Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
15 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Bozan da, Düzelten de
Aynı Kişi Olunca
Gazeteler Başbakan’ın beraberinde beş Bakan ile
Azerbaycan’a yaptığı çıkartma gezisini irdeliyor.
Dün yayımlanan yorumların çoğunda Erdoğan’ın
kardeş ülkenin kamuoyunu, “Türkiye bizi satıyor mu?”
şeklinde saran o endişeyi giderdiği görüşü ağırlık ta-
şıyordu. Özellikle, Ulusal Kurtuluş Savaşımızı,
“mazlum ulusların uyanış ve bağımsızlık mücadele-
si” olarak içtenlikle destekleyen Azerilere, kendi par-
lamentolarının kürsüsünden seslenerek, “Ermenis-
tan’ın Dağlık Karabağ işgali sona erdirilmedikçe,
Türkiye ile Ermenistan sınırının açılmasının im-
kânsız” olduğunu söylemekle yetinmeyerek, bu
bağıtın Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı olarak ve-
rildiğinin altını çizmiş olması başta Aliyev olmak üze-
re ev sahiplerinin bekledikleri güvence için yeterlidir.
Aslında Erdoğan’ın bizim açımızdan Azerbay-
can-Ermenistan ilkişkilerinin değerlendirilmesinde öne
sürdüğü bu ön koşul yeni bir şey değildir. Tam ak-
sine, Ermenistan ile sınırımızı kapatma nedeninin, bu
küçük devletin Lozan Antlaşması’nı içine sindirme-
yerek, Misakı Milli ile belirlediğimiz sınırlarımızı tanı-
mak istemeyişinden gelmediğini ilgili herkes biliyor.
Yok gözleri Ağrı Dağı’ndaymış! Kars, Erzurum,
Sarıkamış bölgesinin hâlâ kendi toprakları oldu-
ğunu düşünüyor ve o düşüncelerini yeni kuşak-
larına da aktarmak amacıyla ders programlarını
buna göre hazırlıyorlarmış!
Tüm bu saçma sapan hayalleri, o sınırları kan ve
bilek hakkı ile çizmiş, o uğurda verdiği kurtuluş sa-
vaşını, uluslararası camiaya kabul ettirmiş bir büyük
devletin yöneticileri ve yurttaşları olarak, dudak
ucuyla gülerek karşılamak, elbette mümkündür.
Benzer hayalleri, yıllardır ayakta tutmaya çalışan
güney komşumuz Suriye ile sınırlarını kapatmak gi-
bi, elbette bize de zarar verecek bir önlemi aklından
geçirmeyen Türkiye’nin, Ermeniler ile arasındaki o ka-
palı kapının tek ve asıl nedeni, “bir ulus, iki devlet”
olarak kabul edilen Azerbaycan topraklarının bir bö-
lümünde sürdürülen işgale karşı duyulan tepkinin, sı-
nırlı bir “diplomatik yaptırım” ile dostlara ve düş-
manlara duyurulmak istenmesidir.
Öylece, Türkiye Cumhuriyeti, kendi ticaret ilişki-
lerinde ve özellikle sınır alışverişlerinde de belirli öz-
verileri göze almıştır.
Tepkileri düşünmeden...
Bu politikayı devletin “kırmızı çizgi”leri arasında
görmeye alışmış olanları bir anda şaşırtan, ABD Baş-
kanı Obama’nın, kendi seçim kampanyası sırasın-
da diyasporaya verdiği bir sözü, göreceli olarak ye-
rine getirmiş görünme çabası ile attığı adımların ya-
nı sıra o adımları içlerine sindirmeye çabalayan ikti-
darımızın tutumu olmuştur.
Başbakan, Azerbaycan yönetiminin de, kamuo-
yunun da bu gelişmelere göstereceği tepkileri hesap
etmeden Obama’nın söyledikleri karşısında da ses-
siz kaldı. Aynı anda Türkiye ile Ermenistan arasında
İsviçre’nin başkentinde dolaylı yöntem ile ve kapa-
lı kapılar arkasında sürdürülen görüşmelerin taraflar
arasında herhangi bir ön şart öne sürülmeden ve tam
bir anlaşma ile sonuçlanmakta olduğu haberleri ya-
yımlandı.
Bu gelişmeleri, Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye ile
Ermenistan ulusal futbol takımlarının karşılaşması-
nı izlemek amacıyla Erivan’a yaptığı ziyarete, Sar-
kisyan’ın karşılık vermek amacıyla Alican Kapı-
sı’ndan geçerek karayolu ile Türkiye’ye geleceğini bil-
diren açıklaması izledi.
Dahası, yıllardan beri bizim ile sadece havayolu ile
ve kısıtlı bir gidiş-geliş trafiği kurmuş Ermenistan’ın,
el çabukluğu içinde Alican Kapısı’nı kendi toprakla-
rına bağlayan yolda düzenleme çalışmalarına hız ve-
rildiğini bildiren haberler sıraya girdi.
Ankara’ya gelerek neler oluyor sorusuna yanıt ara-
yan Azerbaycanlı kadın milletvekilleri heyetinin gi-
rişimlerine başbakanımızın nasıl hiddetlendiğini ve
tepki gösterdiğini de biliyoruz. Sadece o kadarı bi-
le, hem Azerilerin hem de bizim kamuoyumuzun “ne-
ler oluyor”lu kuşkular duyması için yeterli neden de-
ğil miydi?
Ama önceki gün televizyonlardan Erdoğan’ın Ba-
kû’da Milli Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma-
ya Azerbaycan Ulusal Marşı’ndan dizeler de katarak
nasıl gönül almaya çalıştığını görünce, hem sevindik
hem de “Madem Azeri gardaşlarımıza garşı o köh-
ne siyasadan vazgeçmiyecekmişiz. O azgın fili,
Bakû sohahlarına kim sohtu da, onca bardah, da-
bah gırıldı” diye sormaktan edemedik.
Fil bizim filimiz olunca...
Neyse, yoldan çıkan lokomotif, aynı dostluk is-
tasyonuna doğru devam edecek şekilde eski rayla-
rının üstüne oturtuldu ya demek yeterli mi?
İnatçı ve usta diplomat Aliyev’in doğalgaz ücret-
lerinde yeni düzenlemeler yapmış olduğu dünkü iki-
li görüşmelerde de ele alınmış. Başbakanımız bu zam-
mı direnmeden içine sindirirken “O faturayı devlet
olarak öderiz” deyivermiş!..
Devletin sağ eli ile cömertçe ödeyeceği farkların,
evlerimizi aydınlatıp ısıttığı, fabrikalarımızı çalıştırdı-
ğı için her birimizin keselerinden çıkacak yeni dolaylı
vergilere olacağını unutmayalım.
Fil bizim filimiz. Onu düşünmeden sokaklara sal-
manın ağır bedelini de elbette ödeyeceğiz.
Neyleyelim ki, Dışişleri mensuplarını “monşerler”
olarak küçümseyen “Davos fatihimiz” uluslararası dip-
lomasi öğrenimi yaptığını sanıyor.
Dua edelim de bizleri, bir başka sefere, yeni bir kı-
rıp dökmenin faturası ile karşılaştırmasın...
Ankara Çankaya’dan faks mesajı göndereceğini bil-
diren okuruma söylediği iletinin gelmediğini hatırla-
tırım.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Zeki Sezer
yeniden aday
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel
Başkanlõğõ’ndan istifa
eden Zeki Sezer, DSP
Kurultayõ’nda genel
başkanlõğa yeniden aday
olacağõnõ açõkladõ. Bazõ
çevrelerin partiyi başka
yerlere taşõma girişimi
içinde olduğunu ileri
süren Sezer, “Örgütten
gelen taleplere kayõtsõz
kalamam” dedi.
Yaralı asker
şehit oldu
Yurt Haberleri
Servisi - Hakkâri’nin
Çukurca ilçesinde geçen
günlerde PKK’lilerce
döşenen mayõnõn
patlamasõ sonucu
yaralanan er Yusuf Polat
tedavi gördüğü
hastanede şehit oldu.
Polat’õn cenazesinin
bugün Antalya’nõn Kaş
ilçesine bağlõ Kasaba
beldesinde toprağa
verileceği ifade edildi.
‘Devlet tek
taraflı çözer’
İstanbul Haber
Servisi- “Encümen-i
Daniş” toplantõsõ,
Moda’daki Deniz
Kulübü’nde yapõldõ. Eski
Dõşişleri Bakanõ İlter
Türkmen, gazetecilerin
adõnõn Murat Karayõlan
tarafõndan “akil
adamlar” arasõnda
telefuz edilmesine ilişkin
sorusu üzerine, “Akil
adam değilim.
Söyledikleri yöntem
zaten yürümez. Meseleyi
Türk devleti kendi tek
taraflõ olarak aldõğõ
önlemlerle
çözümleyecektir. PKK
veya DTP’yle olmaz.
Türk devleti nasõl TRT
Şeş’i başlattõ. Başka
açõlõmlarõ da var Kürt
kimliğini tanõmaya
yönelik. O yoldan bu
işler çözülmeli” dedi.
Gül, Menderes
ile yemek yedi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, eski
İstanbul Milletvekili
Aydõn Menderes ile dün
öğle yemeğinde bir araya
geldi. Çankaya
Köşkü’nde basõna kapalõ
gerçekleşen ve 2 saat
süren yemeğin ardõndan
açõklama yapan
Menderes “Türkiye’nin
gündemi bellidir. Sayõn
cumhurbaşkanõmõzõn
üzerinde durduğu
konular bellidir” dedi.
Bir avukat
tutuklandı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara’da “PKK
Kongra Gel” üyesi
olduklarõ suçlamasõyla
gözaltõna alõnan
avukatlardan Hasan
Anlar, Halil İbrahim
Vargün, Murat Vargün
mahkece serbest
bõrakõlõrken DTP Parti
Meclisi üyesi Nedim Taş
tutuklandõ. Ankara
Barosu Başkanõ Vedat
Ahsen Coşar,
“Üyelerimize yönelik
hukuka aykõrõ gözaltõ
kararõnõn siyasi
nedenlerle alõndõğõ
tartõşmasõzdõr” görüşünü
dile getirerek, “Ayaklar
altõna alõnan savunmanõn
kendisidir.
Hukuksuzluklara ve
meslektaşlarõmõz
üzerindeki baskõya son
verilene dek sessiz
kalmayacağõz” dedi.
New York polisine ait kimlik kartõ ve İngiliz pasaportu olduğu da ileri sürüldü
Özbay’da ABD pasaportu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Susurluk kazasõndan sonra Abdullah
Çatlı’ya kimliğini verdiği anlaşõlan
Mehmet Özbay’õn “Michael Nichol-
san” adõna düzenlenmiş ABD pasa-
portu kullandõğõ belirtilirken TBMM’de
Susurluk kazasõndan sonra kurulan
araştõrma komisyonu üyelerinden Fik-
ri Sağlar, “Türkiye’nin bugünkü is-
tihbarat örgütlerinin ve resmi or-
ganlarının gerçek Mehmet Özbay’a
ulaşması ve bu kimliklerle, bu bağ-
lantılarla ne yapmak istediğinin öğ-
renilmesi gerekiyor. Özbay’ın kim-
liği, Yeşil’in maceralarıyla ilgili bil-
gilerin ortaya çıkması, Ergenekon ve
Susurluk bağlantısının güçlenmesine
neden oluyor” dedi.
Yeni Şafak gazetesinin dünkü man-
şetinde yer alan haberde “Çatlı’ya
kimliğini veren Mehmet Özbay’ın izi-
ne 13 yıl sonra ulaşıldığı, ABD’de çok
özel ilişkileri tespit edilen Özbay’ın
New York polisine ait kimlik kartıyla
dolaştığı, Türkiye’deki çok önemli
isimlerle ‘gold card’ aracılığıyla ko-
nuştuğu” bilgilerine yer verildi. Ha-
berde Özbay’õ Türkiye’den en sõk ara-
yan ismin Veli Küçük olduğu; Tuncay
Güney’i New York’ta karşõlayan Öz-
bay’õn kendisini The Marmara Oteli’nde
ağõrladõğõ, dönemin bakanlarõndan İm-
ren Aykut’la tanõştõrdõğõ ifade edildi.
Susurluk araştõrma komisyonu üye-
lerinden Sağlar, bu haberle ilgili olarak
şu değerlendirmeyi yaptõ: “Özellikle
Mehmet Ağar döneminde Türki-
ye’deki bazı kişilerin Amerikan nar-
kotik şubesi ve istihbarat örgütle-
rinin birlikte çalışmaları söz konu-
suydu. Taşıdığı birçok pasaport İn-
terpol tarafından bildirilmesine kar-
şın, Çatlı’nın 40’dan fazla defa Al-
manya’ya girdiği tespit edilmiş. Eğer
İnterpol’ün kırmızı bülteniyle aran-
dığı bilinen bir kişi 40 kere Alman-
ya’ya giriyorsa mutlaka Alman-
ya’da kendisini koruyanlar vardır.
Özbay’ın İngiltere’de yaşadığını bi-
liyoruz. Amerika’ya geçip üzerinde
polis kimlikleri taşımış olması, ora-
dan yardım almadan bunları yap-
ması mümkün değil. Özbay’ın ora-
da kimin adına ne yaptığı önemlidir.
12 Eylül’ü bizim çocuklar yaptı, di-
yenlerin 12 Eylül’deki çocuklarının
mutlaka uzantıları da vardır. Ben
pasaporta şaşırmadım. Kıbrıs’a Çat-
lı ve gerçek Özbay birlikte gitmişti.
Gümrük kayıtlarında iki Mehmet
Özbay’ın birlikte gittiği görülüyor.
Türkiye’nin bugünkü istihbarat ör-
gütleri ve resmi organlarının gerçek
Mehmet Özbay’a ulaşması ve bu
kimliklerle, bu bağlantılarla ne yap-
mak istediğinin öğrenilmesi gereki-
yor. Susurluk’ta yakalanan bir ya-
pı, bu yapının türevleri var. Ben Tür-
kiye’deki birçok şeyin Susurluk’un
devamı olduğunu düşünüyorum.”
Sağlar, Mehmet Özbay-Tuncay Gü-
ney bağlantõsõyla ilgili soruya da “O
yerdeki kavşaklarda birbirlerine
yardımda bulunmak için belli uçlar
var. Tuncay Güney bir halka, Meh-
met Özbay bir halka. Çatlı nasıl 12
Eylül sonrası için bir halkaysa, bunu
da öyle görüyorum. Mehmet Öz-
bay’ın, Yeşil’in birkaç gündür ma-
ceralarıyla ilgili bilgilerin sırasıyla or-
taya çıkması, Ergenekon ve Susurluk
bağlantısının güçlenmesine neden
oluyor” yanõtõnõ verdi.
‘6 ay önceki haber’
Yeni Şafak’ta yayõmlanan haberin ar-
dõndan internet sitesi odatv.com ise söz-
konusu haberi 6 ay önce yayõmladõğõ-
nõ açõkladõ. Odatv’nin açõklamasõnda,
“Evet, Yeni Şafak Ergenekon ile il-
gili bu sefer doğru haber yaptı. Ama
o doğruyu da Odatv’den 6 ay sonra
yazdı” yorumu dikkat çekti.
AYŞE SAYIN
ANKARA - Mardin Mazõdağ’a bağlõ
Bilge köyündeki katliamõ yapan koru-
cularõn jandarmayõ “terörist saldırı”
diye yanõlttõğõ ortaya çõktõ.
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu içinde oluşturulan Zafer
Üskül başkanlõğõndaki alt komisyon,
önceki gün gittiği Mardin’deki incele-
melerini tamamladõ. Bilge köyünde
incelemelerde bulunan komisyon
üyeleri bölgedeki jandarma karakolu-
nun komutanõ, Mazõdağ kaymakamõ
ve diğer yetkililerle görüştü.
‘Rant kavgası’ izlenimi
İlk izlenimlerini Cumhuriyet’e an-
latan CHP’li alt komisyon üyesi Ah-
met Ersin, katliama uğrayanlarõn ya-
kõnlarõnõn kendilerine saldõrõnõn “ne-
denini bilmediklerini” söylediğini
bildirdi. Olayõn “töre, namus cinaye-
ti ya da kan davası”ndan kaynaklan-
dõğõ yönünde bir izlenim almadõklarõ-
nõ belirten Ersin, aslen Bilge köylü
olan ancak şu anda orada yaşamayan
bir kişinin verdiği bilgilerden olayõn
“rant kavgasından kaynaklandığı”
izlenimi edindiğini bildirdi.
Mayın ve pusu kuşkusu
Komisyon, olaydan sonra karakol
olay yerinden 6 dakika uzakta olmasõna
karşõn jandarmanõn neden anõnda mü-
dahale edemediği iddialarõyla ilgili ilçe
ve il jandarma komutanlarõyla görüştü.
Jandarma yetkililerinin verdiği bilgiye
göre jandarma 21.30 sõralarõnda yaşa-
nan katliamdan hemen sonra katliama
uğrayan korucularõ aradõ ancak ulaşa-
mayõnca katliamõ yapan aileye mensup
korucularõ aradõ. Telefonu açanlar ve
bazõlarõ da şüpheli olarak gözaltõna alõ-
nan korucular, “köye terörist saldırı
oldu, yardım getirin” karşõlõğõnõ ver-
di. Terörist saldõrõ olduğunu zanneden
jandarma önlemini de buna göre aldõ.
Yollara mayõn döşenmiş olabileceği ve
pusu kurulabileceği olasõlõğõna karşõ
jandarma her zaman kullanõlan yol ye-
rine, daha uzak olan yoldan ve “ambu-
lans” içinde köye ancak gece saat
23.30’da ulaşabildi. CHP’li Ersin, olay-
la ilgili jandarmanõn geç kalmasõ ya da
ihmalinin söz konusu olmadõğõnõ belir-
terek, “Hem köylüler, hem de koru-
cular terörist saldırı diyerek yanılt-
mış. Bu durumda jandarma gerekli
güvenlik önlemini almadan gidemez.
Onun için de ambulans içinde git-
mek durumunda kalmışlar” dedi.
15 ASKER YARGILANIYOR
‘Rambo lakaplõ
asteğmen öldürdü’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yarbakõr’õn Bismil ilçesinde 16 yõl önce PKK’ye
yardõm ettikleri gerekçesiyle gözaltõna alõnan
köylülerden Abdulkadir Kurt’u işkenceyle öl-
dürdükleri iddiasõyla haklarõnda dava açõlan 3’ü
asteğmen 15 askerin yargõlanmasõna devam edil-
di. Er İ.A, Kurt’un “Rambo” lakaplõ asteğmen
S.Ü. tarafõndan infaz edildiğini öne sürdü.
Diyarbakõr 3’üncü Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmada Kurt’un öldürüldüğü dö-
nemde Bismil Jandarma Komutanlõğõ’nda gö-
revli olan asteğmen O. U. ile erler İ.A, T.D. ve
R.D. hazõr bulundu. İ.A. askerler arasõnda ola-
yõn “Rambo” lakaplõ asteğmen S.Ü. tarafõndan
yapõldõğõnõn anlatõldõğõnõ öne sürdü. Sanõk as-
teğmen O. U. ise suçlamalarõ kabul etmedi.
İddianamede, sanõklarõn 19 Nisan 1992’de
gözaltõna aldõklarõ Kurt’u Bismil Komando
Bölük Komutanlõğõ nezarethanesinden saat
22.00’de aldõklarõ ifade edildi. Kurt’un, 15 da-
kika sonra geri getirildiğinde ağzõndan kan ak-
tõğõ ve nezarettekilere makatõna cop sokuldu-
ğunu söylediği kaydedildi. Adli Tõp’õn rapo-
runda, “Kurt’un makatına cop sokularak
meydana gelen iç ve dış kanama sonucu öl-
düğünün tespit edildiği”ne dikkat çekildi.
1 ASKER VE 1 İŞÇİ YARALI
Teröristler odun
kamyonlarõnõ yaktõ
Yurt Haberleri Servisi - Mardin’in Midyat
ile Nusaybin ilçeleri arasõnda bulunan Bagok
Dağõ’ndaki ormanlõk alanda ağaç kesen işçilerin
yolunu kesen PKK’liler odun yüklü 2 kamyonu
ateşe verdi. Teröristlerin kesilen araçlarõn arasõ-
na gizlediği mayõnõn patlamasõ sonucu işçi M.T,
olayla ilgili operasyonda da 1 asker yaralandõ.
Hakkâri’de emniyete saldırı
Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’ne önceki gece
düzenlenen saldõrõda, binaya isabet eden roketa-
tarõn patlamadan yere düştüğü ve daha sonra in-
filak ettiği bildirildi. Binada maddi hasar oluşur-
ken saldõrõyla ilgili 2 kişi gözaltõna alõndõ.
TSK’nin operasyonları sürüyor
Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin, PKK’ye yönelik
operasyonlarõ tüm hõzõyla sürüyor. Şõrnak ve
Hakkâri kõrsallarõnda sürdürülen operasyonlara
binlerce asker katõlõyor. Sõnõr birliklerine mü-
himmat sevkõyatõ yapõlõyor. Stratejik noktalara
helikopterlerle özel eğitimli askerler indiriliyor.
Operasyonlara helikopterlerin yanõ sõra Diyarba-
kõr’dan kalkan savaş uçaklarõ da destek veriyor.
Bomba yüklü çok sayõda F 16’nõn Irak’õn kuze-
yindeki PKK kamplarõna gittiği ileri sürüldü.
Katliamõ yapanlar ‘terörist saldõrõ’ deyince mayõna karşõ önlem olarak uzak yol kullanõldõ
Jandarmayı yanıltmışlar
Bilge köyündeki saldõrõnõn he-
men ardõndan bölgedeki kişileri
arayan jandarmaya saldõrõyõ dü-
zenleyen korucularõn “köye terö-
rist saldõrõ oldu” bilgisini verdiği
ortaya çõktõ. Olasõ bir pusuya
karşõ önlem alan jandarmanõn
uzak yolu kullanmak zorunda kal-
dõğõ ve “ambulans” içinde köye iki
saat sonra ulaşabildiği öğrenildi.
Satõrlar üniversiteye nasõl sokuldu?
İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, üniversite içeri-
sinde önceki gün bir grup öğrencinin kendilerine sa-
tırlarla saldırdıklarını belirterek, saldırganların ceza-
landırılmasını istediler. Beyazıt’ta bulunan Siyasal
Bilgiler Fakültesi önünde toplanan öğrenciler, “Satır
dışarı bilim içeri”, “Faşizmi döktüğü kanda boğaca-
ğız” dövizleri taşıdı. Öğrenciler adına açıklama yapan
Ali Coşkun, bazı öğrencilerin önceki gün “Türk Dil
Bayramı” etkinliği sırasında kendilerine taş, sopa ve
satırlarla saldırdığını ifade ederek, “3 arkadaşımız ya-
ralandı” dedi. Kendilerinin üniversiteye girerken özel
güvenlik birimleri tarafından arandıklarını anlatan
Coşkun, “Her zaman kampusta elini kolunu sallaya-
rak gezen sivil polisler saldırı sırasında ortalarda gö-
rünmediler. Ülkücülerin bize etkinlik sırasında saldı-
racağını yönetime bir gün önce bildirdik. Ancak ön-
lem alınmadı. Bu kadar satır ve bıçak okula nasıl so-
kuldu” diye sordu. (Fotograf: CİHAN ORUÇOĞLU)
Y
eni Şafak gazetesi-
nin üzerindeki fo-
toğrafı pullayarak
kullandığı pasaportun aslı
ortaya çıktı. Pasaportun
sahibinin ismi Anderson
Cooper Alport. Alport,
CNN’de anchorman ola-
rak çalışıyor. 360 Derece
programını hazırlayıp su-
nuyor. Ancak bu kişinin Mehmet Özbay’ın pasaportunda adı yazılı ol-
duğu belirtilen Michael Nicholsan ile ilişkisi bulunmuyor. Yeni Şafak
gazetesinin Alport’un pasaportunu örnek olarak kullandığı ve üzerin-
deki tarihleri değiştirdiği tahmin ediliyor. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği
yetkilileri de altında “Yeni Şafak Grafik Servisi” imzası bulunan pasa-
porttaki tarih ve numaranın kayıtlarında olmadığını söylediler.
Susurluk kazasõnda ölen Ab-
dullah Çatlõ’nõn üzerinde kimli-
ği bulunan Mehmet Özbay’õn
izine ABD’de rastlandõğõ öne
sürüldü. Özbay’õn, Michael
Nicholsan adõna kayõtlõ ABD
pasaportu kullandõğõ belirtildi.
Başkonsolos hakkındaki iddia
Dış Haberler Servisi- Almanya Dõşişleri
Bakanlõğõ, “Almanya ve Almanlara hakaret ettiği”
iddia edilen Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolo-
su Hakan Kõvanç’õn 11 Mayõs’ta görevden uzak-
laştõrõldõğõnõ açõkladõ. Ancak Türk Dişişleri Ba-
kanlõğõ yetkilileri Kõvanç’õn görevden alõnmadõğõ-
nõ izne çõktõğõnõ belirtti. Kõvanç’õn Almanya’da si-
vil toplum örgütleriyle yaptõğõ basõna kapalõ bir
toplantõda “Almanlarõn ayrõmcõlõk yaptõğõ” yö-
nünde hakaret içerikli ifadeler kullandõğõ ileri sü-
rülmüş, bunun üzerine Alman üst düzey yetkililer
Kõvanç’õn görevden alõnmasõnõ istemişti.