Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Kafalar Yine Karıştı
“Obama bizden ne istiyor?”, “Ergenekon’un 12.
dalgasının anlamı ne; DTP’ye yönelik operasyonla
bir ilgisi var mı?” derken Genelkurmay Başkanı’nın
konuşmasındaki “cemaat” vurgusu. Cemaatin söz-
cülerinin, modern toplum ve cemaatler üzerine
çokbilmiş açıklamaları… Nihayet, “Marksist” Ser-
dar Turgut’un ülkenin sorunlarını ‘Ordu’yla ‘Ce-
maat’in diyaloğuna havale etmesi…
Obama ne istiyor?
Obama’nın konuşmasını herkes (özellikle “so-
runların” çözümlerini “imparatorun” iradesinden
bekleyen kesimler) kendi umutlarına, beklentile-
rine, çıkarlarına göre algılamayı tercih etti. Ko-
nuşma da zaten bunu amaçlayan, bir “kamu dip-
lomasisi”, “imaj parlatma” olayı olarak planlanmıştı.
Ülkelerin dış politikaları, uluslararası ilişkilerdeki
talepleri, bu taleplerin taşıyıcılarına göre değiş-
mez. Bu nedenle “Obama ne istiyor?” yerine, “İm-
paratorluk projesi duvara çarpan ABD’nin, mali
kriz, enerji ve kaynak krizleri, yükselen güçler or-
tamında çıkarları nelerdir? ABD bunları nasıl ta-
nımlayacak ve savunacaktır?” gibi sorularla baş-
lamak daha gerçekçi olur. Bu sorulara cevap arar-
ken, pazartesi günü yayımlanan iki yorum (Fi-
nancial Times, Wall Street Journal) yararlı olabilir:
Obama’nın, Avrupa gezisi, “yumuşak güç” yan-
sıtma taktikleri henüz bir sonuç vermemiş. Do-
layısıyla ABD dış politikası, yeniden, zorunlu ola-
rak, “sert güç” kavramına doğru eğilmeye baş-
layabilir.
“Aşırı biçim” ve sürecin hakikati
Ergenekon’un 12. dalgasında, davanın “sonu-
na kadar arkasında” olduklarını açıklayan liberal
entelijansiyaya göre, ÇYDD’nin genel başkanı Tür-
kan Saylan’ın evinin aranması, Tijen Mergen’in
iki gün nezarette tutulması, davaya gölge düşü-
ren aşırılıklarmış.
12. dalga, Ergenekon sürecine gölge düşürmedi,
aksine Mehmet Altan’ın “AKP’yi aşan bir irade Er-
genekon’un peşinde” saptamasının işareti ettiği
gibi, “hakikatine” ışık tuttu. Daha önce de bir-
çok kez vurguladığımız gibi, AKP’yi kapsayan, ay-
nı zamanda da aşan bir irade var. Bu siyasal İs-
lamın “pasif (karşı)devrim” sürecini yöneten ce-
maatlerin iradesidir. Bu yüzden 12. dalga bir “sap-
ma” değil; Beckett’ın “Oyunun Sonu” piyesinde,
Hamm’ın “Ne oluyor” sorusuna, uşağı Clov’un,
“Ne olacak, süreç kendi seyrinde ilerliyor” ceva-
bındaki gibi bir şey aslında… Halen internette sür-
mekte olan “O bir misyonerdir” kampanyası da za-
ten bunu göstermiyor mu?
“Pasif (karşı)devrim” süreci, siyasal egemenlikten
önce, kültürel egemenlik kurmayı amaçlar. Bu ege-
menliğin kurulması, korunabilmesi için de karşı
hamle yapabilecek kültürel akımların, yapıların, ku-
rumların ve düşünürlerin zaman içinde tasfiye edil-
mesi gerekir. İşin ilginci, (Yoksa bir ironi mi?) ye-
rel seçimlerden bu yana DTP’ye yönelik saldırı-
lar da aynı mantıktan kaynaklanıyor: Kürt kimli-
ğinin, kültürel siyasi birikiminin temsilcisi olarak
DTP, Aydınlanma geleneğinden kaynaklanan ki-
mi özellikleriyle, salt AKP’nin değil, siyasal İsla-
mın “pasif (karşı)devriminin” önünde önemli bir en-
gel oluşturuyor. Diğer taraftan, siyasal İslamın “ce-
maat” anlayışı, Kürt kimliğine yönelik çok radikal
bir tehlikedir.
Modernite ve ‘cemaat’
Fehmi Koru’nun “cemaat gerçeği modern ha-
yatla yakından ilişkilidir” saptaması, araya sıkış-
tırılan “yalnızlık”, “teknoloji” gibi bir iki sözcükle,
rakibinin cahilliğine yatırım yapmaya çalışan sin-
si uyanıklıklara iyi bir örnek oluşturuyor.
Modern toplumun en önemli özelliği, ‘cemaat’
aidiyetlerini daha kapsayıcı aidiyetler, ulusal, sı-
nıfsal kimlikler, içinde erimeye zorlamak oldu. Ce-
maatlerin yeniden canlanmasıysa, “modern” ya-
şama değil, “geç kapitalizmin” Fordist sermaye bi-
rikim rejiminin kriziyle ilgili bir olgu. Fordist rejimin
krizi bu rejimi destekleyen merkezi toplumsal ör-
gütlenmeleri, denetleme, bastırma araçlarını (Re-
fah Devleti, sendikalar vb…) çözmeye başlayın-
ca “cemaat” gibi cesetler canlanmaya başladılar.
“Cemaat”, Fordizmin krizinin kültürü olan “post-
modernizmin” ürettiği öznelliklerle ilişkili bir olgu.
Post-modernizmin bireylerinin (“Anti-Oedi-
pus”un mutlu göçebelerinin) bu parçalanmış,
merkezini kaybetmiş, giderek daha fazla sanal-
laşan dünyada, “risk” toplumunda, özgürleş-
mek, mutlu olmak yerine, neo-liberalizmin dar-
besini de yiyince, derin bir tatminsizlik, yeis içi-
ne düştüklerini görüyoruz. “Cemaat” işte bu bi-
reylerin, “durumlarından” kapitalizmi aşarak kur-
tulmak yerine, nostaljik bir refleksle merkezi, oto-
ritesi, efendisi belli (uyumlu, ahenkli, güvenli bir
geçmiş fantezileriyle de desteklenen) bir dünya
arayışlarının sonucu. “Cemaat” post-modernizmin
iflasının gerici aşiretçi projelere yol açmasıyla ya-
kından ilgili bir gelişme. Bu yüzden Koru boşu-
na nefes tüketiyor, “cemaat” modernliğin, de-
mokrasi, vatandaşlık gibi ürünleriyle bağdaş-
maz, liberalizmin duyarlılıklarıyla da… Serdar
Turgut’a gelince, Oray Eğin’in dünkü yazısı yar-
dımcı olabilir…
[email protected]
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Erdoğan, Ergenekon eleştirilerine tepki gösterdi, hâkim ve savcõlarõn tehdit edildiğini öne sürdü
Bahçeli, ‘Umut satarak’ Kõbrõs’ta iktidara geldiğini belirttiği CTP’nin seçimi kaybetmesinden memnun
‘Siyaset tüccarlığının sonu’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- MHP Genel Başkanõ Devlet Bah-
çeli, KKTC’de UBP’nin zaferiyle
sonuçlanan seçimlerin memnuniyet
verici olduğunu belirtti.
Bahçeli, partisinin grup toplantõ-
sõnda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramõ’nõ kutlarken, kuru-
luşunun 89. yõldönümünü kutlayacak
olan TBMM’nin “demokrasinin,
milli devletin ve geleceğin en büyük
güvencesi” olduğunu söyledi.
KKTC’deki seçim sonuçlarõnõ da
değerlendiren Bahçeli, geçmişte
“kurnazca kampanyalarla vic-
danları karartılan” Kõbrõslõlarõn,
2004 yõlõndan itibaren hükümetin pe-
şinde koştuğu Annan Planõ ile birlikte
sorunlarõn çözüleceğine, AB’ye kõ-
sa zamanda üye olacaklarõnõ düşün-
düklerine dikkat çekti.
KKTC’de yapõlan seçimlerin Kõb-
rõslõ Türkler için “demokrasi ve si-
yasi olgunluk sınavı” olduğunu be-
lirten Bahçeli, “Bu sonuç, Kıb-
rıs’ta Rumların peşine takılarak ve
sahte cennet vaat ederek iktidara
gelen siyaset tüccarlığının sonu,
devletlerinin sorununa daha ger-
çekçi bakmaya başlayan soydaş-
larımızın başarısı olarak değer-
lendirilmelidir” diye konuştu.
Bahçeli, “umut satarak” Kõb-
rõs’ta iktidara geldiğini belirttiği
CTP ve Türkiye’de tek başõna ikti-
darda olan AKP’nin “gafleti” ile AB
üyesi olan Rumlarõn, bu güvenceye
kavuştuktan sonra KKTC ile eşitli-
ğe dayalõ, iki bölgeli, iki milletli ve
iki devletli yeni bir ortaklõğa yanaş-
masõnõ beklemenin zaten mümkün
olmadõğõnõ söyledi.
AB’nin Kõbrõs Türklerine verdiği
sözlerin hiçbirini yerine getirmedi-
ğini, ekonomik, turizm ve spor alan-
larõndaki ambargonun halen sürdü-
ğünü kaydeden Bahçeli, AB’nin de
Rum yönetimini Kõbrõs’õn tek tem-
silcisi olarak tanõdõğõna dikkat çek-
ti. Bahçeli, “Bu tespitlerimizin
doğruluğunu, beklentilerin hiçbi-
rinin gerçekleşmeyeceğini artık
Kıbrıs’taki soydaşlarımız da ni-
hayet görmüş, daha fazla aldatıl-
mak ve daha fazla oyalanmak is-
temeyen seçmen, uyanarak tesli-
miyetçi zihniyete sırtını dönmüş-
tür. Bu gelişme memnuniyet veri-
cidir” diye konuştu.
‘Kıbrıs’ta yeni yol
haritası gerekebilir’
Bahçeli, önümüzdeki dönemde
KKTC Cumhurbaşkanõ ile Başba-
kan’õn farklõ partilerden olmasõnõn
AB güdümüne sokulan Kõbrõs soru-
nunun çözüm sürecini etkileyeceği-
ni belirterek “Kıbrıs sorununun
çözümünün temel parametreleri
konusunda belirli noktalarda fark-
lı görüşlerin mevcudiyeti, çözüm
sürecinde yeni bir yol haritasını ge-
rekli kılabilecektir” dedi.
Ekonomik kriz konusunda hü-
kümetin tavrõnõ da eleştiren Bahçeli,
“Kendi yandaşlarını abat etme-
de kural ve sınır tanımayan, ai-
le yakınlarının şatafatlı hayatla-
rına son hızla devam etmesinde
beis görmeyen AKP saltanatının,
işsiz kalan vatandaşlarımızı
umursamamasının ve çaresiz-
liklerini gidermek için hamle
yapmamasının” bir siyasi fatura-
sõ olacağõnõ söyledi. Bahçeli, “O za-
man geldiğinde Başbakan Er-
doğan’ı, ne dış yardakçıları ne de
iç menfaat destekçileri asla kur-
taramayacak, yapılanların acı
bilançosu bir bir bugünkü kad-
roların önüne konacaktır” görü-
şünü dile getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Tayyip Erdoğan, par-
tisinin grup toplantõsõnda Ergenekon
soruşturmasõyla ilgili eleştirilere ya-
nõt verirken, ekonomik kriz, Azer-
baycan’la ilişkiler ve KKTC’deki se-
çimleri değerlendirdi.
23 Nisan tarihinin ülke ve millet için
son derece önemli olduğunu kaydeden
Erdoğan, milli egemenlik kavramõnõ
hâlâ içine sindirmeyi kabullenemeyen,
değersizleştirmek ya da aşõndõrmak is-
teyen yaklaşõmlarõn olduğunu söyle-
di. Erdoğan, “Hatta kimi çevrelerin
daha da ileriye gidip, milli ege-
menliği ve demokrasiyi bu millete
çok görüp demokrasi dışı, hukuk dı-
şı örgütlenmelere kalkıştıklarını da
üzülerek müşahade ediyoruz. Mil-
li iradeye, demokrasiye yönelen
tehditlerin yine bu Meclis’in içinden
kendisine savunucu ve avukat bu-
labiliyor olması ise son derece dü-
şündürücü bir tablodur” dedi.
‘Yardımcı oluyoruz’
Ergenekon soruşturmasõyla ilgili
eleştireleri de değerlendiren Erdo-
ğan, operasyonlarõn ardõndan bazõ si-
yasi parti liderlerinin sorumsuzca
açõklamalar yaptõğõnõ, hükümete ağõr
eleştiri getirerek siyasi rant elde et-
meye çalõştõklarõnõ, bunlara kendisinin
yanõt vermeyeceğini, yanõt verecek
mercinin belli olduğunu söyledi.
“Savcılar hiçbir baskı ve tehdit
hissetmeden, bunlara boyun eğme-
den görevlerini yapıyorsa bu bugün
için de geleceğimiz için de güven ve-
rici bir gelişmedir” diyen Erdoğan,
ortada son derece vahim ve ağõr id-
dialar, anayasa ve yasalara göre suç
teşkil eden ithamlar bulunduğunu be-
lirtti. Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu iddiaların peşine düşen, ay-
dınlatmaya çalışan bir hukuk sis-
temimiz var. Bırakın yargı, hukuk
işlesin. Bırakalım ak ile kara orta-
ya çıksın. Süreci sulandırarak, is-
tismar ederek, hâkimleri ve savcı-
ları tehdit ederek hiç kimse bir ye-
re varamaz. Bu süreci siyaset ile hü-
kümet ile ilişkili göstermek, bunun
üzerinden siyasi rant elde etme
gayreti içine girmek son derece so-
rumsuzluktur. Yargıya biz sadece
yardımcı oluruz. Adaletin hızlı bir
şekilde tecelli edilmesi için üzerimize
düşeni yapıyoruz, onu yapmakla yü-
kümlüyüz.”
Ermenistan ile ilgili temaslarõ de-
ğerlendiren Erdoğan, AKP’nin Azer-
baycan’a bakõşõnõn belli olduğunu,
bunu istismar etmeye yeltenmenin
çirkin olduğunu söyledi. Azerbay-
can’dan Türkiye’ye gelip yanlõş poli-
tikalar üretenlerin de yanlõş yaptõğõnõ
kaydeden Erdoğan, “İktidara geldi-
ğimizden bu yana Azerbaycan’a
yakışan neyse, onu yaptık. Azer-
baycanlı kardeşlerimizi hiçbir za-
man yalnız koymadık” dedi.
Kıbrıs’a uyarı
KKTC’deki seçimlerin adada çö-
zümün sağlanmasõna dönük Kuzey
ve Güney Kõbrõs arasõnda devam
eden sürece köstek olmasõnõ değil
destek olmasõnõ temenni ettiklerini
dile getiren Erdoğan, “Kimse bunun
üzerinden de bir spekülasyona
girmesin. Başlayan süreç, aynen
devam etmelidir. KKTC Cum-
hurbaşkanı’nın elini zayıflatacak
herhangi bir adımın hiçbir za-
man yanında olmayız” dedi.
Ertuğrul Günay katılmadı
Bu arada Kültür ve Turizm Bakanõ
Ertuğrul Günay’õn AKP grup top-
lantõsõna katõlmak yerine Kahra-
manmaraş’a gitmesi dikkat çekti.
Devlet Bahçeli, grup toplantısında ağırlıklı olarak KKTC’deki seçimleri değerlendirdi. (Fotoğraf:AA)
KKTC’de yapõlan
seçimlerin Kõbrõslõ Türkler için
“demokrasi ve siyasi olgunluk
sõnavõ” olduğunu belirten
Bahçeli, “Bu sonuç, Kõbrõs’ta
Rumlarõn peşine takõlarak ve
sahte cennet vaat ederek
iktidara gelen siyaset
tüccarlõğõnõn sonu, soruna daha
gerçekçi bakmaya başlayan
soydaşlarõmõzõn başarõsõ olarak
değerlendirilmelidir” dedi.
AKP,
anayasa
değişikliği
peşinde
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Başkanõ Köksal Top-
tan’õ ziyaret eden Başbakan Tayyip
Erdoğan, anayasa değişikliği için
bir hazõrlõk yaptõklarõnõ, bunu
TBMM’ye sunacaklarõnõ açõkladõ.
Erdoğan, kamu denetçiliği, siyasi
partiler ve seçim yasasõ ile bireysel
başvuru hakkõnõ içeren bir hazõrlõk
yaptõklarõnõ söyledi. Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün görev süresinin 5
mi yoksa 7 yõl mõ olacağõnõ netleş-
tirmek isteyen AKP, bu konuda bir
çalõşma yapõlmasõ kararõ aldõ.
Erdoğan, dün Toptan’õ ziyaret et-
ti. Erdoğan, görüşmenin ardõndan
gazetecilerin sorularõ üzerine “Ana-
yasa değişikliğini görüştük” açõk-
lamasõ yaptõ. Erdoğan soru üzerine,
“Hazırlığımızı parlamentoya su-
nacağız. Bunların içerisinde bi-
reysel başvuru hakkı, Ombuds-
manlık, siyasi partiler yasası ve
seçim yasası var” dedi. Erdoğan,
siyasi partilerle görüşüleceğini be-
lirterek, uzlaşma sağlanmasõnõ te-
menni ettiğini söyledi. Erdoğan,
“Düzeltilmesi gereken neler varsa
birlikte görüşür, düzeltir, ona gö-
re adımları atarız” diye konuştu.
AKP, destek isteyecek
AKP’nin önceki gün yapõlan
MYK toplantõsõnda Gül’ün görev
süresi üzerindeki tartõşmalarõn sona
erdirilmesi için çalõşõlmasõ benim-
sendi. Yöneticiler, anayasada cum-
hurbaşkanõnõn halk tarafõndan seçil-
mesine ilişkin değişiklik yapõldõğõnõ,
ancak Gül’ün süresinin belirlenmesi
için uyum yasasõna ihtiyaç olduğu-
nu, aksi takdirde sürenin YSK tara-
fõndan belirlenmesi yoluna gidilece-
ğine dikkat çekti. Bu konuda hukuk-
çu milletvekilleri ve parti yöneticile-
rinden oluşan bir komisyon kuruldu.
Parti içinde, diğer partilerle uzlaşõl-
masõ durumunda Gül’ün görev süre-
sinin yasa değişikliği ile belirlenebi-
leceği, ancak muhalefetin Anayasa
Mahkemesi’ne başvurmasõ duru-
munda mahkemenin yasa değişikli-
ğini iptal edebileceği görüşü dile ge-
tiriliyor. Muhalefetin yasa değişikli-
ğine destek vermemesi durumunda
Gül’ün görev süresinin ancak ana-
yasaya konulacak geçici maddeyle
düzenlenmesinin zorunlu hale gele-
ceğine dikkat çekiliyor.
GÜL’ÜN GÖREV SÜRESİ
ŞERİATÇI TERÖR ÖRGÜTÜNE DARBE
El Kaide operasyonunda
37 kişi gözaltına alındı
Yurt Haberleri Servisi - Te-
rör örgütü El Kaide’ye yönelik 5
kentte düzenlenen operasyonlar-
da, 37 kişi gözaltõna alõndõ, 3 ki-
şinin de arandõğõ belirtildi.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube Müdür-
lüğü ve Özel Harekât Şube Mü-
dürlüğü’ne bağlõ çok sayõda tim
dün sabah erken saatlerde 11 ay-
rõ adrese baskõn yaptõ. 14 kişinin
gözaltõna alõndõğõ baskõnlarda ilk
belirlemelere göre, 1 tabanca,
örgütsel çalõşmalarda kullanõldõ-
ğõ belirlenen 4’ü dizüstü 6 bilgi-
sayar ile çeşitli belgeler ele ge-
çirildi. Zanlõlardan M.D’nin 24
Ocak 2008’de Gaziantep’te El
Kaide’ye yönelik operasyon sõ-
rasõnda öldürülen ve örgütün so-
rumlusu olduğu belirlenen Meh-
met Polat’õn yerine atandõğõ id-
dia edildi. Zanlõ M.G.B’nin ise
Afganistan’da silahlõ eğitim gör-
düğü ve bir patlama sõrasõnda, ko-
lundan ağõr yaralanõp sakat kaldõğõ
ortaya çõktõ.
Adana’da Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler,
dün 05.00 sõralarõnda eşzamanlõ
olarak iki ayrõ adrese baskõn dü-
zenleyerek El Kaide ile bağlantõlõ
olduklarõ belirtilen 3 kişiyi göz-
altõna aldõ.
Kahramanmaraş merkez ile
Pazarcõk ve Türkoğlu ilçelerinde
terör örgütü El Kaide ile bağlan-
tõlõ olduğu bildirilen bir örgüte ya-
põlan operasyonda toplam 17 ki-
şi gözaltõna alõndõ.
Konya’da ise 2 kişi gözaltõna
alõndõ. 2 zanlõdan Özbekistan uy-
ruklu O.E.İ’nin, örgütsel faali-
yetlerde bulunmak üzere Afga-
nistan’dan Konya’ya geldiği ve El
Kaide üyesi olmak suçundan Öz-
bekistan’da arandõğõ belirlendi.
Operasyon kapsamõnda Şanlõur-
fa’da gözaltõna alõnan 1 kişi de
Gaziantep’e sevk edildi.
OKKAN’A SUİKAST EMRİNİ VERMİŞTİ
Hizbullah lideri Varol’a
18 yıl 9 ay hapis cezası
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet Bürosu) - Diyarbakõr Emni-
yet Müdürü Ali Gaffar Okkan
ve 5 polis memurunun öldürül-
mesi talimatõnõ verdiği gerekçe-
siyle yargõlanan şeriatçõ terör ör-
gütü Hizbullah’õn üst düzey so-
rumlularõndan Mehmet Beşir
Varol 18 yõl 9 ay hapisle ceza-
landõrõldõ. Örgütün Diyarbakõr
sorumlusu Mehmet Çiçek hak-
kõnda da ağõrlaştõrõlmõş müebbet
cezasõ verildi.
Varol ve Çiçek’in yargõlan-
masõna dün Diyarbakõr 6. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde devam edil-
di. Sanõklar, iddialarõ kabul et-
meyerek tahliyelerini istediler.
Mahkeme heyeti ise verdiği kõsa
bir aranõn ardõndan kararõnõ açõk-
ladõ. Heyet, Varol’un, TCY’nin
“terör örgütü yöneticisi olmak”
suçunu kapsayan 314/1’inci mad-
desi uyarõnca 18 yõl 9 ay, Çiçek’in
ise bir polis memurunu şehit et-
tiği gerekçesiyle ağõrlaştõrõlmõş
müebbet hapis cezasõna çarptõ-
rõlmasõna karar verdi.
Mahkeme, daha önce de sanõk
Varol hakkõnda 18 yõl 9 ay, sanõk
Çiçek hakkõnda da müebbet ha-
pis cezasõ vermişti. Ancak 2007
yõlõnda verilen ceza, Yargõtay
tarafõndan bozulmuş ve sanõkla-
rõn yargõlanmasõna yeniden baş-
lanmõştõ. 2007’de sanõklarla ilgili
gerekçeli karar hazõrlayan mah-
keme, Konya’da yakalanan
“Melle Mizgin” kod adlõ Meh-
met Beşir Varol’un Diyarba-
kõr’da şehit olan Emniyet Müdürü
Okkan suikastõnõn talimatõnõ ver-
diğini belirtmişti. 2000 yõlõnda öl-
dürülen Hizbullah lideri Hüseyin
Velioğlu’ndan sonra örgüt li-
derliğine Varol’un getirildiğinin
bildirildiği kararda, Varol’un ör-
gütün çekirdek kadrosunu oluş-
turan kişiler arasõnda yer aldõğõ-
na dikkat çekilmişti.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr Büyükşehir Belediye Başkanõ
Osman Baydemir ve Batman Belediye
Başkanõ Necdet Atalay, PKK’lilerden “ge-
rilla” diye söz ettikleri gerekçesiyle 10’ar
ay hapisle cezalandõrõldõ. Baydemir ile Ata-
lay’õn, Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin sõnõr
ötesi operasyonunu protesto etmek amacõy-
la düzenlenen kitlesel basõn açõklamasõnda
yaptõklarõ konuşma nedeniyle haklarõnda
açõlan davaya dün Diyarbakõr 4. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme
heyeti, Baydemir ve Atalay’õn 3713 sayõlõ
Terörle Mücadele Yasasõ’nõn (TMY)
7/2’nci maddesi gereğince 10’ar ay hapisle
cezalandõrõlmalarõna karar verdi.
Osman Baydemir ve Atalay’a
10’ar ay hapis cezası
‘Bõrakõn yargõ işlesin’
Başbakan Tayyip Erdoğan, resmi temaslar
için Türkiye’de bulunan İsveç Başbakanı Fred-
rik Reinfeldt ile bir araya geldi. Görüşmenin ar-
dından yapılan ortak basın toplantısında Rein-
feldt, “Türkiye, Avrupa’ya aittir, Avrupa içinde
önemli bir ülkedir” ifadesini kullanarak, Türki-
ye’nin stratejik önemde olduğunu kaydetti. 30
yıl aradan sonra İsveç’i ziyaret eden ilk “Türki-
ye Cumhuriyeti Başbakanı” olduğunu anımsa-
tan Başbakan Erdoğan da, Reinfeldt’in iade-i
ziyaretinin anlamlı olduğunu söyledi. (AA)
‘TÜRKİYE, AVRUPA’YA AİTTİR’
AKP, Cumhurbaşkanõ
Gül’ün görev süresinin 5 mi
yoksa 7 yõl mõ olacağõ konu-
sundaki tartõşmalarõn sona erdi-
rilmesi için formül arõyor.