17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 4 MAYIS 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 17 Edirne B 20 Kocaeli B 19 Çanakkale Y 17 İzmir Y 17 Manisa Y 18 Aydın Y 20 Denizli Y 17 Zonguldak B 15 Sinop B 16 Samsun B 18 Trabzon B 17 Giresun B 18 Ankara Y 19 Eskişehir Y 17 Konya Y 16 Sıvas Y 18 Antalya Y 20 Adana Y 27 Mersin Y 25 Diyarbakır Y 24 Şanlıurfa Y 26 Mardin Y 22 Siirt Y 24 Hakkâri Y 15 Van Y 16 Kars Y 14 Oslo Y 15 Helsinki Y 11 Stockholm Y 17 Londra Y 15 Amsterdam Y 14 Brüksel Y 13 Paris Y 14 Bonn Y 14 Münih Y 13 Berlin Y 16 Budapeşte Y 24 Madrid B 26 Viyana Y 19 Belgrad Y 20 Sofya Y 19 Roma Y 18 Atina Y 17 Zürih Y 11 Moskova A 22 Aşkabat Y 23 Astana B 14 Taşkent Y 27 Bakû B 16 Bişkek B 16 Tiflis Y 24 Kahire A 32 Şam Y 34 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra’nın güneyi, Ege, Ak- deniz, İç Anadolu ile Güneydoğu Anado- lu’nun batısı, öğle sa- atlerinden sonra İç Ana- dolu’nun doğusu ile Güneydoğu Anadolu yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı: İç ve doğu bölgelerde 2 ila 4 de- rece artacak. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Radikalleşme KABİNE yenilenişini tek sözcükle özetlemek ge- rekirse, belki en uygunu bu olabilir. Ama, kimileri, söz- cüğün Latincedeki aslından kalkıp bunu “kökene dö- nüş” biçiminde anlamakta. Olanları “Milli Görüş”e, Refah Partisi kadrolarına dönme diye yorumlayan- lar var; ama yanlış. Çünkü Milli Görüş’çüler, ekono- mi konusunda ulusalcıydılar. Özelleştirmeye ve ya- bancılara satışa karşı olmakla yetinmezler, kalkınmada devletçi öncülüğün ve kamu girişimciliğinin işlevini inkâr etmezler, karma ekonomi kavramını dışla- mazlardı. Ayrıca, Erbakan’ın ağır sanayi aşkını ve makine ya- pan makinelere olan teknolojik tutkusunu kolayca unutabilir misiniz? Radikallik, herhalde ekonominin yönlendirilmesi- ni ve yönetilmesini Ali Babacan-Mehmet Şimşek ikilisine teslim etmek değildir. Başka yerde, özellik- le devlet felsefesinden son Kemalist kalıntıların da silinmesinde aranmalıdır yeni radikalizmin gerekçe- si. Arınç’ın Erdoğan-Gül görüşmesiyle yeniden etkili duruma getirilişini de, Köşk’e çıkış operasyo- nundan kalma bir şükran borcunun ödenmesinden daha çok, Cumhuriyetin temel niteliğini değiştirme niyeti ışığında yorumlamak daha doğru olur. Milli Görüş’e dönüşten, olsa olsa, dış politika ala- nında söz edilebilir. En başta da, AB’ye tam üyelik sorununda. Sorunun ve başgörüşmeciliğin önce Babacan’a, sonra da Egemen Bağış’a havale edilmesi, bu ko- nuda zaten var olan inançsızlığın ve ciddiyetsizliğin yeni bir belirtisi sayılmalıydı. AKP’liler, üç-dört yıl ön- cesinden başlayarak tam üyelik hayallerini bütünüyle bırakmış gibidirler. Sayın Davutoğlu’nun Dışişleri’ne getirilmesi de, ağırlık merkezinin Avrupa’dan Orta- doğu’ya kaydırılışının en açık belirtisidir. Gönül, elbette bunun mutlak bir alan kayması sa- yılmamasını ve daha geniş bir dış politika anlayışına doğru gidişin başlangıcı olmasını ister. Yani ülkenin ulusal çıkarlarını, Batı’ya taşeronluk heveslerinden arındırıp kapsamlı ve çok boyutlu bir bölge merke- zine oturtma çabasının öne çıkmasını. Hatta, çelişkili gözükebilecek bir bakışla, böyle bir çabanın bölge dışına, Amerika’ya ve Avrupa’ya yö- nelik başka çabaları olumlu etkileyip farklı yönden başarılı kılacağını söylemek bile mümkündür. Kabine değişikliğinde yakın geçmişin ekonomik po- litikalarındaki başarısızlığın rol oynadığı ve Başbakan’ın sevdiği deyimle “kapı dışına” konanla- rın genellikle o politikalardan sorumlu sayılanlar ol- duğu doğrudur. Ancak, buna o alanın doğası gereği çıkar ve ka- yırma girişimlerine açık oluşunu, dolayısıyla söylen- ti bolluğunu da eklemek gerekir. Ayrıca, söz konu- su bakanların seçim çevrelerinde yerel yönetimlerin kaybedilmesi kapıya konuşta mutlaka rol oynamış olmalı ki, kurunun yanında yanan yaşlar bile var. [email protected] GÜRSU KUNT ANTALYA - Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kurucu Cum- hurbaşkanõ Rauf Denktaş, Erge- nekon soruşturmasõnõn yürütülüş şekline tepki gösterdi. Denktaş, “Böyle hak, böyle hukuk yoktur dünyanın hiçbir yerinde” dedi. Kõbrõs Türk Kültür Derneği An- talya Şubesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Kemer Şubesi tarafõndan düzenlenen “Kıbrıs’ta Son Du- rum” konulu panele katõlmak üze- re kentte bulunan Denktaş, Kemer Viking Otel’de bir basõn toplantõsõ düzenledi. Ergenekon soruşturma- sõnõ değerlendiren Denktaş, “Dal- galar çok. Ama hukukçu olarak söylüyorum, ‘Burada senin ne ka- dar kalacağõn belli değil. Ben delil arõyorum, otur oraya bekle 1 ay, 3 ay, 8 ay, 13 ay, bundan sonra seni eve göndereyim ölmek için.’ Böy- le hak, böyle hukuk yoktur dün- yanın hiçbir yerinde. Delilin var- sa beni içeri alırsın, veya şüphey- le içeri almışsan 2 hafta, 3 hafta, 1 ay, ‘hadi git bulamadõm’ dersin. Böyle kanun ben görmedim. Ben hukukçuyum, dünyanın hiçbir yerinde görmedim” diye konuştu. Gazetelerde gözaltõna alõnan 2 rektörün kendisiyle yemek yediği için gözaltõna alõndõğõna dair ha- berler çõktõğõnõ anõmsatan Denktaş, “Gözaltı nedenlerinden biri ola- rak gazetelere yansıdı bu du- rum. Böyle bir şey olabilir mi? Benimle konuştu diye gözaltı olur mu?” dedi. Denktaş, bir ga- zetecinin hatõra fotoğrafõ çektir- mek istemesi üzerine de “Tamam, hiç olmazsa beraber gideriz içe- riye” diye espri yaptõ. ‘En güçlü dava Kıbrıs’ Daha sonra KTKD ve ADD tara- fõndan düzenlenen panelde konuşan Denktaş, Kõbrõs meselesinin AB üyeliğine engel oluşturduğuna inan- manõn safça bir duygu olduğunu söyledi. Türkiye’nin en güçlü da- vasõnõn Kõbrõs olduğunu ifade eden Denktaş, “Eğer Türkiye burada çökertirlirse, arkasından Ermeni meselesi gelecek. Sadece özür di- lenmeyecek, toprak da verilecek. Sonra Kürt meselesi gelecek. Özerklik verin denecek, papazı ekümen yapın denecek” diye ko- nuştu. Annan Planõ için ABD’nin 30 milyon dolar harcadõğõnõ, AB’nin para verip, propaganda yaptõğõnõ söyleyen Denktaş, “Yüzde 35’in hayır demesi, Kıbrıs Türkleri- nin omurgasının sağlam olduğu- nu gösterir” dedi. Rauf Denktaş, Ergenekon soruşturmasõnõn yürütülüş biçimine tepki gösterdi ‘Böyle hukuk olmaz’ İstanbul’da ekonomi zirvesi AYŞE SAYIN ANKARA - Adalet Bakanlõ- ğõ’nõn önce sözlü emirle, daha sonra Bakanlar Kurulu kararõyla yaptõğõ tüzük değişikliği ile ce- zaevinde kalanlarõn Türkçe bil- meyen yakõnlarõyla anadillerinde konuşmalarõ ve yazmalarõna ola- nak veren düzenlemeyle ilgili çõ- kan “tercüme” sorununu, bilir- kişiyle çözdüğü ortaya çõktõ. Ba- kanlõk, ilgili genel müdürlük kad- rosunda “tercüman” olmadõğõ için tutuklu ve hükümlülerin te- lefon görüşme kayõtlarõ veya mek- tuplarõnõn “suç işleme ihtima- li”ne göre belirlenip, bilirkişiye tercüme ettirildiğini bildirdi. DTP Batman Milletvekili Ay- la Akat Ata’nõn, cezaevlerinde Türkçe dõşõnda haberleşmenin serbest bõrakõlmasõnõn ardõndan uygulamada karşõlaşõlan aksak- lõklar ve uygulamanõn ne şekilde yapõldõğõna ilişkin soru önergesi, Adalet Bakanlõğõ’nõn da henüz bu konudaki karmaşayõ çözemediğini ortaya koydu. Soru önergesine ya- nõt veren eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, 2000-2008 yõllarõ arasõnda Kürtçe konuştuğu için kaç kişinin disiplin cezasõ aldõğõna ilişkin so- rusuna, belirtilen tarihler arasõnda ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazõna ilişkin yasada “Türkçe dı- şında bir dille konuşma ve yazışma yapma” di- ye bir eylem olmadõğõ için bir disiplin cezasõ ve- rilip verilmediğinin saptanamayacağõ, dolayõsõyla da böyle bir istatistik bulunmadõğõnõ bildirdi. Şa- hin, Türkçe dõşõndaki dillerin kullanõlmasõnõn ser- best bõrakõlmasõna ilişkin Ceza İnfaz Kurumla- rõ Tüzüğü’nde geçen mart ayõnda yapõlan tüzük değişikliğiyle “telefon görüşmelerinin kayda alınması ve daha sonra incelenmesi” koşuluyla serbest bõrakõlmasõndan sonra ko- nuşmalarõn incelenmesi için ge- rekli personel bulunup bulmadõ- ğõ sorusuna ise ilgili genel mü- dürlüğün merkez ve taşra teşki- latõnda “mütercim” kadrosu bu- lunmadõğõndan konuşmalarõn “tercüme edilmesinin de söz konusu olmadığını” ifade etti. Şahin, “kayda alınan ve suç teşkil etme ihtimali bulunan” telefon görüşmelerinin ise bilir- kişi tarafõndan çözümünün yap- tõrõlarak metin haline getirildiği bilgisini verirken, “suç teşkil etme ihtimali” kriterinin ne ol- duğu konusunda ise herhangi bir ayrõntõ vermedi. 1623 yabancı uyruklu Şahin’in verdiği bilgiye göre halen cezaevlerinde 94 ülke- den 1623 yabancõ uyruklu tu- tuklu ve hükümlü bulunuyor. Şa- hin yabancõ uyruklu bu tutuklu ve hükümlülerle, Türk vatandaşõ hükümlü ve tutuklularõn Türkçe bilmeyen yakõnlarõyla, herhan- gi bir dilde görüşebildiklerini ifa- de ederken “Mütercim kadro- sunun bulunmaması ve dil sa- yısının fazlalığı nedeniyle, mektup, faks ve telgrafların tercümesi için bu aşamada personel istihdamının öngö- rülmediğini, içeriğinde suç unsuru bulun- ması ihtimali olan metinlerin bilirkişiye çözdürülmesi uygulamasının devam edil- mesinin düşünüldüğüne” dikkat çekti Bakanlıktan bilirkişi formülü Cezaevinde kalanlarõn Türkçe bilmeyen yakõnlarõyla anadillerinde konuşmalarõ ve yazmalarõna olanak veren düzenlemeyle ilgili ‘tercüme’ sorunu bilirkişiyle çözüldü DTP’LİLER AÇLIK GREVİ BAŞLATTI DTP’liler, PKK’ye yönelik ope- rasyon kapsamında 3 genel başkan yardımcısının da bulunduğu pek çok DTP’linin gözaltına alınması- nı protesto etmek için Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda 2 günlük açlık grevi başlattı. Açlık grevine DTP Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Emi- ne Ayna, DTP’li milletvekilleri, belediye başkanları, bazı sivil top- lum örgütü temsilcileri, PKK lide- ri Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öca- lan ile binlerce partili katıldı. Türk- çe ve Kürtçe sloganların atıldığı ey- leme katılanlar başlarına kırmızı bandaj taktı. Eylemle ilgili bir açık- lama yapan DTP Genel Başkanı Türk, bu operasyonun Kürt soru- nunun çözümü için adres olan DTP’ye darbe olduğunu söyledi. LEYLA TAVŞANOĞLU Marmara Grubu Vakfõ’nõn düzen- lediği Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin 12’ncisi başlõyor. Zirveyle ilgili Mar- mara Grubu Başkanõ Dr. Akkan Su- ver’le konuştuk. Suver’in bir başka özelliği de Montenegro’nun İstanbul fahri konsolosu oluşu. - İstanbul Ticaret Odası’nda ya- pılacak zirve ne zaman başlayacak ve Türkiye’den kimler katılacak? A.S. - 6 Mayõs 2009 Çarşamba sa- bahõ düzenlenen açõlõşõmõzda iş dün- yasõnõn önde gelen kişileri Rona Yır- calı, Rahmi Koç, Erdoğan Demirö- ren, Şarık Tara, Arzuhan Yalçın- dağ, Murat Yalçıntaş, Hikmet Tan- rıverdi, Başaran Ulusoy, TİKA Baş- kanõ Musa Kulaklıkaya, Vakõflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, İstan- bul Valisi Muammer Güler ile Dev- let Bakanõ Mehmet Şimşek söz ala- caklar. Ayrõca 9. Cumhurbaşkanõmõz Sayõn Süleyman Demirel ile iki ko- nuk cumhurbaşkanõ konuklarõmõzõ se- lamlayacaklar. - İki konuk cumhurbaşkanı kim? - Hõrvatistan Cumhurbaşkanõ Stje- pan Mesic ile Kosova Cumhurbaşkanõ Fatmir Sejdiu. Ayrõca çeşitli ülke- lerden eski cumhurbaşkanlarõ, ba- kanlar, 39 ülkeden milletvekilleri de zirvemize katõlacaklar. - Gündemdeki konular neler? - Çarşamba 14.00’te Kültür ve Tu- rizm Bakanõ Sayõn Ertuğrul Gü- nay’õn katõlõmõyla, AB yolunda İs- tanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti oturumuyla Avrasya Ekonomi Zirve- si çalõşmalarõna başlayacak. Eski Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler’in başkanlõğõnda düzenleye- ceğimiz enerji oturumunda Türki- ye’den geçen transit doğalgaz boru hat- tõ projeleriyle Nabucco projesine en- tegre yaklaşõmlar ve Türkiye-Yuna- nistan-İtalya boru hattõ projesi konu- larõnõ işleyeceğiz. - İkinci gün cumhurbaşkanlarının katılacağı beyin fırtınası var. Bunun ufkunu çizer misiniz? - Sayõn Demirel, Bulgaristan eski Cumhurbaşkanõ Zhelyu Zhelev, Es- tonya eski Cumhurbaşkanõ Arnold Rüütel, Letonya eski Cumhurbaşka- nõ Guntis Ulmanis, Moğolistan eski Cumhurbaşkanõ Natsagiin Baga- bandi, Romanya’nõn iki eski Cum- hurbaşkanõ Ion Iliescu ve Emil Cons- tantinescu’nun katõlõmõyla, 2008 yõ- lõnda başlayan küresel ekonomik kri- zin engellenmesi yolunda yenilik mo- dellerini gündeme getireceğiz. Öğle- den sonra eski Devlet Bakanõ Nazım Ekren’in başkanlõğõnda küresel finans krizi, küresel koordinasyon ve bölge- sel işbirlikleri konusunu konuk ko- nuşmacõlarla değerlendireceğiz. - Zirvenin son günü için neler söy- lemek istersiniz? - Üçüncü gününde Ekoloji ve Çev- re oturumuyla İklim Değişikliği ve Kü- resel Isõnma Oturumu’nu gerçekleşti- receğiz. Bu toplantõya din adamõ ola- rak Diyanet İşleri Başkanõ Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Rum Partiği Bartholo- meos, Vatikan Temsilcisi Kardinal Lucibello, profesörler ve yerli ve ya- bancõ bakanlar katõlacak. - Marmara Grubu Vakfı’nın ulus- lararası alanda sahip olduğu ilişki- lerin özetini yapar mısınız? - Öncelikle BM Ekonomik ve Sos- yal Konseyi’nde Türkiye’yi sivil top- lum kimliğimizle temsil etmekteyiz. New York’ta Gülden Doğan ve emekli büyükelçi Engin Ansay bizleri temsil ediyorlar. AGİT’te gözlemci statüsünde üyeyiz. KEİ Parlamenter- ler Asamblesi’nde ise Marmara Gru- bu Vakfõ adõna Şamil Ayrım arkada- şõmõz bulunuyor. Balkan Politika Ku- lübü’yle Karadeniz ve Hazar Denizi Uluslararasõ İşbirliği ve Ortaklõk Vak- fõ’nda bendeniz Marmara Grubu Vak- fõ’nõ temsil ediyorum. Ayrõca Azer- baycanlõlar Forumu’nda ve Dünya Moğol Kurultayõ’nda benimle birlik- te Engin Köklüçınar, Cengiz Gül- damlası, Ogan Soysal Marmara Gru- bu Vakfõ’nõ temsil ediyor. UNES- CO’nun Kültürlerarasõ Diyalog Sek- reteryasõ’nda da ülkemizi istişari üye olarak temsil ediyoruz. Bütün bunla- rõ niye anlatõyorum? Bu ilişkiler biz- lerin Avrasya’da başarõlõ olmasõnõ sağlayan işbirlikleridir. On İkinci Av- rasya Ekonomi Zirvesi’nde dünya ça- põnda bir forum olan Viyana Ekono- mik Forumu ile bir anlaşma imzala- yarak işbirliği yapacağõz. ‘Başarının nedeni uluslararası ilişkiler’ Marmara Grubu Vakfı’nın 12 yıldır gerçekleştirdiği Avrasya Eko- nomi Zirveleri’nin başarısının altında ne yatıyor? Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin 12 yõldõr aralõksõz gerçekleş- mesinin altõnda yatan başarõ Marmara Grubu Vakfõ’nõn ulus- lararasõ ilişkileridir. Vakõf bugün Balkanlar’da, Orta As- ya’da, Kafkaslar’da cumhurbaşkanlarõ, başbakanlarõ, bakan- larõ, daha da ileri gitmek isterim, o ülkelerin belli başlõ şahsi- yetleri tarafõndan tanõnmakta ve kabul görmektedir. Bir di- ğer önemli kaynak da durmak bilmeden kendimizi ve konu- larõmõzõ yenilememizdir. Bir başka özelliğimiz de iletişim alanõndadõr. Zirvemize bir defa gelen mutlaka ikinci defa gelmek istemektedir. Bu arada Türkiye açõsõndan da yakla- şõmlarõmõz devletimizin bütün kademelerine olan yüksek saygõmõzdõr. PAKSÜT’ÜN DİNLENMESİ YARSAV’ın siyasallaşma vurgusu PARASIZ YATILILIK SINAVI Evrim sorusu tepki çekti ANKARA (ANKA) - YAR- SAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Anayasa Mahke- mesi Başkanvekili Osman Pak- süt’ün Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda “dinlenmesine” tepki göstererek “Bunu gerçek- leştiren birimler için siyasal- laşma dışında hiçbir kavram akla gelmemektedir” dedi. Eminağaoğlu, Ergenekon soruş- turmasõnõ yürüten İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ‘nõn Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ve eşi Ferda Paksüt’le il- gili iletişim tespit tutanaklarõnõn gereği için Anayasa Mahkemesi Başkanlõğõ‘na gönderilmesine tep- ki gösterdi. Eminağaoğlu, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “Anayasal ve yasal koşulları dışlayarak, yet- kisiz biçimde, hukuka aykırı olarak, üstelik de kapatma da- vası sürecinde Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanvekili’nin, hukuk kuralları gereğince kay- da alınmaması veya imhası ge- reken iletişiminin kayda alınıp Anayasa Mahkemesi Başkanlı- ğı’na gönderilmesi, bunu ger- çekleştiren birimler için siyasal- laşma dışında hiçbir kavramı akla getirmemektedir” dedi. ‘Mahkemeye de saldırı’ İşlemin, Paksüt’ün kişiliğinin yanõnda, Anayasa Mahkemesi’ne de ağõr bir saldõrõ niteliği taşõdõğõ- nõ ileri süren Eminağaoğlu şunlarõ dedi: “Söz konusu yazının Ana- yasa Mahkemesi’ne ulaşmasına rağmen, herhangi bir işlem ya- pılmaması, kişisel ve kurumsal saldırıya sessiz kalınması ise ay- rıca düşündürücüdür. Kamuo- yunda uzunca süredir yer edi- nen bir soruşturma fırsat biline- rek Yargıtay, Danıştay, YAR- SAV ve şimdi de Anayasa Mah- kemesi’ne yönelen bu saldırı karşısında, yargının resmi ve si- vil kurumlarını hedef alan ve giderek artan iş ve işlemler ne- deniyle Adalet Bakanı ile Hâ- kimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu, yetki ve görevleri çerçeve- sinde tüm bu durumları ivedi- likle değerlendirmeli, hukuksal gereğini yerine getirmelidir.” ADANA (Cumhuriyet) - Dev- let Parasõz Yatõlõlõk ve Bursluluk Sõnavõ’nda sosyal bilgiler bölü- münde yer alan bir soru, eğitim- cilerin tepkisine yol açtõ. Türkiye genelinde gerçekleşti- rilen sõnavda sosyal bilgiler ala- nõndaki 21. soru dikkat çekti. “Evrendeki düzen hiçbir şeyin rastlantı sonucu ortaya çıkma- dığını göstermektedir. Evrende- ki varlıkların kendi kendilerini var etme güçleri yoktur. Bu bil- gilerin ikisini de iyi değerlendi- ren kimse aşağıdakilerden han- gisine ulaşır?” sorusunun doğru yanõtõnõn ise ‘D’ şõkkõndaki “Ev- ren bir yaratıcı tarafından planlı bir biçimde yaratıl- mıştır” ifadesi olduğu belirtildi. Soruya tepki gösteren Eğitim- Sen Adana Şubesi Başkanõ Gü- ven Boğa, sorunun, öğrencilerin kafasõnda bilimsellikten uzak, demokratik ve laik eğitime aykõrõ yargõ oluşturmaya dönük oldu- ğunu öne sürdü. Boğa, “Bu soru öğrencilerde bir şekillenişi ger- çekleştirme iddiasında olanlar tarafından hazırlanmıştır. Türkiye’nin içinden geçtiği dö- nemi ‘dindarlaşma’ olarak ta- nımlayan eski Milli Eğitim Ba- kanı Hüseyin Çelik’in yaklaşı- mının da gözler önüne serdiği gibi, okullar da bu projenin merkezi hale getirilmek isten- miştir” iddiasõnda bulundu. ALMANYA’DANDENİZ FENERİÖNERİSİ ‘Birlikte soruşturalım’ Haber Merkezi - Deniz Feneri e.V. soruşturma- sõnõ yakõndan takip eden Alman Frankfurt Sav- cõlõğõ’nõn Türkiye’den adli yardõmlaşma tale- binde bulunduğu ortaya çõktõ. Milliyet gazetesinin haberine göre, Deniz Feneri e.V. soruşturmasõyla ilgili Türkiye’de bulunan zanlõlarõnõn parmak izlerini ve fotoğ- raflarõnõ talep eden Frankfurt Savcõlõğõ Anka- ra’ya “soruşturmayı birlikte yürütme” tale- bini iletti. Savcõlõk, bunun mümkün olmamasõ halinde bir soru kataloğu gönderilebileceğini de bildirdi. Savcõlõğõn gönderdiği dosyada, zanlõlarõn Türkiye’de devlet görevinde olup ol- madõklarõ hakkõnda bilgi istenirken siyasi ve dini faaliyetleri hakkõnda sorular yöneltildi. RTÜK Başkanõ Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Kara- man’õn da aralarõnda bulunduğu 16 zanlõnõn ifadesinin alõnmasõ, baskõnlarla elde edilecek bulgularõn yanõ sõra adli sabõka kayõtlarõ ve di- ğer istihbari bilgilerin paylaşõmõ istendi. Al- manya’daki dava sõrasõnda hükümlü ve tanõk- larõn “Karaman’a iletilmek üzere İstanbul’a birçok kez nakit para gönderildiği ve bun- ların Kanal 7 binasında Hakkõ Sadal tarafın- dan teslim alındığı” yönündeki ifadeleri de adli yardõm talebine girdi. Adli yardõmlaşma talebinde, nakit paranõn akõbetinin saptanmasõ için Sadal’õn ifadesinin alõnmasõ talep edildi. Parayı alan şirketler kayıp Bu arada Vatan gazetesinin haberine göre, Almanya’da bağõş olarak toplanan paralardan 16.9 milyonunun Türkiye’ye gönderildiğini tespit eden Alman savcõlar, bu paralarõ sorunca dernek yetkilileri, Türkiye’deki 12 şirketin adõnõ, adresini verip bu şirketlerden yardõm malzemesi satõn aldõklarõnõ öne sürmüş, fatura- larla da bu savlarõnõ kanõtlamaya çalõşmõşlardõ. Alman yetkililer, 20 Ocak 2009’da Türki- ye’den bu şirketlere baskõn düzenlenerek elde edilen belgelerin kendileriyle paylaşõlmasõnõ talep etti. Ancak aradan 3 ay 10 gün geçmesi- ne rağmen, Türk yetkililer 12 şirket hakkõnda bir işlem yapmadõ. Bu arada Alman savcõlarõn gönderdiği adreslerde söz konusu şirketlerin izlerine rastlanmazken, şirket sahiplerinin de kayõplara karõştõğõ ortaya çõktõ. 12. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne Hõrvatistan ve Kosova cumhurbaşkanlarõ da katõlacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle