19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Şiirin İşçisi ve Ustası İşçilik ve ustalık arasındaki ilişkiler konusunda ne- ler söylenebilir? İşçilik süreçlerinden geçmeksizin usta olunabilir mi? Söz konusu çalışma alanı “zanaat” ise, bu ola- naksızdır. Zanaat alanında önce çıraklık, ardından kalfalık sü- reçlerinden geçtikten sonra ustalık aşamasına ula- şılabilir. Peki ya sanat alanında? Orada da aynı kurallar ge- çerlidir denebilir mi? “İstisna”ları dışında,evet. Birdenbire marangoz, çilingir, saat tamircisi, kay- nak ustası vb. olunamayacağı gibi, birdenbire şair, ressam, müzisyen de olunamaz. Fakat konu sanat olduğunda, yine de istisnalar- la karşılaşıyoruz. Çok küçük yaşlarda beste yapabilen müzisyen- ler var. Akla gelebilecek en ünlü örneklerden biri Mo- zart’tır. Yazın alanına bakalım: Çocuk değilse de ergen yaşlarda çok başarılı ürün- ler vermiş roman ya da öykü yazarı anımsamıyorsam da, şiir türünde durum biraz değişik. Rimbeaud, Lautremont, Lermontov, Puşkin vb. örnekler bir çırpıda sıralanabilir. Resim için de yaklaşık şeyler söylenebilir. Erken dönemlerinde önemli ürünler vermiş res- samlar var. Konuyu uzatmaksızın şöyle denebilir: Yetenek zanaat alanında da önemli olmakla bir- likte, zanaatta ustalaşmak için belirli işçilik süreç- lerinden kesinkes geçmek gerekiyor. Sanat alanlarında ise yetenek ve çalışma arasın- da daha hassas ve kişiye özgü ilişkiler olsa gerek. Yine de, belki çok az istisna dışında, işçilik sü- reçlerinden geçmeksizin iyi bir şair, ressam, müzisyen vb. olmak bana olası görünmüyor… Sanatçı ya da zanaatçı, ustalaştıktan sonra işçi- likle bağlar kopuyor mu? Zanaatçı için, bir ölçüde evet. Zanaatçı artık, öğrenmiş olduklarını daha az zah- metle uygulayan kişidir… Sanatçı için ise durum burada farklılaşıyor… Ustalaştıkça işinin daha da güçleştiği bile söyle- nebilir… Çünkü o bildiklerini yineleyerek uygulayan değil, durmaksızın araştıran, kendini, biçemini yenileyen kişidir… Ne başkalarından ne de kendinden kopya çek- meksizin yeni biçemler ve teknikler bulması, içerik- te de gittikçe daha üst aşamalara ulaşması gerekir… Zanaat alanında tekrar az çok kaçınılmazdır… Sanatçı için ise bu, yerinde saymak olur… 30 Haziran Salı günü sonsuzca vedalaştığımız Ke- mal Özer, işinin hem işçisi hem ustası bir şairimiz- di. Mayakovski sözlükçesinden yararlanarak söy- lersek, o ölçüp biçen, kesip yontan, hızarlayan, ren- deleyen, cilalayan, perdahlayan bir şairdi… Şiirinin hem işçisi hem ustasıydı… Yine Mayakovski örneğindeki gibi, ilki nasıl fütü- rizm döneminde edindiği becerileri, incelikleri, us- talıkları toplumcu gerçekçi şiire aktarabilmişse, Ke- mal Özer de tıpkı öyle, İkinci Yeni akımı sırasında edindiği tüm biçimsel kazanımları toplumcu gerçekçi şiire aktarmayı başararak bu şiiri güçlendirmiş, zenginleştirmişti… Şu anda elimin altındaki son kitabı ve bence baş- yapıtı “Temmuz İçin Yaralı Semah”ı 18.06.08’de ba- na şu “ithaf”la imzalamış: “yolun sona erdiği yerde yeniden yola çıkanların şiirleriyle…” İlk okuduğumda demek ki çok da dikkatimi çek- memiş bu sözlerle, kitabı az önce raftan alıp yeni- den karşılaştığımda, onların şimdi bambaşka, ne- redeyse “peygamberce” bir anlam kazandıklarını dü- şündüm… Kemal Özer’in, şiirimizin bu seçkin ustasının, ya- şarken şiiri ve deneyimleri, arayışları, buluşları, toplumcu şiirimize kazandırdıkları üzerinde yeterin- ce ne yazık ki durulmadı… Şairin birey olarak yolunun sona erdiği bu yerde şiirleri şimdi onun yaşam yolunu kaldığı yerden sür- dürecekler… Onları nice emekle, nice alın teri ve el becerisiy- le, akılla, bilinçle, duyarlılıkla, sorumluluk duygusuyla, aynı zamanda hem sanatçı hem zanaatçı olarak ya- ratmış olan ustalarını daha geniş ve kalıcı ufuklara taşıyacaklar … Okurlarımdan iki hafta izin istiyorum. 1 Ağustos Cu- martesi günü buluşmak üzere... A.B. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Dinci kadrolaşmaya karşı çıkana baskı mı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Adõyaman Milletvekili Şevket Köse, Diyarbakõr Dicle Üniversitesi’nde 22 yõldõr görev yapan tek göğüs cerrahisi profesörü Cemal Özçelik’in isteği dõşõnda Kars’a gönderilmesini Meclis gündemine taşõdõ. Milli Eğitim Bakanõ’nõn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na soru önergesi veren Köse, Özçelik’in Kars’a neden gönderildiğini öğrenmek istedi. Köse, Çubukçu’ya “Özçelik’in hem Alevi hem de Atatürkçü olmasõ nedeniyle gazetede yer alan iddialarõ nasõl değerlendiriyorusunz?” diye sordu. Bilal Erdoğan yemin etti BURDUR (Cumhuriyet) - Burdur 58’inci Piyade Eğitim Alayõ’nda dövizle bedelli olarak vatani görevini yapan ve aralarõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn oğlu Bilal Erdoğan (29), futbolcu Nihat Kahveci ve Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF) Başkanõ Ahmet Ertürk’ün oğlu Mesut Ertürk’ün de bulunduğu 5 bin 500 bedelli asker, dün düzenlenen törenle yemin etti. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Uluslararasõ Kriz Grubu’nun (UKG) “Irak ve Kürtler” raporundaki, Irak- lõ Kürtlerin, “komşularına ve Bağdat yönetimine karşı ko- ruyucusu ABD’nin kaybe- deceği beklentisiyle, tek ger- çekçi alternatif olan Türki- ye’ye yöneldiği” iddialarõ ile birlikte, Türkiye’yi parçalama senaryolarõ da õsõtõlmaya baş- landõ. UKG’nin raporuna konu olan öneriyi, bugün Irak’õn Cumhurbaşkanlõğõ koltuğun- da oturan Celal Talabani, 1992 yõlõnda, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri sõ- fatõyla, Türk Dõşişleri Bakan- lõğõ’nõn gündemine getirmiş, ancak olumsuz yanõt almõştõ. Raporda, bölgesel Kürt yö- netiminin lideri Mesud Bar- zani’nin özel kalem müdürü Fuat Hüseyin’in “Eğer (Irak- lı) Şiiler İran’ı ve Sünniler Arap dünyasını seçerse, Kürtler de Türkiye ile ittifa- ka girmek zorunda kalacak. Türkiye’nin de bu kapsamda Kürtlere ihtiyacı olacak. Biz Türkiye ile birlikte olmak zorundayız ve Türkiye’nin de Irak’ta bizden başka dost ya da ortakları yok” yönündeki sözleri, bölgede yeni bir “Bü- yük Ortadoğu Projesi” ara- yõşlarõnõn olduğunun da önem- li sinyallerini verdi. Proje, Tür- kiye’nin Iraklõ Kürtler ile fe- deratif ya da konfederatif bi- çimde biraraya gelmesini ön- görüyor. Bu durum, Kürtlere self determinasyon hakkõ tanõ- yacağõndan ötürü, bir süre son- ra “Büyük Kürdistan’ın ku- rulmasının” önü de açõlacak. ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Ankara’nõn Sin- can ilçesinde AKP’li ilçe bele- diyesinin meclis toplantõlarõna kadõn meclis üyelerinden bazõ- larõnõn türbanlarõyla katõldõk- larõ ortaya çõktõ. Meclis Kõlõk Kõ- yafet Yönetmeliği’nin uygu- lanmadõğõ Sincan Belediye Meclisi’nde, türbanlõ 5 kadõn meclis üyesi toplantõlara tür- banlarõyla katõlõyor. AKP’li Belediye Başkanõ Mustafa Tuna yönetimindeki Sincan Belediyesi’nde, beledi- ye meclis toplantõlarõna kadõn meclis üyeleri türbanlarõnõ çõ- karmadan rahatlõkla girebili- yor. Bu konuda herhangi bir yaptõrõmõn olmadõğõ Sincan Be- lediyesi’nin 1 Temmuz’daki 16. oturum toplantõsõna AKP’li 4 ve MHP’li 1 kadõn meclis üyesi yine türbanlarõyla katõldõ. 25 AKP’li, 12 MHP’li olmak üzere toplam 37 belediye mec- lis üyesine sahip Sincan Bele- diyesi’nde, mevcut meclis üye- lerinin 8’ini kadõn meclis üye- leri oluşturuyor. AKP’li meclis üyeleri Filiz Kaymak (aynõ zamanda Ankara Anakent Be- lediye Meclis Üyesi), Selcan Horan, Aynur Kaba ve Zeh- ra Gökmen Dökmetaş ile MHP’li Nahide Demiryürek meclis yasalarõna uymadan tür- banlarõyla meclis toplantõlarõnõ takip ediyor. Son iki dönemdir AKP’li yö- netimin hâkim olduğu Sin- can’da 29 Mart yerel seçimle- rinden önce bu tür sorunlarõn ol- madõğõ belirtilirken, önceki dö- nemde türbanlõ meclis üyeleri- nin türbanlarõnõn üstüne peruk taktõklarõ bildirildi. Başkan Tu- na ise türbanlõ üyelere göz yu- muyor. GÜL-ARITMAN DAVASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararasõ Kriz Grubu’nun (UKG) hazõrladõğõ ve Iraklõ Kürtlerin Türkiye’ye katõlmak istediğini ileri süren rapora Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan tepki geldi. Dõşişleri Bakanlõğõ sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye’nin sõnõrlarõnõn belli olduğunu belirterek, bu tür tartõşmalara kulak asmanõn doğru olmadõğõnõ söyledi. Yaptõğõ açõklamada bu görüşlerin bir düşünce kuruluşunun raporunda yer aldõğõna işaret eden Özügergin, Türkiye’nin Irak’õn toprak bütünlüğü ve birliğine verdiği önemin her fõrsatta dile getirildiğinin altõnõ çizdi. Y A Ş Ö N C E S İ D E N İ Z K U V V E T L E R İ ’ N D E N İ S T İ F A E T T İ Tümamiral Eren emekliye ayrıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De- niz Kuvvetleri Komutanlõğõ Denetleme De- ğerlendirme Başkanõ Tümamiral Mustafa Baha Eren, görevinden istifa ederek emek- liye ayrõldõ. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) ön- cesi emeklilik kararõ alan Eren’in özel ya- şamõnda yaşadõğõ sorunlar nedeniyle görevinden istifa ettiği öğrenildi. Ağustos ayõnõn ilk haftasõ gerçekleştirile- cek YAŞ toplantõlarõ öncesinde Deniz Kuv- vetleri Komutanlõğõ’ndaki istifa dikkat çek- ti. Daha önce Hava Kuvvetle- ri Komutanlõğõ’ndan da iki tümgeneral istifa etmişti. İki tümgeneralin istifa- sõnõn ardõndan Hava Kuvvetleri’ndeki terfi sõralamasõ da değişmiş durumda. Hesapta olma- yan istifalar nedeniyle ter- fi etme şansõ azalan bazõ tümgeneraller yeniden bu potaya girmiş, kuvvet içindeki değerlendirmeler de buna gö- re yenilenmişti. Eren, tuğamiralliğe ve tümamiralliğe birinci sõradan terfi ederken, kritik görevleri yerine getirmişti. Eren’in koramirallik için YAŞ’a yine ilk sõradan girmesi beklenirken istifasõ gelmiş oldu. İstifa nedeniyle YAŞ’ta Deniz Kuvvetleri’ndeki terfi ve atamalarda da ye- ni bir değerlendirme yapõlmasõ bekleniyor. Askerlikten ayrõlma isteminin kabul edil- mesinin ardõndan Eren’in Ankara’dan da ay- rõldõğõ öğrenildi. Sincan’da türban serbest DERİN ÜZÜNTÜ YAŞIYORUM C HP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, kadõn üyelerin belediye mecilisine türbanlarõyla girmesini, “İnsan gerçekten üzüntü duyuyor” sözleriyle eleştirdi. Baytok, şunlarõ söyledi: “Hiç kuşku yok bir AKP uygulamasõdõr. Bu uygulamayõ kimi belediyelerde personele de yapõyorlar. Bürokrasinin elindeki valilik ve kaymakamlõklarõn da bir kõsmõnda bu uygulama sürüyor. Türbanla çalõşmaya izin verilerek yasalar çiğneniyor. Yani, doğru değil. Türkiye’yi bunlarla meşgul ederek, Türkiye’deki siyasi gerilimi tõrmandõrarak gerilimden beslenen bir iktider dönemini yaşõyoruz. En son yaşadõğõmõz askere karşõ gece yarõsõ operasyonunda da görüldüğü gibi sürekli gerilimden beslenen bir politika içerisindeler.” D õşişleri Bakanlõğõ’nõn kayõtlarõna göre, 1991 yõlõndaki Körfez Savaşõ, Kürt isyanõ ve ABD’nin 36. paralelin kuzeyinde güvenli bölge oluşturmasõndan sonra Talabani, Türkiye ile siyasal ilişkilerini üst düzeye taşõma çabasõ içi- ne girdi. Bu çerçevede Türkiye’ye gelen Tala- bani, 26 Haziran 1992’de İstihbarat Araştõrma Dairesi Başkanõ Büyükelçi Cenk Duatepe baş- kanlõğõnda üst düzey Türk diplomatlar Burhan Ant ve Türkekul Kurttekin ile bir toplantõ yap- tõ. Talabani, bu toplantõ sõrasõnda Iraklõ Kürtle- rin “Musul Vilayeti” projesi çerçevesinde Türki- ye’ye katõlmasõ konusunu gündeme taşõdõ. Talabani, “Yarın bir gün Araplar birleşirse, Kürtler Arapların bir kolonisi olmayacaktır. Belki Türkiye’yle birleşmeye karar ve- rir, belki bağımsız bir devlet kurarız, ama Arap sultasında yaşamak istemi- yoruz” dedi. Büyükelçi Duatepe’nin “Musul Vilayet Konseyi ile ilgili girişi- min arkasında kimin olduğunu biliyor musunuz?” sorusu üzerine de Talabani, “Bunu Türkiye’nin kara kaşı, kara gö- zü için değil, bizim işimize de geldiği için des- tekledik. Musul, Türkiye ile birleşirse bu bizim de Türkiye ile birleşmemiz için bir ön adım teş- kil eder. Eğer bir ülke ile beraber yaşamamız ge- rekiyorsa bunun Türkiye olmasını istiyoruz. Musul Türkiye’ye geçerse Türkiye’nin petrol so- runu kalmaz. Biz de Türkiye ile birleşirsek, PKK sorunu da ortadan kalkar. Biz de aynı par- lamentonun çatısı altında konuşuruz” yanõtõnõ ver- di. Türk diplomatlar, “Bizim 70 yılda gerçekleş- tirdiklerimizi, üstelik bunları petrolsüz gerçek- leştirdiğimizi dikkate aldığımızda bu tür proje- lerin bizim için önemli olmadığını takdir edersi- niz” görüşüyle, bu öneriye sõcak bakmadõklarõnõ di- le getirdiler. Talabani’nin bu sözlere yaklaşõmõ da “Çok diplomatça davranıyorsunuz. Eski politi- kalarınızı bırakın. Musul’u alın ve biz de sizin- le birleşelim. Beni üst düzey askeri yetkililerinizle de görüştürmenizi istiyorum” şeklinde oldu. Iraklõ Kürtlerin, ‘Musul Vilayeti’ olarak Türkiye’ye katõlma önerisini 1992 yõlõnda Talabani gündeme getirmişti Parçalama senaryoları ÖNERİ YENİ DEĞİL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay askeri savcõlarõndan Yarbay Zekeriya Duran’a, iliş- kisi olduğu iddia edilen bir kadõnla görüntüleri ce- kilerek komplo kurulduğu ileri sürüldü. Habertürk gazetesinin haberine göre, Genel- kurmay Askeri Savcõlõğõ’nda görevli savcõ Yarbay Duran, “seks tuzağõna düştü.” İlişkide olduğu ka- dõnla görüntülerinin bulunduğu kasetler, kadõnõn eşi- ne gönderilmesi üzerine, konu yargõya intikal etti. Duran, mahkemeye sunulan kasetler üzerine şu de- ğerlendirmeyi yaptõ: “Hanõmefendiyle benim sosyal bir ilişkim var. Za- ten hanõmefendinin derdest bir boşanma davasõ var. Hanõmefendi saygõn bir bayan, son derece de say- gõn bir isim. Ben cinsel ilişki görüntülerinden bil- gi sahibi değilim ve o görüntülerin bana ait olup ol- madõğõnõ söyleyemem. Ama bir eve iki kamera ko- nuluyorsa, bunlar lazer güdümlü ve uzaktan ku- manda ile yönlendirilip takip edilebiliyorsa, bunun baştan sona bir komplonun ürünü olduğu anlaşõ- lõyor. Komployu düzenleyenler akõllarõnca ma- sum bir koca buluyor ve kamuoyuna böyle yansõt- maya çalõşõyor ve onun üzerinden de yõpratma ha- rekâtõna giriyor. Biz de bunu soruşturuyoruz. Bu ko- canõn nasõl kullanõlmak istendiğini de biliyorum...” ASKERİ SAVCIYA KOMPLO İDDİASI Sincan Belediye Meclisi’nde Meclis Kılık Kıyafet Yönetmeliği uygulanmıyor. AKP’li Belediye Başkanõ Mustafa Tuna yönetimindeki Sincan Belediyesi’nde Belediye Meclisi’nde türbanlõ 5 kadõn meclis üyesi toplantõlara türbanlarõyla katõlõyor. Talabani Dışişleri: Türkiye’nin sõnõrlarõ belli ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’ün, “Er- menilerden Özür Dileme” kampanya- sõna ilişkin değerlen- dirmeleri üzerine, “annesinin etnik kökeniyle ilgili ger- çek dışı beyanlarda bulunarak, devlet adamlığı kimliğini kamuoyunda kara- ladığı” gerekçesiyle CHP İzmir Milletve- kili Canan Arıtman’a açtõğõ ve 1 TL manevi taz- minat kazandõğõ da- vanõn gerekçeli ka- rarõ açõklandõ. Anka- ra 2. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Rabia Arıkan tara- fõndan yazõlan ge- rekçede “Gül’ün annesinin kökeni Ermeni değildir. Ermeni olsa dahi durum değişmeye- cektir” denildi. ‘Ermeni olsa dahi durumu değiştirmez’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle