17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Kriz, Tehlike ve Fırsat Kriz sözcüğü, Çincede, tehlike (Wei) ve fırsat (Ji) karakterlerinden oluşuyormuş! Bugünlerde insanlı- ğın bu iki durum arasında bir yerde olduğunu dü- şünüyorum. Büyük tehlikeler ve büyük tarihsel ola- naklar bizleri bekliyor. 2007 mali kriziyle birlikte egemen sermaye birikim modelini destekleyen ideolojik yapı çatırdamaya başlayınca hem bireysel hem de toplumsal ölçekte çok patlayıcı bir ortam oluşmaya başladı. Bireysel öl- çekte, trajik sonuçlara yol açan kimlik krizleri yaşa- nıyor. Toplumsal düzeyde, yerleşik sınıf uzlaşmala- rı bozuluyor, “yönetilenler, eskisi gibi yönetilmek is- temediklerini” çeşitli yollardan ifade ediyorlar. Tarih bize, bu koşullarda, egemen sınıfların seç- kinlerinin var olanı korumaya yönelik siyasi kültürel (çoğu zaman, kimlik siyasetine dayalı) stratejilere, da- ha baskıcı rejimlere yöneldiklerini gösteriyor. Bu yüz- den “Ji” yi değerlendirmek, çıkış yolu bulmak, halk kitlelerinin ortak davranma ka- pasitelerine kalıyor. Kimlik krizlerinden… Yaklaşık 30 yıldır, hemen tüm toplumsal süreçle- ri, ekonomik verimlilik, alınıp satılabilirlik ölçütleriy- le değerlendiren, tüketimi ne pahasına olursa olsun körükleyen bir “piyasa popülizmi” egemendi. Bu kül- türde zaman “hemen şimdi”ye, bireyin kimliğinin is- tikrarı, hazlarının “hemen şimdi” tatmin edilmesine, yaşamlarının her ayrıntısını yakından izlemeye zor- landığı “ünlülerin” kullandığı, hazları temsil eden mar- kalara indeksleniyordu. Bu kimlikler, krizle birlikte kendilerini, alıştırıldıkları realitenin çözülmeye başladığı bir ortamda buldular. Artık, ücretlerini, kredi kartlarını, gözlerini kamaştıran markalara ulaşmanın araçlarını, geleceğe ilişkin planlarını hızla yitiriyorlardı. New York Times’ın ak- tardığına göre, geçtiğimiz bir yıl içinde çalışanlar ara- sında, anksiyete, depresyon, kronik uykusuzluk, “panik atak” olaylarında, intihar, uyuşturucu kullan- ma eğilimlerinde çok belirgin artışlar gözleniyormuş. Bir süredir, uluslararası medya, bu insanların ser- giledikleri, akıl dışı tepkilerin örnekleriyle dolu. Yal- nızca mart ayı içinde ABD’de, silahlı saldırılarda, okul- larda gerçekleştirilen toplu öldürme olaylarında 60’tan fazla insan yaşamını yitirdi. Almanya, Finlan- diya gibi iki ülkede de benzer olaylar yaşandı. İngil- tere’deyse 14-19 yaş arası gençler arasında, silah- lı çatışmalarda, geçen yılın başından bu yana, 32’si siyah 50’si beyaz 90 genç yaşamını yitirdi. Le Monde’un aktardığı bir araştırma, Fransa’da, 16- 25 yaş arası gençliğin gelecekten, iş bulma, ev, ai- le sahibi olmaktan umutlarını kestiğini ortaya koyu- yor. Der Spiegel’in ve Financial Times’ın aktardığı- na göre Almanya’da, özellikle 15 yaş civarındaki genç- lerin Neo-Nazi örgütlere ilgisi hızla artıyormuş. Prof. Klare, The Asia Times’da yayımlanan bir ça- lışmasında, küresel çapta artmaya başlayan yok- sulluğun, işsizliğin, Meksika’dan Yeni Gine’ye, küresel bir suç dalgası yarattığına dikkat çekiyordu. İnsan- lar yoksullaştıkça suç örgütlerinin ağına düşme ola- sılıkları, gelişmekte olan ülkelerde güvenlik güçleri ara- sında yoksulluk ve rüşvet artıyormuş. Prof. Dominique Moisi, ABD’de yaşananları, Fransız Devrimi öncesi koşullara benzetiyor. O dö- nemin ekmek kıtlığı, bugünün ev krizine, iş krizine ben- ziyor. Fransız monarşisini yönetenlerinin umarsızlı- ğı, aristokrasinin aşırı yaşam tarzı da, mali sektör üst düzey çalışanlarınınkine… G20 protestolarında gö- ze çarpan “Bankacıları yiyiniz” sloganı, başka benzerliklerin de olabileceğine işaret ediyor. Kitle refleksine… Fransa, İtalya’dan Yunanistan’a, Baltık ülkelerine, Doğu Avrupa’ya, hatta Tayland’a, G20 ve NATO top- lantılarına kadar yaygın, şiddet unsurları da içerme- ye başlayan grevler, genel grevler ve protesto gös- terileri, bu yılın yaygın, olaylı 1 Mayıs kutlamaları, şe- killenmekte olan yeni kitle refleksine, sendikaların bir- likte davranma eğilimlerindeki artış yeni bir ruh ha- line tanıklık ediyor. İnanılır gibi değil ama bu yıl ABD’de yapılan kapsamlı bir kamuoyu araştırmasına göre hal- kın yalnızca yüzde 53’ü, kapitalizmin sosyalizmden daha iyi olduğunu düşünüyormuş. Wall Street Journal, halkın yüzde 55’i popülist oldu, diyor. Kitle eylemlerindeki canlanma geleneksel işçi sı- nıfıyla, öğrencilerle sınırlı değil. Foreign Policy der- gisinde Josua Kurlantzick, “Burjuva Devrimi” başlıklı yazısında, küresel çapta oluşan “yeni orta sınıfın” Latin Amerika’dan Asya’ya kadar “demok- rasiye”, “seçilmiş hükümetlere” karşı ayaklanmaya başladığından yakınıyordu. İlk önce, bizim de ak- tardığımız, bir İngiliz Savunma Bakanlığı raporunda saptanan bu “yeni orta sınıf ” kavramı, “küreselleşme döneminde”, finans, hizmet sektörlerinde yaşanan işçi sınıfı şekillenmesini de yansıttığından, aslında çok daha karmaşık bir olguya işaret ediyor ve ge- leceğin kritik hegemonya mücadelelerinin çoktan başladığını haber veriyor. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Bahçeli, değişikliğin seçim hükümetinin emaresi olduğunu söyledi, dõşarõdan bakan atanmasõnõ eleştirdi MHP’ye göre seçim yakõnANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, kabine değişik- liğinin, “seçim hükümeti ema- releri” taşõdõğõnõ söyledi. Bahçeli grup konuşmasõna Mardin’de bir düğün evine ya- põlan saldõrõda yaşamõnõ yitiren 44 kişinin yakõnlarõna başsağlõğõ di- leyerek başladõ. Konuşmasõnda, Adana Büyükşehir Belediye Baş- kanõ Aytaç Durak’a yönelik id- dialara tepki gösteren Bahçeli, YSK kararlarõnõn kesin olduğu- na dikkat çekti. Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn yaptõğõ kabine değişikliğine değinen Bahçeli, Dõşişleri Bakanlõğõ’na parla- mento dõşõndan bir isim olan Ahmet Davutoğlu’nun atanma- sõnõ, AKP’nin 338 milletvekili içinde bu görev için “liyakatlı bir isim bulunamamasına” bağladõ. Kabine değişikliğinin “levha değiştirilmesi”nden fark- lõ olmayacağõnõ kaydeden Bah- çeli, “Değişiklikler, bu kabi- nenin seçim hükümeti olduğu yönünde emareler vermekte- dir” değerlendirmesini yaptõ. Bahçeli, anayasa paketiyle il- gili partisinin “kırmızı çizgile- rini” de bir kez daha anõmsattõ. Türkiye’nin üniter yapõsõ ve mil- li devlet niteliğine “halel” geti- recek, Türkiye’yi ABD ve AB’nin dayatmalarõ karşõsõnda “noter” haline dönüştürecek, milli birlik, resmi dil ve eğitim gi- bi konularda anayasal çerçeveyi sulandõracak değişiklikleri “tar- tıştırmayacaklarını” belirten Bahçeli, Cumhurbaşkanõ ve 22 Temmuz 2007’de seçilen parla- mentonun görev süreleriyle ilgi- li de net tavõr koydu. 31 Mayõs 2007’de yapõlan anayasa deği- şikliğine göre cumhurbaşkanõnõn görev süresinin 5, milletvekille- rinin de 4 yõl olduğunu ifade eden Bahçeli, milletvekili se- çimlerinin 2011, cumhurbaşkanõ seçiminin 2012’de yapõlmasõ ge- rektiğine işaret etti. Bahçeli, bu sürelerin uzatõlmasõnõn anaya- sayla mümkün olabileceğini, an- cak MHP’nin “böyle bir zorla- manın içinde yer almayacak- larını” ifade etti. Bahçeli, terörle mücadele ko- nusunda da PKK’nin “tam im- hası” için çalõşõlmasõ gerektiği- ni söyledi. Bahçeli, “Halen adı konmamış olsa bile, AKP hü- kümetinin Barzani üzerinden yürüttüğü görüşme ve ilişki trafiğinin adı, PKK terör ör- gütü ile örtülü veya dolaylı müzakeredir” dedi. Bahçeli, Dõşişleri Bakanlõğõ’na parlamento dõşõndan bir isim olan Ahmet Davutoğlu’nun atanmasõnõ, AKP’nin 338 milletvekili içinde bu görev için “liyakatlõ bir isim bulunamamasõna” bağladõ. Bahçeli, anayasaya göre mevcut cumhurbaşkanõnõn görev süresinin 5 yõl, parlamentonun da 4 yõl olduğunu belirterek, “Bunun dõşõndaki zorlamalarõn içinde yer almayacaklarõnõ” söyledi. Bahçeli aynaya baksın Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin dõşarõdan bakan atanmasõyla ilgili sözlerine tepki göstererek, “Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak; kendi koalisyon hükümetinizde battõnõz, batarken de ABD’den Kemal Derviş’i hükümetinize dõşardan aldõnõz” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan, kabine değişikliğinin ar- dõndan ilk grup toplan- tõsõnõ yaptõ. Milletve- killeri, kabineye yeni giren bakanlarõn önün- de kutlama kuyruklarõ oluştururken, kabine dõ- şõnda kaldõktan sonra açõklamalarõyla dikkat çeken eski Milli Eği- tim Bakanõ Hüseyin Çelik’in toplantõya ka- tõlmamasõ dikkat çekti. Kabine değişikliğine ilişkin eleştirilere yanõt veren Erdoğan, parti- sinde makamlar ve rüt- belerin önemli olmadõ- ğõnõ, esas olanõn hiz- met olduğunu kaydet- ti. Bakanlarla ilgili ola- rak akla hayale gelme- dik iddialarõn ortaya atõldõğõnõ belirten Er- doğan, bunlara kulak asmadõklarõnõ dile ge- tirdi. Türkiye’nin en son ihtiyaç duyduğu şeyin gerilim olduğunu vur- gulayan Erdoğan, “Hiç- bir gerilimin tarafı ol- madan, hizmete de- vam edeceğiz” dedi. Ekonomik krizi de- ğerlendiren Erdoğan, bi- rilerinin zil takõp oyna- mak istediğini, enflas- yon açõklandõğõ zaman istedikleri gibi rakamlar çõkmayõnca çõlgõna dön- düklerini ileri sürdü. 2007’de demokrasiye yönelik istikrarõ bozma- yõ hedef alan tartõşmalar yaşandõğõnõ, bunlarõn üzerine genel seçim, re- ferandum, yerel seçim gibi olaylarõn yaşandõ- ğõnõ kaydeden Erdoğan, tüm bunlara karşõn eko- nominin dengelerinin sarsõlmadõğõnõ savundu. Bazõ ülkelerdeki ekono- mik durumla ilgili sayõ- sal rakamlar veren Er- doğan, milletvekillerine dönerek “Belki not al- mak isteyenler olursa almalarında fayda var, görüyorum ki ülke- mizde notlar bundan sonra çok daha itibar görecek” diyerek Erge- nekon imasõnda bulundu. MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’nin Dõş- işleri Bakanlõğõ’na dõşa- rõdan bakan atanmasõna ilişkin sözlerini eleşti- ren Erdoğan, “Bize bu- nu tavsiye ederken ön- ce aynaya bir bak, ken- di koalisyon hükümeti- nizde battınız, batar- ken ABD’den Kemal Derviş’i hükümetinize dışardan aldınız. Ken- diniz yaptığında olu- yor da bir başkası ya- parken niçin olmuyor? Siyasi tarihimize bak- tığımızda 20’ye yakın dışarıdan girmiş bakan var. Yasalar buna mü- saade ediyor mu edi- yor, mesele bitmiştir. Senin düşüncelerin de beni bu noktada ala- kadar etmiyor” dedi. DTP’Lİ AYNA, MARDİN’DE KULLANILAN SİLAHLARIN DEVLET MALI OLUP OLMADIĞINI SORDU ‘Katliam koruculuk sisteminin eseri’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün Avrupa Konseyi ve Sosyalist Parti Grubu (PES) Baş- kanlõk Kurulu toplantõsõna gitmesi nedeniyle, bu haftaki grup toplantõsõnda konuşan DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine Ayna, Mardin’deki katliamõn “devletin silahlan- dırarak koruculaştırdığı bir aşiretin ken- di arasında yaşanan iç çatışmasından” kaynaklandõğõnõ söyledi. Ayna, “Mardin’deki olay her ne kadar aile içi çatışma olarak yansıtılsa da biz- zat devlet eliyle yürürlüğe konulan Kürt’ün Kürt’e kırdırılma politikası- nın sonucudur” görüşünü savundu. Ko- rucularõn bölgede faili meçhulden, tecavü- ze kadar birçok suça karõştõğõnõ kaydeden Ayna, Mardin’deki olayla ilgili 8 kişinin gözaltõna alõndõğõnõn açõklandõğõna dikkat çe- kerek “O insanları katleden silahlar ve kurşunlar devlete mi ait? Biz bu konuda kuşku duymuyoruz. Bu nedenle diyoruz ki, koruculuk sistemi derhal lağvedil- melidir” diye konuştu. Partisine yönelik operasyonlarda 222 ki- şinin tutuklandõğõnõ ve bunun darbe girişi- mi olduğunu savunan Ayna, yargõnõn da operasyonlara uygun delil yaratma çabasõ- na girdiğini söyledi. Ayna, “Ne yazık ki, Ergenekon’da Fırat’ın doğusuna geçe- meyen, Deniz Feneri başta olmak üzere yolsuzlukların üstüne gidemeyen yargı DTP için seferber olmuştur. İşkencecileri yargılamayan yargı, çocukları yargıla- mak için devreye girmiştir” dedi. Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un saatlerce konuşmasõ karşõsõnda hükümetin sus-pus olduğunu belirten Ay- na, “Madem siyasete bu denli meyillisi- niz, o halde çıkarın üzerinizdeki üni- formayı ve siyasete girin. Mustafa Kemal ‘Üniformayla siyaset olmaz’ diyerek as- kerle siyaset arasına bir sınır çekmemiş miydi? Peki bunlar ne yapıyor? Musta- fa Kemal’e bağlı olduklarını iddia eden- ler, onun çizgisini yerle bir etmektedir” görüşünü savundu. Çözümsüzlüğün ve çatõşmalõ sürecin bu şekilde sürdürülemeyeceğini kaydeden Ayna, “Eğer bu çözümsüzlük politika- sından vazgeçmezseniz, ülkemiz par- çalanmaya doğru gidecektir. Halkları- mız neredeyse kopma noktasına gelmek üzeredir” dedi. Başbakan Erdoğan’õn seçimlerdeki ba- şarõsõzlõk sonucunda kabinesini değiştirmek durumunda kaldõğõnõ belirten Ayna, bu zo- runluluğun “ekonomik krizin teğet geç- mediğinin” de kanõtõ olduğunu vurguladõ. Muhalefetin yükselmeye başladõğõnõ gören Erdoğan’õn kabinesini değiştirmek zorun- da kaldõğõnõ ifade eden Ayna, “yeni oyun- cuların sahaya sürüldüğünü” ifade etti. Siyasi yasak kalkıyor Anayasa değişikliğiyle siyasi partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak isteyen AKP, kişilere uygulanan 5 yõllõk siyasi yasağõ da kaldõrmayõ hedefliyor EMİNE KAPLAN ANKARA - Siyasi partilerin kapatõl- masõnõ, Venedik kriterlerini yaşama geçi- rerek ve Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõ- sõ’nõn doğrudan kapatma davasõ açma yet- kisini sõnõrlandõrarak olanaksõz hale getir- mek isteyen AKP, kapatma kararõ verilse bile parti yöneticileri ve milletvekillerine 5 yõllõk siyasi yasak uygulamasõnõ da kal- dõrmayõ hedefliyor. AKP’nin anayasa paketini oluşturmak üzere kurduğu komisyon, Başbakan Tay- yip Erdoğan’a yaklaşõk 20 maddelik pa- ketle ilgili genel bir bilgi sundu. Erdoğan’õn madde sayõsõnõ fazla bulduğu, paket üze- rinde biraz daha çalõşõlmasõnõ istediği be- lirtildi. Erdoğan’a sunulan paketin seçenekli maddelerden oluştuğu öğrenildi. Siyasi partilerin kapatõlmasõnõ nere- deyse olanaksõz hale getirmek isteyen AKP, davanõn açõlmasõ ve Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararõ vermesi durumunda da kapatõlan partilerin yöne- ticilerine ve milletvekillerine 5 yõllõk si- yasi yasak uygulanmamasõnõ istiyor. Pa- kette, bu konuda da seçenekli öneriler yer alõyor. İlk seçenekte bir siyasi partinin ka- patõlmasõna neden olan kişilerin millet- vekili olmasõ durumunda milletvekilli- ğinin düşmesi, ancak hiçbir şekilde siyasi yasak konmamasõ formülü yer alõyor. İkinci seçenekteyse 5 yõllõk siyasi yasak yerine kapatmaya neden olan siyasi par- ti üyelerine bir sonraki genel ya da yerel seçimlere girmeme cezasõ verilmesi ön- görülüyor. Anayasa Mahkemesi’nin ya- põsõnõn değiştirilmesine ilişkin düzenle- melerin de yer aldõğõ pakette, mahkeme- nin üye sayõsõnõn 21’e çõkarõlarak üyele- rin bir bölümünün TBMM Genel Kuru- lu tarafõndan seçilmesi de öngörülüyor. Emine Ayna ERDOĞAN’DAN YANIT: İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) - Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül, DSP’nin 17 Mayõs’ta yapõlacak kurultayõnda genel başkanlõğa aday olmayacağõnõ açõkladõ. Ku- rultayda Rahşan Ecevit’in Prof. Dr. Alemdar Yalçın’õ destek- leyeceği öğrenildi. Sarõgül, düzenlediği basõn top- lantõsõnda, Türkiye’nin muha- lefet değil yeni bir başbakan aradõğõnõ vurgulayarak “Halkı- mız sosyal demokratları bir- arada görmek istiyor. Toplu- mu bölmeyecek, ortak değer- lerimiz etrafında birleşecek yepyeni bir harekete ihtiyaç var. Bunu başaracağız” dedi. Sarõgül, DSP Genel Başkanlõ- ğõ’na adaylõk iddialarõnõ “Suyu taşıyacak sağlam testiye ihti- yacımız var. Kırılan testinin kulpu olmanın kimseye faydası yok” sözleriyle değerlendirdi. Sarõgül, gazetecilerin “DSP’nin kurultayında birini destekle- yecek misiniz” sorusuna “DSP’nin içişlerine karışmam etik değil” yanõtõnõ verdi. “Ye- ni hareket mi başlatıyorsu- nuz” sorusu üzerine de Sarõgül, halk kendisini bir yere getiriyorsa vakti geldiğinde durumu değer- lendireceğini ifade etti. Ecevit’ten Yalçın’a destek Rahşan Ecevit ise, kurultay ön- cesinde Eskişehir Belediye Baş- kanõ Yılmaz Büyükerşen ve eski TBMM başkanlarõndan Hikmet Çetin ile bağlantõ kur- du ancak temaslardan sonuç çõk- madõ. Ecevit, dün bir grup il baş- kanõ ve milletvekiliyle yaptõğõ toplantõda süreçle ilgili görüşle- rini dile getirdi. Ecevit’in ku- rultayda Gazi Üniversitesi Eği- tim Fakültesi öğretim üyelerin- den Alemdar Yalçõn’õ destekle- yeceği öğrenildi. Ecevit’in yakõn çevresindekiler “Yalçın, Rahşan Hanım’ın güvendiği, sevdiği bir isimdir. Adaylığına itirazı olmadığını ifade etti” dedi. DSP KURULTAYI Sarıgül aday olmuyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Şişli Cum- huriyet Savcõsõ Mecit Ceylan, emeklilik istemine açõklõk getirerek “Telefonlarım uzun süredir dinleniyor. Ancak ben bu nedenden dolayı emekliliğimi istemedim. Sağlık sorunlarım ne- deniyle emeklilik talebinde bulundum” dedi. İstanbul Şişli Cumuhuriyet Savcõsõ Ceylan, ka- muoyunda “telefonlarının dinlendiği gerekçe- siyle emekliliğini istediği” yönündeki tartõşmala- ra açõklõk getirdi. Gazetemize açõklama yapan Ceylan, “Telefonlarım dinlendiği doğru. 29 yıldır çalışıyorum ve gerçekten sağlığım yerin- de değil. En iyi tercihin emeklilik olduğuna karar verdim” diye konuştu. Ceylan, kendisi gi- bi birçok hâkim ve savcõnõn telefonlarõnõn dinlen- diğini ve bu durumun çok rahatsõz edici olduğu- nu, ancak emekliliğini istemesinin nedenleri ara- sõnda bu konunun yer almadõğõna dikkat çekti. Ceylan, “İstifa etmedim, emekliliğimi istedim. Doktorum sağlık sorunlarımın ciddi boyutlara vardığını, işi bırakmam gerektiğini söyledi. Emekliliğimi istememin nedeni budur” dedi. SAVCI MECİT CEYLAN ‘Emekliliğimi sağlık nedeniyle istedim’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle