18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 14 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İmtiyazsız, Sınıfsız... Cumartesi günkü gazeteler, döviz bedelli ola- rak askerlik görevlerini yerine getirmek için Bur- dur’da 58. Piyade Eğitim Alayı’nda bir haftalık temel eğitimlerini tamamlayan gençlerin geleneksel yemin törenlerine de yer vermişlerdi. 5500 “çakı gibi asker”in arasında Başbakan Er- doğan’ın küçük oğlu Bilal Erdoğan ve milli fut- bolcu Nihat Kahveci’nin de bulunması o haber- lere elbette ayrı ve özel renk katıyordu. Zaten med- yamız 29 yaşındaki Bilal Erdoğan’ın vatan görevi eğitimi için Burdur’daki alaya gelişini de haber yap- mıştı. Kaç kişinin ayrıca ilgisini çekti bilmiyorum. O geliş sırasında başbakanın oğluna korumala- rının da eşlik ettiği de aynı haberlerin satır arala- rında yer almıştı. O korumaların, özel güvenlik korumaları mı, yok- sa Başbakanlığa bağlı devlet görevlileri mi oldu- ğu yazılmadığı için, haberin bu bölümünü okur- ken ben kimsenin günahını almamak amacıyla, Bi- lal Erdoğan’ın özel bir koruma ekibi ile sözleşme yaptığı düşüncesine daha da ağırlık vermiştim. Fena halde yanılmak.. Ama cumartesi günkü haber, fena halde yanıl- dığımı ortaya koyacak bir ayrıntıya yer verilerek kaleme alınmıştı. DHA’nın Burdur muhabiri, “3 Temmuz’da birliğine teslim olan Bilal Erdoğan’ın biri uzman çavuş, 3 askerce korunduğunu ve 14 kişilik koğuşta kaldığının öğrenildiğini” yazarak öte- ki meslektaşlarına fark atmış oluyordu. (Milliyet, 11 Temmuz 2009) Vatan görevi amacıyla bedelli askerlik yapan 5500 erkek yurttaş, zaten öteki “tertip”lere göre çok farklı olarak bu mini askerlik eğitimini sırf “ül- kelerine döviz kazandırmak” gerekçesi arkasında yerine getiriyorlar. Tanrı hepsini korusun; şayet görünmez bir ka- za olmazsa o sayılı 20 gün içinde hamlaşmış vü- cutlarına çeki düzen vererek tezkerelerini alacaklar. Mayınmış, terörist kurşunuymuş türünden bir tehlike düşünmeden işlerine ve evlerine döne- cekler. Asker ocağında bilal farkı.. Ama aralarında birisi, 3. Tabur, 1. Bölükte eği- tim görevini sürdüren Bilal Erdoğan adlı olanının, “asker ocağı”nda hiç kimseye tanınmaması ge- reken bir imtiyaz ile ve birisi uzman çavuş, as- kerlerce korunduğunu öğrenmek, şu anda özel- likle terör bölgesinde vatan görevini yapmakta olan binlerce gencin içinde acaba hangi tepkilere ne- den olmuştur? Cumhuriyetin, “imtiyazsız, sınıfsız yurttaşlar” ye- tiştirdiği sanısının, sadece Onuncu Yıl Marşı’nın dizeleri arasında kaldığı biliniyordu. Ancak, devri AKKK Parti de, sadrazam mah- dumlarına da taş çıkartacak şekilde, askerlik gör- evi adı altında Burdur Gölü kenarında geçirilen o 20 günlük zorunlu dinlence sırasında bile, baş- bakan oğullarına böylesine farklı muameleler uygulandığı, ne duyulmuş; ne de görülmüştü. Bu uzman çavuşlu, korumalı askerlik eğiti- minin gerekçesini halkına anlatacak soruları başbakana mı, savunma bakanına mı soracak milletin bir vekili yok mu? [email protected];Faks: 0 216 302 82 08 ENTERNET / MEHMET SUCU Türkiye’de internet kullanıcısı sayısı, 30 milyonu aştı. İnternetteki popüler siteleri kullanmada dünyada ön sıra- lardayız. Örneğin; dünya sıralama- sında Youtube, Tweeter, Blogger’da 14., Facebook’ta 3. durumdayız. İn- ternette geçirilen zaman olarak dün- yada ilk beşin içerisindeyiz. Her halde yasaklanan siteler ol- masa bu oran daha da artacak. Teknolojimiz her geçen gün iyileş- mekte, insan kaynağımız oldukça faz- la ancak e-dönüşüm olarak dünyada son sıralardayız. 30 yaş altı nüfus, 50 milyon civarında olmasına rağmen strateji eksikliğinden dolayı her geçen gün işsiz sayısı artmakta ve global kri- zin etkisi derinleşmekte. E-dönüşümde ileri ülkeler, 2000’li yılların başlarında bilişim politikala- rını oluşturup, ulusal pazarları kont- rollerine aldıkları gibi uluslararası pazarları da kontrollerine aldılar. Eskiden ülke olarak “Avrupa Ortak Pazar”a gireceğiz diye var gücü- müzle uğraştık ve ulaştığımız nokta; Avrupa ülkeleri ortak, biz ise pazar olduk. Şimdiki durum da farklı değil, global pazarda oyuncu rolü dış ül- kelere, bize ise seyirci rolü düştü. İşte bu noktada bir öneri var. Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şu- besi’nin 10 maddelik bir önerisi var. Gelin! Seyirci olmaktan çıkıp, bü- yük oyuncu olmak için aşağıdaki ba- sit reçeteyi uygulayalım. Genç nü- füsumuzla kısa zamanda önemli oyunculardan olmamız kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizin e-dönüşümde lider ül- ke olmasının reçetesi: 1. Devlet, özel sektör ve sivil top- lum örgütlerinden oluşan üçlü icra- cı bir e-dönüşüm yapısı oluşturulsun. 2. E-dönüşüm (Bilişim) bakanlığı acilen oluşturulsun. 3. Ulusal, bölgesel ve yerel stra- tejiler oluşturulsun. 4. İş ve teknolojiyi bilen bağımsız e-dönüşüm uzmanları yetiştirilsin. 5. TOBB, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Organize Sanayi Bölgeleri gibi kuruluş ve yerlerde e-dönü- şüm kulüpleri oluşturulsun. 6. E-dönüşüm akredite kuruluşları oluşturulsun. 7. KOBİ’ler için e-dönüşüm yol ha- ritaları ve pazarlama materyalleri oluşturulsun. 8. KOBİ’leri e-dönüşüme taşıyacak yazılım çözümleri, akreditasyon ku- ruluşları tarafından onaylansın. 9. Online kaynak, destek ve da- nışman sistemleri oluşturulsun. 10. Lokal iş ortaklıkları fonlarla desteklensin. [email protected] E-Dönüşüm ve Türkiye’nin Şansı Okullarõn gerici kadrolara emanet edilmesi ve eğitimde fõrsat eşitsizliği, ÖSS’deki tablonun en önemli nedenleri Eğitimciler başarõsõzlõğõ tartõşõyor TemeliatõlanODTÜKKTCKampusu’nun3.eğitimbloku100gündetamamlanacak KKTC’den dünyaya mesaj var MAHMUT LICALI ANKARA - Eğitimciler, ÖSS’de başarõ oranlarõnõn düşmesini ortaöğ- retim sistemindeki kalitesizliğe bağ- larken öğretmen açõğõ ve gerici kad- rolaşmanõn da başarõsõzlõğõ arttõrdõğõnõ vurguladõlar. Eğitimciler, 2009 ÖSS’de yaşanan başarõsõzlõk tablosunu şöyle değer- lendirdiler: Eğitim-Sen Genel Başkanı Zü- beyde Kılıç: Her yõl olduğu gibi bu yõl da ÖSYM Başkanõ kameralarõn karşõsõna geçti, şampiyonlar açõklan- dõ. Şampiyonlarõn sõnavõ nasõl ka- zandõklarõ açõklandõ. Birçoğunun ders- haneleriyle birlikte gazetelerde rek- lamlarõ çõktõ ve bu başarõ öyküsü uzun uzun anlatõldõ. Ama bu sõnavõn kendisi başarõ öyküleriyle değil, ba- şarõsõzlõkla anõlmasõ gereken sonuçlar yarattõ. Temel bazõ alanlarda (fen, ma- tematik) - SBS’de de karşõmõza çõk- tõğõ gibi - soru yanõtlama sayõsõnõn gi- derek azalmasõ eğitimin sisteminin bil- giye, araştõrmaya dayalõ bir sistem ol- maktan çõktõğõnõ ve tamamen nasõl test çözülür yöntemini bulmaya yönelik olduğunu ortaya koyuyor. 30 bin öğ- rencinin sõfõr puan almasõnõn değer- lendirilmesi ve görmezden gelinme- si vahim bir durumdur. ‘Okullar gerici kadrolarda’ Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli: İlköğretimden başlayarak or- taöğretime kadar 5 yõldõr uygulanan müfredatõn tekrar gözden geçirilme- si gerekiyor. Özellikle ortaöğretim müfredatõnõ konusunda sõkõntõ var. Bu müfredat zaten her öğretmene değil, her ilden belli başlõ öğretmenlere an- latõldõ. Öğretmenler müfredatõ anla- madan ve bilmeden bu kapsamda öğrencilere ders veriyor. Bir başka so- run ise öğretmen ve devlet okullarõ- nõn gözden çõkarõlmasõ. AKP zihniyeti ne öğretmene ne de devlet okullarõna değer veriyor. Gerici kadrolaşmayla mesleki deneyimi olmayan yandaşlarõ fen lisesi, Anadolu liselerinin başõna müdür olarak atadõlar. Öğretmen ol- madan fen lisesi açtõlar. MEB öğren- cileri bir-iki ay kala “Okula gelme- yin, dershaneye gidin” diye genelge yayõmladõ. Dershanelere mahkûm et- tiler öğrencileri. YÖK düzenleme yapmasaydõ, 100 binlerce aday daha barajõ geçemeyecekti. Milli Eğitim Bakanlõğõ, YÖK ve sendikalarõn bir araya gelip eğitim sisteminin yeniden yapõlandõrõlmasõ gerekiyor. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Eğitim sisteminin sü- rekli değişmesi, öğrencinin okula bağlanamamasõ, öğretmen etkisinin yeterli düzeyde olmamasõ, müfredat programlarõyla ÖSS’de sorulan so- rularõn birbiriyle tam anlamõyla ör- tüşmemesi ve okulda verilen eğitimin yeterli olmamasõ başarõ yerine, başa- rõsõzlõğõ beraberinde getirmektedir. Ayrõca okul, öğretmen, derslik açõğõ hâlâ büyük bir sorun olarak durmak- tadõr. Eğitimde fõrsat eşitliği sağla- namamakta, bölgeler arasõ dengesiz- likler giderilememektedir. Bu nokta- da başarõsõzlõk eğitim sisteminden ve bu sistemi oluşturanlardan kay- naklanmaktadõr. ‘Kalite arttırılmalı’ YÖK üyesi Bülent Serim: YÖK’ün düzenlemesine karşõn bara- jõ geçen sayõsõ oldukça düştü. Sürek- li baraj puanlarõ düşürüleceğine, YÖK’ün eğitimin kalitesini nasõl art- tõracağõnõ tartõşmasõ lazõm. Kalitenin nasõl arttõrõlacağõnõn çaresi bulunma- dan, ÖSS sonuçlarõnda da ortaya çõk- tõğõ gibi, başarõ sürekli düşecektir. Eği- timin kalitesini arttõrõlmasõ gerek. Ortaöğretimin başarõsõ YÖK’le ilgi- li değil, YÖK yalnõzca sõnav siste- miyle ilgili. Ortaöğretimin başarõsõnõ çok daha farklõ faktörlere bağlamak gerek. Ö S S ’ D E B A Ş A R I S I Z L I Ğ I N T E M E L N E D E N L E R İ :  Ortaöğretim müfredatı gözden geçirilmeli  Öğretmen ve devlet okulları gözden çıkarıldı  Doğuda okul var, öğretmen yok  Baraj düşürüleceğine, kalite arttırılmalı  Eğitim araştırmaya değil, test çözmeye dayalı  Dershane sistemi nedeniyle ortaöğretim ikinci planda ÇOCUK YAYINCILIĞI Denetleme yapılmıyor İstanbul Haber Servisi - Çocuk ve erişkin psikiyatrõ Prof. Dr. Ben- gi Semerci, televizyonlarda ço- cuklara yönelik yayõnlanan prog- ramlarõn, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafõndan yeterince denetlenmediğine dikkat çekerek “Niteliksiz yayınların, çocukların kişilik gelişimini olumsuz etkile- yeceğini” söyledi. Başkent Üni- versitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Tayfun ise “Gün içerisinde uzun süre tel- evizyon izleyen çocuklar, izledik- lerinin doğru olduğuna inandık- larından dolayı gerçek hayat ile sanal hayat arasındaki farkı ayırt edemiyorlar” dedi. Yeşilköy’deki WOW Otel’de 9- 10 Temmuz tarihlerinde gercek- leştirilen İletişim Türkiye 2009 Zirvesi’nin “Çocukların toplum- sallaşmasında Çocuk TV yayın- cılığı” başlõklõ oturumunda konuşan çocuk ve erişkin psikiyatrõ Prof. Dr. Bengi Semerci, çocuklara yönelik yayõn yapan kanallarõn dõşõnda di- ğer televizyon kanallarõnõn da ya- yõnlarõnda daha dikkatli olmalarõ ge- rektiğini vurguladõ. Semerci, “Sorumsuzca yapılan yayınlar, çocuklarda duygu kar- maşasına neden oluyor. Ana ha- berlerde şiddet içerikli sahnelerin ‘az sonra’,‘flaş flaş’ nitelemele- riyle tekrar tekrar gösterilmesi, çocuklarda bir tek olayı birden fazla kez yaşanıyormuş gibi algı- lanmasına neden oluyor. Çocuk- ların yaşadığı duygu karmaşası, çocukları şiddete ve kötü du- rumlara duyarsız hale getirecek- tir” uyarõsõnda bulundu. Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Tayfun ise televizyonun çocuklar üzerine et- kilerini araştõrdõğõ çalõşmasõnõn sonuçlarõna göre, erkek çocukla- rõnõn “Superman”, “Batman” gibi kahramanlara özenerek dö- vüşmek ve uçmak istediklerini belirterek, kõz çocuklarõnõn ise si- hir yaparak güzelleşmek istedik- lerine dikkat çekti. Tayfun, “Çocuklar günde 2-3 sa- at televizyon izliyorlar. Yaptığımız araştırmaya göre bu saatler yo- ğunlukla yetişkinlere yönelik di- zilerin yayında olduğu ve çocuk- ların televizyon izlememesi gere- ken 19.00 ile 23.00 saatleri arası. Genellikle dizi izleyen çocukların, gerçek hayat ile sanal hayat ara- sındaki farkı kavraması mümkün değil. Bu da kişilik oluşumlarını olumsuz etkiyor” diye konuştu. FİGEN ATALAY KKTC/GÜZELYURT - Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kõbrõs Kampusu’nun üçün- cü eğitim blokunun temeli tören- le atõldõ. 100 işgünü sonunda ta- mamlanacak olan 6.700 metreka- relik blokta, 16 adet 40 kişilik, 10 adet 70 kişilik, 2 de 120 kişilik derslik bulunacak. Blokun top- lam eşzamanlõ öğrenci kapasitesi ise 1600 olacak. Törende konuşan ODTÜ Kõbrõs Rektörü Prof. Dr. Turgut Tü- mer, kampusun Türkiye ile KKTC’nin birlikte gerçekleştir- dikleri en önemli projelerden biri olduğunu vurguladõ. Önümüzdeki öğretim yõlõnda 13 lisans ve bir yüksek lisans programõnda yakla- şõk 1600 öğrencinin öğrenim gö- receğini tahmin ettiklerini belirten Prof. Dr. Tümer, bu kampusta 1200 metrekarelik bir güneş pa- nelinin de kurulacağõnõ söyledi. TÜBİTAK projelerinin KKTC’de- ki üniversitelere de açõldõğõna dik- kat çeken Rektör, “KKTC’deki üniversitelerden araştırmacılar da artık projelerini TÜBİTAK’a sunabilecek ve destek alabile- cekler” dedi. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, ODTÜ Kõbrõs’õn dünya standartlarõna ulaştõğõnõ belirte- rek, bu kampusun yalnõzca eği- timde değil, araştõrmada da dünya haritasõnda yerini alacağõnõ söyle- di. KKTC Milli Eğitim Bakanõ Ke- mal Dürüst de konuşmasõnda, Güzelyurt ilçesinin ODTÜ ile güç kazandõğõnõ söyledi. Dürüst, “OD- TÜ buradaki varlığıyla dünya- ya mesaj veriyor. Güzelyurt da- ha da gelişecek. Burada yeni yurt binaları da yapılacak” diye konuştu. ODTÜ Kosova sırada ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, törenden sonra yaptõğõmõz görüşmede, birçok ülkeden ODTÜ Kampusu açõlmasõ isteği geldiği- ni söyledi. Birleşik Arap Emirlik- leri’nden Dubai ve Abu Dabi’de ODTÜ kampuslarõ kurulmasõ ta- leplerinin geldiğine dikkat çeken ODTÜ Rektörü, “Birleşik Arap Emirlikleri’nde dünyanın sayı- lı üniversitelerinin kampusları var. ODTÜ ya da Türkiye’den başka üniversitelerin orada kampus açması doğru bir adım olabilir” dedi. Dubai ya da Abu Dabi kampuslarõ için çok erken ol- duğuna dikkat çeken Prof. Dr. Acar, Kosova’da ODTÜ Kampu- su açõlmasõyla ilgili olarak da şun- larõ söyledi: “Kosova’dan da talep var ve bu konuda daha ileri bir nokta- dayız. ODTÜ Kıbrıs deneyimi- mizden sonra ‘Orada bir kampus kurabilir miyiz?’ diye bir kaygı- mız yok. ODTÜ Kosova için farklı iki model sunduk. Birincisi büyük ölçekli bir model. İkinci- si de araştırma ve lisansüstü eğitime yönelik kampus. Dev- letin yetkili kurumlarından ya- nıt bekliyoruz. ODTÜ Kosova için düğmeye basılırsa 2009’da altyapı hazırlıkları yapılır. 2010’dan itibaren harekete ge- çilir ve 2011’de ilk öğrencileri al- maya başlayabiliriz. Hedefimiz bütün Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa ülkelerinden öğrenci al- mak.” Tercih süresi başladı ANKARA (AA) - Fen, Anadolu, sosyal bilimler ve diğer bazõ meslek liselerine öğrenci yerleştirmek ama- cõyla yapõlan ve ilköğretim 8. sõnõf öğ- rencilerinin Seviye Belirleme Sõnavõ (SBS) sonuçlarõnõn da katõlarak he- saplandõğõ Ortaöğretim Yerleştirme Puanlarõna (OYP) göre tercih yapma süresi başladõ. Tercihler, öğrenci velisi tarafõn- dan 17 Temmuz 2009 tarihine kadar “http://www.meb.gov.tr”, “http://oges.meb.gov.tr” veya “http://e-Okul.meb.gov.tr” adres- lerinde yayõmlanan tercih listelerin- deki okullarõn tercih kodlarõna göre bi- reysel olarak yapõlacak. Okul müdürlüğü tarafõndan elek- tronik olarak onaylanacak tercihler- le ilgili varsa her türlü düzeltme elek- tronik onaylamadan önce yapõlacak. Onaylama işlemi yapõldõğõ andan iti- baren öğrencinin tercih işlemi onay- lanmõş olacak. Tercih listesinden öğ- renci velisi, onaylamadan ise okul mü- dürlüğü ile veli birlikte sorumlu ola- cak. Öğrenciler bir defa olmak kaydõy- la 12 tercihte bulunacak. II. Yerleş- tirme ve daha sonraki yerleştirme işlemlerinde de aynõ tercihler geçer- li olacak. Daha sonra hiçbir şekilde bu tercihlerde değişiklik yapõlamaya- cak. Sõnavla öğrenci alan okul türle- rine OYP’si 196 ve üzeri olan öğ- renciler tercih yapabilecek. OYP’si 196’nõn altõnda olan öğ- renciler tercihte bulunamayacak. OYP’ye göre tercih yapacak her öğ- renci, okul aile birliğine makbuz kar- şõlõğõ 5 TL yatõracak. Öğrenci ayrõca II. Yerleştirme ve/veya Tercihinde Yükselme İşlemi talebinde bulun- duğunda her işlem için 5 TL daha ya- tõracak. ODTÜ’nün KKTC yerleşkesinin yeni eğitim blokunda 1600 öğrenci eşzamanlõ olarak eğitim görebilecek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yeni eğitim blokunun temeli törenle atıldı. SBS’NİN ARDINDAN THY Do&Co’DAN AÇIKLAMA ‘Yalõdaki onarõm yasalara uygun’ İstanbul Haber Servisi - Türk Hava Yollarõ (THY) Do&Co, Fehime Sultan Yalõsõ’nõn 25 yõl- lõğõna İstanbul İl Özel İdaresi tarafõndan THY’ye kiralanmasõna ilişkin gazetemizde “Yargı yok sayılıyor” başlõğõyla yayõmlanan haberin gerçeği yansõtmadõğõ savunuldu. THY Do&Co şirketi, Gazisosmanpaşa İlköğretim Okulu’na ilişkin yü- rütmeyi durdurma kararõnõn 16 Nisan tarihinde kaldõrõldõğõnõ belirtti. Açõklamada özetle şöyle denildi: “13.07.2009 tarihinde basın organlarında yayımlanan ‘Yargõ yok sayõlõyor’ başlıklı ha- berde doğru olmayan bilgiler yer almakta ve gerçeği yansıtmamaktadır. İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 03.12.2008 tarihinde yapı- lan ihale neticesinde; Şirketimiz, Hatice Sul- tan ve Fehime Sultan Yalılarını, 07.01.2009 tarihli ihale sözleşmesi ile plan ve projesine uygun olarak restore etmek üzere 25 yıl süre ile işletilmek amacıyla kiralamıştır. İstanbul 2. İdare Mahkemesi nezdinde ihalenin dayan- dığı İstanbul İl Özel İdaresi İl Genel Mecli- si’nin, 09.04.2008 Tarih ve 2008 - 190 Sayılı Kararının 19 pafta 40 ada 23 parselde bulu- nan Fehime Sultan Yalõsõ’na ilişkin kısmının iptaline yönelik açılan dava neticesinde, 12.02.2009 tarihi itibarıyla şirketimize tebliğ edilen ‘1. Grup Korunmasõ Gereken Kültür Var- lõğõ olarak tescilli yapõnõn kiralanmasõ hususunda Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’ndan izin alõnõp alõnmadõğõna yönelik Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ’na ve davalõ İl Özel İdaresi’ne başvurulmasõna ve izin başvurularõnõn dosyaya konulmasõ aka- binde verilecek ara karara kadar telafisi güç bir durum oluşmamasõ gerekçesiyle’ alınan yürüt- menin durdurulması kararı akabinde İstan- bul 2. İdare Mahkemesi’nin 17.03.2009 Tarih ve 2008 / 982 K. sayılı kararı ile dosyanın iş- lemden kaldırıldığı ve bu sebeple yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararın hükümsüz kaldığı, 16.04.2009 tarihi itibarıyla İstanbul İl Özel İdaresi tarafından şirketimize bildiril- miştir. Yürütmenin durdurulması kararının verildiği sürede karara uygun hareket edil- miştir. Yürütmenin durdurulması kararının kaldırıldığının bildirildiği 16.04.2009 tarihin- den itibaren şirketimiz tarafından ihale şart- namemize ve sözleşmemize uygun olarak ça- lışmalara başlanmıştır. Yargı kararına aykırı işlem söz konusu olmamıştır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle