21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 16 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Seferi Yılmaz tutuklandı VAN (Cumhuriyet) - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasõm 2005’te bombalanan Umut Kitabevi’nin sahibi eski PKK hükümlüsü Seferi Yõlmaz, tutuklandõ. Yõlmaz, Bursa’da “Başka Şemdinliler olmasõn” adlõ panelde yaptõğõ konuşmasõ nedeniyle Van 4. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce “Suçu ve suçluyu övme” gerekçesiyle 1 yõl hapis cezasõna çarptõrõlmõştõ. Yõlmaz, cezasõnõn 9 ay 20 gününü çektikten sonra tahliye edildi. Ancak mahkeme Yõlmaz’õn kalan 79 günlük cezasõnõ da cezaevinde çekmesini karara bağladõ. Yõlmaz, dün sabah saatlerinde evinden çõkarken gözaltõna alõndõ ve daha sonra adli makamlarca tutuklandõ. Haberal’ın tedavisi sürüyor İstanbul Haber Servisi - “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda tutuklandõktan sonra rahatsõzlanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn tedavisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü’nde sürüyor. Tetkiklerin ardõndan anjiyo yapõlan Haberal, bir süre yoğun bakõm ünitesinde kaldõktan sonra kardiyoloji servisine çõkarõldõ. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakültesi’nden alõnan “sağlõk kurulu raporu” doğrultusunda Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn servisteki tedavisine 7- 8 hafta daha devam edileceği bildirildi. Çocuklara porno tuzağı İstanbul Haber Servisi - “İnternet üzerinden irtibata geçtiği çocuklarõn pornografik görüntülerini yayõmladõğõ” öne sürülen A.K adlõ kişi gözaltõna alõndõ. Emniyet yetkilileri şüphelinin internette çocuklarõn ilgi gösterdiği internet sitelerinde yaklaşõk 100 farklõ profil oluşturduğunu belirterek, şüphelinin bu sayede 900 çocukla irtibat kurduğunu kaydettiler. Fabrika önünde direniş İstanbul Haber Servisi - Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Entes Elektronik’te kriz bahanesiyle işten atõlan OSİM-DER yöneticisi Gülistan Kobatan fabrikanõn önünde işe iade talebiyle direnişe başladõ. Fabrika önündeki direniş öncesinde basõn açõklamasõ yapan Kobatan, “Fabrikada sendikalõ olmayõ beceremedik. Sendika çalõşmasõ yapalõm dedik ama diğer işçi arkadaşlar yanaşmadõ. Hukuksal mücadele yürütmek için işe iade davasõ açacağõm” dedi. DSP kurultayõnda Rahşan Ecevit, Zeki Sezer ve eski ekibi karşõ karşõya gelecek Sezer’in ekibi bölündüTÜREY KÖSE ANKARA - DSP’nin yarõn yapõlacak kurultayõnda Kuru- cu Genel Başkan Rahşan Ec- evit, genel başkanlõktan istifa ettikten 33 gün sonra “dönme” kararõ alan Zeki Sezer ve “bö- lünen” ekibinde yer alan bazõ isimlerle karşõ karşõya geli- yor. Eski genel sekreter Ma- sum Türker yarõştan çekil- meyeceğini söylerken “Yö- netimin de değiştirilmesi ta- lebine direnenler sayın genel başkanın aday olmasını is- tediler” dedi. Adaylardan Tayfun İçli de, kurultayõn “DSP için bir kırılma noktası olacağını” bildirdi. DSP’nin yarõn yapõlacak ku- rultayõ öncesinde DSP Eskişe- hir Milletvekili Tayfun İçli, Parti Meclisi üyeleri Masum Türker, Serdar Savaş, Sait Kekeç ve Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alem- dar Yalçın adaylõğõnõ açõkladõ. Seçimlerden sonra genel başkanlõktan istifa eden ve kendisini “Ne dönenler oldu” diye ikna etmeye çalõşan par- tililere “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan. Aday olmama kararındayım” di- yen Zeki Sezer, kurultaydan birkaç gün önce “dönme”ye karar verdi. Sezer’in yönetiminde “bö- lünme” yaşanõrken, kendisine yakõn bazõ isimlerin Masum Türker’e destek verdiğine dik- kat çekildi. DSP’nin Kurucu Genel Başkanõ Rahşan Ecevit ise Alemdar Yalçõn’õ destek- liyor. Adaylardan Masum Türker, Zeki Sezer lehine çekilmesinin söz konusu olmadõğõnõ belir- terek, “Sayın genel başkan, partinin yenileşmesinin yo- lunu kendi eliyle açma ko- nusunda çok önemli bir açı- lım getirmişti. Şimdi hangi nedenlerle bu kararı aldığı- nı bilmiyorum. Hangi arka- daşların sayın genel başkanın aday olmasını istediklerini biliyoruz” diye konuştu. Adaylardan Tayfun İçli ise, “Temiz siyaset yapma idea- liyle yola çıktığını ifade eden kişilerin, DSP’lileri aptal yerine koymalarını kabul edemem. Kapalı kapılar ar- dında neler döndüğünü bi- lebilecek durumdayız. Ön- ce genel başkan adaylığını kabul edip, sonra örgütü ikna çabaları yapıldığını, rica üzerine 9 Mayıs’ta üye yapıldığını bildiğimiz kişiler temiz siyasetten söz ediyor” sözleriyle Alemdar Yalçõn’õ hedef aldõ. ‘Buzdağının altı’ İçli, Bülent Ecevit’in beyin kanamasõ geçirmesinden bir gün önce yaptõklarõ görüşme- yi de şöyle anlattõ: “Ben aslında bu kötü, sı- kıntılı gidişi genel sekreter olarak yaşıyordum. 3 kez geri çekilmek istedim. Rah- metli Ecevit izin vermedi. 10 Şubat 2006’da genel se- kreterlikten istifa ettim. Son- ra Bülent Bey aradı, ‘seni çok göresim geldi’ dedi birkaç kez görüştük. Son görüşme- miz de, ölümünden bir gün önce oldu. Solda işbirliği ko- nusunda Murat Karayalçõn randevu istemiş, ‘Sayõn Ka- rayalçõn’a saat 16.00’da ran- devu verdim, siz de 17.00’de gelir misiniz?’ diye aradı, ben de gittim. Sayın Kara- yalçın’la görüşmelerini ak- tardı. Ben 18.00’de ayrıl- dım. Anlaşıldığı kadarıyla, benden 1.5 saat sonra Genel Başkan Zeki Sezer ve diğer yöneticiler gelmişler, hesap sorarcasına, adımı anarak ‘Tayfun İçli ile ne görüşüyor- sunuz’ diye sormuşlar. Son- ra tatsız olaylar yaşanmış. Anlatılanlar buzdağının gö- rünen kısmı. Bülent Bey’le parti yönetimden, genel baş- kandan çok sıkıntılıydı, bu- nu görüşmemizde ifade etti. Kendisinin vasiyet olarak kabul ettiğim bir çıkışı var- dı; bölücü teröre, gericiliğe, yozlaşmaya karşı mücadele etmek lazım, diyordu. Bu tehlikeleri algılayabilen in- sanların bir araya gelmesi konusunda düşünceleri var- dı. Belli isimlerle temas içi- ne gireceğini, görüşmeler yapacağını söyledi. Örne- ğin, Sayın Altan Öymen’den bahsetti.” Öte yandan Rahşan Ecevit yaptõğõ yazõlõ açõklamada ku- rultayõn “aceleyle alınmış bir kararla” toplanacağõnõ belir- terek, adaylardan Zeki Sezer ve Masum Türker’e tepki göster- di. Rahşan Ecevit, “DSP’yi Ecevit çizgisinden uzaklaştı- ran ve partiye renksizleştiren her iki ismin de partimize bir kazanç sağlamayacağı ve halkımızda bir umut oluştu- ramayacağını düşünüyo- rum” dedi. DSP’nin yarõn yapõlacak kurultayõ öncesinde DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli, Parti Meclisi üyeleri Masum Türker, Serdar Savaş, Sait Kekeç ve Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alemdar Yalçõn adaylõğõnõ açõkladõ. ‘28 Şubat Ergenekon’un başlangıcıdır sözü, boş laftır’ ‘Eğilimim İçli’den yana’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyüker- şen, DSP’nin yarõn yapõlacak kurulta- yõnda “eğiliminin” Eskişehir millet- vekili olmasõ nedeniyle Tayfun İç- li’den yana olduğunu söyledi. Büyü- kerşen, DSP’nin artõk kendine yepye- ni bir program çizerek “Ecevit ilke- leri” doğrultusunda yeni bir görüntü- ye sahip olmasõ gerektiğini de vurgu- ladõ. DSP’deki genel başkanlõk yarõşõna ilişkin Cumhuriyet’in sorularõnõ ya- nõtlayan Yõlmaz Büyükerşen, tüm adaylarõn “saygın isimler” olduğunu kaydetti. “Bu adaylar içinde des- teklediğiniz bir isim var mı” sorusu üzerine Büyükerşen, genel başkanõn mutlaka “milletvekili” sõfatõnõ taşõyan biri olmasõ gerektiğini anlattõ. Büyü- kerşen, bunun gerekçesini ise “Genel başkanın dokunulmazlığı olur. Par- lamentoda her konuda istediğini di- le getirebilir. Basında daha kolay ve çabuk yer alabilir” şeklinde açõkladõ. “Buradan mevcut adaylar içinde Tayfun İçli’yi desteklediğiniz anla- mı çıkarılabilir mi” sorusuna Büyü- kerşen, “Eskişehir milletvekili ol- ması nedeniyle Tayfun İçli doğal ola- rak benim açımdan eğilimimin ol- duğu bir kişidir” yanõtõnõ verdi. ‘Üst kademe değişmeli’ Yõlmaz Büyükerşen, yarõn genel başkanõn belli olmasõndan ardõndan tar- tõşmalarõnõn son bulup bulmayacağõ- na ilişkin ise “Bana sorarsanız par- ti üst kademe organlarının da de- ğişmesi gerekir. Çünkü Zeki (Sezer) Bey’in genel başkanlıktan ayrılış ne- deni seçimlerdeki olumsuz sonuç- lardır. Zeki Bey ‘başarõlõ olamadõm, çekiliyorum’ diyorsa bunda payı olanların da aynı şekilde çekilmesi lazım gelir” dedi. ‘Aday ol baskısı’ Büyükerşen, bu süreçte kendisine tekliften öte aday olmasõ yönünde “baskı” geldiğini de belirterek “Ama benim tavrım aday olmama yönün- de. Bir kere milletvekili değilim. Ve bu dönemde partinin başına ge- lecek ismin ‘dokunulmazlõğõnõn’ ol- ması gerekiyor” diye konuştu. Parti- nin başõna ileride geçmek için bir ta- rih belirleyip belirmemediği konu- sunda da Büyükerşen, “Böyle bir ta- rih belirlemedim” görüşünü kaydet- ti. DSP’nin artõk kendine “yepyeni bir program” çizmesi gerektiğine işaret eden Büyükerşen, partinin Ecevit’in il- keleri doğrultusunda siyasi koşullarõ dikkate alarak yeni bir program ve ye- ni bir görüntüye sahip olmasõ gerekti- ğini vurguladõ. YILMAZ BÜYÜKERŞEN Türker’e parti içi tepki var DSP KURULTAYI Sevgi Bayrağõ Sõvas’ta Ankara’daki 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayra- mı törenleri sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e veril- mek üzere Samsun’dan yola çıkarılan “Sevgi Bayrağı”, Sıvas Kongresi’nin yapıldığı müzede, büyük önder Atatürk’ün kal- dığı yatak odasına bırakıldı. Atatürk’ün Samsun’a çıkışının simgesi olan Sevgi Bayrağı’nı Erzincan-Sıvas il sınırındaki Kızıldağ mevkisinde Erzincanlı atletlerden teslim alan Sıvaslı atletler, bayrağı polis eskortu eşliğinde, 4 Eylül 1919’da ulusal kurtuluş mücadelesine ışık tutacak kararların alındığı, Sivas Kongresi’nin yapıldığı tarihi Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi’nin önüne getirdi. Sevgi Bayrağı, daha sonra Gençlik ve Spor İl Müdürü Salim Kılıç, Sıvas Müze Müdürü Mehmet Alkan, atletler ve izci öğrenciler tarafından müzede ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kaldığı yatak odasına bırakıldı. İstanbul Haber Servisi - Yerel seçimler sonrasõnda Zeki Sezer’in istifasõyla boşalan DSP Genel Baş- kanlõğõ için 17 Mayõs’ta yapõlacak kurultaya son iki gün kala parti içindeki tartõşmalar hõzlandõ. Eski- şehir Milletvekili Tayfun İçli’den sonra ikinci olarak genel başkanlõ- ğa adaylõğõnõ açõklayan Masum Türker’e Parti Meclisi içinden tepki geldi. DSP Parti Meclisi Üyesi Yusuf Dağ, partinin kuru- luşundan beri mahalle temsilciliği, ilçe, il örgütünde çeşitli görevler üstlendikten sonra Parti Meclisi üyeliğine kadar gelmiş biri olarak Masum Türker’in adaylõğõnõ içine sindiremediğini açõkladõ. DSP PM Üyesi Yusuf Dağ, yap- tõğõ yazõlõ açõklamada, ANAP, DYP, Demokrat Merkez Partisi gi- bi sağ partilerde görev almõş olan Masum Türker’in, DSP’ye emek vermeden kõsa bir zaman içinde parti içinde yükselmesine karşõn partiye hiçbir katkõsõ olmadõğõnõ öne sürdü. Dağ açõklamasõnda gö- rüşlerini şöyle dile getirdi: “DSP’de tüm makamlara aday olan ve genel başkanlık dışında her görevde bulunan, buna kar- şın parti içinde hiçbir başarısı olmayan, genel sekreterliği dö- neminde ayda bir kez partiye gelme lütfunda bulunan, parti- nin imkânlarını kullanan daha sonra TÜRMOB Başkanlığı’nı DSP Genel Sekreterliği’ne tercih ederek partideki görevinden isti- fa eden, kendi söylemiyle ‘profes- yonel siyasetçi’ olan Masum Tür- ker’in DSP Genel Başkan Adayı olmasını içime sindiremiyorum.” Cindoruk AKP’yi rahatsõz etti DP’nin bugün toplanacak olağanüstü büyük kongresinin perde arkasõnda Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’in yarõşõna sahne olacağõ belirtiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DP’nin bugün toplanacak 5. ola- ğanüstü büyük kongresi, 3 iddialõ ada- yõn yanõ sõra, perde gerisinde de es- ki genel başkanlar 9. Cumhurbaşka- nõ Süleyman Demirel ile Tansu Çiller’in yarõşõna sahne olacak. DP Genel Başkanõ Süleyman Soy- lu’nun 27 Mart seçimlerindeki ba- şarõsõzlõğõ gerekçe gösterip, istifa ve olağanüstü kongre kararõ doğrultu- sunda, partinin olağanüstü kongresi bugün Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde yapõlacak. Bu çerçevede DP delegesi, merkez sağõ birleştirme iddiasõyla yõllar son- ra siyasete dönen ve Demirel’in des- teklediği Hüsamettin Cindoruk, is- tifa kararõndan çark eden Genel Baş- kan Süleyman Soylu ile “7 yıldır DP’de aktif olarak çalışan tek aday” olduğunu söyleyen Mehmet Ali Bayar arasõnda tercih yapacak. Bir anlamda Demirel ve Çiller’in çekişmesine de sahne olacak kon- grede 1112 delege, 50 üyeli genel ida- re kurulu, 70 üyeli merkez karar ku- rulu ve 21 üyeli yüksek haysiyet di- vanõnõn üyelerini belirleyecek. AKP’yi rahatsız etti DP Genel Başkanõ Soylu’nun ye- rel seçimlerin hemen ardõndan isti- fa kararõnõ açõklayõp, olağanüstü kongre sürecini başlatmasõ partide heyecan yaratmazken Cindoruk’un adaylõğõ sonrasõnda başlayan hare- ketlenme dikkat çekti. Adaylõğõnõ açõklamasõyla, özel- likle iktidar partisini destekleyen medya gruplarõnõn boy hedefi hali- ne gelen Cindoruk, Soylu’nun ye- niden aday olmasõ kararõnda da et- kili oldu. Cindoruk’un adaylõğõnõn önemli ölçüde merkez sağõn oylarõyla ikti- darõnõ koruyan ve merkeze yerleşme çabasõ içindeki AKP içinde de ra- hatsõzlõk yarattõğõ kulislerde dile getiriliyor. 9. Cumhurbaşkanõ Demirel ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 9. Cum- hurbaşkanõ Süleyman Demirel kendisinin 28 Şubat’õ desteklediği yönündeki eleştirilere sert çõkarak, “Asker darbe yaptıktan sonra getir- diği anayasayı tasdik ediyorsunuz, o darbeyi yapanları (Kenan Evren) 9 sene ülkenin ba- şında cumhurbaşkanı olarak muhafaza edi- yorsunuz; darbeye muhatap olanları şuçlu- yorsunuz. Ne biçim iş bu? dedi. 28 Şubat ka- rarlarõnõn halen devam ettiğini belirten Demi- rel, dönemin Başbakanõ Necmettin Erba- kan’õn kendisine 18 Haziran 1997’de istifasõnõ getirdiğini anõmsatarak “Böyle rötarlı darbe olur mu?” dedi. Demirel, demokraside iktidar alternatifi yoksa bunun “seçilmiş faşizm” ola- cağõna dikkat çekti. Süleyman Demirel, NTV’ye verdiği özel röportajda 28 Şubat süre- cine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptõ: Bir muhtıra yoktur: 28 Şubat süreci neydi? ‘Postmodern darbeydi’ Bu nedir? Sayõn (Mehmet) Barlas’õn söylediği gibi bir muhtõra yoktur ortada. Olay, anayasõnõn 118. maddesine göre kurulan MGK’nin, Şubat 1997 toplantõsõn- da alõnmõş kararlarõ söz konusu ederek yapõlan tartõşmalardõr. Kararlarõ alan kurul anayasal bir kuruldur. Kararlarõn altõnda bütün üyelerin im- zasõ vardõr. Bu kararlar kimsenin baskõsõyla alõnmamõştõr. Böyle olsa altõnda başbakan, yar- dõmcõlarõ ve diğer bakanlarõn imzalarõ olmama- sõ lazõm. Bu kararlar halen geçerlidir... Kimi, neyi kötülüyorsunuz burada? Ben bu kurulun başõ olarak, kurulun görev yapmasõnõ sağlamõ- şõm. Böyle bir konunun tartõşõlmasõnõ ve ittifak- la karara bağlanmasõnõ sağlamõşõm. Hükümet de almõş icra etmiş... Darbe nasıl olur?: Bakõn darbe şöyle olur: Birtakõm kurumlarõ götürür; evvela hükü- meti götürür. Hükümet 28 Şubat’ta duruyor, sonrasõnda da duruyor ve hükümet 118 gün du- ruyor. Eğer bu darbeyse hükümet meselesi 118 gün sonra çõkmaz. Meclis ve bütün kurumlar ye- rinde duruyor. Kimseye bir şey denmemiş ve kimseye dokunulmamõş... Neyin darbesi bu diye soruyorum? Mart, nisan, mayõs aradan geçmiş- tir. Böyle rötarlõ darbe olur mu? Hükümetin kurulması cumhurbaş- kanının işidir: O günkü Başbakan Sayõn Er- bakan’dõ. Kendisine sordum. Peki niye istifa edi- yorsun? “Bir gerginlik var” dedi... Benim hü- kümetim istifa etsin bu gerginlik ortadan kalk- sõn. Ben de kendisine pekâlâ istifanõzõ kabul ede- rim. Ondan sonra yeni bir hükümet kurulmasõna geçeriz. “Yeni bir hükümeti benim yardım- cım kursun.” O senin işin değil. Sen istifa eder gidersin. Yeni bir hükümetin kurulmasõ cumhur- başkanõnõn işidir. Güvenoyu alacak bir hükümet olmasõ gerekiyor. İkincisi o günkü şartlara uy- gun görevini yapacak bir hükümet lazõmdõr. Hü- kümet başkanõ istifa ettikten sonra başkakan yar- dõmcõsõ yeni hükümet olduğu zaman bu gergin- lik gider mi? Onu düşünmek benim görevim. 28 Şubat sürecinde hatalõ bir şey yaptõğõmõ hiç dü- şünmedim. Yapõlmasõ gerekeni yaptõm. Bugün olsa bunun dõşõnda bir şey yapmazdõm. Bu Meclis’in içinden bir hükümet kurmuşuz. 28 Şubat Ergenekon ilişkisi iddiası: 28 Şubat anayasal bir kuruluşun almõş bulundu- ğu o günkü güvenlik tedbirleriyle ilgili açõk ka- rarlarõdõr. O kararlar hâlâ yürürlüktedir. “28 Şu- bat Ergenekon başlangıcıdır lafı” bir boş laf- tõr. İpe sapa gelmeyen bir laftõr. Bunu söylemek iyi de işte her şey ortalarda. Şu benim ortaya koyduğum kâğõtlarõn dõşõnda kâğõt bulan varsa gelsin. Bunun altõndaki imzalar işte... Asker-siyaset ilişkisi: Asker, anayasa- daki yerinden çõkarsa anayasa ihlal olur. Asker devlete müdahele etmiştir. 12 Mart’ta etmiştir, 12 Eylül’de etmiştir. Biz bunlarõn muhatabõyõz. Asker darbe yaptõktan sonra getirdiği anayasa- yõ tasdik ediyorsunuz, o darbeyi yapanlarõ 9 se- ne ülkenin başõnda cumhurbaşkanõ olarak ve kurul olarak muhafaza ediyorsunuz; darbeye muhatabap olanlarõ şuçluyorsunuz. Ne biçim iş bu; öyle şey olur mu? Seçilmiş faşizm: Türkiye’de siyaset işle- miyor. İşlemiyor çünkü partiler rejimi yara al- mõştõr. Merkez dağõlmõştõr. Vatandaş diyor ki bugünkü siyasi iktidara oy veriyorum çünkü al- ternatif yok. Demokrasi iktidar alternatifinin ol- duğu sistemin adõdõr. Ne oluyor? Eğer alternati- finiz yoksa o seçilmiş faşizmdir. Neden alterne- tifiniz yok çünkü orta dağõlmõştõr. 28 Şubat kararlarõnõn anayasal bir kurum olan MGK’de alõndõğõnõ belirten Demirel, “Hükümet 28 Şubat’ta duruyor, sonrasõn- da da duruyor; ve hükümet 118 gün duru- yor. Böyle rötarlõ darbe olur mu?” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle