16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Kaosu Anlama Kılavuzu Türkiye büyük bir kaosun içine girmiş durum- da. Sokaktaki yurttaş neyin ne olduğunu anla- yabilme şansını yitirdi. Ergenekon davası nereye gidiyor? Hrant Dink davasında sis perdesi her du- ruşmada neden koyulaşıyor? Güneydoğu’da Hizbullah ile Fethullah cemaati ne yapıyor? De- mokratik Toplum Partisi nereye koşuyor? Bu tablonun içinde ateş hattında kendilerine yol çizmeye çalışan, telefonu dinlenen, attığı her adım izlenen, daha vahimi, teslim olmuş dönek tayfa- sı tarafından zorlama “analizlerle” düzenin kan- lı iştahına kurban edilmek istenen aydınlar ne ya- pacak? Bütün bu sorulara artık herkes kendine gö- re, kendi isteğine, kendi hayal gücünün yettiği ye- re kadar cevap verebiliyor. Peki, gerçek nerededir? Bir cevap var mı? Bilebildiğimiz, dünyada kartların yeniden dağı- tıldığıdır. Aslında bu, dengesini yitirmiş masada oynanan ikinci partidir. Birincisinde en hızlı ve cü- retkâr oyuncunun tüm varını yoğunu masaya sür- düğünü ve “rest” dediğini duymuştuk. O kadar kendinden emindi ki, tüm Ortadoğu’yu kana bu- lamakta bir saniye bile tereddüt etmemişti. Sonra zaman geçti, çılgın oyuncu varını yoğu- nu masada bıraktı, krize yenik düştü. Şimdi yeni bir kılıkla, yeniden masaya oturmaya niyetleniyor. Ama o geçen zaman içinde ateşlerden geçmiş, dumanların hâlâ tüttüğü bölgemizde ve bizim ül- kemizde, siyasetin karanlık aktörleri, yeni düzende de kendilerine yer edinmeye, o yeni düzenin mak- bul adamları olmaya çalışıyorlar. Telaşları bundandır. Yurdumuzun içine girdiği tehlikeli kaosun ne- deni budur. Güneydoğu’da artık başka güçler var, başka ak- törler de güçlendi. Siyaset yerini çoktan o farklı güçlerin iç savaşına bırakmış durumda. Seçimlerden sonra ortaya çıkan tablo iktidar par- tisini şaşkına çevirmiştir. İplerin elinden kaçtığı duy- gusunun yön verdiği hırçınlık, artık o muktedir gü- cü ne yaptığını bilemez hale getiriyor. Bu partinin kendilerini liberal zanneden dostları da şaşkındırlar. Cemaatle Kürt hareketinin arasında kalmışlardır ve muktedir dostlarından da umdukları desteği alamamaktadırlar. Ne yapsınlar? Sayfa- larını 23 Nisan’a denk getirilmiş “Kutlu Doğum Haftası”na mı ayırsınlar? Her şeyi tersine çevir- me yeteneklerini kullanarak Ergenekon’da yeni dal- gaların kışkırtıcılığını mı sürdürsünler? DTP’ye akıl vermeyi mi hızlandırsınlar? Kriminal figürlerin bu kesim üzerinde artan ağırlığı, romantik yazarlara, soldan tüymelere hâkimiyeti neredeyse mutlak- laşmıştır. Cemaat ise “ya şimdi, ya hiçbir zaman” telaşıyla tüm yedek güçlerini sahneye sürdü. Ak- lı karışıkları saflarına çekmek için olağanüstü bir gayret içindedir. Medya’da Said-i Nursi üzerine gerçekleri yazanlara pek yer yoktur artık. Derin- liği kendinden menkul hocaefendi ile ilgili eleşti- rilere Cumhuriyet’ten başka bir yerde rastlama- nız zordur. Baksanıza Marx okumuş biri olmak- la yetinmeyip kendini Marksist sayan Serdar Tur- gut bile “Cemaatle uzlaşma” teklif ediyor, Cum- huriyeti ve kazanılmış demokratik hakları tesli- miyetin rahatlığına kurban edebiliyor. Kaos günlerindeyiz. Böyle zamanlarda yapılacak en iyi iş, sanatçı- lara, şairlere kulak vermektir. Türkiye’nin nereye doğru ilerlediğini bütün bu kaotik ortamın içinde adım adım ve belki de ar- tık kendiliğinden ilerleyen süreci anlamak isti- yorsanız, Ferhan Şensoy ve arkadaşlarını izle- meye gidin, 2019 oyununu görün. Orada benim yukarıda anlatmayı denediğim kargaşanın stilize edilmiş halini görecek, derin bir hüzünle gerçeği iliklerinizde hissedeceksiniz. Ya da bütün bu kargaşayı anlamak, kaosu ka- fanızdan kovmak, gerçeği yeniden yakalamak için şiir okuyun, şairlere dönün. Onlarda direncin, umu- dun ışığı, soyutlamanın müthiş gücü vardır da, onun için çıkış yolunu görebiliyor, gösterebiliyorlar. Deneyin, Ataol gibi “Bir gün mutlaka” diyebili- yorsanız, kargaşanın içinden kurtuluşa giden in- ce uzun yolu görebilirsiniz siz de. Ya da “Ey gece seninle hesabımız kapanmadı daha” dersiniz. Öfkeniz umuda dönüşür o zaman belki de. e-posta: [email protected] Kazan’dan baroya tepki İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Barosu Başkanõ Turgut Kazan, Hrant Dink davasõnõ izlemek için İstanbul’a gelmek isteyen 5 Fransõz avukata karşõ, İstanbul Barosu’nun tavrõnõ kõnadõ. Avukatlarla ilgilenilmesi için Paris Barosu’nun İstanbul Barosu’na mektup yazdõğõnõ belirten Kazan, İstanbul Barosu’nun ise bu isteği “avukatlardan 3’ünün Ermeni olmasõnõn ayrõmcõlõğa gireceği” yanõtõnõ verdiğini, bundan utanç duyduğunu kaydetti. ‘Kürtlerin de bir rüyası var’ Dış Haberler Servisi - Londra’da önceki gün İngiliz parlamentosunun iki meclisinde görüşmeler yapan DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, akşam da Başbakan Gordon Brown’õn eski Kõbrõs Özel Temsilcisi, Enfield milletvekili Joan Ryan’õn onuruna verdiği davete katõldõ. Türk burada yaptõğõ konuşmada, Kürtlerin demokratik haklarõnõn görmezden gelindiğini öne sürerek, “Kürtlerin de King’in rüyasõ kadar güzel, renkli ve samimi bir rüyasõ var” dedi. Takipsizlik kararına itiraz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün Meclis grup toplantõsõnda “Kürtçe” konuşmasõ konusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn “TBMM’de hangi dillerde konuşma yapõlacağõna dair düzenleme olmadõğõ” gerekçesiyle verdiği “takipsizlik” kararõna itiraz etti. Vural, Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’i de yetkisini kullanarak kararõn düzeltilmesini istemesi çağrõsõnda bulundu. Ecevit ve Sezer cenazede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Parti Meclisi üyesi emekli Albay İlhan Uğurtaş’õn cenazesi dün toprağa verildi. Uğurtaş için Kocatepe Camisi’nde öğle namazõnõn ardõndan cenaze namazõ kõlõndõ. Törene, Uğurtaş’õn ailesi ve yakõnlarõnõn yanõ sõra eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, eski DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, DSP’li bazõ milletvekilleri ve bazõ TSK mensuplarõ katõldõ. Karayalçın, Baykal’la görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin yerel seçimlerde, Ankara Belediye Başkan adayõ olan Murat Karayalçõn, dün CHP lideri Deniz Baykal’õ ziyaret ederek seçim sonuçlarõyla ilgili bir rapor verdi. Baykal’õn, Karayalçõn’a seçim kampanyasõnõ yürüttüğü Çevre Sokak’taki binayõ kullanmaya devam etmesini söylediği öğrenildi. Ergenekon davasõnõn 79. duruşmasõnda Kerinçsiz’in avukatõ Akalõn’dan yargõya eleştiri ‘Adaletegüvenmekistiyoruz’ HATİCE TUNCER İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi tarafõndan Silivri Ce- zaevi kampusunda görülen Er- genekon davasõnda dün 79. du- ruşma gerçekleştirildi. Tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz’in avu- katõ Tolga Akalın, “Adalete güven ‘milli palavraya’ dö- nüşmüştür. Çoğunluk adale- te güvenmemekte ama gü- venmek istemektedir” dedi.. Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün tarafõndan açõlan otu- rumda Kerinçsiz, önceki gün- kü sorgusunda üye hâkim Ha- san Hüseyin Özese’nin bir so- rusunun yanõtõnõ anõmsadõğõnõ belirterek söz istedi. Akdeniz Üniversitesi’nde düzenlenen “301. Madde ve Düşünce Öz- gürlüğü” konulu panele davet edildiğini, düzenleyenlerin ken- disine eski Yargõtay Başsavcõ- sõ Vural Savaş’õn yanõ sõra Hrant Dink, Oral Çalışlar’õn konuşmacõ olduğunu söyledi- ğini, kendisinin de bir sakõncasõ olmadõğõnõ söylediğini belirtti. Kerinçsiz şunlarõ anlattõ: “Dink, Savaş ve bana itiraz etmiş. Bunun üzerine Mümtaz Ba- yazõtoğlu ve Ümit Kabasakal’ı davet etmişler. Adını verme- yeyim bir ceza hukuku pro- fesörü ‘Gelin, size toplantõnõn sonunda sõnõrsõz konuşma hak- kõ veririz’ dedi. Soğuk duşla karşılaştık. Salondakiler Dink ve Çalışlar konuşurken al- kışlıyorlardı. Salonda bölü- cüler vardı. Savaş’ı konuş- turmadılar. Ceza hukuku profesörü sözümü kesti.” Özese’nin toplantõnõn tari- hiyle ilgili sorusunu Kerinçsiz, “2007... Yok Dink hayattay- dı. 2007’nin başı. Yok... 2006’daydı” diye yanõtladõ. Yoku ispat... Daha sonra Kerinçsiz’in avu- katõ Akalõn, savunmasõna baş- ladõ. Akalõn davada “Günlük hayata dair hususların” sor- gulandõğõnõ vurguladõ. Akalõn dava boyunca avukatlarõn “yo- ku ispat mükellefiyeti” içinde olduklarõna dikkat çekti. Mü- vekkili Kerinçsiz’e atfedilen suçlarõn “gerginlik ve kaos çıkarmak gibi kavramlardan oluştuğunu” ifade eden Aka- lõn şöyle devam etti: “Fiiller hükümeti eleştirmek nokta- sındadır. Kemal Kerinçsiz- ler’in olmadığı toplumlarda yargıçlar bir noter duru- mundadır. Ülkenin gidişa- tından memnun olmadıkla- rını ortaya koyanların olma- dığı bu topraklar çoraklaşır. Sizin ve bizim de işlevimiz kalmaz.” Müvekkilinin isnat edilen suçlara tek tek cevap ver- diğini söyleyen Akalõn, “Mah- keme hukuka aykırı deliller- le ilgili kararını yargılamanın sonuna bıraktı. Hukuka ay- kırı ve uygun delillerin bir- likte sorgulanması ilerde ay- rıştırılması sıkıntısını doğu- racak” diye konuştu. Perinçek: Oy ver diyerek darbe olur mu? Duruşmanõn öğleden sonra- ki bölümünde söz alan İP lideri Doğu Perinçek, partisinin Güneydoğu il ve ilçelerinde yaptõğõ mitinglerle ilgili olarak, “Bu mitinglere ADD’yi ge- tiremedik. Şener Eruygur ile konuştum, ‘Gelin’ dedim. Gelmediler. Darbecilikle suçlanıyorlar, darbeci de- ğiller. ‘CHP’ye, MHP’ye oy ver’ diye Cumhuriyet mi- tingi yapılıyor. Siz onu dar- be yapıyor diye içeri alıyor- sunuz. CHP’ye MHP’ye oy ver diyerek darbe olur mu?” diye konuştu. Savunmasõnda iddianamede kendisine iliş- kin bölümde 10 maddi hata ol- duğu iddiasõna karşõlõk, Cum- huriyet savcõlarõnõn 31 Mart 2009’da mahkemeye gönder- dikleri açõklamaya dikkat çe- ken Perinçek, “Suçlamalar çöktü ve savcılar hukuki so- nucu olmayan bir psikolojik savaş yürüttüklerini kabul etti” dedi. Ulusal Kanal yöneticilerinden Adnan Akfırat da, Ergene- kon davasõnõn temelini oluştu- ran Tuncay Güney’in dosyadaki bilinen mülakatõ ve MİT’ten ge- len işkence seslerinin olduğu 2 ses kaydõnõn dõşõnda, bir sorgu kaydõnõn daha olduğunu sa- vundu. Akfõrat, “2 Mart 2001 gecesi Asayiş Şube’de İstih- barat Şube’den polislerin de katıldığı sorgunun kayıtları dosyada bulunmuyor. Bu ka- yıtların getirilmesi için İs- tanbul Emniyet Müdürlü- ğü’ne yazı yazılmasını talep ediyorum” dedi. ‘Ben hukukçuyum’ Veli Küçük’ün kõzõ ve veki- li avukat Zeynep Küçük ise, tüm delilleri çürütmesine karşõn Ankara 11. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin Yargõtay kararõna uya- rak Danõştay’a saldõrõ davasõnõ Ergenekon davasõ ile birleşti- rilmesine karar verdiğine dikkat çekti. Küçük “Ben hukukçu- yum. Hukuk içinde kalmak istiyorum. Ama görüyorum ki hukuk gitmiyor” ifadesini kul- lanarak, basõnda ve iddiana- mede “Sanal Veli Küçük” ya- ratõldõğõnõ söyledi. Mahkeme bir sonraki duruş- manõn 4 Mayõs’ta yapõlmasõna karar verdi. Üskül, Ergenekon’un 12. dalgasõna yönelik eleştirileri değerlendirdi ‘Savcılar dikkatli davranmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Başkanõ, AKP İstanbul Milletvekili Zafer Üskül, Er- genekon soruşturmasõna yönelik eleştiriler- le ilgili olarak “AİHM’nin arama ve göz- altıyla ilgili kriterleri belli. Hâkim ve sav- cılar bu kararları iyi incelemeli, ona göre hareket etmelidir” dedi. Üskül, soruşturma kapsamõnda gözaltõna alõnan ya da tutuklanan kişilerin Türkiye’deki yargõ süreci tamam- lanmadan AİHM’ye başvurabileceklerini de söyledi. TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Başka- nõ, Ergenekon soruşturmasõnõn 12. dalgasõna yönelik eleştirileri değerlendirdi. Savcõlarõn elinde hangi delil ve bulgu olduğunu bilme- den soruşturmayla ilgili yorum yapõlmasõnõn doğru olmadõğõnõ kaydeden Üskül, ancak AİHM’nin arama ve gözaltõyla ilgili karar- larõnõn açõk olduğuna dikkat çekti. Üskül, “Savcı ve hâkimlerimiz, AİHM’nin ka- rarlarını önlerini alıp iyice bir incelemeli ve ona göre hareket etmelidir. Uygulamada bu kararlara dikkat edilmelidir” dedi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda göz- altõna alõnan ve tutuklananlarõn Türkiye’de iç hukuk yollarõ tükenmeden AİHM’ye başvu- rabileceklerini kaydeden Üskül, son dalgada bazõ isimlerin polis tarafõndan listeye eklen- diği yönündeki iddialarõn sorulmasõ üzerine, “Eğer böyle bir yanlış yapılmışsa sorum- lular hakkında işlem yapılmalıdır. Bunu da yapacak olan savcıdır” diye konuştu. Gizli toplantı iddiası Eski Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Yaşar Okuyan’õn Ergenekon iddianamesinde “gizli toplantı” olarak nitelendirilen Diyalog Grubu’nun düzenlediği toplantõlara bazõ AKP’li bakan ve milletvekillerinin de katõl- dõğõ iddiasõ parti kulislerini karõştõrdõ. Söz ko- nusu bakanõn Sanayi ve Ticaret Bakanõ Za- fer Çağlayan olduğu ileri sürülürken, Çağ- layan “Patalya Otel’de Haberal’ın düzen- lediği iddia edilen toplantılara kesinlikle ka- tılmadım. Bugüne kadar yüzlerce, binler- ce toplantıya katıldım. Ama hepsi basına açık toplantılar olmuştur. Ben kendi işim- le, bana verilen görevlerle meşgulüm. Gündemimle ilgileniyorum” dedi. Danõştay saldõrõsõ ve Ergenekon’un birleştirilmesi kararõ, gözleri 13. Ağõr Ceza’ya çevirdi Uyuşmazlõk Yargõtay’da çözülecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Danõştay ve gazetemize yönelik saldõ- rõlarla ilgili davanõn İstanbul’daki Er- genekon davasõ ile birleştirilmesini is- temesinin ardõndan gözler Ergenekon davasõnõ görüşen İstanbul 13. Ağõr Ce- za Mahkemesi’ne çevrildi. İstanbul mahkemesinin, bu kararõ yerinde gör- mesi durumunda Danõştay davasõ İs- tanbul’a taşõnacak. Mahkemenin yar- gõlamayõ uygun görmemesi durumun- da ise oluşacak uyuşmazlõğõ Yargõtay 5. Ceza Dairesi çözecek. 17 Mayõs 2006 tarihinde, türbanlõ bir anaokulu öğretmeniyle ilgili verdi- ği kararõn ardõndan Danõştay 2. Daire- si üyelerine yönelik gerçekleştirilen saldõrõ davasõnõn üçüncü yõlõnda yargõ- lamanõn seyri değişti. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi yaptõğõ yargõlamanõn ardõndan 9 sanõktan aralarõnda Alpars- lan Arslan’õn da bulunduğu dört kişi- ye ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis cezasõ vermişti. Arslan’õn karar oturumunda son sözleri, “Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve tüm imanlı in- sanlardan şeriatı ilan etmelerini talep ediyorum. Genelkurmay’ı da uyarı- yorum. Şeriatın önüne geçmeye ça- lışmasınlar. Yoksa oluk oluk kan dö- külür” olmuştu. 17 Haziran 2007 tarihinde Ümrani- ye’de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarõnõn ardõndan başlatõlan ve tartõşmalara neden olan Ergenekon so- ruşturmasõnda, “Ergenekon terör ör- gütü” olarak nitelendirilen ve bugüne değin istihbarat birimlerinin kayõtlarõna giren örgütler arasõnda yer almayan yapõnõn, Danõştay’a yönelik saldõrõyõ da gerçekleştirdiği iddiasõ ortaya çõktõ. Bu gelişmeler üzerine de Yargõtay 9. Ceza Dairesi, Danõştay’a ve gazetemize yö- nelik saldõrõ davasõnõn Ergenekon ile bir- leştirilmesinin bir zorunluluk haline dönüştüğüne işaret etti. Ankara 11. ağõr Ceza Mahkemesi’nin de Yargõtay’õn kararõna uyarak Danõş- tay’a saldõrõ davasõnõn İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülmesini ve bu kapsamda mahkemenin muvafakatõnõ is- tedi. İstanbul mahkemesinin bu kararõ yerinde görmesi durumunda, Danõş- tay’a saldõrõ davasõ İstanbul’da Erge- nekon kapsamõnda görülmeye başlana- cak. Mahkemenin, Danõştay’a saldõrõ da- vasõnõn Ankara’da görülmesi gerektiği yönündeki olasõ bir kararõnda ise görev yeri uyuşmazlõğõ oluşacak. Bu uyuş- mazlõğõ ise Yargõtay 5. Ceza Dairesi çö- zecek. Dairenin vereceği son kararla Da- nõştay’a saldõrõ davasõnõn nerede görü- leceği netlik kazanacak. Daha önce ruh sağlõğõnõn yerinde ol- duğu tespit edilen Arslan, önceki gün- kü duruşmada yine olay çõkartarak, sağlõğõnõn yerinde olmadõğõ izlenimi yaratmaya çalõştõ. Ruh sağlõğõ yerinde ol- madõğõ iddia edilen Arslan, önceki gün duruşma salonuna girerken, babasõna, dava arkadaşlarõ Tekin İrşi ve İsmail Sağır’a para göndermesi için işaretler yapmõştõ. Babasõ da parasõnõn olmadõğõnõ aktarmõştõ. Duruşma salonuna girişte ar- kadaşlarõ için para isteyen Arslan’õn ay- nõ duruşmada “Başörtüsünü yargıla- yanları keserim” tehditleri savurmasõ ve olay çõkartarak, ruh sağlõğõnõ yitirmiş gibi davranmasõ dikkat çekmişti. Hem sanık, hem tanık... Danõştay’a saldõrõ ve Ergenekon da- valarõnõn birleştirmesi yolundaki geliş- me ilginç bir tabloyu da ortaya koydu. Danõştay’a saldõrõ davasõnõn sanõğõ Os- man Yıldırım, Ergenekon soruştur- masõnõn da gizli tanõğõ olarak ifade vermişti. Olasõ bir birleştirme kararõy- la Yõldõrõm hem davanõn sanõğõ, hem de gizliği tanõğõ olacak. Yõldõrõm, bir duruşmada “Şeriatı ge- tireceğiz, Osmanlıyı kuracağız” şek- linde bağõrõp Atatürk’e ve hâkimlere ha- karet etmiş ve bu suç nedeniyle 3 yõl 9 ay hapse mahkûm olmuştu. Yõldõrõm bir süre sonra da Ergenekon savcõlarõna ifa- de vermiş ve Danõştay saldõrõsõnõn Er- genekon işi olduğunu savunmuştu. Sa- nõk sorgusu yapõlõrken Yõldõrõm, sa- nõklara ayrõlan bölümde yer alacak. Ancak tanõklarõn dinlenmesine geçildi- ğinde ise duruşma salonu dõşõnda ayrõ bir odada yerini alacak ve sesi değiştirile- rek salona verilecek. YALÇINDAĞ ‘TÜSİAD üyeleri Ergenekon’da rencide oldu’ OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA MARDİN - TÜSİAD Başkanõ Arzu- han Doğan Yalçındağ Türk Girişim ve İş Dünyasõ Konfederasyonu’nun (TÜR- KONFED), Mardin’de yapõlan başkanlar konseyi toplantõsõnda Ergenekon davasõyla ilgili endişeleri dile getirerek çok sayõda TÜSİAD üyesinin de bulunduğu bağõş- çõlarõn rencide edildiğini açõkladõ. “Bu dava ülkemizin aydınlatılmaya muhtaç şiddet ve faili meçhul davalarla birlikte muhtemel darbe ortamı ya- ratma girişimleri yargılamak açısından TÜSİAD olarak çok önemsediğimiz bir davaydı” diyen Arzuhan Doğan Yal- çõndağ, konuşmasõnõ şöyle sürdürdü: “Ama davanın gerek soruşturma, gerekse yürütülme yöntemlerine ilişkin toplumda ciddi kaygılar oluşmaya baş- ladı. Son dalga kapsamında başta kız öğrencilerimiz olmak üzere ekonomik olarak kısıtlı gençlerimizin eğitimi için gönüllü olarak çok kutsal bir görev ya- pan sivil toplum örgütlerimizin mağdur edilmesi üzücü ve kaygı vericidir. ” Kararõn yerinde görülmesi durumunda Danõştay davasõ İstanbul’a taşõnacak. Oluşacak uyuşmazlõğõ ise Yargõtay 5. Ceza Dairesi çözecek. CHP’Lİ ATİLLA KART Bakanlõkişlemlerine karşõ iptal davasõ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Konya Milletve- kili Atilla Kart, Erge- nekon savcõlarõ ile il- gili soruşturma izni vermeyen Adalet Ba- kanlõğõ’nõn işlemlerine karşõ Ankara İdare Mahkemesi’nde iptal davasõ açtõ. Atilla Kart, dün İG- DAŞ, İETT ve Erge- nekon savcõlarõyla il- gili gelişmeler konu- sunda yaptõğõ açõkla- mada, şu görüşlere yer verdi: “AKP Millet- vekili Nevzat Pakdil ile ilgili İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi bağlantılı İETT Ge- nel Müdürlüğü dö- neminde mevcut olan zimmet konulu dos- yayı işlemden kaldı- ran Eyüp Cumhuri- yet Savcısı Ali İhsan Demirel ve aynı yer Cumhuriyet Başsav- cısı Vuslat Dirim ile; Ergenekon soruştur- masının gizliliğini ih- lalden dolayı ortaya çıkan 931 soruştur- ma nedeniyle, soruş- turmanın güvenli- ğinden idari ve adli anlamda sorumlu olan Ergenekon sav- cıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkõn hak- kında tarafımızdan yapılan suç duyurusu başvuruları üzerine; ilgili Bakanlık her 2 olayda da soruştur- ma izni vermemiştir. Adalet Bakanlığı’nın görev ve yetkisini kö- tüye kullanma anla- mına gelen bu işlem- lerine karşı Ankara İdare Mahkemeleri- ne tarafımızdan iptal talebiyle dava açıl- mıştır.” Avukat Tolga Akalõn, dava boyunca avukatlarõn “yoku ispat mükellefiyeti” içinde olduklarõna dikkat çekti. Akalõn, müvekkili Kemal Kerinçsiz’e atfedilen suçlarõn “gerginlik ve kaos çõkarmak gibi kavramlardan oluştuğunu” ifade etti. Üskül eleştirileri yanıtladı. Alparslan Arslan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle