Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
BAYAZIT: KURUMSAL YÖNETİM ŞART
Küresel krizle birlikte kurumsal yönetimin ön plana çõktõğõnõ
söyleyen Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Baş-
kanõ Tayfun Bayazõt, “Krizde çöküntüye uğramõş şirket-
lerin çoğunun aslõnda kurumsal yönetim ilkelerine ge-
rektiği kadar uymadõğõ görüldü” dedi. TKYD’nin
2009 yõlõ projelerinin aktarõldõğõ toplantõda konuşan
Bayazõt, kurumsal yönetim konusunda dernekteki
birikimi Anadolu şirketleri ile paylaşmak ama-
cõyla eğitimler düzenlediklerini anlattõ. Bayazõt,
Denizli, İzmir ve Gaziantep illerinde çalõş-
malar gerçekleştirileceğini dile getirdi.
SEB TÜRKİYE’DE ÜRETECEK
Türkiye’de Tefal, Rowenta, Moulinex gibi markalar ile
faaliyet gösteren Fransõz Groupe SEB, 2009’da ye-
ni ürünlerle pazardaki konumunu güçlendirmeyi he-
defliyor. Groupe SEB İstanbul Genel Müdürü Cü-
neyt Yağcõ, bu yõl yüzde 8 büyümeyi hedefledikle-
rini ve 203 milyon TL ciro gerçekleştireceklerini söy-
ledi. SEB’in Türkiye’de üretim yapma kararõ da al-
dõğõna işaret eden Yağcõ, “Rondo ve Rowenta sü-
pürgelerin bir kõsmõnõ Türkiye’de üretiyoruz. Grubun
Türkiye’de iyi bir imalat firmasõnõ satõn alma giri-
şimleri de söz konusu. Görüşmeler yapõlõyor” dedi.
‘TIBBİ CİHAZA ÖZEL SEKTÖR EL ATMALI’
Tõbbi Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Teknolojileri Derne-
ği Başkanõ Ufuk Eren, tõbbi teknoloji temininde özel sek-
törün ve yedek parça ithalatõnõn önünün açõlmasõ gerek-
tiğini söyledi. Türkiye’nin tõbbi teknoloji haritasõyla ilgili
düzenlenen toplantõda konuşan Eren, “Türkiye’de cihaz
kullanõmõ özellikle kamuda diğer ülkelere göre da-
ha fazla. Günde 150 MR çekiliyor. Avrupa stan-
dartlarõna göre günde 40’tan fazla yapamazsõnõz.
Bu daha çok tõbbi cihaza ihtiyaç duyulmasõ demek.
Şu anki mevcut cihazlar çok fazla çalõştõrõlõyor.
Kaliteden fedakârlõk edemezsiniz” dedi.
Zengin Almanlarõn
parasõ Asi’ye akacak
Microsoft İnnovasyon Merkezi açõlõşõna gelen Microsoft CEO’su Steve Ballmer:
Ekonomi Servisi - Varlõklõ Alman ai-
lelerinin paralarõnõ değerlendiren Alman
Prime Development şirketi, 2 yõl için-
de Türkiye’ye 1.5 milyar dolar yatõra-
cak. Bugüne kadar zengin Alman aile-
lerinin 18 milyar Avro’luk varlõğõnõ yö-
neten Prime Development yatõrõm şir-
keti, Türkiye’de
alõşveriş
merkez-
l e r i
(AVM)
başta ol-
mak üzere
emlak pazarõna
giriyor. 8 ülke-
de 50’den fazla
AVM geliştiren
şirketin yatõ-
rõmlarõnõn Tür-
kiye’deki ilk
durağõ İskende-
run ve Antak-
ya. İnşasõna
2008’de başlanan ve Prime Mall adõ ve-
rilen İskenderun’daki AVM’nin 2010
yõlõnda açõlmasõ planlanõrken, Asi Neh-
ri’nden esinlenen Antakya’daki
AVM’nin inşasõna ise bu yõlõn son
çeyreğinde başlanacak. Yatõrõmlarõnõn
yüzde 30’unun konut, yüzde 70’inin
alõşveriş merkezi olacağõnõ söyleyen Pri-
me Development Ortak ve Yöneticisi
Dr. Philipp Von Wilmowsky, “Tür-
kiye’de 12 şehirde AVM yapacağız.
Kovboy değiliz, AVM’leri yapıp kaç-
mayacağız. Uzun vadeli geldik” dedi.
Ekonomi Servisi - Bilkent Üniversite-
si Cyberpark bünyesinde hizmet verecek
olan Microsoft İnnovasyon Merkezi’nin
açõlõşõnõ Başbakanlõk Yatõrõm Destek ve Ta-
nõtõm Ajansõ Başkanõ Alpaslan Korkmaz
ile birlikte duyuran Microsoft CEO’su Ste-
ve Ballmer, Microsoft’un Türkiye’de ya-
zõlõm sektörünü, yenilikçiliği ve Ar-Ge’yi
desteklemeye devam edeceğini bildirdi.
Ankara’da düzenlenen toplantõsõnda ko-
nuşan Ballmer, “Türkiye, dinamik eko-
nomisi ve teknolojiye yatkın, genç nü-
fusu ile önemli bir yazılım ve innovas-
yon merkezi olabilir” dedi.
Sağlõk, eğitim ve e-devlet kapsamõnda
yenilikçi yazõlõm projelerine odaklana-
cak olan merkezde gelecek yõldan itibaren
mobil teknolojiler ve robotik gibi konularda
Ar-Ge çalõşmalarõ gerçekleştirilecek. Mic-
rosoft’un dünyadaki 60 innovasyon üssü
arasõnda sadece Türkiye’deki merkezde
Oyun Ön Kuluçka Merkezi’yle oyun ya-
zõlõmlarõna yatkõn gençler gelişim olana-
ğõ bulacak. Üniversite öğrencilerinin, Mic-
rosoft’un yazõlõm geliştirme ve tasarõm
araçlarõnõ ücretsiz olarak edinmelerini
sağlayan DreamSpark Programõ’nõn 2.3
milyon lise öğrencisinin de faydala-
nabileceği şekilde genişletileceğini be-
lirten Ballmer, böy-
lece liseli öğ-
rencilerin de ya-
zõlõm geliştirme-
lerine destek
olacaklarõnõ
söyledi.
Sabancı Holding yıl
sonuna kadar açaca-
ğı yeni Teknosa ve
CarrefourSA mağa-
zalarına 3500 kişi
alacak. Carrefour-
SA’nın 163’üncü,
TeknoSA’nın da
225’inci mağazası
Pendik’teki Neoma-
rin Alışveriş Merke-
zi’nde açıldı. Hol-
ding, bu yıl Carrefo-
urSA için 2.6 milyon
TL, Teknosa için de
1.5 milyon TL’nin
üzerinde yatırım
gerçekleştirecek.
Varlõk barõşõnda 15 milyar beyan edildi
Ekonomi Servisi - Maliye
Bakanõ Kemal Unakıtan, Fin-
landiya Başbakan Yardõmcõsõ
ve Maliye Bakanõ Jykri Ka-
tainen ve beraberindeki he-
yetle yaptõğõ görüşmenin ar-
dõndan gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ.
Maliye Bakanõ, Ali Türkan
adlõ bir kişinin 5,2 milyarõ yur-
da getireceğini beyan etmesiy-
le ilgili tekrar gündeme gelen
varlõk barõşõ uygulamasõyla ilgili
bilgi verdi. Uygulama kapsa-
mõnda 14,8 milyar liralõk beyan
olduğunu belirten Unakõtan,
bunlarõn ne kadarõnõn ödenip, ne
kadar ödenmediği konusunu da
kamuoyuyla paylaşacaklarõnõ
bildirdi. Unakõtan, Ali Türkan
konusunda da kişilerin beyanda
bulunmuş olabileceğini ama şu
ana kadar ödenmiş bir şeyin
olmadõğõnõ ifade etti.
Unakõtan, TÜSİAD’õn eleşti-
rilerine neden olan Maliye Ba-
kanlõğõ’nõn çok sayõda şirkette
Kod 5 adõyla yürüttüğü vergi de-
netimlerinin ise yasalara uy-
gun olduğunu öne sürdü.
TÜRKONFED, hõzla yapõsal önlemler alõnmasõ gerektiğine dikkat çekti. Erdoğan yine ‘teğet geçecek’ dedi
OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA
MARDİN - Türkiye’de
işsizliğin yüzde 15.5’lere
ulaşmasõ, iş dünyasõnõn
bir kez daha bu konu-
yu gündeme almasõna
neden oldu. Türk Sa-
nayicileri ve İşadamlarõ
Derneği (TÜSİAD) ve
Türk Girişim ve İş Dün-
yasõ Konfederasyonu
(TÜRKONFED), derne-
ğin Mardin’de yapõlan baş-
kanlar konseyi toplantõsõn-
da endişelerini dile geti-
rirken hükümetin
konuyla ilgili ya-
põsal önlemler al-
masõ gerektiğine vur-
gu yaptõ.
TÜSİAD Başkanõ Arzuhan
Doğan Yalçındağ, işsizlik ora-
nõnõn çok yüksek büyüme dönem-
lerinde bile aşağõya çekilemediğini
dile getirerek “Krizle birlikte
oran büyüdü. Bu tür bir iş-
sizlikle makro ekonomik
önlemler ve doğrudan ak-
tif işgücü politikaları ile
mücadele etmek zo-
rundayız. Son dönemlerde istihdam pi-
yasasına yönelik alınan bir dizi önlemin
yanı sıra yeni politikalar geliştirmek ge-
rekli. Aksi takdirde daralan iç ve dış
taleple birlikte işsizlik daha da katıla-
şacak ve mücadele zorlaşacak. Bu yıl
bizim büyüme hedefimiz eksi 4.1” de-
di. TÜRKONFED Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Celal Beysel de her yõl 550 bin ki-
şilik yeni istihdam yaratõlmasõ gerektiğini
söyledi. Bunun ancak yõlda yüzde 5.5’lik
büyümeyle gerçekleşebileceğini anlatan
Beysel, kriz önlemlerinin seçimler yü-
zünden geç alõndõğõnõ vurguladõ. Açõk-
lanan paketlerin krizin aşõlmasõnda kat-
kõsõ olduğunu ifade eden Beysel, “Kriz
o kadar büyük ki ne yapılırsa yapılsın
yeterli olmuyor. Şu anda piyasada
hareketlenme var fakat kriz yıl sonu-
na kadar sürerse halimiz harap. Kriz
esas olarak Türkiye’de KOBİ’lerin
krizi. Bu nedenle çözüm günlük ön-
lemlerle olabilir. Orta ve uzun vadeli
önlemler, global krizin aşılmasıyla
katkı sağlayacak” dedi.
BÖLGEDE İŞSİZLİK YÜZDE 40
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Sanayici
ve İşadamlarõ Dernekleri Federasyonu
(DOGÜNSİFED) Başkanõ Tarkan Ka-
dooğlu, bölgenin krizden daha çok etki-
lendiğini belirterek işsizlik oranõnõn böl-
gede yüzde 40’a ulaştõğõnõ belirtti. Ye-
şil kart kullananlarõn yüzde
44’ünün bölgede bulunduğunu
dile getiren Kadooğlu, “İç ta-
lebi ve dış ticareti canlan-
dıracak ve reel sektörün
krediye kolay ulaşmasını sağ-
layacak önlemler alınmalı” dedi.
TÜRKONFED’in başkanlar kurulu
toplantõsõna Devlet Bakanõ Kürşad Tüz-
men de katõldõ. Tüzmen, Türkiye’nin kriz-
le birlikte ihracatõnõn düştüğünü ancak
komşu ülkelere yapõlan ihracatõn önem-
li ölçüde artõş gösterdiğine vurgu yapa-
rak “Zengin komşular, zengin Türki-
ye demek. Tüm ihracatın yüzde 40’ı ar-
tık komşu ülkelere yapılıyor” şeklinde
konuştu.
BAŞBAKAN
‘TEĞET’TE ISRARLI
Ekonomi Servisi - Başbakan Tayyip
Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda-
ki konuşmasõnda yine “teğet” dedi. 2010
yõlõndan itibaren ekonomide toparlanma
beklediklerini belirten Erdoğan şunlarõ
söyledi: “İmkânlar ölçüsünde tedbir al-
dık, alıyoruz. İşsizliğin can alıcı bir so-
run olduğunun farkındayız. Biz bu kri-
zi en az zararla atlatan ülke olacağız.
Küresel kriz bizi teğet geçecektir.
Türkiye’de bunun aksini iddia eden-
ler, bu psikolojik süreci
olumsuz etkileme gayre-
ti içindeler. Siyasi krize
dönüşsün beklentisi
içinde olanlardır. Bu
gemide hep beraber
yolculuk ediyoruz.
Türkiye krizi şu ana
kadar gayet iyi yönetti.
Popülizme prim ver-
meden bu süreç devam
edecektir. Krizden
güçlenerek çıkmış, ge-
lişen bir ekonomik ya-
pıyla yolumuza de-
vam edeceğiz.”
Krizin ulusal ekonomiye olan etkileri şiddetle-
niyor. Geçen hafta sonu yayımlanan işgücü ista-
tistikleri krizin Türkiye ekonomisine olan faturasının
artık en kötümser tahminleri dahi aşmakta oldu-
ğunu belgelemekteydi.
Verilere göre Ocak 2009 ayında Türkiye’de bir
yıl öncesine göre tarım dışı sektörlerde istihdam
184 bin azalmış durumda. Sanayi sektöründe ise
istihdam kayıplarının 316 bine ulaşmış olduğu he-
saplanmakta. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 19’a
yükselmiş durumda. Oysa geçen senenin aynı dö-
neminde tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13.7 dü-
zeyinde idi. Dolayısıyla, son bir yıl içerisinde ta-
rım dışı işsizlik oranı yüzde 5.3 puan artmıştır. Bu-
na paralel olarak Türkiye genelinde ortalama iş-
sizlik oranı da yüzde 11.6’dan, yüzde 15.5’e fır-
lamıştır.
AKP hükümeti krizin başlangıcından bu yana ka-
nımca iki önemli hata içindedir. Bunlardan birin-
cisi, küresel krizin Türkiye’ye olası etkilerinin az ola-
cağı şeklindeki inançtır. Bu sava göre “Türkiye
2001 krizinden yeterli dersleri çıkarmış ve finans
kesiminde gerekli yapısal reformları gerçekleştir-
miştir”. “Sağlam” temeller üzerine olan bankacı-
lık kesimi küresel krize karşı dirençlidir. Bu savın
dayandığı temel yanlış, küresel krizin Türkiye’ye
etkilerinin finans sektörü üzerinden gerçekleşe-
ceğini varsaymasıdır. Oysa ki küresel kriz Türki-
ye ekonomisini reel sektörler üzerinden, doğrudan
doğruya üretim ve talep daralması olarak vur-
maktadır. İthalatın finansmanının tıkanması so-
nucunda dışa bağımlı, montaj hattına dayalı tor-
navida sanayiler çökmüş; yatırımlarını sürdüremez
hale sürüklenmiş; ve yoğun işten çıkarmalarla ka-
yıplarını asgariye indirmek yoluna girmiştir.
Ekonomi idaresindeki ikinci hata krizin etkileri-
nin belli bir zaman sonra kendiliğinden ortadan kal-
kacağı inancıdır. Bu inanca göre, küresel ekono-
mi yıl sonuna doğru artık toparlanmaya başlaya-
caktır. Türkiye de yurtdışı piyasalarla birlikte ar-
tık yükselişe geçecektir. Dolayısıyla bu yaz ayla-
rı atlatılabilirse, herhangi bir tedbir almadan da kriz
geride kalmış olacaktır.
Bu hatalı yaklaşımın Türkiye ekonomisine ma-
liyeti son derece ağır olmaktadır. Örneğin, Türki-
ye’nin işsizlik oranları benzer gelişmekte olan ül-
kelerle karşılaştırılırsa, ülkemizin krizden en şid-
detli etkilenen ekonomi olduğu gerçeği yüzümü-
ze çarpmaktadır. Aşağıdaki tablo IMF verilerinden
elde edilmiş olan işsizlik oranlarını sergilemekte-
dir. Türkiye, Arjantin, Brezilya gibi 2000’li yılların
başlarında kader ortaklığı paylaştığı Latin Ameri-
ka ülkelerinden ya da Polonya, Romanya gibi AB
üyesi “rakiplerinden” veya Tayland, Kore gibi uzak
Asya ekonomilerinden çok daha yüksek ve giderek
şiddetlenen işsizlik ile karşı karşıya bıraktırılmış du-
rumdadır.
Kriz sonrası dünya ekonomisinin artık 2006 ve
öncesine dönmesinin mümkün olmadığı ve ucuz
döviz-ucuz ithalat-yoğun dış borçlanmaya daya-
lı spekülatif büyüme macerasının artık sürdürü-
lemeyeceği gerçeği er geç kabul edilecektir. An-
cak, krizin yokmuş varsayılmasına dayalı umur-
samazlığın bedeli de çok ağır olacaktır.
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
İşsizlik: Krizin En
Somut Göstergesi
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Eğitim Türkiye’nin en büyük sorunu mu?
Yoksa eğitim Türkiye’nin en büyük çö-
zümü mü? Ya da her ikisi de mi? Veya hiç-
biri mi?
Dünyanın en büyük 17 ekonomisi için-
de olup, insani gelişmişlik endeksinde 92.
sırada olmak nasıl açıklanabilir?
Finlandiya, Güney Kore, Yunanistan, İs-
panya, Portekiz 1960’larda Türkiye’den
geri iken neden hepsi öne geçti?
Bu ülkede 70 yıldan beri yabancı dil eği-
timi verilmesine karşın, öğrenciler o ya-
bancı dili öğrenemiyor ve konuşamadan
nasıl mezun oluyor? Ve herkes bu duru-
mu nasıl normal karşılıyor?
41 OECD ülkesi arasında imkânla-
rı en iyi okulu ile en kötü okulu ara-
sındaki farkın en yüksek olduğu ülke
neden Türkiye?...
Sorular devam ediyor...
Sabancı Üniversitesi tarafından dü-
zenlenen “Gelişen ve Değişen Türki-
ye’nin Eğitim ve Kültür Sancıları” adlı
sempozyumdayız. Sunumunda soruları or-
taya atan kişi Gazi Üniversitesi Öğretim
Üyesi ve eski Talim Terbiye Kurulu Baş-
kanı Prof. Dr. Ziya Selçuk.
Prof. Dr. Ziya Selçuk diyor ki: “Bütçe-
den eğitime ayırılan paralara, ailelerin, özel
okullar için yaptıkları harcamalar, özel
ders paraları ve dershanelere ödenenler
eklendiğinde, Türkiye’nin, OECD ülkeleri
arasında milli gelirine göre eğitime en faz-
la para akıtan ülke olduğu ortaya çıkıyor.
Ama ne yazık ki eğitim kalitesi bakımından
dünya sıralamasında 70’inci, matematik ve
fen bilgileri sıralamasında 60’ıncıyız.”
Gelin Prof. Selçuk’un çizdiği tabloyu kı-
saca özetleyelim:
“Dünyanın en dikkati dağınık ve hipe-
raktif ülkesi Türkiye. Tıpkı hiperaktif ço-
cuklar gibi: Dikkati dağınık, zamanından ön-
ce tepki veriyor, sabırsız, konudan konu-
ya atlıyor, başladığı işi bitirmekte ve uzun
vadeli plan yapmakta zorlanıyor... Zihinler
4 farklı coğrafyaya yönelmiş durumda. Ki-
mileri Avrupa’ya (Batılılaşmak), kimileri
Anadolu’ya (Anadolululaşmak), bazıları
Orta Asya’ya (Türkleşmek) ve bazıları da
Medine’ye (İslamlaşmak) dönük bir yaşam
biçimini benimsemiş durumda. Herkes
kendi kampını oluşturmuş, kendi davası-
nın adamı olmuş, tek ortak payda mo-
dernite; o da yıllar içinde farklılıklar gösterdi.
1980 sonrası politikaları ile bütünüyle
aşındı ve yozlaştı. Bu kamplaşma ve yoz-
laşma nedeniyle ülkenin vizyonunda par-
çalanmışlık var. Nasıl bir devlet istiyoruz?
Nasıl bir eğitim istiyoruz? Bu soruların ya-
nıtı herkese göre farklı.
Bu da doğrudan eğitim politikalarına
yansıyor. Aslında teknik, metot, eğitim ku-
ramı konusunda bir sıkıntı yok, asıl sorun
siyaset felsefesi ve eğitim felsefesinde. Bu
da eğitimi ciddi bir darboğaza sokuyor.
Tabii bir de paradigma algısı sorunumuz
var. Bizim öğretim paradigmamız hâlâ ay-
nı; öğrencilere neyi öğrenmeleri gerekti-
ğini söylemek... Bu 1950’lere kadar bu pa-
radigma tüm dünyada günceldi ama ar-
tık değişti. Şimdilerde çağdaş eğitimde
esas olan, öğrenme ve keşif paradigma-
sı. Howard Gardner’in 5 akıl formülü ar-
tık geçerli: Disiplinli, sentezleyici, yaratıcı,
saygılı ve etik akıl...”
Sorun gördüğünüz gibi devasa boyut-
ta. Çözüm ise ancak partilerüstü ulusal bir
eğitim politikası ile aşılabilir, Türkiye’nin
genç nüfusu bugün “tehdit olma ile fırsat
olma” arasındaki ince çizgide...
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti
Başkanı Güler Sabancı sempozyumun
açılışında yaptığı konuşmada, “Eğitim
konusunu yeniden yüreğimizde hissetmek
için toplandık” diyor. Birbirinden değerli
eğitimciler, çağdaş bir eğitim için kafa pat-
latıyor. Öte yandan Diyanet ve MEB’in
“kutlanmıyor!!” yazılarına rağmen Türkiye
genelindeki birçok okulda valiliklerin olu-
ru ile Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri dü-
zenleniyor; müftülüklerce öğrenciler ara-
sından illerin en iyi hatipleri seçiliyor, lise
öğrencileri arasında “Sevgili Peygambe-
rimize Mektup Yazma” yarışması yapılıyor.
Eğitim Reformu Girişimi Koordinatörü
Neyyir Berktay “10 yıl içinde ilköğretime
erişimde oran yüzde 87’den yüzde 95.7’ye
çıktı. Ancak hâlâ her 100 çocuktan 4’ü zo-
runlu ilköğretim sistemi dışında. Bu da 450
bin çocuk anlamına geliyor. Üstelik bun-
ların çoğu kız çocukları” diyor. Bu arada
özellikle kız çocuklarının okula gitmesi için
yıllardan beri çaba sarf eden Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği’ne baskınlar dü-
zenleniyor, ÇYDD yöneticileri ve bursiyer
öğrenciler gözaltına alınıyor...
Değişen Türkiye’nin Aşılamayan Eğitim Sancısı...
B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK
688 BİN 995 KİŞİ İŞGALCİ
Her 10 taşınmazdan
1’i işgal altında
ANKARA (AA) Türkiye’de devlete ait her 10
taşõnmazdan 1’i işgal altõnda bulunuyor. Bu
taşõnmazlar üzerindeki işgalci sayõsõ da 688
bin 995’e ulaşõyor.
Maliye Bakanlõğõ Milli Emlak Genel
Müdürlüğü Faaliyet Raporu’ndan derlenen
verilere göre, 2008 sonu itibarõyla
Hazine’ye ait tescilli taşõnmaz sayõsõ 2
milyon 847 bin 854 olarak tespit edildi.
Bunun yanõ sõra, devletin hüküm ve
tasarrufu altõnda 60 bin 184, Hazine ile
ilişikli de 104 bin 941 taşõnmaz olduğu
bilgisi de resmi verilerde yer alõyor.
Böylece, Hazine’nin yönetiminde olan
taşõnmaz sayõsõ 3 milyon 12 bin 979’a,
bunlarõn yüzölçümü de 164 milyar 145
milyon 190 bin 495 metrekareye çõkõyor.
Faaliyet raporunda, Hazine taşõnmazlarõyla
ilgili diğer veriler de şöyle:
2008 içinde devlete ait 4 bin 353 taşõnmaz
kiraya verildi. 29 milyon 457 bin 802
metrekare büyüklüğe sahip bu taşõnmazlarõn
tahmini kira bedeli 41 milyon 948 bin 42
lira olarak belirlendi.
2008’de 63 milyon 520 bin 854,4
metrekarelik bir alanõ oluşturan 603 adet
kamu taşõnmazõ için irtifak hakkõ ve
kullanma izni verildi.
Geçen yõl kõyõda faaliyet gösteren
kuruluşlardan tahsil edilen yüzde 15’lik
Hazine paylarõnõn tutarõ da 41 milyon 30 bin
464 lira oldu.
SABANCIDAN YENİ MAĞAZALAR
TÜSİAD
Başkanõ Yalçõndağ, “İstihdama
yönelik alõnan bir dizi önlemin yanõ sõra yeni
politikalar geliştirmek gerekli. Aksi takdirde işsizlik
daha da katõlaşacak ve mücadele zorlaşacak. Bu
yõl bizim büyüme hedefimiz eksi 4.1”
diye konuştu.
Antakya’da inşa
edilecek AVM
Asi Nehri’ni
temsil eden gö-
rüntünün ve ışık
oyunlarının yan-
sıtılabildiği LED
özellikli bir cam
ile kaplanacak.
1.5 MİLYAR DOLAR
Türkiye yazılıma odaklanacak
İş dünyasõndan işsizlik uyarõsõ