25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 HAZİRAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Piyasa Solcuları... Sırtlarını sermayeye, Soros’a, Washington ve Brüksel’e dayamışlar, atıp tutuyorlar. “Solcular hep askeri darbe istediler...’’ Aslında yanıtı verildi... Oğuzhan Müftüoğlu’nun yanıtı şöyleydi: “Türkiye’de tüm darbeler sola karşıydı. Sosyalist solun, devrimci hareketin tarihi, faşist dar- belere karşı mücadelenin de tarihidir. Sermayeye kulluk yapanlar tarihe kara çalamaz.” Sol adına ortaya çıkanlar, serbest piyasayla sos- yalizmi gerdeğe sokmak için desteksiz atışı sürdü- rüyorlar. Kimileri Mahir’in, Yusuf’un, Hüseyin’in, De- niz’in “en yakın arkadaşı” oluyorlar. Biraz kurcalayınca arkadaş olmadıkları çıkıyor or- taya. Her neyse! Son yıllarda sosyalist solun ve devrimci hare- ketin geçmişini darbecilikle suçlamak Müftüoğ- lu’nun değindiği gibi moda oldu. Tarikatçı TV’lerde boy gösteren liboş tayfa, din- cilerle ve eski faşistlerle birlikte demokrasi ve öz- gürlük üzerine ahkâm keserlerken, dönüp dolaşıp “Türkiye’de sosyalist sol ve devrimci gelenekten ge- lenler darbecidir” diyorlar. Özel üniversitelerden, gazetelerden, dinci-tarikatçı TV’lerden, Soros ve AB fonlarından her ay en az 30- 40 bin lirayı cebe indiren beyzadeler bu işi sözde solculuk adına yapıyorlar. Onlara göre sermaye-emek çelişkisinden söz eden, sosyalist tavır koyan, devrimci duruşu sür- düren herkes hem darbeci hem de Ergenekon- cudur. Her şeyi onlar bilir... Ne derlerse doğrudur! Elbet 68 kuşağının devrimcileri, sosyalistleri, Marksist düşüncede olan, kendilerini sosyalist ola- rak niteleyen teğmenler, üsteğmenlerle ilişki kur- muşlardır. 78 kuşağı da girmiştir bu ilişkiye... 12 Mart ve 12 Eylül, TSK içindeki devrimci ve sos- yalist subayları yargılamış, ordudan atmıştır. 12 Mart, 9 Mart’ta yapılacak olan sol darbeyi bas- tırarak sola karşı darbe yapmıştır. Bunu herkes biliyor! Bu 70’li yılların başıdır ve aradan neredeyse 40 yıl geçmiştir. 40 yıl önce yaşananları bugün dile getirip sosyalist solu darbeci olarak nitelendirmek kimin işine yarar? Bizim tarikatçı-dinci ve döneklerin! Çünkü onlar sermaye sınıfının ve ABD emper- yalizminin maşasıdırlar! 12 Eylül sonrası askeri faşizme alkış tutanlar, Ke- nan Paşa’yla hesaplaşmayı bir kenara bırakıp 28 Şubat’la hesaplaşmayı yeğliyorlar? O dönemin tanıkları geçmişte, sosyalist ve dev- rimci düşüncede olan askerlerle ilişki kurdukla- rını saklamıyorlar zaten. Ama onlar hiçbir zaman askerlerin güdümüne gir- memişlerdir. 2000’li yılların Türkiyesi’ne gelince... Sosyalist sol böyle bir ilişki içinde değildir, olamaz da. Hiçbir sosyalist, hiçbir devrimci, askeri darbe- leri savunmaz. Ben savunanı da görmedim... Sol adına ortalıkta dolaşanlar, öne çıkmak için geçmişte kalan olayları allayıp pullayıp gündeme getiriyorlar. Onlar sermayenin ve ABD emperyalizminin palyaçolarıdır bana sorarsanız! Dönektirler! Sol gösterip sağ vururlar! Sonra bir köşeye sinip beklerler... Zaman kollarlar! İşte şimdi tam sırasıdır... Yeni sol arayışı başlatmışlardır... Sermayenin ve ABD’nin istediği bir sol... Beyzadeler ellerinde fener, “sol”u