27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Organize Dürüstlük... Buluş güzel. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sloganı bu: Or- ganize Dürüstlük. ‘Organize Suç’ deyiminin karşıtı bir slogan. ‘Organize Soygun’a karşı. ‘Organize Yağma’ya karşı. ‘Organize Açıkgözlük’e karşı. ‘Organize Elçabukluğu’na karşı. Organize Dürüstlük. Elbette söylendiği kadar kolay değil. Çıkar ortaklıkları ne parti dinliyor ne de ‘onlar ve biz’ denecek netlikte. Ama gene de vatandaşın önünde çok önem- li bir görev var. ‘Denetlenebilir yerel yönetimler’ mi? Yoksa, ‘Beni millet seçti, kimse karışamaz’cı- lar mı? Bu seçim artık bir ‘Yerel Seçim’ değildir. Bu seçimler, ‘ülkenin geleceğinin yol ayrımı- dır’. Belediye başkanları, belediye meclisleri, oy oranları, bölgeler ülkenin geleceğine mührünü vuracaktır. Gene söylemek gerekir ki, siyasal iktidar bu- nun daha çok farkında görünüyor. Bu seçimleri sadece kazanmak için değil, oy- larını arttırmak için her yola başvurarak çalışıyor. Muhalefet partilerinde olayın gerektirdiği he- yecan yeterli mi acaba? Parti örgütleri geceli gündüzlü, harıl harıl ça- lışıyor mu? Genel merkezler bu seçimi bir ‘misyon gü- cünde’ götürüyor mu? Ama her türlü eleştiriyi geride bırakmalıyız. Her yerde en güçlü adayın çevresinde oyları toplamak ulusal görevdir. Şimdi bu seçimin bir büyük ulusal seçim ol- duğu bilinerek çalışılmalıdır. İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu. Ankara’da Murat Karayalçın. Antalya’da Mustafa Akaydın. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen. İzmir’de Başkan Aziz Kocaoğlu. Kadıköy’de Selami Öztürk. Şişli’de Mustafa Sarıgül. Her yerdeki en güçlü aday desteklenmeli, oy- lar bölünmemelidir. Muhalefet partilerinin oylarının yükselmesi de çok önemlidir. Bu seçim sadece yerel yönetimlerin seçimi de- ğildir. Bu seçim, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği- nin seçimidir. Bu seçim, Türkiye’nın bağımsızlığının gele- ceğinin seçimidir. Bu seçim, Türkiye’de laikliğin geleceğinin seçimidir. Bu seçim, Türkiye’nin nereye gideceğinin seçimidir. “Hep konuşuyoruz ama bir şey yapmıyoruz” diyenlere, işte, şimdi bir şey yapmanın tam zamanı di- yoruz. Bu seçimlerin önemini bilerek çalışmak. Partili olmaya gerek yok. Partiyi beğenip beğenmemeye gerek yok. Parti başkanını konuşup durmaya gerek yok. “Al birini vur ötekine” demenin hiç yeri yok. “Ama canım onlar da....” diye başlayan ko- nuşmalara hiç zaman yok. Herkes bu seçimlerin önemini bilmek zorun- da. Herkes bu görevin kendine düştüğünü anla- mak zorunda. Sonra mızıldanmanın, sızlanmanın hiçbir öne- mi yok. Görev şimdinin görevidir. Zaman bu zamandır. Bilerek, birleşerek, tek kişiyi atlamadan san- dık başına. Görev artık sandıktadır. 29 Mart 2009 Pazar günü... [email protected] [email protected] www.erdalatabek.com CHP’li Ahmet Ersin ‘darbe günlükleri’ konusunda dönemin Genelkurmay Başkanõ Özkök’ü suçladõ: ‘Örnek’igörevdenalmalõydõ’AYŞE SAYIN ANKARA - CHP İzmir Millet- vekili Ahmet Ersin, Ergenekon soruşturmasõyla ilgili 2. iddiana- mede geniş yer verilen ve emekli Oramiral Özden Örnek’e ait ol- duğu ileri sürülen “darbe günlük- leri” konusunda, dönemin Genel- kurmay Başkan Orgeneral Hilmi Özkök ve Başbakan Tayyip Er- doğan’õ “bilgisi olduğu halde ge- reğini yapmamakla” suçladõ. TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Üyesi de olan Ahmet Ersin, Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda emekli Oramiral Özden Ör- nek’in “darbe günlükleri” ile ilgili ifadesine başvurulmasõ kararõnõ de- ğerlendirdi. Örnek’e ait olduğu ile- ri sürülen günlüklerdeki gibi bir “darbe girişimi” varsa bundan dö- nemin Genelkurmay Başkanõ Öz- kök’ün bilgisininin de olmasõ ge- rektiğini belirten Ersin, Özkök’ün bu olayla ilgili yaptõğõ açõklamalarda “Eğer darbe girişimi olsaydı, as- keri savcılar harekete geçerdi” de- diğini anõmsattõ. Ancak Özkök’ün daha sonra Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül ile görüştükten sonra yaptõğõ açõklamada, “Darbe girişi- mi var da diyemem, yok da diye- mem” diyerek kafalarõ karõştõrdõğõnõ belirten Ersin, “Demek ki bilgisi var. Darbe yapmak, demokrasi- lere ve insan haklarına karşı iş- lenen ağır bir suçtur. Yasaları- mıza göre, suç işlendiğini veya iş- leneceğini öğrenen vatandaşlar ve özellikle kamu görevlileri, bunu il- gili makamlara bildirmekle yü- kümlüdür” görüşünü savundu. Böyle bir darbe girişimi ile ilgili bilgisi varsa Özkök’ün Başbakan’a bunu bildirmekle yükümlü oldu- ğunu belirten Ersin, “Sayın Özkök, bu darbe girişiminden bilgisi var- dı da Başbakan’a haber verme- diyse büyük suç işlemiştir. Baş- bakan’ın bu olayla ilgili bilgisi ol- duysa ve derhal ilgili komutanları görevden almadıysa, o da suç iş- lemiştir. O günlüklere dayanarak, komutanlar, darbe girişiminde bulunmakla suçlanıyorsa, bu işin içinde Özkök de Başbakan da var. Hem Özkök, hem Başbakan sanık olarak soruşturmaya dahil edilmeli” diye konuştu. Bu konuyla ilgili Başbakan Tay- yip Erdoğan tarafõndan yanõtlanmasõ için Meclis Başkanlõğõ’na soru öner- gesi verdiğini de anõmsatan Ersin, ancak hiçbir yanõt alamadõğõna dik- kat çekti. Ersin önergesinde şu kri- tik sorulara yer vermişti: “Sayın Özkök’ün, kendi döne- minde bazı kuvvet komutanları darbe girişiminde bulunmuşlar- sa, bunu hemen bağlı olduğu Sa- yın Başbakan’a bildirmesi gere- kirdi. Bildirmemişse suç işlemiş- tir. Bildirdiği halde Sayın Baş- bakan söz konusu kuvvet komu- tanları hakkında gereğini yap- mamışsa, o zaman Sayın Başba- kan suç işlemiştir. Eski Genelkurmay Başkanı Sa- yın Özkök görev yaptığı dönem- de, iddia edildiği gibi bazı kuvvet komutanları darbe girişiminde bulunmuşlarsa, bu durumu o ta- rihlerde Başbakan’a bildirmiş miydi? Sayın Özkök, iddia edilen darbe girişimlerini o tarihlerde Başbakan’a bildirdiyse, bununla ilgili neler yapılmıştı? Söz konu- su kuvvet komutanları neden he- men görevden alınmamışlardı? İddia edilen darbe girişimleri hakkında, o tarihlerde istihbarat kurumlarından bilgi gelmiş miy- di? Geldiyse hangi istihbarat ku- rumundan gelmişti?” TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Üyesi CHP’li Ahmet Ersin, dönemin Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Hilmi Özkök’ü kastederek, “Böyle bir girişimden haberi vardõ da Başbakan’a bilgi vermediyse büyük suç işlemiştir” diye konuştu. İHALE İPTALİ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kadir Topbaş’õn başõnda bu- lunduğu İstanbul Anakent Beledi- yesi’nin 4.6 milyon liralõk “Spor Sa- lonları Bakım Onarım İnşaatı” ihalesini “iptal etmesi” üzerine Ka- mu İhale Kurulu’nun (KİK), ihale- yi “İçişleri Bakanlığı’nın incele- mesi ve/veya soruşturmasına” ka- rar verdiği ortaya çõktõ. Kamu İhale Kurumu kayõtlarõna göre ihale süreci şöyle gelişti: Ana- kent Belediyesi 4 milyon 812 bin YTL tahmini bedel ile “Spor Sa- lonları Bakım Onarım İnşaatı” ihalesine çõktõ. İhale 20 Mayõs 2008’de açõk ihale usulüyle yapõldõ. Belediye, 4 adet tekliften sadece 2’sinin geçerli kabul edildiği ihale- yi, 7 Temmuz’da 4 milyon 459 bin YTL’ye Emre İnşaat’tan Ali Erhan Hacıömeroğlu’na verdi. Katõlõmcõ firmalardan İlba İnşaat ile Can Özdemir İnşaat’õn itirazõ üze- rine Kamu İhale Kurulu, “İhalede Çelebiler İnşaat ve Nakliyat Li- mited Şirketi’nin sunmuş olduğu iş deneyim belgesi mesleki ve tek- nik yeterliğini belirlemediği için, bu isteklinin değerlendirme dışı bı- rakılmaması kamu ihale mev- zuatına aykırılık teşkil etmekte- dir” tespitinde bulunarak “ ihale iş- lemlerinin mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesine” karar verdi. Kurulun kararõ üzerine yeni bir ihale komisyon kararõ alõndõ, ancak ihale, 24 Eylül 2008 tarihinde iptal edildi. İlba ve Can Özdemir firma- larõ ihaleye “iptal kararının ge- rekçelerine yapmış oldukları baş- vurulara yanıt alamadıkları” ge- rekçesiyle bir kez daha itiraz ettiler. Belediye, ihalenin iptal gerekçe- sine dair bir bilgi ve belge sunma- dõ. Kurul, “İhalenin gerekçesi ol- madan ihale yetkilisi tarafından iptal edilmesi kamu ihale mev- zuatına aykırıdır” tespitinde bu- lunarak “Mevzuata aykırılığın de- ğerlendirilerek gereği yapılmak üzere idareye bildirilmesine, bun- da sorumluluğu olanlar hakkında gerekiyorsa inceleme ve/veya so- ruşturma başlatılmak üzere ko- nunun İçişleri Bakanlığı’na bil- dirilmesine” karar verdi. Topbaş’ın ‘iptal’oyunu Topbaş’õn 4.6 milyon liralõk ihalesini gerekçesiz “iptal etmesi” üzerine KİK’in, ihalenin incelenmesi kararõ verdiği ortaya çõktõ. 16 Mart 1978’de ülkücüler tarafõndan katledilen 7 öğrenci için İÜ’de buluşulacak Katliamkurbanlarõanõlõyor Konya’da gerçekleştirilen “Konya değişi- yor, gelişiyor, kucaklaşıyor” toplantısına AKP Konya Milletvekili Özkan Öksüz ile Merkez Valisi Muammer Muşmal’ın tar- tışması damgasını vurdu. Muşmal’ın “Konyalı 16 milletvekili var. Konyamıza niye sahip çıkmıyorsunuz?” sözlerine sinir- lenen Öksüz, oturduğu yerden kalkarak “Bunlar yanlış. Konyalı bürokrata sahip çıkıyoruz. 70’in üzerinde genel müdür ve müsteşarımız var. Arkadaşımız yanlış ko- nuşuyor. İnsin o kürsüden” diye bağırdı. AKP’li vekil valiyi kürsüden indirmek istedi TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın açıklamasında hükümet eleştirildi ‘AKP ülkeyi çõkmaza götürüyor’ SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasõ (EMO) Adana Şu- besi 12 ve 41. dönem yö- netim kurullarõ adõna ya- põlan açõklamada, “AKP hükümetinin, 2002’den bu yana serbest piyasa ısrarıyla sürdürdüğü neo-liberal politikalar sonucu ülkemizin gel- diği durum ortadadır. Gelinen durum salt kü- resel krizin sonucu ola- rak açıklanamaz. AKP iktidarının diğer poli- tikalarda olduğu gibi, enerji politikası da ül- keyi çıkmaza sokmuş- tur” denildi. Türkiye’de 20 yõlõ aşkõn süredir etkili olan, son olarak da AKP hüküme- tinin sürdürdüğü IMF ve DB endeksli kapitalist politikalarla kamu biri- kimleri üzerinden serma- ye yaratma operasyonu sürdürüldüğü ve bunun yoksulluk ve yoksunluğu büyüttüğü vurgulanan EMO açõklamasõnda enerji konusuyla ilgili şöyle denildi: “Ülkemiz 1990’lardan başlayarak nükleer santral tartışması yeri- ne hidrolik, rüzgâr, jeo- termal gibi yenilenebilir enerji kaynakları tek- nolojisine, yerli linyitle- rin çevreye en az zarar verdiği yakma teknik- lerini geliştirmeye za- man ve kaynak ayır- saydı bugün hem ener- ji ihtiyacının yüzde 40- 45 gibi önemli bir bölü- münü bu kaynaklarla ve çevreye duyarlı ola- rak karşılıyor olacak, doğalgaza dayalı sıkın- tıları ve zamları yaşa- mayacaktık.” TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasõ’nõn açõklamasõnda, “Hükümetin, sürdürdüğü neo-liberal politikalar sonucu ülkemizin geldiği durum ortadadõr” denildi. Nevruz kutlamasına engel İstanbul Haber Servisi - İstanbul Nevruz Mitingi Hazõrlõk Komitesi, 21 Mart Nevruz kutlamasõ için Zeytinburnu’ndaki Kazlõçeşme miting alanõna izin verilmeme riski bulunduğunu açõkladõ. İstanbul Nevruz Mitingi Hazõrlõk Komitesi, 21 Mart Nevruz kutlamalarõna ilişkin olarak İnsan Haklarõ Derneği İstanbul Şubesi’nde basõn toplantõsõ düzenledi. Komite adõna açõklama yapan İHD İstanbul Şube Başkanõ Gülseren Yoleri, Nevruz kutlamasõ için İstanbul Valiliği’ne yaptõklarõ başvuru sonucunda, alanõn, İlçe Seçim Kurulu tarafõndan yalnõzca siyasi partilerin seçim propagandasõ için ayrõlabileceğini ve bu nedenle mitinge izin verilmeme ihtimali olduğunu öğrendiklerini söyledi. Yoleri, “Bu karar karşõsõnda valilik, emniyet müdürlüğü ile il ve ilçe seçim kurullarõnõ sağduyulu davranmaya çağõrõyoruz” dedi. İstanbul Haber Servisi- İs- tanbul Üniversitesi (İÜ) Ecza- cõlõk Fakültesi önünde 16 Mart 1978’de otomatik silahlar ve bombalarla gerçekleştirilen sal- dõrõda katledilen 7 öğrenci bu- gün Eczacõlõk Fakültesi önünde düzenlenecek etkinlikle anõla- cak. 7 üniversite öğrencisinin canõnõ alan ve Türkiye’yi 12 Eylül karanlõğõna götüren tez- gâhlardan biri olan katliamõn failleri hiç ceza almadan, yõllar- ca süren dava geçen yõl zama- naşõmõndan düşmüştü. 16 Mart 1978’de sol görüşlü öğrenciler İstanbul Üniversite- si’nden çõktõklarõ sõrada ülkücü bir grup, “Komünistler Mos- kova’ya” sloganlarõ atmaya başlamõştõ. Bu sõrada Eczacõlõk Fakültesi önünde bulunan öğ- rencilerin bulunduğu noktada bomba patlamõş, öğrencilerin üzerine otomatik silahlarla ateş açõlmõştõ. Hatice Özen, Baki Ekiz, A.Turan Ören, Abdul- lah Şimşek, Hamit Akıl, Mu- rat Kurt isimli öğrenciler olay yerinde yaşamõnõ yitirirken, İk- tisat Fakültesi öğrencisi Cemil Sönmez de ağõr yaralõ olarak kaldõrõldõğõ hastanede 1 hafta sonra yaşamõnõ kaybetmişti. Daha sonra emniyetin katli- amdan dokuz gün gün önce bir yazõyla haberdar edildiği, buna karşõn olayõn olduğu saatlerde öğrencileri korumak için daha önceden görevlendirilen polis grubunun sayõsõ azaltõldõğõ or- taya çõkmõştõ. 1978 yõlõnda İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ olayla ilgili soruşturma başlattõ. İstanbul 1 No’lu Sõkõyönetim Mahkemesi’nde dava sonunda sanõklar delil yetersizliğinden beraat etti. Sanõklar arasõnda geçen yõl 13 Mart’ta yaşamõnõ yitiren ve 16 Mart’ta toprağa verilen eski MHP milletvekili Mehmet Gül de bulunuyordu. Dava, 2 Ekim 1995’te İstanbul 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yeniden açõlmasõna karşõn za- manaşõmõndan düştü. İstanbul Üniversitesi Ecza- cõlõk Fakültesi önünde 16 Mart 1978’de otomatik silah- lar ve bombalarla gerçekleşti- rilen saldõrõda 7 öğrenci yaşa- mõnõ yitirmişti. Katliamõn fa- illeri ceza almadan yõllarca süren dava geçen yõl zamana- şõmõndan düşmüştü. Ağansoy’un zanlõsõ yakalandõ Haber Merkezi - Yeraltõ dünyasõnõn isimlerinden Tevfik Nurullah Ağan- soy’un da aralarõnda bulunduğu 4 kişi- nin öldüğü, 5 kişinin yaralandõğõ olay- la ilgili 13 yõldõr aranan Kamil Ö, Geb- ze’de yakalandõ. Gebze Emniyet Müdürlüğü ekipleri, İstanbul 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce hakkõnda yakalama müzekkeresi düzen- lenen ve 13 yõldõr aranan Kamil Ö’yü, Ko- caeli’nin Gebze ilçesi Huzurkent Mahal- lesi Dicle Caddesi’nde bir evde yakaladõ. Üzerinde amcasõnõn engelli oğlu adõna dü- zenlenmiş sahte kimlik çõkan Kamil Ö, em- niyetteki sorgusunun ardõndan çõkarõldõğõ mahkemece tutuklandõ. İstanbul Bebek’te 28 Ağustos 1996’da meydana gelen olay- da Cevdetpaşa Caddesi’ndeki bir çay bahçesinde polislerle birlikte oturan Tev- fik Nurullah Ağansoy’a bir otomobilden ateş açõlmasõ üzerine silahlõ çatõşma çõk- mõştõ. Çatõşmada eski Emlak Bankasõ Genel Müdürü Engin Civan’õn silahla ya- ralanmasõ olayõndan sonra, daha önce Tür- kiye’deki işlerini takip ettiği Alaattin Ça- kıcı ile ters düştüğü iddia edilen Tevfik Nurullah Ağansoy ve saldõrganlardan Recep Çiçek olay yerinde ölmüştü. Sal- dõrõda çay bahçesinde bulunan Gülçin Ba- laban adlõ kadõn ile Başbakanlõk Koruma Müdürlüğü’nde görevli olan ve dönemin Başbakan Yardõmcõsõ Tansu Çiller’in ko- rumasõ polis memuru Celal Babür ha- yatõnõ kaybetmiş, 5 kişi de yaralanmõştõ. 4kişininöldüğü,5kişinindeyaralandõğõolaylailgili13yõldõrarananKamil Ö, Gebze’de engelli kuzeni adõna düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandõ KamilÖ.tutuklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle