18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Her Daim Aynı Provokatör: M.Ş. Eygi Dün bu köşede, Mehmet Şevket Eygi’nin me- zunu olduğu Galatasaray Lisesi’nin öğrencilerini kışkırtmaya, bölmeye, birbirlerine düşürmeye yö- nelik yalan ve iftiralarından söz etmiştik. Mehmet Şevket Eygi’nin kim olduğunu, kırk yıl önceki faaliyetlerini yakından bilenler, bu tür giri- şimlerin onun için yeni olmadığını, her şeyin es- kisi gibi devam ettiğinin farkındadır. Mehmet Şevket Eygi, kırk yıl önce olduğu gibi, kırk yıl sonra da aynı provokatördür. 1960’lı yıllarda özellikle, Türkiye’yi Kıbrıs’a mü- dahaleden caydırma amacına yönelik olarak Baş- kan Johnson’un İnönü’ye yazdığı, mektuptan son- ra iki ülke arasındaki ilişkiler bozulmuş, kamuo- yunda Amerikan karşıtlığı yükselmeye başlamış ve özellikle 6. Filo Türkiye’nin, uluslararası anlaş- malardan doğan Kıbrıs müdahalesi önünde engel olarak görülmeye başlamıştı. Böyle bir ortamda 1969 yılının şubat ayında Amerikan 6. Filosu’nun İstanbul’a gelmesi üzerine hava gerginleşmiş, sol- cu gençler ziyareti protesto eden gösterilere ha- zırlanmaya koyulmuşlardı. Sonunda olaylar büyümüş, Amerikan 6. Filo- su’nun erleri Dolmabahçe’den denize atılmış, polis ile öğrenciler arasında çıkan çatışmada bir- çok kişi yaralanmış, gençlerden gözaltına alınan- lar olmuş en sonunda 16 Şubat 1969’da, kışkır- tılmış fanatik dincilerin gençler üzerine saldırma- sı sonucunda 2 genç ölmüştü. Kanlı Pazar olarak bilinen o olayların en büyük tahrikçileri ise Mehmet Şevket Eygi ve başyaza- rı olduğu Bugün gazetesiydi. Bakınız Mehmet Şevket Eygi, Suudi Arabistan’da yazdığı, İslam adına ABD 6. Filosu’nu savunan ya- zısında neler söylüyor. “...Bir müddetten beri kılmaya başladığımız CEMAAT-İ KÜBRA İLE SABAH NAMAZLARI’nın faydasını hepimiz gördük. Önümüzde 16 Şubat Pa- zar günü büyük bir cemaat halinde sabah nama- zı kılmak üzere bütün mümin kardeşlerimi Beya- zıt camii şerifinde toplanmaya davet ediyorum. Aziz kardeşlerim! Koşunuz! Cemaate koşunuz! 16 Şu- bat Pazar günü gün doğmadan Beyazıt Camii önünde toplanınız! Kafirler bizim cemaatimizi gö- rünce hapı yutar zaten” (Bugün Gazetesi 14.2.1969) Mehmet Şevket Eygi, 2 gencin saldırgan Ame- rikan yanlısı aşırı dinci güçler tarafından öldürül- dükleri 16 Şubat 1969 günkü “Cihada Hazır olu- nuz” başlıklı yazısında da şunları söylüyordu: “Bilmiş olunuz ki, büyük bir fırtına başlamak üze- redir. Müslümanlar ile kızıl kafirler arasında topyekûn savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. İmtihan günleri ge- lip çatmıştır. Müslüman kardeşim sen bu savaş- ta bitaraf kalamazsın. Komünizm küfrüne karşı der- hal silahlan! Stalin ve benzeri decallerin (benzeri deccal kim acaba?A.S.) piçleri olan kızıl veletler bütün Müslümanları karşılarında bulmalılar... Her- kes vazifesine koşsun... Hamle kafirlerden (Türk gençleri kastediliyor. A.S.) gelsin.....Komünistle- rin amansız düşmanı olan Genelkurmay Başkanı Cemal Tural Paşa anti komünist faaliyetlerinde mil- letçe desteklensin. Kaderi ilahı bu kumandana ta- rihi bir hizmet verirse müslümanlar ona yardımcı olsunlar. Bilsinler ki, seçimsiz başa geçecek olan iktidar onları doğrayacaktır. Vesselam alel müca- hidin.” Medine. Mescidi Nebevi 9 Şubat 1969. Evet Mehmet Şevket Eygi, 40 yıl önce, ABD he- sabına, Medine’den beri cihat çağrısı yaparken bunları yazıyor ve iki gencin ölümüyle sonuçlanan olayların baş kışkırtıcısı olarak tarihe geçiyordu. Şu günlerde Mehmet Şevki Eygi, acaba kimin ya da kimlerin hesabına dincilik ticareti yapıyor? Şu günlerde acaba Eygi Galatasaray’da ne ya- ratmak, hangi bölünmeleri kışkırtmak için kimin he- sabına kaleme sarılıyor? Ülkenin sağlam kurullarının insanları, Eygi ve benzerlerinin buralara el uzatmalarına engel ol- malıdırlar. [email protected] ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, ihtar karar- larõna uymayan partilere, kapatma yerine Hazine yardõmõndan yoksun bõ- rakma cezasõ verilmesini öngören düzenlemeyi ip- tal etti. Ancak mahkeme yeni bir yaptõrõm için de süre vermedi. Bu neden- le de ihtara uymayan par- tilere ceza tehdidi ortadan kalkmõş oldu. Türkiye Komünist Par- tisi (TKP) hakkõnda, dö- nemin Yargõtay Cumhu- riyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu tarafõndan 2002 yõlõnda açõlan ka- patma davasõnõ inceleyen mahkeme, partinin da- vayla ilgili verdiği sa- vunmasõndaki, SPY’nin 104/2. maddesinin ana- yasaya aykõrõ olduğu id- diasõnõ “ciddi” bularak, esastan inceledi. Başsav- cõlõk, “TKP’nin Anaya- sa Mahkemesi’nce ve- rilen ihtar kararına rağ- men yasaya aykırı du- rumun düzeltilmesi için SPK’nin 104/2. madde- si uyarınca kendisine ta- nınan sürede ihtar ko- nusu aykırılığı ‘SPK’ye uygun olarak’ giderme- yerek sürdüren Türkiye Komünist Partisi’nin, aynı yasanın 104/2. mad- desi uyarınca kapatıl- masına karar verilme- si”ni istemişti. AKP için de emsal Yüksek Mahkeme, söz- konusu hükmü 2’ye kar- şõ 9 üyenin oyuyla iptal et- ti. AKP hakkõnda 2002 yõ- lõnda açõlan kapatma da- vasõ da Anayasa Mahke- mesi’nde incelemede bek- liyor. AKP hakkõnda da dönemin Yargõtay Cum- huriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu tarafõndan, 1997’de Siirt’te yaptõğõ konuşma nedeniyle 10 ay hapse mahkûm edilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin ön- ce kurucu üyesi, ardõndan da genel başkanõ olduğu gerekçesiyle önce uyarõ ardõndan da kapatma da- vasõ açõlmõştõ. AKP ka- patma olasõlõğõnõ aşabil- mek için yaptõğõ yasa de- ğişikliğiyle kapatma ce- zasõ yerine Hazine yardõ- mõndan yoksunluk ceza- sõnõ getirmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alman- ya’nõn Ankara Büyükelçiliği’nin Friedrich Ebert Vakfõ’nõn CHP’ye bağõşta bulunduğu iddialarõ- nõn doğru olmadõğõnõ resmi bir açõklama ile ka- muoyuna duyurmasõ ricasõnõ görmezden gelen Dõşişleri Bakanlõğõ, bu konuda neden sessiz kaldõğõnõ açõklamak yerine, Büyükelçi Eckart Cuntz’u suçlamayõ tercih etti. Dõşişleri Bakan- lõğõ’na çağõrõlan Cuntz’a “Neden basına bilgi verdiniz” siteminde bulunuldu. Alman Büyük- elçiliği Sözcüsü Patrick Heinz olayõ doğrular- ken Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak Özü- gergin, CHP’ye aftedilen iddialarla ilgili adli sü- reçte Dõşişleri’nin üstüne düşeni yaptõğõnõ ve yap- makta olduğunu ileri sürüp Cuntz’un “Bu ko- nuya ilişkin bakanlığa muhatap bir mektubu basınla paylaşmasının ise diplomatik tea- müllere uymadığı” dedi. Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Cuntz, dün Dõşişleri Bakanlõğõ’na çağõrõldõ. Cuntz, bakanlõkta Genel Siyasal İşlerden Sorumlu Müsteşar Yar- dõmcõsõ Büyükelçi Ecvet Tezcan ile görüştü. Gö- rüşmede, Tezcan’õn Cuntz’a, “Neden basına bil- gi verdiniz” diye sitem ettiği, söz konusu belgenin muhatabõnõn Dõşişleri Bakanlõğõ olduğu gerek- çesiyle duyulan rahatsõzlõğõ ilettiği öğrenildi. Özügergin de düzenlediği basõn toplantõsõnda Cuntz’un, Friedrich Ebert Vakfõ’nõn CHP’ye ba- ğõşta bulunduğu iddialarõyla ilgili ortaya atõlan bel- genin sahte olduğunun, Dõşişleri Bakanlõğõ ta- rafõndan da açõklanmasõ yönündeki başvurusu- na yanõt verilmemesine ilişkin soruyu yanõtladõ. Özügergin, bunun adli bir süreç olduğunu ileri sü- rüp “Bakanlığımız bu adli süreç çerçevesinde üstüne düşeni yapmıştır, yapmaktadır ve ya- pacaktır da” görüşünü dile getirdi. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn görevinin kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu tayin etmek olmadõğõnõ dile getiren Özügergin, “Görevimiz iki ülkenin adli makamları arasındaki evrak iletişimini düzenli olarak sağlamaktır, hüküm vermek değildir. İçerikle ilgili hüküm vermemiz söz konusu değildir” diye konuştu. Cuntz’un Dõş- işleri Bakanlõğõ’na muhatap bir mektubu basõn- la paylaşmasõnõn ise diplomatik teamüllere uy- mamakta olduğunu savunan Özügergin, Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn neden Alman Büyükelçiliği’nin ilet- tiği ve CHP’nin haksõz yere suçlandõğõnõ göste- ren belgeler konusunda resmi bir açõklama yap- madõğõna ilişkin değerlendirme yapmadõ. Kıbrıs ve Ruhban Okulu Özügergin, dõş politikadaki diğer konu baş- lõklarõnõ da değerlendirdi. Kõbrõs’a karşõlõk Ruhban Okulu’nun açõlacağõ yönünde çõkan ha- berleri de değerlendiren Özügergin söz konusu okulun açõlmasõna ilişkin olasõ bir kararõn, Tür- kiye Cumhuriyeti’nin bağõmsõz bir şekilde, başka konulardan ayrõ bir şekilde vereceği bir karar olacağõnõ söyledi. “Konunun özü, bizim vatandaşımız olan azınlıklarımızı ilgilendirir. Bu, bizim sorunumuzdur” diyen Özügergin, farklõ birimleri konuyla ilgili çalõşma içerisin- de belirtti. Özügergin bir soru üzerine de Dõş- işleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun, temaslarda bulunmak üzere kõsa bir süre içinde Irak’a gi- deceğini söyledi. Özügergin, Kõbrõs Rum Kesimi’nin ada açõk- larõnda petrol ve doğalgaz arama çalõşmalarõna ilişkin bir soruyu yanõtlarken de Rumlarõn bu gay- retlerini “maceracı” olarak nitelendirerek Rum- larõn tavrõnõn gerginlik potansiyeli taşõdõğõnõ ve müzakere süreciyle bağdaşmadõğõnõ belirtti. 5 KURUMDAN KATILIM Başkentte güvenlik zirvesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özellik- le Ortadoğu’ya ilişkin sõcak gelişmeler ya- şanõrken Dõşişleri Bakanlõğõ’nda dün beşli güvenlik zirvesi toplandõ. Toplantõnõn ağõr- lõklõ olarak Ortadoğu’ya ilişkin eşgüdüm niteliği taşõdõğõ öğrenildi. Toplantõya, MİT Müsteşarõ Emre Taner, Genelkurmay Ha- rekât Başkanõ Korgeneral Mehmet Eröz, geçen ay Büyükelçi Gürcan Türkoğ- lu’nun yerine Cumhurbaşkanlõğõ Başdanõş- manlõğõ’na atanan Ortadoğu Genel Müdü- rü Büyükelçi Hüseyin Diriöz, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve üst düzey diplomatlar katõldõ. Üst düzey ve geniş katõlõmlõ böyle bir toplantõnõn, hükü- metin Kürt açõlõmõna ilişkin tartõşmalarõn sürdüğü bir dönemde gerçekleştirilmiş ol- masõ dikkat çekti. Toplantõya ilişkin resmi bir açõklama yapõlmadõ. Diplomatik kay- naklar, toplantõnõn gündeminin Ortadoğu olduğunu ve eşgüdüm çerçevesinde yapõl- dõğõ bilgisini verdi. Ortadoğu’ya ilişkin olarak Türkiye’nin gündeminde, PKK ko- nusunun dõşõnda siyasal olarak Lübnan ve İran seçimleri, Irak’taki gelişmeler, İsrail ile Suriye arasõnda başlatõlmasõ öngörülen aracõlõ görüşmeler, İsrail-Filistin anlaşmaz- lõğõ, Hamas’õn durumu ve barõş süreci gibi konu başlõklarõ bulunuyor. Ayrõca böyle bir toplantõnõn Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun Irak’a ziyareti öncesinde yapõlmõş olmasõ da anlamlõ bulundu. CHP’ye yönelik bağõş suçlamasõnda gerçekleri basõnla paylaşan Alman Büyükelçi’ye tepki Dõşişleri Cuntz’u uyardõ DÜZENLEME İPTAL İhtara uymayan partiye dava yok CMYB C M Y B C H P , S T E İ N M E İ E R ’ E K I Z D I : S P D B İ Z İ M S İ C İ L A M İ R İ M İ Z D E Ğ İ L ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Alman Sosyal Demokrat Parti- si (SDP) lideri ve Dõşişleri Bakanõ Frank-Walter Steinmeier’in “CHP’nin Avrupa’dan yana tavır almama, iç reform sürecine karşı çıkma, düşünce özgürlüğünün sı- nırlarının genişletilmesine muhalif tavrını anlamakta güçlük çekiyo- rum” sözlerine CHP yönetiminden tepki geldi. CHP sözcüsü Mustafa Özyürek, “Alman SDP bizim sicil amirimiz değil” derken Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Onur Öymen de, “Türkiye’nin çıkarlarını savun- mak sosyal demokrat kimlikle çe- lişmez” açõklamasõnõ yaptõ. Özyürek, Steinmeier’in açõklama- larõna, “Biz çağdaş sosyal demok- rasinin gereklerine sahip çıkıyoruz. AB konusunda CHP’nin tavrı çok net; teslimiyetçi olmadan tam üye olmak istiyoruz. Önce Türkiye’nin üyeliğine destek olsunlar ve CHP ile temas kurarak ne düşündüğünü anlamaya çalışsınlar” diyerek tep- ki gösterdi. Öymen de “Alman Dışişleri Ba- kanı CHP’nin herhangi bir yetki- lisiyle görüşmeden bir hükme var- mıştır. O nedenle bu açıklama, çok talihsiz bir açıklamadır. Tür- kiye’nin çıkarlarını savunmak sos- yal demokrat kimlikle çelişmez. Biz Türkiye’nin çıkarlarını sa- vunmaya devam edeceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle