Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
14 NİSAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ne Hukuku?
soner@cumhuriyet.com.tr
Birileri hâlâ ortada yargılama-ceza konusu olacak
birtakım kanıtlar olmasa bu çapta operasyonlara kal-
kışılamayacağını söylemeye çalışıyorlar ya... İşte
işin püf noktası tam da burası. Savlandığı üzere Er-
genekon yargılanmaları sonucunda gerçekten bir sü-
rü suçlu, suç örgütü, yargılanma sonucunda ceza-
landırma ortaya çıksa da.. Ergenekon yargılanması
çerçevesinde gerçekleştirilen insan hakları, hukuk ih-
lalleri, yargısız infaz uygulamalarını, çok geniş kap-
samlı bir kitlenin, örgütlerin yıldırılması, baskı altın-
da tutulması gerçeğini ortadan kaldırmayacak ki...
İşin özü Ergenekon davası bundan sonra nasıl ge-
lişirse gelişsin, sivil darbe, laik demokratik cumhuri-
yet, Atatürk devrimlerini savunanların kırılması
amaçlı işlevi önde kalacak. Ergenekon adlı bir dar-
beci örgüt operasyonu yargılamasından çok, asıl vu-
rulmak, kırılmak istenenler, ülkesini sevenler olacak.
Doğrusu kaçıncısı olduğunu hiç merak etmediğim
dünkü operasyonun kapsamına, üslubuna, gerçek
amaçlarına fiili sonuçları ile bakmaya çalışmak, sa-
yısız insan hakkı, hukuk ihlali, yargısız infaz sonuç-
larını görmek için yetiyor da artıyor bile... Televizyon
kanalları kaçınılmaz biraz da sansasyonel gelişme-
lerin ayrıntısına takıldığında, istemeden verilen kimi
ayrıntı bilgiler daha bir çarpıcı oluyor; Çağdaş Ya-
şam’ın Adana Şubesi yöneticilerine polis “Kapınıza
kilit vurun gidin” deyivermiş...
Yıllardır tıbbın gerçeklerine aykırı olarak ayakta di-
renen, tanıdığım en üretken, çalışkan, yürekli, yaşa-
mını başkalarına adamış, insanlık örneği insanlardan
Prof. Türkan Saylan, evindeki trajik aramalardan son-
ra, Çağdaş Yaşam’ın bilgisayarlarındaki öğrenci
burslarına ilişkin kayıtlara el konulduğunu da açıkla-
dı... Şimdi şöyle bir arkanıza yaslanın, önyargısız, in-
san gibi, serinkanlı olup bitenleri düşünmeye çalışın...
Bildik bileli var olan, siyasal İslam, ırkçılık, ayrım-
cılık adına içerden ve dışardan büyük parasal des-
tekli örgütlenmeleri, etkin çalışmalarını bir anımsayın.
Örneğin Almanya, AB ağırlıklı Milli Görüş, ABD’de yer-
leşik Fethullah Gülen cemaati adına, bir kısmı gö-
nüllü müritlerden, büyük çoğunluğu ticari ilişkilerde
sağlanan hizmetler karşılığı toplanan dudak uçurtan
paraları, nasıl kullanıldıklarını bir kefeye koyun. İnsan
hakları, demokrasi, Cumhuriyet, laiklik, Atatürk dev-
rimleri karşıtı bu örgütlenmeler, özellikle, öncelikle de
gençlik yaratılması için yapılan hizmetleri, harcanan
paraları... Yurtlar, burslar, Kuran kursları, cemaat ev-
leri örgütlenmeleri ile alınan uzun yol ortada. Hepsi
de yürürlükteki anayasal düzen, rejim karşıtı, hukuk
dışı örgütlenmeler, parasal ilişkiler içinde... Bugüne
kadar hesabı mı soruldu ya da sorulabildi ki?..
Bu arada ülkemizin geleceği, gençliği için bir şey-
ler yapma sorumluluğu duyanlar adına, çok gecikmeli
de olsa ortaya çıkan örgütlenmeler içinde önde dur-
muş bir Çağdaş Yaşam var. Ülke çapında örgütlen-
me, çalışma sayesinde on binlerce öğrenciye, genç
kızımıza burs sağlamayı başardı. Öyle illegal, siyasi
amaçlarla uzaktan yakından bir ilişkisi olmadan, İdil-
li kızlarımız simge, yoksulluk yoksunluk, töre kıska-
cında okula gönderilmeyen kız çocuklarımız için oku-
ma olanağı yaratma çalışmalarından yola çıktı. Her
kademe, ağırlıklı üniversiteleri kazanmış yoksul aile
çocuklarına burs bulma ile yürüdü.
Şimdi Türkan Hoca’nın sözünü ettiği burslu öğ-
rencilere ait bilgisayar bilgilerinin Ergenekon iddia-
namesi içinde yeri ne olabilir? Ya da burs verenlerin
listelerinin? Dünkü operasyonun, yaratılan kamuo-
yunun, estirilen baskı ve terörün en vahim sonucu ne-
dir sizce? Çocuklara verilen bursların bıçak gibi ke-
silmesi olmasın sakın? Burs veren işverenlerin siya-
si iktidar ya da mahalle baskısı altında tutulmaya-
caklarının güvencesi olabilir mi? Daha ağırı şantaj ko-
kuları gelmiyor mu? Dahası bir de ben senaryo ya-
zayım; listeleri ele geçirilmiş burs alan ve burssuz kal-
ma tehdidi altında olan öğrencilere, cemaatler adı-
na yaklaşanlar çıkmaycak mı?
Dünkü operasyonlar kapsamında toplumsal işlevi
kırılmaya çalışılan bir tek Çağdaş Yaşam değil ki... Ata-
türk ilke ve devrimlerine sahip çıkma düşünce ça-
lışmaları kadar bursları ile de işlevleri olan ADD’ler var.
Türkiye’nin laiklik, rejim tehdidi karşısında dik, onur-
lu durmuş bilim insanları, aydınları, rektörleri var. En
çıplak olarak Cumhuriyet mitinglerinde öne çıkmış si-
vil toplum örgütlenmelerinin topunun birden hedef alın-
dığı gözlemleniyor...
Özetle bu operasyonlar sonucunda birçok suçlu,
suç örgütü ortaya çıkarılsa bile (ki süresi belirsiz yar-
gılamaların sonucunda, sayısız iddianamelerin gidi-
şatından anlayabildiğimiz kadarı ile geçmiş askeri dar-
be hukuku dönemlerinin uygulamalarının deneyim-
lerine de bakarak, onların hukuk tanımaz, yargısız in-
faz sınırlarını da aşmış bir uslupta asla olabileceği-
ne inanmıyorum..) anayasal düzen içinde işleyen bir
yargılama ve hukuk sisteminden söz edebilir miyiz?
Ilımlı islam damgalı olsa bile seçimle gelmiş güçlü bir
sivil iktidar döneminde, anayasal hukuk düzeni için-
de, bunlara izin verilebilir mi?
Kapitalizm üretime dayalı, üre-
timden sağlanan artık değerin ser-
mayedar tarafından maksimize edil-
mesi olanaklarını getiren bir sistem
olduğunu biliyoruz. Yalnız 1980’ler-
den sonra finansal sermaye Naom
Chomsky’nin deyişiyle dünya par-
lamentosunu oluşturmaya ve tüm
hükümet kararlarının büyük finans-
çıların talepleri doğrultusunda alın-
masına yol açtı.
Bunu sağlayan özellikle Ameri-
ka’daki bankaların geleneksel ban-
kacılıktan uzaklaşmalarıydı.Çünkü
teknolojik gelişmeler ve çetin ulus-
lararası rekabet aşırı üretim yarat-
mıştı. Üretim sektörü artık kredi ta-
lep etmemeye, tasarruflarını büyük
emeklilik fonlarında değerlendirme-
ye ve kendi kaynaklarını kullanma-
ya başladığından, bankalar gele-
neksel kredilendirme sisteminden çı-
karak bireysel tüketim kredilerine yö-
neldiler.
Amerika’da yaşanan finansal krizin
sebebi budur. Ancak ABD büyük fi-
nans kurumları kendi sattıkları bu pa-
raların riskini Amerika’ya ihracat ya-
pan Çin, Japonya, Hindistan gibi ül-
kelere satınca yani ithalat borcunu
kendi ihracatıyla ödeyemeyeceğinden
zehirli kâğıtları da barındıran dolara
bağlı bu finansal kâğıtlarla borcunu
ödedi. Öte yandan dolar değer yitir-
dikçe bu kâğıtları alan ülkeler ciddi za-
rara uğrayacak; yani ABD borcunu is-
konto ettirmiş olacak ve krizi bu ül-
kelere ihraç edecek (Şu anda bunun
gerçekleştiğini kabul edebiliriz).
ABD ve dünyanın diğer ülkelerin-
de tüketim harcamalarının önemli öl-
çüde düşeceği beklenmektedir. İş-
sizlik dünyada ciddi boyuta gelmiş
durumda ve artacağı da kesin. Re-
el sektörü kurtarmak için trilyonlar-
ca doların nereden ve hangi maliyetle
kimden çıkacağı belli.
Bu durumda kapitalizm kendini bu
krizden nasıl kurtaracak? Krizin çö-
zümlerinden biri savaştır. Ancak sa-
vaşın maliyetlerine de katlanmak
şu zamanda ağır bir fatura ödemek
demektir. Bunu kim göze alabilir, bu
tabii tartışmalıdır. Ancak 2. Dünya
Savaşı’ndan sonraki üretim artışı
ve refah dönemi hatırlanırsa bir bü-
yük savaş krizden çıkmak için bir çö-
züm olarak ortaya çıkıyor.
Diğer bir çözüm, teknolojik devri-
me devam. Çünkü teknolojik geliş-
melerle toplum arasındaki iletişim ne-
deniyle toplumun tüm yaşam biçimi
değişmektedir. Bunu ortaya koyan
en önemli isimlerden biri Carlotta
Perez’dir.1980’lerden sonra yeni
jenerik teknolojisi iletişim teknoloji-
si olmuştur. Bu bir refah dönemi sağ-
layabilir. Çünkü yeni teknolojiler ye-
ni istihdam yaratma kabiliyetine de
sahiptirler.
Kapitalizmin, krizden çıkarken cid-
di işsizliğe meydan vermemesi ge-
rekir. Çünkü kapitalizm çalışma kar-
şılığı gelirin elde edildiği düzendir.
Eğer bu sarsılırsa sistem ciddi yara
alır. Bu nedenle üretime dönmek
şart.
Kamu ciddi yatırımlara yönele-
cektir veya yönelmek zorundadır.
ABD’de tüm şehirler, altyapılar ye-
niden inşa edilecektir. Yani Key-
nesçilik yeniden moda olacak.
Sosyalizm bir şey yapabilir mi?
Çok zor. Bir şey yapamayacağından
kapitalizmin kendini yenilemesine fır-
sat verecek. Kapitalizm de krizden
çıkarken sosyal adalet anlayışını da
pekiştirmek zorunda kalacak. Bu ne-
denle tüm ülkelerde bu kriz süresince
kriz sonrası refah döneminde ülke-
leri daha sosyalleşmiş piyasa eko-
nomisine sadık siyasal partiler yö-
netmeye devam edecektir.
Yıkımlar, yeniden inşa ve imar, bü-
yük yatırımlar, teknolojik devrim,
insan yaşantısının değişimi, sosyal
adalet anlayışına yönelme, şeffaf-
laşma ve piyasaların daha etkin de-
netimi, krizden çıkmayı sağlayıcı
tedbirler olacak. Peki, bu mümkün
mü? Kolay değil; çünkü, çok büyük
bilinmezler var. Dünya eski dünya ar-
tık olamaz. Yeni yaşayacaklarımız
yepyeni bir teorinin de yazılmasına
sebep olacak.
Peki, benim güzel ülkem ne yapı-
yor? Dış ticarette açık vererek be-
lalardan kurtuluyor. Geleceğini ipo-
tek altına alan borcun altında inim in-
lerken bor madenlerini de ABD’ye
teslim edecek. Osana! Obana! ile va-
kit geçirecek ve dünyayı seyredecek.
Buna izin vermemeliyiz. Uyanık ol-
malıyız ki kapitalizm kendini kurtar-
maya çalışırken bizi bir şeylere kur-
ban etmesin…
Kapitalizim Bu Krizden Nasıl Çıkacak?
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
UNILEVER HİJYEN BAŞKANI
‘Türkkadõnlarõçoktemiz
ama Domestos şart’
Ekonomi Servisi - Unilever Global Hijyen Başkanõ Ca-
rolyn Jones, Türkiye’deki kadõnlarõn hijyen bilinçlerinin
yüksek olduğunu söyledi.
Jones, Domestos Ultra Yoğun’un tanõtõm toplantõsõnda,
Domestos’un 80 yõldõr evlere taşõdõğõ hijyenik temizlik an-
layõşõyla bu misyona hizmet ettiğini ifade etti.
Toplantõda verilen bilgilere göre evdeki en büyük
mikrop kaynağõ başta klozetler olmak üzere õslak ze-
minler. Bir mikrop 24 saat 8 milyona kadar ço-
ğalõyor ve sifon çekildiğinde 1.5 metre uzağa sõç-
rayabiliyor. Bu nedenle her gün tuvalet temizli-
ği yapõlmalõ. Yeni ürün yoğun kõvamlõ olduğu için
suya daha dayanõklõ ve mikroplarõn çoğalmasõ-
nõ önlüyor. 1998’de Türkiye pazarõna giren
Domestos, bir yõl sonra 59 milyon lira olan pa-
zar payõnõ geçen yõl 159 milyon liraya yükseltti.
Pazar da yüzde 170 büyüdü. Ev ba-
kõm pazarõnõn büyüklüğü 2
milyar liranõn üzerinde. Do-
mestos, Türkiye’de yaklaşõk
6 milyon haneye giriyor.
12 YIL VADELİ OLACAK
İş Bankasõ’ndan 250
milyon Avro’luk kredi
Ekonomi Servisi - İş Bankasõ KOBİ’lere finansman
desteği sağlamak amacõyla Avrupa Yatõrõm Bankasõ’ndan
250 milyon Avro’luk kredi sağladõ.
Kredi sözleşmesinin imza töreninde konuşan İş Ban-
kasõ Genel Müdürü Ersin Özince, söz konusu anlaşmanõn
Avrupa Yatõrõm Bankasõ’yla olan ilk kredi anlaşmasõ ol-
duğunu belirterek kaynağõn azami vade-
sinin 12 yõl olduğunu söyledi. Özin-
ce, “Bu krediyle önümüzdeki dö-
nemde ekonomik büyümeye ve
istihdamın arttırılmasına des-
tek vermeyi hedefliyoruz. Bu
ilk anlaşma başka anlaşmalara
da yol açacak” dedi. Avrupa Ya-
tõrõm Bankasõ Türkiye Temsilcisi
Alain Terraillon da, 2008’de Türki-
ye’ye 800 milyon Avro’su KOBİ’lere
yönelik olmak üzere toplam 2.7 milyar
dolarlõk kredi kullandõrdõklarõnõ, bu yõl
da aynõ oranlarda kredi vermeyi
düşündüklerini ifade etti.
Bursa’da 3 ayda
20 bin işsiz
BURSA (AA) - Tofaş,
Oyak Renault ve
Karsan gibi önemli
otomotiv firmalarõnõn
üretim yaptõğõ
Bursa’da, yõlõn ilk
çeyreğinde
19 bin 617 kişi
işini kaybetti. Türk-İş
8. Bölge Temsilcisi
Mehmet Kanca,
krizin özellikle son
çeyreğine damgasõnõ
vurduğu 2008’de,
kentte 56 bin 700
kişinin işini
kaybettiğini
anõmsatarak bu yõlõn
ilk çeyreğinde alõnan
sonuçlarõn da ‘kaygı
verici’ olduğunu
vurguladõ. Kanca,
2008’in ilk çeyreğinde
günde 218 kişinin
işten çõkarõldõğõna
dikkati çekerek
kentte açõlan
ekonomik ve
sosyal yaranõn
giderek ağõrlaştõğõnõ
söyledi. Kanca,
Bursa’da mart ayõ
itibarõyla kõsa
çalõşma ödeneğinden
faydalanmak
için başvuran
firma sayõsõnõn
378 olduğunu ve bu
firmalarda
toplam 44 bin 310
kişinin çalõştõğõnõ
aktardõ.
Fındıkçılar borç batağında
Fõndõk Tarõm Satõş Kooperatifleri Bir-
liği (FİSKOBİRLİK) Yönetim Kuru-
lu Başkanõ Lütfi Bayraktar, “Bir
bankaya ve üreticiye olan borcumu-
zu ödeyerek düzlüğe çõkmamõz için
acil 100 milyon liraya ihtiyacõmõz
var. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin
depolarõnda, Türkiye’nin ortala-
ma bir yõllõk rekoltesini bulan 700 bin tona yakõn
stok oluşmuştur. Bu çok ciddi bir rakamdõr” dedi.
İngilterekurtarmalarıinceleyecek
İngiltere’deki finans piyasasõ düzenleyici kurumu
FSA, hükümetin önde gelen bankalarõ kurtarmasõna yol
açan olaylar üzerinde bir inceleme başlatacak. Sun-
day Telegraph’õn haberine göre soruşturmayla, ban-
kalarõn yönetim kurullarõna ve hissedarlara yeterli bil-
ginin verilip verilmediği de araştõrõlacak.
Otokar üretime ara verdi
Otobüs Karoseri Sanayi A.Ş üre-
time ara verdi. Otomotiv paza-
rõndaki daralmaya bağlõ olarak
şirkette 13-18 Nisan ve 27 Nisan
- 2 Mayõs 2009 tarihleri arasõn-
da üretim faaliyetlerine ara ve-
rilmesi ve üretim alanõ çalõşanlarõnõn izinli sayõl-
malarõnõn kararlaştõrõldõğõ belirtildi.
GÜNÜN İÇİNDEN...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ-
sõ Nâzım Ekren, 2009’da ekonominin
yüzde 3.6 daralacağõnõ, bütçe açõğõnõn 49
milyar liraya ulaşacağõnõ söyledi. Hü-
kümetin yeni programõna göre 2009’da
sanayi üretimi yüzde 9.7 daralacak, iş-
sizlik yüzde 13.5 olacak. Devlet açõğõ-
nõn Gayri Safi Yurt İçi Hasõla’ya
(GSYİH) oranõ yüzde 4.6’ya yükselecek.
Ekren, Maliye Bakanõ Kemal Una-
kıtan ve Hazine’den Sorumlu Devlet Ba-
kanõ Mehmet Şimşek ile birlikte dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda, AB’ye
gönderilen 2008 Yõlõ Katõlõm Öncesi
Ekonomik Program’õ (KEP) açõkladõ.
Küresel krizin ekonomik programda
bazõ değişikliklere gitmeyi zorunlu kõl-
dõğõnõ söyleyen Ekren, yeni programõ
şöyle anlattõ:
Halktan önce AB’ye gitti
Türkiye’nin AB’ye adaylõğõnõn bir
gereği olarak, Devlet Planlama Teşkilatõ
(DPT) koordinasyonunda hazõrlanan
2008 Yõlõ KEP’i, AB’ye gönderdiğimiz
programdõr.
KEP önümüzdeki 3 yõl için hazõr-
ladõğõmõz program niteliğini taşõmakta-
dõr. Dolayõsõyla 2008 KEP’i, IMF ile yü-
rütülen stand-by görüşmelerine ve büt-
çe sürecini başlatacak ve Mayõs 2009’da
son halini alacak olan Orta Vadeli Prog-
ram’a da altyapõ oluşturacaktõr.
2009’da yüzde 3.6 daralma
Uygulanacak ekonomik politikala-
rõn, özellikle dõş talepteki daralma ve
uluslararasõ sermaye piyasalarõndaki sõ-
kõntõlardan kaynaklanan etkileri bütü-
nüyle ortadan kaldõrmasõ mümkün gö-
rülmemektedir. Bu çerçevede 2009-
2011 büyüme hõzõnõn, 2002-2007 hõzõ-
nõn önemli ölçüde altõnda kalmasõ kaçõ-
nõlmaz gözükmektedir.
KEP’te yapõlan makroekonomik
tahminlere göre Türkiye ekonomisinin
2009 yõlõnda yüzde 3.6 oranõnda daral-
masõ, 2010 yõlõnda yüzde 3.3 ve 2011 yõ-
lõnda yüzde 4.5 oranõnda büyümesi ön-
görülmektedir.
Uluslararasõ kriz
ortamõnda Türkiye ekonomisinin
yüzde 4 büyüyeceğini düşleyen
ekonomi yönetiminin ayaklarõ
yere bastõ. Avrupa Birliği’ne
sunulan 2008 Yõlõ Katõlõm
Öncesi Ekonomik Program ile
hesaplar yenilendi.
Daralmada özel yatõrõm ve
özel tüketim harcamalarõnda-
ki gerilemenin belirleyici ola-
cağõ tahmin edilmektedir.
Dõş talepteki daralmadan en
fazla sanayi sektörünün etki-
leneceğini söylemek müm-
kündür. Sanayi sektörünün
2009’da yüzde 9.7 oranõnda
daralmasõ, 2010 ve 2011 yõl-
larõnda sõrasõyla yüzde 3 ve
yüzde 4.7 düzeyinden yük-
selmesi tahmin edilmektedir.
Cari açık düşecek
Tüketici fiyat enflasyonunun
2009 yõlõnda yüzde 7.5, 2010
yõlõnda yüzde 6.5 ve 2011 yõ-
lõnda yüzde 5.5 olacağõ tahmin
edilmektedir.
2009 yõlõ genelinde cari işlem-
ler açõğõnõn önemli ölçüde ge-
rileyeceği öngörülmektedir.
2009 yõlõnda cari açõk 11 mil-
yar dolar olarak tahmin edil-
miştir.
Bütçe açığı 3 kat artacak
2008 yõlõnda yüzde 1.5 olarak
gerçekleşen genel devlet açõ-
ğõnõn GSYİH’ye oranõnõn 2009
yõlõnda yüzde 4.6’ya yüksel-
mesi beklenmektedir.
Faiz dışı fazla artık yok
2008 yõlõnda yüzde 1.7 düze-
yinde gerçekleşen IMF ta-
nõmlõ genel devlet faiz dõşõ faz-
lasõnõn, 2009 yõlõnda yüzde -
0.6, toplam kamu faiz dõşõ
fazlasõnõn ise yüzde -0.3 civa-
rõnda olacağõ tahmin edil-
mektedir.
Mali kuralõn 2011 yõlõ itibarõy-
la hayata geçirilmesi ve uy-
gulanacak diğer mali politi-
kalar sonucu, IMF tanõmlõ top-
lam kamu faiz dõşõ fazlasõnõn
GSYİH’ye oranõnõn KEP dö-
nemi sonunda yüzde 1 civarõ-
na yükseltilmesi hedeflen-
mektedir.
IMF ile tarih belli değil
Ekren’in KEP’i açõklamasõnõn ar-
dõndan gazetecilerin sorularõna ge-
çildi. Devlet Bakanõ Şimşek, IMF ile
ilgili soruyu “Görüşmelere
IMF’nin Bahar Toplantıları’nda
devam edeceğiz. Fırsat olursa on-
dan önce Ankara’da da görüşü-
rüz. Ama kesin bir şey diyemiyo-
rum” diye yanõtladõ. Şimşek “Şart-
lar değiştiği için makro çerçevede
birtakım çalışmalar yapılacak.
‘Yüzde 100 mutabakat var’ diye-
meyiz. Henüz IMF ile yüz yüze gö-
rüşmeler konusuda bir tarih bel-
li değil” dedi.
Kabine revizyonu
korkutuyor
Şimşek “Kabine revizyonunun
piyasaları nasıl etkileyeceği” so-
rusuna “Değişikliğin niteliğine
bağlı” yanõtõnõ verirken, aynõ soru-
yu Maliye Bakanõ Unakõtan ise
“Ekonomi yönetiminin değişikli-
ği piyasayı etkiler mi? Etkileye-
bilir de. Bu işin esprisi. İcra bir
bütündür. Kişilerin değişimiyle
bir şey değişmez” diye yanõtladõ.
Revize bütçe Meclis’e
gidebilir
Unakõtan, “açıklanan program
değişikliklerinin yeni bütçe yap-
mayı gerektirip gerektirmediğine”
ilişkin bir soruya ise şu yanõtõ ver-
di: “Hazine’nin borçlanma mik-
tarı değişirse Meclis’e gitmeye
gerek var. Vergi gelirlerinde azal-
ma olursa gitmeye gerek yok.
Ama ödenekler yetersiz kalırsa
Meclis’e gidebiliriz. KEP’te büt-
çeyi revize ettik. Henüz Meclis’e
gidip gitmeyeceğimiz belli değil.
Ama bütçe açığı eskisinden çok
daha fazla olacak. 2009 bütçe
açığı 48 milyar küsur lira olacak.
2010’da 39, 2011’de 40 milyar li-
ra olacağı tahmin ediliyor. Kü-
surlarını söylemiyorum. Faiz dı-
şı fazlada da değişiklikler var.
Orta Vadeli Mali Plan’da detay-
lar yayımlanacak.”
Krizden çok ameliyat
etkiledi
Bir gazetecinin “Krizden şahsi
olarak nasıl etkilendiniz” sorusu-
na yanõt verirken de Unakõtan “Sa-
bit gelirli olduğumuz için maaşları
düzenli alıyoruz. O açıdan çok et-
kilenmedik. Ama beni krizden
daha fazla ameliyat etkiledi. Onu
da ekleyeyim” diye konuştu.
Hükümet, enflasyon hariç tüm hedefleri revize etti. Bu yõl ekonomi yüzde 3.6 daralacak, bütçe 49 milyar lira açõk verecek
YenirotaküçülenTürkiye
Memuradüşükzamsinyali
Devlet Bakanõ Nâzım
Ekren, 2009-2011 döne-
minde uygulanacak olan
kamu gelir, harcama ve
borç yönetimi politikala-
rõnõn genel hatlarõnõ da
şöyle açõkladõ:
? Vergi ve kamu maaş
politikalarõyla KİT fiyat-
larõ kamu hedefleriyle
uyumlu şekilde ayarlana-
cak. Maktu vergi ve harç-
lar, genel ekonomik ko-
şullar göz önüne alõnarak
güncellenecek ve gelir
kaybõna yol açacak dü-
zenlemeye gidilmeyecek.
? GAP Eylem Planõ
kapsamõnda 2008-2012
döneminde toplam 12.2
milyar Avro kaynak kul-
lanõlacak
? Kamu harcamalarõnda
yerindelik ve verimlilik
dikkate alõnarak, önceli-
ğini kaybeden harcamalar
sonlandõrõlacak.
? Kamu borcunun karşõ
karşõya olduğu likidite,
kur ve faiz oranlarõ risk-
lerini en etkin şekilde yö-
netmek üzere tespit edilen
stratejik ölçütlere uy-
gun borçlanma strate-
jilerinin izlenmesine
devam edilecek.
?Vergiye gönüllü
uyumun arttõrõlmasõ ve
vergi tabanõnõn geniş-
letilmesine yönelik ça-
lõşmalara devam edi-
lecek.
Ekonomik
hedefler
altüst