16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 NİSAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kıbrıs’tan Bakınca... LEFKOŞA - Türkiye ve KKTC, kalıcı çözüm için bir çizgi izliyor mu? Bu soru bugünlerde pek gündeme gelmiyor... Araya önce Ergenekon davası girdi ardından yerel seçimler... KKTC’deki genel havaya bakıyorum... Türki- ye’yle KKTC’nin kalıcı çözüm için geliştirdiği te- mel çizgiyi anımsatmak istiyorum. İki devlete dayalı ortak bir çatı devlet... Bu ara- da iki egemenlik, iki halk ve iki demokrasi. Aslında Annan Planı bu çerçevedeydi, temel çiz- gi de buydu. Türk tarafı bu plana “evet” demiş- ti. 2008 yazında Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Ta- lat’la Rum yönetimi lideri Hristofyas görüşmüş- ler ve şu temel çizgide anlaşmışlardı: “Tek egemenlik tek yurttaşlık.” Çözüm bu ilke üzerinden gerçekleşebilir miydi? Türkiye ilk kez böyle bir politika izlenmesine ka- rar vermişti. Rum lideri iki demokrasiye, iki egemenliğe, iki halka ve iki devlete dayalı ortak çatı devlete kar- şı çıkıyordu. Bir başka deyişle Annan Planı’nı eli- nin tersiyle itiyordu. Rum yönetimi lideri inadını sürdürüyordu. Dediği şuydu: “Tek egemenlik, tek yurttaşlık.” Burada amacı belliydi Kıbrıs Rum kesiminin: “Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti devletinde bir azın- lık olarak kalacaktır, bunu böyle bilin.” Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter bir dev- let olduğunu, Türklerin de bu yapı içinde Rum yurttaşı olacağını öne sürüyorlardı. Rumların arkasında İngiltere, Almanya, Fran- sa gibi AB ülkelerinin olduğu da bir gerçekti. 24 Nisan 2008’de Milli Güvenlik Kurulu top- lantısında, Türkiye’nin tavrı açıktı. İki egemenlik, iki halk, iki demokrasi, iki devle- te dayalı ortak çatı devlet... Hristofyas ise dayatıyordu: “Tek devlet tek yurttaşlık.” Bunun anlamını yukarıda anlattım... KKTC, Rum kesiminin bir kenti olacaktı ve bu- rada Türk kökenli Rum yurttaşları yaşayacaktı. Mart ayı başında bir belge sızdırıldı Rum med- yasına... Belge Rum lideri Hristofyas’ı çok kızdırdı. Çünkü belgede KKTC Cumhurbaşkanı Talat, oluşturulacak yeni devletin zayıf bir federal hü- kümete sahip olmasını istiyordu. KKTC Cumhurbaşkanı “İsviçre Modeli”ni örnek olarak almıştı. “Tam başkanlık yerine, İsviçre’deki gibi Başkanlık Konseyi kurulsun... Konsey’de dördü Rum, üçü Türk yedi üye bulunsun... Konsey’in karar vermesi için iki Türk ve iki Rum’un “evet” oyu aransın... Konsey üyelerini halk değil 25 Türk ve 25 Rum’dan oluşan senato seçsin... Hükümetin seçimi için en az 13 Türk ve 13 Rum senatörün oyu aransın.” Rum lideri olumlu bakmadı Talat’ın önerisine... Müzakereler kilitlendi... Talat ve Hristofyas on kez masaya oturdu an- cak bir sonuç çıkmadı ortaya. Peki Rum lideri Hristofyas’ın önerileri neydi? “Başkanlık sistemi olsun... Başkan ve yardım- cılarını halk seçsin... Federal hükümetin bakanla- rını başkan belirlesin... Seçimler altı yılda bir ya- pılsın... Dört yıl Rum, iki yıl da Türk lider başkan- lık yapsın... Tarafların veto hakkı bulunmasın... Türk- lerin kararlardaki olası çekinceleri için ayrı meka- nizmalar oluşturulsun.” Kıbrıs sorunu öyle kolay kolay çözümlenme- yecek... Bir dönem Annan Planı için “Yes Annem” di- yenler, onları koşulsuz destekleyen bizim liberal tosuncuklar bakıyorum Kıbrıs konusunda yazı yaz- mıyorlar. Acaba yıllar önce “Yes Annem” diye yazılar döktürenler, eski yazılarını arşivden çıkarıp oku- yorlar mı? Hiç sanmıyorum! Okusalar yüzleri kızarır mı? Hiç sanmıyorum! Bizim fırıldaklar 28 Şubat’ta yazdıklarını da oku- mazlar, 12 Eylül cuntasından sonra nasıl pos- tal yaladıklarını da. KKTC kıskaca alınmış durumda... Kıskaç önümüzdeki yıllar iyice daralacak.. bu- nu bir yerlere not edin! Rum kesimi bugün bir Avrupa Birliği ülkesi... KKTC’yi ise en yakın komşularımız bile tanı- mıyor! KKTC’de doğru dürüst bir yatırım yok... Zaten nüfusun çoğunluğu memur, öğretmen... Bir de yoğun göç almış Girne ve Lefkoşa... İngilizler Girne’yi mesken tutmuşlar... Akdeniz güneşinde yanmışlar bile... Yaşam ise bir hayli pahalı! Kitaplık: Cihangir Akşit’in “Sarı Sessizlik” (Doğan Kitap), Vural Savaş’ın “Yüce Divan Dos- yası” (Bilgi Yayınevi), Esat Mahmut Karakurt’un “Ankara Ekspresi”, “Kadın İsterse” (Bilgi Yayınevi), Metin Tükenmez’in “Toplumbilim ve Spor” (Kay- nak Yayınları), Hürriyet Yaşar’ın “Önce Ben Onu Öldürdüm” (Can Yayınları). [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Bakan Eroğlu çevrecileri suçladı İstanbul Haber Ser- visi - Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu, 16-22 Mart tarihlerinde Sültüce Kongre Merke- zi’nde düzenlenen 5. Dünya Su Forumu sõra- sõnda suyun ticarileştiril- mesine karşõ eylem yapan meslek odalarõnõ, sendi- kalarõ, sivil toplum kuru- luşlarõnõ, çevreci örgütleri “provokatör” olarak nite- lendirdi. Eroğlu, forum katõlõmcõlarõndan hiç kimsenin burnunun kana- mamasõ ile övünürken polisin göstericilere yö- nelik sert müdahalesini savundu. Zafere Baykal’lı kutlama İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP’nin İzmir’de büyükşehir ve 30 ilçe belediyesinden 28’inde elde ettiği başarõ, bugün Genel Başkan De- niz Baykal’õn da katõlaca- ğõ törenle kutlanacak. Sa- bah saatlerinde İzmir Bü- yükşehir Belediye Başka- nõ Aziz Kocaoğlu ve ilçe belediye başkanlarõyla birlikte basõnõn karşõsõna çõkacak olan Baykal, da- ha sonra Cumhuriyet Alanõ’ndaki Atatürk Anõ- tõ’na çelenk koyma töre- ninde de yer alacak. Kadın bakanlara sansür Dış Haberler Servisi - İsrail’de aşõrõ dinci gaze- teler, yeni hükümetin top- lu fotoğrafõnda yer alan iki kadõn bakanõ, fotoğ- raftan sildi. Yated Nee- man gazetesi, kadõn ba- kanlar Limor Livnat ve Sofa Landver’in fotoğraf- larõnõ fotoşopla silerek, yerlerine iki erkek baka- nõn fotoğrafõnõ koydu. Haftalõk Şaa Tova da, ka- dõn bakanlarõn resimlerini karakalemle karaladõ. Se- çim kampanyasõ sõrasõnda da, eski Dõşişleri Bakanõ Tzipi Livni’nin muhafa- zakâr mahallelerdeki pos- terleri tahrif edilmişti. Sigortalar iptal edildi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin’in, iki çocuğunun kendi bilgisi dõşõnda si- gorta kapsamõnda yer al- dõğõ gerekçesiyle başvur- masõ üzerine, Sosyal Gü- venlik Güvenlik Kurumu (SGK) sigortalõlõk işlem- lerini iptal etti. Bakan Şa- hin’in iki çocuğunun yeni uygulamaya giren yasa- dan kurtulmak için küçük yaşta sigortalõ yapõldõğõ ortaya çõkmõştõ. Deniz şehitleri anılacak ÇANAKKALE (AA) - İsveç gemisiyle çarpõşa- rak batan Dumlupõnar de- nizaltõsõnda şehit olan 81 denizci ve diğer şehit de- nizciler için Çanakka- le’nin Gelibolu ilçesinde bugün anma töreni dü- zenlenecek. Gelibolu Fe- ner Altõ mevkisindeki Dumlupõnar Anõtõ‘ndaki tören, saygõ duruşunda bulunulmasõ ve İstiklal Marşõ‘nõn okunmasõyla başlayacak. Türk Deniz Kuvvetleri’ne bağlõ Dumlupõnar denizaltõsõ, 4 Nisan 1953’te NATO manevralarõndan döner- ken Çanakkale Boğazõ‘nda Naboland ad- lõ İsveç gemisiyle çarpõ- şarak batmõştõ. CHP lideri Baykal, Erdoğan’õn ‘Güneydoğu’da demokratik ortam yoktu’ sözlerine yanõt verdi ‘Sorumlu sizsiniz’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, “AKP’nin büyüsü bozuldu, inişe geçti. Yarın seçim olsa, yerel seçim yenilense bambaşka bir sonuç çıkar” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “Güneydoğu’da demokratik bir ortam yoktu, tehdit vardı” sözleriyle ilgili sorulara Baykal, “DTP konu- sunda bu iktidarın çelişkile- ri var. Bugün şikâyet ettikle- ri tablonun sorumlusu ken- dileri” yanõtõnõ verdi. Baykal, dün CNNTürk’ün sorularõnõ yanõtladõ. Baykal, “Seçim sonuçlarıyla ilgili hiç kırgınlığınız olmadı mı” so- rusuna, “Trabzon’a üzüldüm, başka yerler oldu. Seçmene yönelik bir kızgınlık iç dün- yamda yok. Biz kendimizi bir piyasa partisi gibi hisset- miyoruz, ilkelerimiz var. İl- kelerimizi anlatmayı başa- ramadığımız zaman vatan- daşı suçlamıyoruz, değerle- rimizden de vazgeçmiyoruz” yanõtõnõ verdi. Baykal, “AKP’nin aldığı yüzde 38’i başarı olarak gör- mek mümkün mü” sorusu üzerine şu görüşleri dile getir- di: “AKP açısından bir oy eri- mesi gerçekleşti, her coğraf- yada. AKP bunu başarı sa- yarsa, kendi takdiri... Bu tab- lonun bundan sonra hızlana- rak gideceğini, artık AKP’nin büyüsünün bozulduğunu, ini- şe geçtiğini, bunun tesadüfi olmadığını düşünüyorum. Bu, hızlanarak devam eder. Bundan sonra toparlanması olağanüstü güçtür. Yarın se- çim yapılsa bambaşka bir sonuç çıkar, yerel seçim ye- nilense bambaşka bir sonuç çıkar.” “Kemal Kılıçdaroğlu ge- nel başkanlığa çok yakıştırı- lıyor” anõmsatmasõ yapõlarak yöneltilen bir soru üzerine Bay- kal, şunlarõ söyledi: “Bu seçim kampanyasında başarısıyla dikkati çeken pek çok arka- daşımız var. Sayın Kılıçda- roğlu da bu arkadaşlarımızın arasında. İstanbul’da çok gü- zel bir oy artışı sağlandı. Trakya’da, İzmir’de, Antal- ya’da muazzam bir başarı var. CHP’nin başarısının bir parti başarısı olduğuna dik- kat çekmek istiyorum... Bir başka partide olsaydı o başarı olur muydu? Kılıçdaroğlu CHP’ye yakışıyor. Çünkü ‘yolsuzlukla mücadele’ diyor, bu da CHP’ye yakışıyor.” “Kılıçdaroğlu iyi bir genel başkan olabilir mi” sorusu üzerine Baykal, “Olabilir, ni- ye olmasın. Her yere layık ol- duğunu düşündüğüm değer- li bir arkadaşımdır, olma- ması için bir neden yoktur. Kemal Bey’i siz yeni fark et- tiniz, ben çok daha önceden fark ettim, davet ettim. Daha görmediğiniz Kemal beyler var... Bir partinin başarısı neye bağlıdır? Ne kadarı top- lumun tarihinden, sosyolo- jik yapısından, siyasi gelene- ğinden kaynaklanmaktadır, ne kadarı değiştirebilir nite- liktedir? Genel başkanı de- ğiştirelim, ondan sonra.. an- layışı çok naif bir anlayıştır” dedi. Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn “Güneydoğu’da de- mokratik bir ortam yoktu, tehdit vardı” sözleriyle ilgili sorulara Baykal, “DTP konu- sunda bu iktidarın çelişkile- ri var. Bugün şikâyet ettikle- ri tablonun sorumlusu ken- dileri. Ortaya koydukları po- litika, Güneydoğu’da işleme- miştir. DTP’yi daha da güç- lendirdiler. Demokratik de- ğilmiş. Kim iş başında da bir bölgede korkutma, yıldırma yöntemleri uygulanıyor? Bu, perişanlıktır. Siyasetin iflası- dır” yanõtõnõ verdi. Deniz Baykal, partilerinin bölgedeki konumuyla ilgili so- ru üzerine de, “Etnik kimlik şereftir, diyoruz. Kimseye, çek git demiyoruz. Kürt kö- kenli insanlarımızı çok sevi- yoruz. Daha da yoğun çalı- şacağız artık” açõklamasõnõ yaptõ. Kõlõçdaroğlu’nun desteklenmesi konusunda başlayan tartõşmada Sezer’e yönelik eleştiriler artõyor DSP’de kõlõçlar çekildiTÜREY KÖSE ANKARA - DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, 5 millet- vekilinin ihraç istemiyle di- sipline sevk edilmesi konu- sunda, “Kurulların kararı, saygılı olmak gerekir. Ben işime bakıyorum, kimseyle kavga etmiyorum. Bu parti Ecevit’in partisi” dedi. Parti meclisinin yarõn toplanarak olağanüstü kurultaya gidilip gidilmeyeceğini karara bağ- lamasõ bekleniyor. İstanbul’da Kemal Kılıçda- roğlu’nu destekledikleri, par- tiye “ihanet” ettikleri savõyla 5 milletvekili disipline sevk edilirken, bu milletvekilleri- nin tam bir görüş birliği içinde bulunan bir “ekip” olarak de- ğerlendirilemeyeceğine dikkat çekildi. Rahşan Ecevit’in Emrehan Halıcı ve Recai Birgül’e yakõn olduğu, diğer milletvekilleriyle ise daha “me- safeli” bir ilişkisi olduğu bili- niyor. Nitekim; Tayfun İç- li’nin genel başkan adaylõğõnõ ilan etmesinden önce diğer milletvekilleri ve Rahşan Ece- vit’e bilgi vermediğine dikkat çekildi. Rahşan Ecevit, yakõn çevresine “Partiyi Ecevit’siz- leştirmek istiyorlar. Daha önce, ‘Demokratik Sol Parti ya adõnõ değiştirmeli ya da Bülent Ecevit’in adõnõ kullanmaktan vazgeçmelidir’ demiştim, ay- nı noktadayım” mesajõ verdi. Emrehan Halõcõ, “Disiplin ku- rulundan bu karar çıkarsa yargıya götürürüm. Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleye- lim, demek suç olamaz. O za- man genel başkan da Kara- yalçın’ı destekledi diye di- sipline verilmeli” dedi. Tayfun İçli de, adaylõk ka- rarõnõ tek başõna, kimseye bil- gi vermeden aldõğõnõ söyledi. İçli, “Beni hainlikle suçlaya- rak iftirada bulunuyorsun. Ben mi partinin paralarını, maddi kaynaklarını heba et- mişim? Bunlar kurultayda sorgulanacak” dedi. Tedbirli olarak ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi nedeniyle genel başkan adayõ olamayacağõna dikkat çekilen İçli, “Disiplin kurulu ne yapacak, görece- ğiz. Sonra yargı yolu da var, adaylığımı engelleyemeye- cekler” açõklamasõnõ yaptõ. Ahmet Tan ise, “Zeki Sezer, DSP’den yüksek oy aldığı halde onuruyla istifa eden DP’nin sayın genel başka- nından ders almak yerine ‘6 bakanõ kapõya koyarõm!’ diyen Başbakan’ı taklide kal- kıyor. Ecevit’in heder edilen siyasal - parasal mirasının ve harcanan trilyonların hesa- bını bu paranın asıl sahibi olan millete vermek yerine beni ve 4 milletvekilini par- tiden atacağını ilan ediyor. Bu tam bir yavuz hırsızlık örneğidir” dedi. Tan, sözle- rini şöyle sürdürdü: “Siyaset kör bir partizan- lık değil, ittifak ve uzlaşıdır. Sezer bu sayede TBMM’de temsil edilen bir partinin ge- nel başkanı olma onuru ka- zanmıştır. Şimdi, Kemal Kı- lıçdaroğlu’nu desteklememi ve CHP otobüsüne çıkmamı lanetleyen Sezer, 2007’de be- nim başlattığım bu işbirli- ğiyle ve arkadaşlarını CHP otobüsüne çıkartarak, par- mağını da oynatmadan TBMM’de temsil edilen bir partinin genel başkanı onu- ru kazanmıştır. İttifak ve uzlaşı kurmak yerine CHP’ye lanet okumak ve körkütük CHP düşmanlığı yapmak AKP’ye hizmettir. Kılıçdaroğlu’nu destekledim. Bunu, DSP’nin itibarını ko- rumak için yaptım. Arka- daşlarım boş yere suçlan- masın; Kılıçdaroğlu ile ben dolaştım ve otobüsün üstün- de konuşma da yaptım. Çün- kü, ‘Yüzde 47 baskõsõnõ’ kı- racak hamlenin İstanbul’da bizim ‘Çakma DSP’li adayı- mızla değil, Kılıçdaroğlu eliy- le yapılacağına inanıyordum. Bunu da, 4 arkadaşımla bir- likte çok önceden açıkla- dım.” 16 MAYIS’TA Demokrat Parti kongreye gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Demokrat Parti (DP) Ge- nel İdare Kurulu (GİK) 16 Ma- yõs’ta olağanüstü kongre yapma kararõ aldõ. DP GİK toplantõsõnõn ardõndan açõklanan bildiride, “mahalli se- çimlerin, toplumsal barışa ve uzlaşmaya katkı sağlamaktan uzak, yeni çatışma ve gergin- liklere gebe bir sonuç ortaya çıkardığı” belirtildi. Seçim so- nuçlarõ incelendiğinde, “Türki- ye’nin DP’ye olan ihtiyacının daha açık biçimde ortaya çık- tığı” dile getirilen bildiride, şun- lar kaydedildi: “Sayın Genel Başkanımız Süleyman Soylu’nun seçim ön- cesi ve sonrası ortaya koymuş olduğu iradeyi büyük bir ol- gunluk, ilkelilik ve siyasete ge- tirmek istediğimiz seviyenin bir tezahürü olarak görüyor ve saygı duyuyoruz. Ayrıca Sayın Genel Başkanımızın or- taya koyduğu bu iradenin par- timiz ve ülkemiz kamuoyu ta- rafından sağduyuyla değerlen- dirileceğini düşünüyoruz. Bu istikamette müşterek sorumlu- luğumuzun gereği olarak ola- ğanüstü büyük kongrenin 16 Mayıs 2009 tarihinde yapılma- sı karar altına alınmıştır. Par- timizin en yetkili karar organı olan büyük kongrenin DP’nin Türkiye’de hak ettiği yere ge- lebilmesi ve ülkemizin geleceği açısından sağlıklı bir irade or- taya koyacağına inanıyoruz.” Diyarbakõr’daki kazõlarda ortaya çõkan bulgular adli tõpa gönderilecek Yüzlerce kemik bulundu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Diyarbakõr’da 1990 yõlõndaki faili meçhul cinayetlerle ilgili yapõlan kazõlarda 461 kemik parçasõ ve bir gömlek bulundu. İHD Diyarbakõr Şu- be Başkanõ Muharrem Erbey, ke- miklerin insana mõ yoksa başka bir can- lõya mõ ait olduğunu öğrenmek için in- celeme yapõlacağõnõ söyledi. Baro Baş- kanõ Mehmet Emin Aktar, kazõlarõn “umut” olduğunu vurguladõ. PKK itirafçõsõ ve JİTEM elemanõ Abdülkadir Aygan’õn, Fethi Yıldırım ve Hakkı Kaya’nõn cesetlerinin Silvan karayolu üzerindeki Karaçalõ Köyü ve Hani karayolu üzerindeki Ziyaret- tepe mevkisine gömüldüğü yönünde- ki iddialarõ üzerine inceleme başlat- mõştõ. Kaya’nõn cesedinin gömüldü- ğünün iddia edildiği Diyarbakõr-Hani karayolu üzerindeki Ziyarettepe mev- kisindeki kazõlarõ dün devam edildi. İHD Diyarbakõr Şube Başkanõ Erbey, kazõda 461 kemik ve bir gömlek par- çasõ çõktõğõnõ açõkladõ. Kemiklerden 100’ünün hayvanlara ait olduğunun ba- riz olduğunu belirterek, “Ancak, di- ğerlerinin insan kemiği olduğu da- ha net anlaşılıyor. Kemikler Adli Tıp Kurumu’na gönderilecek. JİTEM’in 1990’lı yıllarda Suriçi’nde bulunan binasında insanların sorgulandıktan sonra öldürülüp buraya atıldığını bi- liyoruz” diye konuştu. Diyarbakõr Barosu Başkanõ Aktar ise, yargõnõn kazõlarla ilgili başlattõğõ ça- lõşmalarõ olumlu karşõladõklarõnõ söyledi. Bölgede binlerce faili meçhul cinaye- tin işlendiğini vurgulayan Aktar, “Ke- miklerin bulunması toplumu umut- landırdı. Bu cinayetlere karışanların bir kısmının tutuklanması da yargı- nın bu işte ciddiyetle ilerlediğine işarettir. Fakat soruşturmanın so- nucunu beklemek gerek” dedi. Erdoğan’õn AKP’nin Güneydoğu’daki seçim başarõsõzlõğõna ilişkin, ‘Demokratik ortam yoktu, tehdit vardõ’ sözlerini ‘perişanlõk ve siyasetin iflasõ’ olarak yorumlayan Baykal, “Bugün şikâyet ettikleri tablonun sorumlusu kendileri. Ortaya koyduklarõ politika, Güneydoğu’da işlememiştir. DTP’yi daha da güçlendirdiler. Demokratik değilmiş. Kim işbaşõnda da bir bölgede korkutma, yõldõrma yöntemleri uygulanõyor?” dedi. DSP’de Kõlõçdaroğlu’na destek verdikleri için ihanetle suçlanõp ihraç istemiyle disipline sevk edilen milletvekilleri parti yönetimine eleştirilerini sürdürüyor. Milletvekilleri eleştiri oklarõnõ Genel Başkan Sezer’e yönlendirirken yarõn toplanacak Parti Meclisi olağanüstü kongre toplanõp toplanmayacağõna karar verecek. PKK itirafçısı ve Jİ- TEM elemanı oldu- ğu ileri sürülen Ab- dülkadir Aygan’ın, Fethi Yıldırım ve Hakkı Kaya’nın ce- setlerinin Silvan ka- rayolu üzerindeki Karaçalı köyü ve Hani karayolu üze- rindeki Ziyarettepe mevkisine gömüldü- ğü yönündeki iddia- ları üzerine başlatı- lan incelemede 461 kemik parçası bu- lundu. Bölgede jan- darma geniş güven- lik önlemleri aldı, bir helikopterin al- çak uçuş yapması da dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle