17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Yayın Dünyası Yayın dünyamızın son yıllarda içine düştüğü ga- ripliklerin – kitapların dağıtılamaması, kitabevlerinde yalnızca çok satanların bulunabilmesi vb. – yalnızca bize özgü olduğunu sanıyordum, meğer değilmiş. Sözcükler dergisinin mayıs sayısında Yüksel Pa- zarkaya’nın “Romanın Nicel Azması” başlıklı yazısını okuyunca, yüz milyon okurun yaşadığı Almanya, Avusturya ve İsviçre’yi kapsayan alanda da aynı so- runların yaşandığını şaşırarak gördüm. Hadi ülkemizde yayıncılık alanı bir türlü güçlü, ge- lenekleri olan bir sektöre dönüşemedi, hep kişisel çabaların belirleyici olduğu küçük esnaf ölçülerin- de kaldı diyelim. Almanya gibi yayıncılığın merkezi sayılabilecek bir ülkede yaşananlara bakınca bu sü- recin de başka pek çok kötülük gibi “arsız kapita- lizmin” bir sonucu olduğu ortaya çıkıyor. Pazarkaya’nın yazısına konu ettiği Sigrid Löff- ler’in değerlendirmeleri sanki bizim için yazılmış gi- bi: Buna göre, dışarıdan bakıldığında, yayımlanan kitapların sayıca çokluğuna aldanıp edebiyatların gittikçe güçlendiğini düşünmek mümkün. Ancak bir kitabevine girdiğinizde, o yıl yayımla- nan kitapları bir arada görebilmek olanaksız. Sü- rekli yeni kitapların çıkmasıyla öncekiler hızla es- kiyip yok oluveriyor. Böylece kitabın kitapçılarda- ki raf ömrü giderek kısalıyor. Bu süre Almanya’da altı haftaymış. Altı hafta içinde basının ve okurun ilgisini çekemeyen kitap, bir daha hayata dönme- mek üzere ölüyor. Bizde bu süre en çok dört hafta. Çünkü ayın ilk haftasında dağıtılan bir kitabın ay sonunda satış ve iade hesapları yapıldığından ay içinde satılabilen sa- tılıyor, satılamayan dağıtıcısına ve yayıncısına iade ediliyor. Bundan sonra o kitap ancak “özel siparişle” yeniden getirtilebiliyor. Kitabevleri, raflarında yalnızca sürekli satılan ki- tapları tutuyor. Bu nedenle kitabın yayımlandığı ay içinde başarılı bir tanıtım kampanyası gerçekleşti- rebilen yazar ya da yayıncı kitabının raflarda kal- masını sağlayabiliyor. Böylesine ani bir ilgi sağlayabilmek için tanıtım kampanyalarının yanı sıra üretilen eserlerin de dil ve içerik olarak alabildiğine tekdüzeleşmesi, daha çok sıradan okura seslenebilmesi gerekiyor. Son dönem çok satan romancılarımızın birbirlerinin peşinden koşarcasına Mevlânâ’ya yönelmeleri de böyle bir sürecin sonucu olmalı. Pazarkaya’nın yazısı, yayın dünyamızın bugünü ve geleceği üstüne çok düşünülmesi gereken pek çok konuyu içeren geniş bir tartışma alanı açıyor. Bu sorunların enine boyuna tartışılması yazarın- dan yayıncısına, kitabevlerinden dağıtıcılara, günü kurtarmanın ötesine geçip kalıcı, kurumsal yapıla- ra kavuşmanın yolunu açabilir. Aynı dergide günümüz edebiyatının önde gelen adlarından Tahsin Yücel’in çevirmenlik yaşamı bo- yunca karşılaştığı ilginçlikleri anlattığı “Öyle Bir Se- rüven” ve Emin Özdemir’in genç yazarların dil so- runlarını irdelediği “Yazınsallık” başlıklı yazıları da yayın dünyamızın içinde bulunduğu girdabın derinlik ve yaygınlığının korkutucu boyutlarını sergiliyor. Bu kör kuyulardan yayın dünyamızı kurtarmanın yoluysa öncelikle, tanıtım kampanyalarından, çok satış listelerinden, vitrin düzenlemelerinden, kitap eklerindeki “hatır gönül” yazılarından kendini ko- rumayı bilen, bilinçli okur sayısının artmasından ge- çiyor. Bakalım okurlar, edebiyat ürünlerinin de bir ticaret metaına dönüştürüldüğü günümüz dünyasında kendilerine kurulan bu “ticari tuzaklar”dan kurtulup gerçek edebiyatla bağlarını koruyabilecekler mi? [email protected] [email protected] Alman haber fotoğrafçõlarõnõn ‘Bir Bütün Olarak Dünya’ sergisi 30 Mayõs’a dek Milli Reasürans’ta Bob Dylan yine zirvede SiemensOperaYarõşmasõ... Kültür Servisi - Amerikalõ şarkõcõ ve söz yazarõ Bob Dylan, “Together Thro- ugh Life” adlõ 33. albümüyle yõllar son- ra İngiltere’de yeniden liste başõ olmayõ başardõ. Dylan’õn İngiltere listelerinde zir- veye oturan son çalõşmasõ, 38 yõl önce 1970 yõlõnda çõkardõğõ “New Morning” albümüydü. “Together Through Life” al- bümüyle İngiltere’de 7. kez 1 numara olan Dylan, aynõ zamanda İngiltere’de zirve- ye oturan iki albümü arasõnda en uzun za- man dilimi bulunan sanatçõ unvanõnõ da Galler asõllõ Tom Jones’un elinden ala- rak, bu alanda bir rekora da imza attõ. Dylan’õn rekorunu elinden aldõğõ Jo- nes’un 1999 yõlõnda çõkardõğõ “Reload” albümü, 1968 yõlõndaki “Delilah” albü- münden tam 31 yõl sonra İngiltere liste- lerinde birinciliğe çõkmõştõ. Bob Dylan, ka- riyeri boyunca pek çok ödül kazanmõş, en son olarak da 2008 yõlõnda “lirik kom- pozisyonları ve sıra dışı şiirsel gücünün, Amerikan kültürü ve popüler müzik üzerindeki derin etkisi”nden dolayõ, özel bir Pulitzer Ödülü’ne değer gö- rülmüştü. Kültür Servisi - Bu yõl 11’incisi düzenlenen Siemens Opera Yarışması’na başvurular başladõ. Yarõşmaya 29 Mayõs’a dek başvurulabilecek. Ön elemeleri 3 Haziran’da yapõlacak yarõşmanõn yarõ finali 4 Haziran, finali ise 5 Haziran’da yapõlacak. Sonuçlar, 6 Haziran akşamõ dereceye giren sanatçõlarõn sahneye çõkacağõ ödül töreninde açõklanacak. Yarõşmanõn birincisi Karlsruhe Operasõ’nda bir yõllõk burs ve Goethe Institut Inter Nationes İstanbul’da 4 aylõk Almanca bursu; ikincisi Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi’nde 6 haftalõk yaz bursu ve Goethe Institut Inter Nationes İstanbul’da 2 aylõk Almanca bursu; üçüncüsü ise 2000 Avro para ödülü kazanacak. Yarõşmaya TC vatandaşõ olan ve 1 Ocak 1979 tarihinden sonra doğan tüm opera sanatçõlarõ katõlabilecek. (www.siemens.com.tr/opera / 0 216 459 36 43) YILDIZ ÇELİK H aber fotoğrafçõlarõnõ, kamerasõyla bir ülkeden diğerine, bir felaketten ötekine koşturan; ‘an’õ görüntüle- yen serüvenciler olarak düşünürüz hep. Oy- sa Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde devam eden ‘Bir bütün olarak dünya’ sergisinde durum biraz farklõ, burada ‘haber fotoğ- rafçıları’nõn çektiği, ancak yõllar süren göz- lem ve çalõşmalarõn ürünü olan ‘belgesel fo- toğraflar’ söz konusu. 1990’lõ yõllarõn Alman haber fotoğrafçõlarõnõn objektiflerinden çõkan karelerden oluşan bu sergi, “Haber fotoğ- rafında olay anını göstermek mi daha et- kilidir, yoksa yıllarca süren acılarını, hü- zünlerini, izlerini fotoğrafla belgelemek mi” sorusunu sordurmak amacõnda. Sergide on altõ farklõ bölüm mevcut, bazõ konular ortak bir çalõşmanõn ürünü, bazõlarõ ise bir fotoğrafçõnõn çektiği seri fotoğraflar- dan oluşuyor. Wolfgang Bellwinkel, Axel Boesten, Kai-Olaf Hesse, Fred Dott, Step- han Erfurt, Martin Fengel, Nikalaus Ge- yer, Jitka Hanzlova, Enno Kapitza, Eva Leitolf, Barbara Müller, Frank Müller, Karin Apollonia Müller, Ulrike Myrzik, Manfred Jarisch, Julia Sörgel, Inga Ta- ubhorn ve Corrinna Wichmann’õn çalõş- malarõnõn yer aldõğõ serginin küratörü Ulf Erdman Ziegler. DUYARLI VE ESTETİK FOTOĞRAFLAR “Bunlar haber fotoğrafı değil, ‘olay’ yal- nızca bir fotoğrafa sığdırılmıyor bu sergide. ‘Olay anõ’nı göremiyoruz. Fotoğraflarının sa- natsal bir amaca ve yüksek bir estetiğe sa- hip olması, haber fotoğrafçılığının ötesine geçtiğini gösteriyor” diyor Ziegler ve ekliyor: “Dolayısıyla serginin bütününde ‘mekânda yokluğun estetiği’ anlatılıyor.” Ziegler’e gö- re, bu fotoğrafçõlar rahatsõz edici, hatta belki de şok edici fotoğraflar peşinde koşmaktansa, duyarlõ görsel haberlerle ilgileniyorlar. Ortak ça- balarõ, güncel olaylarõ haberleştirmekten fazlasõ; yenilikçi bir ifade biçimi: “Bu fotoğrafçılar, çalışma süreçlerinde yapıtlarındaki görsel imgelerin estetik ve psikolojik etkisini arttırmak için büyük çaba gösterdiler.” Uluslararasõ Kültürel İlişkiler Enstitüsü (IFA) ve Goethe Enstitüsü’nün de desteğiy- le hazõrlanan, ayrõca bir albümü de bulunan sergi 8 yõldõr dünyanõn çeşitli yerlerinde de ser- gilendi ve İstanbul’dan sonra da dünyayõ do- laşmaya devam edecek. ( 0 212 231 47 30 - www.millireasurans- sanatgalerisi.com) Kültür Servisi - Avrupa mü- zelerinin standartlarõnõ yükseltmek amacõyla 1977 yõlõnda kurulan Avrupa Müze Forumu bugün Bursa’da başladõ. 9 Mayõs’a dek sürecek olan forumda 26 ülkeden 97 farklõ müze ve kurumdan 200 konuk ağõrlanacak. Son olarak 2008 yõlõ Mayõs ayõnda İrlan- da’nõn Dublin kentinde yapõlan fo- ruma, Lüksemburg Prensesi Si- billa de Luxemburg (Sibilla Sandra Weiller), EMF değer- lendirme komitesi üyesi olarak ka- tõlacak. Avrupa Konseyi öncülü- ğünde gerçekleştirilecek progra- ma Ayrõca, İspanya Irun’daki Oiasso Roma Müzesi’ni temsilen foruma katõlacak olan İspanya Irun Belediye Başkanõ Jose An- tonio Santano ile Bask Bölgesi Belediye Meclis Üyesi Maria Je- sus Aramburu da Bursa’ya ge- lecek yabancõ konuklar arasõnda yer alõyor. Katõlan tüm müzelerin, yüksek standartlarõnõ sergileyerek Avrupa Yõlõn Müzesi Ödülü’ne la- yõk olmaya çalõşacaklarõ forumda Türkiye’den bu yõl İstanbul Mo- dern Sanatlar Müzesi ile Ankara Vakõflar Müzesi ödüle aday ola- cak. Gelecek yõl Finlandiya’nõn Tampere şehrinde düzenlenecek forumda ise yine İstanbul Oyun- cak Müzesi ile Avrupa Yõlõn Mü- zesi Ödülü’ne aday olacak. Av- rupa Yõlõn Müzesi Ödülü ile ilgi- li aday müze temsilcileriyle mü- lakatlarõn yapõlacağõ forumun Ödül Töreni ise 9 Mayõs akşamõ 18.00-20.00 saatleri arasõnda Al- tõn Ceylan Gazellla Salonu’nda yapõlacak. (www.emfbursa.com). AVRUPA MÜZE FORUMU BUGÜN BAŞLIYOR AvrupamüzeleriBursa’da VanGogh’un kulağõ nasõl kesildi? Kültür Servisi - Ünlü ressam Vincent Van Gogh’un kulağõnõ bilindiği gibi kendisinin değil, ressam arkadaşõ Gauguin’in “bir tartışma sırasında kılıcıyla kestiği” ve bu gerçeği Gauguin’i korumak amacõyla saklamõş olduklarõ iddia edildi. Alman sanat tarihçileri Hans Kaufman ve Rita Wildegans’õn, polis kayõtlarõnõ da inceleyerek yaptõklarõ araştõrma sonucu kaleme aldõklarõ ‘Van Gogh’un Kulağı: Paul Gauguin ve Suskunluk Anlaşması’na göre Gauguin, aralarõndaki tartõşma sertleştiğinde kendini savunmak için silahõnõ fõrlatmõş olabilir ve Van Gogh’un kulağõnõn kesilmesine neden olmuş olabilir. Kitapta ayrõca, Van Gogh’un, kardeşi Theo’ya yazdõğõ mektupta “Neyse ki Gauguin daha tehlikeli mekanik silahlara sahip değil” dediğine de dikkat çekiliyor. Olayõn, hem Gauguin’in kovuşturmaya uğramamasõ için, hem de Van Gogh delicesine sevdiği Gauguin’i yanõnda tutmak istediği için saklandõğõ; Van Gogh’un iki yõl sonra intihar etmesine ünlü ressamõn deliliğinin değil, bu olayõn sebep olduğu da iddialar arasõnda. Gürsel’inberaatiistendi Kültür Servisi - Nedim Gür- sel’in ‘Allah’ın Kızları’ (Mart 2008, Doğan Kitap) romanõyla ‘halkın sosyal sınıf, ırk, din, mez- hep veya bölge bakımından fark- lı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği’ gerekçesiyle açõlan davanõn ilk du- ruşmasõ dün yapõldõ. Gürsel’in 6 yõ- la kadar hapis istemiyle yargõlan- dõğõ davada şikayetçi Ali Emre Bu- kağılı ve Gürsel’in avukatõ Şehnaz Yüzer hazõr bulundular. Duruşmada önce Bukağõlõ’nõn katõlõma istemi, “suçtan zarar gördüğüne ilişkin yeterli delil bulunmadığı” gerekçesiyle red- dedildi. Daha sonra savcõ Sait Ya- kışan kitabõn yayõmlanmasõ ile ‘kamu barışının bozulduğuna ve fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olduğuna ilişkin yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt bulun- madığı’ gerekçesiyle beraat mü- talasõnda bulundu. Avukat Yüzer ise müvekkili Gürsel’i “Emniyet- ten bu kitabın kamu barışını bozmadığını gösteren belgemiz var. Bukağılı’nın Gürsel’i şika- yet etme hakkı yoktur, basılan her kitap zaten cumhuriyet sav- cılarına gider, onlar zararlı bu- lurlarsa dava açılır. Ayrıca ro- manda dini öven bölümler de vardır. Kaldı ki, eleştiriye yöne- lik suç açıklamalarının dahi ce- zalandırılamadığı bir hukuk sis- teminde bir roman asla suç teş- kil etmemelidir” sözleriyle sa- vundu. Yüzer ayrõca kitabõn basõl- masõndan itibaren 4 aylõk dava aç- ma süresi geçtikten sonra açõlan da- vanõn, zaman aşõmõ nedeniyle dü- şürülmesi gerektiğini belirtti. Yar- gõç Hakkı Yalçınkaya, dosyanõn incelenmeye alõndõğõnõ belirterek davayõ, kitabõn ikinci baskõ için açõ- lan davanõn duda duruşma tarihi olan 26 Mayõs’a tarihe erteledi. A lmanya’da yaşayan Çek fotoğ- rafçı Jitka Hanzlova’nın “ka- rahindibaların bittiği, yapma çiçeklerin solduğu, domuzların ölür- ken bile inatla gülümsediği kent Rokytnik’in ‘Demir Perde’nin kalk- masından sonraki sessiz melankolisi- ni anlatan” fotoğraf serisinden... Mekânda yokluğun estetiği MTV sinema ödülleri Kültür Servisi - MTV Sinema Ödülleri’nde adaylar açõklandõ. Bu yõl yedi dalda aday gösterilen gençlik filmi “Twilight”, ödüllerde öne geçen yapõm oldu. “Milyoner” dört dalda aday gösterilirken “The Dark Knight and Iron Man” de halkoylamasõyla belirlenen “Golden Popcorn” için aday gösterildiler... ? Balbay’ın, ? Prof. Dr. Manisalı’nın ve ? Tüm Aydınlarımızın Yanı Başındayız! Nöbet: Pazartesi - Perşembe saat 11.00-13.00’te Cumhuriyet Gazetesi’nin Bahçesinde BAĞIŞLANAN HER ORGAN KURTARILAN BİR HAYATTIR 0 212 557 70 70 / PBX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle