23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2009 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI Gerçek Öteki Kötü! Geçen genel seçimlere az bir süre kala, Büyüka- da çarşı içinde rastladığımız bir tanıdık, oyunu kime vereceksin diye sordu. İlk kez CHP’ye, dedim. Vayy sen faşist olmuşsun, neden bağımsız aday fişmeka- na vermiyorsun, utanmıyor musun... Baktım ağzından salyalar akıyor; çok sinirlendim, evet ben artık faşist oldum, diyerek yürüdüm gittim. Amerikancı ve Fethullahçı destek ve kaynaklarıy- la ortalığa çıkan işbirlikçi turuncu demokratların ya- yınları ve taraftarları, ülkemizin en müthiş demokratları! Bu dış destekli projenin ana hedefi ordu. Bu grubu boşverin, yarın uşaklık hizmetleri bitecek, yemleri ke- silecek ve gök kubbede kötü bir seda olarak eriyip gidecekler. Onlar sözde, “demokrasi” için bunu yapıyorlar! Bu projenin esas sahipleri ve uzun soluklu siyasi taşıyıcıları ise şüphesiz Fethullahçılık ve AKP. Bura- da temel soru şudur: Bu ikili demokrat mıdır? De- mokrat olabilir mi? 1) Bir sıkı dini cemaat, bir köktenci inanç kültürü, ülkeye-yönetime egemen olursa, demokrasi mi gel- miş olur? Bu cemaat AKP ile birlikte yarı yarıya ikti- darda. Demokrasi mi uyguluyorlar? Şimdi cemaatin eteklerine yapışan, hadi kendi kendilerini tanımla- malarını dikkate alarak belki (zavallı) “demokrat” di- yeceğimiz zevat, buna bir yanıt vermeli. Dünyanın hangi siyaset-sosyal bilim literatüründe, köktenci dinci örgütlenmenin bir ülkeye demokrasi getirdiği, getirebileceği, demokrasinin yerleşmesine, kökleşmesine hizmeti olabileceği konusunda bir kayıt kuyut, katkı, bilgi, deneyim vardır? Bir dinci cemaatin, iktidarı, devleti, ekonomik ve sos- yal hayatı giderek sarıp sarmalamasının sonucu ne olabilir? Bunu kestiremeyenler aptaldır, bilgisizdir; kes- tirip veya bilip de bu konuda susanlar ve işbirliği ya- panlar ise sahtekâr, demokrasi katili, açık ve özgür toplum düşmanıdır... 2) AKP’nin demokratlığı: Bu parti iktidarda olduğu 7 yıla yakın süre içinde, kâğıt üzerinde ve lafta değil, fiili hayatta - sosyal yaşamda ülkemizde demokrasinin sınırlarını mı geliştirdi? (Kürtler için bazı kültürel hak- ları bir kenara bırakalım; bu CHP’nin sınırlı zekâlı po- litikasının doğurduğu boşluğun ve DTP’ye karşı Kürt oylarını alma politikasının sonucu.) Basın özgürlüğü konusunda mı demokrat, yok- sa zorba ve özgürlüğü yok edici mi? Geçen 1 Mayıs’ta, çalışanların isteklerine, gösteri özgürlüklerine karşı demokrat mıydı veya zorba mı? Kendilerinden olmayanlara karşı demokrat mı, yoksa kimliklerini değiştirmeye zorlayıcı ve baskı al- tına alıcı mı? Yönettikleri devlet-kamu kurumlarına farklı kişileri mi alıyorlar? Ülkede içki içecek tek bir yer bırakmama politikaları mı, toplumsal çeşitli- lik/zenginlik yaratan bir demokrasi uygulaması! Toplumsal direniş veya mücadeleleri baskılayı- cı mı yoksa özgürleştirici mi? Su forumunu protes- to eden ve farklı taleplerle öne çıkan göstericilere kar- şı, bu iktidar, demokratik mi davranıyor yoksa zor- ba ve faşistçe mi? Yargıyı, yüksek yargıyı tamamen kendisine bağlama çabası demokrasi için mi, yoksa AKP’nin mutlak iktidarı için mi?.. Gelelim demokrasinin en önemli ve temel biri- mi olan bireye: Ülkeyi yöneten bu ikili, eğitim-eko- nomik-sosyal vb. politikalarıyla, demokrasinin en te- mel unsuru olan bireyi özgürleştiriyor mu, özgürce dü- şünmesini geliştiriyor mu, eleştirel bakışına destek ve- riyor mu; yoksa bireyi bağımlılaştırıyor, belirli inanç- ların ve cemaatçi davranışların esiri mi yapıyor? Bütün bunların yanıtları açık mı, yoksa kapalı/bi- linmez mi? Kafalar berrak olsun! Darbe isteyen askerler, siviller olabilir. Darbe bu ülkeye demokrasi getirmez. Önümüzde iki kötü var; askeri darbe bu kötüler- den birisidir, ama sanaldır, en azından bugün mad- di koşulları hiç yoktur... Ama öteki kötü, ikili yapısıyla iktidardadır! Gerçektir! Ülkede, aklı, çeşitliliği, demokrasiyi, eleştirel düşün- cenin zeminini boğmakta, ezmekte, adım adım yok etmektedir... Bunu da “sanal” olanı düşman göste- rerek yapıyor! Çelişkinin amansızlığına, güzelliğine bakın: İk- tidardaki öteki kötü, sanal kötüyü tamamen temiz- lemek istiyor! Bütün strateji bunun üzerinde kurulu. Onu yıkarsa, kötülüğünün önünde bir engel kalma- yacak. Sanal olan varlığı ile, iktidardaki kötüyü diz- ginliyor! Akıllı varlığı daha da demokrasiye hizmet ede- cek! Tabii demokrasiye ne büyük hizmet, Cumhuri- yet mitingleri ve bu mitinglerin yüce kadınları ve insanlarının varlığıdır! Özgür toplum düşmanlarının esas yıkmak is- tedikleri de budur! TBB Başkanõ Özdemir Özok, Balbay’õn tutuklanmasõ ve Ergenekon soruşturmasõnõ değerlendirdi ‘Hukukadõnayüzkarasõ’İLHAN TAŞCI ANKARA - Türkiye Barolar Bir- liği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, Ergenekon soruşturmasõnda örgüt- lü ve sistemli yayõnlar yapõldõğõnõ vurguladõ. Takõm tutar gibi yargõda taraf tutulamayacağõnõ kaydeden Özok, “Şu köşeyi sen, bu köşeyi ben kaptım anlayışı yanlıştır. Kö- şe kapanlar bir gün köşelerinden olurlar. Yaşananlar hukuk devleti adına yüz karasıdır” dedi. Özdemir Özok, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a yö- nelik “suçlamalar” ve Ergenekon soruşturmasõnõn yürütülme biçimi- ni değerlendirdi. “Korkunç” bir ka- ralama kampanyasõ ve gruplaşma- sõnõn yaşandõğõna işaret eden Özok, şunlarõ söyledi: “Aynı kompartmanda sürekli yayın yapılıyor. Biz hukukçular olarak hiçbir kompartmanda de- ğiliz. Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Ama başından beri de Ergenekon ve Deniz Feneri davası ile topluma doğrudan dayanan davalarda kamuoyu müthiş odak- lanıyor. İnsanların lekelenmeme hakkı var. Mahkûm oluncaya kadar herkes masumdur. Ama dünya âlem görüyor, Ergenekon davasında örgütlü, sistemli ve sürekli yayın yapılıyor. Öte ta- raftan da bazı davalar öteleniyor, sumenaltı ediliyor. Bu çifte stan- dardı Türkiye’nin ve yargının kabul etmesi olanaksız. En sade yurttaş bile isyan ediyor.” Kapalõ, bilinmeyen, karanlõk hiç- bir odağõn aydõnlanmayacağõnõ dü- şünmediklerini vurgulayan Özok, her şeyin mutlaka aydõnlanacağõnõ ve gizli olaylarõn açõğa çõkacağõnõ söyledi. Ergenekon sanõklarõ hak- kõnda yazõlanlarõn ve iddianamede yer alanlarõn şu anda birer iddia ve isnat olduğunun altõnõ çizen Özok, “Ergenekon’da yasaklama kara- rı alınıyor ama daha sanığın tah- liye talep dilekçesi mahkemeye ve- rilmemişken talebin reddedildiği haberleştiriliyor. Talep de red- dediliyor. Aynen takım tutar gi- bi yargıda taraf tutulmaz” dedi. Adil yargõlanma, hukuka uygun yargõlama, lekelenmeme hakkõ ve hüküm giyinceye kadar masum olunmasõnõn hukukun evrensel il- keleri olduğunu anlatan Özdemir Özok, “Aslolan tutuksuz yargıla- madır. Ama tutuklular tahliye edilince çok ötelerden ‘GA- TA’kulli var’ diyorsanız, sorun var demektir” diye konuştu. Özok, “Bu devri âlemin böyle gideceğini sananlar bir gün bunun kafala- rına çökeceğini unutmasınlar. Hukuk çökerse hiçbirimizin gi- deceği yer yoktur. Biz hukuk ne söylüyorsa onu söylüyoruz. Yar- gının objektif, tarafsız şemsiyesi- nin altına girmek zorundayız. Herkes bilsin ki Türkiye’de hu- kukun üstünlüğü mücadelesini vereceğiz, yağma yok. Ergenekon savcılarının soruşturmayı usul içerisinde yapmasını söylüyoruz. Herkes güvenceli biçimde yargı- lanır, suçluysa cezası verilir. Şu köşeyi sen, bu köşeyi ben kaptım anlayışı yanlıştır. Köşe kapanlar bir gün köşelerinden olurlar. Bu- nun pek çok örneğini tarih gös- termiştir. Yaşanan gelişmeler hu- kuk devleti adına bir yüz karası- dır. Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) ‘Korkmayõn hepi- nizi dinlemiyoruz’ diyor. Bir ağır ceza reisi dinlemeyi önlemek için odasına cihaz koyuyor. Oturup ağlamak lazım. Hangi hukuk devletinde bu görülmüştür” dedi. Ergenekon soruşturmasõnda örgütlü ve sistemli yayõnlar yapõldõğõnõ vurgulayan Özdemir Özok, takõm tutar gibi yargõda taraf tutulamayacağõnõ kaydetti. Özok, “Öte taraftan da bazõ davalar öteleniyor, sumenaltõ ediliyor. Bu çifte standartõ Türkiye’nin ve yargõnõn kabul etmesi olanaksõz. En sade yurttaş bile isyan ediyor” diye konuştu. SANATÇILARDAN TEPKİ ‘Türkiye’de basın özgürlüğü var mı?’ Sinema oyuncusu Tarõk Akan, ‘Ne kadar çok saldõrõrlarsa, o kadar güçlüyüz’ diyerek tepkisini dile getirdi. SELDA GÜNEYSU ANKARA - Gazetemiz Ankara temsilcisi ve ya- zarõmõz Mustafa Balbay’õn, Ergenekon davasõ kapsamõnda tutuklanmasõna sanatçõlardan tepkiler sürüyor. Sinema oyuncusu Tarık Akan, “Cumhu- riyet’e ne kadar çok saldırırlarsa, o kadar güç- lüyüz” derken Moğollar müzik grubunun kurucu- su, müzisyen Cahit Berkay, “Ülkede gerçekten ba- sın özgürlüğü var mı” diye sordu. Türk Halk Mü- ziği sanatçõsõ Ufuk Karakoç da “Cumhuriyet için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım” dedi. Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõnõn üzerinden 14 gün geçti. Bu süre içinde sanat dünyasõndan pek çok isim gazetemizi arayarak, bu davada gazetemizin yanõnda olduklarõnõ dile getirdiler. Sinema oyuncusu Tarõk Akan, gazetemize yap- tõğõ açõklamada, tarih bo- yunca her dönem gazeteye yönelik saldõrõlara tanõk olun- duğunu ancak bu saldõrõlarõn gazeteyi daha da güçlendir- diğini vurguladõ. Akan, tep- kisini şu sözlerle dile getirdi: “Her zaman Cumhuri- yet’in yanındayım. Çünkü Cumhuriyet benim baş ga- zetemdir, öğretmenimdir, hocamdır. Tüm Türki- ye’nin en kötü dönemle- rinde, en çok sıkıntıyı ya- şayan bir yayın organıdır. Ama şuna yürekten inanı- yorum ki, çalışanlarına ne kadar çok saldırırlarsa, o kadar güzelleşiyor, o kadar güçleniyor Cumhuriyet. Bi- zi bu baskılar asla yıldıra- mayacak, yıldıramayacağı gibi daha da fazla büyüye- ceğiz.” Moğollar müzik grubunun kurucusu, müzisyen Cahit Berkay, dava sürecini üzüntüyle takip ettiğini dile getirdi. Berkay, “Üzüntüyle izliyorum ve insanların kafasında soru işaretleri uyandırıyor. Nereye gi- diyoruz? Türkiye nereye gidiyor? Bu insanlar ne- den tutuklanıyor? Türkiye’de gerçekten basın öz- gürlüğü var mı? Olup olmadığını Balbay’ın üzerinden yaşıyor ve görüyoruz. Endişeyle izli- yorum” dedi. “Bu durumun bir yerde son bul- masını ve doğruların bir an önce ortaya çıkarıl- masını istiyoruz” diyen Berkay, Cumhuriyet’in ya- nõnda olduğunu vurguladõ. Türk Halk Müziği sanatçõsõ Ufuk Karakoç da, ya- põlanlarõn “bilinçli” olduğuna işaret etti. Karakoç, “Çok bilinçli bir kampanya. Önceden de bili- yordum ama şimdi çok eminim. Kınıyorum. Cum- huriyet için elimden ne geliyorsa da yapmaya ha- zırım” dedi. Ellerinde “En büyük tehlike geriye gidişin hızı değil, heyecanı yitirmektir” yazılı dövizler taşıyan Cumhuriyet okur- ları, Mustafa Balbay’ın bir an önce serbest bırakılmasını istediler. (Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ) Okurlarõmõz ve sivil örgütler, Balbay’õ yalnõz bõrakmõyorlar ‘Hasretimiz büyüyor’İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet okurlarõ ve sivil toplum kuruluş temsilcileri pa- zar hariç haftanõn her günü ga- zetemizin Şişli’deki merkez binasõnda, tutuklanan Ankara Temsilcimiz “Mustafa Bal- bay için nöbet tutmaya” de- vam ediyor. Aralarõnda Atatürkçü Dü- şünce Derneği (ADD) ve Çağ- daş Yaşamõ Destekleme Der- neği’nin (ÇYDD) bulunduğu topluluk, yakalarõna Balbay’õn fotoğraflarõnõ taktõlar. Elle- rinde “En büyük tehlike ge- riye gidişin hızı değil; heye- canı yitirmektir” yazõlõ dö- vizler taşõyan Cumhuriyet okurlarõ Balbay’õn bir an ön- ce serbest bõrakõlmasõnõ iste- diler. Cumhuriyet okuru Feza Özüdoğdu, yapõlan haksõz- lõklara karşõ çõkmak için Bal- bay’õn yanõnda olduğunu be- lirtirken ÇYDD üyesi Alev Ocaktar ise Balbay’õn õşõğõnõn sönmesini istemediklerini di- le getirdi. Cumhuriyet okuru Nejat Ercümen, iktidara muhalefet için, Balbay için nöbetteyim derken, ADD üyesi Nedim Öztuna da demokrasi için nö- bete devam çağrõsõ yaptõ. ‘Balbay’ın yanındayız’ Gazetemize mesaj gönde- ren emekli Albay Ercan Se- defoğlu, tüm varlõğõyla Bal- bay’õn yanõnda olduğunu vur- gulayarak, “Yaşadıkları onu daha da zirveye taşıyacaktır” dedi. Kõdemli Albay Yunus Müminoğlu ve eşi eğitimci- yazar Emine Müminoğlu ise Balbay’õn tutukluğunu kõna- dõğõnõ açõkladõ. Ankara CU- MOK üyesi eczacõ Gülay As- ker de Balbay’õn eşi Gülşah Balbay’a hitaben yazdõğõ mek- tupta, özetle şunlarõ kaydetti: “Biz kadınlar, gücümüzü aydınlanmadan alıyoruz. Karamsarlık yok, umutsuz- luk yok! Güzel kardeşim; Yağmur’u göğsüne bastır, Deniz’i besle sütünle. Besle ki Deniz bebek büyüsün. Seni hep dimdik ayakta görece- ğiz; eşine destek olurken, çocuklarına bakarken...” Balbay için gazetemiz bi- nasõnda açõlan defteri imzala- yan bazõ okurlarõmõzõ mesajlarõ şöyle: - İP Genel Başkan Yar- dımcıları Ceyhan Mumcu ve Erkan Önsel: Uğur Mum- cu’nun başõna gelenler, Uğur Mumcu dostlarõnõn dostu Mus- tafa Balbay’õn da başõna geli- yor. Atatürkçülerin başarõsõnõn yolu, Balbay’õn özgürlüğünden geçer. Balbay’õn özgürlüğü bu yüzden yaşamsaldõr. - CHP Bakırköy Belediye Meclisi Üyesi Yurdanur Kı- rıcı: Cumhuriyet değerlerinin yõlmaz savunucusu, sevgili Uğur Mumcu’nun günümüze uzanan sesi, soluğu, kalemi... Güne sesinizle, değerli yo- rumlarõnõzla başlarken, has- retimiz günden güne büyü- yor. - CHP Karamürsel Kadın Kolları Başkanlığı: Yüreği- mizin gücü ve coşkusu ile her zaman her yerde yanõndayõz... - Gülseren Morkaya: Ata- türk ilkelerine bağlõlõğõn ve onlarõ korumak için gösterdi- ğin çabalar için sana hayranõm. Ben 71 yaşõnda bir Cumhuri- yet okuruyum. Bu yaşõma ka- dar hiç bu kadar mutsuz ol- mamõştõm. Hiç bu kadar Cum- huriyetin, hukuk ilkelerinin, in- sanlõğõn hiçe sayõldõğõnõ gör- medim. - ADD Karamürsel, Geb- ze, İzmit ve Derince Şubele- ri: Düşünce özgürlüğüne gem vurulmamasõ adõna sizinle be- raberiz... - ADD Şişli Şubesi Başka- nı Zekiye Aslan: Türk halkõ- na ve aydõnõna, karanlõklarõ ya- şatmak isteyenler, kendi ka- ranlõklarõnda boğulacak... - Emekli Büyükelçi Murat Bilhan: Seninle çok az ama özlü görüşmemizde, yüksek değerini görmüştüm. Kalbi- min seninle birlikte olduğunu kuvvetle vurgular, en kõsa za- manda sağlõk ve başarõlarõnla birlikte aramõzda olmanõ dile- rim. GENÇ’TEN SORU ÖNERGESİ: Günlükleri basına kim sızdırdı? ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Tun- celi Bağõmsõz Millet- vekili Kamer Genç, gazetemiz Ankara Tem- silcisi Mustafa Bal- bay’õn tutuklanmasõna gerekçe gösterilen gün- lüklerle ilgili tartõşma- larõ bir soru önergesiy- le TBMM gündemine taşõdõ. Genç, Başbakan Re- cep Tayyip Erdo- ğan’õn sözlü olarak ya- nõtlamasõ istemiyle ver- diği soru önergesinde “Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerle” ilgili ola- rak şu sorulara yanõt verilmesini istedi: “Bu günlüklerin Mustafa Balbay’a ait olduğu nasıl ve hangi delillerle kanıtlan- maktadır? Günlük- lerde yer alan ifade- lerin, günlüklerde adı geçen kişilere ait ol- duğu hangi delillerle kanıtlanmaktadır? Halen tutuklu bulu- nan Mustafa Bal- bay’ın bu konudaki ifadesi alınmış mıdır? Bilgisayarlarda yazı- lı metinlerin bir kıs- mını veya tamamı de- ğiştirilerek yerine ye- ni metinler ilave etme olanağı olduğuna gö- re, bu günlük ve ko- nuşmalarda adı ge- çen kişilere yapılan- ları benimsiyor mu- sunuz? Halen açık- lanmamış iddianame- de yer alan bu gün- lükler kimler tarafın- dan basına sızdırıl- mıştır? Sorumlular hakkında ne gibi iş- lem yapılmıştır?” Tarık Akan. Cahit Berkay. Özkök ve Büyükanõt: Davet edilirsek mahkemeye ifade verebiliriz İstanbul Haber Servisi - Eski Genelkurmay başkanlarõ Orgeneral Hilmi Özkök ve Orgeneral Yaşar Büyükanıt, sanõk veya tanõk olarak davet edilmeleri durumunda mah- kemeye ifade verebileceklerini be- lirttiler. Özkök, gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen notlara ilişkin “İnternet si- tesi ve basına yansımış iddialar. Eğri mi doğru mu bilmiyorum” ifadelerini kullanõrken, Büyükanõt, “Benim ‘Bu medyayla darbe yapõ- lõr mõ?’ diye sorduğum yazılmış... Ben hiçbir yerde böyle bir şey söy- lemedim... Hukuk çağırırsa gi- derim, doğru neyse onu söyle- rim” dedi. Milliyet gazetesi yazarõ Fikret Bi- la’nõn konuya ilişkin sorularõnõ ya- nõtlayan dönemin Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Hilmi Özkök, günlüğe ilişkin haberleri okuduğunu belirterek, “Bunlar na- sıl sızıyor, nasıl basına yansıyor onu da anlamış değilim. Soruş- turmanın gizliliği prensibi var ama her şey sızıyor. Bu nasıl olu- yor?” diye konuştu. Adõ geçen as- kerlerin kendisiyle ilgili yaptõğõ yo- rumlarõ değerlendiren Özkök, “Ar- kadaşlarımdan bana karşı böyle değerlendirmeler ve hareketler beklemem” dedi. Özkök, şunlarõ söyledi: “İnternet sitesi veya ba- sına yansımış iddialar. Eğri mi doğru mu bilmiyorum. Resmiyet kazanmış değil. Sadece haberler üzerinden değerlendirme yap- mam doğru olmaz.” Mahkemenin tanõk veya sanõk olarak çağõrmasõ durumunda, “git- mem” denilemeyeceğini ifade eden Özkök, avukatlarõna hukukçulara danõştõktan sonra “hukuka yar- dımcı olacaksa gidip konuşacağı- nı” söyledi. Emekli Orgeneral Ya- şar Büyükanõt ise kenidi adõnõn Bal- bay’õn “Genç subaylar rahatsız” haberiyle ilgili olan yerde geçtiğini anõmsatarak, “Bu haber çıkınca Sa- yın Balbay’ı çağırdım ve konuş- tum. Bu haberin çok tehlikeli bir yaklaşım olduğunu söyledim. TSK’ye zarar verdiğini söyledim. Yanlış olduğunu söyledim. Nite- kim bu haberi bir basın toplantı- sıyla yalanladık” diye konuştu. Büyükanõt, Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’ün İngilizcesi için “gak guk İngilizcesi” ifadesini kullan- dõğõnõ da yalanladõ. Bir yerde ken- disinin “Bu medyayla darbe ya- pılır mı?” diye sorduğunun yazõl- dõğõna işaret eden Büyükanõt, özet- le şöyle konuştu: “Çok üzüldüm. Bunlar çirkin sözler. Kabul etmiyorum. Ben hiçbir yerde böyle bir şey söyle- medim... Bir yerde de o zamanki komutanlarımızın (Org. Hilmi Özkök) gizli gizli bazı buluşmalar yaptığı öne sürülmüş. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı. Ben komu- tanımızı teğmenliğinden bu yana tanırım. Öyle bir şey hiç olmadı.” obursali@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle