24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 A nnan Planõ’na Türk tarafõnõn evet, Rum tarafõnõn hayõr demesinin üzerinden yõllar geçti. O günlerdeki, “Türk tarafı çözümü isteyen taraf olduğunu gös- termiştir. Karşılığını alacaktır” söylemleri ne yazõk ki havada kaldõ. Annan Planõ’na gidiş sürecinde askerler ve Dõşişleri doğal olarak çok yoğun mesai yaptõ. Ancak kimi temel konularda görüş farklõlõklarõ oluşmuştu. Bir gazeteci olarak haberin peşine düştüm ve farklõlõklarõ ortaya koyan bilgilere ve belgelere ulaştõm. 5 Ocak 2004’te haber Cumhuriyet’te yayõmlandõ. Haberin ana hatlarõ şöy- leydi: ? Annan Planõ’na askerler mesafeli, Dõşişleri õlõmlõ bakõyor. ? Garantörlük askerlere göre belirsiz. Dõşişleri “Sorun giderilebilir” diyor. ? Askerler adada her koşulda asker bulundurmalõyõz diyor; Dõşişleri “AB’ye girince gerek kalmaz” diyor. ? Askerler ne olursa olsun adada ara bölge olmalõ diyor; Dõşişleri “vilayet sistemine geçilmesi halinde ara böl- geye gerek kalmaz” görüşünde. ? Askerler mal değişimi baştan ve kökten çözülmeli diyor; Dõşişleri, “bunu AB hukuku çözer” görüşünde. BELGELERLE GERİLİM O gün haberin “gerçeği yansıtma- dığı” açõklanõnca, gazetenin yazõişleriyle konuştuk. Cumhuriyet’in haberinin doğru olduğunu yazmalõydõk. Bu kez haberin belgelerini yayõmladõk. 7 Ocak 2004 günü belgeler Cumhuri- yet’in manşetinde yer aldõ. Başlõk kõsa ve yalõndõ: “İşte belgeler” Belgelerin bir bölümünü yayõmlaya- rak haberin doğruluğunu okura aktarmõştõk. ‘KIBRIS’LA YATIP KIBRIS’LA KALKIYORUZ’ 9 Ocak 2004 günü Genelkurmay Karargâhõ’ndan bir davet aldõm. Genel- kurmay 2. Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ benimle görüşmek istiyordu. Konu Cumhuriyet’te yayõmlanan Kõbrõs haberiydi. İlker Paşa, Kõbrõs konusunun kendileri için özellikle o günlerde başlõca uğraş alanlarõndan biri olduğunu şöyle tarif etti: “Kıbrıs ile yatıp Kıbrıs ile kalkıyo- ruz.” 24 Nisan’da oylanacak Annan Planõ’na ilişkin kamuoyundaki kaygõlar için de şu güvenceyi veriyordu: “Bizim Kıbrıs’ta bulunduğumuz noktadan geriye gitmemiz, gerek KKTC’nin gerek Türkiye’nin güven- liğini, varlığını tehlikeye atacak bir şeye evet dememiz mümkün değil.” İlker Paşa’nõn söylediklerini dikkat- lice dinlerken araya girdim: “Kabul ederseniz bunları yazabili- rim.” “Kesinlikle hayır” karşõlõğõnõ verdi. Görüşmenin off the record olduğunu söyledi. ‘BU BELGEYİ KİM VERDİ?’ Org. Başbuğ õsrarla şunu öğrenmek istiyordu: “Bu belgeyi kim verdi?” Bir gazetecinin en son karşõlaşmak istediği sorudur bu. Üstelik bunu saygõ duyduğunuz bir kişi soruyorsa, kõrma- dan, katõ bir kişi görünümü vermeden, kaynağõnõ açõklayamam demenin bin bir türlü yolunu ararsõnõz. İlker Paşa’yla ilk 1999 yõlõnda Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekre- terliği’nde görevli iken tanõmõştõm. Dönemin MGK Genel Sekreteri Orge- neral Cumhur Asparuk, Hürriyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin, Milli- yet Ankara Temsilcisi Fikret Bila, Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yet- kin ve Cumhuriyet Ankara Temsilcisi olarak benim katõldõğõm bir toplantõda, terör sorunu ve Güneydoğu’da yapõl- masõ gerekenleri anlatmõştõ. İlker Paşa da kimi ayrõntõlarõ net ifadelerle tek tek bizimle paylaşmõştõ. Sonrasõnda fazla görüşmedik. Konuş- manõn bir yerinde kimi medya mensuplarõyla sohbet anlamõnda diya- loğu olduğunu söyleyip, “Seninle fazla konuşa- madık” dedi. Ben de öteki meslektaşlarõmõn kur- duğu diyaloğa ortak olmaktan mutluluk duyacağõmõ aktardõm. ‘BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’ İlker Paşa’nõn başka randevularõ vardõ. Konuşma uzayõnca aynõ gün akşam üzeri yeniden randevulaştõk. İkinci görüşmenin de konusu aynõydõ: - Kõbrõs’a ilişkin belgeleri size kim verdi? - Bu bizim için çok önemli! Ben de yapõlacak tüm açõklamalarõ aynen aktarabileceğimizi söyledim ve birkaç kez şunu yineledim: - Lütfen bunu sormayõn. Kaynağõnõ açõklamamak gazetecinin namusudur. Konuşmamõz devam ederken Genel- kurmay Başkanõ Org. Hilmi Özkök odaya girdi. Sanõyorum saat 20.00’yi bulmuştu. Ayaküstü konuştuk, “İyi akşamlar” deyip çõktõ. Org. Başbuğ, bir süre sonra konuyu değiştirince, Irak’a, ABD’nin bölgedeki durumuna değinmeye başlayõnca rahat- ladõm... Dõşişleri Bakanlõğõ’yla ‘gerilime’ neden olan Annan Planõ konusunda Genelkurmay 2. Başkanõ Org. Başbuğ’un tutumu çok netti ‘Kõbrõs’ta geri adõm atmayõz’ B u yazõ dizisinin temel amacõ şuydu: Ecevit’in başbakanlõğõndaki koalisyon hükümetinin son bulmasõ, AKP hükümetinin işbaşõna gelmesi ve iktidara yerleşmesi sürecinde yaşananlarõ belli kesitler halinde aktarmak. O dönemin tüm gerçeklerini açõğa çõkarõyorum iddia- sõnda değilim. Ancak bir dönemin kimi kritik olaylarõ, o süreci bir bütün olarak algõlamaya yetebilir. Bunu hedefledim. Ergenekon adõ verilen operasyonlar çerçevesinde düzenlenen ikinci iddianamenin ana gövdesini 2002- 2004’te yaşananlar oluşturuyor. Ben de bu iddianamenin içindeyim... Ve ben bu dönemin gazetecisiyim... Hem o dönemi hem de gazeteciliğimi okura aktarma borcum vardõ. İkisini birleştirip bir özet yapmaya çalõştõm. Bir söz vardõr: Dil, yaranõn üstüne gider. Gazeteci de... Yeri geldikçe şu örneği veririm: Her sabah güneş zamanõnda doğarsa bunun herhangi bir haber değeri yoktur. Ama bir gün 2 dakika geç doğarsa bunun haber değeri vardõr. Neden oldu, nasõl oldu, sonuçlarõ nedir, mutlaka araştõrõlmasõ gerekir. Bu örneği, gazeteciler hep olumsuz şeyler yazõyor eleştirisi yapanlara karşõ da kullanõrõm. İşte ben kimi meslektaşlarõm gibi o dönemin sorunla- rõnõ, gerilimli konularõnõ okura aktarmaya çalõştõm. Hepsi bu... Ancak bunu gerçekleştirmeye çalõşõrken kurduğum diyaloglar, tuttuğum notlar bugün bambaşka bir biçimde karşõma çõktõ. Sevdiğim bir sözdür: Gerçek, zamanõn çocuğudur. Zamanla bütün gerçeklerin açõğa çõkacağõna inanõ- yorum. Bütün dileğim bu “zamanın” çok uzamamasõ. 24 Nisan 2004 tarihinde her iki tarafta da referanduma sunulacak Annan Planı’na TSK mesafeli, Dışişleri ılımlı bakıyordu. Cumhuriyet 5 Ocak 2004 ve 7 Ocak 2004 tarihlerinde askerlerin Annan Planı’na ilişkin çekincelerini belgeleriyle manşetten verdi. 9 Ocak’ta Genelkurmay’a davet edilen Mustafa Balbay’a İlker Başbuğ Annan Planı ile ilgili olarak “off the record” şunları söyledi. “Bizim Kıbrıs’ta bulunduğumuz noktadan geriye gitmemiz, gerek KKTC’nin gerek Türkiye’nin güvenliğini, varlığını tehlikeye atacak bir şeye evet dememiz mümkün değil.” Zamanla bütün gerçekler açõğa çõkacakBİTİRİRKEN Genelkurmay Karargâhı’nda gerçekleşen görüşmede Başbuğ ısrarla Ankara Temsilcimiz Balbay’dan Cumhuriyet’in manşetlere taşıdığı belgeleri kimin verdiğini öğrenmek istemişti. Y A R I N : M U S T A F A B A L B A Y ’ I N T U T U K L A N M A K R O N O L O J İ S İ BABAMIZ, DEDEMİZ Değerli öğretmen, Edremit Körfezi’nin turizm önderi ve simgesi TAHİR ALTIN (TAHİR HOCA) 1923 - …. Seni en derin sevgi ve saygılarımızla selamlıyoruz. Anılarımız bizi hiç kimsenin içinden kovamayacağı bir cennettir. Işık sahilinde ışıklar içinde uyu. Kızın Birsel Lemke, Damadın Jochen Lemke, Torunların Taç Romey, Ayşe Romey, Cem Romey, Aylin Romey, Deniz Romey, Canan Romey, Kaan Romey 20 TEMMUZ 2009 Saat 08.00 Birinci Dava... İkinci Dava... Üçüncü İddianame... BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ ÖZLEMİNİ ÇEKENLERLE İlk duruşmaya SİLİVRİ’ye GİDİYORUZ. GELİYOR MUSUN? SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ... İletişim: 0536 739 02 29 0532 461 21 47 0532 556 65 12 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle