Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 2009 PAZAR
10 MÜZİK
Bolahenk
şarkõlar
Çoğunluğu Ezginin
Günlüğü grubu müzis-
yenlerinden oluşan Bo-
lahenk grubunun hazõr-
ladõğõ dizi müziklerinden
bir seçki “Bolahenk-Di-
zi Müzikleri” adõyla
Seyhan Müzik tarafõn-
dan yayõmlandõ. Ezginin
Günlüğü’nün kurucula-
rõndan Nadir Göktürk
ile Erkan Gürer, Deniz
Bayrak ve Gökhan
Tümkaya tarafõndan
2005 yõlõnda kurulan Bo-
lahenk çalõşmalarõnõ, si-
nema ve dizi müziği ala-
nõnda yoğunlaştõrõyor.
Bülent ve Fuat Sey-
han’õn yapõmcõlõğõnõ üst-
lendiği “Dizi Müzikleri”
albümünde Eşref Saati
dizisinden “Tutamadı-
ğım Ellerinden” ve
“Ağustosta Aşk” şarkõ-
larõ yer alõyor. “Kaybo-
lan Yıllar” dizi müzi-
ğinden ise “Karanlık”,
“Biraz Ağlasam”, “An-
sızın”, “Kaybolan Yıl-
lar” şarkõlarõ ile filmin
unutulmaz anlarõ anõm-
satõlõyor. “Serçe” dizi-
sinden “Emanet” şarkõ-
sõnõn sunulduğu albümde
“Ezo Gelin” filminden
“Sus Konuşma” şarkõsõ-
na da yer verilmiş. “Ley-
lan” dizisi ise “Bir Can
Eder miyim” ve “Si-
nem” şarkõlarõyla anõm-
satõlõyor.
HATİCE TUNCER
Sumru Ağıryürüyen sesiyle, yoru-
muyla Türkiye’nin en özel solistlerinden
biri. “Dünyanın tüm halk şarkılarının
şarkıcısı” diyebiliriz belki de. Söyledi-
ği şarkõlarla sesi otuz yõldõr kulaklarõ-
mõzda ama ilk solo albümünü geçen ay
çõkardõ. “Issız” adõnõ verdiği solo albü-
münde sanatçõ, yõllardan süzülüp gelen
şarkõlarõnõ, geçen yõl Aladağlar’da yitir-
diğimiz müzisyen dostu Tanju Du-
ru’nun düzenlemeleriyle okuyor.
“Issız” albümünü değerlendirmek üze-
re bir araya geldiğimiz Ağõryürüyen,
uzun sohbetimiz boyuncu tüm çalõşma-
larõnõ tamamlamakla birlikte albüm ya-
yõmlanmadan yaşamõnõ yitiren Tanju
Duru’nun emeğini sürekli anõmsattõ:
“Tanju kendi projesi gibi ilgilendi,
tüm düzenlemeleri, kayıtları yaptı.
Bestesini verdi; ruhunu, yaratıcılığını,
dostluğunu, müzikal birikimini koydu.
8 şarkıdan sonra Tanju’nun kayıtlar
sırasındaki ‘Evet burada kesiyoruz’
sözleriyle albüm tamamlansın, bir ha-
tıracık kalsın istedik.”
Sumru Ağõryürüyen yalnõzca Du-
ru’nun değil, tüm müzisyen dostla-
rõnõn albüme yüreklerini koyduğunu
anlatõrken “Bu albüm benim ve sa-
nıyorum ki birçok arkadaşımın
gelişiminin tarihi gibi bir şey” di-
yor.
Sumru Ağõryürüyen, Kalan Mü-
zik’ten çõkan Issõz albümünden Akın
Eldes, Ayşe Tütüncü, Bülent So-
may, Cem Aksel, Turgut Alp Be-
koğlu ve daha birçok müzisyen dos-
tunun emekleri nedeniye “solo al-
bümüm” diye söz etmek istemiyor.
Her eve konuk
Mozaik grubunu 1983’te kuran ekip-
te yer alan Sumru Ağõryürüyen, daha son-
ra gruptan ayrõlõr. Ezginin Günlüğü,
Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi grup-
larõnda konuk solist olarak yer alõr. Mu-
ammer Ketencoğlu ile kurduklarõ “Bir
Balkan Yolculuğu” topluluğunun albüm
çalõşmalarõnda bulundu: “Her eve konuk
olarak gittim, birçok ev gezdim yani.
Çok da mutluyum böyle olmaktan, bu
bir paylaşım çünkü. Gerçekten dost-
larınızla müzik yapıyorsunuz. Bakın
buyrun gene dostlarımızla müzik yap-
tık. Onlar da bu albüme konuk oldu-
lar. Hatta ev sahibi oldular.”
1990’lardan bu yana
Ağõryürüyen’in bir solo albüm yapma
düşüncesi daha 1990’larõn başõnda be-
lirmiş ama çalõşmalar kesintilere uğramõş.
2003 yõlõnda müzisyen arkadaşlarõyla ye-
niden albüm için çalõşmaya başlamõşlar:
“Ama artık müzikal fikrimiz biraz
başkalaşmıştı. Ben de bir iki beste yap-
tım. Tabii ki zorlanarak beste olsun di-
ye yapmadım. Tanju’ya ilk götürdü-
ğüm parça ‘Toprak’tı, çok sevdi. Bir-
kaç sene sonra da albüme adını koy-
duğum ‘Issõz’ şarkısı çıktı. Derin bir
yalnızlık hissi, insan olmakla ilgili bir
şey. Öyle hissettiğim zamanlarda gi-
tarımla oynarken söz ve müzik geldi.”
Bu bir icat
Mozaik grubunun 1987’de çõkardõğõ
“Çok Alametler Belirdi” albümünde
Ağõryürüyen’in gruptan ayrõldõğõ için ko-
nuk olup okuduğu “Sappho ile Konuş-
ma”yõ bu albümde yeni bir düzenleme
ile okuyor: “Farklı tarzlardan belki da-
ha çok belki Balkanlar’dan belki baş-
ka yerlerden gelen özgürlükle yaptı-
ğım şeyler olsa gerek. İlk yola çıktığım
zaman artık ‘o tür mü bu tür mü, caz mõ’
gibi konuların kaybolduğu noktaya
geldik. Hiç düşünmedim ‘ne tarz olsun’
diye. Hissiyat üzerine müzik üzerine
bir şey. Kalan Müzik’in sahibi sevgi-
li Hasan Saltõk, ‘Ben bunu bir türe otur-
tamõyorum’ demişti. Cengiz Onural dos-
tum da arayıp ‘Sumru bu bir icat olmuş’
dedi. Belki de gerçekten zorlanılma-
sının bir iyi tarafı var diye düşünü-
yorum.”
Ağõryürüyen’in çocuklar için yazdõğõ
“Öyle açtım ki” şiirini Tanju Duru
bestelemiş ve cazõ hatõrlatan bir düzen-
leme yapmõş. Solo albüm yapmaya ka-
rar verdiği 1990’lõ yõllarda sözlerini
yazdõğõ “Terk Edilmiş Kent”in müzi-
ği Ayşe Tütüncü’ye ait: “Ben müziğin
içinde yok olarak söylemeyi seviyo-
rum. Çok bağıra çağıra şarkı söyle-
miyorum. İyi şarkıcılık böyledir de-
mek istemiyorum ama benim biraz da-
ha içe dönük bir söyleme tarzım var.
‘Issõz’da da efekt gibi sözsüz sesi de işin
içine kattık.”
Kendimizi sınırlamayalım
Ağõryürüyen, Ezginin Günlüğü’nün
“Bahçedeki Sandal” ve “Ölü De-
niz” albümlerinde seslendirdiği 4 şar-
kõ nedeniyle yõllarca grubun solisti
olarak algõlandõ. Bahçedeki Sandal al-
bümünde enstrümantal olarak yer alan
“Düş” adlõ parçayõ, Tanju Duru, Meh-
met Güreli’nin “Beyaz Gece” şiiriy-
le yeniden düzenlemiş: “Albümde
bana uymayan, söyleyemeyeceğim
hiçbir şey olmasın istedim. Albüm,
‘ruh hallerimizin, duygularõmõzõn, mü-
zik hakkõndaki hislerimizin yansõma-
sõ’ diyelim. Ben ne bir rockçı ne bir
popçuyum, ne de bir caz şarkıcısıyım.
Daha çok halk şarkıları söyleyen
ama başka türleri de söyleyen ve din-
leyen bir insanım. Bu albümde ken-
dimizi özgür hissedelim, ‘3 dakikayõ
geçtik, 5 dakikayõ geçtik’ diye kendi-
mizi sınırlamayalım istedim.”
30yõldõrsesikulaklarõmõzda..ancakSumruAğõryürüyenilksoloalbümünü yeniçõkardõ
Yõllarõniçindensüzülüpgelenşarkõlar
SAYISIZ PROJE
Sumru Ağõryürüyen, Yuri Ryadchenko, Ayşenur
Kolivar ve Onok Bozkurt ile birlikte Özcan Alper’in
yönetmenliğini üstlendiği “Sonbahar” filminin mü-
ziklerini yaptõ. Seyircilerin beğenisiyle karşõlanan Son-
bahar filminin müziği, Fransa’nõn kentinde düzenlenen
Angers Film Festivali’nde ilk filmler dalõnda En İyi Mü-
zik Ödülü almõştõ. Göksel Baktagir’in kurduğu İstan-
bul Sazendeleri topluluğunun çeşitli projelerine katõ-
lan Ağõryürüyen, Tekfen Flarmoni Orkestrasõ’nõn kon-
serinde konuk solist olarak sahne alõyor.
Klez-Mez topluluğuyla Seferat ezgilerini yorum-
layan Ağõryürüyen, Onok Bozkurt ile birlikte
“Dünya Şarkıları” projesine çeşitli ülkelerdeki
konserlerle devam ediyor. Türkiye’nin öncü caz mü-
zisyenlerinden İsmet Sıral adõna ağustos ayõnda dü-
zenlenecek olan “Yaratıcı Müzik Atölyesi”nin et-
kinliklerinde de görev alan Ağõryürüyen, Kadõköy’deki
Gitar Cafe’de çeşitli projeleriyle sahne alõyor:
“Şimdi Issız albümünü sahneye
taşıyabilmeyi çok istiyorum.
Eğer gerçekten Türkiye’de-
ki müzik hayatı için yeni
bir soluksa bunu farklı
müzisyenlerle birlikte
sunabilmek istiyo-
rum.”
Albüm yayõmlanmadan
yaşamõnõ yitiren Tanju Duru’nun
emeğini sürekli anõmsatan
Ağõryürüyen, “Tüm
düzenlemeleri, kayõtlarõ yaptõ.
Bestesini verdi; ruhunu,
yaratõcõlõğõnõ, dostluğunu,
müzikal birikimini koydu” dedi.
Sumru Ağıryürüyen
(Fotoğraf:VEDATARIK)
haticetuncer@hotmail.com
29 MART 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
İran’da solun kararsõz ve hatalõ tutu-
mu, hatta buna intihar eğilimi de di-
yebiliriz, devrimin yenilgisinin belki de
en önemli nedeniydi. Sol 1979’da Şah re-
jimi devrildikten sonra ortaya çõkan kõ-
sa süreli, ikili iktidar ve özgürlük orta-
mõnda, hõzla kadro kazanmasõna ve güç-
lenmesine karşõn, güçlerini birleştire-
medi, ruhban sõnõfõndan ayrõ bağõmsõz bir
siyasi yol izleyemedi. Sol en azõndan dev-
rimin reaksiyoner teokrasiye dönüşmesini
engelleyecek bir cephe oluşturabilirdi, bu-
nu da yapamadõ.
ABD Büyükelçiliği’nin işgali, Irak’õn
İran’a saldõrõsõ, Şii rejimi tarafõndan solun
imha edilmesi, sivil toplumun dini ilkelerle
yeniden örgütlenmesini, entelektüel-
lerin “kravatlılar”,
“bürokratlar”, “taş
kafalılar”, “taklitçi-
ler” olarak damgala-
narak susturulmasõnõ
kolaylaştõrdõ.
Şii rejimi devrimin
denetimini eline al-
dõktan sonra, ilk işi
İran halkõnõ, “Şah’ı mı istersiniz İslam
cumhuriyetini mi?” gibi tek bir soruyla,
ruhban sõnõfõnõ iktidara getirmeye kurgu-
lanmõş bir referanduma götürmek oldu. Sol
bu referandumu engelleyemediği gibi,
halkõn yüzde 90’õnõn Şah’õ istemiyor ol-
masõnõn Şii devletini istediği anlamõna gel-
mediğini öne çõkaramadõ.
Artõk Şii ruhban sõnõfõ devletin radyo ve
televizyonlarõnõ tümüyle denetim altõna
alõyor, muhalefeti susturuyor, solun ma-
halle komitelerini silahsõzlandõrõyor, Mü-
cahidin’in ayaklanmasõnõ şiddetle bastõ-
rõyordu. Bundan sonra Mücahidin’i imha
ederken, sõra, hiç çekinmeden Şii devle-
tine destek olan TUDEH ve Fedain ör-
gütlerinin imhasõna gelecekti.
Şii rejimi kadõnlarõ İslami giyim kural-
larõna uymaya zorladõ, fabrikalarda kurul-
muş olan şûra (işçi komitelerini) tasfiye et-
ti, işçi sendikalarõnõ, işyerlerinde işçileri
İmam’dan yana olanlar, diğer bir deyişle
Humeyni’yi destekleyenler (Müslümanlar)
ve ötekiler (dinsizler vb.) diye ikiye ayrõl-
maya zorladõ, böylece örgütlenmelerini
kolaylõkla imha etti. Şii rejimi kent yok-
sullarõnõn el koyduklarõ Şah mülklerini ve
zenginlerin evlerini, fabrika ve işletmele-
ri onlarõn ellerinden aldõ. Toprak reformunu
rafa kaldõrdõ. Çarşõ esnafõ 1980’den sonra
küçük ve büyük esnaflarõn farklõ çõkarlarõ
temelinde bölünmeye başlayõnca da büyük
esnafõn yanõnda yer aldõ. ABD’ye karşõ an-
tiemperyalist retorik Alman ve Japon ser-
mayesinin ülkeye davet
edilmesini engellemedi.
İran devriminin bir kar-
şõdevrimle yok edilmesi
bize öncelikle, ne anti-
emperyalizmin, ne de-
mokrasi vaatlerinin ken-
di başlarõna bir anlam
ifade etmediğini, önce-
likle bunlarõn ait olduk-
larõ “hakikat rejiminin” özellikleri ve sõ-
nõfsal içerikleri bağlamõnda irdelenmeleri
gerektiğini gösteriyor.
Sol hareketlere gelince, siyasal İslamõ fel-
sefi (hakikat rejimi, aydõnlanma geleneği)
ve ekonomi politik (mülkiyet biçimleri, ka-
pitalizm ve sõnõflar arasõ ilişkiler) açõlar-
dan düşünmeyi başaramadõklarõ için hem
devrimci dinamiğe, devrimin hakikatine sa-
dõk kalamõyorlar. İran deneyi bize, sol ha-
reketin, çok parçalõ yapõlarõnõ en azõndan
önemli siyasi konjonktürlerde, devrimin ha-
kikatine sadõk kalarak aşmayõ başarama-
dõklarõ için, devrimle karşõdevrim arasõn-
da yalnõzca bir “kaybolan aracı”
işlevi üstlendiklerini de gösteriyor.
BİTTİ
Solun zaafları
İran’daki dini
rejimin kurucusu
Ayetullah Humeyni,
sõrasõyla Türkiye,
Irak ve Fransa’daki
sürgün günlerinin
ardõndan ülkesine
dönmüştü.
Yeni stratejide Türkiye’ye rol
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - ABD Başkanõ
Barack Obama’nõn Ulusal Güvenlik
Danõşmanõ emekli Orgeneral James
Jones, Türkiye’nin şimdiye kadar Af-
ganistan’da önemli askeri ve ekonomik
katkõlar sağladõğõnõ ve bölgede çok özel
bir rol oynayabileceğini söyledi.
Washington’da yabancõ basõn mer-
kezinde basõn toplantõsõ düzenleyen Jo-
nes, Türkiye’nin Afganistan için ola-
sõ katkõlarõna yönelik bir soruyu ya-
nõtlarken, “Türkiye zaten Afganis-
tan’a büyük ölçüde katkıda bulun-
du” dedi. Jones Türkiye’nin NATO ön-
derliğindeki Uluslararasõ Güvenlik
Destek Gücü’ne (ISAF) iki kez komuta
ettiğini ve Kâbil’deki ABD Büyükel-
çiliği’ni inşa ederek ekonomik katkõ
sağladõğõnõ vurguladõ.
Türkiye’yi “çok güvenilir bir or-
tak” olarak tanõmlayan Jones, “Tür-
kiye’nin tarihi geçmişi ve başarıla-
rıyla Afganistan’da oynayacağı çok
özel bir rolü var” dedi. Jones, Afga-
nistan’a önemli katkõ sağlayan ülkeler
arasõnda Türkiye’nin kayõtlara geçtiğini
söyleyerek “Türkiye’nin bundan
sonra atılacak adımlarda oynayacağı
liderlik rolü kritik önem taşıyor” di-
ye konuştu.
ABD’nin Afganistan-Pakistan özel
temsilcisi Richard Holbrooke ise
Türkiye’yi AfPak stratejisi çerçevesinde
kritik önem taşõyan ülkeler arasõnda
saydõ. Obama’nõn yeni stratejiyi açõk-
lamasõnõn ardõndan bilgilendirme top-
lantõsõ yapan Holbrooke, Afganistan’a
yönelik kapsamlõ strateji konusunda
müttefiklerle danõşmalar ve “Tali-
ban’ın uzlaşılabilir unsurlarıyla”
görüşmelere yönelik bir soruyla karşõ-
laştõ. Holbrooke bu soruyu yanõtlarken
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emir-
likleri, Çin, Rusya ve İran ile Afga-
nistan ve Pakistan’õn diğer komşularõ-
nõn yanõ sõra Türkiye’yi kritik önemdeki
ülkeler arasõnda sayarak, “Bu ülkele-
rin Pakistan ve Afganistan’da gerçek
etkileri var ve beğensek de beğen-
mesek de buna dahiller, bu konuda
çok zaman harcayacağız” dedi. Holb-
rooke, bölgesel olarak önem taşõyan bu
ülkelerin yanõ sõra NATO devletleri ve
Avustralya ile Japonya’nõn da önem ta-
şõdõğõna işaret etti.
İran-NATO görüşmesi
Afganistan Devlet Başkanõ Hamid
Karzai ve Pakistan Devlet Başkanõ
Asıf Ali Zerdari, yeni stratejiyi ve
İran’a bölgesel bir rol verilmesini
olumlu bulduklarõnõ ifade ederken,
İran devlet televizyonu, 30 yõl sonra ilk
defa Brüksel’deki NATO merkezinde
İranlõ diplomatlarla askeri ittifak yet-
kililerinin görüştüğünü duyurdu.
‘Netanyahu işgali
uzatacak’
Dış Haberler Servisi -
Filistinli Başmüzakereci
Saib Erekat, Washington
Post gazetesinde
yayõmlanan makalesinde,
İsrail’de başbakanlõk
koltuğuna oturacak olan
Benyamin Netanyahu
tarafõndan önerilen
ekonomi ağõrlõklõ “barõş
planõnõn” amacõnõn,
Filistin topraklarõndaki
işgali devam ettirmek
olduğunu vurguladõ.
Kore sularında
roket hazırlığı
TOKYO (AA) -
Kuzey Kore’nin gelecek
ay başõnda iletişim
uydusu taşõyan roket
fõrlatma planõ nedeniyle
Japonya, olasõ tehlikeli
füze parçalarõnõ
engellemek üzere
füzesavarlar taşõyan 2
destroyeri Japon
Denizi’ne konuşlandõrdõ.
Lagendijk’ten
vize sorusu
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Türkiye-AB Karma Parlamento
Komisyonu eşbaşkanõ Joost Lagendijk, AB
Komisyonu’na verdiği yazõlõ önergeyle
Türkiye uyruklulara vize uygulamasõnõn
hukuki dayanağõnõ sorguladõ. Lagendijk,
Avrupa Adalet Divanõ’nõn “Soysal davası”
ile ilgili kararõnõ hatõrlatarak, “uluslararası
anlaşmaların takipçisi konumundaki
Avrupa Komisyonu’nun bu karar
karşısında ne yapmayı planladığını” sordu.
Lagendijk, “Türkiye’den iş seyahati,
turizm, tedavi ve öğrenci-öğretim görevlisi
değişimi için AB’ye gelenlerde vize
aranmaması gerektiğini” bildirdi.
“Üyelik müzakereleri süren bir ülkenin
yurttaşlarına vize uygulanmasının, birliğin
amaçlarına aykırı olduğu görüşü Avrupa
Komisyonu tarafından paylaşılıyor mu”
diye soran Lagendijk’e komisyonun vereceği
yanõt merakla bekleniyor. Avrupa Adalet
Divanõ geçen ay, Türkiye’deki işletmeler için
çalõşan ve hizmet sağlamak amacõyla AB
üyesi ülkelere giriş yapmak isteyenlerden vize
talep edilemeyeceğine hükmetmişti.
İtalya Başbakanı
Berlusconi’nin
partisi ile faşist lider Mussolini’nin mirasçısı Milli İttifak resmen
birleşti. Özgürlük Halkı adlı yeni partinin kongresinde Berlus-
coni, siyasi vârisi olarak gösterilen Vittoria Brambilla ve faşist
liderin torunu Alessandra Mussolini birlikte poz verdi.
ABD’li Jones ve Holbrooke, yeni Afganistan-Pakistan stratejisi için “güvenilir
ortak” diye nitelendirdikleri Türkiye’nin “kritik önem” taşõdõğõnõ vurguladõ
Berlusconifaşistlerlekaynaştı
AP