23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Yarın Ankara’da... Ankara denince aklınıza ne gelir? Benim üniversite yıllarımın ve sonrasındaki birkaç yılın kentidir. Kızılay Bulvarı’nda “Dönüşüm” dergisini em- peryalizm karşıtı sloganlar haykırarak sattığımız (daha da doğrusu dağıttığımız) şehirdir. Türkiye İşçi Partisi’dir. Hukuk Fakültesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakül- tesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi ve en çok da bu so- nuncunun kantinidir. Çünkü devrimci gençliğin buluşma yeri orasıydı. Benim için Ankara “Bir Gün Mutlaka”yı yazdı- ğım şehirdir. Turgut Uyar’dır, Ahmed Arif’tir. Derin, dinmeyen bir özlem, kendi yurtsever ve sosyalist delikanlılığıma hiç eksilmeyen bir bağ- lılık ve saygıdır… Ankara sıradan bir başkent değil, bir ülkenin kur- tuluş savaşının ve kuruluş savaşımının tasarlanıp yaşama geçirildiği kenttir. Başkent olmayı kanıyla, canıyla hak etmiştir. İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş ve gelecekte de en büyük devrimci önderlerinden Mustafa Kemal Atatürk’ün kentidir. Onun mirası ve emanetidir. Ulusunun varlığıyla bütünleşerek simgeleşip son- suzlaştığı yerdir… Ankara ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Bozkırdan bir kent yaratmanın, yok olmaya kıl payı kalmışken ulus olma mucizesinin gerçek- leştirildiği yerdir. Batı’nın birkaç yüzyılda elde ettiği aydınlanma kazanımlarını, yoksul ve savaştan henüz çıkmış, büyük çoğunluğu okuma yazma bilmeyen bir hal- ka birkaç yıl içinde sunmayı başarmış bir kenttir… Ankara onurumuz, övüncümüzdür. Bağımsızlığımızın, inancımızın, dayanışmamızın, yurttaş olma bilincimizin ve sorumluluğumuzun simgesidir… Bütün bunları bugün yürek ferahlılığıyla tekrar- lamak ne yazık ki olanaksız! Günümüz Ankarası aydınlanma düşmanlarının, Cumhuriyet karşıtlarının siyasal erkle donatılmış oldukları bir kenttir. En yüksek yargı kararıyla mahkûm olmuşların ülkenin yazgısı hakkında karar verme yetkisine sa- hip oldukları; hırsızlıkla, gaspla, dolandırıcılıkla suç- lananların yargılanmaktan kurtulabildikleri bir şe- hirdir. Günümüz Ankarası ABD, AB, IMF gibi ülke ve kuruluşların lider ve bazen en küçük çapta tem- silcilerinin gelip direktif verdikleri, hesap sorduk- ları bir yerdir. Bu Ankara artık bağımsızlığımızın değil, ba- ğımlılığımızın simgesidir. Onurumuzun değil, onur kırıklığımızın kentidir. Yarın, 17 Mayıs Pazar günü saat 12.00’de bun- ları konuşmak için Ankara Tandoğan Alanı’nda ola- cağız. Amacımız, onurumuzun, bağımsızlığımızın sim- gesi olan Ankara’ya duyduğumuz özlemi haykırmak. Bu uğurda her özveriye katlanmaya hazır oldu- ğumuz konusunda kararlılığımızı dile getirmek. Yarın, 17 Mayıs Pazar günü saat 12.00’de, An- kara’da Tandoğan Alanı’nda, insan haklarından, adaletten, insanlık onurundan, bağımsızlıktan, Tür- kiye Cumhuriyeti’ni oluşturan temel değerlerden yana ve bu değerleri yaşamları pahasına savun- maya kararlı olan herkes bir araya geliyor, gel- melidir! ataol b@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Hasan Tahsin anıldı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ulusal Kurtuluş Savaşõ öncesi İzmir’in işgali sõrasõnda, istilacõ Yunan birliklerine karşõ ilk kurşunu atan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin (Osman Nevres), Konak’taki İlk Kurşun Anõtõ önünde gerçekleştirilen törenle anõldõ. İzmir Vali Vekili Aydõn Alper, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sõrrõ Aydoğan, Ege Ordusu Garnizon Komutan Vekili Orgeneral Ümit Dündar, CHP İzmir milletvekilleri Selçuk Ayhan, Canan Arõtman’õn da katõldõğõ törende konuşan, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanõ Erol Akõncõlar, basõna yönelik baskõlarõn sürdüğünü vurgulayarak, “Benim gibi düşünmeyen benden değil’ zihniyeti egemen kõlõnmak isteniyor” dedi. 60 bin öğrenci okula gitmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB), okula kayõtlõ olan fakat devam etmeyen 60 bin dolayõndaki ilköğretim öğrencisini adres takibiyle buldu. MEB, okula hiç gitmeyen ve eğitim-öğretimlerini yarõda bõrakan çocuklarõn okula devamlarõnõn sağlanmasõna yönelik çalõşmalar kapsamõnda, okula “ara sõra” gelen özürsüz devamsõz öğrencileri izlemeye aldõ. Adresleri tek tek tespit edilen bu durumdaki çocuklarõn sayõsõnõn 60 bin civarõnda olduğu bildirildi. Coşkun, KKTC’de konferans verdi Haber Merkezi - Gazetemiz yazarõ ve Cumhuriyet Vakfõ Başkanvekili Alev Coşkun, Güzelyurt’taki Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) Kuzey Kõbrõs Kampusu’nda “Samsun Öncesi 6 Ay” adlõ konferans verdi. Konferansa Kõbrõslõ yurttaşlar, öğrenciler, üniversite yönetimi yoğun ilgi gösterdi. Şişli’de bazı yollar kapalı İstanbul Haber Servisi - 19 Mayõs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramõ etkinlikleri kapsamõnda bugün bazõ yollar trafiğe kapatõlacak. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapõlan açõklamada, bugün saat 10.00’da Şişli Atatürk Müzesi ile Beşiktaş Dolmabahçe Sarayõ arasõnda “Milli Mücadelede İlk Adõm Yürüyüşü” dolayõsõyla Divan Kavşağõ, Yedikuyular Caddesi, Gümüşsuyu Caddesi, Halaskârgazi Caddesi ve Cumhuriyet Caddesi’nin trafiğe kapatõlacağõ duyuruldu. Ergenekon davasõnda savunmasõ alõnan tutuksuz sanõk Benli ‘ayrõmcõlõğa’ isyan etti ‘Sancak neden davetli?’ HATİCE TUNCER Ergenekon davasõnda savunma ve sorgusu alõnan Ulusal Sanayici ve İşa- damlarõ Derneği (USİAD) yönetim kurulu üyesi tutuksuz sanõk İbrahim Benli, AKP’ye yakõnlõğõyla bilinen işa- damõ Ethem Sancak’õn özel davetle savcõda ifade verdiğine dikkat çekerek “İşadamına ayrıcalık ise benim evim neden jandarma ile polis ile basıldı, fabrikamın kapısı kırıldı? Bu ne şiddet idi” diye sordu. Silivri Cezaevi kampusundaki sa- londa görülen Ergenekon davasõnõn 87. duruşmasõ gerçekleşleştirildi. Sa- vunmasõnõ yapan Benli, “Ne idüğünü anlayamadığım Tuncay Güney demiş ki; ‘Ergenekon örgütü dernekler kura- rak iş âlemine etkili olmak, finans sağlamak istiyor’. USİAD’ın kurucu üyesi olmam örgüt üyeliğine kanıt gösteriliyor. İşçi Partisi Genel Baş- kanı Doğu Perinçek, Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever, Serhan Bol- luk ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile karşılıklı telefon numaralarımızın kayıtlı olması da örgüt üyeliğinin ka- nıtı olarak gösteriliyor” diye konuş- tu. Benli “Cumhuriyet gazetesi oku- duğum için Beyazıt’taki Küllük’ün önünde ülkücüler beni dövdü. Ay- dınlık gazetesi okuduğum için de Denizli Yurdu’ndaki Dev-Solcular okula gelmeme engel oldu. 1978 yı- lında okulu bırakmak zorunda kal- dım” diye konuştu. Ethem Sancak’a ayrıcalık “Gladyo, kontrgerilla, Ergenekon üyeliği ile suçlanıyorum” diyen Ben- li şöyle devam etti: “1978’de günlük Aydınlık gazetesi çıkardı. Tuncay Güney’in mülakatında adı geçen Et- hem Sancak ile beraber Halıcıoğlu, Dolapdere, Silahtarağa’daki kahve- hanelerde ‘Kontrgerillayõ teşhir edecek bir gazete çõkaracağõz’ diye yardım topladık. Tuncay Güney’in 2001’de- ki mülakatında adım geçmiyor ama eski yoldaşım Ethem Sancak’ın adı geçiyor. Savcılar Sancak’ı davet ede- rek özel bir odada sorgulamış. Eğer işadamlarına ayrıcalık yapılıyorsa ne- den benim evim jandarmayla, polis ile basılıyor, işyerimin kapısı kırılı- yor. Bu cebir, bu şiddet ne idi?” İbrahim Benli, 2007 genel seçimle- rinde İP’den milletvekili adayõ oldu- ğunu, bu nedenle gazeteci olmasõ ne- deniyle Güler Kömürcü ile görüştü- ğünü anlattõ. Benli şöyle devam etti: “Kömürcü boşboğaz bir şekilde ‘Pe- rinçek’in sponsoru’ dedi. Ben bunu reddettim. Turhan Çömez, o tarihte AKP milletvekiliydi. Bana bir sürü mali usulsüzlüklerden bahsetti. Ra- kamlar büyüktü. ‘Sayõn milletvekili bunlarõ bana niye anlatõyorsunuz? Çõk kamuoyu ile paylaş’ dedim.” Sanõk Doç. Dr. Ümit Sayın tek kanõt olmadan 15 aydõr tutuklu bulunduğuna dikkat çekerek “10 Mayıs’ta açlık gre- vine başladım. Tahliye edilene dek aç- lık grevini sürdüreceğim. Buradan ya ölüm ya da dirim çıkacak” dedi. MİT: Bağlantıya dair bilgi yok Mahkemenin 10 Mart 2009 tarihli ara kararõ gereği MİT Müsteşarlõğõ’na ya- zõlan yazõya gelen yanõt dosyaya ko- nuldu. Yazõda, “Dr. Necip Hablemi- toğlu suikastı ve Danıştay saldırısı ey- lemlerinin Ergenekon adlı örgütle ilişkili olduğuna dair 2005 ve 2006 yıl- larında teşkilatımızda Başbakanlık’a sunulan herhangi bir çalışma bulun- mamaktadır” denildi. ERDOĞAN’DAN AB YANITI ‘TSK görevini yapıyor’ Dış Haberler Servisi - Polonya’da konferansta konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB üyeliği için Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) “hükü- met üzerindeki etkisinin azalması” gerektiği yönündeki soruya tepki göste- rerek, Türkiye’ye bu konuda “fatura kesilemeyeceğini” TSK’nin kendi gö- rev alanõ içinde çalõştõğõnõ vurguladõ. Polonya’daki temaslarõ kapsamõnda Gdansk Üniversitesi’nde konferans ve- ren Erdoğan öğrencilerin sorularõnõ ya- nõtladõ. Erdoğan, bir öğrencinin “TSK’nin hükümete olan etkisinin AB’ye girme noktasında azalması ge- rekir. Bu konuda ne düşünüyorsu- nuz” sorusu üzerine TSK’nin anayasa- nõn tanõmladõğõ görev alanõ içinde kal- dõğõnõ belirterek, “Birileri eğer Türki- ye’ye fatura kesmek istiyorsa, bakı- yorsunuz kulağı çok farklı yerlerden zorlanarak gösteriyorlar. Buralardan gitmeye gerek yok. Kestirmeden bu- nu bize sorsalar, biz cevabını kendi- lerine veririz” dedi. Ergenekon soruş- turmasõna yönelik soru üzerine, yargõ sürecinin devam ettiğini, kimse hakkõn- da ithamda bulunulamayacağõnõ söyle- yen Erdoğan, soruşturmaya ilişkin geç- miş hükümetleri de suçlayarak, belgele- rin önceki iktidarlar tarafõndan “sümen altı edildiğini ya da koruma altına alındığını” söyledi. Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzeri- ne bazõ ülkelerin zaman zaman Türkiye için ancak “imtiyazlı or- taklık” olabileceğini dile getir- diklerini anõmsatan Erdoğan, “Bizim için tek yol vardır, o da üyeliktir” dedi. Almanya Baş- bakanõ Angela Merkel ve Fran- sa Cumhurbaşkanõ Nicolas Sar- kozy’ye tepki gösteren Erdo- ğan, şunlarõ söyledi: “Sayın Sarkozy ile bir araya geldiğimiz zaman farklı konuşuyor, ayrıldığımız zaman farklı konuşuyor. Bu da tabii hoş değil. Doğrusu neyse, onu söyle. Nüfusumuzun 71 buçuk milyon ol- masından mı rahatsız oluyorsunuz? Bunu söyleyin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için mi bizi almı- yorsunuz? Bunu söyleyin.” Erdoğan, şair Nâzım Hikmet’in de- desinin de Polonya göçmeni olduğuna işaret ederek, “Şairimizin Polonya’da çok seviliyor olması da bizim için ay- rı bir gurur vesilesidir” dedi. ‘Medyaya servis düşündürücü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Ergenekon soruşturmasõnda “Göbelsvari (Goebbels: Hitler’in propaganda bakanı) yöntemlerle” medyaya servis yapõldõğõnõ, bunun da “orgazine bir çabayı” ortaya koyduğunu vurguladõ. Anadol, “Suç olan gizlilik ve yayın yasağı ihlallerinin, sicil numaraları, adları ve kadroları belli emniyet mensupları ya da hâkim ve savcılarca gerçekleştirildiğine kuşku yoktur” dedi. CHP’li Anadol, Ergenekon soruşturmasõndaki “gizlilik ve yayın yasağı ihlallerine ilişkin” değerlendirmelerde bulundu. Ergenekon soruşturmasõnõn siyasi bir içerik kazanmasõnõn önemli göstergelerinden birisinin “yayın ve gizlilik kararlarının siyasi iktidarca sistematik biçimde ihlal edilmesi olduğunu” dile getiren Anadol, Ergenekon soruşturmasõna ilişkin olarak İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin 15 Mayõs 2007 tarihindeki gizlilik kararõ ile İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin 21 Haziran 2007 tarihindeki yayõn yasağõ kararõnõ anõmsattõ. Gizlilik ve yayõn yasağõ ihlallerine ilişkin olarak, 25 Mart 2008 tarihinden bugüne kadar, ikisi “12. dalga”ya ilişkin olmak üzere, toplam 11 soru önergesi yönelttiğini belirten Anadol, buna karşõn önergelere ya yanõt verilmediğini ya da önergede yer alan “soruları karşılamayan, gerçekleri gözden kaçırmaya yönelik” yanõtlar verildiğini ifade etti. “Suç olan gizlilik ve yayın yasağı ihlallerinin sicil numaraları, adları ve kadroları belli emniyet mensupları ya da hâkim ve savcılarca gerçekleştirildiğine kuşku yoktur” diyen Anadol, 2 yõla yakõn bir süredir basõna yapõlan servislerle ilgili olarak sadece 11 soruşturmanõn açõlmõş olmasõnõ ise “düşündürücü” olarak niteledi. Anadol, şunlarõ kaydetti: “Ergenekon soruşturmasında Göbelsvari yöntemlerle belge ve bilgilerin medyaya servis edilmesi, organize bir çabayı ortaya koymaktadır. Basına yapılan servisler aydınların suçları ispatlanmadan, suçluymuş gibi topluma kabul ettirilmesine ve muhalif unsurların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu durum adil yargılanma ilkesinin açık ihlalidir ve iktidarın soruşturma ve kovuşturma sürecini siyasi çıkarları için kullandığı bir enstrümana dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır.” Saylan’õn tedavisi sürüyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürlüğü’nde görevli uzman doktor Yavuz Dizdar, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanõ Türkan Saylan’õn bilincinin açõk olduğunu belirterek “Kendisi uyumuyor. Uyku ilacının verilmesi durumu yok. Kemoterapisi sürüyor” dedi. Dr. Dizdar, Onkoloji Enstitüsü önünde bekleyen basõn mensuplarõna yaptõğõ açõklamada, Prof. Dr. Saylan’õn, “durumunun stabil, bilincinin açık olduğunu” ifade ederek, destek tedavilerinin sürdüğünü söyledi. Saylan’õn kan değerlerinde düşüklük görüldüğünde buna müdahale edildiğini anlatan Dizdar, “Kendisi uyumuyor. Bilinci açık. Uyku ilacının verilmesi durumu yok. Kemoterapi sürüyor, kan değerleri düşük göründüğünde tedaviye ara veriliyor. Kan değerlerini normale çevirdiğinde tedaviyi sürdürüyoruz” diye konuştu. Dizdar, Saylan’õn hafta sonu hastanede kalarak tedavisinin sürdürüleceğini belirterek, “Pazartesi günü hastanemize geldi. Kan değerleri normale çıkarılıncaya kadar tedavisini burada sürdüreceğiz” dedi. ÇYDD İkinci Başkanõ Filiz Meriç de hastaneye gelerek Türkan Saylan’õ ziyaret etti. Çõkõşta basõn mensuplarõna açõklama yapan Meriç, Türkan Saylan’õn zor bir tedavi sürecinden geçtiğini anõmsattõ. Prof. Dr. Saylan’õn şu an için durumunun iyi olduğunu dile getiren Meriç, “Hasta yatağında bile derneğin çalışmalarını soruyor. Yapılması gerekenleri söylüyor. Biz de onu bilgilendiriyoruz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Ergenekon soruşturmasõyla ilgili geçmiş hükümetleri suçlayarak, belgelerin önceki iktidarlar tarafõndan “sümen altõ edildiğini ya da koruma altõna alõndõğõnõ” söyledi. AVUKAT GÖKHAN CANDOĞAN: MURAT KIŞLALI ANKARA - TBMM Genel Kurulu’nda gö- rüşülmekte olan Suri- ye sõnõrõndaki mayõnla- rõ temizleyecek firmaya temizlediği bölgede 44 yõllõğõna organik tarõm yapma olanağõ veren yasa tasarõsõnõn metinde özelleştirme usul ve esaslarõ yer almadõğõ için anayasaya ve yasa- lara aykõrõ olduğu orta- ya çõktõ. Tüpraş, şeker fabri- kalarõ gibi çok sayõda özelleştirme ihalesini ip- tal ettiren Petrol-İş Sen- dikasõ avukatõ Gökhan Candoğan, “Bu tasarı ile yapılmak istenen bir özelleştirmedir. Özelleştirme esas ve usullerinin yasada be- lirlenmesine ilişkin bir Anayasa Mahkemesi kararı yasalar varken böyle bir tasarının Anayasa Mahkemesi veya yargıdan dönme- si büyük olasılık” diye konuştu. TBMM Tarõm, Or- man ve Köyişleri Ko- misyonu’nun CHP’li üyeleri Vahap Seçer, Ramazan Kerim Öz- kan ve Selçuk Ay- han’õn tasarõyla ilgili karşõ oy yazõsõnda, “İha- leye ilişkin usul ve esas- ların yasa ile belirlen- mesi gerekir. Anaya- sada öngörülen ayrık durumlar dışında, ya- salarla düzenlenmemiş bir alanda, yasa ile yü- rütmeye genel nitelik- te kural koyma yetki- si verilemez” denildi. Avukat Candoğan ise, “Özelleştirme Ya- sası’nın ilk halinde özelleştirme ihaleleri- nin hangi yöntemlerle ve buna bağlı usuller- le yapılacağı yeterince detaylı değildi. Ancak Anayasa Mahkemesi bu konuda şimdi çok bilinen kararı ile ‘Özelleştirme gibi önemli bir konuda, ya- sama yetkisinin yasa altõ yönetmelik gibi dü- zenlemelerle devredi- lemeyeceğine’ hük- metti. Bunlar varken ihale yöntem ve usul- lerinin tamamen Ma- liye Bakanlığı’nın yet- kisine bırakılması hu- kukla bağdaşmaz. Bu- nun yargıda iptal edil- mesi büyük olasılık- tır” diye konuştu. Mayın temizliği yargıdan döner CHP’li Anadol, Ergenekon soruşturmasõnda aydõnlarõ suçlamak için Hitler Almanyasõ’ndaki propaganda yöntemlerinin kullanõldõğõnõ söyledi İP, POLİS KONUŞMALARININ GEÇTİĞİ CD’Yİ CERRAH’A SUNDU İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi (İP) Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Erkan Önsel, Ergenekon davasõnõn tu- tuklu sanõklarõndan Oktay Yıldırım’õn geçen günlerde mahkeme heyetine kanõt olarak gösterdiği, “Ümraniye bombalarının çatıdan değil, karakoldan çıktığı yö- nündeki” CD’yi İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a sunduklarõnõ açõkladõ. Önsel, “Söz konusu CD’de gerçek bütün çıplaklığıyla ortadadır. ‘Ümra- niye bombalarõ’ çatıdan değil, karakoldan çıkmıştır. Bombaları F tipi tertipçiler masaya dizmiştir” dedi. Önsel, dün Vatan Caddesi İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü önünde yaptõğõ basõn açõklamasõnda, CD’nin Ergene- kon tertibinin somut delili olduğuna işaret etti. Önsel, davanõn adõnõn Ergenekon olduğunu savcõ Zekeriya Öz’ün ilk kez 21 Ocak 2008 tarihinde açõkladõğõnõ an- cak F tipi tertipçi polislerin ise CD’de de ortaya çõktõğõ üzere 12 Haziran 2007’de davanõn adõnõn “Ergenekon” olduğunu konuşmalarõnda itiraf etiklerini belirtti. Önsel “Şimdi görev yapma sırası İstanbul Emniyet Müdü- rü Sayın Celalettin Cerrah’tadır.” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle