Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2009 PAZARTESİ
8 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Davos Şov’unun Ağır
Faturası Üzerine...
Davos Şov’unun ülkenin dış ilişkilerinde yarat-
tığı depremin ağır faturaları birbiri ardından ke-
silmeye başlandı. Son fatura, Filistin sorununun
asıl sahipleri Arap dünyası tarafından kesilmiş bu-
lunuyor. Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının
“Arap olmayan tarafların Arap ülkelerinin iş-
lerine karışmamaları çağrısı” söz konusu fatu-
ralardan biri. AKP’nin Dışişleri Bakanı Münih’te dü-
zenlenen Güvenlik Konferansı’na giderken ha-
vaalanında ayaküstü, “Böyle bir söylemi üzerimize
almamız mümkün değil. Türkiye’nin bölgedeki et-
kinliğine(!) bakacak olursak bu tür söylemleri üze-
rimize almanın ne kadar yersiz olduğunu göre-
ceksiniz” diyerek işin içinden sıyrılmak istemiş.
Ama boşuna... Bu çağrının hedefi; öncelikle Fi-
listin’i savunma bahanesiyle Gazze’deki ayrılıkçı
ve dinci Hamas’a Davos’ta sahnelenen traji-ko-
mik ortaoyunuyla soruna çözüm arayan tüm
ulusları karşısına alma pahasına açık destek ve-
ren siyasal İslam eğilimli AKP iktidarıdır.
Aslında AKP ve liderinin İsrail’in Gazze saldırı-
sı sırasındaki bilinen çıkışları, Filistin’in haklı da-
vasını desteklemekten çok Gazze’yi yöneten ay-
rılıkçı ve dinci Hamas’ın desteklenmesine yöne-
liktir. Hedeflediği amaç ise Hamas’a sahip çıka-
rak yaklaşan belediye seçimlerinde ülkesindeki
dinci kesimleri etkilemektir. Zira, bilindiği gibi İs-
rail’in Gazze ya da Batı Şeria’ya saldırıları yeni de-
ğildir. Yeni olan, AKP’nin İsrail’in Filistin’e onlar-
ca saldırısı karşısında sessiz kalırken, bugün
çok şeyi göze alacak kadar tepki göstermesinin
ardında Gazze’deki dinci Hamas yönetiminin
varlığıdır.
Bu açıdan yaklaşıldığında Gazze saldırısı ve ar-
dından gelen Davos Şov’u AKP iktidarının temel
politik duruşu için de şaşmaz mihenk niteliğin-
dedir. Bunun için sadece AKP’nin Hamas’a des-
tek veren ‘yol arkadaşlarına’ bakmak yeterlidir: Mı-
sır’da Müslüman Kardeşler, Fas’ta 1992’den bu
yana yasaklı olan İslamcı Selamet Cephesi, El-Kai-
de’nin kollarından İslamcı Mağrıp. Pakistan, En-
donezya, Malezya, Hindistan, Bangladeş dinci-
leri.. Buna kuşkusuz Darfur’da 300 bin insanın öl-
dürülmesi ve bölgedeki etnik temizliğin mimarı din-
ci Sudan’ın başkanı Beşir’in ve ardından yar-
dımcısının Ankara’da üst düzeyde ağırlanmasını
da katmak gerekmektedir.
AKP liderinin yere göğe koyamadığı, nere-
deyse tüm dünyayı karşısına alma pahasına
desteklediği dinci Hamas’ın, İsrail’in Gazze sal-
dırısı sırasında saldırgana direnecek yerde El Fe-
tih’in 181 militanını ‘soğukkanlı bir biçimde infaz
ettiği’ de savlanmaktadır. Filistin insan hakları ör-
gütleri ve Arap Birliği’nin olayın incelenmesi için
harekete geçtiği ileri sürülmektedir.
Hamas’ın bir başka marifetini ise 2008 Aralık
ayında ‘İslamcı ceza yasasını’ meclisten geçirmesi
oluşturmaktadır. Şu sıralarda uygulanmasının
geçici olarak rafa kaldırıldığı yasada “zina ve fu-
huş yapan kadınlara taşlanarak öldürme (recm), kır-
baçlama, hırsızların elinin kesilmesi, düşmanla iş-
birliği yapanların idamı” gibi İslami cezalar yer al-
maktadır.
Davos depremi ayrıca, AKP’nin Ortadoğu için
şişinip durduğu ‘eşbaşkanlığını’ sonlandırdığı gi-
bi bölgedeki ‘arabuluculuk’ heveslerini de ortadan
kaldırmıştır. Dahası ülkenin yüksek çıkarlarının gö-
zetilmesinden sorumlu dış politikası, AKP lideri ve
özel temsilcisinin iki dudağına terk edildiği süre-
ce, bu, büyük bir olasılıkla AB’ye tam üyelik dü-
şünün de sonu olacaktır. Türkiye’nin dış politikası,
Cumhuriyetin ilanından bu yana bu denli sahip-
siz kalmamıştır.Rus doğalgazının ‘Güney Akımı’
PASCUAL SERRANO
29Ocak günü Dünya Sosyal
Forumu’nda bir şeyler sonsuza dek
değişti. Sorunlarõ tartõşmak ve çözümleri
hükümetlere önermek üzere sivil toplum
girişimi olarak başlayan Dünya Sosyal
Forumu’nun Brezilya’nõn Do Belem
kentinde yapõlan dokuzuncusunda ilk kez o
gün dört devlet başkanõ buluştu ve
“Amerikamızın Bütünlüğü Üzerine
Söyleşi” konulu bir toplantõya katõldõ.
Rafael Correa (Ekvador), Evo Morales
(Bolivya), Fernando Lugo (Paraguay) ve
Hugo Chavez’den (Venezüella) söz
ediyorum. Bir spor salonunun sõnõrlõ alanõnda
pek çok sosyal hareketin temsilcilerinden
oluşan binlerce kişinin olduğu toplantõda bu
dört başkan konuştu. Önce Correa ve Lugo
geldi. Sonra onlara Chavez ve Morales de
katõldõ. Birçok müzisyen Pablo Milanes ve
Silvio Rodriguez’in şarkõlarõnõ, bolero’larõ
seslendirdi. Correa şarkõlara katõldõ, eşlik
etmesi için mikrofonu Lugo’ya uzattõ. Yani
halkõn katõldõğõ toplantõlarda şarkõ söyleyen
yalnõzca Chavez değil. Venezüellalõ ile alay
eden gazeteler ve analistler şimdi buna da çok
yer vereceklerdir.
Correa’ya göre 21. yüzyıl
sosyalizmi
İlk konuşmacõ Correa idi. Orada
bulunanlarõn çoğunun düşüncesini
yineleyerek söze başladõ: “Bundan on yıl
önce dört Latin Amerika devlet
başkanının Dünya Sosyal Forumu’na
katılacağını kimse hayal bile edemezdi.
Halklar ayaklandı ve Washington
konsensüsünü izleyen pek çok hükümet
iskambil kâğıdından yapılma kaleler gibi
yıkıldı.” Correa’nõn 21. yüzyõl sosyalizmini
tanõmlayan açõklamalarõ konuşmasõnõn en
ilginç bölümüydü. 21. yüzyõl sosyalizmi,
üzerinde çok konuşulan bir konu.. ancak
şimdiye dek karakteristiklerini tanõmlayan
yönetici olmadõ. Correa’ya göre, 21. yüzyõl
sosyalizmi kolektif bir harekettir; toplumsal
olarak yoksul barrio’larda (varoşlarda -çn)
ama aynõ zamanda ekonomide, sosyal
hayatta ve kurumlarda kendini ifade eder.
Ekvador Devlet Başkanõ, Chicago
ekolünden bir ekonomist olmasõna karşõn
toplumsal sorunlarõn çözümü için
“devletin” kurtarõlmasõna ve planlamaya
gerek olduğunu belirtti. Geleneksel
sosyalizmle aradaki farka işaret ederek,
geleneksel sosyalizmdeki rekabet yönteminin
çalõşma ve sosyal hayata zararlõ etkileri
olduğunu söyledi. Öte yandan Correa’ya göre
21. yüzyõl sosyalizmiyle geleneksel
sosyalizmin ortak yanlarõ var ve bu, “değişim
değerinin yerini kullanım değerinin
almasıdır”. Bu konuda Amazon ormanlarõnõ
örnek gösterdi: “Hepimiz ondan
sorumluyuz, bu olağanüstü çevre varlığına
sahip olan ülkeler, zengin ülkelerin kendi
çıkarları için onu yok etmelerine izin
vermemeli.” 21. yüzyõl sosyalizminin bir
başka özelliği de her türden adalet talebidir.
“Ülkelerimizin en yoksullarının yerli
halklar olması kabul edilemez” diyen
Correa, 21. yüzyõl sosyalizminde belirli
reçetelerin olmadõğõnõ ve özeleştirinin
önemini ve sosyalizmin tek ve durağan bir
yolu olmadõğõnõ belirterek, “Biz dogmalara
ve kılavuzlara inanmıyoruz. Silahımız
oydur ve şiddeti reddediyoruz” diye ekledi.
Reel sosyalizmi eleştirmekten kaçõnmayan
Correa, “En büyük hatası kapitalizmin
gelişme modelini sorgulamamasıydı. 21.
yüzyıl sosyalizmi ise iyi yaşamayı öneriyor
ama herkesten daha iyi yaşamayı değil,
ama adilce, tüm kültürlerin yaşamını
sağlayarak. Eğer Çinlilerin tümü
zenginlerin düzeyinde bir yaşam isterse
dünya batar” dedi.
Lugo: Başka dünya gerçek oluyor
Paraguay Devlet Başkanõ, değişimin taşõyõcõsõ
kitlelerin umudu olarak orada bulunduklarõnõ
belirterek sözlerine başladõ: “Bu değişim
siyasetin büyük laboratuvarlarında
oluşmadı; bir ağacın altında, sokaklarda
tartışıldı; yenilgilerle, utkularla pekişti. Bu
nedenle hükümetlerimiz, sosyal
mücadelelerin sürekli ilerlemenin garantisi
olduğunu biliyor.” Lugo’ya göre, “Eskiden
sosyal hareketlere baskı vardı ama.. buna
rağmen muhafazakâr hükümetleri yıkacak
gücü biriktirebildiler; ancak doğaldır ki
yeni bir toplumun inşasına yetecek kadar
değil. Bu öyle bir çağ ki bizden daha adil ve
kardeşçe bir toplum yaratmamızı talep
ediyor.” Lugo, Latin Amerika birliğine
inandõğõnõ ve artõk sõnõrlarõn birleşmeden daha
önemli olmadõğõnõ belirtti: “Ne üzücü ki
atalarımız denizlerde dolaşırken Paraguay
ve Bolivya’nın bugün denize kıyısı yok.
Gerçek bütünleşme aşağıdan, yani
halkların talebiyle gerçekleşecek.
İnanıyorum ki Latin Amerika’da sosyal
değişimler için sabırsız olmak gerek. Başka
bir dünya mümkün ve şimdi bu
gerçekleşiyor.”
Morales: Yeni anayasayla
eşitliğe doğru
Bolivya Devlet Başkanõ, Sosyal Forum’da
kendisine başkanlõğa giden yolda yardõmcõ
olan profesörlere rastladõğõnõ belirterek, “Beni
davetli olarak tanıttılar; davet edilmek
değil, sosyal mücadeleyi sürdürmek için
çağrılmayı isterim” dedi.
Morales, ülkesinde yapõlan son
referandumla ilgili açõklamalar yaptõ:
“Eşitliği kabul etmeyen gruplar var ama
onların karşısında Bolivya yerlileri ve
işçileri var. Oligarşi yeni anayasayı
tanımak istemese de halk kazandı. Yeni
düşmanlar ortaya çıktı; medya dışında,
kilise hiyerarşisi de değişime karşı. Bu
yüzden başka bir kilise de mümkün,
diyorum.” Evo, yeni anayasa sayesinde
artõk su ve elektrik dağõtõmõ gibi temel
hizmetlerin anayasal bir hak olduğunu ve
özelleştirilemeyeceğini ve yabancõlara
askeri üs izni verilmeyeceğini belirtti.
Morales, hükümetlerin başlõca
sorumluluğunun yaşam, adalet, egemenlik
ve yeryüzü olmasõ gerektiğini söyledi.
Kişisel sorumluluklarõmõza dikkat çekerek,
“Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsak
önce kendimizden başlamalı; bireyci,
hırslı ve sekter olmamalıyız” diye
konuştu. Sözlerini (Meksikalõ Zapatista
hareketi lideri -çn) Komutan Yardõmcõsõ
Dünya Sosyal Forumu’na Venezüella, Bolivya, Ekvador ve Paraguay liderleri katõlarak bir ilke imza attõ
Başka bir dünya mümkün
OLEG MİTYAYEV
Son yaşanan doğalgaz krizi,
Avrupa’ya doğalgaz ulaştõran
hatlarõ çeşitlendirmenin, sayõlarõnõ
arttõrmanõn ne kadar önemli
olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ayrõca, uzmanlarõn çoğu,
Avrupa’nõn doğalgaz tüketiminin
önümüzdeki 10-20 yõl içinde
belirgin biçimde artacağõ
hususunda görüş birliği içinde.
İşte bu noktada, Rus Gazprom
firmasõ, bu konuda İtalyan ENI
firmasõyla işbirliği yaparak
Avrupa’nõn bu iki ihtiyacõna yanõt
verecek ve Rusya’nõn Karadeniz
sahilini Güney ve Orta Avrupa’ya
bağlayacak olan “Güney Akımı”
projesini ortaya koydular. 2020’de
Avrupa’nõn doğalgaz tüketiminin
en mütevazõ tahminlere göre bile
yõlda 70 ile 100 milyar metreküp
arasõnda bir düzeye çõkacağõ
düşünüldüğünde, Güney Akõmõ
projesinin önemi daha net görülür.
Avrupa ile Gazprom arasõnda, bir
karşõlõklõ bağõmlõlõk ilişkisi var.
AB ülkeleri, uzun vadeli
anlaşmalar çerçevesinde Gazprom
tarafõndan elde edilen doğalgazõn
üçte ikisini tüketiyor.
Gazprom ve ENI firmalarõnõn
Haziran 2007’de ortaya
koyduklarõ Güney Akõmõ projesi,
Rusya’nõn Cugbi kasabasõndan
doğalgazõn borularla Karadeniz’in
altõndan Bulgaristan’õn Varna
limanõna getirilmesini ve buradan
Yunanistan, Sõrbistan, Macaristan,
Slovenya ve Avusturya’ya
ulaşmasõnõ hedefliyor.
Bulgaristan, Yunanistan, Sõrbistan
ve Macaristan’la hükümetlerarasõ
anlaşmalar imzalanmõş durumda.
Yakõn bir gelecekte Slovenya ile
anlaşmanõn imzalanmasõ
bekleniyor. Ayrõca, Avusturya ile
de bir anlaşmanõn imzalanmasõ
planlanõyor. Projenin
gerçekleşmesi durumunda
Avrupa, artan doğalgaz ihtiyacõnõ
karşõlamanõn yanõ sõra, doğalgazõn
kendisine güvenilir
güzergâhlardan ulaşmasõ imkânõna
da sahip olacak. Yõllõk 31 milyar
metreküp doğalgaz nakletme
kapasitesine sahip olacak Güney
Akõmõ, aynõ zamanda, taşõyõcõ
ülkeler açõsõndan da istihdam ve
vergi kaynağõ olacak. Örneğin,
Sõrbistan’da bu hattõn 100 bin
kişiye iş imkânõ sağlayacağõ ve
ülkeye 2 milyar dolar tutarõnda
doğrudan yabancõ yatõrõmõ
çekeceği tahmin ediliyor.
Güney Akõmõ hattõnda, Rus
doğalgazõnõn yanõ sõra, şu aşamada
asõl tüketicisi Ukrayna olan
Türkmen gazõ da bulunacak.
Gazprom’un bağõmsõz
derecelendirme kuruluşlarõ
tarafõndan da borç
ödeme imkânõna
sahip bir kuruluş
olarak
değerlendirilmesi,
Gazprom’un büyük
projeler için uygun
şartlarda kredi
bulmasõnõ, diğer
firmalara göre çok
daha kolay hale
getiriyor.
Avrupa’nın
umudu Nabucco
Öte yandan, Avrupa’da son
zamanlarda, Rusya’nõn
doğalgazõna bağõmlõ olmayacak ve
Avrupa’ya ulaşõmda Rusya’yõ by-
pass edecek olan Nabucco
projesine giderek daha fazla ümit
bağlanõyor. Bu proje, yapõmõ
tamamlanmõş olan Bakü-Tiflis-
Erzurum hattõnõn Avusturya’ya
kadar uzatõlmasõnõ öngörmekte.
Gazprom, Güney Akõmõ ve
Nabucco projelerinin birbirini
dõşlayan projeler olmadõklarõnõ,
zira Avrupa’da doğalgaza talebin
hõzla artmasõnõn bu iki projenin
birden gerçekleşmesine imkân
sağladõğõnõ dile getiriyor. Avrupa
Komisyonu da bu anlayõşla paralel
bir doğrultuda hareket ediyor.
Azeri doğalgazõnõn Nabucco’yu
gerçekleştirmeye tek başõna
yetmeyeceği ortada. Fakat
Avrupalõlar, Türkmenistan’õ da bu
projeye çekebileceklerini ve
Türkmenistan’õ, Hazar Denizi’nin
altõndan inşa edilecek bir boru
hattõ ile Azerbaycan’a
bağlayacaklarõnõ umuyorlar.
Bundan ötürüdür ki, son
zamanlarda giderek daha fazla
Avrupalõ politikacõ, Nabucco’yu,
gerçekleştirilebilir bir proje olarak
görmeye başladõ. Nabucco’nun
hayata geçirilmesine ilişkin bir
öneri, Çek Başbakan Yardõmcõsõ
Aleksandır Vondra’dan geldi.
Çekler, AB’nin dönem başkanõ
olmadan önce de
Nabucco
konusunda
õsrarcõydõlar.
Bunun en önemli
nedeni, onlarõn da
bu projeye dahil
olmak istemeleri.
Zira, Nabucco’nun
bitiş noktasõ olarak
belirlenen yer,
Viyana, ki
Viyana’nõn Çek
sõnõrõndan
uzaklõğõ, yüz
kilometre bile
değil. Diğer yandan Polonya’nõn
devlet ve doğalgaz firmasõ
PGNIG, Nabucco’ya
katõlabileceğini dile getirdi. İşte
bu durum, Çek Cumhuriyeti’ne,
Nabucco üzerinde geçiş ülkesi
olma fõrsatõnõ verecek.
Fakat asõl soru, inşa edilecek bu
borularõ dolduracak olan gazõn
nereden bulunacağõ. İran’õn
projeye eklenmesi önerisi, siyasi
nedenlerden ötürü reddedildi.
Özbekistan ve Kazakistan’a açõk
kapõ bõrakõlmakla birlikte, bu iki
ülkenin Nabucco’ya katõlma
olasõlõğõ günümüzde iyice azalmõş
durumda. Nabucco taraftarlarõnõn
çabalarõ, Türkmenistan üzerinde
yoğunlaşõyor. Türkiye ve
Azerbaycan Cumhurbaşkanlarõ,
Türkmenistan’õ ikna edebilmek
için geçen yõl Aşkabat’õ ziyaret
ettiler.
Erdoğan’dan gözdağı
ABD, bu projeye desteğini her
fõrsatta gösteriyor. ABD Dõşişleri
Bakanõ Hillary Clinton, Avrupalõ
müttefikleri Nabucco’nun ya da
Avrupa’nõn doğalgaz kaynaklarõnõ
çeşitlendirmesini sağlayacak başka
bir projenin gerçekleştirilmesi
konusunda mutlaka ikna edeceğini
açõkladõ. Bu açõklama, Barack
Obama’nõn yönetiminin eski
Sovyet ülkelerine yönelik
politikasõnõn Bush döneminden
farklõ olmayacağõnõ, hiçbir
şüpheye yer bõrakmayacak şekilde
ortaya koyuyor.
Projenin gerçekleşmesi konusunda
çaba harcayan Türkiye, bu projeyi
dõş politikada ağõrlõğõnõ
arttõrmanõn bir aracõ olarak
kullanmaya çalõşõyor. Türkiye
Başbakanõ Recep Tayyip
Erdoğan’õn Brüksel’de AB’nin
Türkiye’nin üyeliği önündeki
engelleri kaldõrmamasõ
durumunda Nabucco’dan
vazgeçeceğini açõklamasõnõ, bu
doğrultuda değerlendirmek
gerekiyor. Son olarak, Yunanistan
da bu projeye katõlma kararõ aldõ.
Yunanistan yönetimi, Azerbaycan
Devlet Başkanõ İlham Aliyev’i
Atina’ya davet etti. Ziyaretin
şubat ayõnõn ortalarõnda
gerçekleşeceği ve Nabucco
projesinin özel olarak ele
alõnacağõ belirtiliyor. Öyle
görünüyor ki, Yunanistan, bu
projede Türkiye’nin gerisinde
kalmak istemiyor.
Rusçadan çeviren: Deniz Berktay,
Rus Resmi Haber Ajansı RİA
Novosti, 27 Ocak 2009
Bir spor salonunun sınırlı alanında pek çok
sosyal hareketin temsilcilerinden oluşan
binlerce kişinin olduğu toplantıda dört devlet
başkanı konuştu. Önce Correa ve Lugo geldi.
Kısa bir süre sonra onlara Chavez ve Morales
de katıldı. Sosyal Forum’a katılan dört başkan,
ilerici hükümetlerin toplumun önerilerini
hayata geçirmeye hazır olduklarını gösterdiler.
Marcos’tan bir alõntõyla bitirdi:
“Latin Amerika’daki ilerici
hükümetler itaat ederek
yönetmeyi öğrenmek zorundalar.”
Chavez: Görmek
isteyen gelsin
Venezüella Devlet Başkanõ, Latin
Amerika’daki değişimin esin
kaynağõ olarak Fidel Castro ve
Küba devrimini gösteren pek çok
örnek sõraladõ ve “Burada
karşınızda bir eski asker
(Chavez), bir papaz (Lugo),
Chicago Boys’tan bir ekonomist
(Correa) ve Tupac Amaru’nun
soyundan bir yerli (Morales)
bulunuyor. Bu, yeni
hükümetlerin, geleneksel
politikacılardan çok farklı, tipik
olmayan karakterini gösteriyor”
dedi. Yeni ABD Başkanõ
Obama’nõn dünyanõn ufkunda bir
değişim yapmasõnõ umduğunu,
kendilerinin sadece saygõ
beklediklerini söyledi. Ekonomik
krizle ilgili olarak, “800 milyon
insan açlık çekiyor, bu yıl sayının
bir milyara ulaştığı tahmin
ediliyor. Bu, küresel kapitalizmin
suçudur” diyen Chavez Sosyal
Forumlarõn politik önerilerin
oluşturulduğu yerler olarak önemine
dikkat çekti. Chavez, “Porto
Alegre’ye Bolivarcı devrimin
sosyalizm yolunda ilerlediğini
söylemeye gelmiştim. Şimdi artık
yeni bir dünya mümkün demek
yetmez, bunun gerekli olduğunu
da belirtmeliyiz. Yeni bir dünya
doğuyor, görmek isteyen Latin
Amerika’ya gelsin!” diye konuştu.
Bu yeni dünyaya örnek olarak
Venezüella’da bebek ölüm hõzõndaki
azalmayõ, Venezüella ve Bolivya’da
okuma yazma bilmeyen
kalmamasõnõ gösterdi. Böylece
halkla kuşatõlmõş, Amazon
yağmurlarõnõn altõnda yaşamla ve
dev ormanlarla çevrelenmiş bu
Sosyal Forum’a katõlan dört başkan,
ilerici hükümetlerin toplumun
önerilerini hayata geçirmeye hazõr
olduklarõnõ gösterdiler. Bu liderlerin
uzun politik mücadeleleri sürecinde
daha hükümete gelmeden bu
forumlara katõlmõş olmalarõ rastlantõ
değil...
İspanyolcadan çeviren: Engin
Demiriz (La Republica, İspanya,
3 Şubat 2009)
Avrupa ile Gazprom
arasõnda, bir karşõlõklõ
bağõmlõlõk ilişkisi var.
AB ülkeleri, uzun
vadeli anlaşmalar
çerçevesinde
Gazprom tarafõndan
elde edilen
doğalgazõn üçte
ikisini tüketiyor.
ACI KAYBIMIZ
Özgürlük, demokrasi ve insan haklarının
yılmaz savunucusu
can dostumuz
ZEKİ YAVUZ
YÜCESOY’u
kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Mücadelesi yolumuza ışık tutacaktır.
ÇAĞDAŞ DEVRİMCİ DEMOKRAT
HARİTA MÜHENDİSLERİ
Atatürk devrimlerinin ve laik demokratik
Cumhuriyetimizin yılmaz savunucusu,
aydınlanmacı, bilim kadını, eğitimci,
doğa dostu,
CUMHURİYET GAZETESİ YAZARI
PROF. DR.
TÜRKEL
MİNİBAŞ’I
KAYBETTİK
ACIMIZ BÜYÜK
Kendisine rahmet; CUMOK, ADD ve tüm
sivil toplum kuruluşu üyelerine, ailesine,
bilim dünyasına ve halkımıza başsağlığı dileriz.
ESKİŞEHİR CUMOK VE ADD’DEN BAŞSAĞLIĞI
ESKİŞEHİR CUMOK VE ADD