Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
19 HAZİRAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Piyasa Solcuları...
Sırtlarını sermayeye, Soros’a, Washington ve
Brüksel’e dayamışlar, atıp tutuyorlar.
“Solcular hep askeri darbe istediler...’’
Aslında yanıtı verildi...
Oğuzhan Müftüoğlu’nun yanıtı şöyleydi:
“Türkiye’de tüm darbeler sola karşıydı.
Sosyalist solun, devrimci hareketin tarihi, faşist dar-
belere karşı mücadelenin de tarihidir.
Sermayeye kulluk yapanlar tarihe kara çalamaz.”
Sol adına ortaya çıkanlar, serbest piyasayla sos-
yalizmi gerdeğe sokmak için desteksiz atışı sürdü-
rüyorlar.
Kimileri Mahir’in, Yusuf’un, Hüseyin’in, De-
niz’in “en yakın arkadaşı” oluyorlar.
Biraz kurcalayınca arkadaş olmadıkları çıkıyor or-
taya.
Her neyse!
Son yıllarda sosyalist solun ve devrimci hare-
ketin geçmişini darbecilikle suçlamak Müftüoğ-
lu’nun değindiği gibi moda oldu.
Tarikatçı TV’lerde boy gösteren liboş tayfa, din-
cilerle ve eski faşistlerle birlikte demokrasi ve öz-
gürlük üzerine ahkâm keserlerken, dönüp dolaşıp
“Türkiye’de sosyalist sol ve devrimci gelenekten ge-
lenler darbecidir” diyorlar.
Özel üniversitelerden, gazetelerden, dinci-tarikatçı
TV’lerden, Soros ve AB fonlarından her ay en az 30-
40 bin lirayı cebe indiren beyzadeler bu işi sözde
solculuk adına yapıyorlar.
Onlara göre sermaye-emek çelişkisinden söz
eden, sosyalist tavır koyan, devrimci duruşu sür-
düren herkes hem darbeci hem de Ergenekon-
cudur.
Her şeyi onlar bilir...
Ne derlerse doğrudur!
Elbet 68 kuşağının devrimcileri, sosyalistleri,
Marksist düşüncede olan, kendilerini sosyalist ola-
rak niteleyen teğmenler, üsteğmenlerle ilişki kur-
muşlardır.
78 kuşağı da girmiştir bu ilişkiye...
12 Mart ve 12 Eylül, TSK içindeki devrimci ve sos-
yalist subayları yargılamış, ordudan atmıştır.
12 Mart, 9 Mart’ta yapılacak olan sol darbeyi bas-
tırarak sola karşı darbe yapmıştır.
Bunu herkes biliyor!
Bu 70’li yılların başıdır ve aradan neredeyse 40 yıl
geçmiştir.
40 yıl önce yaşananları bugün dile getirip sosyalist
solu darbeci olarak nitelendirmek kimin işine yarar?
Bizim tarikatçı-dinci ve döneklerin!
Çünkü onlar sermaye sınıfının ve ABD emper-
yalizminin maşasıdırlar!
12 Eylül sonrası askeri faşizme alkış tutanlar, Ke-
nan Paşa’yla hesaplaşmayı bir kenara bırakıp 28
Şubat’la hesaplaşmayı yeğliyorlar?
O dönemin tanıkları geçmişte, sosyalist ve dev-
rimci düşüncede olan askerlerle ilişki kurdukla-
rını saklamıyorlar zaten.
Ama onlar hiçbir zaman askerlerin güdümüne gir-
memişlerdir.
2000’li yılların Türkiyesi’ne gelince...
Sosyalist sol böyle bir ilişki içinde değildir, olamaz
da.
Hiçbir sosyalist, hiçbir devrimci, askeri darbe-
leri savunmaz.
Ben savunanı da görmedim...
Sol adına ortalıkta dolaşanlar, öne çıkmak için
geçmişte kalan olayları allayıp pullayıp gündeme
getiriyorlar.
Onlar sermayenin ve ABD emperyalizminin
palyaçolarıdır bana sorarsanız!
Dönektirler!
Sol gösterip sağ vururlar!
Sonra bir köşeye sinip beklerler...
Zaman kollarlar!
İşte şimdi tam sırasıdır...
Yeni sol arayışı başlatmışlardır...
Sermayenin ve ABD’nin istediği bir sol...
Beyzadeler ellerinde fener, “sol”u arıyorlar...
Bence Deniz Feneri daha fazla işlerine yarar!
Şöyle Almanya’ya doğru uzanırlarsa camilerde iş
yaparlar...
Demek tüm solcular darbeci!
Tarihle yüzleşmek istemeyenlerin, her an fırsat kol-
layıp antifaşist mücadeleyi unutturmak isteyen-
lerin yöntemidir bu!
Kimileri Marksizmi yeniden yorumlayıp parti ku-
racaklar... Kimileri sosyalizmi sermayeyle nikâh ma-
sasına oturtacaklar...
Bunlar ne 40 yıl önce solcuydular, ne şimdi...
Yaşamları boyunca kaç kitap okudukları bile tar-
tışılır...
AKP’yi demokrasinin ve özgürlüklerin simge-
si yaptılar, oy verdiler...
Hızlarını alamadılar, ÖDP’yi iğdiş ettiler... Hızla-
rını alamadılar, SHP’yi kendilerine benzetmeye
çalışıyorlar...
Ne hızlı solcudurlar onlar bir bilseniz!
Yeme de yanında yat!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
CHP’den
Akman çağrısı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Grup Başkanvekili
Hakkõ Süha Okay, “Sayõn
Başbakan, RTÜK
Başkanõ’nõn arkasõndan
çekilsin” dedi. “Yavuz
hõrsõz, ev sahibini bastõrõr”
atasözünü anõmsatan
Okay, “Türkiye, nitelikli
dolandõrõcõlõktan dolayõ
Almanya’ya giremeyen,
‘girerim’ dediği belgenin
sahte olduğu ortaya çõkan,
belgenin yarõsõnõ
saklayan, yarõsõ için
‘gerek görmedim’ diyen,
‘iddialarõ varsa, savcõlõğa
versinler’ diyen bir
RTÜK Başkanõ ile karşõ
karşõya” diye konuştu.
Demirel: Benim de
söyleyeceğim var
İstanbul Haber
Servisi- 9.
Cumhurbaşkanõ Süleyman
Demirel, gerçekliği
tartõşõlan “İrtica ile
Mücadale ve Eylem
Planõ” adlõ belgeyle ilgili
değerlendirmede bulundu.
Demirel, “Henüz böyle
bir belge var mõ, yok mu
belli değil. Orta yerde
böyle bir kâğõt var. Bu
kâğõt bir belge mi, değil
mi bu ortaya çõksõn
bakalõm. Yani bu
uydurma bir şey ise
söylenen laflarõn hepsi
boşa gider, belge ise
herkesin söyleyeceği
vardõr, benim de var”
dedi.
Dolmabahçe
sorusu
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural, Başbakan
Tayyip Erdoğan ile eski
Genelkurmay Başkanõ
emekli Orgeneral Yaşar
Büyükanõt’õn
“Dolmabahçe
görüşmesi”ni Meclis
gündemine taşõdõ. Vural,
Erdoğan’õn yanõtlamasõ
istemiyle TBMM
Başkanlõğõ’na verdiği soru
önergesinde,
Dolmabahçe’de yaptõğõ
görüşmenin içeriğini
kimlerin bildiğini sordu.
Vural, “‘Devlet işi’
görüşme hakkõnda
devletin hangi
kurumlarõnda bilgi
bulunmaktadõr?” dedi.
Mehmet Dadak
özür diledi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
RTÜK, CHP
kontenjanõndan seçilen
üye Mehmet Dadak’õn
Ergenekon iddianamesi
ekinde yer alan ve bazõ
RTÜK üyelerine hakaret
içerdiği belirtilen
ifadelerini görüşmek
üzere dün toplandõ. Dadak
“Ergenekon” davasõ
sanõklarõndan Tuncay
Özkan’õn, 12 Nisan
2008’de Cumhuriyet
Mitingi’nin yapõldõğõ gün
kendisini aradõğõnõ ve
görüştüklerini söyledi.
Dadak, “Bu konuşmada
hakikaten beni de üzen,
haddini aşan sözlerim
olmuştur. O cümlelerde
ismi geçen bütün kurul
üyesi arkadaşlarõmdan,
ilgili daire başkanõndan ve
kamuoyundan özür
dilerim” dedi.
KKTC iddiaları
araştıracak
LEFKOŞE
(Cumhuriyet) - KKTC
Meclisi, Ergenekon
soruşturmasõnõn KKTC ile
bağõnõ incelemek
amacõyla meclis
araştõrmasõ yapõlmasõnõ ve
özel komite kurulmasõnõ
oybirliğiyle kabul etti.
RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn Almanya’daki ticari ilişkiler ağõ parmak õsõrtõyor
Deniz Feneri tacirleriAYKUT KÜÇÜKKAYA
Hem Türkiye’de hem Al-
manya’da yürütülen Deniz Fe-
neri e.V. ve OFWG (Offen-
bach@Frankfurt Konut Yapõ
Kooperatifi) yolsuzluğu soruş-
turmasõyla Türkiye’nin gün-
deminden düşmeyen RTÜK
Başkanõ Zahid Akman’õn bu
ülkedeki ticari ilişkiler ağõ ke-
limenin tam anlamõyla parmak
õsõrtõyor. Öyle ki Deniz Feneri
e.V. davasõnda kurye olarak
suçlanan; kooperatif skanda-
lõnda soruşturulan Zahid Ak-
man’õn yöneticisi olduğu We-
iss GmbH (Weiss Handels-
und Investment GmbH) adlõ şir-
ket Deniz Feneri e.V. adõna al-
dõğõ arsanõn inşaat işini bile Ak-
man’õn yönetim kurulu üyesi
olduğu OFWG adlõ kooperati-
fin başkanõ Abdullah Özer’e
vermiş.
Deniz Feneri e.V. davasõnda
ortaya konulan ve Zahid Ak-
man isminde kesişen “Deniz
Feneri e.V.-Weiss GmbH-
OFWG” ilişkisinin Alman-
ya’daki iddianameye ve tutuk-
lu sanõklarõn ifadesine göre
özeti şöyle:
? Weiss GmbH şirketinin
ne iş yaptõğõnõ bilmiyorum. Bu
şirket paravan bir şirket olarak
kuruldu. Türkiye’de Beyaz
Holding vardõ. Almanya’da da
Weiss GmbH kuruldu. Bu iki
şirket arasõnda para transferle-
ri vardõ. Tek yaptõğõ faaliyet
Deniz Feneri’nin paralarõyla
gayrimenkul satõn almaktõ. (De-
niz Feneri hükümlüsü Firdev-
si Ermiş’in ifadesi...)
? Weiss GmbH, Deniz Fe-
neri’nin adeta gizli kasasõydõ.
Dernek olarak mal edinemi-
yorsunuz. Weiss şirketi bunun
için kullanõldõ. Amaç Deniz
Feneri’nin bir şekilde kapatõl-
masõ durumunda mal varlõğõnõn
Kõzõlhaç’a devredilmesini ön-
lemekti. (Deniz Feneri hü-
kümlüsü Mehmet Taşkan’õn
ifadesi...)
? Grabenstrasse’deki gayri-
menkul, (gene bağlantõlõ firma
olan) ASSPLAN GmbH şirke-
tiyle, hissesi 200-250 bin Av-
ro arasõnda olmalõymõş, Baş-
kanõ Abdullah Özer’in bulun-
duğu OFWG kooperatifi tara-
fõndan satõn alõnmõş. ASSP-
LAN GmbH şirketi parayõ,
Weiss Handel şirketinden al-
mõş. Geyrimenkulün gerçek
değeri 700 bin Avro’ydu. (De-
niz Feneri iddianamesinden...)
? Viyana’daki yurt da Weiss
Handel şirketi tarafõndan tak-
riben 3 milyon Avro karşõlõ-
ğõnda satõn alõnmõş. Paranõn
bir kõsmõ keş ve peşin ödenmiş,
geri kalanõ da taksitlerle öden-
miş. Taksitlerin ödenmesi için
de Weiss Handel şirketi para-
yõ, Almanya Deniz Feneri’nden
almõş. (İddianameden...)
? 2006 yõlõ Mayõs veya Ha-
ziran ayõnda Ferdinand-Porsc-
he-Strasse’de bir arsanõn alõn-
dõğõnõ açõklamõş. (Taşkan açõk-
lõyor) Bu arsada, Deniz Fene-
ri e.V. için bürolarõnõn barõna-
cağõ bir bina yaptõrõlmak iste-
niyormuş. Ancak Deniz Fene-
ri’nin satõn almamasõ gerekti-
ğinden Gürhan, arsayõ Weiss
Handel GmbH şirketinin satõn
almasõnõ uygun görmüş. Ken-
disi (Taşkan) bütün planlarõ
yapan ve inşaatõ da yapmasõ dü-
şünülen, inşaat mühendisi Ab-
dullah Özer’le birlikte İmar ve
İskân Dairesi’ne gitmiş ve ar-
sanõn satõn alõnabilmesinde
gayret sarfetmiş. Bazõ teklifler,
Abdullah Özer tarafõndan da
getirtiliyormuş. (İddianame-
den...)
Almanya hem ikinci Deniz
Deniz Feneri e.V. davasõnda kurye olarak suçlanan; kooperatif skandalõnda
soruşturulan Zahid Akman’õn yöneticisi olduğu Weiss GmbH adlõ şirket Deniz
Feneri e.V. adõna aldõğõ arsanõn inşaat işini bile Akman’õn yönetim kurulu
üyesi olduğu OFWG adlõ kooperatifin başkanõ Abdullah Özer’e vermiş.
Feneri dosyasõnõ
hem de koopera-
tif yolsuzluğu so-
ruşturmasõnõ sür-
dürüyor. Hem
Akman hem De-
niz Feneri
e.V’den tutuklu
Gürhan’õn yollarõ;
ilişkiler zinciri
Alman makamla-
rõ tarafõndan orta-
ya konulan Weiss
GmbH ve
OFWG koopera-
tifinde yönetici
olarak kesişiyor.
Zahid Akman,
Weiss adlõ medya
şirketinin genel
müdürlüğünü
RTÜK Başkanõ
olduktan 4 ay
sonra 2 Kasõm
2005 tarihinde
Mehmet Gür-
han’a devrediyor.
Gürhan ve Ak-
man, Deniz Fe-
neri iddianame-
sinde adõ geçen
kooperatif başka-
nõ Abdullah
Özer’le birlikte
kooperatifin yö-
netiminde bulu-
nuyordu. Gürhan
ve Akman, koo-
peratif yöneti-
minden de 25
Temmuz 2006 ta-
rihinde ayrõldõ.
ZAHİD AKMAN:
Belgesi
olan
savcılara
versin
Almanya’ya girişine engel
olmadõğõna dair belgenin
sahte olmadõğõnõ savunan
RTÜK Başkanõ, elinde
konuya ilişkin belge olan
medya mensuplarõnõn neden
bunu savcõlõkla
paylaşmadõklarõnõ sordu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK) Başkanõ Zahid Akman, Al-
manya’ya girişine engel olmadõğõ yö-
nündeki belgenin sahte olduğu iddia-
larõyla ilgili, “Bahsedilen bu belge-
nin sahte olduğu iddiası külliyen ya-
landır” dedi.
Akman’õn, kendisiyle ilgili tüm bil-
gi ve belgelerin savcõlõğa iletilmesini
istedikten sonra, “Bu konu yargıya
intikal ettiyse, savcılar tarafından ta-
kip ediliyorsa ey basın mensupları,
ey sayın medya mensupları bir bel-
geniz, bilginiz varsa niye savcılıkla
paylaşmıyorsunuz” yönündeki açõk-
lamasõ ise dikkat çekti.
RTÜK, CHP kontenjanõndan seçi-
len üye Mehmet Dadak’õn Ergenekon
iddianamesi ekinde yer alan ve bazõ
RTÜK üyelerine hakaret içerdiği be-
lirtilen ifadelerini görüşmek üzere
toplandõ. Akman, RTÜK toplantõsõna
ara verildiği sõrada gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtladõ. “Deniz Feneri da-
vası” olarak bilinen konunun 3 yõldõr
kamuoyunun gündeminde bulundu-
ğunu belirten Akman, şöyle konuştu:
“Bahsedilen bu belgenin sahte
olduğu iddiası külliyen yalandır.
Bendenizle ilgili o gruba mensup bir
gazete, ‘Zahid Akman’õn Alman-
ya’ya girişi yasak’ diye bir manşet
atınca, Main-Taunus Kaymakam-
lığı’ndan bir belge istenmiştir. Bel-
ge, iki paragraftan oluşmuştur ve
tamamen bendenizin bireysel ola-
rak kamuoyunu bilgilendirmek için
avukatlarım aracılığıyla istediği
bir belgedir. Belge, aynı gün inter-
net aracılığıyla imzasız ve mühür-
süz olarak avukatıma ulaştırılmış-
tır. Avukatım aracılığıyla da Tür-
kiye’ye, bana intikal ettirilmiştir. İki
paragraflık belgenin bir paragrafı
zaten konunun gündeme gelmesiy-
le ilgili nedeni açıklayan paragraf
olduğu için kamuoyuyla paylaşıl-
mamıştır. Birinci paragrafta, Zahid
Akman’ın Almanya’ya girişiyle il-
gili herhangi bir engel olmadığı
ifadesi çok açık ve net ifade edil-
mektedir. İkinci paragrafta ise -ki
benim özel konumla ilgilidir- ‘Zahid
Akman’õn Almanya’ya gelmesi söz
konusu olduğunda vize polisine mü-
racaat etmesi istenmektedir’ diye bir
ifade vardır.”
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal
ile ilgili suç duyurusunda bulunduğu-
nu söyleyen Akman, “Ama Sayın De-
niz Baykal, dokunulmazlık zırhının
arkasına sığınarak bendenizle ilgi-
li her şeyi ifade edebiliyor ve benim
bu suç duyurum Sayın Baykal’ın
milletvekilliği bitene kadar hiçbir so-
nuç doğurmayacak” dedi.
‘GelFrankfurt’agidelim’
CHP’li Ali Kõlõç, hakkõnda Almanya’da tutuklama emri olan
Zahid Akman’õn kamuoyunu yanõltmaktan vazgeçmesini istedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Ali
Kılıç, RTÜK Başkanõ Zahid Akman
hakkõnda Frankfurt Main Yabancõlar
Dairesi’nin “bulduğunuz yerde tutuklayın”
emri olduğunu vurgulayarak, “Hodri
meydan Akman, gel Frankfurt’a gidelim”
dedi. Kõlõç yaptõğõ açõklamada, Main Taunus
Yabancõlar Dairesi’nin 21 Nisan 2007 tarihli,
Thea Menzel imzalõ, “Görüldüğü yerde
tutuklayın” belgesinin hâlâ geçerliliğini
koruduğuna dikkat çekti. Zahid Akman’õn
tüm çağrõlarõna karşõn Almanya’ya giriş
yapmadõğõnõ anõmsatan Kõlõç, şunlarõ söyledi:
“Akman hakkında Frankfurt
Başsavcılığı’nın cezai takibat belgesi var.
Frankfurt Başsavcılığı’nın, 7670 JS
241702-07 sayılı dosyasında hakkında
cezai takibat ve gözaltı kararı verilen
Zahid Akman RTÜK’ten derhal
ayrılmalıdır. Dağıttığı belgede bazı
bölümleri özeldir diyerek Türk
kamuoyundan saklamaya çalışan Akman,
Türk halkının gözünün içine baka baka
gerçekleri saklayarak zaman
kazanmıştır.” CHP’li Kõlõç, Zahid Akman
hakkõnda Almanya’da OFWG Kooperatif
Yönetim Kurulu üyesiyken toplanan paralarõ
amaç dõşõ kullanmalarõ nedeniyle başlatõlan
soruşturmanõn da sürdüğünü vurgulayarak,
“Akman’ı yeniden Almanya’ya davet
ediyorum. Artık Türk kamuoyunu
yanıltmaktan vazgeçmesi çağrısında
bulunuyorum” dedi.
DENİZ FENERİ e.V.’NİN TÜRKİYE’DE YARDIM ETTİĞİ DERNEK SAYISI 9’DAN 4’E DÜŞTÜ
Kart: Deliller karartõlõyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- TBMM’de dün basõn toplantõsõ
düzenleyen CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, Deniz Feneri e.V. da-
vasõyla ilgili bazõ gelişmelerin altõ-
nõ çizdi.
Eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali
Şahin’in 2008 yõlõ Aralõk ayõnda so-
ru önergesine verdiği yanõtta “Deniz
Feneri e.V.’nin Türkiye’de 9 der-
neğe yardım yaptığını ifade etti-
ğini, ancak yardım yapılan der-
neklerin ismini açıklamadığını”
anõmsatan Kart, sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Sadullah Ergin, 11.06.2009
tarihli önerge cevabıyla, Deniz
Feneri e.V.’nin Türkiye’de yar-
dımda bulunduğu dernek sayısının
sehven 9 olarak bildirildiğini, oy-
sa yardım yapılan dernek sayısının
3, federasyon sayısının ise 1 oldu-
ğunu ifade etmiştir. Yardım ya-
pılan dernek sayısı neden önce 9
olarak bildirilmiştir? Neden daha
sonra 4 olarak düzeltilmiştir?”
Kart, gazetecilerin “Yardım ya-
pılan dernek sayısının 9’dan 4’e
düşmesi ne anlama geliyor” soru-
suna da, “Hükümet gerek Der-
nekler Masası, gerekse MASAK
aracılığıyla delillere müdahale et-
mekte ve karartmaktadır. MA-
SAK 8 aydır analize devam edi-
yor. Cumhuriyet savcıları bu so-
ruşturmayı yaparken MA-
SAK’tan, BDDK’den, Dernekler
Masası’ndan yardım isteyecek.
Hükümet, İçişleri Bakanlığı ka-
yıtlarına, MASAK çalışmalarına
müdahale ediyor. Hükümet delil-
leri karartıyor, müdahale edi-
yor” yanõtõnõ verdi.
Ali Kılıç.