26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2009 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PENCERE Minibaş’ın Olağanüstü Var Oluşu... Geçen gün, bir dost, artık beylik gerçeğe dö- nüşen düşüncesini yine dile getiriyordu: - Hayat çok hızlandı... Herkesin ortak kanısı bu: Yaşam baş döndü- rücü bir ivme kazandı... Peki, ölüm ne âlemde?.. Hayatın hızlandığı bir süreçte Azrail yaya kalır mı?.. Dostlar birbiri ardından gidiyorlar... Öylesine ki çoktan beri bu köşede ölümlerin ar- dından yazmamayı yeğlemiştim... Elim varmıyordu... Türkel Minibaş’ı yitirince dayanamadım... Çünkü bu bir ölüm yazısı sayılmaz... Kanser o biçim bir hastalık... Bizim gençlik yıllarımızda verem modaydı, ‘in- ce hastalık’ üzerine çeşitleme yapılır, romanlar ya- zılırdı... Veremin icabına bakıldı. Ama, günümüzde kanser salgını yaygın... Türkel kansere tutulmuştu... Yoksa kanser mi ona tutulmuştu?.. Kendisini son gördüğümde çarpılmıştım... İnanılmaz biçimde zayıflamıştı, omuzdan askılı giysisiyle açıkta kalan kolları çırpı gibiydi... Yaşlanmış; ama, ne kadar güzelleşmişti?.. Holivut pazarlamasıyla tezgâhlanan ve de gün geçtikçe sıradanlaşıp bayağılaşan, mankenleşip anlamsızlaşan sözüm ona güzelliğin dışında bir estetik sarmıştı Türkel’in var oluşunu... Dışa yansıyan ruhunun ve her an duyumsanan istencinin etkisi elle tutulur gibiydi... Olağanüstü bir ressam için paha biçilmez bir modele dönüşmüştü... Öyle bir model ki toplumun insanlığa dönük ke- simine sürekli örnek... Aydınlığa dönük.. Bilimle haşır neşir.. Geçmişle geleceğin hesaplaşmasında duruşu açık seçik.. Atatürk Cumhuriyetinin kadını.. Çalıştıkça ışıyan.. Yaşadıkça güzelleşen.. Gün geçtikçe kişiliği saydamlaşan.. Hayatında ölümü sollayan.. Bir çarpıcı örnek... Hepimiz sonsuzluk tespihine dizilmiş taneler gi- biyiz... Ne 33’lük tespih bu.. Ne 99’luk.. Ne dostlara acımak gibi bir hakka sahibiz, ne de boşu boşuna dövünmek ilkelliğine kapımız açık... Bu okuduğunuz da bir ölüm yazısı değildir... Geçmişle geleceği yaşamında bütünleştirip hayatının anlamını zamanın kütüğüne işleyen Tür- kel Minibaş’ın paha biçilmez değerine erişen bir insan için ölüm nedir ki... S ayõn Cumhurbaşkanõ’nõn faaliyetlerinin, “daha gör- sel, kolay ulaşılabilir ve modern tarzda” kamuo- yuna sunulabilmesi amacõyla Cum- hurbaşkanlõğõ resmî internet site- sinde yenileme çalõşmalarõ yapõl- dõğõ; bu çerçevede, sitede “Cum- hurbaşkanımız nerede” başlõğõna yer verildiği açõklanmõştõr. Bu uy- gulama için “Google Maps” alt- yapõsõ kullanõlmõştõr. Sitedeki anõlan başlõktan girilen harita üzerinde yer alan Cumhur- başkanlõğõ forslarõnõ “tıkladığı- mız” zaman açõlan Sayõn Cum- hurbaşkanõ’nõn ziyaret ettikleri dev- letlere ilişkin haritalarda, ülkeler, Akdeniz’de güney komşumuz KKTC hariç, hudutlarõyla, baş- kentleriyle ve diğer önemli yerleşim birimleriyle ve idarî taksimatõyla gösterilmiş bulunmaktadõr. Ülke ve yer isimleri mahallî resmî dilde ve Latin alfabesi kullanõlarak ya- zõlmõştõr. Örneğin, Romanya’nõn başkenti Romence “Bucureşti” olarak belirtilmiştir. Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Lübnan, Çin ve Japonya gibi ülkeler bakõmõndan isimlerin yazõmõnda mahallî resmî alfabe de kullanõlmõştõr. Türkiye haritasõnda hudutlarõ- mõz bakõmõndan bir hata görmüş de- ğiliz. Bununla beraber, haritanõn kü- çük boyutunda Ege’de Yunanis- tan’õn egemenliği altõnda bulunan adalarõn isimlerinin yer aldõğõ, oy- sa, Bozcaada’nõn ve Gökçeada’nõn isimlerinin harita üzerinde belirmesi için haritanõn büyütülmesinin, özel- likle Gökçeada bakõmõndan, en bü- yük boyuta getirilmesinin gerekti- ği dikkatimizi çekmiştir. Haritada KKTC yok Haritaya genel bir bakõş halinde, Cumhurbaşkanlõğõ forsunun, “Cyprus” ismi altõnda gösterilen ve başkent için “Nicosia” isminin kullanõldõğõ Kõbrõs Adasõ’na da ko- nulduğu görülmektedir. “Cyprus” bir adaya ait coğrafî bir isim oldu- ğu gibi, aynõ zamanda, Birleşmiş Milletler’e ve Avrupa Birliği’ne üye devletleri gösteren listelerde de yer almaktadõr. Bu sözde devletin mevcut yapõsõ kendi anayasasõna ve bu anayasanõn dayandõğõ uluslar- arasõ antlaşmalara aykõrõdõr. Bu se- beple de Türkiye tarafõndan tanõn- mamaktadõr. Fors tõklandõğõ za- man açõlan pencerede Cumhurbaş- kanõ Sayõn Abdullah Gül’ün 19 Eylül 2007 tarihinde Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) zi- yaret etmiş olduğu bilgisi yer al- maktadõr. Oysa, forsun üzerinde yer aldığı haritada KKTC göste- rilmemiştir. KKTC, Türkiye Cumhuriyeti tarafõndan 15 Kasõm 1983 tarihin- de tanõnmõş bağımsız ve egemen bir Devlettir. Türkiye ile KKTC arasõnda Büyükelçi düzeyinde dip- lomatik ilişki kurulmuştur. Kõb- rõslõ Rumlarõn sadece kendilerinden oluşan bir yönetimin Kõbrõslõ Türk- leri de kapsayan ve temsil eden bir devlet ve hükümet olduğu iddiasõ, uluslararasõ siyasetin belli başlõ aktörleri ve BM tarafõndan hukuka aykõrõ biçimde kabul görmektedir. BM, çözüm arayõşlarõnda, Adada tek bir devletin mevcudiyeti (Kõb- rõs Cumhuriyeti) varsayõmõndan hareket etmektedir. Bu sebeple KKTC, uluslararası toplum ta- rafından siyasî ve ekonomik am- bargo altında tutulmaktadır. Tür- kiye bu ambargoyu kabul etme- mekte ve kaldõrõlmasõnõ sağlamayõ dõş politika hedeflerinden biri ola- rak saptamõş bulunmaktadõr. 60. Hükümetin programında da “KKTC’nin her alanda uluslar- arası etkinliğinin arttırılmasının Türkiye’nin Kıbrıs politikasının iki ana stratejik hedefini oluş- turduğu” ifadesi yer almaktadõr. Zafiyet değerlendirmesi Google Inc. bu ambargonun uy- gulayõcõlarõndan olduğu için ha- zõrladõğõ haritada KKTC’yi gös- termemiş; sadece, varlõğõ BM ta- rafõndan kabul edilmiş olan “Kıb- rıs” adõndaki “Kıbrıs Cumhuri- yeti’ne” yer vermiştir. Harita bü- yütüldüğü zaman, Kõbrõs’taki yer- leşim birimlerinin Ada sathõnda 1974’ten önceki iki kesimli olma- yan tabloya göre yansõtõldõğõ mü- şahade edilmektedir. KKTC’yi yok farz eden bir haritanın Cumhurbaşkanlığı’nın “resmî internet sitesinde” kulla- nılmış olmasını, uluslararası top- lum, Türkiye’nin KKTC’ye sahip çıkma kararlılığında bir zafiyet olarak değerlendirebilir. Söz konusu haritanõn kullanõlmõş olmasõ Türkiye’nin Kıbrıs politi- kasının temel ilkleriyle ve bu il- kelere ilişkin söylemleriyle çe- lişmektedir. MGK 24 Nisan 2008 tarihinde Kıbrıs sorununun çö- zümünün “Ada’daki gerçekler temelinde” olmasõnõ öngörmüş- tür. Cumhurbaşkanı Sayõn Gül “Ada’daki gerçekler” kavramõna Bir Haritanõn Düşündürdükleri Cumhurbaşkanlõğõ’nõn “resmî” internet sitesinde yer alan bir haritaya “Google” kaynaklõ olduğu için resmî mahiyet atfedilemeyeceği görüşünde değiliz. Tugay ULUÇEVİK Emekli Büyükelçi “Sahi biz kimiz?” Yanıtlamak kolay değil! Kolay gibi görünüyor, ama biraz düşü- nünce yanıtlaması zorlaşıyor. Biz, biziz işte!.. Binlerce yıl önce büsbütün yok olmamak için Erge- nekon adlı bir dağın içine gizlenmiş, zamanla çoğalmış; bir bozkurtun peşinden taşkın sel gibi yeryüzü- ne dönmüş, yepyeni ülkeler keş- fetmiş, yepyeni devletler kurmuş!.. “Biz”, işte o efsanenin çocukla- rıyız diyerek, konuyu yanıtlamak ko- lay! Ama günümüzde yaşanan Er- genekon dalgaları bize başka şey- leri anlatıyor! Dalgalarla toplanıp içeri tıkılanlar, savcıların, yargıçla- rın karşısında tek tek sorgulara çe- kilenler, biz değil miyiz, biz, yani sen, ben, o, öteki... Genç bir yazar, Enver Ayse- ver’in yeni kitabı “Ayrıntıdaki Şey- tan”ı okurken içinden çıkılmaz so- ruların önünde bir an durup, ken- dime, geçmişime, anamın, baba- mın, dedelerimin nerden, nasıl gel- diğini sordum. Biz’ler, siz’ler de bir düşünün, Aysever’in sorduğu, “Biz Kimiz?”in derinliğinde kendinizi ya bulacaksınız ya da bir karmaşada yitip gideceksiniz... TV’lerde Aysever’in ‘Aykırı So- rular’ programını izleyenlerdense- niz, biz’lerin, bu aykırı düşüncele- ri çözmeye çalıştıktıkça, daha de- rin kördüğümlerle karşılaştığını görmüşsünüzdür? Bu aykırı soru- larla aranan, “Biz kimiz?”in bir tür- lü sağlam bir aydınlığa çıkamadı- ğıdır. “Küreselleşmenin doğurduğu bir soru, ‘Biz kimiz?’.. Küçük toplu- luklara ayrışmış insanların daha kolay yönlendirileceği, sömürüle- ceği gerçeğini, tarihin sonu geldi di- yen filozoflar iyi bilmektedirler, Cumhuriyetin en büyük savı olan ‘kimsesizlerin kimsesi’ olan devlet anlayışı, sosyal devletin ta kendi- sidir. Kapalı ekonomi de ele güne muhtaç olmama arzusudur. Yok- sulluğu, yoksunluğu anlatan ede- biyat bitmiş, yerine oyuncaklı, süs- lü bir dil gelmiştir. Ha bir de, satış tekniklerini anlatan, küreselleşme- nin kitapları!.. Kendi dilini konuşa- mayan küreselleşmiş bir Türkiye!. Sahi biz kimiz?” Enver Aysever “Ayrıntıdaki Şey- tan” adlı kitabındaki yazılarda, TV’deki “Aykırı Sorular” progra- mında işte “Sahi biz kimiz?”i arıyor! Okurları da, TV konuşmalarında sorguladığı ünlü kişiler de kesin bir kararlılığa, inandırıcı bir sonuca varabilecek mi, kuşkuluyum... Bak- sanıza, sokaklar, caddeler ‘Biz Er- meniyiz’, ‘Biz Hamas’ız’, ‘Biz Filis- tinliyiz’, ‘Biz Yahudiyiz’ bağrışma- larıyla inlemiyor mu? Nerde ‘Biz Türk’üz’ sesleri? Politikacılık nedir bilmeyen dev- let adamlarımızın, alt kimlik üst kim- lik yorumlarıyla kafaları büsbütün karışmış, kim çıkıp diyecek sen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm” dediği Türk insa- nısın, boşuna arama, ‘Sahi biz ki- miz’in yanıtını!. Aklın varsa, kültü- rün varsa bileceksin, ‘Biz kimiz?’ di- ye sormayacaksın! Enver Aysever aldı beni uzakla- ra, çok uzaklara götürdü, efsane- leşmiş Ergenekon günlerine. Ama Silivri’dekine değli, masalların ger- çeğindeki, Ergenekon destanına... EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Biz Kim miyiz? daha da açõklõk getirmiş ve 2008 yõlõ içinde çeşit- li vesilelerle “Kıbrıs’ta siyasi açıdan birbirine eşit iki halk, iki demok- rasi ve iki devlet mev- cuttur. Kıbrıs’ta barış ve huzurun teminatı, adadaki mevcut ger- çeklere dayanacak bir çözümdür” şeklindeki demeçleriyle adada ya- şayabilir bir çözüm biçi- mine õşõk tutmuştur. Tür- kiye’de en üst resmî dü- zeyde dile getirilen ada- daki gerçeklerin Cum- hurbaşkanlõğõ’nõn resmî internet sitesindeki hari- taya da yansõtõlmasõ ge- rektiğini düşünüyoruz. Bunun “Google Maps” programõna bağ- lõ kalmadan TÜBİ- TAK’õn, Harita Genel Müdürlüğü’nün ve üni- versitelerimizin katkõla- rõyla ve işbirliğiyle ger- çekleştirilebileceğine ina- nõyoruz. Kaldõ ki, Türkiye’de, örneğin, TRT’nin meteo- roloji haritasõnda dahi Kõbrõs adasõnda KKTC’nin ayrõ varlõğõ hududuyla ve şehirleriy- le belirgin biçimde gös- terilmektedir. Sitede yer almakta olan haritanın kaldırılması- nın Türkiye’nin tarihî ve ahdî bağlarla bağlõ ol- duğu komşumuz KKTC’ye ve halkına beslediği saygının da bir ifadesi olacağõ görüşünü taşõyoruz. ‘Milli dava’ anlayışı Cumhurbaşkanlõğõ’nõn “resmî” internet sitesin- de yer alan bir haritaya “Google” kaynaklõ oldu- ğu için resmî mahiyet at- fedilemeyeceği görüşün- de değiliz. Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politika- larının inandırıcı ola- bilmesinin şartlarından biri de, konu hakkında- ki söylemleriyle eylem- lerinin birbirini tuta- bilmesidir. Türkiye’nin; yarõm yüzyõla yakõn bir süredir “millî dava” an- layõşõyla yürüttüğü Kõbrõs politikalarõnda adadaki gerçeklere uygun çö- züm hedefine ulaşabil- mesi halinde, uluslarara- sõ siyasette ağõrlõğõnõ da- ha fazla hissettireceğini ve bölgesindeki diğer sorunların çözümünde etkili rol sahibi olma şansını arttıracağını dü- şünüyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle