Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
16 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
[email protected]
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
CHP’li Ersin’den
Fener soruları
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP İzmir Milletvekili
Ahmet Ersin, Adalet
Bakanõ Sadullah Ergin’in
yanõtlamasõ istemiyle
verdiği soru önergesinde
Deniz Feneri e.V.
davasõnõn Türkiye
sorumlularõyla ilgili adli
yardõm dosyasõnõn neden
iade edildiğini ve bu
kişilerin delilleri
karartmamalarõ için ne
gibi önlemler alõndõğõnõ
sordu. Ersin, önergesinde
“Adli yardõm dosyasõ
neden iade ediliyor?
Suçun Türkiye
sorumlularõ aylardan beri
bilindiği halde, savcõlõk
bu kişilerin delilleri
karartmamalarõ için
şimdiye kadar neden bir
önlem almadõ? Suçun
Türkiye’deki sorumlularõ
hakkõnda soruşturma,
neden kaplumbağa
hõzõyla bile
sürdürülmüyor? Bu
suçun AKP ile ilişkisinin
ortaya çõkmasõnõ
engellemek için
soruşturmanõn
sürüncemede bõrakõldõğõ
doğru mu” sorularõnõ
yöneltti.
Baykal: Örnek
olacağım
ÇANAKKALE
(Cumhuriyet) - CHP
Genel Başkanõ Deniz
Baykal, hakkõnda Deniz
Feneri Derneği tarafõndan
açõlan tazminat davasõyla
ilgili mahkemenin mal
beyanõ istemini olağan
karşõladõ. Baykal, “Banka
hesaplarõmdan
gayrimenkul
dökümlerine kadar her
şeyi şeffaf, dürüst
biçimde en kõsa zamanda
mahkemeye bildireceğiz.
Ahlaki, kanuni, siyasi
görev anlayõşõ içersinde
yapacağõm. Bu davanõn
örnek olmasõnõ
istiyorum” dedi.
AKP’den Deniz
Feneri savunması
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
AKP Grup Başkanvekili
Bekir Bozdağ, dün
TBMM’de düzenlediği
basõn toplantõsõnda,
Deniz Feneri davasõyla
ilgili olarak CHP’nin
gündeme getirdiği
iddialara yanõt verdi.
CHP lideri Deniz Baykal
ve sözcülerinin “haksõz,
hukuksuz ve mesnetsiz”
açõklamalarda
bulunduğunu ileri süren
Bozdağ, CHP’ye
ellerindeki bilgi ve
belgeleri yargõ
makamlarõna vermeleri
çağrõsõnda bulundu.
Bozdağ, konuyu yargõya
taşõyacaklarõnõ söyledi.
Bozdağ, “AKP olarak bu
konulardaki hakkõmõzõ,
hukukumuzu yargõda
arayacağõz” dedi.
Kanal 7’den
CHP’ye yanıt
Haber Merkezi -
Kanal 7 Yönetim Kurulu
Başkanõ Zekeriya
Karaman, önceki gün
gazetemizde CHP’li Ali
Kõlõç’õn basõn
toplantõsõna atfen
yayõmlanan “Savcõyõ
şaşõrtan teklif” başlõklõ
haberle ilgili açõklama
yaptõ. Açõklamada, “Ne
Zekeriya Karaman ne de
herhangi bir temsilci
tarafõndan Alman
Başkomiser Böhm
Türkiye’ye hiçbir şekilde
davet edilmemiştir”
denildi.
Savcõlõğõn, 5 DTP’li vekili çağõrõrken kullandõğõ ‘gerekirse zorla’ ifadesi tartõşma başlattõ
Meclis’te‘ifade’kriziANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Savcõlõklarõn, DTP’li
5 milletvekilinin, haklarõnda
yürütülen soruşturma kapsa-
mõnda ifade vermeleri için
TBMM Başkanõ Köksal Top-
tan’dan talepte bulunmasõ Mec-
lis’te kriz yarattõ.
Haklarõnda anayasanõn “bö-
lücülük” suçlarõnõ düzenleyen
14. maddesi kapsamõnda so-
ruşturma açõlan DTP milletve-
killeri Selahattin Demirtaş,
Emine Ayna, Fatma Kurtu-
lan, Aysel Tuğluk ve Sabahat
Tuncel için ilgili savcõlõklar
TBMM Başkanlõğõ’na başvu-
ruda bulunarak, ifade vermele-
rini istedi. Milletvekillerinin
dokunulmazlõğõ bulunmasõna
karşõn, 14. maddeye giren suç-
larla ilgili milletvekili seçilme-
den önce bir yargõlama süreci
başlamõşsa o sürecin milletvekili
seçildikten sonra da devam ede-
ceği belirtiliyor. Ancak bazõ
hukukçular da milletvekilinin
mutlak dokunulmazlõğõ oldu-
ğunu savunuyor.
TBMM Başkanõ Köksal Top-
tan savcõlõklardan gelen talep ya-
zõsõnõ DTP yönetimine iletti.
Talep yazõsõnda milletvekilleri-
nin ifade vermeye gelmemele-
ri durumunda “ihzaren (zorla)”
ifadeye götürülecekleri de be-
lirtildi. Ancak DTP yönetimi,
milletvekillerinin ifade verme-
sine yanaşmõyor. DTP Genel
Başkan Yardõmcõsõ Emine Ay-
na, “Toptan ile görüştünüz
mü? İfade verecek misiniz?”
sorusu üzerine görüşmedikleri-
ni ve görüşmeyi de düşünme-
diklerini söyledi.
Meclis’te sadece DTP mil-
letvekillerinin fezlekesi bulun-
madõğõnõ belirten Ayna, diğer
milletvekillerinin fezlekeleri-
nin daha çok yolsuzlukla ilgili
olduğuna dikkat çekti. Doku-
nulmazlõklarõn kaldõrõlmasõnõ
her zaman savunduklarõnõ be-
lirten Ayna şunlarõ söyledi:
“Eğer böyle bir hak varsa ve
AKP’li ve CHP’li milletveki-
linin ne kadar hakkıysa bizim
de o kadar hakkımızdır. Hâ-
lâ gidip herhangi bir ifade
vermeyi düşünmüyoruz. Ne
zaman Başbakan, hakkında
hazırlanan fezlekelerle ilgili gi-
dip savcılığa ifade verir, biz de
düşüncelerimizi açıkladığı-
mızdan dolayı açılan dava-
larla ilgili oturur, yine düşü-
nür, değerlendirir ve bir karar
alırız. Ama şu anda ne
TBMM Başkanı ile bu konu-
yu görüşmeyi düşünüyoruz
ne de bu konuda savcılıklara
ifade vermeyi düşünüyoruz.”
TBMM Başkanõ Toptan ise
gazetecilerin sorusu üzerine
kendilerine savcõlõklardan gelen
talep yazõlarõnda, Meclis’e du-
yulan saygõ nedeniyle şimdiye
kadar beklenildiğinin ifade edil-
diğini söyledi.
Toptan, “Yine de bizim ara-
cılığımızla bir duyuru yapıl-
ması ve adı geçen milletvekil-
lerinin gidip savunmalarını
yapmaları isteniyor. Ancak
yapabileceğimiz bir şey gö-
zükmüyor” dedi.
‘DEP olayı farklı’
Toptan, mahkeme yazõsõyla il-
gili DTP’lilerin “zorla götür-
sünler” şeklindeki tepkisini ise
“Onlar öyle istiyorlar” şek-
linde değerlendirdi. Toptan,
DTP’lilerin zorla götürülme-
meleri için elinden geleni yap-
tõğõnõ söyledi.
Toptan, 1994’te DEP millet-
vekillerinin Meclis’ten “yaka
paça” götürüldüklerinin anõm-
satõlmasõ üzerine de “Orada
dokunulmazlıklar kaldırıldı
ondan sonra arkadaşlarımız
savunmalarını yapmaları için
mahkemeye götürüldü. Bu-
radakiler daha farklı” dedi.
Konuyu hukukçulara incelet-
tiğini, ilgili bakanlarla konuş-
tuğunu belirten Toptan “Aslın-
da anayasanın 83. maddesi
dokunulmazlığı düzenliyor.
Orada anayasanın 14. mad-
desine atıf yaparak, 14. mad-
de kapsamına giren suçların,
milletvekili seçilmeden önce iş-
lenmesi halinde, dokunul-
mazlığın söz konusu olama-
yacağı ve yargılamanın de-
vam edeceği öngörülüyor. An-
cak bazı hukukçular bizim
sistemimiz mutlak dokunul-
mazlığı düzenlediği için bu
halde bile dokunulmazlığın
olabileceğinden söz ediyor-
lar” dedi.
Haklarõnda bölücülük suçlamasõndan soruşturma açõlan beş DTP milletvekili
hakkõnda savcõlõğõn TBMM Başkanlõğõ’na yaptõğõ başvuru kriz yarattõ. Savcõlõk
talebinde ifadeye çağrõlan milletvekillerinin gerekirse zorla götürüleceği
belirtilirken TBMM Başkanõ Toptan, konuyu hukukçulara incelettirdiğini
söylerken DTP’li vekiller ifade vermeye gitmeyeceklerini belirttiler.
YASA YENİDEN TBMM’DE
AKP, şeriata
uygunticarete
kapılarıaçıyor
AKP hükümeti, 5 yõl önce rafa kaldõrdõğõ
şeriat hükümlerine göre oluşturulan İslam
Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu
anlaşmasõna benzer bir anlaşmayõ yeniden
TBMM gündemine getirdi.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - AKP hü-
kümeti, 5 yõl önce
TBMM’de büyük tartõş-
malara yol açan, CHP’nin
muhalefeti nedeniyle as-
kõya almak zorunda kal-
dõğõ “İslam Özel Sektö-
rünün Geliştirilmesi
Kurumu”na benzer bir
yapõya Türkiye’nin üye
olmasõndaki õsrarõnõ sür-
dürüyor.
İslam Kalkõnma Ban-
kasõ bünyesinde kurulan
Uluslararasõ Ticaret Fi-
nansmanõ İslami Kuru-
mu’na Türkiye’nin üye
olmasõna ilişkin anlaşma-
yõ 30 Mayõs 2006 tarihin-
de imzalayan AKP hükü-
meti, anlaşmanõn onay-
lanmasõna ilişkin yasa ta-
sarõsõnõ TBMM Başkan-
lõğõ’na sundu.
Anlaşmaya göre Türki-
ye, her biri 10 bin dolar
nominal değere sahip 2
bin 915 hisse ile kuruma
katõlacak. Bakanlar Ku-
rulu, bu miktarõ gerekti-
ğinde 5 katõna kadar art-
tõrmaya yetkili olacak.
Kurum, İslam Konferan-
sõ Örgütü üyesi ülkelerin
hükümetleri ve kuruluş-
larõndan mevduat kabul
edebilecek ve şeriat ilke-
lerine uygun olarak çeşit-
li enstrümanlarla ticaret fi-
nansmanõ için fon topla-
yabilecek. Kurumun tüm
aktiviteleri ve faaliyetleri
şeriat ilkeleri ile uyumlu
olacak.
Kuruma sayısız
imtiyaz
İslam Özel Sektörünün
Geliştirilmesi Kuru-
mu’nun varlõklarõ, mal-
larõ, geliri ve anlaşmayla
yetki verilen işlemleri bü-
tün vergilerden ve gümrük
vergilerinden muaf ola-
cak. Kurumun, herhangi
bir üye ülkede yaptõğõ bir
yatõrõmõna veya sağladõğõ
finansmana ilişkin olarak
kurum tarafõndan alõnmõş
veya kuruma ödenebilir
olan fonlar, üye ülke top-
raklarõnda yürürlükte bu-
lunan kambiyo kõsõtlama-
larõndan, düzenlemeler-
den ve kontrollerden ba-
ğõmsõz olacak.
AKP hükümeti, anlaş-
manõn kurumun faaliyet-
lerinde şeriat hükümleri-
nin uygulanacağõna ilişkin
maddelerine “Türki-
ye’nin anayasası, yasa-
ları ve bağlı olduğu an-
laşma hükümlerinin
saklı olduğu” çekincesi
koydu, ancak bu çekince-
lerin işlevsel olmadõğõna
dikkat çekildi.
Çekince ile Türkiye
“şeriat” sözcüğünü tanõ-
mamõş olacak, ancak ku-
rumun mali kaynaklarõn-
dan yararlanmak isteyen
Türk şirketleri, şeriat il-
kelerine uymak zorunda
kalacak.
Çiçek’ten anayasa çağrısı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Yardõmcõsõ
Cemil Çiçek, anayasa değişikliği
konusunda siyasi partiler ve si-
vil toplum örgütlerine uzlaşma
çağrõsõnda bulunurken anayasa
değişikliğine karşõ olanlarõn şim-
diden mazeret raylarõ döşemeye
çalõştõklarõnõ ileri sürdü.
Toplumda anayasa değişikli-
ği yönünde bir talep olduğunu,
parti olarak anayasa değişikliği
çalõşmalarõnõ belli bir noktaya
getirdiklerini kaydeden Çiçek,
yapõlacak anayasanõn AKP’nin
değil Türkiye Cumhuriyeti’nin
anayasasõ olacağõnõ, buna her-
kesin katkõ vermesi gerektiğini
söyledi. Anayasanõn ilk 5 mad-
desi dõşõnda tüm maddelerinin
uzlaşarak, başta anamuhalefet
partisi olmak üzere siyasi par-
tiler, meslek örgütleri ve sivil
toplum örgütlerinin katkõsõyla
değiştirilebileceğini kaydeden
Çiçek, “Ne kadarını değiştir-
mek imkânımız varsa bunla-
rı birlikte konuşarak, görü-
şerek, müzakere yaparak
Meclis çatısı altında bunu
gerçekleştirebiliriz” diye ko-
nuştu.
TBMM’de geçen dönemde
anayasa değişikliğine yönelik
çalõşmalarõn uzlaşma komisyo-
nu kurularak yapõldõğõnõ anõm-
satan Çiçek, böyle bir sürecin
başlatõlabileceğini söyledi. Her-
kesin değişikliği istediğini, an-
cak “AKP teklif getirsin” de-
diğini belirten Çiçek, “Peki,
sizin bu konuda bir düşünce-
nizin olması gerekmiyor
mu?”dedi. “AKP’nin teklifini
görelim” diyenlerin bu deği-
şikliğe taraf olmadõklarõnõ, “Biz
değişikliğe vardık ama AKP
bunları getirdi” diyerek ma-
zeretin raylarõnõ döşemeye ça-
lõştõklarõnõ ileri süren Çiçek,
bunun doğru bir yol olmadõğõ-
nõ, “AKP kaç madde getire-
cek, ne düzenleme yapacak”
beklentisiyle işin başka bir isti-
kamete sevk edilmemesi ge-
rektiğini söyledi.
CUMHURBAŞKANI GÜL, KÜRT SORUNUYLA İLGİLİ İYİ NİYETLİ ÇALIŞMALAR OLDUĞUNU SÖYLEDİ
‘Kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Kürt so-
rununun çözümüne ilişkin gelişmeler ko-
nusunda, “Kendi sorunlarımızı kendimiz
konuşacağız, kendimiz tartışacağız ve
kendimiz, kendi inisiyatifimizle nihayete
eriştireceğiz. O açıdan Türkiye açık
toplum, bu açık toplum içerisinde gayet
canlı tartışmalar söz konusu” dedi.
Suriye’ye resmi ziyarette bulunan Gül,
hareketinden önce Esenboğa Havalima-
nõ’nda basõn toplantõsõ düzenleyerek ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Gül,
“Kürt sorunuyla ilgili ‘fõrsat bu fõrsat,
kaçõrõlmamalõ’ demiştiniz. Hükümetin
de bu konuda adım attığına ilişkin de-
ğerlendirmeler yansıyor. Köylerin
Kürtçe adının geri verilmesi gibi bazı
adımları siz nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?” sorusu üzerine şunlarõ söyledi:
“Siz de özetlediniz, demek ki çok ge-
niş şekilde, iyi niyetli çalışmalar var
Türkiye’de. Ümit ediyorum ki bunla-
rın hepsi iyi bir şekilde neticelenir.
Çünkü bunlar kendi ülkemizin, ken-
di sorunlarımızdır. Kendi sorunları-
mızı kendimiz konuşacağız, kendi-
miz tartışacağız ve kendimiz, kendi ini-
siyatifimizle nihayete eriştireceğiz. O
açıdan Türkiye açık toplum, bu açık
toplum içerisinde gayet canlı tartış-
malar söz konusu. Bunlar gayet me-
deni tartışmalar. İktidar, muhalefet,
düşünürler, devletin organları bu ko-
nularda ilgili muhakkak ki iyi çalış-
malar yapıyorlar.”
Anayasanõn ilk 5 maddesi dõşõndaki tüm maddelerinin partiler arasõnda
uzlaşma ve sivil toplum örgütlerinin de katkõsõyla değiştirilebileceğini söyledi
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Adını Koyalım...
Gün ışıdı, hafif bir serinlik başladı...
Masmavi bir gökyüzü..
Kuş sesleri..
Kentin sokakları bu saatlerde ayaklanır...
İstinye’de bir kafede günlük gazeteleri okuyorum...
İstanbul ilkbaharı değil yazı yaşıyor...
Elimde kareli defterim..
Hafta içinde aldığım notlar...
“Kürt sorunu” tartışılıyor günlerdir...
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yaptığı açıklamalar,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’teki söz-
leri:
“Kürt sorunu benim sorunum!”
İçişleri Bakanı Atalay, haftanın ilk günü yaptığı ba-
sın toplantısında, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müste-
şarlığı’nı tanıtırken şöyle demişti:
“Başbakan Erdoğan’ın 2005 yılındaki Diyarbakır
konuşmasının arkasındayız.”
Güneydoğu bir şiddet sarmalının içinde...
Bu sorun çözümlenmeli.. ama nasıl?
Önce koruculuk sistemi tartışılmalı... Kürt kökenli
yurttaşlarımızın tümüne potansiyel terörist olarak ba-
kılmamalı... Kahvelerde oturan lise mezunu gençle-
re, işsizlere aş ve ekmek kapısı açılmalı...
90’lı yıllarda “bir avuç eşkıya” denilerek göz ardı edi-
len PKK’nin parasal gücünü sağlayan kaynaklar ku-
rutulmalı.
Bölgeyi kuşatan feodal, dinci, tarikatçı yapının çö-
zümü zorlaştıracağı kafalara yerleştirilmeli.
Yine 90’lı yıllarda devletin PKK’ye karşı Hizbullah’ı
kullanmasının, çözümü ne denli zorlaştırdığı unutul-
mamalı.
Ilık bir İstanbul sabahında kareli defterimdeki not-
lara bakıyorum...
Kandil Dağı’nın Kuzey Irak’a dönük yamaçlarında
ABD tankları, askerleri ve silahlı Kürt peşmergeler var.
Neler oluyor oralarda?
Söylenenler havanda su dövmenin ötesine geç-
miyor.
Türkiye’nin gerçek bir sorunu olan ve hiçbir zaman
çözüleceğine inanmadığım aşiret düzeni - feodal ya-
pılanma.
Sanki bir kördüğüm!
Okula gönderilmeyen kız çocukları..
İşsizlik, yoksulluk, ağa ve şeyh baskısı!
Devletin acımasızlığı!
Mardin’in Mazıdağ ilçesinin Bilge köyü...
Güneydoğu’yu kuşatan mayınlar, korucuların elle-
rindeki son model silahlarla işlediği cinayetler, katli-
amlar.
Düğün törenlerinde devletin verdiği silahlarla,
işaret fişekleriyle yapılan kutlamalar.
Sınır boylarında, bombalı tuzaklarda ölen askerle-
rimiz.
Ellerinde silahlarla dağa çıkan 14-15 yaşındaki ço-
cuklarımız.
Gerçekten bir akıl tutulması yaşıyoruz...
Gerçekten bu olup bitenleri algılamakta zorluk çe-
kiyoruz.
Koruculuk sistemini eleştirmekten bile çekinen,
korkan bir toplum olduk.
Hiçbir konuyu doğru dürüst tartışamıyouz...
Laik, demokratik ve üniter devlet yapısını koruyarak
nasıl bir çözüm getireceğiz?
Bu konuda Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdo-
ğan ne düşünüyor?
CHP ve MHP nasıl bakıyor Güneydoğu’ya?
Herkes “Türk-Kürt kardeşliğinden” söz ediyor ama
Ahmet Türk’le Başbakan Erdoğan bugüne değin bir
araya gelip konuşmuyor.
İnsanların birbirleriyle konuşmadığı, tartışmadığı
toplumlarda demokrasiden ve özgürlüklerden na-
sıl söz edilir, söyler misiniz?
Hamasi nutuklar, öç alma duygusu!
Mayınlı ve bombalı tuzaklar..
Yoksulluk, açlık, baskı..
Şehit cenazeleri..
Terör...
Bizler Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle laik
demokratik üniter devlet yapısı içinde kardeşçe ya-
şamak istiyoruz.
Kan gölünden beslenen ırkçı, şoven milliyetçili-
ğe karşıyız!
Susmamalıyız...
Oturup konuşmalı, her şeyi tüm açıklığıyla tartış-
malıyız.
Güneydoğu bizim, hepimizin...
İnsanıyla, doğasıyla, taşı ve toprağıyla.
Sustuğumuz sürece, mayınlı tuzaklar kurulur, si-
lahlar konuşur, insanlarımız ölür!
İktidar, muhalefet, aydınlar, gazeteciler, bilim insanları,
gençler!
Susmayın konuşun!
Özellikle Kürk kökenli siyasetçilerimiz, aydınlarımız,
gazetecilerimiz, gençlerimiz.
Asıl size büyük görev düşüyor.
Önce sorunun adını koymak gerekmez mi?
Güneydoğu’da terör sorunu mu var, Kürt sorunu mu?
Önce bu konuda anlaşıp, soruna çözüm için yön-
tem belirlenmesi gerekir...
O zaman yaşam daha güzel olacak, biliyorum!
Yarın (Pazar) Aykut Küçükkaya’yla birlikte İstanbul
- Kartal Kültür Şenlikleri’nde Cumhuriyet Standı’nda
kitaplarımızı imzalayacağız.
Kartal Meydanı-Saat: 14.00-15.00