Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2009 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Su için kan akıtmak!.. Koyun için adam vur-
mak!.. Mezarsız köylerde bir avuç toprak için ça-
tışmak!.. Kültürlerin harman olduğu Mezopotamya
coğrafyasında pire için yorgan yakan şiddetin, su-
dan bahanelerle katliama dönüşmesi önlenebi-
lir mi?.. Mardin’in Mazıdağı ilçesinde 4 Mayıs’ta
44 kişinin ölümüyle sonuçlanan töre katliamının
ardından sosyologlar işte bu sorulara yanıt ara-
dı. Bakın, “töre risk haritası” çıkarma uğruna ya-
pılan araştırmada, yüzyılların acı gerçeğini bir kez
daha kanıtlayan unsurlar nelerdi?..
Hoşgörünün kilimler üzerinde desene dönüş-
tüğü, dinlerin merkezi Mardin’in imajı, insanlık-
tan çıkmış yaratıkların Mazıdağı’ndaki katliamı-
nın ardından zedelendi. Peki, bu tür aşiret kat-
liamları önlenebilir miydi?..
Valilik töre adına yaşanan vahşetin ardından
harekete geçti. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bö-
lümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Akpo-
lat başkanlığındaki 9 kişilik ekip, 15-30 Haziran
arasında, kan davalarının devam ettiği 10 ilçe ve
16 köyde bir anket çalışması yaptı. Uzmanlar 636
kişi ile yüz yüze görüşerek ilginç sonuçlara
ulaştı. 44 kişinin katledildiği Bilge köyü ise do-
ğal nüfus yapısının bozulması nedeniyle araştır-
ma dışında bırakıldı.
Valilik bu çalışmayı acaba eğitim yoluyla töre
vahşetini önleyebilir miyiz, şiddeti feodal kültür-
den uzaklaştırabilir miyiz düşüncesiyle hazırlat-
tı! Proje için salt toplum sosyolojisi dikkate alın-
madı. Feodal etkinin ileride hangi bölgede nasıl
bir sorun çıkaracağının saptanması için köylerin
tapu, adli sicil, sağlık ve eğitim kayıtları incelen-
di, elde edilen verilerden bir de “töre risk harita-
sı” çıkarıldı.
Atatürk Üniversitesi uzmanları daha önce de
çok sayıda yapılan töre araştırması için bu kez
farklı bir yöntem uyguladı. Deneklere şiddetle il-
gili atasözleri soruldu ve tepkileri ölçüldü.
Töre için kız dövmek!..
Verilen yanıtlar, atasözleri üzerinde şekillen-
dirilen geleneklerin nasıl tepkiye dönüştüğünü or-
taya çıkardı. Töre cinayetlerinin bir numaralı mağ-
duru olan kadına yönelik davranışların sap-
tanması için Mardinlilere “Kızını dövmeyen, di-
zini döver” sözü soruldu. Deneklerin 63.4’ü bu
özdeyişe destek verdi!
“Kardeş kardeşi hem bıçaklar, hem kucak-
lar” özdeyişine katılanların oranı ise yüzde 55.5
çıktı!
Törenin en çok baskı altında tuttuğu kadın-
lara ise “Kocamdır, sever de döver de” sözü
soruldu. Ne ilginçtir ki ankete katılan kadınla-
rın yüzde 55’i buna katıldıklarını söyledi!
Uzmanlar Güneydoğu’da töre cinayetleri
ile kan davalarının büyük bölümünün aile ve aşi-
ret içinde yaşanmasından yola çıkarak da so-
rular sordu. Örneğin deneklere “Akrep etmez
akrabanın ettiğini” sözüyle ilgili ne düşündük-
leri soruldu. Deneklerin yüzde 60.2’si bu atas-
özüne katıldıklarını ifade etti.
Araştırma şu gerçeği bir kez daha ortaya çı-
kardı; Doğu ve Güneydoğu’da töre çatışmaları
ve kan davalarının en büyük nedeni kadın, top-
rak ve su yüzünden çıkan tartışmalardı...
Kadın meselesi nedeniyle çıkan çatışmaların
kökeninde, genellikle tecavüz, kız kaçırma, ber-
del ve başlık parası sorunları bulunuyor. Acı olan
ise kadın yüzünden çıkan kan davalarının, yine
mağdur tarafa kız verilerek sonlandırılıyor ol-
masıdır!
Urfa bölgesinde yaşanan bir örnek, hem aşi-
ret içinde olması hem de kız kaçırma nedeniyle
yaşanması bakımından Mardin’deki anketin so-
nuçlarını destekler niteliktedir. Urfa’daki İzol
aşireti içinde 1977-1981 yılları arasında kız ka-
çırma nedeniyle yaşanan çatışma kan davasına
dönüştü ve 23 kişi yaşamını yitirdi. Cinayeti iş-
leyen grubun başında eczacılık fakültesi mezu-
nu bir genç vardı!..
Bölgede toprak çatışmaları ise genellikle mül-
kiyet hâkimiyeti, miras paylaşımı ve tarla sınır çiz-
gisi anlaşmazlıkları nedeniyle çıkıyor. Özellikle
Harran ve çevresindeki verimli ovaların GAP’la
birlikte sulu tarıma açılmasının ardından hem su
hem de toprağın değerinin artması yeni çatış-
maları da beraberinde getiriyor.
Hayvan için adam vurmak!..
Hayvanlar nedeniyle çıkan çatışmaların köke-
ninde ise mera kullanımı ve tarlaya koyun girmesi
tartışmaları bulunuyor. Bazen bir koyunun
tarladaki bir tutam buğdayı yemesi ya da bir-
kaç metrekarelik ekili alanı tahrip etmesi ne-
deniyle insanlar silaha sarılıyor ve acımadan ci-
nayet işleyebiliyor!
Örneğin Muş’un Sürügüden köyünde oldu-
ğu gibi, yüzlerce insan, 3 koyun yüzünden baş-
layan kan davası nedeniyle devlet tarafından
koruma amacıyla afet konutlarına yerleştirildi.
3 koyunun nelere yol açabileceğini Seydan aşi-
retinden Baki Sevim şöyle anlatmıştı:
“Olay 28 Mayıs 1994’te oldu. Koca köyün ka-
deri bir dakikada değişti. Biz, köyde zaten iki
aileydik. Yani 450 hanenin yarısı onlar, yarısı bi-
zim aile. Seydan aşiretindeniz hepimiz. Onla-
rın 3 koyunu bizim tarlaya geldi, bizimkiler de
bunların çocuklarına tutmuş iki tokat atmış. İşte
11 kişi bu yüzden ölmüştür! 2 kişi bizden, 9 kişi
onlardan!..”
Bazen kan davası çıkması için tarlalara hayvan
girmesine bile gerek kalmıyor! 1999 yılında,
Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Yakacak
köyünde, Yazgan ailesine ait bir koyunun mey-
dandaki kumu dağıtması nedeniyle karşıt grup-
la çıkan kavgada, aralarında 14 yaşında bir ço-
cuğun da bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirdi.
Su için kan akıtmak!..
Kuraklığın birçok bölgede yaşamı durdurdu-
ğu Güneydoğu’da su bölüşümü de yüzlerce kan
davasına neden oldu. İnsanlar sudan bahanelerle
kan akıtmaktan kaçınmadı! Son büyük olay ge-
çen yıl yine Urfa’da yaşandı. 1700’lerde Urfa böl-
gesinde iskân edilen Karakeçi aşireti bireylerinin
oturduğu Düğer köyü ile Bahçeli mezrasında, am-
ca çocuklarının tarla sulama sırası nedeniyle ka-
rıştığı kavgada, Bahçeli Köyü Muhtarı Yakup Ka-
rakeçili ile kardeşi Mehmet Reşat, akrabaları-
nı Kalaşnikoflarla kurşun yağmuruna tuttu.
Urfa Bayındırlık Müdürlüğü’nde şube müdürü
Ahmet Karakeçili, BEDAŞ’ta memur Abdur-
rahman Karakeçili, TEDAŞ memurlarından
Abdurahman Karakeçili, ziraat mühendisi
Mahmut Karaçeli ile kardeşleri İbrahim Ali ve
Nezir olay yerinde yaşamlarını yitirdi!
İnsana yaşam veren su, buğday veren toprak
ve süt veren koyun yüzünden kanların akıtıldığı
Güneydoğu’da, sosyoloji, yüzyılların derdine
çare bulabilir mi?.. İncir çekirdeğini doldurama-
yacak gerekçelerle yaşanan ve onlarca yıl süren
kan davaları toplumun gündeminden çıkarılabi-
lir mi?..
Güneydoğu’nun derdi salt PKK ya da Hizbul-
lah terörü değil!.. Töre terörü de en az bu iki ge-
rekçe kadar toplumu huzursuz ediyor ve ne ya-
zık ki etmeye devam edecektir!..
Şeyhliğin, ağalığın, cehaletin, gericiğin ve
feodalitenin yok edilemediği bir coğrafyada kül-
tür altyapısı değiştirilemediği sürece kan hem su-
dan hızlı akacak hem de güvercinlerden hızlı uça-
caktır!..
Suyla Boğuşan Kan!.. Akreple Yarışan Akraba!..
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Otomatik Pilot ve Çakılış
Ne demişti bundan önceki MEB Bakanı Hüseyin
Çelik, görevini yeni bakana devrederken? Yaklaşık:
“Nimet Hanım, sizin artık yapmanız gereken yeni bir
şey yok burada. Her şeyi otomatik pilota bağladık...”
Türkiye’nin uluslararası eğitim göstergeleri, peş-
peşe yapılan ortaokul ve üniversite sınav sonuçları,
Çelik’in “otomatik pilot”unun niteliğini gözler önüne
serdi: Durmadan baş aşağı giden ulusal eğitim sis-
temi! Aslında sistem ölmüş de kimsenin haberi yok!
Bakanlık, il müdürlükleri, okullar, yeni derslikler, bi-
nalar falan filan... Ve ayrıca milyonlarca çocuk da bu
buralara girip çıkıyor mu, çıkıyor; ziller, öğretmenler,
dersler, teneffüsler... Her şey tıkırında gibi...
Bizde her zaman görünüş önemlidir: “Zevahiri kur-
tarmak!” Ama, içeride ne oluyor? Binaların içinde, ba-
kanlıkların içinde, derslerin içinde, okullarda ne olu-
yor?
Çelik’in “otomatik pilota bağladığı” sistem, binlerce
metreden yere çakılan bir uçak oldu! Çelik, bütün sis-
temi çökertmiştir... Yeni bakanın yapabileceği bir şe-
yi var mıdır, bilmiyorum! Anlaşılan Bakan Çubukçu
da eğitimin içeriğinden çok, çocuklarımızın gözde
okullarını satmakla uğraşmaktadır!
Çelik, 7 yıl kadar bakanlık yaptı, eğitimin içinde bu-
lunduğu durumu uluslararası ve ulusal sınav so-
nuçlarına bakarak kıyasladığımızda arkasında nasıl
bir derin çöküntü bıraktığını çok net görüyoruz.
1) Uluslararası öğrenci başarısını ölçen ve sık tek-
rarlanan bir OECD araştırması olan PISA ve ulus-
lararası fen ve matematik başarısını ölçen TIMMS ara-
tırmaları, Türkiye’nin yerinin hep sonunculuklara
doğru olduğunu belgeliyor. 2006 PISA araştırmasında
57 ülke arasında fen bilimlerinde 44., matematikte 43.
sırada öğrencilerimiz... 2000 ve 2003 PISA araştır-
malarıyla kıyaslandığında, durumumuzda gelişme sı-
fırdır! TIMMS 2007 araştırmasında da tüm OECD ül-
keleri arasındaki yerimiz sonunculuktur!
2) Bir hafta önce ilköğretim sınav sonuçları, ar-
dından üniversite yerleştirme sonuçları, özellikle
devlet okullarında eğitim ve öğrenci kalitesindeki bü-
yük gerilemeleri gün ışığına çıkarmakta! Öyle ki, üni-
versitede kontenjanların boş kalacağı düşüncesiyle,
sınav değerlendirme kıstaslarında ilk kez değişiklik-
ler yapılmak zorunda kalındı!
Dünkü gazetemizdeki bilgilere bakıyorum: Üni-
versite yerleştirme sınavında sıfır çekenler 5 bine ya-
kın artışla 30 bine yaklaştı. “Yükseklikler” düşürül-
mesine rağmen, barajı geçen aday sayısı düştü! Türk-
çe dersinde ortalamalar düştü...
AB ve ekonomik ileri atılım halindeki ülkelerin en
önem verdikleri konu eğitim ve kalitesidir! “Ekono-
mik rekabet”, iyi eğitilmiş, bilim ve teknoloji altyapı-
sı güçlü insan gücü üzerinden sürdürülüyor aynı za-
manda!
Bizde ise eğitim sisteminde tam bir felaket ya-
şanmakta!
Bu cuma günkü Bilim ve Teknoloji dergimizde ya-
yımlanacak, İsa Eşme’nin “Türkiye fen ve matema-
tikte bütünlemeye kaldı” araştırmasına bakıyorum.
Üniversite adayı öğrencilerin yüzde 38’i bilgisayarı hiç
kullanmıyor. Yüzde 37’si spor ve sosyal etkinliklere,
yüzde 18’i müzik dinlemeye ve yüzde 17’si TV sey-
retmeye hiç zaman ayırmıyor. Erdal İnönü’yü bilim
insanı olarak tanıyanların oranı yüzde 4.6, tanıma-
yanlar yüzde 19; politikacı olarak tanıyanlar yüzde
64.7.
“Dünyayı ve evreni anlamak için fen bilimle-
rinden çok din bilgisi gerekir” görüşünü destekleyen
öğrencilerin oranı yüzde 30! Fikri olmayan yüzde 27!
Tabii başarısızlığın nedenleri de sıralanmış, ki bun-
ların hepsini biliyoruz: Sınava, salt dinleme ve bel-
lemeye odaklı ders sistemi, ilgisizlik, ezber... yapa-
rak ve yaşayarak öğrenme yönteminin olmaması...
İktidar, sınıfta kalmıştır.
Eğitimin niteliği ile değil ticaretiyle uğraşan tüccarlar
işbaşındadır!
NOT: Deniz Kavukçuoğlu dünkü yazısında siga-
ra konusunda beni biraz “keskin dil” kullanmakla kı-
nıyor. Yazım hiç de Deniz’e yanıt değildi. Salt ora-
dan bir veri kullanmıştım. “Dil keskinliği”, sorunun bo-
yutlarıyla ve önemiyle ilgilidir. Lokanta gibi yerlerin
sigara içilen ve içilmeyen yerler olarak düzenlen-
mesinin pratik anlamı, her yerde sigaranın içileceği-
dir. O zaman böyle bir yasanın çıkarılmasına gerek
de yoktur! Sigara yasağını AKP değil de CHP çıkar-
saydı, acaba ne diyecekti?!
obursali@cumhuriyet.com.tr
Mardin’in Bilge köyü
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - Kuzey Irak’ta-
ki Kürt parlamentosu için 25 Tem-
muz’da seçimler gerçekleştirilecek.
Partiler birbirlerini birçok yönden
suçlarken Talabani’nin KYB’sin-
den ayrõlan Noşirvan Mustafa’nõn
liderliğini yaptõğõ Değişim Listesi ile
ilgili de ilginç iddialar ortaya atõlõ-
yor. Kuzey Iraklõ Kürtler, Türki-
ye’nin Fethullah Gülen eliyle De-
ğişim Partisi’ne destek verdiğini
öne sürüyor.
Kuzey Irak’taki 111 sandalyeli
Kürt parlamentosu seçimleri 25
Temmuz’da yapõlacak. Kürtler için
100, Türkmenler için 5, Asuri ve
Keldaniler için 5 ve Ermeniler için
de 1 sandalyenin bulunduğu parla-
mentoyu 2 milyon 518 bin 229 seç-
menin oylarõ şekillendirecek. 41
ayrõ partinin bulunduğu Kürt böl-
gesinde, 7 parti seçimlerden çeki-
lirken 15 ittifak listesi açõklandõ.
PKK’nin Kuzey Irak’taki legal ya-
põsõ Partiya Çareseriya Demokratik
Kurdistan’õn (PÇDK) oluşturduğu
Hiwa Listesi’nin seçimlere katõlõmõ
ise PÇDK’nin silahlõ bir örgüt ol-
duğu gerekçesiyle kabul edilmedi.
Partilerin birbirleri hakkõnda or-
taya attõklarõ “hain, ajan, rüşvetçi,
İrancı, Baasçı, Türkiyeci” iddia-
larõna son olarak “Fethullah Gü-
lenci” nitelemeleri de eklendi.
‘Türkiye’nin müdahalesi’
Bazõ Kürt gruplar, Irak Cumhur-
başkanõ Celal Talabani’nin ikinci
adamõyken KYB’den ayrõlarak bir
grup KDP’liyi de Barzani’den ko-
parõp yanõna çeken Değişim Liste-
si lideri Noşirvan Mustafa’nõn,
Fethullah Gülen cemaati tarafõn-
dan desteklendiğini öne sürüyor.
Bu çevreler, Fethullah Gülen ce-
maati ile ilişkisi olan bazõ yerel
medya organlarõnõn Değişim Liste-
si’ni, seçimlerde birinci sõrada gös-
teren anket ve yorumlar yayõmladõ-
ğõna dikkat çekiyorlar. Bu ise Tür-
kiye’nin AKP desteğindeki Gülen
cemaati eliyle seçimlere müdahale
ettiği yorumlarõna yol açõyor. Ce-
maatin, böylelikle KDP-KYB itti-
fakõnõ zayõflatarak bölgede daha et-
kin olmayõ amaçladõğõ iddia ediliyor.
Diğer yandan, Değişim Listesi’ni
savunanlar seçimlere birlikte girecek
olan KDP ve KYB’nin seçmene rüş-
vet dağõttõğõnõ öne sürüyor ve Bar-
zani ile Talabani’yi “Küçük Sad-
damlar” olarak nitelendiriyor. KDP
ve KYB ise Değişim Listesi’nin
seçim yasalarõnõ ihlal ettiğini ileri sü-
rüyorlar.
Son olarak 2005 yõlõnda gerçek-
leştirilen seçimlerde KDP ve KYB
listesi, 80 sandalye kazanmõştõ. Ye-
rel gözlemciler KDP ve KYB’den
etkili isimleri koparan Noşirvan
Mustafa’nõn Değişim Listesi’nin
15 sandalye kazanabileceğini, yok-
sul halkõn eğilim gösterdiği İslam-
cõ partilerin de bu oranda bir başa-
rõ elde edebileceğini belirtiyor.
Bazõ Kürt gruplar, Irak Cumhurbaşkanõ Celal Talabani’nin ikinci adamõyken KYB’den ayrõlarak
bir grup KDP’liyi de Barzani’den koparõp yanõna çeken Değişim Listesi lideri Noşirvan
Mustafa’nõn, Fethullah Gülen cemaati tarafõndan desteklendiğini öne sürüyor, Türkiye’nin AKP
desteğindeki Gülen cemaati eliyle seçimlere müdahale ettiği yorumlarõ yapõlõyor.
Kuzey Irak’ta 25 Temmuz’da yapõlacak seçimler öncesi KYB’den ayrõlan Değişim Partisi’yle ilgili ilginç iddia:
FethullahGülendestekveriyor
Şemdinlidavasõnda
sivilmahkemeistemi
VAN (Cumhuriyet) -
Van Barosu ve Çağdaş
Hukukçular Derneği
(ÇHD) üyesi avukatlar,
Şemdinli davasõ savcõsõ
Ferhat Sarıkaya’nõn es-
ki Genelkurmay Başkanõ
Yaşar Büyükanıt hak-
kõnda çete suçlamasõyla
yargõlanmasõ talebi ile
Genelkurmay’a gönder-
diği dosyanõn sivil mah-
kemeye devri için baş-
vurdu.
Askerlerin sivil mah-
kemelerde yargõlanmasõ-
na olanak sağlayan yasa-
nõn Cumhurbaşkanõ tara-
fõndan onaylanmasõyla
birlikte, askeri mahke-
melerdeki dosyalarõn sivil
mahkemelere devrine iliş-
kin başvurular da başladõ.
Van Barosu Başkanõ Ay-
han Çabuk, baro yöne-
tim kurulu üyesi Murat
Timur ile ÇHD Genel
Başkanõ Selçuk Koz-
ağaçlı, “Şemdinli dava-
sı” olarak bilinen jandar-
ma astsubaylarõ Ali Kaya
ve Özcan İldeniz ile
PKK itirafçõsõ Veysel
Ateş’in yargõlandõğõ Van
Askeri Mahkemesi’ne
başvurarak dosyanõn
CMK’nin 250. maddesi
ile yetkili Van Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na gön-
derilmesini istedi. Avu-
katlar daha sonra da Van
Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na başvurarak hazõrla-
dõğõ iddianameden dolayõ
meslekten men edilen
Ferhat Sarõkaya’nõn, dö-
nemin Genelkurmay Baş-
kanõ Yaşar Büyükanõt ile
kuvvet komutanlarõnõn
yargõlanmasõ talebi ile il-
gili dosyanõn savcõlar ta-
rafõndan tekrar ele alõn-
masõnõ talep etti.
Başvurudan sonra Van
Adliyesi önünde açõklama
yapan Van Baro Başkanõ
Ayhan Çabuk, Şemdinli
davasõnõn 14 Aralõk
2007’de askeri mahke-
mede görüşülmeye baş-
lanmasõyla birlikte mü-
dahil avukatlar olarak da-
vadan çekildiklerini anõm-
sattõ.
Çabuk, “Yargılama-
dan çekildiğimizde kay-
gılarımızı kamuoyu ile
paylaşmıştık. Dönemin
Kara Kuvvetleri Ko-
mutanı ve emekli Ge-
nelkurmay Başkanı Or-
general Yaşar Büyüka-
nıt’ın bu suçun tutuklu
sanıkları hakkında sarf
ettiği ‘Tanõrõm iyi ço-
cuklardõr’ cümlesi ile yi-
ne basın önünde sarf et-
tiği ‘Şemdinli davasõ bir
hukuk skandalõdõr’ sözle-
rinin, dosya sanıklarını
kollamaya yönelik be-
yanlar olduğunun kuş-
kusuz olduğunu dile ge-
tirmiştik” diye konuştu.
Çabuk, sivil mahkemece
39 yõl 5 ay hapisle ceza-
landõrõlan sanõklarõn askeri
mahkemece tahliye edil-
diğine dikkat çekerek
“Yargılamanın askeri
mahkemede başladığı
tarihten bu yana mey-
dana gelen gelişmeler
haklılığımızı ortaya çı-
karmıştır” dedi.
ÇHD Genel Başkanõ
Selçuk Kozağaçlõ da iki
başvurunun ayrõ ayrõ de-
ğerlendirilmesi gerekti-
ğini vurguladõ.
ADIYAMAN / TUNCELİ (Cumhuri-
yet) - Adõyaman’õn Gölbaşõ ilçesine bağlõ Kü-
çükören köyünde çõkan çatõşmada 1 korucu şe-
hit oldu.
Küçükören köyü Söğütlü mezrasõndan ge-
çen TPAO’ya ait petrol boru hattõnda devri-
ye görevi yapan korucular dün sabaha karşõ
PKK’li 3 terörist ile karşõlaştõ. “Dur” ihtarõ-
na uymayan teröristler, korucularla çatõşma-
ya girdi. Çõkan çatõşmada petrol boru hattõna
saldõrmak istedikleri öne sürülen teröristlerin
kurşunlarõna hedef olan 5 çocuk babasõ, ko-
rucu Mustafa Tekin (47) şehit oldu. Çatõş-
manõn ardõndan Çağlayancerit bölgesine kaç-
tõklarõ belirtilen teröristlerin yakalanmasõ için
kapsamlõ arama tarama çalõşmasõ başlatõldõ. Şe-
hit köy korucusu Küçükören köyünde topra-
ğa verildi.
Tunceli merkez ile Ovacõk karayolu Venk
köprüsü civarõnda ise, 17 Haziran’da PKK’li-
ler tarafõndan kaçõrõlan 2 kişi serbest bõrakõl-
dõ. Tunceli Valiliği’nden yapõlan açõklamada,
26 gün PKK’lilerce alõkonulan S.K. ve
K.Ç’nin, Ovacõk ilçesine yakõn bir noktada ser-
best bõrakõldõklarõ, buradan ilçe jandarma
komutanlõğõna giderek bir süre dinlendikleri
bildirildi.
S.K. ve K.Ç’nin Tunceli Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nda ifade verdikten sonra ailelerine
kavuştuklarõ öğrenildi.
Şehitpolisincenazesimemleketinegönderildi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su) - Diyarbakõr’da önceki gece polis me-
muru Turgay Ak’õn şehit edildiği, bir
yurttaşõn da yaralandõğõ olayla ilgili 3 kişi
gözaltõna alõndõ. Şehidin cezanesi de dü-
zenlenen törenin ardõndan memleketine
gönderildi. Şehidin 8 aylõk hamile eşi göz-
yaşlarõna boğuldu.
Polis ekipleri, saldõrõnõn şehit polis me-
murunun yanõnda oturan yurttaşlarõn hu-
sumetli olduğu kişilerce yapõldõğõnõ belir-
ledi. Bu doğrultuda araştõrmalarõ derinleş-
tiren polis, dün sabaha karşõ üç kişiyi göz-
altõna aldõ. Şüphelilerden birinin üzerinde,
saldõrõda kullanõlan 7.65 milimetre çapõn-
da silah bulunduğu, bu kişinin parmak izi-
nin olay yerindeki incelemede bulunan
parmak iziyle aynõ olduğu belirtildi. Olay
yerinde bulunan boş kovanlar üzerinde
yapõlan balistik incelemede de zanlõnõn üze-
rinde çõkan silaha ait olduğu bildirildi.
Şehit polisin cenazesi ise Dicle Üniver-
sitesi Tõp Fakültesi Araştõrma ve Uygula-
ma Hastanesi Morgu’ndan alõnarak mem-
leketi Mersin’e gönderildi. Cenazenin alõn-
dõğõ sõrada morg önünde şehidin 8 aylõk ha-
mile eşi Songül Ak, güçlükle ayakta du-
rabildi. Emniyet Teşkilatõ’na 2000 yõlõnda
katõlan Tugay Ak’õn 2 çocuk babasõ oldu-
ğu belirtildi.
Tekin’in
evine gün
boyunca
taziye
ziyaretleri
yapıldı.
(AA)
Adıyaman’da çatışma: 1 korucu şehit
GÜL YASAYI ONAYLAYINCA