Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MART 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İşçi temsilcileri ve akademisyenler, hükümetin zaman yitirdiği ve sosyal politika üretemediği konusunda birleşti İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kim Kuruttu?
Kamuoyuna dönük açıklamalar yapma alışkanlığı ol-
mayan işadamı Ahmet Nazif Zorlu da konuşmuş, eko-
nomideki kurumanın öyle meyvenin kurutulmasına
benzemediğinden söz açıp geri dönüşün, yeniden to-
parlanmanın ne kadar da zor olacağını anlatmaya ça-
lışmış. Zaten ağzını açan ekonomist, piyasacı dünya kri-
zinde yakın günlerde anlamlı bir toparlanma olabilse de,
işletmelerin kapanması, üretim kapasitelerinin düşü-
rülmesi, işçi çıkarmaları olarak yansıyan reel ekonomi-
deki büyük küçülmenin kolay kolay geri dönüşü olma-
dığının altını çiziyorlar. Dün çok açık, resmi işsizlik ve-
rilerinde oynama yapılmazsa, yani hileye başvurul-
mazsa, Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı şisizliği,
işten çıkarma artışlarının, sonraki aylar istatistiklerinde
daha da büyüyeceğini söylüyorlardı.
Özetle piyasalar krizinde dibe vurulmuş, yukarıya çı-
kış başlamış olsa bile reel ekonomide, işsizlik artışında
yakın gelecek için olumlu gelişmeler gündeme gele-
meyecek... İşyeri kapanmaları, işçi çıkarmaları, işsiz sa-
yıları büyümeye devam edecek. Ekonomist, dibe vura-
cak 17 ülke içinde Türkiye’yi sayıyor. BBC iflas edecek
ülkeler listesine almış bile. Zaten reel ekonomik çökü-
şe ilişkin karşılaştırmalı dünya istatistiklerinde, işsizlik-
te Türkiye şimdiden sondan üçüncü sırada...
Türkiye’de üretimi, reel ekonomiyi kim kuruttu böy-
le? ABD odaklı piyasalar krizinden başlayan dünya kri-
zinde, kendi geçmiş krizi nedeniyle bağışıklı sayılan, ha-
fif atlattığı varsayılan Türkiye, nasıl oldu da birdenbire
en çok kaybeden, kaybetmeye devam edecek ülkeler
arasına girdi? Suçlu kim, Türkiye’yi kim kuruttu?
Dünya krizinin olumsuz sonuçlarını seçime kadar ge-
çiştirmeye çalışan AKP iktidarı, “Bizi teğet geçti” sloganı
ile siyaset gaffı da işleyen Başbakan Erdoğan’ın şim-
dilerdeki savunmalarının temeli “Bizden değil, dünyadan
kaynaklanıyor” üzerinden. Çıkışın kaynağının ABD olduğu,
dünyayı kavurduğu iletişim, medya çağında saklanabi-
lecek bir durum değil zaten. Ancak aynı iletişim olanakları,
krizin odağı ABD’nin, kendine dönük aldığı önlemlerle
kendi sorumlusu olduğu bu krizi en hafif geçiştirecek ülk-
lerin başında olduğunu da gösteriyor...
Irak işgali odaklı milyonlarca yoksul Müslümanın
ABD öncülüğündeki emperyal işgallerde, işgalci aske-
ri güç yanında, ırklar, mezhepler eksenindeki içi çatış-
malarda öldükleri, birçok katının yaralandığı, yüzlerce ka-
tının ise çok ağır insan hakları ihlallerine hedef olup, yok-
sullaşıp, yoksunlaştıkları bir süreçten geçiyoruz... Erdoğan
hükümetleri, yaratılmalarını bile borçlu oldukları, iktidara
geldikleri bu süreçte, kendi iktidar icraatları, katkıları sı-
fır sayılabilecek ölçeklerde iken, bu kanlı petrolün ön-
lenemez yükselişi odaklı parlak piyasalar yükselişinden
paylarını aldılar.
Gerçi Erdoğan hükümetlerinin artı hanesine yazılan pi-
yasalar eksenli ekonomik büyüme, pembe tablonun ger-
çeğine bakıldığında, aslında aynı koşullardaki ülkelerin
gerisinde kaldığı da görülür. Üstelik üst üste yüzde ye-
dilerde büyüme oranlarında, işsizlik sonununa çözüm üre-
temeyen sayılı ülkelerden biri oldu. Yani üretim ekono-
misinin büyümediği, Cumhuriyet birikimi, kazanımı iş-
letmelerini en çok, en yağmacı yöntemlerle yabancıla-
ra da peşkeş çeken, ihracat patlamasını üretim artışı-
na değil, ortalama yüzde 60’ları bulan ithalata dayalı üre-
time dayatan, cari açığı da büyüme rekorları kıran bir Tür-
kiye’den söz ediyoruz. Erdoğan hükümetleri, dünya ge-
lişmelerine borçlu olduğu piyasalar ekonomisindeki bu
pembe tabloyu kendi başarısı gibi pazarlamayı çok iyi
becerdi.
Şimdi sonuçlarından, sorumluluğundan asla kaça-
mayacağı, elbette dünya krizi bağlantılı kötü gidişten sı-
yırtmak üzere, “Dünya krizi, bizim hiç suçumuz yok..” de-
meye getiren bir söylemle siyaset yapıyor. Oysa bilim
çok çarpıcı ve çıplak olarak, piyasalardaki büzüşme bağ-
lantılı, tüketimin artırılamaması eksenli emperyal kapi-
talizmin olmazsa olmaz bu doğal krizinden, zararla baş-
layıp kazançlı bile çıkabilenler ile, altından kalkamayanlar
arasındaki ayrışmayı açıklayabiliyor... Kriz karşısında ön-
lemini alan ülkeler en az zararla kolayca toparlanır, pi-
yasalar krizinin reel ekonomiye sıçramasında büyük çap-
ta önlemler alırlarken, onların toparlanması adına talan
edilmiş gelişmekte olan ülkeler iflasa sürükleniyor.
Soros, Fethullah fonları ile beslenmiş siyasal iktidarlar
elinde olan gelişmekte olan ülkelerin sorumlu siyasi ik-
tidarları, enperyal çıkarlara teslimiyette en sorumsuz iş-
leri yaptıklarından, iflas eden ülkeler, gerçek ekonomi-
leri en çok zarar uğramış ülkeler listelerinde başı çeki-
yorlar... Ukrayna, Macaristan, Türkiye.. geçmişlerinde-
ki sanayileşme birikimlerini en çok yabancılara peşkeş
çekmiş, sosyal devlet düzenlerini talan etmiş ülkelerin
siyasi iktidarları yaptıklarının hesabını vermek nokta-
sındalar. Hele de en uzun süreli iktidarda kalmış, pem-
be tablolu günlerin nimetlerinden payını almış Erdoğan
hükümetlerinin hiç kaçacak yeri yok...
soner@cumhuriyet.com.tr
Bugünkü ekonomik tablo ile iş-
sizliğin kõsa bir sürede çözümlene-
meyeceğini dile getiren ekonomistler,
en azõndan işini kaybedenlerin ya-
şamõnõ sürdürebilmesi için sosyal
politikalarõn bir an önce harekete ge-
çirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Prof. Seyfettin Gürsel, bu yõl ve ge-
lecek yõlõn kayõp bir olduğunu, istihdam
sorununun çözümü için en az yüzde
6’lõk büyümenin şart olduğunu dile
getirirken, Prof. Hayri Kozonoğlu da
kõsa vadede işsizlere yurttaşlõk geliri gi-
bi harcama kuponlarõnõn verilmesi ve
KDV’nin tüm zaruri ihtiyaç maddele-
rinde kaldõrõlmasõ ya da yüzde 1’e in-
dirilmesi gerektiğini vurguladõ. Hükü-
metin programõnõn belli sektörlerde bir
hareket yaratabileceğini anlatan Koza-
noğlu, belli gelir seviyesindeki
insanlarõn beyaz eşya da benzeri
ürünleri alabileceğini, oysa da-
ha kalõcõ önlemlere gereksinim duyul-
duğunu söyledi. Kozanoğlu’nun çö-
züm önerileri özetle şöyle: Sanayide
yüzde 20’lik bir daralma var, ancak gõ-
dada istikrar sürüyor. Bir süre sonra bu-
rada da daralma başladõğõnda durum çok
daha vahim olacak. Bu nedenle kamu-
nun bir an önce iş olanaklarõ yaratma-
sõ gerekiyor. Ayrõca, geliri olmayanla-
ra da krizin etkileri azalõncõya kadar yurt-
taşlõk geliri gibi bir gelir sağlanmasõ la-
zõm. 6.5 milyon aileye dağõtõlmasõ ge-
reken bu harcama kuponlarõnõn kriz sü-
resince verilmeli.
İstihdam dostu büyüme
İşsizlikle başa çõkõlmasõ için en yüz-
de 6’lõk bir büyüme gerektiğini ifade
eden Gürsel, sağlanmasõ gereken bü-
yümenin de mutlaka istihdam dostu bir
büyüme olmasõ gerektiğini söyledi.
Gürsel’e göre yapõlmasõ gerekenler
şunlar:
Hem iç talebi artõracak, tasarrufu
artõracak, hem de rekabet edebilecek bir
yapõlanma gerekiyor. Bunun yolu bir di-
zi yapõsal reformdan geçiyor.
Asgari ücret ödemediği halde as-
gari ücret gösterilen yüzlerce işyeri
var. İşgücü maliyetleri çok yüksek.
Kõdem tazminatlarõ ciddi bir yük.
İşsizlik ödenekleri yükseltilerek bundan
sonra işe gireceklerde kõdem tazmina-
tõ kaldõrõlmalõ.
Savunma sanayiinden kõsõlarak eği-
time daha fazla pay ayrõlmalõ.
DİSK:Tüketim
dedesteklensin
DİSK Başkanõ Süleyman
Çelebi de istihdam sorunu-
nun gidirelmesinin yanõ sõ-
ra krizin daha rahat atlatõla-
bilmesi için tüketimin de
desteklenmesi gerektiğini
dile getirdi. Çelebi’nin öne-
rileri de şöyle:
İşsizlik verileri birkaç
ay içinde daha da ağõrlaşa-
cak. Yalnõz bir saatlik ça-
lõşma süresinin geri çekil-
mesi bile 126 bin kişiye is-
tihdam yaratõyor.
Fazla mesai, özellikle
medya ve turizmde yaşa-
nan 11-13 saatlik çalõşma-
lardan kesinlikle vazgeçi-
lerek yeni eleman alõnmalõ.
Kayõt dõşõ çalõşanlar
kayõt altõna alõnmalõ, bunu
kolaylaştõrmak için sigorta
ve primleri Hazine tarafõn-
dan karşõlanmalõ.
Geliri 800 TL’nin altõ-
dakilere destek sağlanmalõ.
Türkiye İşçi Sendikalarõ Konfederas-
yonu Başkanõ Mustafa Kumlu’nun, is-
tihdam sorunu ve krizin etkilerinin nasõl
giderileceğine dair görüşlerini şöyle
özetlemek mümkün:
Krizi sosyal devlet politikalarõnõn
uzaklaştõrõlmasõnõn bir bedeli. Bu nedenle
çözüm de sosyal devletin yeniden ve güçlü bir
şekilde uygulanmasõndana geçiyor.
Kriz gerekçesiyle işten çõkarõlma ön-
lenmeli.
İlave istihdam yaratan işletmelerin sosyal
güvenlik prim ödemelerini Hazine üstlensin.
Kamu daki personel ihtiyacõ hemen giderilmeli,
emekli olanlarõn yerine yeni personel istihdam edilsin.
Fazla mesai uygulamasõ yapõlmasõn. Çalõşma saatleri
düşürülerek istihdam arttõrõlsõn.
Esnek çalõşma biçimleri kriz gerekçesiyle yaygõn-
laştõrõlmasõn.
İşsizlik sigortasõ kapsamõndaki işçilerin fondan ya-
rarlanma koşullarõ geliştirilsin.
Ağõrlõklõ olarak dar ve sabit gelirli kesimlerin tüket-
tiği zorunlu temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylõ ver-
giler kaldõrõlsõn.
İşsizlik sigortasõ kapsamõnda olmayan işçiler işten çõ-
karõldõğõnda “dayanışma geliri” verilsin. Elektrik, su, do-
ğalgaz, yakacak, kira gibi ödemeleri belirli bir süreyle za-
mana yayõlsõn.
İzmir’de4ayda30fabrikakapandı
Ekonomi Servisi - Kü-
resel kriz, İzmir’in Çiğli il-
çesindeki 52 sektörden on
binlerce kişiye ekmek kapõsõ
açan İzmir Atatürk Organize Sana-
yi Bölgesi’nin (İAOSB) firmalarõn
krizden ne ölçüde etkilendiklerine
ilişkin hazõrladõğõ ikinci raporda, çar-
põcõ sonuçlar ortaya çõktõ.
İAOSB’nin yaptõğõ araştõrmada,
kapanan fabrika sayõsõ 30’a yükse-
lirken, işsiz kalan sayõsõ 6 bine çõk-
tõ. Ücretsiz izne çõkarõlan ya da ya-
rõzamanlõ çalõşan işçi sayõsõ da 6 bi-
ni buluyor. İşçi çõkarmalarõndan
önce bölgede istihdam edilen çalõ-
şan sayõsõ 28 bin iken, bugün bu ra-
kam 22 bine düştü.
Kriz derinleşiyor
İAOSB Başkanõ Hilmi Uğurtaş,
Türkiye genelindeki diğer organize
sanayi bölgelerinin de durumlarõnõn
İAOSB’den farklõ olmadõğõnõ söy-
ledi. Uğurtaş, “Kriz derinleşerek
devam ediyor. İhracatta çalışan
sektörlerde sipariş
azalması var. Elektrik
ve doğalgaz tüketim-
leri ciddi ölçüde düştü.
Durum hiç parlak değil” dedi.
Konuttaki KDV, beyaz eşyada
ÖTV indiriminin yeterli olmadõğõ-
nõ ifade eden Uğurtaş, “Enerji fi-
yatlarında indirim yapılmalı, is-
tihdam üzerindeki yükler azaltıl-
malı. Lüks konuttaki KDV ora-
nını düşürüyorsunuz, anlayabil-
mek mümkün değil. Alınması ge-
reken tedbirler alınmıyor” diye
konuştu.
Desa’da
yeni eylem
takvimi oluştu
Desa’da protestolara uluslararasõ iş-
çi örgütlerinin de destek vermesiyle
yeni bir takvim oluşturuldu.
CCC’nin (Clean Clothes Campa-
ign) düzenlediği ve Avrupa sendi-
kalarõnõn destek verdiği eylem tak-
vimine göre, Desa ağõrlõklõ olarak
Prada’ya üretim yaptõğõndan İtalya,
Fransa, İspanya ve İngiltere’de
Prada’ya karşõ mağaza önlerinde 7
Mart’ta eşzamanlõ olarak eylem
yapõldõ. 25 Mart 2009’da yeni bir to-
oplantõ için çalõşmalar sürüyor.
Birleşik Metal’de örgütlendikleri
için işten atõlan İstanbul/Ümraniye
Organize Sanayi Bölgesi’nde faa-
liyet gösteren Sinter Metal’de 380
işçi ve Gürsaş’ta 24 işçi bugün
haklarõ için yürüyorlar.
Sendika tarafõndan yapõlan açõkla-
mada bugün Ümraniye Merkez Ca-
mi karşõsõndaki parkta saat 13.00’te
yapõlacak yürüyüş için duyarlõ olan
kesimlerden destek istedi.
Türkiye’nin ihracat şampiyonla-
rõndan Ford, kõsa çalõşma ödene-
ğinden yararlanmak üzere başvu-
ruda bulundu. Türk Metal Sendikasõ
Gölcük Şube Başkanõ Yücel Yücel,
işverenin 5 bin 239 işçi için eylül
sonuna kadar destek istenmesine ka-
rar verildiğini söyledi.
Ford Otosan Genel Müdür Baş-
yardõmcõsõ Nuri Otay, ise açõkla-
masõnda, şirketin çalõşanlarõn lehine
bir uygulama olarak değerlendir-
dikleri Kõsa Çalõşma Ödeneği için
başvurulduğunu, ancak ödenekten
yararlanmasõ düşünülen çalõşan sa-
yõsõnõn, iç ve dõş pazar talebine gö-
re şekilleneceğini belirtti.
Dünya
bu filmi
izliyor...
Küresel kriz en ağır darbesini istihdam üzerinde gösterirken
Çin’den ABD’ye, Avrupa’dan Filipinler ve Tayland’a kadar
tüm dünyaya işsizlik darbesini vurdu. İşsizlik oranlarının son
yarım yüzyılın rekorlarını kırdığı son 6 ayda iş bulmak da git-
tikçe zorlaştı. Ekonomiyi canlandırmak için yarım trilyon do-
larlık teşvik paketi açıklayan Çin’de sık rastlanılan istihdam
fuarları da artık dünyanın dört bir tarafına yayılmaya baş-
ladı. Filipinler’in Manila kentinde iş arayan yüzlerce kişi iş-
veren ile işçilerin bir araya geldiği istindam fuarına koştu. Son
üç ayda on binlerce çalışanın küresel kriz nedeniyle işinden
olduğu Filipinler’de uzmanlar, işsizlerin sayısının 1.7 milyo-
na ulaşmasından endişe ediyor. Uluslararası şirketlerin üre-
tim merkezi konumundaki Tayland da krizin istihdamı vur-
duğu ülkelerden. Bangkok’ta geçen hafta düzenlenen istihdam
fuarına da on binlerce kişi katıldı. Krizin merkezindeki
ABD’de de yine geçen hafta Ohio eyalatinde düzenlenen fu-
arda herhangi bir iş için başvuru yapan Amerikalılara ne ma-
sa ne de sandalye yetiştirilebildi.
Cumhuriyet Gazetesi çalı-
şanları, Turkuvaz Med-
ya’nın grevdeki çalışanlarını
ziyaret ederek destek ver-
diler. Toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinde anlaşma
sağlanamayan ATV ve Sa-
bah gazete ve dergi gruplarının bağlı oldu-
ğu Turkuvaz işyerlerinde uygulanan grev 13
Şubat’tan beri sürüyor. Direnişleriyle tüm
medya çalışanları için umut olan 10 ATV-Sa-
bah çalışanını grevin 32. gününde Cumhu-
riyet Gazetesi çalışanları ziyaret etti. 15 ki-
şinin katılımıyla yapılan ziyarette Cumhu-
riyet çalışanları Balmumcu’daki grev göz-
cülerine dayanışmalarını bildirdi.
Ziyarette, Türk basınında 29 yıl
aradan sonra gerçekleşen grevin
gelecek için umut verici olduğu
vurgulandı. Grev başladığı günden
beri hava koşullarının kötü ol-
masına rağmen, her gün işyerle-
rinin kapısı önünde nöbet tutmaya devam
eden grevcilerin morallerinin oldukça yük-
sek olduğu gözlendi. Greve verilecek her des-
teğin bu dönemde büyük önem taşıdığını ifa-
de eden grev gözcüsü Mete Öztürk, aldıkla-
rı desteklerle her geçen gün daha güçlen-
diklerini, haklarını almadan bu yoldan dön-
meyeceklerini söyledi.
Tezcan Galvaniz işçisi
kriz değil işveren mağduru
AHMET KURT
KOCAELİ - Kocae-
li’nin Arslanbey Organize
Sanayi Bölgesi’nde kuru-
lu bulunan Tezcan Gal-
veniz’de işten çõkarõlan
işçilerle ilgili yargõ işveren
aleyhine karar verdi. Ko-
caeli 1. İş Mahkemesi, iş-
ten çõkartma gerekçesini
ekonomik kriz olarak ka-
bul etmeyerek çõkõşlarõn
sendikal gerekçe olduğu-
na karar verdi.
Tezcan Galveniz işye-
rinde DİSK’e bağlõ Birle-
şik Metal-İş Sendikasõ’nõn
örgütlenmesi sonrasõ iş-
veren iki grup halinde Ey-
lül 2008’de toplam 117 ki-
şinin iş akitlerini feshetti.
İşçiler de günlerce fabri-
kada eylemler düzenleye-
rek seslerini duyurmaya
çalõştõ. İşten çõkartõlan top-
lam 117 işçiden bir bölü-
mü için Birleşik Metal-
İş Sendikasõ aracõlõğõyla
işe iade davasõ açõldõ. Ko-
caeli 1. İş Mahkemesi ön-
ceki gün kararõnõ açõkladõ.
Mahkeme, işten çõkarma-
larõn gerekçesinin ekono-
mik kriz olmadõğõna, iş-
verenin sendikal hareket-
ten rahatsõz olduğuna ka-
rar verdi.
Birleşik Metal-İş Sen-
dikasõ Şube Sekreteri Te-
lat Çelik, benzer davanõn
işten çõkarõlan diğer işçiler
için de açõlacağõnõ belir-
terek “Bu, yargının Tez-
can Galveniz işverenine
bir tokadıdır” dedi. Çe-
lik, fabrikada sürdürülen
toplusözleşme görüşme-
lerinin de uyuşmazlõkla
sonuçlandõğõnõ açõkladõ.
GEREKÇE SENDİKALI OLMAK
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde 4
ayda kapanan fabrika sayõsõ 17’den 30’a
yükselirken, işsiz sayõsõ 3 bin 500’den 6 bine çõktõ.
Sinter Metal
ve Gürsay
işçisi yürüyor
Cumhuriyet
çalışanlarından
Turkuvaz
grevine destek
Yoksula yurttaşlõk geliri şart
TÜRK İŞ: KAMUDA PERSONEL İHTİYACI HEMEN GİDERİLSİN
Ekonomistler, savunma ve
benzeri harcamalardan kõsõlarak
işsizlerin geçimine yönelik
programlara ve eğitime kaynak
ayrõlmasõndan yana.
Fotoğraf:
DUYGU
ATAHAN
ÇİN
TAYLANDFİLİPİNLER
Ford kõsa çalõşma
ödeneği istedi