlar, Tür-
kiye’nin büyük hassasiyet gös-
termesine karşõn Iraklõ Kürt grup-
larõn eline geçmiş olacak. Böyle
bir durumda, militanlarõn büyük
bölümünün Irak Kürdistan De-
mokrat Partisi’ne (IKDP) peş-
merge yazõlacağõ belirtiliyor.
Temas trafiği seyrekleşti
Ancak bölgesel Kürt yöneti-
minin anayasasõ nedeniyle Ankara
ile Erbil arasõnda esen soğuk rü-
gârlar yoğun temas trafiğine de
yansõdõ. Son dönemde Kürt yö-
netimi ile Ankara arasõnda temas
sõklõğõ seyrekleşti. Daha önce
varõlan mutabakat çerçevesinde
Bölgesel Kürt yönetimi PKK ko-
nusuyla ilgili “yönetimimiz, top-
raklarının Türkiye’ye veya baş-
ka komşulara karşı kullanıl-
masına izin vermeme konu-
sunda ciddi. İkincisi, yöneti-
mimiz tarafından PKK’nin
Irak’ın kuzeyindeki faaliyetle-
rinin sınırlandırılması ve ön-
lenmesi yönünde alınan ted-
birler uygulanmaya devam ede-
cek” mesajõ vermiş, ancak Tür-
kiye’nin beklediği somut sonuç-
lar ortaya çõkmamõştõ.
Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu dün gazetelerin Ankara temsilcileri ile
kahvaltõda bir araya geldi. Kõbrõs’taki müzakerelerin çözüm için son şans
olduğunu söyleyen Davutoğlu, kimsenin zamana oynamamasõ gerektiğini
bildirdi. Kürt sorununda Öcalan’õn da çözüm sürecine dahil olmasõna
yönelik girişimlere ilişkin soruyu yanõtlayan Davutoğlu, ‘‘Devletin
MGK gibi güvenlik zeminleri vardõr. Başka zemin aramayõn” dedi.
Dõşişleri Bakanõ Davutoğlu, Öcalan’õn Kürt sorununun çözüm sürecine dahil olmadõğõnõ söyledi
‘Başkazeminaramayõn’
AKP hükümetinin Kürt açõlõmõ konusunda atacağõ adõmlar tartõşõlõrken bölgesel Kürt yönetimi liderinin
Türkiye ile Irak merkezi yönetimi dõşõnda geniş kapsamlõ bir mutabakat arayõşõ başlattõğõna dikkat çekiliyor
Bölgesel Kürt yönetimi
lideri Mesud Barzani.
Gül, Gerçeker’le görüştü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, dün Çankaya Köş-
kü’nde Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker’i kabul
etti. Gerçeker, adli yõl açõlõşõ nedeniyle düzenle-
necek törenin davetiyesini sunmak üzere Gül’ü
ziyaret ettiğini söyledi. Yargõtay’õn sorunlarõnõ
ele aldõklarõnõ ifade eden Gerçeker, Yargõtay’õn
yeni binasõnõn arsasõyla ilgili konularõ görüştükle-
rini kaydetti. Yargõtay Başkanõ, bugün de Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelecek.
‘En vahim sorun Erdoğan’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP
Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, kendisini hedef
alan Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi.
Başbakan Erdoğan’õ seviyesizlikle suçlayan Bah-
çeli, “Türkiye’nin en vahim sorunu Erdoğan so-
runudur” dedi. Bahçeli, Erdoğan’õn “hizmet için
değil, doymak için siyaset yaptõğõnõ” söyledi.
AKP ilçe binasında gösteri
İstanbul Haber Servisi - DTP üyesi olduk-
larõ belirtilen 7’si kadõn 10 kişi, dün görevli polis-
ten izin alarak AKP Ataşehir İlçe Başkanlõğõ’na
girdi. Gruptan bazõ kişiler, gizledikleri pankartõ
parti binasõnõn penceresinden sarkõtarak sloganlar
attõ. Polis ekipleri, 2 kişiyi gözaltõna aldõ.