Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
28 MAYIS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kim Kimden Hesap
Soracak?
Medyamız haklı olarak, 23 kişinin öldüğü Da-
vutpaşa’daki katliam gibi tekstil atölyesi yangını-
nın 16 ay sonrasında bir dava bile açılmamış ol-
masını sorguluyor. Tabii ki olaylara dosyalar üze-
rinden bakıldığında dava açılamamış olmasının bas-
kın nedeni ilgili, sorumlu, kamu işletmelerinin so-
rumlu olabilecek kamu çalışanlarına ilişkin sorgu-
lama için ayak sürtmeleri. Baştan sona kayıt dışı üre-
timden sorumlu bakanlıklar, belediyeler, ruhsat, de-
netim, olumsuz çalışma koşullarından bire bir so-
rumlu kamu görevlilerini bildirmiyor, soruşturma-
ya yanıt bile vermiyorlarmış...
Gazeteci arkadaşlarımız, cinayet gibi kazada, ölen
ve yaralananlar ve mağdurların yakınları üzerinden
birbirinden çarpıcı, acıklı yaşamöyküleri veriyorlar.
İşlemeyen bir dizi sosyal güvenlik yasa hükmü, ve-
rilmeyen haklar, bağlantılı kalanlara çektirilenlerin
tek tek öyküleri elbet çarpıcı, iç burkucu.. Bu işle-
re bulaşmış biri olarak beniyse, cinayet gibi kaza-
nın neden ve sonuçlarına ilişkin, bu olaya özgü bir
haksızlık gibi ortaya konan gerçeklere hâlâ şaşırı-
yor olmamız şaşırtıyor..
Bir yandan baştan sona kuralsız, yasa, kayıt dı-
şı bir düzenin gelişmesinin ideolojik savunuculuğunu
yapacaksınız. Siyasi iktidar, AKP yönetimi, iki dö-
nemlik icraatlarının bütününde bu düzene katkı üze-
rine katkı verirken alkışlanacak. Sonra da cinayet
gibi bir yangın, iş kazasında 23 kişi birden ölünce,
aynı iktidarın sorumluluğunda bakanlıklar ve bele-
diyelerin sorumlu ve suçlulardan hesap sorabile-
ceğini umacaksınız..
Çalışma Bakanlığı’nın milyonlarca işyerine kar-
şılık, uzmanlık alanlarının acaba hangisinde onlar-
ca sayılanın üzerinde teftiş yapabilecek müfettişi var
ki, fikriniz var mı? Türkiye, eskiden beri yasal de-
netim, önlemler yerlerde sürüklendiği için, meslek
hastalığı kaydı olmayan, dünyada en geri ülkelerin
başında, hep rekorda koşuyor. Aynı Türkiye ölüm-
le ve yaralanma ile sonuçlanmış iş kazaları kayıt-
ları saklanamadığından, bu kez tam tersi, en çok
kaza gibi cinayetlerin işlendiği ülkelerin başında.
Sosyal devlet yaklaşımlarının bir ölçüde ciddiye
alındığı 1960’lar sonrası kimi olumlu çabalar ya-
şanmış, 1970’li yıllar işçi sağlığı, iş güvenliği ön-
lemlerinde hiç değilse Çalışma Bakanlığı’nın olum-
lu işler yapmaya çalıştığı, teftiş sistemini işlettiği bir
süreci yaşamıştı. Aynı şekilde o tarihlerde aynı ba-
kanlığa bağlı SSK hastaneleri ağırlıklı, sınırlı kimi
meslek hastalıklarına duyarlılık gösterilmiş, uzmanlık
bölüm ve hastaneleri açılmıştı. Sonra hepsinden
vazgeçildi; teftiş, sağlık kurumları hizmetleri bir bir
çökertildi. AKP iktidarı kuralsız üretimi, kayıt dışı
emek sömürüsünü, taşeronlaştırmayı, ideolojisi ge-
reği, dayandığı, aşiret-cemaat-tarikat ilişkileri için-
de, yaşamın her alanında destekleyince işler büs-
bütün sarpa sardı..
Bursa’da yine cinayet gibi hastane yangınında 8
yurttaşımızın ölümü üzerine dün DİSK’in yaptığı açık-
lamada anımsatılmış; 17 Kasım 2007’de sağlık ça-
lışanları tüm örgütleri ile, hükümetin sosyal devletten
vazgeçen, taşeronlaştırmayı kurumlaştıran icraat-
larına karşı eylem düzenlemişlerdi; “Sağlıkta taşe-
ron ölüm demektir” sloganı ile haykırmışlar, ka-
muoyunda, medyada gereken duyarlılığı yarata-
mamışlardı. Malum emperyal siyasete güdümlen-
miş iktidar icraatları, sosyal devletten geriye gidi-
şi öngörüyor, yaşamın tüm alanlarında sağlıkta da
taşeronlaştırma, paralı hizmetler öne çıkarılıyordu.
Taşeronlaştırma düzeninde, parçalı sağlık hiz-
metinde olacak buydu. İşte cinayet gibi yangın ola-
yında, elektrik mühendisleri odasının ilk saptama-
sına göre adı geçen hastanede son 5 yılda elektrik
düzeni hiç denetlenmemiş. Bir de AKP hükümeti
2007 yılında yaptığı bir yönetmelik değişikliği ile
“yanmaz kablo” kullanılması zorunluluğunu kaldır-
mış. Tabii ki taşeron eliyle ucuz hizmette yanar kab-
lolu donanımla cinayet, iş kazası gündemde..
Şimdi kimin kimden hesap sormasını bekliyoruz?
Baştan sona kuralsız, kaçak üretimde, patlamaya
hazır bomba koşullarında, en ilkel sistemlerle üre-
time izin vermiş ya da denetlememiş belediyeler or-
taya çıkıp hangi elemanlarının ismini suçlu olarak
verebilecekler? Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakan-
lığı bir dizi suçun birinci elden işlenmesine göz yum-
maktan sorumlu olarak nasıl suçlu bürokrat ismi be-
lirleyip savcılığa verebilirler ki?
Öğretmenini memur güvencesinde değil, ILO söz-
leşmelerine göre suç işleyerek, sözleşmeli, kiralık
saat ücreti ile on binlerce, hatta yüz binlerce sa-
yılı olarak çalıştırmayı seçen bir iktidardan söz edi-
yoruz. Kamulaştırdığı eski SSK ya da diğer devlet
hastanelerinde bazen çok pahalı bir cihazın yedek
parçasını esirgeyen, tedavi yapamayan tam kad-
rolu onkoloji bölümü dururken örneğin, hastaları ge-
cekonduvari özel laboratuvarlara, hastanelere yön-
lendiren bir Sağlık Bakanlığı politikasından ne
bekliyoruz? İşçi sağlığı iş güvenliği denetimleri or-
tadan kalkmış denebilecek boyutta çökmüş Çalışma
Bakanlığı sorgulamayı yapan savcılığa nasıl bir ya-
nıt verilebilir ki?..
soner@cumhuriyet.com.tr
Moody’s ve Merrill Lynch’e göre Türkiye’nin dõş finansman sorunu çözüm bekliyor
‘IMF ile anlaş’ baskõsõ
Üç gün önce yaptõğõ değerlendirmede Türkiye’nin
IMF ile anlaşma yapõp yapmamasõnõn kredi
notunu etkilemeyeceğini belirten Moody’s, dün
“anlaşma olmazsa Türkiye’nin ancak yaz aylarõnõ
çõkarabileceğini” iddia ederek, dõş finansman yavaşlarsa
büyümenin daha da olumsuz etkileneceğini söyledi.
Merrill Lynch’e göre, anlaşmada ağõrdan alan
AKP hükümeti Türkiye’yi IMF boyunduruğundan
kurtararak tarihe geçmek istiyor ama bunun
zamanõ değil. IMF anlaşmasõ olmaz, yabancõ sermaye
girişi azalõrsa bu, daha yavaş büyüme, daha güçsüz TL,
daha yüksek reel faiz sonucunu doğurur, risk algõsõ artar.
Citibank, Ankara’da Hazine Müsteşarlõğõ, Merkez
Bankasõ, ABD Büyükelçiliği ile yaptõğõ
görüşmelerden sonra “Anlaşmanõn büyük
olasõlõkla kaçõnõlmaz olduğuna ve 6-7 Ekim’de
İstanbul’da yapõlacak Dünya Bankasõ-IMF yõllõk
görüşmelerinden önce tamamlanacağõna” dikkat çekti.
Ekonomi Servisi - Türkiye’nin
IMF ile anlaşmasõ yönündeki baskõ-
lar yoğunlaşmaya başladõ. Uluslararasõ
kredi derecelendirme kuruluşu Mo-
ody’s ve yatõrõm bankasõ Merrill
Lynch, dün ayrõ ayrõ yaptõklarõ açõk-
lamalarda, anlaşmanõn bir zorunluluk
haline geldiğini ileri sürdüler.
Üç gün önce yaptõğõ değerlendir-
mede Türkiye’nin IMF ile anlaşma ya-
põp yapmamasõnõn kredi notunu etki-
lemeyeceğini belirten Moody’s kõ-
demli Başkan Yardõmcõsõ Kristin
Lindow, dün Reuters’e yaptõğõ açõk-
lamada, “anlaşma olmazsa Türki-
ye’nin ancak yaz aylarını çıkara-
bileceğini” iddia etti. Lindow dõş
açõktaki baskõlara işaret ederek, “Bi-
zim ödemeler dengesi analizlerimiz,
hükümetin IMF finansmanı prog-
ramı yapılmadan, sınırlı bir süre,
yani yaz aylarında idare edebilece-
ğini gösteriyor. Dış finansmanın
görece yokluğu, ülkenin büyük yatırım ihti-
yacı ve görece düşük tasarruf oranı göz önü-
ne alındığında, büyüme hızını düşürmesi
olasıdır” dedi.
Lindow 25 Mayõs’ta da, “Yeni bir program
üzerinde anlaşma olsa da olmasa da Moody’s
derecelendirmesi muhtemelen değişmeye-
cek. Ancak piyasalardaki belirsizliği ortadan
kaldıracak bir önlemin hemen alınması ge-
rekiyor” demişti.
Merrill Lynch de, geçen mayõsta başarõyla ta-
mamlanan stand-by’õn ardõndan yeni bir anlaş-
ma imzalamaya soğuk bakan Türkiye’nin yük-
sek dõş finansman ihtiyacõ nedeniyle tutumunu
değiştirmesi gerektiğini ileri sürdü. Merrill
Lynch’in gelişen piyasalarla ilgili
haftalõk analizinde, hükümetin Tür-
kiye’yi IMF boyunduruğundan kur-
tararak tarihe geçmek istediğini, fa-
kat bunun küresel kriz gibi kötü bir
zamana rastladõğõnõ savunarak özet-
le şu değerlendirmelere yer verildi:
Lehman Brothers’õn iflasõyla bir-
likte kötüleşen piyasa Türkiye’yi
IMF’yle müzakerelere yönlendirdi
ama aradan geçen sürede fazla mesafe
alõnamadõ. Hükümet anlaşmayõ ge-
ciktirme politikasõ izledi, IMF yete-
rince esnek davranmadõ, araya yerel
seçimler girdi. Gelinen noktada yeni
bir durum söz konusu; cari açõkta hõz-
lõ iyileşme var ama ciddi miktarda dõş
fonlamaya ihtiyaç duyuluyor. IMF an-
laşmasõ olmazsa, yabancõ sermaye gi-
rişinin azalmasõ ihtimali finansman
açõğõyla birleşirse bu, daha yavaş
büyüme, daha güçsüz Türk lirasõ, da-
ha yüksek reel faiz oranlarõ ve özel
sektörün belirgin şekilde zarar görmesi sonucunu
doğurur. IMF anlaşmasõ beklentisiyle pozisyon
alan yatõrõmcõ daha fazla bekletilirse risk algõsõ
artar. Bu nedenle Türkiye’nin IMF ile anlaşmasõ
gerekir.
C İ T İ B A N K : S O N B A H A R A K A D A R İ M Z A L A N A B İ L İ R
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Citibank, Ankara’da Hazine Müsteşar-
lõğõ, Merkez Bankasõ, ABD Büyükelçiliği ile yaptõğõ gö-
rüşmelerden sonra “Bir IMF anlaşmasının büyük ola-
sılıkla kaçınılmaz olduğuna ve iki tarafın, 6-7 Ekim
2009 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak Dünya
Bankası-IMF yıllık görüşmelerinden önce anlaşmayı
tamamlamayı tercih edeceklerine inanıyoruz” de-
ğerlendirmesinde bulundu.
Citibank’õn 26 Mayõs 2009 tarihli “Türkiye Makro
Görüş: Gezi Notları - IMF Programı artan mali sı-
kıntılar ışığında daha az isteğe bağlı gözüküyor” ra-
porunda “Bu bilgilendirme notu İstanbul ve Anka-
ra’da 20-22 Mayıs’da Hazine Müsteşarlığı, Merkez
Bankası, uluslararası mali kuruluşlar ve ABD Bü-
yükelçiliği’nin üst düzey yöneticileriyle piyasa oyun-
cuları ve bağımsız analistlerle yapılan görüşmelere
dayanmaktadır” denildikten sonra şu görüşler sõralandõ:
“Yurtiçi borç çevirme oranındaki hissedilir artış
ve tehlike sinyalleri veren iç borç döndürme takvi-
mi, IFM programına ihtiyaç duyulduğunu gösteri-
yor. Yetkililer daha zor bir geçiş dönemi yaşamak
istemiyorlarsa, bir IMF anlaşmasının büyük olası-
lıkla kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz.”
Faizler daha da inecek
Citibank Raporu’nda “Merkez Bankası’nın hazi-
randa da 25 puanlık bir indirime giderek, politika
faizlerini yüzde 9’a düşürmesini bekliyoruz. Merkez
Bankası’nın faizleri indirme kabiliyeti IMF ile gö-
rüşmelerin sonucuna göre değişecek. Döviz kuru ve
fiyat gelişmeleri de buna bağlı olacak” denildi.
BÜYÜMEYE REVİZYON
Daralma
yüzde 3.6’yõ
aşacak
ANKARA (ANKA) - Katõlõm
Öncesi Ekonomik Program’da yüzde
3.6 oranõnda daralma olarak revize
edilen 2009 GSYH değişim (büyüme)
oranõ yeniden revize edilecek.
Devlet Planlama Teşkilatõ’nõn
(DPT) hazõrladõğõ, ay sonunda
tamamlanacak ve yeni dönem
bütçesine temel olacak Orta Vadeli
Program’da ekonomik daralmanõn
yüzde 3.6’nõn da üzerinde belirlendiği
kaydedildi.
2010 bütçesi öncesinde hazõrlanan
ve mayõs sonuna kadar tamamlanmasõ
beklenen Orta Vadeli Program’õn
çalõşmalarõnõ sürdüren DPT,
hükümetin bir süre önce revize ettiği
bazõ makro ekonomik göstergelerde
değişikliğe gidecek.
Başbakan’la sıkıntı
2009 yõlõ için yüzde 4 olan büyüme
hedefinin yüzde 3.6 daralma olarak
revize edilmesi konusunda ekonomi
bakanlarõ tarafõndan güçlükle ikna
edilen Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile yeni bir revizyon
konusunda da sõkõntõ yaşanabileceği
belirtildi. Buna karşõn 3.6 küçülme
ekonomik birimlerin hiçbiri
tarafõndan gerçekçi bulunmadõğõndan
revizyon olmazsa olmaz görülüyor.
İlk çeyrek için çift haneli küçülme
öngören Merkez Bankasõ’nõn bu
yöndeki açõklamasõnõn basõna
yansõmasõ da Başbakan Erdoğan’õn
tepkisini çekmişti. İlk çeyrekteki
daralmayõ yüzde 13 olarak hesaplayan
TÜSİAD da, yõlõn tamamõ için yüzde
4.1 küçülme öngörüsünde
bulunmuştu.
MURAT GÜLDEREN
MANİSA - Manisa’nõn Alaşehir il-
çesine 3 kilometre mesafedeki “Sa-
rıkız-2” kuyusunda geçen yõl petrol
bulan ve bugüne kadar kuyu için 5
milyon dolar harcama yapan Merty
Enerji Petrol Arama Şirketi, kuyuda
10 milyon varillik petrol bulundu-
ğunu tespit etti. Bir ay süresince ya-
põlacak test çalõşmasõyla 10 milyon
varil petrolün ne kadarõnõn çõka-
rõlabileceğinin tespit çalõşmala-
rõna da başladõ.
Merty Enerji Petrol Arama
Eğitim ve Servis Hizmetleri AŞ
Yönetim Kurulu Başkanõ Ongun
Yoldemir, Alaşehir kuyusundan
10 yõl içinde 300 milyon dolarlõk
gelir beklediklerini söyledi. Yol-
demir, Alaşehir’deki petrol kuyusu-
nun tanõtõmõ için düzenlediği basõn
gezisinde yaptõğõ konuşmada, test ça-
lõşmasõnõn 1 milyon dolara mal ola-
cağõnõ belirterek “Yaptığımız çalış-
malarda kuyunun günlük üretim
kapasitesi belirlenecek. Kuyudan
çıkarılan petrolün gravitesi ise 34
API’dir. Bu da çok iyi bir kalite”
dedi.
Türkiye’de petrol üretiminin ge-
nelde Güneydoğu Anadolu’da oldu-
ğunu ancak Türkiye’nin çok daha
fazla sayõda hidrokarbon potansi-
yeli olabilecek alanlarõ bulunduğunu
vurgulayan Yoldemir, Türkiye’de
petrol var mõ yok mu tartõşmalarõ-
na da açõklõk getirdi.
Yoldemir, “Türkiye’nin şu ana
kadar yalnızca yüzde 5’i aran-
dı. Bu nedenle ülkenin petrol
açısından zengin olup olmadı-
ğını bilemeyiz” dedi. Türkiye’nin
petrol stratejisi olmadõğõndan da ya-
kõnan Yoldemir, “Petrolün yüzde
93’ünü dışarıdan alıyoruz. Bu da
yıllık 47 milyar dolara denk geli-
yor” dedi.
Meyve sucular
tanıtıma odaklandı
Ekonomi Servisi - TTNET
8 Mbps’e kadar internet paket-
lerini tüm vergiler dahil 29 li-
radan başlayan fiyatlarla yeni
abonelerine sunmaya başladõ.
TTNET’ten yapõlan yazõlõ
açõklamada, şirketin yeni abo-
nelerine özel, hayata geçirdiği
kampanyalarla, abonelerinin
tercihlerine göre kablolu, kab-
losuz modem hediyesi veya
indirimli kullanõm fõrsatlarõ
sağladõğõ bildirildi. Kampanya
kapsamõnda abonelerin, 3 aya
varan süre boyunca 19.99 lira
ödeme koşullarõyla, internete 8
Mbps’e varan hõzla bağlanma
olanağõndan faydalandõğõ kay-
dedildi. Yeni NET Paketleri
ile TTNET müşterilerinin, in-
ternete 8 Mbps’e kadar hõzla
bağlanõrken TTNET MÜZİK,
TTNET OYUN, TTNET Vİ-
DEO, TTMail ve ayda 100 ile
300 dakika TTNET WiFi ser-
vislerinden ücretsiz yararlana-
bildiği belirtildi. NET4(Plus)
Paketi’nin, “Üçünü Dene,
Servisini Seç” ile TTNET
GÜVENLİK, ayda 600 dakika
ücretsiz TTNET WiFi ve
TTNET MÜZİK Gold üyelik
hizmetlerini standart olarak
sunduğu vurgulandõ.
Ekonomi Servisi - Deva,
Çerkezköy fabrikasõnda 5 mil-
yon Avro’luk makine yatõrõ-
mõna giderek, 2009 içinde 200
kişiye istihdam sağlamayõ he-
defliyor. Şirket, kõsa vadede
mevcut ilaç üretimini de arttõ-
rarak, uzun vadede Avrupa ve
ABD’ye ihracatõ hedefliyor.
Deva Holding’in düzenlediği
basõn toplantõsõnda konuşan De-
va Holding Yönetim Kurulu
Başkanõ Philipp D.Haas, “İlaç
sektöründe hammadde fiyat-
larında ocakta yüzde 20-22
oranında artış yaşandı. Brüt
kâr oranları tüm sektörde
baskı altındaydı. Bunun ilk çey-
rek sonuçlarımıza da yansı-
ması oldu. Ancak nisanda ilaç fi-
yatlarında yapılan yüzde 8’lik
artışla ikinci çeyrekte rakam-
larda küçük de olsa bir iyileşme
görülebilir” dedi. Deva Holding,
2009’da 500 milyon lira konsoli-
de ciro hedefliyor. 2009’un ilk üç
ayõnda Türkiye ilaç pazarõ kutu ba-
zõnda geçen yõlõn aynõ dönemine
göre yüzde 3.78 oranõnda büyüme
kaydetti. 2008 sonu itibarõyla Tür-
kiye ilaç pazarõnda yüzde 5.2’lik
paya sahip olan Deva, ciro bazõn-
da ise Türkiye’nin 8. büyük ilaç
şirketi konumunda bulunuyor.
Ekonomi Servisi - Meyve Suyu Endüstrisi Der-
neği (MEYED), meyve suyunun bilinçli tü-
ketilmesini ve sağlõklõ beslenmeyi destek-
lemek için “Ya 5 meyve ye, ya suyunu
iç” başlõğõyla bir kampanya başlattõ.
Kampanya tüketicinin meyve ve meyve
suyunun sağlõklõ beslenmedeki rolü ko-
nusunda bilgilendirilmesinin yanõ sõra kişi
başõna yõlda 10-12 litre düzeyinde bulunan
meyve suyu tüketiminin de arttõrõlmasõnõ
amaçlõyor. MEYED Başkanõ Alaaddin
Güç düzenlediği basõn toplantõsõnda, “İh-
racatta yüzde 20’lik bir azalma ön-
görmekle beraber, 2009 başında be-
lirlediğimiz yüzde 5’lik büyüme he-
defini aşarak, yılı yüzde 8 büyümey-
le kapatacağız” dedi.
Deva 5 milyon Avro
yatıracak, 200 kişi işe alacak
Yüzde 100
yerli sermayeli petrol
arama şirketi Merty Enerji,
Alaşehir’de açtõğõ 1800 metrelik
petrol kuyusunda 10 milyon
varillik petrol tespit etti. Şirketin
Yönetim Kurulu Başkanõ Ongun
Yoldemir, kuyu için 5 milyon dolar
harcama yaptõklarõnõ belirterek
“Beklediğimiz randõmanda petrol
çõkarsa 10 yõl içinde 300
milyon dolar gelir elde
edeceğiz” dedi.
TTNET, 8Mbps’lik yeni
paketlerini satõşa sundu
Alaşehir petrolü umut vaad ediyor