Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
adının takılmasıyla birlikte gün kavramının yerinin sa-
atler, hatta dakikalar-saniyeler aldı. Belki de bugün
tanımı şöyle yapmak gerek:
Yeryüzünde hiçbir şey bir saat önceki haber ka-
dar bayat değildir!
Haber nedir?
Bunun da t-onlarca tanımı üretilebilir ama, en ge-
niş ve gerçekçi ifadeyle şu söylenebilir:
Topluma ulaştırılması gereken her türlü bilgiye, ha-
ber denir!
İletişim teknolojisi burada da büyük bir gelişim gös-
terdi. Artık kutuplarda bir buzulun kırılışını dahi can-
lı izleyebiliyoruz. Sadece buzulun kırılmasını mı, nak-
len savaş dönemini yaşıyoruz.
Dünyanın neresinde ne yaşıyorsa, anında med-
yada. Her şey parmaklarınızın ucu kadar size yakın!
Medyanın bir haberi verirken bir konuyu işlerken
şu üç ilkeyi mutlaka göz önünde bulundurması ge-
rekir:
1- Şiddet içermemesi.
2- Cinselliği kötüye kullanmaması.
3- Kişilik haklarına saldırılmaması!
Buraya kadar olan bölüm; genel doğrular.
Şimdi geçelim, yaşanan gerçeklere!
Artık habercilik büyük ölçüde, toplumun bilmesi
gereken bilgilerin verilmesi değil; şuna döndü:
Topluma verilmesi planlananların aktarımı!
Bunu yaparken yukarıda sözünü ettiğimiz üç ilkenin
de dikkatten uzak tutulduğunu görüyoruz. Özellik-
le üçüncü şık kimsenin umurunda değil. Masum yı-
ğınların içinde şöyle bir deyim vardır:
“Tanrı kimseyi bu medyanın diline düşürmesin!”
Son isyan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın eşi
Ahsen Hanım’dan geldi. Öncelikle Unakıtan’a acil
şifalar diliyoruz. Sağlığın şakası yok, dileriz bir an ön-
ce iyileşir, yine ağız tadıyla yaptıklarını eleştiririz!
Ahsen Unakıtan şöyle diyordu:
“Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle kişilik hakla-
rına saldıran bir medya olduğunu sanmıyorum. Bı-
rakın demokrasiyle yönetilen ülkeleri, kabile devlet-
lerinde, çadır devletlerinde bile bu kadar olmaz...”
Unakıtan’ın sağlığıyla ilgili spekülatif haberler
eşini neredeyse isyan etme noktasına getirdi.
Bir de medyadaki Ergenekon saldırganlarının
yaptıkları haberleri, hedef kişileri ne hale koyduğu-
nu düşünün!
Yukarıda sözünü ettiğimiz evrensel değerler, ne
yazık ki medya tarafından tam tersi amaçlarla kul-
lanılıyor. Bilgi sahibi olmak için medyaya başvuran
bir kişi, tamamen yönlendirilmiş, kurgulanmış ha-
berlerle ya allak bullak hale geliyor ya da hedeflen-
diği şekilde biçimlenmiş oluyor!
Pazartesi günleri, tam sayfa medyadaki gelişmelere
yer ayırıp ahlaktan, habercilikten söz edenler, her şey
bir yana kişilerin sağlık sorunlarını bile neredeyse alay
konusu yapabiliyorlar!
Ortaçağın engizisyon mahkemeleri bile 21. yüz-
yılın medya mahkemelerinden daha vicdanlıydı!
Sanki topluma her türlü haber canlı canlı verili-
yormuş, demokrasi tam anlamıyla rayına oturuyor-
muş gibi gösteriliyor...
Verilen haberin ne anlama geldiği, hedefinin ne ol-
duğu toplumdan gizleniyor.
Haber giderek daha “canlı” hale geliyor...
Ama habercilik ölüyor...
Haber, bir iktidarı seçeneksiz kılmanın, toplumu
sindirmenin araçlarından biri olarak kullanılıyor.
Girişte sözünü ettiğimiz tanımlar bir yana, bugü-
nün medya haberciliğini şöyle de tarif edebiliriz:
Işığı kişinin gözünün içine sokup, hiçbir şey gör-
memesini sağlamak!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA9 ŞUBAT 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 14
Edirne Y 13
Kocaeli Y 16
Çanakkale Y 13
İzmir Y 14
Manisa Y 14
Aydın Y 14
Denizli Y 13
Zonguldak Y 17
Sinop Y 16
Samsun Y 16
Trabzon Y 18
Giresun Y 17
Ankara K 9
Eskişehir Y 9
Konya Y 9
Sıvas K 9
Antalya Y 17
Adana Y 19
Mersin Y 18
Diyarbakır Y 11
Şanlıurfa Y 14
Mardin Y 12
Siirt Y 11
Hakkâri K 2
Van K 6
Kars K 0
Oslo B 5
Helsinki B 2
Stockholm B 0
Londra Y 6
Amsterdam Y 6
Brüksel Y 6
Paris Y 6
Bonn K 3
Münih B 4
Berlin B 5
Budapeşte Y 6
Madrid Y 14
Viyana B 5
Belgrad Y 4
Soyfa Y 14
Roma Y 14
Atina B 16
Zürih B 6
Moskova K 2
Aşkabat Y 15
Astana Y -7
Taşkent B 18
Bakû B 7
Bişkek PB 14
Tiflis K 4
Kahire Y 24
Şam Y 24
Bütün bölgelerimiz par-
çalı çok bulutlu ve ya-
ğışlı geçecek. Yağış-
lar; Marmara’nın güney
ve doğusu, Ege, Batı
Akdeniz, İç Anado-
lu’nun kuzey ve doğu-
su, Batı ve Orta Kara-
denizin iç kesimleri ile
Düzce, Erzincan ve
Tunceli çevrelerinde et-
kili olmak üzere sağa-
nak yağışlı geçecek.
SİYASİLERLE askerler arasındaki
ilişkiyi anayasallaştırmak için bulunan
Milli Güvenlik Kurulu gibi bir çözümün
bazı sorunlar yaratması, galiba “ulu-
sal güvenlik” kavramını farklı yorum-
lamaktan kaynaklanıyor.
Politikacı için, ulusal güvenlik içte
polisin, dışa karşı da Silahlı Kuvvet-
ler’in işidir. Jandarma, sadece, bu iki
kanadın bağlantı noktası sayılır.
Oysa, ulusal güvenlik, bir bütün ola-
rak Cumhuriyetin güvenliğidir. Yani
resmi adıyla “Büyük Millet Meclisi Or-
duları”nca kazanılmış bir İstiklal Har-
bi sonrasında “devrim”le kurulan Tür-
kiye Cumhuriyeti’nin.
Dolayısıyla, ordu da Cumhuriyete
kendi “evlad”ı olarak bakar. Böyle ol-
duğu için, Cumhuriyetin bütün nitelik-
leriyle korunmasını ister; yani bağım-
sızlığın olduğu gibi, demokrasinin de,
laikliğin de, hukukun da, sosyal devletin
de korunmasıyla ilgilenmek onun hak-
kıdır. Zira, cumhuriyetçi bütünlük kal-
mazsa iş başa düşecektir: Kuruluşta ol-
duğu gibi, “millet”e ve “ordu”ya.
Türkiye’deki “ulusal güvenlik” kav-
ramına dayandırılan bu denklemin
felsefesi içe ve dışa iyi anlatılmadığı
içindir ki, içteki mırıltı ve dıştaki dırıl-
tı bir türlü bitmez: İkinci cumhuriyet-
çiler, dinci ve sözde ilerici kanatlarıyla,
31 Mart Vakası’nı unutarak “Asker la-
iklik konusuna, eğitim sorunlarına,
işsizliğin artmasına, sosyal dengele-
rin bozulmasına niçin karışacakmış”
derler; Avrupa Birliği başta olmak
üzere, dıştakiler kendi ordularının
halktan kopuk geçmişini bir yana bı-
rakarak “Siyaset-asker ilişkileriniz ev-
rensel demokrasi ilkelerine uygun bi-
çimde yeniden düzenlenmeli” deme-
yi asla ihmal etmezler.
