22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2009 SALI 16 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Bir Bilim Adamının Safsataları... Habertürk TV’de Balçiçek Pamir, TBMM Onur Ödülü’nün bu yılki sahibi Prof. Dr. Kemal Karpat’a, Başbakan’a yazdığı bir mektupta “Bu bir fırsattır, bu fırsata sahip çıkın” uyarısı yaptığını anımsatarak o gün- den bugüne nelerin değiştiğini soruyor. Karpat’ın yanıtı şöyle: “Ben onun başbakan olacağını daha İstanbul’un be- lediye başkanı olduğu zaman söyledim. Neden söy- ledim? Onunla konuştuğum zaman bana hiç yüz ver- medi. (...) Bense bu adamı tanımak istedim, değeri ney- miş anlamak için yarım saat konuştum ve oradan çı- kardım bunları.” Herhalde “Son iki genel seçimde Türkiye’yi de- mokrasiye yaklaştıracak partinin Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu” da o gün düşünmüştür... Oysa tarih, kimin ilerde ne olacağı kehanetleriyle değil, gerçeklerle bilimsellik kazanır. Hiç kuşkusuz, başbakan olunca Erdoğan’ı makamında ziyaret edip, “Ben sizin başbakan olacağınızı belediye baş- kanı iken anlamıştım...” diyerek kehanetini ortaya koy- ma fırsatı da yaratmıştır... Karpat’ın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nca ba- sımına karar verilen “Dağı Delen Irmak” adlı kitabının neden yayımlanmadığını, Pamir, onun olası gerek- çeleriyle açıklıyor: “Siz şöyle diyorsunuz, ‘CHP’yi tenkit ediyorum di- ye belki, Fethullah Gülen’i övüyorum diye; hatta be- ni Fethullahçı görüyorlar’ diyorsunuz, ‘ara sıra Taraf gazetesinde yazı yazmam olabilir belki’ diyorsunuz.” Karpat şöyle yanıtlıyor bunu: “Bunların hiçbiri olmayabilir, ben zamanı ve sırası geldiği zaman başka partileri de tenkit ettim, yahut da övdüm. Fethullah Gülen Hoca’ya gelince, nihayet yap- tıklarını görerek, bizzat dışarıda okulları görerek iyi bir iş yaptığını söyledim. Onun ötesinde herhangi bir iliş- kim yok.” Burada, olasılık bildiren “Bunların hiçbiri olmaya- bilir”, “olabilirlik” anlamı da taşır. Karpat’ın bilimsellikle bağdaşır bir yanı olmayan şu tür yorumlarının havanda su dövmekten öte bir an- lamı yoktur; ama alkışlayanı çoktur! “Cumhuriyeti hazırlayan bazı önemli temeller Ab- dülhamit devrinde atılmıştır. Bunların arasında en önemlilerinden biri ilkokul sisteminin yaygınlaşması, mesleki okulların kurulması ve orada Cumhuriyeti ku- racak kimselerin eğitilmesidir. Bunların arasında Ata- türk de vardır. Ama aynı elitler Abdülhamit’in siyasi iradesine karşı gelmişler. Nihayet Cumhuriyeti onlar kurmuşlardır. Atatürk dahil.” Karpat, bir saati aşkın bir süre, son yüzyılda Tür- kiye’nin tarihsel ve siyasal değişimi üzerinde konu- şuyor da, Atatürk adını ancak sözü Abdülhamit’e ge- tirerek anıyor! Tarih, hiçbir çağda sayfalarında gerçeği görmez- den gelenlerin safsatalarını barındırmamıştır. Cumhurbaşkanlarının halktan geldiğini söz konu- su ederken Süleyman Demirel’i, Turgut Özal’ı anıyor da, gümrük memuru Ali Rıza Bey’in oğlu Mus- tafa Kemal Atatürk’ü görmezden geliyor! “Dağı Delen Irmak” adlı “nehir söyleşi” türündeki ki- tabın yayımlanmamasında Karpat’ın sıraladığı olası- lıkların etkisi olmuş mudur bilemem, ama bilim ada- mı da olsa, Atatürkçü aydınlanma bilincinden yoksun bir kişinin kitabının, Atatürk’ün hisselerinin bulundu- ğu bir bankanın yayınevinden çıkması herhalde ken- di açısından da uygun olmazdı. Ben, bir yurttaş olarak, bu kararından dolayı Kül- tür Yayınları sorumlularını yürekten kutluyorum. binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr P azar günü döndüm yurtdõşõndan ve TV’de haberleri dinlerken bir gazetenin kõşkõrtmasõyla Alperen Ocaklarõ tara- fõndan Topkapõ Sarayõ’nda İdil Biret konserine yapõlan saldõrõyõ dehşetle izledim. Bir avuç ken- dini bilmez, saray kapõsõna dayanõyor, içeriye gi- remeyince kapõnõn önünde rahat rahat namazla- rõnõ kõlõyor ve yine aynõ rahatlõkla İdil Biret’in af- işlerini yakõyorlar! Sonra da tehditler savurup de- folup gidiyorlar! Bütün bunlarõn yaşanmasõna kimler, nasõl izin veriyor, lütfen bir kişi açõklar mõ? Bu, nasõl bir şiddet olayõdõr? Bu, nasõl bir vah- şettir? Çağdõşõlõktõr? Kültür ve Turizm Bakanõ sa- yõn Ertuğrul Günay’õn dõşõnda hangi bakan bu olaya tepki gösterdi? Bu olay, giderek çökmek- te olan eğitim sistemimizin de bir uzantõsõ sa- yõlmalõ. Asla geçiştirilmemeli, geçiştirilmesine izin verilmemeli ve de tüm sanat kurumlarõ ta- rafõndan kõnamanõn ötesinde çok ciddi bir biçimde ele alõnarak üzerine gidilmeli ki bir daha tek- rarlanmasõn. Yeni Sõvas’lar yaşanmasõn. Türki- ye’nin yõldõzõ ne yazõk ki uzun zamandõr çağ- daşlõğa değil çağdõşõlõğa doğru kayõyor. SANAT ÜRETİMİ-SANAT MEKÂNI 21. yüzyõlda ve de ayrõca İstanbul’un Avru- pa Kültür Başkenti olmaya hazõrlandõğõ bir dö- nemde bu tür olaylarõn yaşanõyor olmasõ ür- kütücü. Resim böyle karamsar olunca insanõn aktarmak istedikleri de anlamlarõnõ yitiriyor san- ki... Bu yõl yolum birkaç kez Barselona’ya düş- tü ve her gidişimde bu kentin tiyatro mekân- larõ anlamõnda ne kadar zengin olduğunu fark et- tim. Kõskandõm, üzüldüm, öfkelendim. Sözünü ettiğim binalar devletin, kentin yaptõğõ, onardõ- ğõ ve kullanõma açtõğõ yapõlar. Biz, ne yazõk ki mekân yaratma konusunda õsrarla yerimizde sa- yõyoruz. Var olan mekânlarõ yok ediyoruz. Ye- ni yapõlanlar ise ‘çok amaçlı’ olarak hemen hiç- bir amaca hizmet etmeyebiliyor tiyatro alanõn- da. Onarõlmasõ gerekenleri de, istisnalar kaide- yi bozmaz, ya kaderine bõrakõyor ya da ağõrdan alõyoruz. Mesela, AKM önemli bir örnek. Ka- põsõna 30 Mayõs 2008’de kilit vuruldu ve hâlâ bek- lemede onarõm için. Avuç içi kadar Barselona’da tiyatro salonlarõndan geçilmezken bizde durum neden böylesine vahim? Evet, İstanbul sahip ol- duğu zenginliklerle sadece Avrupa’nõn değil, dün- yanõn kültür başkenti. Ama, şu da bir gerçek ki, ancak kültür - sanat - yaşam üçgeninin birbirini tamamladõğõ süreçlerde toplumsal gelişmelerin de önü açõlõyor. Bu sürecin yaşanmadõğõ top- lumlarda tõkanmalar, kopmalar kaçõnõlmaz. Ye- terli sayõda sanat üretim mekânlarõna sahip ol- mayan kentler nasõl kültür ve sanat başkentleri olabilirler? AKM’de yaşanan sorunlar, iç çe- kişmeler nereden, kimlerden kaynaklanõyor? Neden bunca sarkma? Gecikme - geciktirme? Bunu kimler, nasõl çözecek? Bir yõlõ aşkõn bir sü- redir nasõl bekler-bekletilir opera, tiyatro, bale, konser etkinlikleri anlamõnda hayati bir önem ta- şõyan bu bina? 2010 yõlõ ortalarõna bile yetişe- ceği kuşkulu. Umarõm yanõlõyorum, yanõlõyoruz. HER YER TİYATRO Yine Barselona’ya dönecek olursam; say- makla bitmeyecek kadar çok tiyatro mekânõ var bu kentte. Beni büyüleyenlerin başõnda da Gran Teatre del Liceu geliyor. 1849 yõlõnda yapõlmõş olan tiyatroya gözleri gibi bakõyor Katalanlar ve biraz da böbürleniyorlar doğrusu. Haksõz sayõl- mazlar. Bu arada, ‘Kadmos’ projesi kapsamõnda Avignon Festivali - Atina & Epidaurus Festiva- li-Barcelona Grec Festivali ve Uluslararasõ İs- tanbul Tiyatro Festivali ve Paris Odeon Tiyatrosu ortak yapõmõ olan “Işığın Oğulları ile Karan- lığın Oğulları’nın Savaşı” Avignon’da Carriere de Boulbon’da; eski bir taşocağõnda sahnelendi. Barselona’da 2 bin kişilik El Teatro Grec’te oy- nayacak. Atina Festivali kapsamõnda Epidaurus Antik Tiyatro’da seyirciyle buluşacak. 2009 yõ- lõnda son durak İstanbul’da Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ’nõn özel izniyle Rumeli Hisarõ. Evet, Ru- meli Hisarõ’na özel izinle giriyoruz. Bu tiyatro Muhsin Ertuğrul döneminde yapõlmõştõ ve her yõl Şehir Tiyatrolarõ orada kalabalõk bir seyirci kitlesine birbirinden güzel yaz oyunlarõ oynar- dõ. Tiyatro Festivali de “Persefone”den “Nâ- zım’a Armağan”a pek çok oyun sahneledi Hi- sar’da ve sonra birdenbire konserler furyasõ başladõ. Öyle bir furya ki tiyatroya yer kalmadõ! Ardõndan da tüm ama tüm etkinliklere kapõlarõ- nõ kapattõ Rumeli Hisarõ. Bu hususta söylentiler çeşitli. Keşke Sayõn Ertuğrul Günay tiyatro et- kinliklerinin bu yasaklarõn dõşõnda kalmasõnõ sağ- lasa. Bu girişim eminim Muhsin Ertuğrul’u da mutlu eder. Barselona’da Piccolo Teatro di Milano’dan iz- lediğim Luca Ronconi yapõmõ “Bir Yaz Gecesi Rüyası” ise her anlamda kusursuzdu. Ulusal Ka- talan Tiyatrosu TNC, 1 bin kişilik büyük sa- lonu ve iki küçük salonu ile (450 kişilik) kla- sik ve çağdaşõn buluştuğu görkemli bir bina. Olim- piyatlar için inşa edilmiş. Geniş fuayesi bir bu- luşma, okuma, yeme-içme, tiyatro ile sanatla ku- caklaşma mekânõ. İnsanlar TNC’nin merdiven- lerinde, avlusunda, fuayesinde bir araya geliyorlar ve tiyatro ile dansla, müzikle iç içe zaman ge- çiriyorlar. Muhsin Ertuğrul ustamõzõn, hocamõ- zõn sözlerini düşünmeden edemedim buralarõ ge- zerken: “Bir tiyatro istiyorum efendim... bu İs- tanbul şehrine her şeyden evvel bir tiyatro bi- nası lazım...” Aslõnda bir değil, birkaç tiyatro bi- nasõ lazõm... Yeterli sayõda sanat üretim mekânlarõna sahip olmayan kentler nasõl kültür ve sanat başkentleri olabilirler? Mekân yaratma konusunda õsrarla yerimizde sayõyor, var olan mekânlarõ yok ediyoruz. Yeni yapõlanlar ise tiyatro alanõnda hemen hiçbir amaca hizmet etmeyebiliyor. AKM, bu anlamda önemli bir örnek. Kapõsõna 30 Mayõs 2008’de kilit vuruldu ve onarõm için hâlâ beklemede. Avuç içi kadar Barselona’da tiyatro salonlarõndan geçilmezken bizde durum neden böylesine vahim? Tiyatroyapõlarõkentlerinsimgeleri Rodos’ta Türk- Yunanmelodileri CEREN ÇIPLAK RODOS - Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrasõ’nõn Rodos asõllõ Yunan sanatçõ Iris Mavraki ile birlikte vereceği “Türk&Yunan Dostluk ve Barış Kon- seri” için Rodos’tayõz. Rodos’ta dük- kânlarõn camlarõnda hep aynõ afiş. Kon- serin duyurusu her yerde. Konser önce- si sokaklarda gezerken görüş alõyorum, genel yorum görkemli bir mekânda böyle bir konserin de görkemli olacağõ yönünde. Konser sõrasõnda bir Yu- nan dinleyici yanõma ge- lerek Mavraki için; “O Rodos’un Loreena McKennitt’ı” dedi. Bu görüş Rodoslu yorum- cu Mavraki’nin çok ho- şuna gitti, yorumu “Onu çok seviyorum, aynı yolda yürüyoruz” oldu. Şef Ender Sakpınar konsere ilişkin: “Konser me- kânı çok büyüleyici. İnsanların bu dostluk mesajına ihtiyacı olduğu- nu ve o yüzden geldiklerini biliyoruz. İki halkın da tanıdığı melodiler bir ara- ya gelince birliktelik pekişiyor, ama- cımız bunu devam ettirmek” dedi. Oniki Adalar Valisi Iannis Maheri- dis Türk-Yunan dostluğu adõna yapõlan tekliflere açõk olduğunu söyleyerek Türk-Yunan dostluk ilişkileri için, “Ege bizi birleştiriyor ve müziğimizle bir- likte ne yapabileceğimizi düşünüyo- ruz. Bizi bir araya getiren pek çok or- tak noktada da bir şeyler yapmalıyız” yorumunda bulundu. Konserin solisti Iris Mavraki senfo- ni orkestrasõyla Yunan akustik enstrü- manlarõnõ bir araya getirmenin pek ya- põlan bir şey olmadõğõnõ anõmsatarak kon- serin ilk mesajõnõn ideolojik olduğunu, ama dinleyicilerin müziğin zenginli- ğinden de etkilendiğini belirtti. Konserin kültür alõşverişi açõsõndan çok önemli olduğunun altõnõ çizen Bur- sa Bölge Devlet Senfoni Orkestrasõ yö- netimi, ilk kez bir “devlet” orkes- trasõnõn Rodos’ta bir konser verdiğini açõkladõ. Konsere, Rodos Konso- losu İhsan Yücel, Muğla Valisi Ahmet Altıpar- mak, Oniki Adalar Va- lisi Iannis Maheridis, Rodos Belediye Başka- nõ Hatzis Hatziefthi- miu, Rodos Rotary Ku- lübü Başkanõ Ippokratis Kazulakis, Oniki Adalar Ticaret Odasõ Başkanõ Ior- gos Hatzimarkos ve 3000’e yakõn Türk ve Yunan vatandaş ka- tõldõ. Altõ Yunan sanatçõ ile birlikte Ro- dos Karma Korosu’nun da katõldõğõ konser ilgiyle izlendi. Orkestradaki Türk sanatçõlardan birinin son parçada Rodos Karma Korosu’na katõlarak eşlik etme- si Yunan izleyicileri etkiledi. Denilebi- lir ki, Bursa Bölge Devlet Senfoni Or- kestrasõ ve Rodos asõllõ Yunan sanatçõ Iris Mavraki bir müzik şöleni sunmanõn ya- nõnda Türk- Yunan dostluğu çağrõsõna müzikle seslenmeye çalõştõlar. Bir baş- ka güzel haber de konserin Bursa’da tek- rarlanmasõnõn planlanõyor olmasõ. Jackson’ın biyografisi hazır Kültür Servisi - Henüz nerede toprağa verildiği konusu açõklõk kazanmamõşken Michael Jackson’õn anõsõna hazõrlanan biyografisini basmak için yayõnevleri yarõşa girdiler. Jackson’õn yaşamöyküsünü anlatan kitabõn hazõrlanmasõ ve basõmõ için dünyaca ünlü 15 yayõnevinin yarõştõğõ belirtiliyor. Bu yayõnevlerinden Harper Collins, kitabõn cuma günü raflardaki yerini alabileceğini açõkladõ. Jackson’õn ardõndan önce babasõ, sonra kõz kardeşi La Toya tarafõndan yapõlan ‘Michael Jackson öldürüldü’ sözlerine ise henüz yeni bir açõklama getirilmedi. La Toya Jackson, kardeşinin ölümünün bir kişinin işi olmadõğõnõ iddia ediyor. Kültür Servisi - Ay- lõk kültür, sanat, ede- biyat dergisi Sanat ve Hayat’õn temmuz - ağustos sayõsõ çõktõ. Bu sayõda iki dosya konusu yer alõyor. Dergide yer alan dos- yalarõn ilkinde Sõvas katliamõnda katledi- len aydõnlarõn hayatlarõndan kesitler yer alõyor. Yazarlar, karikatürist Asaf Koçak, şair Metin Altıok, edebiyatçõ- eleştirmen Asım Bezirci, ozan Hasret Gültekin ve yaşamõnõ yitiren kadõn- lardan Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Yasemin Sivri, Asuman Sivri, Huriye Özkan, Yeşim Özkan’õ anlatõyor. Der- gide yer alan ikinci dosya ise ‘Şiddet ve Yansımaları’ başlõğõnõ taşõyor. Med- yada, tiyatroda, sinemada, müzikte ve bilgisayar oyunlarõnda şiddet unsurlarõ bütün yönleriyle inceleniyor. “Graffi- ti” dosyasõnda iki toplumcu gerçekçi şai- rin yaşamlarõ inceleniyor; Vaptsarov’u Heves Demir, Mayakovski’yi Efe Dağlı yazdõ. Konserde, Zülfü Livaneli, Mikis Theodorakis, Ferit Tüzün, Ulvi Cemal Erkin, Elina Karandreiu, M. Hatjidakis gibi Türk ve Yunan bestecilerinin ve Nâzõm Hikmet, gibi şairlerin yapõtlarõ seslendirildi. KÜLTÜR, SANAT VE EDEBİYAT SanatveHayat’ta ‘MadõmakKatliamõ’ Kültür Servisi - Gü- müşlük Kültür ve Sa- nat Derneği’nce dü- zenlenen “6. Gü- müşlük Uluslarara- sı Klasik Müzik Fes- tivali”, piyano virtü- özü Gülsin Onay’õn Muğla’nõn Bodrum ilçesinde verdiği kon- serle başladõ. Onay, önceki gece Bodrum Kalesi’nde verdiği “Romantik Piyano Müziği” başlõklõ konserinde, Ludwig Van Beethoveen’õn “Ayışığı Sonatı”, Robert Schumann’õn “Abegg Var- yasyonları Op.1”, Franz List’in “Grande Marche du Sultan Abdul Medjid-Khan”, Frederic Chopin’in “Variations brillantes sur le rondeau favori de Ludovic de Herold et Ha- levy” adlõ eserlerini seslendirdi. İki bö- lümden oluşan konser, dinleyicilerin büyük beğenisini topladõ. 5 kõtada, 59 ül- kede dünyanõn belli başlõ tüm orkestra- larõ ve şefleriyle konserler veren Onay, Viyana Senfoni Orkestrasõ ve İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrasõ eşliğinde de konserler vermişti. 6. Gümüşlük Uluslararasõ Klasik Müzik Festivali, perşembe günü Gümüşlük Eklisia’da gerçekleşecek olan piyanist Emre Eli- var konseriyle devam edecek. Etkinlik, Onay’õn konseriyle başladõ GÜMÜŞLÜK FESTİVALİ ElTeatroGrec UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirasları” arasında gösterilen tarihi “Rodos Şövalyeleri Kalesi”nde düzenlenen konserde, BBDSO’ya Rodos asıllı Yunan sanatçı Iris Mavraki ile Rodos Karma Korusu eşlik etti. ‘TÜRK&YUNAN DOSTLUK VE BARIŞ KONSERİ’ Siirt Kurtalan İlçesi Nüfus Müdürlüğü’nden aldõğõm nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. Mesut ORAL Manisa Nüfus Müdürlüğü’nden aldõğõm nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. Nihal TANAY Manisa Askerlik Şubesi’nden aldõğõm askeri personel kimlik kartõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. Nihal TANAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle