23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ulusalcılık Nedir?.. Ekonomisi IMF reçetelerine bağlı olan Türkiye, ulusal politikalar izleyebilir mi? Türkiye ekonomisi en çok cari açık veren ya- pıya büründü son yıllarda... Kırılgan ve kan yitiren bir ekonomi. Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, “Ulusalcılık nedir ne değil- dir?” başlıklı bir yazı yazdı. Atatürk’ün TBMM kurulmadan önce,Türki- ye’nin “Milli siyaset” yani “Ulusal politika” uy- gulaması gerektiğini söylediğini anımsattı. Ulusalcılık kavramı bugün liboş tayfa ve dinci- ler tarafından “ırkçılık-faşistlik” olarak algılanıp, sabah akşam yandaş ve tarikatçı medyanın TV’lerinde tartışılıyor. Tartışanlar eski dönek solcular ve din bezir- gânları... Türkiye’nin bugün geldiği noktaya bakıldığında “ulusal politikaların” ne denli önemli olduğunu görüyoruz. Türkiye kendi çıkarlarını koruyan ulusal po- litikalar uygulamıyor... Dış ekonomik ve siyasi iliş- kilerde ülke çıkarlarını ön planda tutmuyor. Esfender Kormaz diyor ki: “AKP iktidarında dış ekonomik ilişkilerde cari açık olarak toplam 155 milyar dolar döviz kaybettik. Bu dövizleri bizimle ilişki içinde olan ülkeler kazandı. (Yeni Çağ/11 Haziran 2009)” Vahşi kapitalizmi “küreselleşme”yle sevimli ha- le getiren çokuluslu sermaye topluluklarıydı. Dünyayı sömürmek isteyen ülkeler bu yöntemle hareket ettiler. ABD ulusalcı politikalar uygulayarak, bu sü- reçten en kârlı çıkan ülke oldu... Küreselleşme tuzağını kimse engelleyemedi. So- nunda başta ABD olmak üzere varsıl ülkeler de küresel tuzağın içine düştü. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler de tuzaktan kurtulmaya çalışıyorlar. Çin’in nüfusu 1 milyar 400 milyon... 2005 yılında Çin’e gitmiştik. Pekin Havaalanı’ndan kent merkezine doğru giderken görkemli yapılar, son model otomobil- ler, mağazalar, kafeler görmüştük... 20 yıl önce geldiğim Çin’le 2005 yılında gör- düğüm Çin çok farklıydı... Genç kuşak Mao’yu tanımıyordu bile. Çin nereden nereye gelmişti... Esfender Korkmaz, “Çin Masalı”na ilginç bir saptama yapmıştı yazısında, okuyunca yirmi yıl önceyle, beş yıl öncesini düşündüm. Korkmaz, önemli bir vurgu yapıyordu yazısın- da: “...Dünyada ekonomik büyüme için Çin örnek olarak veriliyor. Oysaki 1.4 milyarlık Çin halkı da Amerikan halkının refahı için çalışıyor. Çinli işçi ayda 150 dolar ücret alarak ucuz mal üretiyor. Bu malı ABD’ye satıyor. Ucuz olduğu için daha da çok mal üreterek tüketimi sağlıyor. ABD bu malları kendi parası olan dolarla alıyor. Çin ise dolarları geri vererek, sanayileşmiş ül- ke işçilerinin ayda 4 bin dolar ücret alarak üret- tikleri demir-çelik ithal ediyor.” Çin’de üretim yapan firmaların çoğunluğu ço- kuluslu şirketler... Bu şirketler gelirlerini kendi ül- kelerine gönderiyorlar... Çin ABD’den cari işlemler fazlası olarak al- dığı dolarları da kendi merkez bankasında tutu- yor ya da ABD’de hazine bonosuna yatırıyor. Böylece ABD’nin cari açığını finanse etmiş olu- yor. Aldığı faiz ise dolar... Çin, ABD hazine bonosu almazsa, ABD dış açı- ğını finanse etmekte zorlanır. Çin’in ve Japonya’nın döviz rezervleri dağ gi- bi. Doların bir türlü toparlanamaması bu yüzden. Çin son zamanlarda Avro’ya döndü. ABD bu yüzden sıkıştı... Ulusal politika izleyen ülkeler ekonomik küre- sel krizden daha az etkilenmediler mi? Evet! Örneğin Brezilya IMF’ye borç verirken biz an- laşmaya çalışıyoruz... Mustafa Kemal “Tam bağımsızlık, ulusal sa- nayi”derken, belki bugünleri görüyordu. Dışa bağımlı bir ekonomi ve siyasi ilişkiler. Laik demokratik bir hukuk devleti... Tümünü alt alta koyduğumuz zaman işte bu gerçek ortaya çıkıyor. Vahşi kapitalizmin güler yüzü olan küreselleş- me Türkiye’yi daha da yoksullaştırıyor. AKP iktidarı Türkiye’yi dışarıya daha da bağımlı yaptı, ulusal bilinci yok etti... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Baykal, ‘Akla, vicdana hükmediyor’ dediği belge ile 70 milyonun etki altõna alõnmaya çalõşõldõğõnõ söyledi ‘Belge atom bombasõ gibi’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Türkiye darbeye karşı şerbetlen- di, ama belgelere karşı şerbetlenmiş değiliz. Belge atom bombası gibi... Akla, vicdana hükmediyor. Bir bel- ge ile 70 milyonu bir yönden başka yöne çekiyorsunuz. Şimdi bunu keşfettiler ve Türkiye bunu tehlikeli bir şekilde yaşamaya başladı” dedi. Baykal, önceki akşam Haber Türk televizyonunda Fatih Altaylı’nõn so- rularõnõ yanõtladõ. Baykal, “Darbe ko- nusu artık Türkiye’nin siyaset gün- deminden çıktı. Bazı kişiler hâlâ darbeyi konuşabilir, ancak bunun geçerlilik görmesi mümkün değil. Orduyu temsil eden, ordunun temel sorumluluğunu üstlenmiş olan bü- tün kuvvetlerdeki, bütün birimler- deki ciddi unsurların böyle bir ter- cih içinde olmadığı ortadadır” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn belgenin ortaya çõkmasõnõn hemen ardõndan aceleyle bir açõklama yaptõğõnõ kaydeden Baykal, “Başba- kan ve onun etrafındaki sistem, pek çok kişi balıklamasına atla- mışlardır ve yanlış yapmışlardır. Şimdi toparlamaya çalışıyorlar. Yargıya, belgenin gerçek olduğu kabul edilerek gidilebilir. O du- rumda da yargıya gitmek yeterli ol- maz. Doğrudan meseleye el koya- caksın, sorumlular hakkında karar alacaksın” görüşünü dile getirdi. Belgenin gerçek olmasõ durumun- da “idari soruşturma, özeleştiri ih- tiyacının ortaya çıkacağını” yinele- yen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer Genelkurmay’da sorumlu bir albayın ve çalışma arkadaşları- nın hiyerarşi, emir-kumanda söz ko- nusu olmadan, kendi inisiyatifle- riyle, kendi özel ilişkileriyle böyle bir ilişkinin içinde oldukları ortaya çı- kar ise elbette bunlar bu davranış- larının yargı süreci içinde hesabını verirler. Belge sahte çıkarsa bu da çok va- him olur. Bence Genelkurmay’da ortaya çıkan bulaşıklık -hiyerarşi içinde olmadığı ortada- elbette va- himdir, ama öbürü ondan daha vahimdir. TSK’yi yıpratmaya yö- nelik bu kadar gerçeklerden kopuk, insafsız, acımasız, tahrip etmeyi göze almış bir husumet, düşmanlık duygusu içinde böyle bir plan ya- pacaksın... Bu ortaya çıkarsa hemen şunu sormak gerekir: Bunu ya- panlar kimlerdir? Bunu yapma iradesini, gücünü nereden alıyorlar? Onları böyle bir büyük tezgâh kur- ma, komplo kurma, bir büyük mil- li fitne yaratma noktasına getiren olanakları kimler sağladı?” ‘İrticayla mücadele belgesi’ ile ilgili gerçeklerin ucu nereye varõrsa varsõn açõğa çõkartõlmasõ gerektiğini söyleyen Baykal, ‘‘Belge sahte çõkarsa bu da çok vahim olur. Bence Genelkurmay’da ortaya çõkan bulaşõklõk -hiyerarşi içinde olmadõğõ ortada- elbette vahimdir, ama öbürü ondan daha vahimdir’’ dedi. Baykal, belgenin sahte çõkmasõ durumunda hazõrlayõcõlarõn bu belgeyle milli bir fitne yaratma olanağõna nasõl kavuştuklarõnõn araştõrõlmasõ gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle