23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 MAYIS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kim Kimden Hesap Soracak? Medyamız haklı olarak, 23 kişinin öldüğü Da- vutpaşa’daki katliam gibi tekstil atölyesi yangını- nın 16 ay sonrasında bir dava bile açılmamış ol- masını sorguluyor. Tabii ki olaylara dosyalar üze- rinden bakıldığında dava açılamamış olmasının bas- kın nedeni ilgili, sorumlu, kamu işletmelerinin so- rumlu olabilecek kamu çalışanlarına ilişkin sorgu- lama için ayak sürtmeleri. Baştan sona kayıt dışı üre- timden sorumlu bakanlıklar, belediyeler, ruhsat, de- netim, olumsuz çalışma koşullarından bire bir so- rumlu kamu görevlilerini bildirmiyor, soruşturma- ya yanıt bile vermiyorlarmış... Gazeteci arkadaşlarımız, cinayet gibi kazada, ölen ve yaralananlar ve mağdurların yakınları üzerinden birbirinden çarpıcı, acıklı yaşamöyküleri veriyorlar. İşlemeyen bir dizi sosyal güvenlik yasa hükmü, ve- rilmeyen haklar, bağlantılı kalanlara çektirilenlerin tek tek öyküleri elbet çarpıcı, iç burkucu.. Bu işle- re bulaşmış biri olarak beniyse, cinayet gibi kaza- nın neden ve sonuçlarına ilişkin, bu olaya özgü bir haksızlık gibi ortaya konan gerçeklere hâlâ şaşırı- yor olmamız şaşırtıyor.. Bir yandan baştan sona kuralsız, yasa, kayıt dı- şı bir düzenin gelişmesinin ideolojik savunuculuğunu yapacaksınız. Siyasi iktidar, AKP yönetimi, iki dö- nemlik icraatlarının bütününde bu düzene katkı üze- rine katkı verirken alkışlanacak. Sonra da cinayet gibi bir yangın, iş kazasında 23 kişi birden ölünce, aynı iktidarın sorumluluğunda bakanlıklar ve bele- diyelerin sorumlu ve suçlulardan hesap sorabile- ceğini umacaksınız.. Çalışma Bakanlığı’nın milyonlarca işyerine kar- şılık, uzmanlık alanlarının acaba hangisinde onlar- ca sayılanın üzerinde teftiş yapabilecek müfettişi var ki, fikriniz var mı? Türkiye, eskiden beri yasal de- netim, önlemler yerlerde sürüklendiği için, meslek hastalığı kaydı olmayan, dünyada en geri ülkelerin başında, hep rekorda koşuyor. Aynı Türkiye ölüm- le ve yaralanma ile sonuçlanmış iş kazaları kayıt- ları saklanamadığından, bu kez tam tersi, en çok kaza gibi cinayetlerin işlendiği ülkelerin başında. Sosyal devlet yaklaşımlarının bir ölçüde ciddiye alındığı 1960’lar sonrası kimi olumlu çabalar ya- şanmış, 1970’li yıllar işçi sağlığı, iş güvenliği ön- lemlerinde hiç değilse Çalışma Bakanlığı’nın olum- lu işler yapmaya çalıştığı, teftiş sistemini işlettiği bir süreci yaşamıştı. Aynı şekilde o tarihlerde aynı ba- kanlığa bağlı SSK hastaneleri ağırlıklı, sınırlı kimi meslek hastalıklarına duyarlılık gösterilmiş, uzmanlık bölüm ve hastaneleri açılmıştı. Sonra hepsinden vazgeçildi; teftiş, sağlık kurumları hizmetleri bir bir çökertildi. AKP iktidarı kuralsız üretimi, kayıt dışı emek sömürüsünü, taşeronlaştırmayı, ideolojisi ge- reği, dayandığı, aşiret-cemaat-tarikat ilişkileri için- de, yaşamın her alanında destekleyince işler büs- bütün sarpa sardı.. Bursa’da yine cinayet gibi hastane yangınında 8 yurttaşımızın ölümü üzerine dün DİSK’in yaptığı açık- lamada anımsatılmış; 17 Kasım 2007’de sağlık ça- lışanları tüm örgütleri ile, hükümetin sosyal devletten vazgeçen, taşeronlaştırmayı kurumlaştıran icraat- larına karşı eylem düzenlemişlerdi; “Sağlıkta taşe- ron ölüm demektir” sloganı ile haykırmışlar, ka- muoyunda, medyada gereken duyarlılığı yarata- mamışlardı. Malum emperyal siyasete güdümlen- miş iktidar icraatları, sosyal devletten geriye gidi- şi öngörüyor, yaşamın tüm alanlarında sağlıkta da taşeronlaştırma, paralı hizmetler öne çıkarılıyordu. Taşeronlaştırma düzeninde, parçalı sağlık hiz- metinde olacak buydu. İşte cinayet gibi yangın ola- yında, elektrik mühendisleri odasının ilk saptama- sına göre adı geçen hastanede son 5 yılda elektrik düzeni hiç denetlenmemiş. Bir de AKP hükümeti 2007 yılında yaptığı bir yönetmelik değişikliği ile “yanmaz kablo” kullanılması zorunluluğunu kaldır- mış. Tabii ki taşeron eliyle ucuz hizmette yanar kab- lolu donanımla cinayet, iş kazası gündemde.. Şimdi kimin kimden hesap sormasını bekliyoruz? Baştan sona kuralsız, kaçak üretimde, patlamaya hazır bomba koşullarında, en ilkel sistemlerle üre- time izin vermiş ya da denetlememiş belediyeler or- taya çıkıp hangi elemanlarının ismini suçlu olarak verebilecekler? Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakan- lığı bir dizi suçun birinci elden işlenmesine göz yum- maktan sorumlu olarak nasıl suçlu bürokrat ismi be- lirleyip savcılığa verebilirler ki? Öğretmenini memur güvencesinde değil, ILO söz- leşmelerine göre suç işleyerek, sözleşmeli, kiralık saat ücreti ile on binlerce, hatta yüz binlerce sa- yılı olarak çalıştırmayı seçen bir iktidardan söz edi- yoruz. Kamulaştırdığı eski SSK ya da diğer devlet hastanelerinde bazen çok pahalı bir cihazın yedek parçasını esirgeyen, tedavi yapamayan tam kad- rolu onkoloji bölümü dururken örneğin, hastaları ge- cekonduvari özel laboratuvarlara, hastanelere yön- lendiren bir Sağlık Bakanlığı politikasından ne bekliyoruz? İşçi sağlığı iş güvenliği denetimleri or- tadan kalkmış denebilecek boyutta çökmüş Çalışma Bakanlığı sorgulamayı yapan savcılığa nasıl bir ya- nıt verilebilir ki?.. soner@cumhuriyet.com.tr Moody’s ve Merrill Lynch’e göre Türkiye’nin dõş finansman sorunu çözüm bekliyor ‘IMF ile anlaş’ baskõsõ  Üç gün önce yaptõğõ değerlendirmede Türkiye’nin IMF ile anlaşma yapõp yapmamasõnõn kredi notunu etkilemeyeceğini belirten Moody’s, dün “anlaşma olmazsa Türkiye’nin ancak yaz aylarõnõ çõkarabileceğini” iddia ederek, dõş finansman yavaşlarsa büyümenin daha da olumsuz etkileneceğini söyledi.  Merrill Lynch’e göre, anlaşmada ağõrdan alan AKP hükümeti Türkiye’yi IMF boyunduruğundan kurtararak tarihe geçmek istiyor ama bunun zamanõ değil. IMF anlaşmasõ olmaz, yabancõ sermaye girişi azalõrsa bu, daha yavaş büyüme, daha güçsüz TL, daha yüksek reel faiz sonucunu doğurur, risk algõsõ artar.  Citibank, Ankara’da Hazine Müsteşarlõğõ, Merkez Bankasõ, ABD Büyükelçiliği ile yaptõğõ görüşmelerden sonra “Anlaşmanõn büyük olasõlõkla kaçõnõlmaz olduğuna ve 6-7 Ekim’de İstanbul’da yapõlacak Dünya Bankasõ-IMF yõllõk görüşmelerinden önce tamamlanacağõna” dikkat çekti. Ekonomi Servisi - Türkiye’nin IMF ile anlaşmasõ yönündeki baskõ- lar yoğunlaşmaya başladõ. Uluslararasõ kredi derecelendirme kuruluşu Mo- ody’s ve yatõrõm bankasõ Merrill Lynch, dün ayrõ ayrõ yaptõklarõ açõk- lamalarda, anlaşmanõn bir zorunluluk haline geldiğini ileri sürdüler. Üç gün önce yaptõğõ değerlendir- mede Türkiye’nin IMF ile anlaşma ya- põp yapmamasõnõn kredi notunu etki- lemeyeceğini belirten Moody’s kõ- demli Başkan Yardõmcõsõ Kristin Lindow, dün Reuters’e yaptõğõ açõk- lamada, “anlaşma olmazsa Türki- ye’nin ancak yaz aylarını çıkara- bileceğini” iddia etti. Lindow dõş açõktaki baskõlara işaret ederek, “Bi- zim ödemeler dengesi analizlerimiz, hükümetin IMF finansmanı prog- ramı yapılmadan, sınırlı bir süre, yani yaz aylarında idare edebilece- ğini gösteriyor. Dış finansmanın görece yokluğu, ülkenin büyük yatırım ihti- yacı ve görece düşük tasarruf oranı göz önü- ne alındığında, büyüme hızını düşürmesi olasıdır” dedi. Lindow 25 Mayõs’ta da, “Yeni bir program üzerinde anlaşma olsa da olmasa da Moody’s derecelendirmesi muhtemelen değişmeye- cek. Ancak piyasalardaki belirsizliği ortadan kaldıracak bir önlemin hemen alınması ge- rekiyor” demişti. Merrill Lynch de, geçen mayõsta başarõyla ta- mamlanan stand-by’õn ardõndan yeni bir anlaş- ma imzalamaya soğuk bakan Türkiye’nin yük- sek dõş finansman ihtiyacõ nedeniyle tutumunu değiştirmesi gerektiğini ileri sürdü. Merrill Lynch’in gelişen piyasalarla ilgili haftalõk analizinde, hükümetin Tür- kiye’yi IMF boyunduruğundan kur- tararak tarihe geçmek istediğini, fa- kat bunun küresel kriz gibi kötü bir zamana rastladõğõnõ savunarak özet- le şu değerlendirmelere yer verildi: Lehman Brothers’õn iflasõyla bir- likte kötüleşen piyasa Türkiye’yi IMF’yle müzakerelere yönlendirdi ama aradan geçen sürede fazla mesafe alõnamadõ. Hükümet anlaşmayõ ge- ciktirme politikasõ izledi, IMF yete- rince esnek davranmadõ, araya yerel seçimler girdi. Gelinen noktada yeni bir durum söz konusu; cari açõkta hõz- lõ iyileşme var ama ciddi miktarda dõş fonlamaya ihtiyaç duyuluyor. IMF an- laşmasõ olmazsa, yabancõ sermaye gi- rişinin azalmasõ ihtimali finansman açõğõyla birleşirse bu, daha yavaş büyüme, daha güçsüz Türk lirasõ, da- ha yüksek reel faiz oranlarõ ve özel sektörün belirgin şekilde zarar görmesi sonucunu doğurur. IMF anlaşmasõ beklentisiyle pozisyon alan yatõrõmcõ daha fazla bekletilirse risk algõsõ artar. Bu nedenle Türkiye’nin IMF ile anlaşmasõ gerekir. C İ T İ B A N K : S O N B A H A R A K A D A R İ M Z A L A N A B İ L İ R MURAT KIŞLALI ANKARA - Citibank, Ankara’da Hazine Müsteşar- lõğõ, Merkez Bankasõ, ABD Büyükelçiliği ile yaptõğõ gö- rüşmelerden sonra “Bir IMF anlaşmasının büyük ola- sılıkla kaçınılmaz olduğuna ve iki tarafın, 6-7 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak Dünya Bankası-IMF yıllık görüşmelerinden önce anlaşmayı tamamlamayı tercih edeceklerine inanıyoruz” de- ğerlendirmesinde bulundu. Citibank’õn 26 Mayõs 2009 tarihli “Türkiye Makro Görüş: Gezi Notları - IMF Programı artan mali sı- kıntılar ışığında daha az isteğe bağlı gözüküyor” ra- porunda “Bu bilgilendirme notu İstanbul ve Anka- ra’da 20-22 Mayıs’da Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, uluslararası mali kuruluşlar ve ABD Bü- yükelçiliği’nin üst düzey yöneticileriyle piyasa oyun- cuları ve bağımsız analistlerle yapılan görüşmelere dayanmaktadır” denildikten sonra şu görüşler sõralandõ: “Yurtiçi borç çevirme oranındaki hissedilir artış ve tehlike sinyalleri veren iç borç döndürme takvi- mi, IFM programına ihtiyaç duyulduğunu gösteri- yor. Yetkililer daha zor bir geçiş dönemi yaşamak istemiyorlarsa, bir IMF anlaşmasının büyük olası- lıkla kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz.” Faizler daha da inecek Citibank Raporu’nda “Merkez Bankası’nın hazi- randa da 25 puanlık bir indirime giderek, politika faizlerini yüzde 9’a düşürmesini bekliyoruz. Merkez Bankası’nın faizleri indirme kabiliyeti IMF ile gö- rüşmelerin sonucuna göre değişecek. Döviz kuru ve fiyat gelişmeleri de buna bağlı olacak” denildi. BÜYÜMEYE REVİZYON Daralma yüzde 3.6’yõ aşacak ANKARA (ANKA) - Katõlõm Öncesi Ekonomik Program’da yüzde 3.6 oranõnda daralma olarak revize edilen 2009 GSYH değişim (büyüme) oranõ yeniden revize edilecek. Devlet Planlama Teşkilatõ’nõn (DPT) hazõrladõğõ, ay sonunda tamamlanacak ve yeni dönem bütçesine temel olacak Orta Vadeli Program’da ekonomik daralmanõn yüzde 3.6’nõn da üzerinde belirlendiği kaydedildi. 2010 bütçesi öncesinde hazõrlanan ve mayõs sonuna kadar tamamlanmasõ beklenen Orta Vadeli Program’õn çalõşmalarõnõ sürdüren DPT, hükümetin bir süre önce revize ettiği bazõ makro ekonomik göstergelerde değişikliğe gidecek. Başbakan’la sıkıntı 2009 yõlõ için yüzde 4 olan büyüme hedefinin yüzde 3.6 daralma olarak revize edilmesi konusunda ekonomi bakanlarõ tarafõndan güçlükle ikna edilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yeni bir revizyon konusunda da sõkõntõ yaşanabileceği belirtildi. Buna karşõn 3.6 küçülme ekonomik birimlerin hiçbiri tarafõndan gerçekçi bulunmadõğõndan revizyon olmazsa olmaz görülüyor. İlk çeyrek için çift haneli küçülme öngören Merkez Bankasõ’nõn bu yöndeki açõklamasõnõn basõna yansõmasõ da Başbakan Erdoğan’õn tepkisini çekmişti. İlk çeyrekteki daralmayõ yüzde 13 olarak hesaplayan TÜSİAD da, yõlõn tamamõ için yüzde 4.1 küçülme öngörüsünde bulunmuştu. MURAT GÜLDEREN MANİSA - Manisa’nõn Alaşehir il- çesine 3 kilometre mesafedeki “Sa- rıkız-2” kuyusunda geçen yõl petrol bulan ve bugüne kadar kuyu için 5 milyon dolar harcama yapan Merty Enerji Petrol Arama Şirketi, kuyuda 10 milyon varillik petrol bulundu- ğunu tespit etti. Bir ay süresince ya- põlacak test çalõşmasõyla 10 milyon varil petrolün ne kadarõnõn çõka- rõlabileceğinin tespit çalõşmala- rõna da başladõ. Merty Enerji Petrol Arama Eğitim ve Servis Hizmetleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanõ Ongun Yoldemir, Alaşehir kuyusundan 10 yõl içinde 300 milyon dolarlõk gelir beklediklerini söyledi. Yol- demir, Alaşehir’deki petrol kuyusu- nun tanõtõmõ için düzenlediği basõn gezisinde yaptõğõ konuşmada, test ça- lõşmasõnõn 1 milyon dolara mal ola- cağõnõ belirterek “Yaptığımız çalış- malarda kuyunun günlük üretim kapasitesi belirlenecek. Kuyudan çıkarılan petrolün gravitesi ise 34 API’dir. Bu da çok iyi bir kalite” dedi. Türkiye’de petrol üretiminin ge- nelde Güneydoğu Anadolu’da oldu- ğunu ancak Türkiye’nin çok daha fazla sayõda hidrokarbon potansi- yeli olabilecek alanlarõ bulunduğunu vurgulayan Yoldemir, Türkiye’de petrol var mõ yok mu tartõşmalarõ- na da açõklõk getirdi. Yoldemir, “Türkiye’nin şu ana kadar yalnızca yüzde 5’i aran- dı. Bu nedenle ülkenin petrol açısından zengin olup olmadı- ğını bilemeyiz” dedi. Türkiye’nin petrol stratejisi olmadõğõndan da ya- kõnan Yoldemir, “Petrolün yüzde 93’ünü dışarıdan alıyoruz. Bu da yıllık 47 milyar dolara denk geli- yor” dedi. Meyve sucular tanıtıma odaklandı Ekonomi Servisi - TTNET 8 Mbps’e kadar internet paket- lerini tüm vergiler dahil 29 li- radan başlayan fiyatlarla yeni abonelerine sunmaya başladõ. TTNET’ten yapõlan yazõlõ açõklamada, şirketin yeni abo- nelerine özel, hayata geçirdiği kampanyalarla, abonelerinin tercihlerine göre kablolu, kab- losuz modem hediyesi veya indirimli kullanõm fõrsatlarõ sağladõğõ bildirildi. Kampanya kapsamõnda abonelerin, 3 aya varan süre boyunca 19.99 lira ödeme koşullarõyla, internete 8 Mbps’e varan hõzla bağlanma olanağõndan faydalandõğõ kay- dedildi. Yeni NET Paketleri ile TTNET müşterilerinin, in- ternete 8 Mbps’e kadar hõzla bağlanõrken TTNET MÜZİK, TTNET OYUN, TTNET Vİ- DEO, TTMail ve ayda 100 ile 300 dakika TTNET WiFi ser- vislerinden ücretsiz yararlana- bildiği belirtildi. NET4(Plus) Paketi’nin, “Üçünü Dene, Servisini Seç” ile TTNET GÜVENLİK, ayda 600 dakika ücretsiz TTNET WiFi ve TTNET MÜZİK Gold üyelik hizmetlerini standart olarak sunduğu vurgulandõ. Ekonomi Servisi - Deva, Çerkezköy fabrikasõnda 5 mil- yon Avro’luk makine yatõrõ- mõna giderek, 2009 içinde 200 kişiye istihdam sağlamayõ he- defliyor. Şirket, kõsa vadede mevcut ilaç üretimini de arttõ- rarak, uzun vadede Avrupa ve ABD’ye ihracatõ hedefliyor. Deva Holding’in düzenlediği basõn toplantõsõnda konuşan De- va Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Philipp D.Haas, “İlaç sektöründe hammadde fiyat- larında ocakta yüzde 20-22 oranında artış yaşandı. Brüt kâr oranları tüm sektörde baskı altındaydı. Bunun ilk çey- rek sonuçlarımıza da yansı- ması oldu. Ancak nisanda ilaç fi- yatlarında yapılan yüzde 8’lik artışla ikinci çeyrekte rakam- larda küçük de olsa bir iyileşme görülebilir” dedi. Deva Holding, 2009’da 500 milyon lira konsoli- de ciro hedefliyor. 2009’un ilk üç ayõnda Türkiye ilaç pazarõ kutu ba- zõnda geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 3.78 oranõnda büyüme kaydetti. 2008 sonu itibarõyla Tür- kiye ilaç pazarõnda yüzde 5.2’lik paya sahip olan Deva, ciro bazõn- da ise Türkiye’nin 8. büyük ilaç şirketi konumunda bulunuyor. Ekonomi Servisi - Meyve Suyu Endüstrisi Der- neği (MEYED), meyve suyunun bilinçli tü- ketilmesini ve sağlõklõ beslenmeyi destek- lemek için “Ya 5 meyve ye, ya suyunu iç” başlõğõyla bir kampanya başlattõ. Kampanya tüketicinin meyve ve meyve suyunun sağlõklõ beslenmedeki rolü ko- nusunda bilgilendirilmesinin yanõ sõra kişi başõna yõlda 10-12 litre düzeyinde bulunan meyve suyu tüketiminin de arttõrõlmasõnõ amaçlõyor. MEYED Başkanõ Alaaddin Güç düzenlediği basõn toplantõsõnda, “İh- racatta yüzde 20’lik bir azalma ön- görmekle beraber, 2009 başında be- lirlediğimiz yüzde 5’lik büyüme he- defini aşarak, yılı yüzde 8 büyümey- le kapatacağız” dedi. Deva 5 milyon Avro yatıracak, 200 kişi işe alacak Yüzde 100 yerli sermayeli petrol arama şirketi Merty Enerji, Alaşehir’de açtõğõ 1800 metrelik petrol kuyusunda 10 milyon varillik petrol tespit etti. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanõ Ongun Yoldemir, kuyu için 5 milyon dolar harcama yaptõklarõnõ belirterek “Beklediğimiz randõmanda petrol çõkarsa 10 yõl içinde 300 milyon dolar gelir elde edeceğiz” dedi. TTNET, 8Mbps’lik yeni paketlerini satõşa sundu Alaşehir petrolü umut vaad ediyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle