21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
N e akademi mezunuydular, ne de kra- lõn ressamõ... Ne tuvalleri vardõ, ne de kalemleri, boyalarõ, fõrçalarõ... Dahasõ kuş, geyik, karaca işlenmiş kilimle- ri, hatta çanaklarõ, çömlekleri, bakõr taslarõ ise rüyalarõnda bile henüz görmemişlerdi... Onlar sadece ve başka hiçbir kimlikleri, görevleri olmadan “insan”dõlar. Evleri mağa- ra, giysileri belki hayvan postuydu; ama yine onlarõ “insan” yapan mucizevî özelliklerine çoktan sahip olmuşlardõ; “akıl”lõydõlar ve “yaratıcı” hünerlerini keşfetmişlerdi... Prof. Dr. Oktay Belli, işte o efsanevi “tarih öncesi” insanõndaki şaşõrtõcõ akõl ve yaratõcõlõğõn izlerini Kars ve yöresindeki “kaya üstü re- simler”de ilk gördüğünde, heyecandan düşüp bayõldõ mõ bilemem.. ama bir süredir İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Yõldõz Salonu’nda ser- gilenen fotoğraflarõnõ öylesine coşkuyla anla- tõyor ki sadece resimleri değil, “hoca”nõn ta- rih öncesi insana sevdasõnõ da görmeye git- melisiniz... Hele ki o gizemli insanlar “Karslı” iseler.. Yani Oktay Belli’nin çok sevdiği memleketi- nin “ilk sakinleri”... 30 Mayõs’a kadar süreceği belirtilen sergideki fotoğraflar belli ki duyarlõ gözlemlerin ürünü. Çünkü sõradan bir belgelemenin çok ötesinde, o şaşõrtõcõ resimlerin yer aldõğõ kayalarõn bin- lerce yõl önceki “sanatçı”lõğa nasõl tanõklõk et- tiğini de adeta yaşõyorsunuz... Dilediğinizin önünde durun. Kendinizi o “sır” küpü çağlarõn insanõ yerine koyun. O muhteşem boynuzlu geyiğin tüm hareketleri- ni sanki “anatomi” okumuş bir ressam gibi ak- taran “alaylı” ressam, resmi için özenle seçti- ği kayayõ kim bilir nasõl okşuyordu? HAVAALANINA ‘MALZEME’ Neredeyse 40 yõla yakõndõr Doğu Anado- lu’nun esrarengiz geçmişini çağõmõzla buluş- turmak için gecesini gündüzünü veren Oktay Belli’yle, serginin ayrõntõlarõnõ konuştuk. Ön- celikle “çalışma bölgesi” hakkõnda şu bilgileri veriyor: “Son yedi yıldır Borluk Vadisi ve Kağız- man yöresindeki sistemli arkeolojik yüzey araştırmasının sonuçlarıyla derlenen kaya üstü resimleri sergiliyoruz. Kars’ın 5 km. gü- neyindeki vadi, bünyesinde iki höyük ve 186’dan fazla kaya üstü resmi barındırıyor. Sergide 2006’da Kars Havaalanı’nın yapı- mı nedeniyle, tahrip edilmiş kaya üstü re- simlerine de yer verdik...” Havaalanõ tarihin üzerine yapõlmamõş, ama inşaat için gerekli “dolgu malzemesi” işte bu tarih öncesi dünyaya tanõklõk eden vadinin par- çalanmasõyla elde edilmiş! Oktay Belli, Erzurum Koruma Kurulu’nun “1. Derece Arkeolojik Sit Alanı” kararõna rağ- men gerçekleşen tarih katliamõnõ şöyle özetli- yor: “Havaalanı genişletme çalışmalarında vadideki resimli kayalar iş makineleri ve di- namitlerle parçalanarak mıcır olarak se- rilmiştir. Böylece olağanüstü bir görünüme sahip olan kanyonun kuzey kesimi de param parça edilmiştir...” O muazzam hülyalarõ ve yetenekleri olan “ilk” insan, bin yõllar sonra kendi soyundan ge- lenlerin “eser”lerini uçak pistlerine dolgu ya- pacağõnõ bilseydi, belki de “acaba üremesem mi” diye düşünmez miydi? GEYİK, KEÇİ, KOYUN, İNSAN... Resimlerdeki hayvan türlerini Arkeozoolog Prof. Dr. Vedat Onar tanõmlamõş. Andezitten oluşan kaya altõ sõğõnaklarõ ile kaya yüzeyine kazõma-vurgu ve çizgi tekniği ile günümüzde soyu tükenmiş olan geyik, yaban sõğõrõ, yaban domuzu, dağ keçisi, dağ koyunu ve türleri ke- sin olarak anlaşõlamayan çeşitli hayvanlar ile bir adet Ana Tanrõça figürü ve hayvanlara ok atan avcõ figürleri çizilmiş... Prof. Dr. Onar, Katran Kazanõ mevkiinde yer- den ortalama 5 metre yükseklikte kaya yüze- yine çizilen 24x31cm. ölçülerinde günümüz- den ortalama 10 bin yõl öncesine ait geyik fi- gürünün, bölgedeki en büyük geyik resmi ol- duğunu belirtiyor. Borluk Vadisi’ndeki bu kültür hazinesinin, dünyada bir kente 5 km. yakõnlõktaki “tek” ta- rih öncesi yaşam merkezi olduğunun altõnõ çi- zen Oktay Belli de “Bu yüzden Kars’ın tarihi, günümüzden 12 bin yıl öncesine dayan- maktadır” diyor ve ekliyor: “Binlerce yıl ön- cenin ilk Karslıları, aynı zamanda eşsiz bir turizm olanağını da şimdiki hemşerilerine armağan ediyorlar...” KAĞIZMAN’IN İLK AVCILARI Kağõzman yöresindeki kaya resimlerinde ise av hayvanlarõyla birlikte doğrudan avcõ çi- zimleri de dikkat çekiyor. Çamuşlu Köyü yakõnlarõndaki “Yazılıka- ya”da Prof. Dr. Kılıç Kökten’in 1968-69 yõl- larõnda bulduğu resimlerde, 54’ü erkek geyik, 11’i dişi ve 12’si de yavru olmak üzere toplam 77 geyik resmi, 13 adet dağ keçisi, çok sayõ- da insan, boğa ve yabani sõğõr figürü çizilmiş... Geyiklere kõyasla oldukça küçük betimlenen “avcı insan”larõn ise bir kõsmõ cepheden, bir kõsmõ da yandan gösterilmiş. Tarihöncesi Çağ’õn en eski avcõ insanlarõnõ oluşturan bu fi- gürler gizemli bir av sahnesini de yansõtõyor... Günümüz insanõna böylesine heyecan veri- ci bir tarih yolculuğunu sunan serginin ger- çekleşmesinde Karslõ aydõn Oktay Kutlu’nun büyük desteği olduğunu belirten Oktay Belli, fotoğraf yardõmõnda bulunan Ersin Alok, Ak- gün Akova, İsmet Ediz ve Sait Küçük’e de teşekkür ediyor... [email protected] SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2009 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR CMYB C M Y B ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Gülseren Güçhan Diye Biri… Pazar günü, Işıl Özgentürk’ün Anadolu Üni- versitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali’ni an- latan yazısını okurken, düşüncelerim yıllar önce- sine gitti. Konu Film Festivali olunca, hemen Işıl’ın “sevgili Gülseren” diye sözünü ettiği bir sevgili dostu, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fa- kültesi Sinema-Televizyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülseren Güçhan’ı hatırladım. Bu yıl festivalin on birincisi düzenlenmiş. Yıllar önce başladığında, bu etkinliğin adı yanılmıyor- sam “Anadolu Üniversitesi Sinema Günleri” idi; uluslararası niteliği de yoktu. Oysa şimdi, o “Si- nema Günleri”artık programında Ingmar Berg- man, Bertrand Tavernier, Luis Bunuel, Fran- cis Ford Cappola ve uluslararası sinemanın da- ha nice devlerine yer vererek sürüyor. Festival çer- çevesinde Eskişehir, yabancı yönetmenlerin ya- nı sıra Türk yönetmenlerinin filmlerini de toplu ola- rak izleyebiliyor. Gülseren Güçhan, bu etkinliği başlatan ve “Sinema Günleri”nden bir “Uluslararası Film Fes- tivali”ne taşımış olan iradenin adıdır. “Sinema Günleri”, hayatımın unutulmaz on do- kuz yılını geçirdiğim Eskişehir’deki dönemime rastladığı için, doğumuna çok yakından tanıklık edebildiğim bir olaydı. Üstelik İletişim Bilimleri Fakültesi’nin Sinema-Televizyon Bölümü’nde gö- revliydim ve hazırlıklar, deyiş yerindeyse ‘bur- numun dibinde’ yürütülmekteydi. Bu, o za- manlar, Anadolu Üniversitesi’nin geleneği doğ- rultusunda, her yeni fikir gibi iyi karşılanan bir fi- kirdi; başarı şansı konusunda ise genelde her- hangi bir öngörü yoktu. Başlatılabilirdi. Ama de- vam etmeyebilirdi de. Gülseren Güçhan ise, sanırım daha baştan fark- lı düşünüyordu. O, bu işi başladığı yerde bırak- mama konusunda kararlıydı. Fakat ne kadar kararlı olursa olsun, elini altına koyduğu taş, çok ağır bir taştı. Ulusal sınırlar içerisinde kalındığın- da bile, böyle bir girişimin başarısının ne kadar çok ilişki kurulabilmesini, ardından da Eskişehir’de ve Anadolu Üniversitesi çevresinde ne kadar titiz bir örgütlenmeyi gerektirdiğini hep yakından izleye- bildim. Zaman oldu, biraz çekingen, her zaman son derece nazik, ne zaman yaptığı bir işten söz edilse yüzü hafifçe kızarıveren bir yapıda olan Gül- seren Güçhan’ın, giriştiği işin doğal gereği olarak, nasıl ‘tuttuğunu koparan’ birine dönüşebileceği- ni ben de merak ettim. Ama aradan geçen yıllar, bu merak etme sürecinde çok önemli bir öğeyi, bu yumuşak kişiliğin arkasında saklı olan çelik gi- bi bir iradeyi neredeyse hiç hesaba katamamış ol- duğumu gösterdi. Aynı zamanda mükemmel bir eş, kusursuz bir anne, çalışkan bir bilim kadını, sevilen bir hoca olan Gülseren Güçhan, bugün Eskişehir’de ulus- lararası bir film festivalini artık kurumlaştırabilmiş olmanın hak edilmiş mutluluğunu ve gururunu ya- şıyor. Gülseren Hoca bu güç yolculuğa çıkarken, el- bette çok değerli yardımlar gördü. Anadolu Üni- versitesi’nin o zamanki Rektörü ve ‘sanat’ deni- lince üniversitedeki bütün ‘akan suları durduran’ Prof. Dr. Engin Ataç, fakülte Dekanı Prof. Dr. Se- zen Ünlü, Sinema-Televizyon Bölümü’nün o zamanki başkanı Prof.Dr. Yalçın Demir, fakültenin kendilerine iş düşen bütün elemanları ve nihayet eşi, aynı bölümde hoca olan Prof. Dr. Naci Güçhan, desteklerini hiç esirgemediler. Fakat ‘ağır işçilik’, kurucu ve ayakta tutucu iradenin sahibi olarak, hep Gülseren Hoca’da kaldı. Bu topraklarda, iyi bir iş başarıldıktan sonra, onun kısa zamanda kanıksanması, bunun sonu- cunda da “Bu işi kimler, neler pahasına başardı- lar” gibisinden soruların hemen hiç sorulmaz ol- ması gibi bir gelenek var. Ben de bu yazıyı bu ge- leneğe başkaldırmak için yazdım, sevgili Gülse- ren Güçhan! [email protected] Doğu Anadolu’nun ilk sakinlerine ait ‘kaya üstü resimleri’ İstanbul’da sergileniyor Kars’õn ‘tarih öncesi’ ressamlarõ TUVALLERİ KAYALAR, FIRÇALARI SİVRİ TAŞLARDI... 1- Prof. Dr. Oktay Belli “ressamların izinde”... 2- Serginin afişi 3 ve 4- En çok rastlanan geyik desenleri... ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 16. Altõn Koza Film Festivali’nde yarõşacak filmler belli oldu. 8-14 Haziran tarihleri arasõnda gerçekleşecek festivalin, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması” bölümün- de, ‘Vicdan’, ‘11’e 10 Kala’, ‘Dilber’in Sekiz Günü’, ‘Gölgesizler’, ‘Hayatın Tu- zu’, ‘İki Dil Bir Bavul’, ‘Köprüdekiler’, ‘Momo-Kızkardeşim’, ‘Pandora’nın Kutusu’, ‘Pus’, ‘Süt’, ‘Uzak İhtimal’ Al- tõn Koza Heykeli için yarõşacak. Ayrõca ‘Deli Deli Olma’, ‘Devrim Arabaları’ ve ‘Ali’nin Sekiz Günü’ adlõ filmleri festiva- lin ‘Özel Gösterim Bölümü’ne alõnmasõnõ öneren Festival Kurulu’nun, ‘Kara Kö- pekler Havlarken’, ‘İncir Çekirdeği’, ‘Gökten Üç Elma Düştü’, ‘Başka Semtin Çocukları’, ‘İki Çizgi’ ile ‘Bunu Gerçek- ten Yapmalı mıyım?’ adlõ filmleri ise ‘İlk Filmler’ adõyla özel bir bölümde sunulma- sõnõ da tavsiye ettiği bildirildi. Ödüller, 13 Haziran Cumartesi günü yapõlacak “Ödül Gecesi”nde sahiplerine verilecek. ŞENLİK8HAZİRAN’DABAŞLIYOR AltõnKoza’da yarõşacakfilmler bellioldu Kültür Servisi - Portekiz’deki Calouste Gulbenkian Vakfõ işbirliğiyle düzenlenen, 1850-1950 yõllarõ arasõnda yaşamõş önemli Portekizli sanatçõlarõn yapõtlarõnõn yer aldõ- ğõ “Lizbon Bir Başka Şehirden Hatıra- lar” sergisi dün Sakõp Sabancõ Müzesi’nde (SSM) açõldõ. Portekiz Cumhurbaşkanõ Anibal Cavaco Silva’nõn Türkiye ziyareti sebebiyle düzenlenen sergi; kültürleri, din- leri, uygarlõklarõ ve kõtalarõ birleştiren iki şehrin; Lizbon ve İstanbul’un benzerlikleri- ni ve ortak yanlarõnõ gözler önüne seriyor. SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, küratör Maria Helena de Freitas ve Calouste Gul- benkian Müzesi Müdürü João Castel- Branco Pereira’nõn da katõldõklarõ açõlõşta Ölçer İstanbul ve Lizbon’u “ruh ikizi” ola- rak nitelendirdi. Ölçer, bu serginin iki ülke- nin ruhunu anlamak için en doğru yol oldu- ğunu söyledi ve sergi süresince Portekiz kültürünü daha yakõndan tanõmak amacõyla şiir, müzik geceleri gibi etkinliklerin düzen- leneceğini belirtti. Pereira da sergide yer alan yapõtlar sayesinde ziyaretçilerin Liz- bon ile İstanbul’un, Portekizliler ile Türkle- rin ne kadar çok ortak noktasõ olduğunu keşfetmelerinin altõnõ çizdi. 14 Temmuz’a kadar açõk kalacak olan sergide aralarõnda 6 duvar halõsõnõn da bulunduğu 73 tablo ve 30 fotoğraf yer alõyor. (0 212 277 22 00) 1 2 3 4 Sakõp Sabancõ Müzesi Lizbon kentinin tanõtõldõğõ bir sergiye ev sahipliği yapõyor Carlos Botelho - Lizbon ve Tagus: Pazar Günü. ‘Lizbon Bir Başka Şehirden Hatõralar’ Tiyatrovagonu Avrupa turnesinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Ti- yatrolarõ (DT) Genel Müdürlüğü ile Avrupa Ti- yatro Konvensiyonu’nun (ETC) birlikte gerçek- leştirdiği “Tiyatro Treni”, diğer bir adõyla “Şark Ekspres”, Avrupa turnesine çõkõyor. “Ti- yatro Treni”nde, Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran’õn yönetmenliğini üstlendiği “Ex- Press” adlõ oyunla birlikte, daha önce hiç sahne- lenmemiş 6 ayrõ oyun sahnelenecek. Bugünden itibaren 17 Mayõs’a dek Ankara Garõ’nda oyna- nacak olan “Ex-Press” 20-23 Mayõs tarihleri ara- sõnda da İstanbul’da Haydarpaşa ve Sirkeci ga- rõnda sanatseverlerle buluşacak. Tren, 26 Mayõs- 2 Haziran tarihleri arasõnda Romanya, 3-10 Hazi- ran tarihleri arasõnda Sõrbistan, 11-18 Haziran ta- rihleri arasõnda Hõrvatistan, 19-25 Haziran tarih- leri arasõnda Slovenya ve 26 Haziran-19 Temmuz tarihleri arasõnda da Almanya’da olacak. Kültür Servisi - Uluslararasõ Şiir Festiva- li’nde bugün saat 11.00’de Kadir Has Üniversi- tesi’nde Breyten Breytenbach’õn “Şiir Akade- misi”, saat 14.00’te Yõldõz Parkõ Malta Köş- kü’nde Emilio Coco, Doina Ioanid, Mateja Matevski, Oya Uysal, Osman Konuk, Arif Ay, Eray Canberk, Kamil Eşref Berki’nin ka- tõlacağõ “Şiir Okumaları”, saat 15.30’da Kan- yon D&R’de Ülkü Tamer, Veysel Çolak, Şeref Bilsel, Breyten Breytenbach, Astrid Lampe’nin katõlacağõ “Şiir Okumaları”, saat 17.30’da Ca- ferağa Medresesi’nde Arif Ay, Turan Koç, Egemen Berköz, Eray Canberk, Celal Fedai, İsmail Kılıçarslan, Zilhad Klujanin, Fadhil Al Azzavi, Mourid Barghouti, Tal Nitzan’õn katõlacağõ “Şiir Okumaları”, saat 19.00’da Ta- rõk Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde “Zebra Şiir Filmleri Festivali Seçkisi”, saat 20.00’de Galata Kulesi’nde “Serkan Çağrı & Rumeli Band Konseri” ve Ataol Behramoğlu, Betül Tarıman, İbrahim Tenekeci, Nilay Özer, Kim Haeng-sook, Anzhelina Polonskaya, Niels Hav’õn katõlacağõ “Şiir Okumaları”. Uluslararasõ Şiir Festivali’nde bugün Depeche Mode konseri iptal oldu Kültür Servisi - Santralistanbul’da bu akşam 20.00’de gerçekleşeceği duyurulan Depeche Mo- de konseri, topluluğun vokalisti Dave Gahan’õn yaşadõğõ sağlõk sorunlarõ nedeniyle iptal edildi. Gahan, Atina’da 12 Mayõs akşamõ, konserden hemen önce rahatsõzlanõp hastaneye kaldõrõlmõş- tõ. Gahan’õn kontroller ve tedavi için ABD’ye döneceği açõklandõ. Konserin ileri bir tarihe erte- lenip ertelenmediğinin 16 Mayõs Cumartesi gü- nüne dek açõklanacağõ, isteyenlerin bilet ücretle- rini Biletix’ten geri alabileceği açõklandõ. Bu yıl 62’ncisi düzenlenen Uluslararası Cannes Film Festivali, dün akşam yönet- men Pete Docter’ın yarışma dışı gösterilen “La-haut” adlı animasyon filmiyle başladı. 20 filmin yarışacağı festivale dünyaca ünlü oyuncu ve yönetmenler katılırken, ‘Üç Maymun’ filmi ile geçen sene Cannes’dan ödülle dönen Nuri Bilge Ceylan (sağdan ikinci) ilk kez jüride yer aldı. Festivalin Türkiye için bir başka önemi ise, ‘Üç May- mun’ filminde rol alan Hatice Aslan’ın Bulgar yönetmen Kamen Kalev’le çektiği “Eastren Plays”in de gösterim programına alınması oldu. Bu yıl Cannes Film Festiva- li’nin yarışmalı bölümünün en iddialı film- lerinden biri Pedro Almodovar’ın ‘Kırık Kucaklaşmalar’ı. Filmde başrolü, geçen ay Woody Allen’ın ‘Vick, Cristina, Barcelo- na’ filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Ka- dın Oyuncusu Oscarı’na değer görülen Pe- nelope Cruz üstleniyor. Festival sırasında, 32 sinema salonunda sinema sanayisi alıcı- ları için 1004 film gösterilecek. Yaklaşık 4 bin gazetecinin kayıt yaptırdığı festivalde, dünyanın dört bir yanından gelen sinema sanayisi temsilcileri ve sinema hayranları- nın sayısının 40 bini geçmesi bekleniyor. Festivalin yarışmalı bölümünde en iddialı film- lerden biri Penelope Cruz’un başrolde oynadığı Pedro Almodovar’ın ‘Kırık Kucaklaşmalar’ı. Sinemanın kalbi Fransa’da atıyor Fotoğraf:AP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle