Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Yasanın soruşturmanın gizli kalmasını, açıkla-
namayacağını elbette biliyor.
Tam bir yıldır davayla ilgili kişileri mahkeme ka-
rarından önce karalamak amacıyla “gizli kalması
gereken bilgilerin” sızdırıldığını, açıklandığını gö-
rüyor.
Tam bir yıldır “bilgileri kimin yansıttığını ince-
lettiğini” söylüyor.
Tam bir yıldır İstanbul’da 900’den fazla soruş-
turma açıldığını bildiriyor.
Tam bir yıldır, 900’den fazla soruşturmanın hiç
değilse birinin sonuçlandığını, gizli kalması gere-
ken bilgilerin, belgelerin nasıl ve kim tarafından “sız-
dırıldığının” saptandığını -ne hikmetse- bir türlü
açıklayamıyor.
Suçunun ne olduğunu bilmeyen insanlar ce-
zaevlerinde yatıyor.
Polis devletinin bütün kuralları işliyor.
Telekulak korkusu her yanı sarmış. Hâkimler bi-
le telefonlarının dinlendiğinden yakınıyor. Kimile-
ri dinlemeyi önlediği söylenen araçlar kullanıyor.
AKP’nin din kardeşi Saadet Partisi RTE’nin mas-
kesini indirecek açıklamalar yapıyor.
Parti sözcüleri otobüs bekleyen dar gelirli tür-
banlının önünden pahalı, lüks bir cipe binmiş zen-
gin giyimli türbanlının geçtiğini söylüyorlar ve so-
ruyorlar:
“Bu nasıl Müslümanlık!”
Başbakan beyefendiye göre türbanlıların lüks cip
vs. sağladıkları refahın kanıtları.
Üslubu sadece muhaliflerine ağır saldırılar içer-
miyor.
Kredi kartı mağduruna “al borcu git, nereye gi-
dersen git” diye sesleniyor.
Devletin, hükümetin bireyleri her koşulda ola-
bildiğince korumasını emreden temel kuralı, sos-
yal devlet anlayışını bırakalım bir yana; kredi kar-
tı mağdurlarını insanlıktan nasibini almayan bir ta-
vırla tersliyor.
Bir avukat, üstelik bir TV’de, “İntihar edersem
kredi borçlarımı ailemden isterler mi?” diye baş-
vuranlar olduğunu açıklıyor.
Bütün bunlar seçim rüşvetlerini sürekli sosyal
devlet anlayışına bağlayan AKP iktidarının yüz ka-
rası olaylarına örnek değil mi?
Bu arada Batı basını RTE iktidarının gerçek yü-
zünü anlatan, yorumlayan yazılar, haberler ya-
yımlamaya devam ediyor.
RTE’nin bir kulağından girip diğerinden çıkan
eleştiriler.
Örneğin İngiltere’de yayımlanan Financial Times,
RTE’nin “seçmen oyunu satın alma arayışında” ol-
duğunu yazıyor. Seçim sonuçları için şu dikkat çe-
kici yorumu yapıyor:
“...Seçimlerle ilgili olarak yanıtlanması gereken
asıl soru, AKP’nin ne kadar oy alacağı değil,
RTE’nin yeni yetkiyle neler yapmayı planladığıdır...”
Mehmet Ali Erbil, şen şakrak programların bir
numaralı yapımcısı.
Geçenlerde başından geçen bir olayı aktararak
o bile isyanları oynadı. Bu iktidarın nalıncı kese-
ri gibi devlet olanaklarını kendine yonttuğunu ör-
nekleriyle anlattı.
Devlet büyüklerinin (hükümet üyelerinin) za-
manında gelmedikleri için uçakların dakikalarca
geç kalktığına çok kez tanık olduk.
Erbil, hızlı feribotun AKP seçim otobüsünü
beklediği için 20 dakika geç kalktığını, feribotta
AKP yalakası TV’lerin yayınlandığını anlatırken,
“Hani çoğulcu demokrasiydi? Hani insan hakla-
rıydı? Kendilerine gelince yontuyorlar” diyor.
Bu gidiş tek partiye gidiştir, diyor.
Tam bu sırada kamera Erbil’in gerçekçi vurgu-
lamalarını dinleyenlere döndü.
Kadınlı erkekli izleyiciler... istisnasız hemen
hepsi... Mehmet Ali Erbil sanki komik bir öykü an-
latmış gibi... gülüyorlardı!
Sunucu Erbil bu manzaraya baktı, baktı ve du-
daklarından:
“...Yaa! Siz böyle koyun gibi olursanız...” dedi.
İstanbul Y 8
Edirne Y 8
Kocaeli Y 9
Çanakkale Y 10
İzmir Y 13
Manisa Y 12
Aydın Y 13
Denizli Y 11
Zonguldak Y 7
Sinop Y 10
Samsun Y 13
Trabzon B 14
Giresun B 13
Ankara K 4
Eskişehir K 5
Konya Y 10
Sıvas K 8
Antalya Y 18
Adana Y 15
Mersin Y 18
Diyarbakır Y 13
Şanlıurfa B 11
Mardin B 13
Siirt B 13
Hakkâri B 3
Van B 4
Kars K 1
Oslo B 5
Helsinki B 2
Stockholm PB 3
Londra B 15
Amsterdam PB 11
Brüksel B 11
Paris B 14
Bonn PB 9
Münih PB 8
Berlin PB 9
Budapeşte B 8
Madrid B 23
Viyana Y 8
Belgrad Y 8
Sofya Y 6
Roma Y 15
Atina B 14
Zürih Y 12
Moskova Y 5
Aşkabat PB 17
Astana K 1
Taşkent PB 14
Bakû PB 11
Bişkek Y 6
Tiflis Y 5
Kahire B 22
Şam PB 19
Ülke geneli çok bu-
lutlu, Marmara, Ege,
Akdeniz, İç Anadolu,
Batı ve Orta Karade-
niz, Doğu Karade-
niz’in iç kesimleri, Do-
ğu Anadolu’nun ku-
zey ve batısı, Güney-
doğu Anadolu’nun
batısı, Diyarbakır, Bat-
man ve çevreleri kar-
la karışık yağmur ve
kar şeklinde olacak.
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2009 PERŞEMBE
18 HABERLERİN DEVAMI
1. KOŞU: F: Grant Gift (9), P: Jolie Fille (10), PP: Bar-
baros Ege (1), S: Doctors Dancer (7).
2. KOŞU: F: Victorys Dream (11), P: My Sultans (1),
PP: Poisen (5), S: Mechanic Girl (2).
3. KOŞU: F: Sisifos (1), P: Minnie Parfait (7), PP: Cliff
(5), S: Leyt (3).
4. KOŞU: F: Ayberk (19), P: Şenbahar (16), PP: Mir-
kan (14), S: Gülözkan (4).
5. KOŞU: F: Jaw To Jaw (3), P: Hi Canõm (2), PP: Ti-
erra (12), S: Wonder Boy (5).
6. KOŞU: F: Hayatõm (2), P: Tümöz Bey (7), PP: Ön-
sel (3), S: Taybars (1).
7. KOŞU: F: Gazi Be-
goviç (3), P: Lovely
Blaze (7), PP: Kenndrea
(9), S: Sedatbey (12).
8. KOŞU: F: Haskara
(10), P: Namlõ (11),
PP: Beykõr (7), S:
Ömürcan (5).
ALTILI GANYAN
1 19 3 2 3 10
7 16 7 11
5 14 9 7
3 4 12 5
2 7
11/13
‘Genel af görüşülüyor’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan,
Irak Cumhurbaşkanõ Celal Tala-
bani’nin terör örgütü PKK’ye ge-
nel af çõkarõlmasõnõn çözüm olaca-
ğõ şeklindeki sözleriyle ilgili olarak,
“Bizim şu anda mevcut yasaları-
mızda zaten çok önemli madde-
ler var. Mevcut yasalarımız zaten
aslında niyet orada olduktan son-
ra kapıların açılmasını sağlayıcı
maddeleri de içeriyor” dedi.
Filipinler Dõşişleri Bakanõ Al-
berto Romulo ile görüşmesinin
ardõndan düzenlenen ortak basõn
toplantõsõnda Babacan, sorular üze-
rine 2007 yõlõ sonlarõndan itibaren
terörle mücadelede Türkiye olarak
farklõ bir döneme girdiklerine işa-
ret ederek, sadece sõnõr ötesi ope-
rasyonlarla değil, aynõ zamanda
diplomatik alanda da çok farklõ
uygulamalarõn başladõğõnõ anõm-
sattõ. Babacan, şunlarõ söyledi:
“Bizim şu anda mevcut yasa-
larımızda zaten çok önemli mad-
deler var. Mevcut yasalarımız
zaten aslında niyet orada olduk-
tan sonra kapıların açılmasını
sağlayıcı maddeleri de içeriyor.
Bu konular hem Bağdat’ta mer-
kezi hükümetle konuştuğumuz
konular, hem Irak’ın kuzeyindeki
yerel yönetimle artık daha rahat,
açık şekilde konuştuğumuz ko-
nular. Ama şu gün, şu saat şun-
lar yapılacak, şu adımlar atılacak,
bu detayların bugün için açıkça
konuşulması doğru değil, müm-
kün de değil. Terörle mücadele-
de 2007 sonundan itibaren Tür-
kiye’de yeni bir dönem başla-
mıştır. Bu bölücü terör örgütü ar-
tık ne bugünün Türkiye’sinde
ne bugünün Irak’ında yeri ol-
mayan bir örgüttür. Bunun da
herkes daha çok farkına varıyor.
Buna kalıcı bir çözüm bulabilmek
için de bir yandan Türkiye, bir
yandan Irak, bir yandan ABD,
aynı zamanda bu üçlü mekaniz-
ma içinde de çalışmalar yapıyo-
ruz. Ama bu bir süreç. Hemen el-
de edilecek sonuçlar değil bunlar”
Bir soru üzerine Babacan, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Irak’a
gittiğinde orada mümkün oldu-
ğunca çok sayõda grupla, çok sayõ-
da grubun temsilcisiyle görüşmeler
yapacağõnõ kaydetti.
İstanbul Haber Servisi - Suyun Tica-
rileştirilmesine Hayõr Platformu’nun
dün sona eren atölye çalõşmasõnda İs-
tanbul’daki su havzalarõnõn konut, sa-
nayi tesisi, ocak işletmeciliği ile kirli
tarõm işgali altõnda olduğuna dikkat çe-
kilerek havzalarõ koruma dõşõ tutan İS-
Kİ Yönetmeliği’nin, bilim ve yasadõşõ
olduğu belirtildi. Beyoğlu’ndaki Ma-
kina Mühendisleri Odasõ İstanbul Şu-
besi’nde dün “Suya erişim-metalaş-
ma”, “Tarım, orman ve su”, “Su,
canlılar ve doğal sistem”, “Mücade-
leler ve deneyimler” gibi konularda
atölye çalõşmalarõ düzenlendi. “Suya
müdahalelerin ve su transferinin
havzalara etkisi” başlõklõ atölye çalõş-
masõnda Melen Çayõ örneği ele alõndõ.
Makine mühendisi Halim Gürbüz,
geçmiş yõllarda Melen’e ilişkin önce
“suyu çekeceğiz” denildiği, ardõndan
baraj yapõmõ fikrinin ortaya atõldõğõ,
sonra da Melen Çayõ’nõn fethedilmesi-
nin gündeme geldiğine dikkat çekti.
İSKİ yönetmeliği bilim ve yasadışı
MİYASE İLKNUR
12 Eylül darbesinden sonra idam edi-
len Ramazan Yukarıgöz ile Mehmet
Kambur’un ailelerine yazdõğõ mektup-
larõn 26 yõl sonra 78’liler Derneği tara-
fõndan ailelerine ulaştõrõlmasõyla gözler
diğer kayõp mektuplara çevrildi. O dö-
nem birçok tutuklu ve hükümlünün
mektuplarõna idarece el konuldu. İdam
edilmeyen, cezaevlerindeki işkenceler-
de yaşamõnõ yitirmeyenler şanslõydõ.
Onlarõn gönderdiği mektuplar ailelerine
ulaşmasa da kendileri yõllar sonra öz-
gürlüklerine ve ailelerine kavuştu. An-
cak idam edilenler ve cezaevinde yaşa-
mõnõ yitirenlerin mektuplarõ da kendileri
gibi yitik kaldõ.
Bazõ mektuplar ise 12 Eylül’de arşiv-
lerine el konan DİSK ve CHP gibi ku-
rumlara iade edilen arşivlerinin kondu-
ğu çuvallardan çõktõ. DİSK davasõ so-
nuçlanõp yöneticileri beraat edince Sõ-
kõyönetim’den arşivlerini geri istediler.
Bir kõsmõ sõkõyönetimin loş odalarõnda
çürütülen, bir kõsmõ SEKA’ya yollanan
arşivin elde kalanõ DİSK’e teslim edil-
di. Ancak teslim edilen arşiv çuvallarõ-
nõn içinde idarece el konup sahiplerine
iletilmeyen mektuplar, sorgu tutanakla-
rõ, gayrõmüslimlerin fişlenme cetvelleri
ve açlõk grevinde ölenlerin sõkõyönetim
komutanlõğõna yazdõklarõ şikâyet dilek-
çeleri de yanlõşlõkla gönderildi.
Hıdır Aslan’ın mektubu
Bu belgeler arasõnda idam edilen Hı-
dır Aslan’õn bir arkadaşõna gönderdiği
mektup, Reha İsvan’a yurtdõşõndan ge-
len İngilizce mektuplar, DİSK Genel
Başkanõ Abdullah Baştürk’e yine yurt-
dõşõndan gelen destek mektuplar ile ce-
zaevindeki koşullarõnõ protesto için baş-
ladõğõ açlõk grevinde yaşamõnõ yitiren
Mehmet Fatih Öktülmüş’ün 1.No.lu
Sõkõyönetim Komutanlõğõ’na gönderdi-
ği şikâyet dilekçesi de bulunuyordu.
İdam edilen Hõdõr Aslan, arkadaşõna
gönderdiği mektup bir şiirle başlõyor. Şii-
rin hemen altõnda ise arkadaşõna şöyle
sesleniyor:
“Değerli dostum,
Şiirin tamamõnõ yazamadõm. Başlan-
gõç bölümünde bir düzenleme yapmayõ
düşündüm. Sonra yazarõm. Bu bölüm ko-
nusundaki düşüncelerini almak isterdim.
Yolladõğõn şiirin 1. bölümü dõşõnda ba-
na henüz ulaşabilen bir şiirin olmadõ dos-
tum. Dost selam ve sevgilerimizi iletir
özlemle kucaklarõm. Hoşçakalõn.
Hõdõr Aslan”
Bu mektup arkadaşõna gönderilmeden
Hõdõr Aslan idam edildi. Mektuba da ida-
rece el kondu.
Barõş Derneği Davasõ’ndan gözaltõna
alõnan Reha İsvan’a ise sadece Türkçe
yazõlan ve sakõncasõz görülen mektup-
lar iletiliyordu. Sakõncalõ görülenler
arasõnda kõzõ Nurhan’õn gönderdikleri ile
yurtdõşõndan İngilizce yazõlan mektup-
lardõ. DİSK’in çürütülmüş evraklarõ
arasõnda rastladõğõmõz mektuplarõ 1993
yõlõnda Reha İsvan’a elden ilettik. An-
cak DİSK’teki çuvvallar arasõnda İngi-
lizce mektuplarõn Reha İsvan’a neden ve-
rilmediğini ortaya çõkaran bir belge de
rastlantõ sonuçu çõktõ. Metris Özel As-
keri Cezaevi Müdürü Piyade Yarbay
Yüksel Tuncel, 66. Mekanize Tümen
Komutanlõğõ‘na gönderdiği resmi yazõ-
daİngilizce mektuplara el koyma nede-
nini şöyle açõklõyordu:
“Cezaevlerinde bulunan Barõş Dava-
sõ tutuklularõndan Reha İsvan’a İngilte-
re’den gelen ve İngilizce yazõlõ mektup
lisan bilen bir eleman mevcut olmadõ-
ğõndan ek’te sunulmuştur. Tercüme edi-
lip sakõncasõ yoksa adõ geçen tutukluya
verilmek üzere iadesini arz ederim.”
Tümen Komutanlõğõ’nda da dil bilen
eleman olmadõğõndan ya da mektuplar
sakõncalõ görüldüğünden Reha İsvan’a
iletilmedi. Mektuplarõ iletilmeyen bir di-
ğer tutuklu da DİSK Genel Başkanõ Ab-
dullah Baştürk’tü. Ona yurtdõşõndan ge-
len mektuplar da destek ve dayanõşma
duygularõ ifade ettiğinden idarece ve-
rilmedi. Baştürk, bu mektuplarõ ancak
DİSK’in arşivi iade edildiğinde okuma
olanağõ buldu.
Genelkurmay arşivlerinde 12 Ey-
lül’den kalan evraklar arasõnda başka sa-
hibini arayan mektuplarõn olduğu sanõ-
lõyor. Arşiv açõlõrsa tutsak mektuplar,
eğer hâlâ sağ iseler sahiplerine ulaşabi-
lecek.
Hâlâ
tutuklu
mektup var
MASLAK’TA YENİ BİR LEZZET
Tike markalarõ olan Why-B zurna
ilk olarak aynõ mekânda şimdi
0212 276 60 60
telefon numarasõyla kapõnõzda.
Babacan, konuyu hem Bağdat, hem de Kürt yerel yönetimiyle konuştuklarõnõ belirtti
Dünya Su Konseyi Başkanõ Loic Fauchon, ‘kolay su’ döneminin bittiğini söyledi
‘Sağlõklõ suyu satmalõyõz’
İstanbul Haber Servisi - Dünya Su Konseyi
Başkanõ Loic Fauchon, yerel yöneticilerin su
tarifelerini gerçek bedellerine göre düzenlemesi
çağrõsõnda bulunarak, “Sağlıklı suyun bir bedeli
vardır. Bu bedel ödenmelidir. Bunu insanlara
anlatmak zorundasınız. Aksi takdirde sağlıklı
hizmet sağlayamazsınız” dedi. İstanbul Su
Mutabakatõ metninde ise su yönetimi için
uluslararasõ işbirliği, kamu ve özel sektör birliği ve
borçlanma önerileri yer aldõ.
5. Dünya Su Forumu Yerel ve Bölgesel Otoriteler
Günleri açõlõş töreni dün Harbiye’deki Lütfi Kõrdar
Uluslararasõ Kongre Merkezi’nde yapõldõ. Törende
konuşan Fauchon, dünya nüfusunun her 10 yõlda 1
milyar arttõğõnõ, gelecekte temiz suya ulaşamadõğõ
için ölen insan sayõsõnõn ise 10 kat artacağõnõ
belirterek, “Kolay su dönemi bitmiştir. Suya her
alanda ihtiyacımız var. Bugün 1.5 milyar insana
sağlıklı su götürebilmek için aşırı merkeziyetçi
anlayışı değiştirip, cesur kararlar almalıyız”
dedi. Fouchon, Filistin’in karşõ karşõya kaldõğõ su
sorununun da forum gündemine alõndõğõnõ söyledi.
‘Su kamu kontrolünde olmalı’
5. Dünya Su Forumu’na katõlan yerel
yönetimlerce yerel yöneticilerce bugün kabul
edilmesi beklenen İstanbul Su Mutabakatõ metninde
su yönetimine ilişkin özetle şu tespitler yer aldõ:
? Su, kamu malıdır, bu nedenle kısmen veya
tamamen özel sektöre ihale edilmiş olsa da su
kamunun kontrolünde olmalıdır.
? Atık yönetimi, altyapı, içme suyu temini
merkezi yönetimden uzaklaştırılarak, yerel
yönetimlere aktarılmalıdır.
? Su yatırımlarının borçlarla takas edilmesi gibi
borç azaltmaya yönelik faaliyetlerde su
sektörüne de yatırım yapılmalıdır.
? Finansman kaynakları için diyalog
geliştirilerek, para kaynaklarının kullanımının
yasal düzenlemeleri yapılmalıdır.
Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, Su Forumu nedeniyle bir dinleti sundu.
İstanbul Haber Servisi - Sütlü-
ce Kültür ve Kongre Merkezi’nde
devam eden 5. Dünya Su Forumu
kapsamõnda düzenlenen su, gõda
ve enerji konulu üst düzey panelin
katõlõmcõlarõnõn büyük bir bölümü,
su kaynaklarõnõn enerji üretimi için
kullanõlmasõ gerektiğini savununca
itirazlar yükseldi. Zorlu Enerji Gru-
bu Başkanõ Murat Sungur ve Do-
ğal Hayatõ Koruma Vakfõ (WWF)
Türkiye Genel Müdürü Filiz De-
mirayak, suyun ekosistem içinde-
ki vazgeçilmezliğine dikkat çekerek
sadece ticari meta olarak ele alõn-
masõna tepki gösterdiler.
Uluslararasõ Su Enerji Birliği Di-
rektörü Richard Taylor, sunumu-
nun küresel iklim değişikliğinden
bahsettiği bölümünde perdeye yan-
sõyan görüntüler arasõnda forumun
açõlõşõnda “No risky dums” pan-
kartõnõn açõldõğõ sõrada çekilen fo-
toğrafõn da yer almasõ dikkat çekti.
Taylor, su-gõda-enerji politikalarõna
iklim değişikliği õşõğõnda bakõlma-
sõ gerektiğini söyleyerek fosil ya-
kõtlarõn artõk devrini tamamladõğõnõ,
yenilenebilir enerjilere yönelmek ge-
rektiğini belirtti. İspanya Ulusal
Meteoroloji Enstitüsü Genel Di-
rektörü Milagros Couchoud Gre-
gori, dünyada su kaynaklarõnõn de-
ğil enerji üretiminin daha önemli ol-
duğunu öne sürerek “21. yüzyılın
asıl sorunu enerjidir. Su ve ener-
ji, aynı bakanlık çatısı altında
olmalı” dedi. Zorlu Enerji Grubu
Başkanõ Murat Sungur da oturum-
da yapõlan konuşmalarda suyun sa-
dece bir enerji üretim aracõ olarak ele
alõnmasõna tepki gösterdi.
SUYUN
ENERJİ İÇİN
KULLANIMINA
İTİRAZLAR
YÜKSELDİ
Destan 94 yaşındaHaber Merkezi - Çanakkale Deniz Zafe-
ri’nin 94. yõldönümü ve Şehitleri Anma Günü yurt
genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandõ. Deniz Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’ndaki törende konferans
veren yazar Turgut Özakman, Türkiye Cum-
huriyeti’nin “Çanakkale ruhuyla kurulduğu-
nu” dile getirdi. Çanakkale’de ise etkinliğin ger-
çekleştirildiği 18 Mart Stadyumu boş kaldõ.
Çanakkale’deki törenler sabah Cumhuriyet Ala-
nõ’ndaki Atatürk Anõtõ’na çelenklerin konul-
masõyla başladõ. Çanakkale’de Şehitler Abide-
si’ndeki törenlere katõlan Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan ve Orgeneral İlker Başbuğ tören
öncesinde kõsa süre sohbet etti. Erdoğan ve Baş-
buğ daha sonra ayrõ ayrõ anõta çelenk bõraktõ.
Erdoğan’õn anõta sessizlik içinde çelenk bõ-
rakmasõ, Başbuğ‘un ise hem çelenk bõrakmaya
giderken hem de protokoldeki yerine dönerken
töreni izleyen vatandaşlar tarafõndan yoğun al-
kõşlarla desteklenmesi dikkat çekti.
Daha sonra 18 Mart Stadyumu’nda Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn da yer aldõğõ tören-
ler gerçekleştirildi. Geçen yõl ki kutlamalarõn
“AKP şovuna” dönüştüğü yolunda çõkan gaze-
te haberlerinden rahatsõz olduğu belirtilen Er-
doğan’õn bu kez törenlere katõlacak partililerden
AKP flamasõ ve bayrak açmamasõnõ istediği ve
bu konuda özel talimat verdiği öne sürüldü. Ça-
nakkaleli yurttaşlar da stadyumdaki törenlere ye-
terli ilgiyi göstermeyince tribünler boş kaldõ, 15
bin kişilik kapasitesi bulunan stadyuma ancak 6
bin kişinin giriş yaptõğõ belirlendi.
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Baş-
buğ’un Çanakkale Valiliği’ne gönderdiği kutlama
telgrafõ asker eş ve yakõnlarõna ayrõlan tribün-
lerden yoğun alkõş aldõ. Törenlere öğleden son-
ra Gelibolu Yarõmadasõ Şehitler Abidesi’nde de-
vam edildi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün
Ankara’daki yoğun programõndan ötürü Geli-
bolu’daki törenlere katõlõm programõnõ iptal et-
tiği bildirildi.
Çanakkale-Ankara 12. Zafer Koşusu’na katõ-
lan atletler, Türk bayrağõ ile Gelibolu yarõma-
dasõndan alõnan toprak ve deniz suyunu Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’e Çankaya Köşkü’nde
teslim etti. Ankara Valisi ve beraberindeki heyet
sabah saatlerinde Anõtkabir’i ziyaret ederek
Atatürk’ün mozolesine çelenk bõraktõ. Deniz Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’nda gerçekleştirilen etkinlikte
ilk olarak Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ ve diğer komutanlarõn mesajlarõ okundu.
Zaferin yõldönümü ve şehitleri anma günü nedeniyle yurt genelinde etkinlikler yapõldõ 12 EYLÜL DARBESİ