Her iki taraf için de sanki bu halkın
köklü bir asker sevgisi, bu Cumhu-
riyetin kendine özgü bir geçmişi ve il-
keleri olamazmış, sanki yeryüzünde
farklı devlet ve demokrasi biçimleri-
nin olması doğal değilmiş gibi.
Sanki Anglikan Kilisesi’ne bağlı ol-
mayan bir kişinin hükümdar olama-
dığı, Avam Kamarası’nın papaz dua-
sıyla açıldığı bir İngiltere’de ya da bü-
tün anayasalarına “laiklik” perçinlenen,
ancak resmi dilde ulusal eğitim veri-
len bir Fransa’da böyle zorlamalar var
diye, demokrasi yokmuş gibi.
Sanki devletin başkanı başkomutan
sayılsa da, Amerika Pentagon’suz
yönetilebiliyormuş gibi.
Sanki, evrensel insan haklarına
saygılı olma koşuluyla her halkın,
ulusal tarihe ve toplumsal yapıya uy-
gun yöntemleri bulup kendini yönet-
me hakkı olamazmış gibi.
Ordunun demokratik ve laik Cum-
huriyete kanat germesinde hiç mi
hatalar olmadı? Ülkenin yakın tarihi-
ni gözden geçirip o hatalardan ulusal
dersler çıkarmak da yine ancak biz-
lerin soğukkanlılıkla başarabileceğimiz
bir iştir.
mumtazsoysal@gmail.com
1. KOŞU: F: Sterlicya (10), P: Ede (3), PP: Ramina
(7), S: Nurhat (6). 2. KOŞU: F: Ezhatõm (3), P: Kan-
demirkõr (4), PP: Keskinay (5), S: Saphakõzõ (10). 3.
KOŞU: F: İlterişhan (6), P: Başaksoylu (3), PP: Do-
lunay (7), S: Coşkungül (5). 4. KOŞU: F: Aleko (7),
P: Crispino (5), PP: Can I Touch (4), S: Bostanyerli (6).
5. KOŞU: F: Tumbul Fatoş (12), P: Bürçe (4), PP: Ser-
vet Yõldõzõ (9), S: Mercanağa (7). 6. KOŞU: F: Spe-
ed Monster (6), P: Şahname (8), PP: Uğurstar (9), S:
Ammon (1). 7. KOŞU:
F: End Of (2), P: Elasel
(10), PP: Noblehor-
se(1), S: Burat (3). 8.
KOŞU: F: Altõnayak
(5), P: Babasalim (14),
PP: Yaz Güneşi (4), S:
Rotinda (12).
ALTILI GANYAN
6 7 12 6 2 5
3 5 4 10
7 4 9 1
5 6 7
1 2 1
Dünya ve Biz...
bakımından çok hayırlı
olacaktır.
Türkiye, her bakımdan
önemi gün geçtikçe artan
bir coğrafyada var oluşu-
nu dengeli ağırlığıyla ka-
nıtlamak zorundadır.
En uç noktalardaki bir
dinci mücadeleyi Filistin’in
çıkarlarından da üstün tu-
tan Hamas’la bütünleş-
mek ya da böyle bir gö-
rüntü vermek bugünkü ve
yarınki dünyada ülkeye
verilecek en büyük zararı
Türkiye’ye taşır.
C
Baştarafı 1. Sayfada
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Varan İki: Ordu ve Politika
BARIŞ YAMAN
KONYA - DSP Genel Başka-
nõ Zeki Sezer, AKP iktidarõna ve
CHP’nin çarşaf ve Kuran kursu
açõlõmõna yüklendi. Sezer, “İş-
sizlik ve diğer sorunlar durur-
ken, inanç üzerine siyaset ya-
pılmaya devam ediliyor. Bunu
söylerken sadece AKP’yi kas-
tetmiyorum. Bugün ebedi mu-
halefet partisi olan CHP, sanki
Kuran’ı yeni keşfetmişler gibi
onlar da bunun üzerinden si-
yaset yapmaya başladı” dedi.
Partisinin Konya adaylarõnõn
tanõtõm toplantõsõ için Rixos
Otel’de düzenlenen toplantõda ko-
nuşan Sezer, AKP ve CHP’yi din
üzerinden siyaset yapmakla suç-
ladõ. Siyasetin giderek kirlendiğini
ve rayõndan çõktõğõnõ belirten Se-
zer, AKP’nin gerilim ve sorun üre-
ten bir örgüt gibi çalõştõğõnõ söy-
ledi. Sezer, “İşsizlik ve diğer so-
runlar dururken, inanç üzerine
siyaset yapılmaya devam edili-
yor. Bunu söylerken sadece
AKP’yi kastetmiyorum. Bugün
ebedi muhalefet partisi olan
CHP, sanki Kuran’ı yeni keş-
fetmişler gibi onlar da bunun
üzerinden siyaset yapmaya baş-
ladı. Bize bugün dinimizi, kül-
türümüzü, Atatürk’ümüzü öğ-
retmeye çalışıyorlar. Bizim on-
lara ihtiyacımız yok” dedi.
Partilerin halktan kopuk bir si-
yaset izlediğini ifade eden DSP li-
deri Zeki Sezer, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Holding binaları gi-
bi binalarda oturarak halk si-
yaseti yapamazsınız. Sizin kır-
sal kesimi kalkındırıp, oraları
şehirleştirip, şehirlerde yaşa-
yanları bu taraflara yönlendir-
meniz lazım. DSP olarak bizler
halkı kucaklayan bir siyaset iz-
liyoruz. Tıpkı Yunus gibi.”
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanõ
Şimon Peres ile tartõşarak top-
lantõyõ terk etmesine de değinen
Sezer, AKP’nin yõllardõr ezik bir
dõş politika izlediğini söyledi.
Sezer, “Irak’ta 1 milyon Müs-
lüman öldürüldü. O zaman ne-
redeydin Başbakan?” dedi.
‘Siyaset rayından çıkıyor’
Sezer, inanç üzerinden siyaset yapmakla suçladõğõ CHP’nin çarşaf ve Kuran kursu açõlõmlarõnõ doğru bulmadõğõnõ söyledi
BAŞBAKAN ERDOĞAN
AHMET KURT
KOCAELİ - Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, yine CHP’ye yüklendi. Erdoğan,
“CHP’nin kitabında belediyecilik, hiz-
met yok. Bunların kitabında iftira var.
Bu zihniyet kirlidir. Bu zihniyet bere-
ketsizdir” dedi.
AKP’nin Kocaeli mitinginde konuşan
Erdoğan, Türkiye’nin son 6 yõlda çok de-
ğiştiğini ve büyüdüğünü savundu. Erdo-
ğan, “Türkiye’ye biçilen o kaftan, artık
bu bedene dar geliyor. Mehmet Akif di-
yor ya ‘Yõrtarõm dağlarõ enginlere sõğmam
taşarõm’. Şimdi bu vizyonu, bu ruhu ye-
niden yaşıyor, yeniden kazanıyoruz” di-
ye konuştu. AKP iktidarõnda belediyeler
arasõnda parti ayrõmõ yapmadõklarõnõ belir-
ten Erdoğan, İstanbul’da belediye başkan-
lõğõ yaptõğõ dönemde İstanbul metrosu için
teminat mektubu verilmediğini savundu.
‘Bunlar güzel gelişmeler’
İstanbul metrosunu 500 milyon dolarlõk
yatõrõm yaparak bitirdiklerini ifade eden
Erdoğan, “Bu CHP’nin kitabında beledi-
yecilik, hizmet yok. Bunların kitabında
iftira var” dedi. CHP’nin Kocaeli büyük-
şehir belediye başkan adayõ Sefa Sir-
men’in, “Her mahallede Kuran kursu”
açma projesine de değinen Erdoğan, “Her
mahalleye Kuran kursu diyorlar ya.
Ama bunlar güzel gelişmeler. Rozet tak-
maları bile güzel. Herhalde AKP’ye ka-
patma davasını açanlar bunları da sey-
rediyordur” ifadesini kullandõ.
EMRE DÖKER
İZMİR - Anayasa Mahkemesi’nin aldõğõ ka-
rarõn ardõndan İstanbul ve Ankara büyük-
şehir belediyeleri, üniversite öğrencilerine
burs verme işlemlerini durdurdu. İzmir
Büyükşehir Belediyesi ise karar Resmi
Gazete’de yayõmlanõncaya dek burs ver-
meyi sürdüreceğini bildirdi. Mahkeme ka-
rarõnõ CHP aleyhine kullanan AKP’lilerin,
“takıyye” yaptõğõ belirtiliyor. İstanbul ve
Ankara büyükşehir belediyeleri, Anayasa
Mahkemesi’nin aldõğõ kararõn ardõndan du-
rumu politika malzemesi yapmõş, reklam
panolarõnõ ve ulaşõm araçlarõnõ “CHP’nin
Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davanın
ardından alınan karar nedeniyle burs
veremiyoruz” afişleriyle donatmõştõ. İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapõ-
lan açõklamada, yapõlan hukuki inceleme
sonucunda belediyenin burs yardõmõ yapa-
mayacağõnõn anlaşõldõğõ belirtildi. Bu
açõklamaya karşõn geçen hafta İzmir Bü-
yükşehir Belediyesi 10 bin öğrenciye, 3
aylõk alacaklarõ olan 300’er TL’yi banka
hesaplarõna yatõrdõ. Büyükşehir belediyesi,
değerlendirmesi tamamlanan 8 bin öğren-
ciye daha ödeme yapacak.
CANIM TÜRKELİM,
DOST KARDEŞİM.
KARDEŞLİĞİN, DOSTLUĞUN,
DAYANIŞMAN, FEDAKÂRLIKLARIN;
SÜREKLİ PAYLAŞTIĞIN BİLGİLER;
AKLIN VE YÜREĞİN...
HER ŞEY İÇİN SANA
TEŞEKKÜR EDİYORUM.
SENİ YETİŞTİREN ANNECİĞİN;
SENİNLE YETİŞEN KARDEŞİN
VE BİZLER...
HER SÖZÜNÜN YANINDAYIZ,
ÜLKEMİN AYDINLIK YÜZÜ.
SENİ ÇOK SEVİYORUM ,
SENİ ŞİMDİDEN ÇOK ÖZLEDİM, TÜRKEL..
KARDEŞİN BEGÜM YAVUZ
BİR DOSTA SESLENİŞ
‘AKP’ye kapatma
davası açanlar
bunları da görsün’
MAHKEME KARARI
Şimdi de burs
takıyyesi yapılıyor
DSP lideri Sezer, partisinin Konya adaylarının tanıtım toplantısı için düzenlenen toplantıda konuştu.
Kaçak inşaata suç duyurusu
Kadir Topbaş’ın danışmanı Fethi Turgut’a yönelik iddialarını yineleyen CHP’li Soysal,
Topbaş’ın oğlunun kaçak inşaatıyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Mil-
letvekili Çetin Soysal, İstanbul Büyükşehir Be-
lediye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş’õn imar-
dan sorumlu danõşmanõ ve İDO Yönetim Ku-
rulu Üyesi Fethi Turgut’un evinde meydana
gelen hõrsõzlõkla ilgili emniyete “eksik” be-
yanda bulunduğunu, hõrsõzlarõ tanõdõğõ iddiasõyla
kendisine gelen bir kişinin de emniyete ifade
vermesini engellediği iddialarõnõ yineledi. soy-
sal, İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn oğlunun Ru-
melihisarõ’ndaki kaçak inşaatõyla ilgili de bu-
gün Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda
bulunacaklarõnõ açõkladõ.
Partisinin Kâğõthane’de gerçekleştirilen et-
kinliğinde konuşan Soysal, Turgut’un evindeki
hõrsõzlõkla ilgili emniyete verdiği ifadesinde, hõr-
sõzlarõn evdeki kasalardan birini aldõğõnõ ve ka-
sada “15 bin TL, 200 bin dolar ve 300-400
gram ağırlığında altın” olduğunu beyan et-
tiğini ileri sürdü. Turgut’un hõrsõzlõğõn meydana
geldiği tarihte tatilde olduğunu ve evinde
oğullarõndan birinin bulunduğunu da söyleyen
Soysal, “Turgut, emniyete olaydan 10 gün
sonra haber vermiştir” dedi.
‘Turgut da hırsızları tanıyordu’
Soysal, hõrsõzlarõ tanõdõğõnõ iddia eden bir ki-
şinin kendisine mektup gönderdiğini belirterek,
söz konusu mektupta çalõnan para ve altõn mik-
tarõnõn beyan edilenden fazla olduğuna ve
mektubu gönderen kişinin Turgut’a da hõrsõz-
larõ tanõdõğõnõ söylemesine karşõn “Ben hır-
sızlardan alacaklarımı ahirete bırakıyo-
rum” yanõtõyla karşõlaştõğõnõ söyledi. Soysal
şunlarõ söyledi: “Turgut ve ailesinin tatilde
olduğu bir gün eve gelen bir kızın Turgut’un
oğlunu uyuttuğu ve eve gelen hırsızlara da
kapının bu kız tarafından açıldığı tarafıma
bildirilmiştir. Bilgilere göre evdeki kasadan
‘950 bin dolar, 280 bin Euro ve 2 kilo civarõnda
altõn’ çıkmış. Hırsızlıkta rol alan kadının akı-
betinin sorgulanmaması, olayın polise geç
bildirilmesi ve bu miktarda bir paranın ne-
den Turgut’un evinde bulunduğu incelen-
melidir. Turgut, bir şeyleri gizliyorsa suç iş-
liyor. İBB’nin bürokratları ne zaman bu ka-
dar zenginleşti? Maliye Bakanı’nın yastık-
altı dediği paralar buralara mı gitti?”
CUNDA, MİNİBAŞ’I
BAĞRINA BASTI
OYA UĞRAL
AYVALIK - Prof. Dr. Türkel Minibaş’õn cena-
zesi, Ayvalõk’õn Cunda Adasõ’nda toprağa ve-
rildi. Minibaş için düzenlenen törene İstanbul’un
yanõ sõra Ege’nin dört bir yanõndan gelen yurttaş-
lar katõldõ. Cunda Hamidiye Camisi’nde gerçek-
leştirilen törende konuşan Çağdaş Yaşamõ Des-
tekleme Derneği Genel Başkan Yardõmcõsõ Filiz
Meriçli, “Aydınlık bir Cumhuriyet kızını son-
suzluğa uğurlamanın derin acısını yaşıyoruz.
Ama onu gençlerimizde, projelerimizle yaşa-
tacağız. Çağdaş Türkiye için atılan her adım-
da o bizlerle olacak. Türkiye’nin başı sağ ol-
sun” dedi. GÜMÇED adõna konuşan Mehmet
Akif Öznal da “Onu yaşarken bağrımıza bas-
mıştık. Körfezliler olarak şimdi de Cunda’da
bağrımıza basıyoruz. Onu mücadelemizle ya-
şatacağız” dedi. Konuşmalarõn ardõndan Mini-
baş’õn cenazesi, Cunda Mezarlõğõ’na defnedildi.