arıyorlar... Bence Deniz Feneri daha fazla işlerine yarar! Şöyle Almanya’ya doğru uzanırlarsa camilerde iş yaparlar... Demek tüm solcular darbeci! Tarihle yüzleşmek istemeyenlerin, her an fırsat kol- layıp antifaşist mücadeleyi unutturmak isteyen- lerin yöntemidir bu! Kimileri Marksizmi yeniden yorumlayıp parti ku- racaklar... Kimileri sosyalizmi sermayeyle nikâh ma- sasına oturtacaklar... Bunlar ne 40 yıl önce solcuydular, ne şimdi... Yaşamları boyunca kaç kitap okudukları bile tar- tışılır... AKP’yi demokrasinin ve özgürlüklerin simge- si yaptılar, oy verdiler... Hızlarını alamadılar, ÖDP’yi iğdiş ettiler... Hızla- rını alamadılar, SHP’yi kendilerine benzetmeye çalışıyorlar... Ne hızlı solcudurlar onlar bir bilseniz! Yeme de yanında yat! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP’den Akman çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay, “Sayõn Başbakan, RTÜK Başkanõ’nõn arkasõndan çekilsin” dedi. “Yavuz hõrsõz, ev sahibini bastõrõr” atasözünü anõmsatan Okay, “Türkiye, nitelikli dolandõrõcõlõktan dolayõ Almanya’ya giremeyen, ‘girerim’ dediği belgenin sahte olduğu ortaya çõkan, belgenin yarõsõnõ saklayan, yarõsõ için ‘gerek görmedim’ diyen, ‘iddialarõ varsa, savcõlõğa versinler’ diyen bir RTÜK Başkanõ ile karşõ karşõya” diye konuştu. Demirel: Benim de söyleyeceğim var İstanbul Haber Servisi- 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel, gerçekliği tartõşõlan “İrtica ile Mücadale ve Eylem Planõ” adlõ belgeyle ilgili değerlendirmede bulundu. Demirel, “Henüz böyle bir belge var mõ, yok mu belli değil. Orta yerde böyle bir kâğõt var. Bu kâğõt bir belge mi, değil mi bu ortaya çõksõn bakalõm. Yani bu uydurma bir şey ise söylenen laflarõn hepsi boşa gider, belge ise herkesin söyleyeceği vardõr, benim de var” dedi. Dolmabahçe sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Tayyip Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Yaşar Büyükanõt’õn “Dolmabahçe görüşmesi”ni Meclis gündemine taşõdõ. Vural, Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde, Dolmabahçe’de yaptõğõ görüşmenin içeriğini kimlerin bildiğini sordu. Vural, “‘Devlet işi’ görüşme hakkõnda devletin hangi kurumlarõnda bilgi bulunmaktadõr?” dedi. Mehmet Dadak özür diledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTÜK, CHP kontenjanõndan seçilen üye Mehmet Dadak’õn Ergenekon iddianamesi ekinde yer alan ve bazõ RTÜK üyelerine hakaret içerdiği belirtilen ifadelerini görüşmek üzere dün toplandõ. Dadak “Ergenekon” davasõ sanõklarõndan Tuncay Özkan’õn, 12 Nisan 2008’de Cumhuriyet Mitingi’nin yapõldõğõ gün kendisini aradõğõnõ ve görüştüklerini söyledi. Dadak, “Bu konuşmada hakikaten beni de üzen, haddini aşan sözlerim olmuştur. O cümlelerde ismi geçen bütün kurul üyesi arkadaşlarõmdan, ilgili daire başkanõndan ve kamuoyundan özür dilerim” dedi. KKTC iddiaları araştıracak LEFKOŞE (Cumhuriyet) - KKTC Meclisi, Ergenekon soruşturmasõnõn KKTC ile bağõnõ incelemek amacõyla meclis araştõrmasõ yapõlmasõnõ ve özel komite kurulmasõnõ oybirliğiyle kabul etti. RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn Almanya’daki ticari ilişkiler ağõ parmak õsõrtõyor Deniz Feneri tacirleriAYKUT KÜÇÜKKAYA Hem Türkiye’de hem Al- manya’da yürütülen Deniz Fe- neri e.V. ve OFWG (Offen- bach@Frankfurt Konut Yapõ Kooperatifi) yolsuzluğu soruş- turmasõyla Türkiye’nin gün- deminden düşmeyen RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn bu ülkedeki ticari ilişkiler ağõ ke- limenin tam anlamõyla parmak õsõrtõyor. Öyle ki Deniz Feneri e.V. davasõnda kurye olarak suçlanan; kooperatif skanda- lõnda soruşturulan Zahid Ak- man’õn yöneticisi olduğu We- iss GmbH (Weiss Handels- und Investment GmbH) adlõ şir- ket Deniz Feneri e.V. adõna al- dõğõ arsanõn inşaat işini bile Ak- man’õn yönetim kurulu üyesi olduğu OFWG adlõ kooperati- fin başkanõ Abdullah Özer’e vermiş. Deniz Feneri e.V. davasõnda ortaya konulan ve Zahid Ak- man isminde kesişen “Deniz Feneri e.V.-Weiss GmbH- OFWG” ilişkisinin Alman- ya’daki iddianameye ve tutuk- lu sanõklarõn ifadesine göre özeti şöyle: ? Weiss GmbH şirketinin ne iş yaptõğõnõ bilmiyorum. Bu şirket paravan bir şirket olarak kuruldu. Türkiye’de Beyaz Holding vardõ. Almanya’da da Weiss GmbH kuruldu. Bu iki şirket arasõnda para transferle- ri vardõ. Tek yaptõğõ faaliyet Deniz Feneri’nin paralarõyla gayrimenkul satõn almaktõ. (De- niz Feneri hükümlüsü Firdev- si Ermiş’in ifadesi...) ? Weiss GmbH, Deniz Fe- neri’nin adeta gizli kasasõydõ. Dernek olarak mal edinemi- yorsunuz. Weiss şirketi bunun için kullanõldõ. Amaç Deniz Feneri’nin bir şekilde kapatõl- masõ durumunda mal varlõğõnõn Kõzõlhaç’a devredilmesini ön- lemekti. (Deniz Feneri hü- kümlüsü Mehmet Taşkan’õn ifadesi...) ? Grabenstrasse’deki gayri- menkul, (gene bağlantõlõ firma olan) ASSPLAN GmbH şirke- tiyle, hissesi 200-250 bin Av- ro arasõnda olmalõymõş, Baş- kanõ Abdullah Özer’in bulun- duğu OFWG kooperatifi tara- fõndan satõn alõnmõş. ASSP- LAN GmbH şirketi parayõ, Weiss Handel şirketinden al- mõş. Geyrimenkulün gerçek değeri 700 bin Avro’ydu. (De- niz Feneri iddianamesinden...) ? Viyana’daki yurt da Weiss Handel şirketi tarafõndan tak- riben 3 milyon Avro karşõlõ- ğõnda satõn alõnmõş. Paranõn bir kõsmõ keş ve peşin ödenmiş, geri kalanõ da taksitlerle öden- miş. Taksitlerin ödenmesi için de Weiss Handel şirketi para- yõ, Almanya Deniz Feneri’nden almõş. (İddianameden...) ? 2006 yõlõ Mayõs veya Ha- ziran ayõnda Ferdinand-Porsc- he-Strasse’de bir arsanõn alõn- dõğõnõ açõklamõş. (Taşkan açõk- lõyor) Bu arsada, Deniz Fene- ri e.V. için bürolarõnõn barõna- cağõ bir bina yaptõrõlmak iste- niyormuş. Ancak Deniz Fene- ri’nin satõn almamasõ gerekti- ğinden Gürhan, arsayõ Weiss Handel GmbH şirketinin satõn almasõnõ uygun görmüş. Ken- disi (Taşkan) bütün planlarõ yapan ve inşaatõ da yapmasõ dü- şünülen, inşaat mühendisi Ab- dullah Özer’le birlikte İmar ve İskân Dairesi’ne gitmiş ve ar- sanõn satõn alõnabilmesinde gayret sarfetmiş. Bazõ teklifler, Abdullah Özer tarafõndan da getirtiliyormuş. (İddianame- den...) Almanya hem ikinci Deniz Deniz Feneri e.V. davasõnda kurye olarak suçlanan; kooperatif skandalõnda soruşturulan Zahid Akman’õn yöneticisi olduğu Weiss GmbH adlõ şirket Deniz Feneri e.V. adõna aldõğõ arsanõn inşaat işini bile Akman’õn yönetim kurulu üyesi olduğu OFWG adlõ kooperatifin başkanõ Abdullah Özer’e vermiş. Feneri dosyasõnõ hem de koopera- tif yolsuzluğu so- ruşturmasõnõ sür- dürüyor. Hem Akman hem De- niz Feneri e.V’den tutuklu Gürhan’õn yollarõ; ilişkiler zinciri Alman makamla- rõ tarafõndan orta- ya konulan Weiss GmbH ve OFWG koopera- tifinde yönetici olarak kesişiyor. Zahid Akman, Weiss adlõ medya şirketinin genel müdürlüğünü RTÜK Başkanõ olduktan 4 ay sonra 2 Kasõm 2005 tarihinde Mehmet Gür- han’a devrediyor. Gürhan ve Ak- man, Deniz Fe- neri iddianame- sinde adõ geçen kooperatif başka- nõ Abdullah Özer’le birlikte kooperatifin yö- netiminde bulu- nuyordu. Gürhan ve Akman, koo- peratif yöneti- minden de 25 Temmuz 2006 ta- rihinde ayrõldõ. ZAHİD AKMAN: Belgesi olan savcılara versin Almanya’ya girişine engel olmadõğõna dair belgenin sahte olmadõğõnõ savunan RTÜK Başkanõ, elinde konuya ilişkin belge olan medya mensuplarõnõn neden bunu savcõlõkla paylaşmadõklarõnõ sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanõ Zahid Akman, Al- manya’ya girişine engel olmadõğõ yö- nündeki belgenin sahte olduğu iddia- larõyla ilgili, “Bahsedilen bu belge- nin sahte olduğu iddiası külliyen ya- landır” dedi. Akman’õn, kendisiyle ilgili tüm bil- gi ve belgelerin savcõlõğa iletilmesini istedikten sonra, “Bu konu yargıya intikal ettiyse, savcılar tarafından ta- kip ediliyorsa ey basın mensupları, ey sayın medya mensupları bir bel- geniz, bilginiz varsa niye savcılıkla paylaşmıyorsunuz” yönündeki açõk- lamasõ ise dikkat çekti. RTÜK, CHP kontenjanõndan seçi- len üye Mehmet Dadak’õn Ergenekon iddianamesi ekinde yer alan ve bazõ RTÜK üyelerine hakaret içerdiği be- lirtilen ifadelerini görüşmek üzere toplandõ. Akman, RTÜK toplantõsõna ara verildiği sõrada gazetecilerin so- rularõnõ yanõtladõ. “Deniz Feneri da- vası” olarak bilinen konunun 3 yõldõr kamuoyunun gündeminde bulundu- ğunu belirten Akman, şöyle konuştu: “Bahsedilen bu belgenin sahte olduğu iddiası külliyen yalandır. Bendenizle ilgili o gruba mensup bir gazete, ‘Zahid Akman’õn Alman- ya’ya girişi yasak’ diye bir manşet atınca, Main-Taunus Kaymakam- lığı’ndan bir belge istenmiştir. Bel- ge, iki paragraftan oluşmuştur ve tamamen bendenizin bireysel ola- rak kamuoyunu bilgilendirmek için avukatlarım aracılığıyla istediği bir belgedir. Belge, aynı gün inter- net aracılığıyla imzasız ve mühür- süz olarak avukatıma ulaştırılmış- tır. Avukatım aracılığıyla da Tür- kiye’ye, bana intikal ettirilmiştir. İki paragraflık belgenin bir paragrafı zaten konunun gündeme gelmesiy- le ilgili nedeni açıklayan paragraf olduğu için kamuoyuyla paylaşıl- mamıştır. Birinci paragrafta, Zahid Akman’ın Almanya’ya girişiyle il- gili herhangi bir engel olmadığı ifadesi çok açık ve net ifade edil- mektedir. İkinci paragrafta ise -ki benim özel konumla ilgilidir- ‘Zahid Akman’õn Almanya’ya gelmesi söz konusu olduğunda vize polisine mü- racaat etmesi istenmektedir’ diye bir ifade vardır.” CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ile ilgili suç duyurusunda bulunduğu- nu söyleyen Akman, “Ama Sayın De- niz Baykal, dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak bendenizle ilgi- li her şeyi ifade edebiliyor ve benim bu suç duyurum Sayın Baykal’ın milletvekilliği bitene kadar hiçbir so- nuç doğurmayacak” dedi. ‘GelFrankfurt’agidelim’ CHP’li Ali Kõlõç, hakkõnda Almanya’da tutuklama emri olan Zahid Akman’õn kamuoyunu yanõltmaktan vazgeçmesini istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Ali Kılıç, RTÜK Başkanõ Zahid Akman hakkõnda Frankfurt Main Yabancõlar Dairesi’nin “bulduğunuz yerde tutuklayın” emri olduğunu vurgulayarak, “Hodri meydan Akman, gel Frankfurt’a gidelim” dedi. Kõlõç yaptõğõ açõklamada, Main Taunus Yabancõlar Dairesi’nin 21 Nisan 2007 tarihli, Thea Menzel imzalõ, “Görüldüğü yerde tutuklayın” belgesinin hâlâ geçerliliğini koruduğuna dikkat çekti. Zahid Akman’õn tüm çağrõlarõna karşõn Almanya’ya giriş yapmadõğõnõ anõmsatan Kõlõç, şunlarõ söyledi: “Akman hakkında Frankfurt Başsavcılığı’nın cezai takibat belgesi var. Frankfurt Başsavcılığı’nın, 7670 JS 241702-07 sayılı dosyasında hakkında cezai takibat ve gözaltı kararı verilen Zahid Akman RTÜK’ten derhal ayrılmalıdır. Dağıttığı belgede bazı bölümleri özeldir diyerek Türk kamuoyundan saklamaya çalışan Akman, Türk halkının gözünün içine baka baka gerçekleri saklayarak zaman kazanmıştır.” CHP’li Kõlõç, Zahid Akman hakkõnda Almanya’da OFWG Kooperatif Yönetim Kurulu üyesiyken toplanan paralarõ amaç dõşõ kullanmalarõ nedeniyle başlatõlan soruşturmanõn da sürdüğünü vurgulayarak, “Akman’ı yeniden Almanya’ya davet ediyorum. Artık Türk kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmesi çağrısında bulunuyorum” dedi. DENİZ FENERİ e.V.’NİN TÜRKİYE’DE YARDIM ETTİĞİ DERNEK SAYISI 9’DAN 4’E DÜŞTÜ Kart: Deliller karartõlõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM’de dün basõn toplantõsõ düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Deniz Feneri e.V. da- vasõyla ilgili bazõ gelişmelerin altõ- nõ çizdi. Eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’in 2008 yõlõ Aralõk ayõnda so- ru önergesine verdiği yanõtta “Deniz Feneri e.V.’nin Türkiye’de 9 der- neğe yardım yaptığını ifade etti- ğini, ancak yardım yapılan der- neklerin ismini açıklamadığını” anõmsatan Kart, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Sadullah Ergin, 11.06.2009 tarihli önerge cevabıyla, Deniz Feneri e.V.’nin Türkiye’de yar- dımda bulunduğu dernek sayısının sehven 9 olarak bildirildiğini, oy- sa yardım yapılan dernek sayısının 3, federasyon sayısının ise 1 oldu- ğunu ifade etmiştir. Yardım ya- pılan dernek sayısı neden önce 9 olarak bildirilmiştir? Neden daha sonra 4 olarak düzeltilmiştir?” Kart, gazetecilerin “Yardım ya- pılan dernek sayısının 9’dan 4’e düşmesi ne anlama geliyor” soru- suna da, “Hükümet gerek Der- nekler Masası, gerekse MASAK aracılığıyla delillere müdahale et- mekte ve karartmaktadır. MA- SAK 8 aydır analize devam edi- yor. Cumhuriyet savcıları bu so- ruşturmayı yaparken MA- SAK’tan, BDDK’den, Dernekler Masası’ndan yardım isteyecek. Hükümet, İçişleri Bakanlığı ka- yıtlarına, MASAK çalışmalarına müdahale ediyor. Hükümet delil- leri karartıyor, müdahale edi- yor” yanõtõnõ verdi. Ali Kılıç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle