23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2009 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Su için kan akıtmak!.. Koyun için adam vur- mak!.. Mezarsız köylerde bir avuç toprak için ça- tışmak!.. Kültürlerin harman olduğu Mezopotamya coğrafyasında pire için yorgan yakan şiddetin, su- dan bahanelerle katliama dönüşmesi önlenebi- lir mi?.. Mardin’in Mazıdağı ilçesinde 4 Mayıs’ta 44 kişinin ölümüyle sonuçlanan töre katliamının ardından sosyologlar işte bu sorulara yanıt ara- dı. Bakın, “töre risk haritası” çıkarma uğruna ya- pılan araştırmada, yüzyılların acı gerçeğini bir kez daha kanıtlayan unsurlar nelerdi?.. Hoşgörünün kilimler üzerinde desene dönüş- tüğü, dinlerin merkezi Mardin’in imajı, insanlık- tan çıkmış yaratıkların Mazıdağı’ndaki katliamı- nın ardından zedelendi. Peki, bu tür aşiret kat- liamları önlenebilir miydi?.. Valilik töre adına yaşanan vahşetin ardından harekete geçti. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bö- lümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Akpo- lat başkanlığındaki 9 kişilik ekip, 15-30 Haziran arasında, kan davalarının devam ettiği 10 ilçe ve 16 köyde bir anket çalışması yaptı. Uzmanlar 636 kişi ile yüz yüze görüşerek ilginç sonuçlara ulaştı. 44 kişinin katledildiği Bilge köyü ise do- ğal nüfus yapısının bozulması nedeniyle araştır- ma dışında bırakıldı. Valilik bu çalışmayı acaba eğitim yoluyla töre vahşetini önleyebilir miyiz, şiddeti feodal kültür- den uzaklaştırabilir miyiz düşüncesiyle hazırlat- tı! Proje için salt toplum sosyolojisi dikkate alın- madı. Feodal etkinin ileride hangi bölgede nasıl bir sorun çıkaracağının saptanması için köylerin tapu, adli sicil, sağlık ve eğitim kayıtları incelen- di, elde edilen verilerden bir de “töre risk harita- sı” çıkarıldı. Atatürk Üniversitesi uzmanları daha önce de çok sayıda yapılan töre araştırması için bu kez farklı bir yöntem uyguladı. Deneklere şiddetle il- gili atasözleri soruldu ve tepkileri ölçüldü. Töre için kız dövmek!.. Verilen yanıtlar, atasözleri üzerinde şekillen- dirilen geleneklerin nasıl tepkiye dönüştüğünü or- taya çıkardı. Töre cinayetlerinin bir numaralı mağ- duru olan kadına yönelik davranışların sap- tanması için Mardinlilere “Kızını dövmeyen, di- zini döver” sözü soruldu. Deneklerin 63.4’ü bu özdeyişe destek verdi! “Kardeş kardeşi hem bıçaklar, hem kucak- lar” özdeyişine katılanların oranı ise yüzde 55.5 çıktı! Törenin en çok baskı altında tuttuğu kadın- lara ise “Kocamdır, sever de döver de” sözü soruldu. Ne ilginçtir ki ankete katılan kadınla- rın yüzde 55’i buna katıldıklarını söyledi! Uzmanlar Güneydoğu’da töre cinayetleri ile kan davalarının büyük bölümünün aile ve aşi- ret içinde yaşanmasından yola çıkarak da so- rular sordu. Örneğin deneklere “Akrep etmez akrabanın ettiğini” sözüyle ilgili ne düşündük- leri soruldu. Deneklerin yüzde 60.2’si bu atas- özüne katıldıklarını ifade etti. Araştırma şu gerçeği bir kez daha ortaya çı- kardı; Doğu ve Güneydoğu’da töre çatışmaları ve kan davalarının en büyük nedeni kadın, top- rak ve su yüzünden çıkan tartışmalardı... Kadın meselesi nedeniyle çıkan çatışmaların kökeninde, genellikle tecavüz, kız kaçırma, ber- del ve başlık parası sorunları bulunuyor. Acı olan ise kadın yüzünden çıkan kan davalarının, yine mağdur tarafa kız verilerek sonlandırılıyor ol- masıdır! Urfa bölgesinde yaşanan bir örnek, hem aşi- ret içinde olması hem de kız kaçırma nedeniyle yaşanması bakımından Mardin’deki anketin so- nuçlarını destekler niteliktedir. Urfa’daki İzol aşireti içinde 1977-1981 yılları arasında kız ka- çırma nedeniyle yaşanan çatışma kan davasına dönüştü ve 23 kişi yaşamını yitirdi. Cinayeti iş- leyen grubun başında eczacılık fakültesi mezu- nu bir genç vardı!.. Bölgede toprak çatışmaları ise genellikle mül- kiyet hâkimiyeti, miras paylaşımı ve tarla sınır çiz- gisi anlaşmazlıkları nedeniyle çıkıyor. Özellikle Harran ve çevresindeki verimli ovaların GAP’la birlikte sulu tarıma açılmasının ardından hem su hem de toprağın değerinin artması yeni çatış- maları da beraberinde getiriyor. Hayvan için adam vurmak!.. Hayvanlar nedeniyle çıkan çatışmaların köke- ninde ise mera kullanımı ve tarlaya koyun girmesi tartışmaları bulunuyor. Bazen bir koyunun tarladaki bir tutam buğdayı yemesi ya da bir- kaç metrekarelik ekili alanı tahrip etmesi ne- deniyle insanlar silaha sarılıyor ve acımadan ci- nayet işleyebiliyor! Örneğin Muş’un Sürügüden köyünde oldu- ğu gibi, yüzlerce insan, 3 koyun yüzünden baş- layan kan davası nedeniyle devlet tarafından koruma amacıyla afet konutlarına yerleştirildi. 3 koyunun nelere yol açabileceğini Seydan aşi- retinden Baki Sevim şöyle anlatmıştı: “Olay 28 Mayıs 1994’te oldu. Koca köyün ka- deri bir dakikada değişti. Biz, köyde zaten iki aileydik. Yani 450 hanenin yarısı onlar, yarısı bi- zim aile. Seydan aşiretindeniz hepimiz. Onla- rın 3 koyunu bizim tarlaya geldi, bizimkiler de bunların çocuklarına tutmuş iki tokat atmış. İşte 11 kişi bu yüzden ölmüştür! 2 kişi bizden, 9 kişi onlardan!..” Bazen kan davası çıkması için tarlalara hayvan girmesine bile gerek kalmıyor! 1999 yılında, Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Yakacak köyünde, Yazgan ailesine ait bir koyunun mey- dandaki kumu dağıtması nedeniyle karşıt grup- la çıkan kavgada, aralarında 14 yaşında bir ço- cuğun da bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirdi. Su için kan akıtmak!.. Kuraklığın birçok bölgede yaşamı durdurdu- ğu Güneydoğu’da su bölüşümü de yüzlerce kan davasına neden oldu. İnsanlar sudan bahanelerle kan akıtmaktan kaçınmadı! Son büyük olay ge- çen yıl yine Urfa’da yaşandı. 1700’lerde Urfa böl- gesinde iskân edilen Karakeçi aşireti bireylerinin oturduğu Düğer köyü ile Bahçeli mezrasında, am- ca çocuklarının tarla sulama sırası nedeniyle ka- rıştığı kavgada, Bahçeli Köyü Muhtarı Yakup Ka- rakeçili ile kardeşi Mehmet Reşat, akrabaları- nı Kalaşnikoflarla kurşun yağmuruna tuttu. Urfa Bayındırlık Müdürlüğü’nde şube müdürü Ahmet Karakeçili, BEDAŞ’ta memur Abdur- rahman Karakeçili, TEDAŞ memurlarından Abdurahman Karakeçili, ziraat mühendisi Mahmut Karaçeli ile kardeşleri İbrahim Ali ve Nezir olay yerinde yaşamlarını yitirdi! İnsana yaşam veren su, buğday veren toprak ve süt veren koyun yüzünden kanların akıtıldığı Güneydoğu’da, sosyoloji, yüzyılların derdine çare bulabilir mi?.. İncir çekirdeğini doldurama- yacak gerekçelerle yaşanan ve onlarca yıl süren kan davaları toplumun gündeminden çıkarılabi- lir mi?.. Güneydoğu’nun derdi salt PKK ya da Hizbul- lah terörü değil!.. Töre terörü de en az bu iki ge- rekçe kadar toplumu huzursuz ediyor ve ne ya- zık ki etmeye devam edecektir!.. Şeyhliğin, ağalığın, cehaletin, gericiğin ve feodalitenin yok edilemediği bir coğrafyada kül- tür altyapısı değiştirilemediği sürece kan hem su- dan hızlı akacak hem de güvercinlerden hızlı uça- caktır!.. Suyla Boğuşan Kan!.. Akreple Yarışan Akraba!.. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Otomatik Pilot ve Çakılış Ne demişti bundan önceki MEB Bakanı Hüseyin Çelik, görevini yeni bakana devrederken? Yaklaşık: “Nimet Hanım, sizin artık yapmanız gereken yeni bir şey yok burada. Her şeyi otomatik pilota bağladık...” Türkiye’nin uluslararası eğitim göstergeleri, peş- peşe yapılan ortaokul ve üniversite sınav sonuçları, Çelik’in “otomatik pilot”unun niteliğini gözler önüne serdi: Durmadan baş aşağı giden ulusal eğitim sis- temi! Aslında sistem ölmüş de kimsenin haberi yok! Bakanlık, il müdürlükleri, okullar, yeni derslikler, bi- nalar falan filan... Ve ayrıca milyonlarca çocuk da bu buralara girip çıkıyor mu, çıkıyor; ziller, öğretmenler, dersler, teneffüsler... Her şey tıkırında gibi... Bizde her zaman görünüş önemlidir: “Zevahiri kur- tarmak!” Ama, içeride ne oluyor? Binaların içinde, ba- kanlıkların içinde, derslerin içinde, okullarda ne olu- yor? Çelik’in “otomatik pilota bağladığı” sistem, binlerce metreden yere çakılan bir uçak oldu! Çelik, bütün sis- temi çökertmiştir... Yeni bakanın yapabileceği bir şe- yi var mıdır, bilmiyorum! Anlaşılan Bakan Çubukçu da eğitimin içeriğinden çok, çocuklarımızın gözde okullarını satmakla uğraşmaktadır! Çelik, 7 yıl kadar bakanlık yaptı, eğitimin içinde bu- lunduğu durumu uluslararası ve ulusal sınav so- nuçlarına bakarak kıyasladığımızda arkasında nasıl bir derin çöküntü bıraktığını çok net görüyoruz. 1) Uluslararası öğrenci başarısını ölçen ve sık tek- rarlanan bir OECD araştırması olan PISA ve ulus- lararası fen ve matematik başarısını ölçen TIMMS ara- tırmaları, Türkiye’nin yerinin hep sonunculuklara doğru olduğunu belgeliyor. 2006 PISA araştırmasında 57 ülke arasında fen bilimlerinde 44., matematikte 43. sırada öğrencilerimiz... 2000 ve 2003 PISA araştır- malarıyla kıyaslandığında, durumumuzda gelişme sı- fırdır! TIMMS 2007 araştırmasında da tüm OECD ül- keleri arasındaki yerimiz sonunculuktur! 2) Bir hafta önce ilköğretim sınav sonuçları, ar- dından üniversite yerleştirme sonuçları, özellikle devlet okullarında eğitim ve öğrenci kalitesindeki bü- yük gerilemeleri gün ışığına çıkarmakta! Öyle ki, üni- versitede kontenjanların boş kalacağı düşüncesiyle, sınav değerlendirme kıstaslarında ilk kez değişiklik- ler yapılmak zorunda kalındı! Dünkü gazetemizdeki bilgilere bakıyorum: Üni- versite yerleştirme sınavında sıfır çekenler 5 bine ya- kın artışla 30 bine yaklaştı. “Yükseklikler” düşürül- mesine rağmen, barajı geçen aday sayısı düştü! Türk- çe dersinde ortalamalar düştü... AB ve ekonomik ileri atılım halindeki ülkelerin en önem verdikleri konu eğitim ve kalitesidir! “Ekono- mik rekabet”, iyi eğitilmiş, bilim ve teknoloji altyapı- sı güçlü insan gücü üzerinden sürdürülüyor aynı za- manda! Bizde ise eğitim sisteminde tam bir felaket ya- şanmakta! Bu cuma günkü Bilim ve Teknoloji dergimizde ya- yımlanacak, İsa Eşme’nin “Türkiye fen ve matema- tikte bütünlemeye kaldı” araştırmasına bakıyorum. Üniversite adayı öğrencilerin yüzde 38’i bilgisayarı hiç kullanmıyor. Yüzde 37’si spor ve sosyal etkinliklere, yüzde 18’i müzik dinlemeye ve yüzde 17’si TV sey- retmeye hiç zaman ayırmıyor. Erdal İnönü’yü bilim insanı olarak tanıyanların oranı yüzde 4.6, tanıma- yanlar yüzde 19; politikacı olarak tanıyanlar yüzde 64.7. “Dünyayı ve evreni anlamak için fen bilimle- rinden çok din bilgisi gerekir” görüşünü destekleyen öğrencilerin oranı yüzde 30! Fikri olmayan yüzde 27! Tabii başarısızlığın nedenleri de sıralanmış, ki bun- ların hepsini biliyoruz: Sınava, salt dinleme ve bel- lemeye odaklı ders sistemi, ilgisizlik, ezber... yapa- rak ve yaşayarak öğrenme yönteminin olmaması... İktidar, sınıfta kalmıştır. Eğitimin niteliği ile değil ticaretiyle uğraşan tüccarlar işbaşındadır! NOT: Deniz Kavukçuoğlu dünkü yazısında siga- ra konusunda beni biraz “keskin dil” kullanmakla kı- nıyor. Yazım hiç de Deniz’e yanıt değildi. Salt ora- dan bir veri kullanmıştım. “Dil keskinliği”, sorunun bo- yutlarıyla ve önemiyle ilgilidir. Lokanta gibi yerlerin sigara içilen ve içilmeyen yerler olarak düzenlen- mesinin pratik anlamı, her yerde sigaranın içileceği- dir. O zaman böyle bir yasanın çıkarılmasına gerek de yoktur! Sigara yasağını AKP değil de CHP çıkar- saydı, acaba ne diyecekti?! obursali@cumhuriyet.com.tr Mardin’in Bilge köyü MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Kuzey Irak’ta- ki Kürt parlamentosu için 25 Tem- muz’da seçimler gerçekleştirilecek. Partiler birbirlerini birçok yönden suçlarken Talabani’nin KYB’sin- den ayrõlan Noşirvan Mustafa’nõn liderliğini yaptõğõ Değişim Listesi ile ilgili de ilginç iddialar ortaya atõlõ- yor. Kuzey Iraklõ Kürtler, Türki- ye’nin Fethullah Gülen eliyle De- ğişim Partisi’ne destek verdiğini öne sürüyor. Kuzey Irak’taki 111 sandalyeli Kürt parlamentosu seçimleri 25 Temmuz’da yapõlacak. Kürtler için 100, Türkmenler için 5, Asuri ve Keldaniler için 5 ve Ermeniler için de 1 sandalyenin bulunduğu parla- mentoyu 2 milyon 518 bin 229 seç- menin oylarõ şekillendirecek. 41 ayrõ partinin bulunduğu Kürt böl- gesinde, 7 parti seçimlerden çeki- lirken 15 ittifak listesi açõklandõ. PKK’nin Kuzey Irak’taki legal ya- põsõ Partiya Çareseriya Demokratik Kurdistan’õn (PÇDK) oluşturduğu Hiwa Listesi’nin seçimlere katõlõmõ ise PÇDK’nin silahlõ bir örgüt ol- duğu gerekçesiyle kabul edilmedi. Partilerin birbirleri hakkõnda or- taya attõklarõ “hain, ajan, rüşvetçi, İrancı, Baasçı, Türkiyeci” iddia- larõna son olarak “Fethullah Gü- lenci” nitelemeleri de eklendi. ‘Türkiye’nin müdahalesi’ Bazõ Kürt gruplar, Irak Cumhur- başkanõ Celal Talabani’nin ikinci adamõyken KYB’den ayrõlarak bir grup KDP’liyi de Barzani’den ko- parõp yanõna çeken Değişim Liste- si lideri Noşirvan Mustafa’nõn, Fethullah Gülen cemaati tarafõn- dan desteklendiğini öne sürüyor. Bu çevreler, Fethullah Gülen ce- maati ile ilişkisi olan bazõ yerel medya organlarõnõn Değişim Liste- si’ni, seçimlerde birinci sõrada gös- teren anket ve yorumlar yayõmladõ- ğõna dikkat çekiyorlar. Bu ise Tür- kiye’nin AKP desteğindeki Gülen cemaati eliyle seçimlere müdahale ettiği yorumlarõna yol açõyor. Ce- maatin, böylelikle KDP-KYB itti- fakõnõ zayõflatarak bölgede daha et- kin olmayõ amaçladõğõ iddia ediliyor. Diğer yandan, Değişim Listesi’ni savunanlar seçimlere birlikte girecek olan KDP ve KYB’nin seçmene rüş- vet dağõttõğõnõ öne sürüyor ve Bar- zani ile Talabani’yi “Küçük Sad- damlar” olarak nitelendiriyor. KDP ve KYB ise Değişim Listesi’nin seçim yasalarõnõ ihlal ettiğini ileri sü- rüyorlar. Son olarak 2005 yõlõnda gerçek- leştirilen seçimlerde KDP ve KYB listesi, 80 sandalye kazanmõştõ. Ye- rel gözlemciler KDP ve KYB’den etkili isimleri koparan Noşirvan Mustafa’nõn Değişim Listesi’nin 15 sandalye kazanabileceğini, yok- sul halkõn eğilim gösterdiği İslam- cõ partilerin de bu oranda bir başa- rõ elde edebileceğini belirtiyor. Bazõ Kürt gruplar, Irak Cumhurbaşkanõ Celal Talabani’nin ikinci adamõyken KYB’den ayrõlarak bir grup KDP’liyi de Barzani’den koparõp yanõna çeken Değişim Listesi lideri Noşirvan Mustafa’nõn, Fethullah Gülen cemaati tarafõndan desteklendiğini öne sürüyor, Türkiye’nin AKP desteğindeki Gülen cemaati eliyle seçimlere müdahale ettiği yorumlarõ yapõlõyor. Kuzey Irak’ta 25 Temmuz’da yapõlacak seçimler öncesi KYB’den ayrõlan Değişim Partisi’yle ilgili ilginç iddia: FethullahGülendestekveriyor Şemdinlidavasõnda sivilmahkemeistemi VAN (Cumhuriyet) - Van Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, Şemdinli davasõ savcõsõ Ferhat Sarıkaya’nõn es- ki Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyükanıt hak- kõnda çete suçlamasõyla yargõlanmasõ talebi ile Genelkurmay’a gönder- diği dosyanõn sivil mah- kemeye devri için baş- vurdu. Askerlerin sivil mah- kemelerde yargõlanmasõ- na olanak sağlayan yasa- nõn Cumhurbaşkanõ tara- fõndan onaylanmasõyla birlikte, askeri mahke- melerdeki dosyalarõn sivil mahkemelere devrine iliş- kin başvurular da başladõ. Van Barosu Başkanõ Ay- han Çabuk, baro yöne- tim kurulu üyesi Murat Timur ile ÇHD Genel Başkanõ Selçuk Koz- ağaçlı, “Şemdinli dava- sı” olarak bilinen jandar- ma astsubaylarõ Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçõsõ Veysel Ateş’in yargõlandõğõ Van Askeri Mahkemesi’ne başvurarak dosyanõn CMK’nin 250. maddesi ile yetkili Van Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na gön- derilmesini istedi. Avu- katlar daha sonra da Van Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na başvurarak hazõrla- dõğõ iddianameden dolayõ meslekten men edilen Ferhat Sarõkaya’nõn, dö- nemin Genelkurmay Baş- kanõ Yaşar Büyükanõt ile kuvvet komutanlarõnõn yargõlanmasõ talebi ile il- gili dosyanõn savcõlar ta- rafõndan tekrar ele alõn- masõnõ talep etti. Başvurudan sonra Van Adliyesi önünde açõklama yapan Van Baro Başkanõ Ayhan Çabuk, Şemdinli davasõnõn 14 Aralõk 2007’de askeri mahke- mede görüşülmeye baş- lanmasõyla birlikte mü- dahil avukatlar olarak da- vadan çekildiklerini anõm- sattõ. Çabuk, “Yargılama- dan çekildiğimizde kay- gılarımızı kamuoyu ile paylaşmıştık. Dönemin Kara Kuvvetleri Ko- mutanı ve emekli Ge- nelkurmay Başkanı Or- general Yaşar Büyüka- nıt’ın bu suçun tutuklu sanıkları hakkında sarf ettiği ‘Tanõrõm iyi ço- cuklardõr’ cümlesi ile yi- ne basın önünde sarf et- tiği ‘Şemdinli davasõ bir hukuk skandalõdõr’ sözle- rinin, dosya sanıklarını kollamaya yönelik be- yanlar olduğunun kuş- kusuz olduğunu dile ge- tirmiştik” diye konuştu. Çabuk, sivil mahkemece 39 yõl 5 ay hapisle ceza- landõrõlan sanõklarõn askeri mahkemece tahliye edil- diğine dikkat çekerek “Yargılamanın askeri mahkemede başladığı tarihten bu yana mey- dana gelen gelişmeler haklılığımızı ortaya çı- karmıştır” dedi. ÇHD Genel Başkanõ Selçuk Kozağaçlõ da iki başvurunun ayrõ ayrõ de- ğerlendirilmesi gerekti- ğini vurguladõ. ADIYAMAN / TUNCELİ (Cumhuri- yet) - Adõyaman’õn Gölbaşõ ilçesine bağlõ Kü- çükören köyünde çõkan çatõşmada 1 korucu şe- hit oldu. Küçükören köyü Söğütlü mezrasõndan ge- çen TPAO’ya ait petrol boru hattõnda devri- ye görevi yapan korucular dün sabaha karşõ PKK’li 3 terörist ile karşõlaştõ. “Dur” ihtarõ- na uymayan teröristler, korucularla çatõşma- ya girdi. Çõkan çatõşmada petrol boru hattõna saldõrmak istedikleri öne sürülen teröristlerin kurşunlarõna hedef olan 5 çocuk babasõ, ko- rucu Mustafa Tekin (47) şehit oldu. Çatõş- manõn ardõndan Çağlayancerit bölgesine kaç- tõklarõ belirtilen teröristlerin yakalanmasõ için kapsamlõ arama tarama çalõşmasõ başlatõldõ. Şe- hit köy korucusu Küçükören köyünde topra- ğa verildi. Tunceli merkez ile Ovacõk karayolu Venk köprüsü civarõnda ise, 17 Haziran’da PKK’li- ler tarafõndan kaçõrõlan 2 kişi serbest bõrakõl- dõ. Tunceli Valiliği’nden yapõlan açõklamada, 26 gün PKK’lilerce alõkonulan S.K. ve K.Ç’nin, Ovacõk ilçesine yakõn bir noktada ser- best bõrakõldõklarõ, buradan ilçe jandarma komutanlõğõna giderek bir süre dinlendikleri bildirildi. S.K. ve K.Ç’nin Tunceli Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’nda ifade verdikten sonra ailelerine kavuştuklarõ öğrenildi. Şehitpolisincenazesimemleketinegönderildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su) - Diyarbakõr’da önceki gece polis me- muru Turgay Ak’õn şehit edildiği, bir yurttaşõn da yaralandõğõ olayla ilgili 3 kişi gözaltõna alõndõ. Şehidin cezanesi de dü- zenlenen törenin ardõndan memleketine gönderildi. Şehidin 8 aylõk hamile eşi göz- yaşlarõna boğuldu. Polis ekipleri, saldõrõnõn şehit polis me- murunun yanõnda oturan yurttaşlarõn hu- sumetli olduğu kişilerce yapõldõğõnõ belir- ledi. Bu doğrultuda araştõrmalarõ derinleş- tiren polis, dün sabaha karşõ üç kişiyi göz- altõna aldõ. Şüphelilerden birinin üzerinde, saldõrõda kullanõlan 7.65 milimetre çapõn- da silah bulunduğu, bu kişinin parmak izi- nin olay yerindeki incelemede bulunan parmak iziyle aynõ olduğu belirtildi. Olay yerinde bulunan boş kovanlar üzerinde yapõlan balistik incelemede de zanlõnõn üze- rinde çõkan silaha ait olduğu bildirildi. Şehit polisin cenazesi ise Dicle Üniver- sitesi Tõp Fakültesi Araştõrma ve Uygula- ma Hastanesi Morgu’ndan alõnarak mem- leketi Mersin’e gönderildi. Cenazenin alõn- dõğõ sõrada morg önünde şehidin 8 aylõk ha- mile eşi Songül Ak, güçlükle ayakta du- rabildi. Emniyet Teşkilatõ’na 2000 yõlõnda katõlan Tugay Ak’õn 2 çocuk babasõ oldu- ğu belirtildi. Tekin’in evine gün boyunca taziye ziyaretleri yapıldı. (AA) Adıyaman’da çatışma: 1 korucu şehit GÜL YASAYI ONAYLAYINCA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle