25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CİHAN ORUÇOĞLU Dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret, Topkapõ Sarayõ’nda dün verdiği konser ön- cesi dinci Vakit gazetesi tarafõndan kõşkõrtõ- lan bir grup Alperen Ocağõ üyesi dinci faşistin saldõrõsõna uğradõ. Konser öncesi ve sonrasõ saldõrõlarõnõ sürdüren grup polisin müdaha- lesiyle durdurulabildi. Saldõrõ sõrasõnda İdil Bi- ret’i taksiyle kaçõran eşi Şefik Büyükyüksel, “İkinci bir Sıvas yaşanabilirdi” dedi. Biret dün saat 20.00 sõralarõnda Topkapõ Sarayõ 1. Avlusu’nda The Whitehall Orc- hestra’yla birlikte konser vermek üzere Top- kapõ Sarayõ’nõn Sultanahmet girişine geldi. Bu sõrada girişte bekleyen yaklaşõk 50 kişilik bir grup tekbir getirerek konserin afişlerini yak- maya başladõ. Ortamõn gerginleşmesi üzeri- ne Biret, eşi Şefik Büyükyüksel ve yakõnla- rõ tarafõndan taksiyle kaçõrõlarak arka kapõdan konser alanõna getirilmek zorunda kaldõ. Büyükyüksel, Vakit’in karalama yayõnlarõna dikkat çekerek, İdil Biret için Atatürk’ün sa- natçõsõ anlamõna gelen “malum sanatçı” ifa- delerini kullandõğõnõ da söyledi. Konser sõ- rasõnda da Topkayõ Sarayõ girişinde bekleyen saldõrgan grup, sõk sõk “Alperenler burada şarapçılar nerede”, “Bir gece ansızın ge- lebiliriz” sloganlarõnõ atarak tekbir getirdi. Konserin bitiminde gruptakiler sopalarla dinleyicilere saldõrdõ. Polis, grubun ‘reis’ di- ye hitap ettiği bir kişiyi gözaltõna aldõ. Polisle grup arasõnda yapõlan pazarlõk sonrasõ göz- altõna alõnan kişi serbest bõrakõldõ. Sultanah- met’ten ayrõlan gruptakilerin, “Reisi bırak- masalardı linç ederdik. Keşke birini ya- kalasaydık” dedikleri duyuldu. Vakit önce- ki gün ve dün yaptõğõ yayõnlarda konsere yö- nelik karalama kampanyasõ başlattõ. Vakit ön- ceki gün, “Bir ülke böyle yıkılır” başlõğõy- la verdiği manşetinde, konseri haberin ikin- ci spotuna yerleştirerek, “Yarın akşam Topkayı Sarayı 1. Avlu’da caz konseri ya- pılacak. Konser duyurusunda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde askerlerin cep- heye Kuran okuyarak uğurlandığı saray avlusuna şarap getirilmesi çağrısında bu- lunuluyor” ifadelerine yer verildi. Topkapõ Sarayõ’nda konser veren İdil Biret, Vakit gazetesinin kõşkõrttõğõ bir grubun saldõrõsõna uğradõ CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2009 PAZAR 18 KÜLTÜR ESİNTİLER ZEYNEP ORAL İnceliklere Yer Yok İki gün önceydi. Cuma günü. Vakit gazetesinin bi- rinci sayfasında “Bir ülke böyle yıkılır” manşetiyle ço- ooooook derin bir analiz (!) vardı. Kendilerince ülkenin nasıl yıkılacağına dair çeşitli örnekler toplamışlar, ser- giliyorlar... Doğrusu koskocaman İdil Biret adını gör- mesem, bakacağım ya da okuyacağım yoktu... Ancak siz de kabul edin ki, İdil Biret’in bu ülkeyi na- sıl yıkacağını merak etmek için illa ki klasik müzik me- raklısı ya da İdil Biret hayranı olmak gerekmiyor. Ben de o merakla sarıldım bu “yıkım” haberine... Kulla- nılan “görsel malzeme”, tüm gazetelerde ilan olarak basılan dün akşamki konserin afişiydi. Gazete ör- nekleri bir araya getirirken “malum medya,” bazı sa- natçılar ve “çağdaş Türkiye”yi oluşturmak isteyen- ler hedef alınıyordu. İdil Biret’le alıp veremedikleri ne olabilir, diye belleğimi yoklarken... “Mukaddes av- luda şarap küstahlığı” başlığı durumu aydınlattı. “Os- manlı’da cülus bahşişi törenlerinin ve askerlerin cep- heye uğurlanmasının Kuranıkerim okunarak yapıl- dığı Topkapı Sarayı avlusunda caz konseri...” diye sü- rüyordu haber! (Evet evet, caz!) Cüppeli Ahmet Hoca çocukların oynadığı oyun- cak bebekten tahrik olanlara seslenirse, eh, Vakit ga- zetesi de okurlarını İdil Biret’e karşı korumaya alır el- bet! Geçen çarşamba Sabah gazetesinin manşeti, keş- ke sonraki günlerde tüm gazetelerce ele alınsaydı... Sabah, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gözaltına alınan, tutuklanan çocukları manşete ta- şımıştı. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, çeşitli eylem ve gösterilerde polise taş attıkları, slo- gan attıkları gerekçesiyle tutuklanıp yargılanan 18 ya- şından küçüklere ilişkin Türkiye’yi soru yağmuruna tutuyordu. Onlara nasıl terörist damgası vuruluyor- du? Bu çocukların hakları nelerdi? vb... Nicedir hem fiziksel, hem psikolojik travma yaşayan bu çocuklara ilişkin bizler de ne zamandır sorular so- ruyoruz. Uzmanlar, bu koşullarda en masum, en saf çocuğun bile yetişkinlerle birlikte bu ağır koşullar- da oradan çıktıklarında hiç ama hiçbir şansları ol- mayacağını defalarca açıkladı ve hâlâ açıklıyorlar. Ama dinleyen, duyan yok! Umalım ki BM Çocuk Hakları Komisyonu bir ya- nıt alabilsin! Haftayı, bugünden geriye sarıyorum... Hrant Dink cinayetinin 10. duruşmasında İstanbul’da de- ğildim. İzleyemedim. Ertesi gün duruşmanın ayrın- tılarını okuduğumda kanım dondu. İki yıl oldu. Davada herhangi bir ilerleme sağlan- dığına -sahi- siz inanıyor musunuz? Ben inanmıyo- rum. Tek ilerleme, olsa olsa bir tanığın dayanama- yıp, sanıklara, sırıtan sanıklara “gülmeyin lan!” çıkı- şıydı. Bu duruşmaları Kafka izleseydi, “Dava” romanı- nı yazmış olmaktan belki de utanırdı. Bizim “Hrant Dink’i katletme davamız”ın yanında Kafka’nın “Da- va”sı çok sıradan kalıyor. Sevgili okurlar, oysa bugün için ne güzel niyet- lerim vardı. Elimden düşürmediğim, zaten her sayısını heyecanla beklediğim Turgay Fişekçi’nin yönetti- ği “Sözcükler” dergisinden söz edecektim. Sizler- le temmuz-ağustos sayısındaki güzellikleri payla- şacaktım. Birbirinden değerli yazılar, şiirler, dene- meler, çizgiler, renkler arasında Kemal Özer’in bir edebiyat gecesi anılarını paylaşacaktım. Cemal Süreya’nın efsane olmuş eseri “Üvercinka” ya- yımlandığında edebiyatçı dostların bir araya gelip kut- lamaları... O kutlamayı Kemal Özer’in kaleminden okurken kendi kendime insan olmaktan duyduğum sevinci yaşıyorum. İyi ki insanım, iyi ki bunu okuyorum, oku- yup bu tadı alıyor, bu sevinci yaşayabiliyorum... Ar- tık böyle inceliklere, örneğin edebiyata daha da çok zaman ayırmam gerek diyordum ki... Gördüğünüz gibi olmadı! “Sözcükler” dergisini zar zor yazının so- nuna sıkıştırabildim... Çünkü bu hafta... e-posta: [email protected] [email protected] Anıtmezarda son çekilen fotoğraf ile gazetemizin arşivinden çıkardığımız 1993 tarihli fotoğrafı kar- şılaştırdığımızda tahribatın boyutu ortaya çıkıyor. Su’nun mezarına kim sahip çıkacak? Kültür Servisi - Daha önce birçok kez tahrip edi- len sanatçõ Ruhi Su’nun Zincirlikuyu’daki anõt- mezarõndaki tahribatõn boyutu büyüyor. İzlerin ye- ni bir tahribat ürünü mü, eski saldõrõlardan miras mõ olduğu bilinmese de, mezar oldukça zarar gör- müş durumda. Anõtmezarõn 1986’da düzenlenen “Anıtmezar Yarışması” sonucunda yazar Feride Çiçekoğlu tarafõndan tasarõmõ yapõlmõş ancak saldõrõya uğ- radõğõ için yeri değiştirilmişti. Çiçekoğlu ile hey- keltõraş Saim Bugay anõtmezarõ bugünkü şekliyle yeniden düzenlemişti. Ruhi Su’nun oğlu Ilgın Su, sanatçõnõn isminin yazõlõ olduğu 20 cm’lik cam- da daha önce de bir tahribatõn olduğunu belirte- rek, “Mezar 10 yıl kadar önce tahrip edilmiş- ti. Yeni bir tahbirat var mı, zamanla mı çoğaldı bilmiyorum ama biz bunu zaten 4- 5 senede bir yaşıyoruz” dedi ve yeni bir düzenlemenin ya- põlmayacağõnõ belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlõklar Mü- dürü Adem Avcı ise mezara yeni bir saldõrõ dü- zenlenmediğini vurguladõ. TMMOB Mimarlar Oda- sõ İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanõ Eyüp Muh- çu ise “Gerici kafalar olduğu sürece anıtmezarın başka bir yere taşınması çözüm değil” dedi. Konsere tekbirli saldırı İdil Biret. 50 kişilik grup konser afişlerini yaktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle