22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Hepsi Aynı Gazetede Geçen gün hepsi aynı gazetede yayımlanan bir yorum, bir okur mektubu ve bir haber, çok büyük bir çelişkimizi ve yerleşik şikâyetimizin haksızlı- ğını gözler önüne seriyordu. 31 Mayıs Pazar günkü Milliyet’in 22. sayfasın- da Kadri Gürsel’in, “Fransa’daki Türkiye Korku- sunun Üç Nedeni” başlıklı bir köşe yazısı yer alı- yordu. Fransa’daki fobiyi Obama’nın 5 Nisan Prag konuşmasının ateşlediği söylenen yazıda, Fran- sız Cumhurbaşkanı’nın Türkiye karşıtı kampan- yanın başını çektiği vurgulanıyor, sonunda da Fransa’da Avrupa ile hissedilen korku ve tehdit- lerin hepsinin tek başına Türkiye tarafından tem- sil edildiği bildiriliyor ve bu korku ile tehditlerin AB’nin genişlemesi ile gelen riskler, göç ve İslam olduğunun altı çiziliyordu. Aynı gün aynı gazetenin 19. sayfasındaki köşe- sinde Ece Temelkuran, Halkevleri Genel Sekre- teri Oya Ersoy’un bir mektubunu yayımlıyordu. Oya Ersoy metrobüste seyahat eden iki genç sevgilinin birbirlerine biraz yakın oturdukları için, yolda arabayı durduran belediye görevlisi şoför tarafından dövüldüğünü belirtiyordu. Yine aynı gün, aynı gazetenin 20. sayfasında Prof. Yılmaz Esmer’in “Radikalizm ve Aşırıcılık” araştırması haberi yayımlanıyordu. Son zamanlarda birçok kişi, Kadri Gürsel gibi, Avrupa’da neredeyse düşmanlığa dönüşmüş olan Türkiye karşıtlığından söz eden, bunun ne- denlerini irdeleyen yazılar kaleme alıyorlar. Ga- zeteci, yazar, gözlemci arkadaşlarımızın ve de dip- lomatlarımızın konuya eleştirel yaklaştıklarını ve gelişmiş olduğu varsayılan Avrupalının kendine benzemeyene, değişik olana böylesine olumsuz yaklaşmasının eleştirilmesindeki haklılığı vurgu- lamaya gerek var mı bilmiyorum. Nitekim Akşam gazetesi de Avrupalının bu tu- tumunu geçen gün “İkiyüzlü Avrupa” diye man- şete taşımıştı. Avrupa’nın bütün bunları aydın- lanma çağı ile geride bırakmış olması gerekirdi ama, bu aydınlanmadan çok sonra da kıtanın fa- şizmin beşiği olduğunu da unutmayalım. Her neyse, Avrupalının kendisi gibi olmayana bu tahammülsüzlüğünü eleştirenler tepeden tırnağa haklı. Ancak bunu yaparken, biraz da projektörlerimizi içeriye çevirip kendimize baksak derim. Nitekim 31 Mayıs tarihli Milliyet’in 20. sayfasında yayımlanan Prof. Yılmaz Esmer’in “Radikalizm ve Aşırıcılık” başlıklı araması, Türklerin çoğunluğu- nun, içki içen, Hıristiyan veya Musevi olan, kız- ları şortla gezen insanları komşu olarak isteme- diklerini ortaya koyuyor. Avrupalılar genellikle Hırıstiyan ya da Musevi ol- duklarına, içki içtiklerine ve kızları da şortla gez- diklerine göre, bizim insanımız Avrupalıyı komşu olarak istemiyor demektir. Peki, bu durumda söy- ler misiniz, onları komşu olarak kabul etmeyen bi- zim insanımızı kuruluşuna tam üye olarak kabul etmeyip, “Size özel statü verelim” diyen Avrupa- lıya neden kızıyoruz ki?.. Avrupa’da kadın erkek eşitliği ortak kültürün bir parçası. Peki bizde durum nedir? Dilerseniz yine Yılmaz Esmer’in araştırmasına bakalım: Türkiye’de zina yapan kadının taşlanarak öl- dürülmesine taraftar olanların oranı yüzde 22, ya- ni her beş kişiden biri recme taraftar. Her üç ki- şiden birinden fazlası kız çocuğun mirastan er- keğin yarısı kadar pay alması, mahkemede iki ka- dının şahitliğinin bir erkeğinkine eşit olması ge- rektiğini düşünüyor. İnsanların büyük çoğunluğu kadının erkeğe ita- at etmesi, çalışmak için kocasından izin alması gerektiğini söylüyor, yani kadının ikinci sınıflığı- nı onaylıyor. Şimdi denebilir ki; “Evet insanların düşüncele- ri böyle ama davranışları o yönde değil. Bu du- rumda görüşler, fiiliyata dönüşmediği için anlayışla karşılanabilir”. Pek de öyle olmadığını, Ece Temelkuran’ın kö- şesinden anlıyoruz. Değerli yazarımızın yayımla- dığı Oya Ersoy’un mektubundan öğreniyoruz ki, AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şofö- rü, otobüs içindeki sevgilileri birbirlerine yakın dur- dukları için dövebilmekte ve resmi makamlara ya- pılan başvurular da sonuçsuz kalmaktadır. Bakın hepsi aynı gazetede çıkan bir makale, bir okur mektubu ve bir haber bize gerçeği nasıl da yansıtıyor. Bu durumda ben Avrupalıyı haksız bulamıyo- rum; siz buluyor musunuz? [email protected] Yerel seçimlerin ardõndan kabine revizyonu, kongreler ve mayõn tasarõsõ nedeniyle sõkõntõlar yaşanõyor AKP’de gerilim büyüyorEMİNE KAPLAN ANKARA - Yerel seçimde oy kaybõ nedeniyle büyük hayal kõrõklõ- ğõ yaşayan AKP’de, kabine revizyo- nunda hiç beklenmedik isimlerin ba- kan yapõlmasõ, il kongrelerinde tek lis- te için genel merkezce baskõ yapõlmasõ nedeniyle yaşanan kavgalar, bazõ il- çe örgütlerinin feshedilmesi, Suriye sõ- nõrõndaki mayõnlarõn temizlenmesi karşõlõğõnda arazilerin 44 yõllõğõna yabancõ bir firmaya verilebilmesini ön- gören yasa tasarõsõ ile teşvik paketi sõ- kõntõyõ daha da arttõrdõ. AKP’de yerel seçimlerin ardõndan başlayan sõkõntõ, kabine revizyonuy- la birlikte kaynamaya dönüştü. AKP kulislerinde, sõkõntõnõn nedenleriyle il- gili olarak şu yorumlar yapõlõyor: Yerel seçim etkisi: Başbakan Tayyip Erdoğan ve parti yöneticilerinin yerel seçimde alõ- nan sonucu “AKP, muhalefet par- tilerinin oy toplamından daha faz- la oy aldı” biçiminde değerlendir- mesine karşõn oy kaybõnõn milletve- killeri üzerindeki olumsuz etkisi at- latõlamadõ. Kabine revizyonu: Başbakan Erdoğan’õn kabine re- vizyonunda ortaya koyduğu tercih- ler milletvekilleri arasõnda hoşnut- suzluk yarattõ. Bakanlõk bekleyen bir- çok milletvekili hayal kõrõklõğõ ya- şarken bakanlõktan alõnan isimler de Erdoğan’a kõrõldõ. Özellikle Ah- met Davutoğlu, Bülent Arınç ile Ömer Dinçer’in kabineye alõnma- sõ partinin liberal kanadõnda hoş- nutsuzluğa neden oldu. Yeni revizyon beklentisi: Erdoğan’õn kabine revizyonunun ardõndan sonbaharda yapõlacak bü- yük kongrede parti yönetimini, ar- dõndan da grup yönetiminde geniş çaplõ değişiklik yapacağõ beklentisi, partide “duraklama ve dağınık- lık” görüntüsü yarattõ. Sadullah Ergin ve Nihat Ergün’ün bakan ol- masõyla boşalan grup başkanvekil- liklerinin yerine seçim yapõlmama- sõ, grup yönetimini zayõflattõ. İl kongreleri: Yerel seçimin ardõndan kongre sürecini başlatan AKP Genel Mer- kezi’nin il kongrelerinde tek liste ve tek aday için örgütlere baskõ yapmasõ sõkõntõ yarattõ. Aksaray ve Tekirdağ kongrelerinde partililer arasõnda tek- me tokat kavga yaşandõ. Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan, kavga ne- deniyle Aksaray kongresine git- mekten vazgeçerken Tekirdağ kon- gresinde de Devlet Bakanõ Egemen Bağış’õn konuşmasõnõ bitirip salon- dan ayrõlmasõndan sonra kavga çõk- tõ. Bursa kongresinde de 3 liste çõ- karken genel merkezin yoğun baskõ ve müdahalesi üzerine tek liste üze- rinde uzlaşma sağlanabildi. Mayın tasarısı: AKP yönetimi, özellikle kabine revizyonunun ardõndan milletvekil- lerinin TBMM Genel Kurulu çalõş- malarõna katõlõmõnõ sağlamakta güç- lük çekiyor. Bu durum özellikle ma- yõn tasarõsõyla birlikte su yüzüne çõk- tõ. Bazõ milletvekilleri, Suriye sõnõ- rõndaki arazilerin mayõndan temiz- lenmesi karşõlõğõ 44 yõllõğõna bir ya- bancõ firmaya verilmesine karşõ çõkõ- yor. Yabancõ firmanõn da İsrailli ola- cağõ yönünde yoğun olarak dile geti- rilen iddialar da AKP’li milletvekil- leri üzerinde etkili oldu. Bazõ partili- ler de mayõn temizleme işinin Milli Savunma Bakanlõğõ ya da Savunma Müsteşarlõğõ tarafõndan yapõlmasõ ge- rektiğini düşünüyor. Erdoğan’õn ta- sarõyla ilgili olarak milletvekillerine “Millet sizi buraya çalışmanız için gönderdi, iş takibi yapmak için de- ğil” diyerek azarlamasõ ve yaz tatilinde de çalõşma tehdidinde bulunmasõnõn milletvekillerindeki hoşnutsuzluğu daha da arttõrdõğõna işaret ediliyor. Teşvik paketi: Başbakan Erdoğan’õn bugün açõk- lamasõ beklenen teşvik paketi de milletvekilleri arasõnda rahatsõzlõk ya- rattõ. Başbakan Yardõmcõsõ Ali Ba- bacan, milletvekillerini grup top- lantõsõnda ikna edemeyince dün ge- ce geç saatlere kadar milletvekille- riyle toplantõ yapmak zorunda kaldõ. Bazõ milletvekilleri, yeni teşvik sis- temiyle ilgili kendilerine daha önce bilgi verilmemesini eleştirerek be- lirlenen kriterleri anlamakta güçlük çektiklerini belirttiler. Özellikle teş- viklerden en az yararlandõrõlacak il- lerin milletvekilleri, geri kalmõş iller arasõna girmek için kulis yapõyor. Erdoğan’õn kabine revizyonundaki tercihleri, kongrelerde genel merkezin tek liste için baskõ yapmasõ, bu nedenle bazõ illerde kavgalar yaşanmasõ, bazõ ilçe örgütlerinin feshedilmesi AKP’de sõkõntõ yarattõ. Suriye sõnõrõndaki mayõnlarõn temizlenmesi karşõlõğõnda arazilerin 44 yõllõğõna İsrailli firmaya verileceği iddialarõ milletvekilleri arasõnda rahatsõzlõk oluştururken teşvik paketine de eleştiriler geliyor. Düzeltme İstanbul Haber Servisi - DİSK’in ye- ni anayasa raporunun yer aldõğõ “İkili meclis kurulsun” başlõğõyla önceki gün gazetemiz- de yayõmlanan haberde “Cumhurbaşkanõnõn dokunulmazlõğõ” ile il- gili Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak’a ait açõklamalar yanlõşlõkla Prof. Dr. Mesut Gülmez’in söz- leri olarak yayõmlan- mõştõr. Haberimizde Gülmez’in unvanõ da yanlõşlõkla Bilgi Üni- versitesi öğretim üye- si olarak yazõlmõştõr. Prof. Gülmez Ankara Üniversitesi Sosyal Bi- limler Enstitüsü Siya- sal Bilgiler Fakültesi Çalõşma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bö- lümü öğretim üyesi- dir. Prof. Gülmez, yap- tõğõ yazõlõ açõklamada, DİSK öncülüğünde ya- põlan toplantõda kamu görevlilerinin sendikal haklarõ, grev ve toplu eylem hakkõ, grev ya- sağõnõn İnsan Haklarõ Avrupa Sözleşmesi’nin 11’inci maddesine ay- kõrõlõğõ konusunda be- yanda bulunduğuna dikkat çekti. Düzeltir, özür dileriz. DP-ANAVATAN Sağda birleşme uzlaşması sağlandı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DP ve ANAVATAN yõl sonuna kadar birleşme çalõşmala- rõnõn tamamlanmasõ ko- nusunda görüş birliğine vardõ. DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, ANAVATAN Genel Baş- kanõ Salih Uzun ve mer- kez sağdaki birleşmede etkin rol üstlenen Rize Bağõmsõz Milletvekili Mesut Yılmaz dün Celal Bayar Köşkü’nde bir ara- ya gelerek takvimi net- leştirdi. DP çatõsõ altõnda gerçekleştirilecek birle- şik partinin genel başka- nõnõn da Cindoruk olma- sõ planlanõyor. Görüşmede, Cindoruk, Uzun ve Yõlmaz birleşme için hukuki altyapõnõn oluşturulmasõ ve teşkilat- lar arasõnda bütünleşme- nin sağlanmasõna dönük çalõşmalar yapmak üzere iki partiden yetkililerin içinde yer alacağõ bir “or- tak komisyon” oluştu- rulmasõ benimsendi. Ko- misyonda ANAVATAN kanadõndan genel başkan yardõmcõlarõ Cem Kara- keçeli, Mustafa Uğur Ener, Barış Tahran ve Baki Mert, DP kana- dõndan da genel başkan yardõmcõlarõ Ahmet Uya- nık ve Hulusi Turgut ile GİK üyeleri Rauf Boz- kurt ve Yaşar Topçu gö- rev yapacak. Cindoruk, iki partinin arasõnda hiçbir pürüz kalmadõğõnõ belir- terek “Bütünleşmiş bir merkez partisi ortaya çıkarılacak” dedi. Gaze- tecilerin, “Meclis’te söz kestiğiniz milletvekilleri var mı, grup kurma he- yecanı var mı” sorusuna Cindoruk, “Sırası var. Çok büyük bir siyasi or- ganizasyon hazırlığı için- deyiz” yanõtõnõ verdi. NTV’de sorularõ yanõtla- yan Yõlmaz, yeni oluşu- mun genel başkanlõğõ için adõnõn geçtiğinin anõm- satõlmasõ üzerine “Kesin- likle genel başkanlık ar- zum, hedefim söz konu- su değil” dedi. Yõlmaz, Türkiye’nin ciddi dönüm noktasõnda olduğunu vur- gulayarak “Ya bu siya- setteki merkez partisi boşluğunu doldurarak siyaseti sağlıklı zemine oturtacak ya da bu kim- lik politikalarına teslim olacaktır. Türkiye’de demokrasinin iki önem- li unsuru basın özgürlü- ğü ve yargı bağımsızlığı tehdit altındadır” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle