24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Siyasi, askeri, coğrafi, ekonomik, kültürel, sosyal, bilimsel, stratejik, kaynaksal... Bunların her biri çok önemli bir güç. Ancak hiçbiri tek başına ülkenin toplam gücünü temsil edemez, oluş- turamaz. Bu güçlerin her birinin tek başına “çok büyük” ol- ması da yetmez. Biri ötekiyle uyum içinde olmalı... Her biri ötekinin önemini ve yerini bilmeli, kabul etmeli. Her biri öteki için yapabileceğini esirgememeli... Biri öte- kinin rakibi değil, tamamlayıcısı olduğunu bilmeli... Diyelim ki siyasi ve askeri gücünüz çok yüksek, ama ekonominiz küçüldükçe küçülüyor... İlk iki gücünüzün kullanım sınırlarını ekonomi belirlemeye başlar... Diyelim ki, müthiş bir kültürel zenginliğiniz var. Dün- yanın belli başlı uygarlıkları topraklarınızda eserler bı- rakmış... Bunları değerlendirmek, aynı zamanda bir ekonomik güç haline getirmek için siyaset üretme- mişseniz, ne faydası var? Diyelim ki, dünyanın en zengin doğal kaynakları si- zin topraklarınızda. Bunları çıkarmıyorsanız ya da ya- bancılara “al sen çıkar” diyorsanız, kendi ülkenizin in- sanına ne faydası var? Soyut anlatımları burada keselim, daha somut ör- neklere geçelim... Yunanistan Atina’da Akropol Müzesi’ni yeniden dü- zenledi, bütün dünyayı davet edip açtı. Öyle bir su- num ki; ilk çağlar Atina ve etrafında dönmüş, bütün eserler de zaten buradaymış... Doğru, bugünkü Yunanistan topraklarında eski uygarlıklardan eserler var, antik kentler var... Ya Türkiye’de? Türkiye’de antik eserlerin ve kentlerin bulunduğu alanların toprak bütünlüğü Yunanistan’ın toplam yüzölçümünden daha fazla! Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin de- posundaki eserler Atina ile yarışır. Ama kullanabilir- sen! Türk ordusunun gücünü hem bugünkü dünya hem tarih teslim ediyor. Montaigne’nin Denemeleri’nde bi- le 4-5 yerde Türk ordusunun gücü ve disipliniyle ilgili benzetme, karşılaştırma vardır. Siyasal güç ve medya gücü, bugün Türk ordusu- nu nasıl bir tartışma ortamıyla yüz yüze getirdi? Akşam gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İsma- il Küçükkaya 3 Temmuz tarihli yazısında, CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal’la görüştüğünü yazıyor. Gö- rüşmenin önemli bir bölümünün off the record, yani yazılmamak üzere olduğunu aktarıyor. Şöyle devam ediyor: “Anlattıklarının büyük bölümüne yazılmamak üzere kaydı düştü ve ‘bir gazeteci bilgilendirmesi olarak gör- meni rica ediyorum’ dedi. Bunun gerekçesini ise ‘özel- likle kurumlara karşı yıpratıcı etkiler yaratmak iste- miyorum’ sözleriyle ifade etti.” Salt bu durum bile Ankara’daki güçlerin nasıl ‘bir- birine dönük’ olduğunu anlatmaya yetiyor. Yemen kitabımda genişçe aktardığım gezi anısın- dan bir özet... Yemenli meslektaşım, sohbetin koyu bir yerinde, “Dünyanın en önemli ülkesi biziz” dedi. Neden diye sordum. Şöyle açıkladı: “Haritaya bak görürsün... Hint Okyanusu’nun en bü- yük, en korunaklı limanı Aden. Okyanusu Kızıldeniz’e, devamında Akdeniz’e bağlayan Bab-el Mendep bizim kontrolümüzde...” Çok haklıydı... O yüzden Yemen üzerine kıyamet- ler kopmuş, Osmanlı koca 7. Ordu’yu kurmuş, İngi- lizler her şeyi göze almış, soğuk savaş döneminin ge- rilimi, Yemen’i ikiye bölmüştü... Ya Yemen halkı? Kişi başına gelir, 500 dolar... Ortalama ömür 50 yıl... Acıkınca stratejik öneminizden koparır koparır yer- siniz! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada iddialı açıklamalara boşveriyor insanlar. Kimilerine göre toplum eski duyarlılığını yitirdi. Turgut Özal’ın köşeyi dön de nasıl dönersen dön sloganına sarıldı insanlar. Maddi olanaklar bu toplumun titizlendiği kimi manevi değerlerin üzerini örttü diye bir yargıya var- mak, toplumdaki değişimi bu kısa anlatım içine sıkıştırmak doğru veya olanaklı mı acaba? Soruyu hayır diye yanıtlamak istiyor insan. Ne var ki kimi örnek olaylar var ki toplumdaki eroz- yona tanıklık ediyor. Örneğin emekli maaşını almak için kuyruğa gi- ren, ama birden orada yığılıp kalan yaşlı erkek ve- ya kadının üzeri gazete kâğıtları ile örtülüyor. Ne kadar hazin; banka kuyruğunda olanlar ya da çev- reden gelip geçenler başlarını çevirip bakmıyor- lar. Haber gazetelerde üç satır! Neden insanlar sokaklarda suratları asık, her an herkesle kavgaya hazır, adeta yumrukları sıkılı... yumuşak bakışlı, huzurlu, sevecen değil. Sadece ekonomik zorluklara bağlanabilir mi bu değişim, bu gerilim? İktidar gündeme egemen olmak için olay ve so- run yaratıyor. Son bir örnek; askere sivil yargı yo- lunu açan yasayla genelde toplum ne ölçüde il- gili veya tepkili?.. Ya da toplum güncel haberler arasında hangi olay veya olaylarla daha çok ilgileniyor? Bu soruları yanıtlayacak bir araştırma şaşırtıcı, ama bir o kadar da ilgi çekici sonuçlar çıkarabilir. Toplumu güncel sıkıntılardan uzaklaştırmak için sadece ve yalnız; topluma ters düşen, gülünç bulacağı veya genel olarak yadsıyacağı kimi olayları yayımlayacak bir gazete çıksa acaba kaç satar? Örneğin “bas dövizi al askerlik belgesini” kura- lına uyarak Burdur’da 21 gün üstün bir vatan sev- gisi ile görev yapan Bay Başbakan’ın oğlu Bay Bi- lal’in… bir hafta ağır eğitim gördükten sonra… ka- tıldığı yemin törenini çok daha ayrıntılı biçimde manşetlere çıkaran bir gazete. Kimi Güneydoğu’da eşkıya peşinde… ama Bilal’in Burdur askeri garnizonunda biri uzman ça- vuş iki askerle korunduğunu… ve 14 kişilik koğuşta kaldığını hikâye eden bir sayfayı resimlerle man- şetlere geçiren bir gazete ilgi çekmez mi? Ya da İtalya’ya G-8’ler toplantısına giden Bay Başbakan’dan Bay Başbakan Berlusconi’nin diğer devlet adamlarına armağanı kadın heykel- leri içeren albümü esirgediği… lakin aile dostu ola- rak saf ipek bir yatakta uyumasını sağladığı… üze- rinde RTE isminin baş harflerinin altın sırma ile iş- lendiği 3.750 Avro’luk saten nevresim takımı, ipek pijama ve bornoz hediye ettiğini yazan haber... ki- mi söyleşilerle resimlense… Ülkesinde ahlak konusundaki tartışmalarda burnundan kıl aldırmayan Bay Başbakan’ın, İtal- yan Başbakanı’nın eşi üstüne çapkınlığına, havuz başı mankenlerle al gülüm ver gülüm muhabeti- ne ne diyeceğini soran gazetecilere… “aileden bi- ri” diye eleştiriden uzak es geçmesini resimlerle manşetten veren bir gazete tiraj yapmaz mı? Bir başka olayı renkli biçimde yayımlasa… Çankaya’daki AKP’linin türbanlı eşinin bir finans kurumundaki çalışmalarını bitiren oğlunun odasını toplamak için Londra’ya gidişini resimlerle sıra- dışı bir haber gibi okura anlatsa… ilgi çekmez mi? Böyle bir gazetede yerine ve haberine göre şöy- le bir fıkra da okuyabilirsiniz: “Kilisede vaaz veren rahip sordu: ‘Günah işle- yenlerin nereye gittiklerini biliyor musunuz?’ Arka sıralardan bir ses duyuldu: ‘Tabii biliyoruz… Kilisenin arkasındaki samanlığa...’” Olay yaratmak için böyle bir gazete; bizde imam, böyle bir soru sorsa cemaatten ne yanıt alır aca- ba diye bir soru da ekleyebilir fıkraya… Akıl vereceğine böyle bir gazete çıkarsana di- yebilirsiniz elbette. Haklısınız ama cüzdanımız aydan aya gazete- den gelen aylığa bağlı. Cüzdanı bol olanlar ise... Söyletmeyin şimdi! Bilmem anlatabildim mi? [email protected] Sıra okullara geldi AKP hükümeti her şeyi paraya çeviriyor, Bakan Çubukçu sessizliğe büründü DENİZ TATARER İstanbul’da aralarõnda Kandilli Kõz Lisesi, Çamlõca Kõz Lisesi gi- bi tarihi değere sahip olan ve kentin Etiler, Levent, Şişli, Be- şiktaş gibi rantõ yüksek merkez- lerindeki 22 okulun yaklaşõk 5 mil- yar dolar karşõlõğõ satõlmasõna iliş- kin çalõşmalarõna muhalefet par- tilerinden, sivil toplum kuruluş- larõndan ve eğitimcilerden tepki geldi. AKP’nin elindeki tüm kay- naklarõ paraya çevirmeye çalõştõ- ğõna dikkat çeken muhalefet par- tileri, “Okullar ranta dönüştü- rülmek isteniyor” eleştirisinde bulundular. İstanbullulara “Tep- ki gösterin” çağrõsõ yapan eği- timciler ise hükümete “Okullara layık görülen yerler dere ke- narları, ücra köşeler, varoşlar mıdır?” sorusunu yönelttiler. “Okulları sattırmam” sözleriy- le düzenlemeye karşõ çõkan Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu ise suskunluğa büründü. Hükümet ilkesiz TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üye- si, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat, AKP’nin iktidarõ döneminde ülkenin önem- li kaynaklarõnõ sattõğõnõ, satõlacak yer kalmayõnca sõranõn okullara geldiğini belirterek, “Kendileri- ni milliyetçi, mukaddesatçı, ge- leneklere bağlı diye tanımla- maya çalışan bir iktidarın, hiç- bir şeyin değerini düşünme- den satmasını anlamak müm- kün değil. Hükümetin hiçbir il- kesi, bağlantısı ve ideolojisi yok” dedi. Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu ile İstanbul Va- lisi Muammer Güler’in açõkla- malarõnõn tutarsõzlõk içinde ol- masõnõ da eleştiren Arat, “İstan- bul’un en güzel yerlerinde yük- sek rant getirecek diye okulla- rın satılması doğru değil. İkti- dar satılmadık yer bırakmadı. Satılacak okulların öğrencileri nerede eğitim görecek, yeni okullar ne zaman yapılacak bilmiyoruz” diye konuştu. Her şey paraya çevriliyor TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üye- si MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş, devletin önceliğinin okul- lar üzerinden para kazanmak de- ğil, eğitime yatõrõm yapmak ol- duğuna dikkat çekerek, “AKP hükümeti elindeki her imkânı paraya çevirip, bir müddet da- ha ileriye gitmeye çalışıyor. An- cak bu okulların satılması ül- keye yarar sağlamaz” dedi. Okullarõn satõşõnõn ilk kez 2007’de gündeme geldiğini anõmsatan Ak- kuş, şunlarõ söyledi: “Okul binaları yetersiz, kam- puslar kurarak daha iyi eğitim vereceğiz diye satışlar cazip ha- le getirilmek isteniyor ancak son derece sakıncalı durumlar yaratır. Okullarımız, rant ara- cı olmamalıdır. Okullar yeter- sizse, ek binalar yapılabilir. İn- giltere’deki Oxford ve Cam- bridge Üniversiteleri, 300-400 yıllık tarihe sahip. Her yıl bin- lerce öğrenci bu okulları ziyaret ediyor. Bizim okullarımız da bu özelliğe sahipler, satılmala- rı yanlış.” ‘Kandilli’yi vermeyiz’ Kandilli Kõz Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfõ (KANKEV) Başkanõ Prof. Dr. İmre Orhon, yangõn so- nucu ağõr hasar gören Adile Sul- tan Sarayõ’nõn restore edilmesi ve Kandilli Kõz Lisesi’nin güç- lendirilmesi için 1986’da Prof. Dr. Türkan Saylan’la birlikte KANKEV’i kurduklarõnõ ve MEB ile imzaladõk- larõ protokol gere- ğince sarayõn ve li- sesinin yenilendiği- ni anõmsatarak, “Adile Sultan Sa- rayı ve Kandilli Kız Lisesi’nin satılma- sına izin vermeyiz. Gerekirse yasal sü- reç başlatırız” diye konuştu. MEB ile KANKEV ara- sõnda Türkan Saylan yaşamõnõ yitirmeden bir süre önce sorunlar yaşandõğõnõ da kaydeden Orhon, “Kültür ve eğitim merkezi ola- rak kullanılan Adile Sultan Sa- rayı’nın gelirleri 2003’ten bu ya- na Kandilli Kız Lisesi için har- canıyor. Eski Bakan Hüseyin Çelik döneminde vakfa para aktarıldığı iddiasıyla sorun ya- şadık. Saraydan elde edilen tüm gelir okul aile birliğine aktarı- lıyor. Vakfa herhangi bir para girişi yok. Yalnızca paranın doğru kullanılması için söz sa- hibiyiz. Bu sorunun giderilme- si için yasal işlem başlatmak üze- reyiz. Şimdi de okulumuzun satılmasıyla karşı karşıyayız” dedi. Adile Sultan Sarayõ’nõn 1’nci derece sit alanõ olduğunu da anõm- satan Orhon, “Ticari amaçla bu- raların satılması halinde bina- larda tadilat gerekir. Ancak bu binalara çivi çakmak dahi yasal olarak mümkün değil. Bu ne- denle Kandilli Kız Lisesi’nin adının telaffuz edilmesi yanlış- tır” dedi. Eğitim-Sen: Tepkisiz kalmayın KESK’e bağlõ Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasõ (Eğitim- Sen) ise satõş kararõnõ geri çekil- mesi için İstanbullulara “tepki- siz kalmayın” çağrõsõnda bu- lundu. Eğitim-Sen 3 No’lu Şube Yönetim Kurulu Başkanõ Ne- bat Bukrek, satõlmasõ planlanan okullar arasõnda kalitesi yüksek, altyapõsõ güçlü okullar olduğunu belirterek, “Okullar rant kapı- sı değil eğitim öğretim yuvala- rıdır. Devlet okullarına layık görülen yerler, dere içleri, üc- ra köşeler, gözlerden uzak va- roşlar mıdır? Kabataş Erkek Lisesi, 101. eğitim yılını ta- mamladı. 100 yıllık bir çınarı satışa çıkaramazsınız” dedi. İnsansız kentler yaratıyorlar TMMOB Mimarlar Odasõ İs- tanbul Büyükkent Şubesi Kadõ- köy Bölge Temsilcisi Arif Atıl- gan, kentin içindeki yaşam alan- larõna oteller, rezidanslar, alõşveriş merkezleri inşa ederek, mahal- lelerin insansõzlaştõrõldõğõna dik- kat çekti. “Alışveriş merkezle- riyle dolan mahallelerde in- san kalmadı, okula gerek yok diye satışlara başlıyorlar” diyen Atõlgan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kentin içindeki okul ve has- tane binalarını korumak adı altında değerli arazilere sahip olmak istiyorlar. Yıkılabilen binaları yıkacaklar, yıkama- dıklarının fonksiyonları de- ğiştirilecektir. Bu tamamen yanlış bir uygulama.” Bakan Çubukçu sustu Okullarõn satõşõnõn gündeme gelmesinin ardõndan “Okulları sattırmam” diye açõklama yapan Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çu- bukçu, önceki gün İstanbul’da katõldõğõ bir açõlõş sonrasõ gaze- tecilerin konuya ilişkin sorularõ- nõ yanõtlamaktan kaçõndõ. Bakan Çubukçu yerine açõklama da bu- lunan İstanbul Valisi Muammer Güler ise “Liste hazır, yüksek rant getiren okulları sataca- ğız” açõklamasõnõ unutarak, ikin- ci kez kendini yalanladõ. Güler, “Tarihi okulların çoğunun ara- zisi vakıflara aittir. Tarihi bi- naların satışı söz konusu ola- maz. Üzerinde çalıştığımız okul- lar var. Ama bunlar tarihi de- ğil. Sayısını bilemem” dedi. 3 okula dikkat Satõş listesinde yer alan Etiler Lisesi, Le- vent Kõz Meslek Lisesi ve Levent Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi kentin ran- tõ en yüksek bölgesinde yer alõrken birbir- lerine yakõn mesafelerde olmalarõ dikkat çe- kiyor. Akmerkez Alõşveriş Merkezi’nin çevresinde bulunan okullardan yaklaşõk ya- rõm milyar dolar gelir elde edilmesi bekle- niyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar ise bir- birlerine çok yakõn mesafedeki okullarõn sa- tõlmasõ halinde bölgede eğitim verecek lisenin kalmayacağõna dikkat çektiler. ETİLER LİSESİ. LEVENT KIZ MESLEK LİSESİ ÖZLEM GÜVEMLİ TCDD’nin satõşõnõ hayata geçirmek üzere 25 tren garõ ve 9 taşõnmazõ Özelleştirme İdaresi Baş- kanlõğõ’na (ÖİB) devretmesi tepkilere neden oluyor. AKP’nin mirasyedi gibi davranõp her şe- yi satmaktan başka bir şey düşünmediğine dik- kat çekilerek hükümetin “kamuyu talan etme” misyonunu başarõ ile yerine getirdiği vurgulan- dõ. TCDD Yönetim Kurulu da emlakçi zihniye- tine sahip olmakla suçlandõ. TCDD Yönetim Kurulu, özelleştirme planõnõn ilk adõmõnõ Şubat 2005’te attõ. TCDD Genel Mü- dürlüğü, 57 ildeki toplam 500 adet gar ve istas- yonun özel sektör işbirliğiyle “ekonomiye ka- zandırılmasına” karar verdi. TCDD; 9 Kasõm 2006 tarih ve 26341 sayõlõ Resmi Gazete’de ya- yõmlanarak yürürlüğe giren “TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne Ait Taşınmazların Sa- tışı ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönet- melik” hükümlerine dayanarak, Eskidji Firma- sõ aracõlõğõ ile 22.10.2007 tarihinde bazõ taşõn- mazlarõnõ müzayede yolu ile satõş işlemini yaparak tapu devrini gerçekleştirdi. Danõştay 13. Daire- si 07.12.2007 tarihinde 5335 sayõlõ kanunun 32. maddesinin 1. fõkrasõnõn ve bu yasaya dayanarak yürürlüğe sokulan söz konusu yönetmeliğin yü- rütmesini durdurdu. TCDD yönetiminin taşõnmaz mallarõnõn sa- tõşõnda dayanak olarak kullandõğõ 5793 sayõlõ kanunun 43. maddesi CHP tarafõndan Anaya- sa Mahkemesi’ne götürüldü. Dava sonuçlan- madan 5793 sayõlõ yasa kapsamõnda ilk olarak TCDD Fenerbahçe Kampõ satõlmak üzere ÖİB’ye devredildi. Bu devir işleminin iptali için Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ (BTS) yargõya başvurdu. ÖİB’nin 30.4.2009 tarihinde özelleştirme kap- samõna aldõğõ ve 8 Mayõs 2009 günü Resmi Ga- zete’de yayõmlanan kararla Fenerbahçe Eğitim ve Dinlenme Tesisi’nin yanõ sõra şu İstanbul-Ba- şakşehir, Zonguldak-Kozlu-Karaelmas Mahallesi, İzmir-Konak- Alsancak Mahallesi, Denizli-Ko- yunaliler Köyü-Çömleksaz Köyü, Balõkesir- Edremit- Akçay Mahallesi, Mersin-Tarsus- Kemalpaşa Mahallesi-Şehitishak Mahallesi, Amasya- Hõzõrpaşa Mahallesi’ndeki birçok par- selin özelleştirilmesi kararlaştõrõldõ. ‘Neo-Osmanlıcılık akımı’ Mimarlar Odasõ İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanõ Eyüp Muhcu, satõşa çõkarõlan gar bi- nalarõnõn erken cumhuriyet dönemi mimari özelliklerini taşõdõğõnõ, mutlaka korunmasõ ge- rektiğini belirtti. Gar binalarõnõn toplumsal bellekte önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Muhcu, “Bir süre- dir Cumhuriyet dönemi yapılarına karşı düş- manca bir tavır söz konusu. Cumhuriyet dö- nemi yapılarına, Cumhuriyet mirasına sistemli bir saldırı var. Neo-Osmanlıcılık akımı bu sü- reci organize ediyor. Gerici ve rantçı bir ya- şam tarzı topluma dayatılmak isteniyor” de- di. Muhcu, özelleştirme ile kamu ortak donatõ alanlarõ içinde bulunan ulaşõm yapõlarõnõn oldu- ğu arazilerinin, ayrõcaklõklõ imar haklarõyla ran- ta açõlacağõnõ anlatarak ulaşõm maliyetlerinin de yükseleceğini söyledi. BTS Genel Başkanõ Yunus Akıl, sendikala- rõnõn Kayseri’de, Ankara Garõ’nda CHP’li Çan- kaya Belediyesi’nin aldõrdõğõ mahkeme karar- larõnõn halen geçerliliğini koruduğunu belirte- rek “AKP’nin uyanık kadrolarınca bunların kadük kalması için yeni yöntemler ve baskın düzenlemelerle faaliyetlere devam edilmek- tedir” dedi. Akõl, özelleştirme kapsamõna alõ- nan lojmanlarõn halen TCDD çalõşanlarõnca ko- nut olarak kullanõldõğõnõ söyledi. ‘AKP, Cumhuriyet dönemi mirasõnõ satõyor’ TCDD’nin ihtiyacõ olmadõğõ gerekçesi ile satõlmasõna karar verdiği ve toplam 100 bin 994 metrekarelik alanõ kapsayan 9 adet taşõnmaz şöyle: “Hereke istasyon binası (15614 m2), Adapazarı istasyon arsası (3316 m2), Ki- limli (3200 m2), Karabük Bayır Mahallesi’nde 3 adet ticaret merkezi (71916), İzmir Konak Mersinli Çayır- lık (20320 m2), Amasya Merkez Hızırpaşa (4551 m2), Hatay Dörtyol Yakacık Arsa+Türbe (33514 m2).” SAYFA 12 TEMMUZ 2009 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLER İstanbul Y 30 Edirne Y 29 Kocaeli Y 31 Çanakkale Y 31 İzmir PB 33 Manisa PB 35 Aydın PB 36 Denizli PB 36 Zonguldak Y 26 Sinop Y 28 Samsun PB 29 Trabzon PB 28 Giresun PB 29 Ankara Y 34 Eskişehir PB 33 Konya PB 34 Sıvas PB 29 Antalya B 30 Adana B 33 Mersin B 31 Diyarbakır B 40 Şanlıurfa B 41 Mardin B 37 Siirt B 39 Hakkâri B 28 Van B 27 Kars Y 23 Oslo Y 16 Helsinki Y 19 Stockholm Y 20 Londra Y 20 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 18 Paris Y 22 Bonn Y 23 Münih Y 21 Berlin Y 20 Budapeşte Y 24 Madrid PB 37 Viyana Y 22 Belgrad Y 20 Sofya Y 24 Roma B 26 Atina B 31 Zürih Y 22 Moskova Y 26 Aşkabat B 36 Astana B 25 Taşkent B 41 Bakû Y 28 Bişkek B 34 Tiflis Y 27 Kahire A 37 Şam B 37 Ülkemizin kuzey ke- simleri parçalı çok bu- lutlu, Marmara, Batı Ka- radeniz, Ankara, Çan- kırı, Kars ve Ardahan çevreleri, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı Marmara’da 1- 3 derece azalacak. Di- ğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Yeşiller Partisi üyeleri, İstanbul Boğazı’na ya- pılması planlanan 3’üncü köprü projelerini tekne gezisi ile protesto etti. Yeşiller Partisi üyeleri, gazetecilerin de katılımıyla Orta- köy’den başlayarak İstanbul boğazında tek- ne gezintisi düzenledi. Gezinti sırasında “2. köprü çözüm oldu mu?” yazılı parkart açıl- dı. Gezintinin ardından basın açıklaması için Ortaköy Meydanı’nda toplanan üyeler “3. köprü istemiyoruz” sloganlarını attı. Grup adına basın açıklaması yapan Yeşiller Partisi Beyoğlu İlçe Örgütü Eş Kordinatörü Serkan Köybaşı, “İkinci köprü çözüm ol- madı, üçüncü köprü de olmayacak. Üçüncü köprü de otomotivcilerin ve petrolcülerin cebini doldurmaktan başka bir işe yarama- yacak” ifadesini kullanarak, tüm yurttaşla- ra 18 Temmuz Cumartesi günü Sarıyer’de düzenleyecekleri mitinge katılmaları için çağrıda bulundu. (VEDAT ARIK) Sıvas istasyonu zarif yolcu binası TAŞINMAZLAR DA SATILIYOR 3. köprüye karşı boğazda eylem
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle