Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
önceden uyum sağlanmış!
Ortam uyuma elverişli mi elverişli. Demokrasi mi?
AKP’de âlâsı var.
Dış destek mi? Avrupa Birliği zaten askeri kışlaya
hapsetmek için uzun süredir Avrupa ölçeklerine uyum
sağla diye sıkıştırıyor. Bir taşla iki kuş vuruyor hükü-
met: Reformlara askerlerden başlıyor.
Çankaya ile hükümet arasında uyum evvel Allah ta-
mam mı, tamam!
Bir gece yarısı Meclis’ten geçen yasayı onaylıyor
Çankaya.
Yasanın askere karşı olmadığını kamuoyunun sin-
dirmesini sağlamak, askerin eleştirilerini karşılayacak
yeni düzenlemeler yapmak mı?
Bunlar kolay! Dinci iktidarla, dinci yalaka, yandaş ba-
sın zaten uyum içinde. Mübarekler yasaya karşı çı-
kanlara dört koldan öyle bir saldırıyor ki.. iktidara düş-
man her çevre dünyaya şaşı bakıyor.
Malum kesimin dışındaki medyaya gelince.. olayı sa-
dece izleme gereğini yerine getiriyor.
Konunun üzerine gidiyor... askere sivil yargı yolunu
açan yasanın anayasanın 145. maddesine aykırı ol-
duğunu hukukçulara söyletiyor.
Çankaya yasayı onayladıktan sonra... malum med-
yanın dışındaki medyamızda da yasanın gereklerine
uygun adım, uyum başlıyor.
Sonra? Uyumun ikinci aşamasına geçiliyor.
Çankaya’daki yasayı onaya neden layık gördüğü-
nü özetleyen açıklamasında “ortaya çıkması muhte-
mel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin -de-
yapılmasını” istiyor ya...
RTE; uyum gereği bu “temenniye” olumlu baktık-
larını önce Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e açık-
latıyor.
Çiçek, al gülüm ver gülüm oyunundaki olası geliş-
melerden söz ediyor.
Hükümet hazırlıklıdır. Yasalarda askeri, askeri yar-
gıyı rahatlatacak değişiklikler yapılacak!
Ama RTE; Çankaya’daki AKP’li ile AKP’li hükümet
arasındaki uyumu hemen açığa çıkaracak kadar ace-
mi siyasetçi değil.
Soru üzerine “arkadaşları ile konuştuktan sonra Çan-
kaya’nın temennileriyle ilgili yapılması gerekenleri ya-
pacaklarını” söylemekle yetiniyor.
Uyum oyununun bir başka sahnesi: AKP genel mer-
kezi, Çankaya’daki uyumdan habersizmiş gibi daha
dik duruyor:
“Cumhurbaşkanı’nın söylemleri emir değildir”e ben-
zer açıklamalar yapıyor.
Fakattt, bir soru var ki ne soranı var ne de yanıt ve-
reni.
Mademki askere sivil yargı yolunu açacaktınız.
Değiştirilmesi gereken yasal yöntemleri neden tek mad-
deye sıkıştırdınız? Hangi yasalarda ne gibi değişiklikler
yapılması gerekiyorsa ya da ne türden yeni hükümler
getirecek iseniz… şeffaf siyaset gereği bütün bunla-
rı bir tasarıda toplayarak Meclis’e neden getirmediniz?
AB’ye katılım gereği iddiasına sarılarak, yangından
mal kaçırır gibi bir gece yarısı tartışmalı tek maddelik
değişikliği bir önergeyle neden gerçekleştirdiniz?
Amma velakin RTE ile Çankaya el ele vermiş, dos-
ta düşmana inat; her konuda olduğu gibi asker ko-
nusunda da tam bir görüş birliği ve uyum içinde ol-
duklarını kanıtlamış bulunuyorlar.
Çankaya’dakinin askere yönelik fırtınalar koparan,
daha farklı tartışmalara yol açması olası değişikliği in-
ce eleyip sık dokuduğunu öne süren yorumlar, haberler
fasa fiso. Süreçteki gelişmeler, uyum oyununun bi-
linmeyen içeriğinde gizli.
Medya günler sonra biraz olsun uyandı. İktidarın
amacını keşfetti sanki.
Yasayı eleştiren muhalefete “Ne var bunda? Dar-
belere ve darbecilere karşı bir yasa bu” diyen RTE’nin;
oysa Ergenekon savcılarına (veya savcılara) emekli 3
kuvvet komutanı -Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve
günlüklerin yazarı Özden Örnek- hakkında işlem yap-
maları yolunu açtığını yazıyor.
Başbakan’ın diğer yardımcısı Bülent Arınç; asker-
le ilgili yasal düzenlemelerin ancak ekim ayında ça-
lışmalarına başlayacak olan TBMM’de ele alınabile-
ceğini söylediğine göre…
Yürürlüğe giren yasa gereği önümüzdeki üç-dört ay-
da kim bilir hangi abuk abuk uygulamalara tanık ola-
cağımızı…
…Çankaya ile hükümet… hükümetle Meclis’teki AKP
çoğunluğu arasındaki uyum sürdükçe daha neler ola-
cağını bir Allah, bir de Allah’ın kulları RTE ile Çanka-
ya’daki AKP’li bilir!
SAYFA 11 TEMMUZ 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 30
Edirne Y 29
Kocaeli Y 31
Çanakkale Y 31
İzmir PB 33
Manisa PB 35
Aydın PB 36
Denizli PB 36
Zonguldak Y 26
Sinop Y 28
Samsun PB 29
Trabzon PB 28
Giresun PB 29
Ankara Y 34
Eskişehir PB 33
Konya PB 34
Sıvas PB 29
Antalya B 30
Adana B 33
Mersin B 31
Diyarbakır B 40
Şanlıurfa B 41
Mardin B 37
Siirt B 39
Hakkâri B 28
Van B 27
Kars Y 23
Oslo Y 16
Helsinki Y 19
Stockholm Y 20
Londra Y 20
Amsterdam Y 20
Brüksel Y 18
Paris Y 22
Bonn Y 23
Münih Y 21
Berlin Y 20
Budapeşte Y 24
Madrid PB 37
Viyana Y 20
Belgrad Y 20
Sofya Y 24
Roma B 26
Atina B 31
Zürih Y 22
Moskova Y 26
Aşkabat B 36
Astana B 25
Taşkent B 41
Bakû Y 28
Bişkek B 34
Tiflis Y 27
Kahire A 37
Şam B 37
Ülkemizin kuzey kesim-
leri parçalı çok bulutlu,
Marmara, Batı Karade-
niz ile Ankara, Kars çev-
releri sağanak ve gök
gürültülü sağanak yağ-
murlu, diğer yerler az
bulutlu geçecek. Hava
sıcaklığı Marmara’da 1-
3 derece azalacak. Diğer
yerlerde önemli bir de-
ğişiklik olmayacak.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
böyle düşünür ama olsun. Yine de bugünü daha
iyi anlamak için geçmişi iyi bilmekte fayda var...
Bu düşüncelerle diziyi cezaevinden gazeteye
gönderdim...
Dizi başladı, ertesi gün “belge” ortaya çıktı. Bel-
ge etrafındaki gerilim öylesine tırmandı ki dizi ön-
cesi yukarıda aktardığım kaygılarım değişti... Bir
dizide konu ettiğim “gerilimleri” okuyorum, bir gün-
cel gelişmeleri... Bu kez aklımdan şunlar geçme-
ye başladı:
Balbay kardeşim sen gerilimli yıllar diye 2002-
2005 arasını anlatmaya çalışıyorsun ama, bugünkü
hale baksana. Boyutları, nedenleri farklı... Ancak
özü yine kurumlararası gerilim. Başbakan ‘gerilim
yok’ diye bağırırken bile yüz hatlarından ses to-
nuna kadar ciddi bir gerilim içinde!
Aşağıda satır başlarıyla aktaracaklarımı gaze-
telerin başlıklarından, televizyon haberlerinin gir-
işlerinden, köşe yazarlarının satır aralarından not
ettim.
- Asıl kavga şimdi başlıyor.
- Her şey kördüğüm oldu.
- TSK, hazır olmadığı bir savaşla karşı karşıya...
- Siyasetle asker arasında yüksek gerilim...
- Kurumlararası güvensizliği gidermek giderek
zorlaşıyor.
- 28 Şubat’tan sonraki en uzun MGK.
- Gece yarası operasyonu.
- Ayrışma, çözülme ve kırılmaya gidiyoruz.
- Liberal faşizm liberal teröre dönüşüyor.
- Büyük uzlaşmadan büyük gerilime.
- Yeni bir gerilla savaşı mı?
- Sahte belgeler, gizli variller gibi ortalıkta do-
laşıyor.
- Hedef darbe önlemekse, yasayla darbe ön-
lenmez...
Bu satırlar son 10 gün içinde dikkatimi çeken
değerlendirmeler arasında tuttuğum notların on-
da biri!
Her bir satır, iç barışı, kurumlararası güveni, uyu-
mu doğrayıp atan bir satır.
Daha 2 ay önce terör sorununun çözümü için
“tarihsel fırsat” yakalandı denmiş, bu fırsatın ne ol-
duğu sorulduğunda şu karşılık verilmişti:
“Asker, MİT, Siyaset, Köşk hepsi uyum içinde,
bundan büyük fırsat mı olur?”
Gelinen noktanın yorumunu okura bırakıyorum.
Bu noktaya nasıl gelindi, nasıl çıkılır ayrı bir tar-
tışma konusu. Tartışmaya yön vermesi bakımın-
dan bir önerim var:
AKP’nin iktidara gelişinin ilk yıllarıyla içinde bu-
lunduğumuz günler, ekonomiden Ankara’daki iç
barışa kadar her bakımdan karşılaştırılsa kaç ar-
pa boyu yol aldığımızı görürüz?
Okurlarıma benim için önemli bir notum var...
İkinci iddianamenin 985-988. sayfaları arasın-
da yer alan Mustafa Balbay’la ilgili “delillerin ve hu-
kuki durumun değerlendirilmesi” bölümünü lütfen
okuyun.
Sadece üç sayfa...
Burada İlhan Selçuk’a, Cumhuriyet’e ve bana,
savcıların nasıl yaklaştığını çok iyi göreceksiniz.
Bu üç sayfadan bir tümceyi paylaşmak istiyo-
rum.
“...Sürekli ekonomik sorunlar yaşayan bir ga-
zetenin temsilcisi olarak şüphelinin irtibat halinde
olduğu üst düzey bürokratlar ve askeri şahıslarla,
devlet yöneticileri ile gazetecilik ilişkisi çerçevesinde
yoğun irtibat kuramayacağı, aktif irtibatlarını Er-
genekon terör örgütünün referansıyla gerçekleş-
tirdiği anlaşılmaktadır.”
Kimlerle görüştüğüm iddianamede yer alıyor. Ör-
neğin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer.
Bu durumda “terör örgütü” referans veriyor ve ben
Sezer’le görüşüyorum.
Sadece 3 sayfa... Lütfen okuyun...
Savunmamı hazırladığım şu günlerde ben de id-
dianamenin bütününe bakarken bu bölümü de sık
sık okuyorum ve soruyorum:
Tutukluluğum bunlarla nasıl açıklanabilir.
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
sosyalist hareketinin önderlerinden
Türkiye İşçi Partisi (TİP), eski Sosyalist
Devrim Partisi (SDP) genel
başkanlarõndan Mehmet Ali Aybar,
ölümünün 14. yõldönümünde dün
Aşiyan’daki mezarõ başõnda düzenlenen
törenle anõldõ. Törende yapõlan
konuşmalarda Aybar’õn siyasi kişiliği
anlatõldõ, düşüncelerinin yaşatõlmasõ için
mücadelenin sürdürüleceği belirtildi.
Aşiyan’daki törene katõlan ÖDP Genel
Başkanõ Alper Taş, Aybar’õn çoğunlukçu
sosyalizm anlayõşõnõ vurgulayarak
“Mustafa Suphi’lerin, Mehmet Ali
Aybar’ların, Behice Boran’ların, Deniz
Gezmiş’lerin, Mahir Çayan’ların
değeri yeniden yükseliyor. Kapitalizm
insanı insanlığından çıkardı. Bugün
sosyalizme dönüş yaşanmaktadır. Bu
yüzden bu isimlerin hatıraları hâlâ
yaşıyor” diye konuştu. 68’liler Birliği
Başkanõ Sönmez Targan da
konuşmasõnda Aybar’õn sosyalizm için
verdiği mücadeleyi anlattõ ve
TBMM’deki çalõşmalarõnõ anlatarak,
“Aybar mücadelesinde yalnızca
Türkiye’deki sosyalistlere değil,
burjuvaziye de birtakım gerçekleri
gösterdi. Hâlâ Aybar’ın mücadele
geleneğinden öğreneceğimiz çok şey
var. Onun Türkiye’deki emek
hareketine katkıları
unutulmayacaktır” dedi. Anma törenine
Aybar’õn kõzõ Güllü Aybar, yakõnlarõ,
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün,
İşçi Partisi (İP) ve eski SDP üyeleri
katõldõ. (Fotoğraf: GİZEM GÜRAY)
Mehmet Ali Aybar törenle anıldı
‘Zamanaşımı istemiyoruz’
Polis tacizi iddiasına
soruşturma açıldı
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr’da 21 Hazi-
ran günü sivil polislerin
ev basarak De- mokratik
Özgür Kadõn Hareketi
(DÖKH) üyesi bir kadõ-
na cinsel tacizde bulun-
duğu iddialarõ üzerine
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ ve Emni-
yet Müdürlüğü tarafõn-
dan soruşturma başla-
tõldõ. Mardin’de ise bir
grup kadõn ortak açõkla-
ma yaparak olayõ kõnadõ.
Tacize uğradõğõ iddia
edilen kadõnõn verdiği
eşkâller üzerine emniyet
müdürlüğü bünyesinde
başta TEM Şubesi ol-
mak üzere sivil polisle-
rin görev yaptõğõ birim-
lerde de çalõşma başla-
tõldõ. Emniyet Müdür-
lüğü yetkilileri ise olayõn
polis tarafõndan yapõlõp
yapõlmadõğõnõn henüz
net olmadõğõnõ ancak ve-
rilen eşkâller üzerinde
çalõşmalarõn devam etti-
ğini, faillerin en kõsa za-
manda yakalanarak, ad-
li mercilere sevk edile-
ceğini belirttiler. DÖKH
üyeleri DTP Mardin İl
Başkanlõğõ binasõnda dü-
zenledikleri basõn açõk-
lamasõyla olayõ kõnadõ.
Eylemde “Taciz ve te-
cavüze son”, “Bedeni-
me dokunma”, “Ta-
cizciler yargılanmalı”,
yazõlõ dövizler açõldõ.
12 Eylül döneminden bu yana süren Dev-Yol davasõnõn sanõk avukatlarõ tepkili
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargõtay’õn mahkûmiyet
kararlarõnõ bozarak yeniden ye-
rel mahkemeye gönderdiği çey-
rek asõrlõk Dev-Yol davasõnda sa-
nõklar 12 Eylül hukuksuzluğunu
tescil ettirmeye çalõşõrken, za-
manaşõmõ için de geri sayõm
başladõ. Sanõk avukatlarõndan
Şenal Sarıhan, zamanaşõmõ
beklentilerinin olmadõğõnõ vur-
gulayarak, “Zamanaşımı bir
anlamda bağışlamadır. Oysa
sanıkların bağışlanacak fiille-
ri yok ki. Asıl sanıklara uygu-
lanan insanlık dışı davranış
cezalandırılmalı” dedi.
12 Eylül darbesinden bu yana
süren ve bir türlü adaleti bula-
mayan Dev-Yol davasõnda, bir
dönemin insanlõk dõşõ uygula-
malarõnõn mahkûm ettirilmesine
yönelik mücadelenin zamanaşõ-
mõ nedeniyle kesilmesi olasõlõğõ
belirdi. Yargõtay 11. Ceza Dairesi
önceki gün, savunma haklarõ-
nõn kõsõtlanmasõ nedeniyle sa-
nõklar hakkõndaki mahkûmiyet
kararlarõnõ bozmuştu.
2010 yılında doluyor
Dairenin bozma kararõnõn ar-
dõndan yeniden yerel mahke-
mede görülecek davada zama-
naşõmõ “tehdidi” ortaya çõktõ.
Suç tarihi 12 Eylül ve öncesi ola-
rak belirtilmişti. Bu nedenle 30
yõllõk zamanaşõmõ süresi 2010 yõ-
lõnda dolacak. Ancak sanõklar ve
avukatlar, zamanaşõmõyla dos-
yanõn ortadan kalkacak olmasõ ve
bir dönemin yargõ önünde mah-
kûm ettirilemeyecek olmasõn-
dan rahatsõzlar.
Sanõk avukatlarõndan Şenal
Sarõhan, davanõn sõkõyönetim ko-
şullarõnda ortaya çõktõğõnõ ve ha-
zõrlõk soruşturmasõnõn ağõr iş-
kencelerle yürütüldüğünü vur-
guladõ. Davanõn insanlõk suçu
olan işkence üzerine inşa edildi-
ğine işaret eden Sarõhan, “Yar-
gılanma süreci de, cezaevi ko-
şulları da insanlık dışı uygula-
malarla dolu olmuştur. Sa-
vunma hakkı kullanılamamış-
tır. Üçer dakikalık avukat sanık
görüşmeleriyle sınırlı tutul-
muştur. Bu şartlarda yapılan
savunmanın da hukuka uy-
gunluğu mümkün değil” dedi.
‘Esastan bozulmalı’
Yargõlama sürecinde yargõç
olmayan askerlerin mahkemeye
başkanlõk yaptõğõnõ ve karara
katõldõğõnõ anõmsatan Şenal Sa-
rõhan, “Bizim istediğimiz, ha-
zırlık soruşturmasından baş-
layıp yargılamaya kadar tüm
aşamalarında adil yargılan-
mama nedeniyle kararın esas-
tan bozulmasıdır. Böylesi bir
karar o dönemin insanlık dışı
uygulamalarının vicdanen te-
lafisi olabilir” diye konuştu.
Zamanaşõmõ beklentilerinin hiç
olmadõğõna işaret eden avukat Şe-
nal Sarõhan, şunlarõ söyledi:
“Zamanaşımı şudur, aradan
zaman geçti, unutalım. Ya da
affedelim, bir bağışlama yön-
temidir. Sanığın fiili bağışlanır.
Oysa burada bağışlanması ge-
reken bir fiil yoktur. Asıl sa-
nıklara uygulanan insanlık dı-
şı uygulama ve davranışlar ce-
zalandırılmalıdır.”
YÖK BAŞKANVEKİLİ
‘Din eğitimi
devlet eliyle
verilemez’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet
Özgenç, Ruhban Okulu’yla ilgili
tartõşmalarõ değerlendirirken din eği-
timinin devlet eliyle verilemeyeceği-
ni söyledi. Özgenç, din eğitiminin
özel dershane ve sürücü kurslarõ gibi
özel eğitim kurumlarõ olarak özel
hukuk kişilerince ve devletin göze-
tim ve denetimi altõnda verilmesi ge-
rektiğini ifade etti.
Özgenç dün düzenlediği bilgilen-
dirme toplantõsõnda Ruhban Okulu
konusunun YÖK’ün gündeminde bu-
lunmadõğõnõ belirtti. İmamlarõn din
adamõ değil, kamu görevlileri olduğu-
nu söyleyen Özgenç, “Din öğretimi
ve eğitimi devlet eliyle verilemez.
Anayasa din eğitiminin devlet eliyle
verilmesine imkân tanımıyor” dedi.
Özgenç, Diyanet’in yaz Kuran kursla-
rõnõn ise kötü bir öğretim uygulamasõ
olduğunu belirtti. Özgenç, yaz Kuran
kursu uygulamasõnõn kurumsallaştõrõl-
masõ gerektiğini belirterek, din eğiti-
minin devlet eliyle değil, devletin de-
netim ve gözetiminde yapõlmasõ ge-
rektiğini kaydetti.
Özel hukuk kişisi nedir?
Özel hukuk kişileri her türlü dernek,
vakõf, sendikalarõ kapsõyor. Özgenç’in
din eğitiminin özel hukuk kişileri tara-
fõndan sağlanmasõna yönelik önerisiy-
le kimi dinci vakõf ve derneklerin din
eğitimi vermesinin önü açõlacak. Bazõ
tarikat ve cemaatlerin ise açõk bir şe-
kilde dernek ya da vakõf adõ altõnda
faaliyet yürüttüğü göz önüne alõndõ-
ğõnda din eğitimi doğrudan cemaat ve
tarikatlarõn kontrolüne geçecek.
YÖK 2008’de yaptõğõ uygulamada üniversite kontenjanlarõnõn dolmasõnõ sağlayamamõştõ
Barajõ düşürmek işe yaramõyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün 2009 ÖSS’de baraj
puanõnõ geçen aday sayõsõnõ arttõrarak kon-
tenjanlarõn boş kalmamasõ için ortalama net ba-
şarõ oranlarõnõ düşürme kararõnõn, 2008 yõlõ ve-
rilerine bakõldõğõnda üniversite kontenjanlarõnõn
dolmasõnõ sağlamadõğõ ortaya çõkõyor.
YÖK’ün tahminlerine göre düzenleme ya-
põlmadan yaklaşõk 630 bin aday barajõ geçe-
rek tercih hakkõ kazanacakken, yeni düzen-
lemeyle 713 bin aday 165 barajõnõ aşarak ter-
cih yapabilecek. Barajõ geçmenin kolaylaştõ-
rõlarak tercih yapan aday sayõsõnõ arttõrmaya
yönelik benzer bir uygulamanõn 2008 yõlõn-
da da yapõlmasõna karşõn, söz konusu yöntem
kontenjanlarõ doldurmuyor. YÖK 2008 yõlõnda
da 4 yõllõk lisans programlarõnõ tercih etmek
için 185 olan baraj puanõnõ 165’e, 2 yõllõk li-
sans programlarõ için 160 olan baraj puanõnõ
ise 145’e indirmişti. Buna karşõn lisans prog-
ramlarõnda toplam 7 bin 354 kontenjan boş
kalmõştõ. Önlisans programlarõnda ise toplam
17 bin 7 kontenjan dolmamõştõ.
‘Puanlarda düşüş var’
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç
de dün düzenlediği bilgilendirme toplantõsõnda
bu yõl soru sorma tekniği ve sorulan sorula-
rõn ağõrlõğõ nedeniyle adaylarõn aldõğõ puan-
larda geçen yõla göre bir düşüş yaşandõğõnõ
kaydetti. Özgenç, “Bu düşüşün yükseköğ-
renime yerleştirme bakımından ortaya çı-
karacağı sorunu gidermek amacıyla taban
puan belirlemesinde bir revizyon yapıl-
mıştır” dedi. ÖSS’deki Türkçe testinde ba-
şarõnõn düştüğüne işaret eden Özgenç, “Özel-
likle Türkçede düşünceye dayalı sorular so-
rulmuş. Türkçe soruları için fazla zaman
kaybedilmiş, diğer testleri çözmeye fazla va-
kit bulunmaması gibi bir sonuç ortaya çık-
mıştır” diye konuştu.
GÜLER: GENELGEDE
TARİHİ OKULLAR YOK
İstanbul Haber Servisi - İstanbul
Valisi Muammer Güler, Milli Eğitim
Bakanlõğõ Müsteşarõ’nõn imzasõyla
gönderilen genelgede, yerleşim alanõ
olma özelliğini kaybetmiş, sanayi, iş-
yeri ve çarşõ gibi alanlarõn içinde ka-
lan ve sağlõklõ eğitim-öğretim yapma
özelliği bulunmayan yerlerin tespiti-
nin öngörüldüğünü söyledi. Güler,
“İsmi geçen tarihi okullar yok. Ne
Kandilli ne Kabataş ne Galatarasay
bunun içinde... Belki Akmerkez’in
yanõndaki okul bu anlamda değerlen-
dirilebilir. Bir de bu okullarõn birço-
ğu vakõf okullarõdõr. Vakõf okullarõ-
nõn satõşa da konu olmaz” dedi.
BAŞSAVCILIK VE EMNİYET
Balbay’ın tahlilleri yapıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er-
genekon soruşturmasõ kapsamõnda Silivri L
Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan
gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal-
bay’õn dün hastanede bazõ tahlilleri yapõldõ.
Haseki Hastanesi’ne getirilen Balbay, tahlille-
rinin tamamlanmasõnõn ardõndan tekrar Silivri
Cezaevi’ne götürüldü. Balbay’õn sağlõk duru-
munun iyi olduğu bildirildi.
Baykal’ın konvoyunda kaza
Yurt Haberler Servisi - Balõkesir’in
Burhaniye ilçesinde CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal’õn da içinde bulunduğu otobüsün
tekerleği yol kenarõndaki Burhaniye Yardõm
Sevenler Derneği yönetim kurulu üyesi Aytaç
Ceylan’õn sol ayağõnõn üzerinden geçti. Yara-
lanan Ceylan, çevredeki yurttaşlarõn durumu
bildirmesiyle 112 Acil Servis ekibi tarafõndan
Burhaniye Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ.
Ceylan’õn hastaneye götürülmesinin ardõndan
otobüsten inen Baykal, konvoyda bulunan res-
mi plakalõ bir minibüse binerek, ilçeden ayrõl-
mak üzere kendisini bekleyen helikopterin bu-
lunduğu Ören Yat Limanõ’na gitti.
‘Durmadı’ yaşamını yitirdi
Yurt Haberler Servisi - Tokat’õn Turhal il-
çesinde, polisin “dur” ihtarõna uymadõğõ ileri sü-
rülen sürücü Mustafa Uslu (38) polis tarafõndan
açõlan ateş sonucu yaşamõnõ yitirdi. Olay anõnda
polisin aracõn peşinden koşmasõ sõrasõnda silahõ-
nõn kazayla ateş aldõğõ ve kurşunun Uslu’ya isa-
bet ettiği öne sürüldü. Evli ve 3 çocuk babasõ ol-
duğu öğrenilen Uslu’nun cenazesi Pazar ilçesine
bağlõ Küçükbağlar köyünde toprağa verildi.