13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 HAZİRAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 2 002’de siyasetteki gerilim sanki yarõşõ- yormuş gibi devletin öteki kurumlarõnda da dikkati çekiyordu. Ankara’da son 10 yõldõr Genelkurmay baş- kanlarõnõn değişimi hep farklõ tartõşmalarõ be- raberinde getirdi. Son üç değişim kamuoyu önünde deprem yaratmadan sonuçlanmõşsa bun- da dönemin Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Se- zer’in ve onun yerleştirdiği hukukun büyük pa- yõ var. Konunun bu yanõna ister istemez yeri gel- dikçe değineceğiz. 2002 yazõ... Temmuz’un 18’i... Önce Genel- kurmay Başkanõ Orgeneral Hüseyin Kıvrı- koğlu haftalõk olağan görüşme için Çankaya Köş- kü’ne çõktõ. Ancak görüşmenin ardõndan Köşk’ten ayrõlmadõ. Ardõndan da Başbakan Bülent Ecevit Köşk’e geldi. Zirve başladõ. Konu; Org. Kõvrõkoğlu’nun Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn uzatõlmasõ... Nasõl yapõlacaktõ? Kararname ile... Sezer, olmaz dedi. İkna etmeye çalõştõlar. Sezer’i biraz tanõyor- larsa hiç denememeleri gerekirdi. Denediler, beklenildiği gibi, olmadõ. Sezer, böyle bir uzatmanõn ancak yasayla ya- põlabileceğini düşünüyordu. Sezer’e hukuk sõ- nõrlarõ dõşõnda bir şey yaptõrmak zaten olanak- sõzdõ. ÖZKÖK HEP SUSMAYI YEĞLEDİ Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Hilmi Özkök bütün bu süreci sessiz izledi. Sa- dece 2002 yazõnda değil, Kara Kuvvetleri Ko- mutanlõğõ makamõnda oturduğu sürece hep sus- mayõ yeğledi. Özellikle Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonlarda karşõlaştõğõmõzda, ne zaman soru sorsam, hemen Org. Kõvrõkoğlu’nu göste- rir, “Komutan orada” derdi. 2001 yõlõ 29 Ekimi’ydi. Köşkteki resepsiyo- na katõlan komutanlar “bugün konuşmayaca- ğız” dediler. Org. Kõvrõkoğlu meslektaşlarõmõ- zõn güncel konulara ilişkin sorularõnõn tümüne aynõ karşõlõğõ verdi: “Bugün konuşmayacağım.” Org. Özkök de yine aynõ yanõtõ verdi: “Ko- mutan orada...” Resepsiyonun sonuna doğru, yanõlmõyorsam Irak’la ilgili bir durum söz konusu olunca Org. Kõvrõkoğlu, konuşmadan yapamadõ. Beni gö- zucuyla süzen Org. Özkök kulağõma fõsõldadõ: “Göle ördek yatağından girdiniz.” Devir teslim töreni yapõldõ. Org. Özkök artõk Genelkurmay Başkanõ’ydõ. Görevi devreden Kõvrõkoğlu’nun Özkök’e yönelik şu tümcesi il- ginçti: “Sizi dikkatle izleyeceğiz.” Org. Özkök fazla konuşmama tavrõnõ Genel- kurmay Başkanlõğõ döneminde de sürdürdü. Kendisine bunun nedenini sorduğumuzda şu kar- şõlõğõ vermişti: “Günde gelen soğan gibi, yılda gelen sultan gibi karşılanır.” Org. Özkök’ün gerçek anlamda gazetecilerle “tanışması” 30 Ağustos 2002’de Gazi Ordu- evi’nde verilen Zafer Bayramõ resepsiyonunda oldu. Org. Özkök ağõr misafirleri uğurladõktan sonra gazetecilerle kendi standartlarõna göre uzun süre sohbet etti. ARCAYÜREK: HER ŞEY AYNEN DEVAM ETMEYECEK Org. Özkök’ün Karadayõ ve Kõvrõkoğlu’nun ardõndan daha farklõ bir duruşu olduğu hemen se- ziliyordu. Resepsiyona birlikte gittiğimiz Cüneyt Abi (Arcayürek) çõkõşta şunu söyledi: “Deği- şik bir durum, bakalım... Ama benim gör- düğüm, her şey aynen devam etmeyecek.” Cüneyt Abi, böylesi durumlarda ilk gözle- minde yanõlmaz... Ecevit’in rahatsõzlõğõyla ilgili ilk yazõyõ yazan da o olmuştu. Ecevit ayaklarõ- nõ hafif sürterek yürümeye başlamõştõ. Hareketleri yavaşlamõştõ. İlk ne zaman? 1999 yõlõ ilkbaharõnda... Baykal’õn Aralõk 1998’de Yõlmaz hükümeti- ni düşürmesinin ardõndan Ecevit’in başbakan- lõğõnda seçim hükümeti kurulmuştu. Öcalan’õn 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin Ecevit’in şansõnõ arttõrdõğõ yorumlarõ öne çõkmõştõ. DSP’liler de bunu hissedip yaşarken tek endi- şeleri vardõ. Ecevit’in sağlõğõ. Işõklar içinde yatsõn Ahmet Piriştina o gün- leri anlatõrken şöyle demişti: “Balbayım, o kadar endişe ediyorduk ki, nezle olması bile oylarımızı düşürebilirdi.” İşte böyle bir ortamda Cüneyt Abi herkesin gö- zü önünde seyreden Ecevit’in hareketlerindeki yavaşlamayõ kaleme almõş, sormuştu: “Dünya- nın her ülkesinde başbakanların, başbakan adaylarının sağlığı merak edilir. Bu, top- lumdan saklanmaz. Ecevit’in sağlığında bir sorun mu var? Varsa bu açıklanmalı.” Cüneyt Abi’nin bu yazõsõnõn çõktõğõ gün bir grup gazeteci Ecevit’le Antalya mitingine git- tik. Ecevit VIP salonunda önce benim yanõma geldi. Sert bir ifadeyle şöyle dedi: “Bir dahaki geziye doktor Cüneyt Arca- yürek’i de çağıralım.” Ecevit, Antalya mitinginde konuya değin- meden geçemedi. Otobüsün üzerinden halka şöyle seslendi: “Benim sağlığımda sorun var, diyorlar. Bunu diyenler bin yıl yaşasın!” Cüneyt Abi’ye 30 Ağustos akşamõ 22.00 sõ- ralarõnda Gazi Orduevi’ndeki resepsiyondan eve giderken, Org. Özkök’le ilgili ilk gözlemleri- ni söyledikten sonra yukarõdaki anõyõ anõmsat- tõm. Bastõ kahkahayõ... Sonra ciddileşti, “Ama kabul et, yanılmadım. Ecevit’in sağlığı or- tada” dedi. Arkasõnõ da şöyle getirdi: “Her yaşın, her sağlık sorununun bir ger- çeği var. Halbuki Ecevit, aylar önce sağlığı bozulmadan yeni bir düzen tutsa, görevi gü- vendiği birine devretse, Türkiye bu karga- şanın içine düşmezdi.” İKİ AY SONRA ABD GEZİSİNE ÇIKTI Özkök’e dönersek... Koltuğuna oturdu. 2 ay sonra Kasõm 2002 başõnda önemli bir progra- mõ vardõ: 6 günlük bir ABD gezisi. Bu gezinin önemi şuradaydõ: Bir önceki Genelkurmay Başkanõ Org. Kõv- rõkoğlu 4 yõllõk görev süresince hiç ABD’ye git- memişti. ABD açõsõndan Kõvrõkoğlu’nun öz- geçmişindeki en önemli tümce buydu. Genelkurmay’daki görev değişimi biraz ge- rilimli de olsa bitmiş, Özkök dönemi başlamõştõ. B u dizide sanõrõm en çok “gerilim” sözcü- ğü kullanõlacak ama, 3 Kasõm 2002 se- çimlerine giderken bir başka tartõşma alanõ da hukuktu... Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sa- bih Kanadoğlu 2007’deki Cumhurbaşkanlõğõ seçiminde “367 şart” savõnõ ortaya atõnca çok tartõşõlmõştõ. AKP’liler “bu da nereden çıktı, bize gelince böyle oluyor” derken Kanadoğlu “bence öyle” deyip õsrar ediyordu: “Kararı yüksek yargı versin!” Kanadoğlu haklõ çõktõ... Aslõnda Kanadoğlu hukuk õsrarõnõ asõl görevi başõndayken yapmõştõ. Türkiye 3 Kasõm 2002 seçimlerine hazõrlanõr- ken son 2 ayda Kanadoğlu ortaya 3 iddia attõ. 1- AKP Genel Başkanõ Recep Tayyip Erdo- ğan TCY’nin 312. maddesinden yargõlandõğõ için bu unvanõ kullanamaz. 2- DEHAP örgütlenmediği illerde örgütlen- miş gibi gösterilmiştir. Bu evrakta sahteciliktir, seçime katõlamaz. 3- Yeniden Doğuş Partisi’ni (YDP) Genç Parti’ye dönüştürme süreci hukuk dõşõdõr. Bunlarõn üçü de Yüksek Seçim Kurulu tara- fõndan dikkate alõnmadõ ve 3 Kasõm seçimleri yapõldõ. Kanadoğlu AKP için de seçime 10 gün kala yukarõdaki nedenle kapatma davasõ açtõ. Ana- yasa Mahkemesi savunma için AKP’ye seçim sonrasõna gün verdi. 2002 sonbaharõnõn görünümü şuydu: Seçim kararõ gerilimli alõnmõştõ... Genelkurmay Başkanõ değişimi gerilimli ol- muştu. Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ seçimde 3 önemli hukuksuzluk iddia etmişti. Sonbahar sonunda ise oyu alan, sandõğõ geç- mişti. Kanadoğlu 3 Kasõm hukuksuzluklarõnõ “Ala- turka Demokrasi” kitabõnda topladõ. Ayrõntõlarõnõ merak edenler burada bulabilir. T ürk Silahlõ Kuvvetleri’nin ata- ma ve terfilerinin belirlendiği Yüksek Askeri Şûrasõ (YAŞ), ağustos aylarõnõn ilk haftasõnda ger- çekleştiriliyor. Dönemin Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Hüseyin Kıvrı- koğlu 2002 yõlõnõn Ağustos ayõnda görev süresini tamamlayarak emekliye ayrõldõ. Ancak, dönemin Başbakanõ Bülent Ecevit’in, Kõvrõkoğlu’nun gö- rev süresini bir yõl uzatarak TSK komuta kademesinin yeniden şekillemesine müdahale etmek istediği konusu gün- deme geldi. Konunun yaşayan tarafla- rõ emekli Orgeneral Hüseyin Kõvrõ- koğlu ve eski Başbakan Mesut Yılmaz daha sonra yaptõklarõ açõklamalarda o günleri anlattõlar. Kõvrõkoğlu, 11 Mart 2008 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayõmlanan, Şükrü Küçükşahin’e yaptõğõ açõklamalarõnda, görev süresi- nin uzatõlmasõnõ kendisinin değil dö- nemin Başbakanõ Bülent Ecevit’in is- tediğini dile getirdi. ‘UZATMAYI KABUL ETMEM’ Kõvrõkoğlu’nun anlatõmõyla sürecin gelişimi şöyle oldu: “15 Temmuz 2002 günü, pazar- tesiydi, beni ara- dılar. Sayın Baş- bakan rahmetli Bülent Ecevit’in görüşmek istedi- ğini söylediler. Ne zaman ve nerede olduğunu sordu- lar. Ben de ‘Sayõn Başbakan’a uygun saatte olur’ dedim. Saat 18.00 için Başbakanlık Ko- nutu’nu söyledi- ler. Saatinde gitti- ğimde Sayın Baş- bakan beni kapı- da karşıladı; içeri girdiğimde ise Sayın Şükrü Sina Gü- rel vardı. Kendisi Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak ka- bineye yeni girmişti. Çay içtik. Son- ra rahmetli Başbakan konuşmaya başladı. 5 yıldır birlikte çalıştığımı- zı vurguladı. Çevredeki gelişmeler, Kıbrıs konusu falan... Sonra görev sü- remin uzatılmasını önerdi. Bu teva- zuya teşekkür edip şunları dedim: Ben bunu kabul etmem. Bunu asker kamuoyu hoş karşılamaz. Ben yasa- da belirtilen 67 yaş sınırını da 4 yıl- lık görev süresini de dolduruyorum. Sürenin uzaması için kanun çıkma- sı gerekir. Hükümetinizin Meclis’te- ki sandalye sayısı ise şu anda 259 (Salt çoğunluğun altında). Genelkurmay Başkanlığı gibi üst düzey bir maka- ma ait bir konunun, milletvekilleri- nin, siyasilerin elinde pingpong topu gibi oynanmasına müsaade etmem. Kendileri ısrar edince konuyu uzat- mamak için perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanı ile haftalık görüş- melerimiz olacağını belirtip, ‘Konu- yu orada da birlikte konuşalõm’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e çıktım. Kendisine, birazdan Sayın Başbakan’ın geleceğini, be- nim görev süremin uzatılmasını öne- receğini, benim buna karşı çıktığımı, bunun asker kamuoyunda hoş kar- şılanmayacağını söyledim. Sayın Baş- bakan’a söylediklerimi, aynen tek- rarladım; pingpong topu, yaş falan. Bir saat sonra rahmetli Ecevit gel- di ve konuyu açtı. Yine aynı şeyleri söyledim. Ama onlara sonra dedim ki, ‘Ama ben size yeni bir Genelkurmay Başkanõ öneriyorum’. Yeni bir Kara Kuvvetleri Komutanı (Kıvrıkoğlu, o günün Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman’ı ima ediyor) atanacak. Bunları 18 Temmuz’da konuşuyoruz. Yeni komutan 30 Ağustos’ta göreve başlayacak. Bu arada siz Genelkurmay Başkanlı- ğı’na atama yapmazsınız, yeni kuv- vet komutanı da 30 Ağustos’ta gör- evi aldıktan sonra eylül ayının ilk haf- tasında onu Genelkurmay Başkanı atarsınız. Yeni komutanın kim ola- cağını söyleme- dim. Bakın bir nokta daha var. 1 Ağus- tos Perşembe gü- nü Başbakan Yardımcısı Sayın Devlet Bahçeli ve Milli Savunma Bakanı Sayın Sa- bahattin Çakma- koğlu ile de Milli Savunma Bakan- lığı’nda akşam sa- at 18.00’de gör- üştük. Bahçeli de görev süremin uzatılmasının ya- rarlı olacağını söyledi. Sayın Şükrü Sina Gü- rel bana 1 kez gel- di. O da süre uzatmak için ka- nun çıkarmak gerektiğini, bunu çı- karamayacaklarını söyledi. Ben de o zaman, ‘Zaten ben bunu size söyledim’ dedim. Ve ben şunu düşündüm: Eğer benim bilgim dışında uzatma yapsa- lardı bile istifa edecektim.” ‘ÖZKÖK’Ü İSTEMEDİM’ Yine Şükrü Küçükşahin’in köşesin- de yer alan açõklamalarõnda Kõvrõkoğ- lu, kendisinden sonra Genelkurmay Başkanõ olan “emekli Orgeneral Hil- mi Özkök’ü istemediği” konusunda da şunlarõ söyledi: “Doğrudur, Hilmi Özkök’ü istemiyordum. Şimdi yazı- nızda var; ‘Madem gençliğinden be- ri tanõyordun; o zaman niye Kara Kuv- vetleri Komutanõ yaptõn, kuşkusuna ne- den oldu’, demişsiniz. Doğrudur; ama unutmayın yüzbaşı iken ayrı, farklı tutum gösterirsin, yetkili ko- mutan olunca farklı. Ben 2 yıl ken- disini komutan olarak izledim. Bu- nun sonucunda da irtica ile müca- deleyi daha iyi yapacak birinin gel- mesini istedim.” KANADOĞLU ÖNCE HUKUK DEYİNCE... ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI KIVRIKOĞLU ‘Görev süremin uzatõlmasõnõ Ecevit istedi’ Kõvrõkoğlu’nun görev süresinin uzatõlmasõ konusunun taraflarõndan biri olan eski Başbakan Yardõmcõsõ ve ANAP Genel Başkanõ Mesut Yılmaz, Vatan gazetesinden Aydın Ayaydın’õn sorularõnõ yanõtlamõştõ. 12 Mart 2008 tarihinde yayõmlanan habere göre Yõlmaz şunlarõ söy- lemişti: “Başbakan Ecevit, Kıvrıkoğlu’nun görev süresini uzatmak istiyordu. Bunu Kıvrıkoğlu’na da söylemiş. Paşa yanıt olarak, ‘Bah- çeli ve Milli Savunma Bakanõ Sabahattin Çakmakoğlu ile bu konuyu görüştüm sõcak bakõyorlar. Ancak Hükümet ortağõnõz Mesut Yõlmaz’a bunu kabul ettiremezsiniz, onun için bu iş olmaz’ demiş. Ecevit bir- kaç kez beni ikna etmeye çalıştı. Fakat taviz vermedim. Bunun üze- rine Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olmaması için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli edilmesini ve yerine Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın getirilmesini, Başba- kan Ecevit’ten talep etti. Bu hamleyle Özkök yerine Yalman Genel- kurmay Başkanı olacaktı. Başbakan Ecevit bunun için çok çaba sarfetti. Ancak, bu konuda Anavatan Partisi olarak kesinlikle taviz vermedik. Diğer ortağımız MHP de bu konuda çok fazla istekli de- ğildi. Bu nedenle Kıvrıkoğlu’nun talebi hayata geçirilmedi.” M E S U T Y I L M A Z : K A R Ş I Ç I K T I M YARIN: ERDOĞAN SEÇİM ÖNCESİ TEBRİKLERİ KABUL EDİYORDU. 3 KASIM 2002: SANDIK TASFİYESİ Gerilimli günlerin ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu görevini Orgeneral Hilmi Özkök’e devretti. Genelkurmay Başkanõ Org. Kõvrõkoğlu’nun görev süresinin kararnameyle uzatõlmasõna Cumhurbaşkanõ Sezer karşõ çõktõ Özkök’ün ‘gerilimli’ gelişi Ecevit, Kıvrıkoğ- lu ile konuşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle