19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 7 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ağaçlar Ayakta Ölür Deliler hep beni mi buluyor? Yoksa insana ait evrensel değerlerin ayaklar altına alındığı, kirliliğin, kavram kar- maşasının insanlığı kasıp kavurduğu bu geçiş sürecinde, ensesinde boza pişirilen Türkiye gibi bir ülkenin, top- lumsal sorumluluk duyan, değerlerini korumaya çalışan aydını olabilmenin başkaca bir yolu yok mu? Özlem Yüzak, kolay kolay asılmayan yüzüyle oda- ma girdiğinde, Türkel Minibaş’tan kötü bir haber ge- tirdiği besbelliydi. Hastaneye kaldırılmıştı, çok fazla ağ- rıları vardı, kardeşi doktorların hiç de iç açıcı bilgiler ver- mediklerini aktarmıştı. Beklenen son, beklenenden bi- raz erken gelmişti. Türkel her şeyi biliyordu. Her zamanki gibi dik durmaya niyetliydi. O gün haftalık yazısı ya- yımlanmışken, hastalığının ağır süreçlerinde hiç aksat- madığı yazılarına devam etmek istiyordu. Bir sonraki haf- tanın yazısını nasıl yazabileceğinin kaygısına düşmüş- tü. Özlem “Olmazsa sen söylersin, ben not alırım” de- miş, kendilerince bir formül üretmişlerdi. Bir gün sonra, bir deri bir kemik kalmış olsa da, ya- tağındaki onurlu, dimdik, şık duruşu. Sehpanın üzerin- de kitapları.. ona ayak uydurmaya kararlı başları dik an- nesi, kardeşi, yengesi.. gelen şiddetli ağrılarla zaman za- man yüzü kasılsa da, günün gündemi üzerinden, bir- kaç cümlelik her zamanki net, iğneli esprilerini esirge- meden yaşamın olağan akışının sohbetini sürdürmek- te diretiyordu.. Zaten çoğunlukla insanların dağıldıkla- rı, hastalığını ilk öğrendiği, çok büyük ameliyat geçir- diği süreçte de aynı şeyleri yapmamış mıydı? “Her gün hiçbir şey olmamış gibi kalkıp giyineceğim, gücümün yettiği ölçüde günlük yaşamımı, sorumluluk- larımı yerine getireceğim. Bunu yapmazsam direnemem, kaldıramam..” demişti. Öyle yaptı... Hiçbir şey yiye- mediğini, 50 kilonun altında ayakta durduğunu, günlerce hastanelerde mama kürüyle saatler geçirdiğini öylesi- ne doğal aktarıyordu ki. Hastalığının başından bu ya- na mama torbası ile kitap okurken o kadar çok gördük ki.. Ürkütücü olmaktan çok, yaşamının doğal bir par- çası, görüntüsü haline geldi. Sevgili Türkel, önümüzdeki haftanın yazısını yaza- mamak gibi bir gerçekle yüz yüze gelmeden aramızdan uçup gitti. Okurları “Niye yazısı çıkmadı?” sorusunu sor- madan, toprağa karıştığını bilecekler. Işıklar içinde yat- sın, iyi ki doğdu, yaşadı, hep üretti, topluma, insanla- ra bir şeyler vermeyi yaşamının direği yaptı diyecekler... Çağdaş kadının, çevrenin, Cumhuriyet, laiklik bilin- cinin, sosyal paylaşıma ait değerlerin savaşımında merkezde, ödünsüz bir çizgide kalmak için hep diren- di. Aslında Türkel Minibaş’ın kimliği, değerleri ile uy- sa da uymasa da, çok fazla değişik siyasal düşünce- den sitelerde, hakkında yazılmış övgü yazılarını görünce gülümsedim. Öğretim üyesi, her yerde konferansçı, iyi konuşmacı, karşısındakileri tanıyor, her düşünceden in- sanları, hele de gençleri yakalamakta ne kadar önem- li ve anlamlı olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Ak- la kara kadar ayrı düşünceler zincirinden, yazılarından çok genç oldukları anlaşılan kişilerin aynı içtenlikle Tür- kel’in ölümünün acısını paylaşmaları umut verici. Biliyorum; Türkel’in varlık, yaşam nedeni işte bu in- sanca iletişimdi.. Dün çok hasta olsa da, mektuplarına bakabilecek kadar ayakta olabilseydi, ona da birçok elek- tronik posta adresinden gelmiş AKP hükümetinin son 2B yağma yasasına ilişkin tepkileri okumadan geçe- mezdi. Belki de gelecek pazartesinin yazı konusu ya- pardı. Türkiye Ormancılar Derneği’nin, TEMA’nın or- manlar yağmasına ilişkin çığlıklarına kulak tıkayamaz- dı. “Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana, ormanlar 2B’ye!” dizelerine acı acı gülümser, iki kez Ana- yasa Mahkemesi’nden dönmüş, bu kez Tapu Yasası içinde gizlenmiş katliam yasasının yine Anayasa Mah- kemesi’nden dönse de, seçim süreci yağması, oy vur- gununda kullanılmakta olduğunun altını çizerdi. Kim bilir, belki de kömür torbaları ile yetinilmeyen, be- yaz eşya, mobilya rüşveti ile seçmen avına çıkılmasıy- la, sosyal devlet arasındaki çelişkileri keskin, esprili bir dille anlatmayı yeğlerdi. Yıllar sonra Türk-İş, DİSK ve KESK’in kriz bahanesiyle işçi çıkarmalara karşı ortak ey- lem kararına sevinmişti.. Gerçek bir barışsever olarak Davos’taki ucuz şova acı acı gülümsemişti.. Hastalığı nedeniyle yatakta uzanma hakkı bile yok- tu. Zorunlu dik duruşta beli çok ağrıyordu. Yine de yük- sünmeyen, onurlu ifade ile birlikte “Ağaçlar ayakta ölür” sözünün heykeli gibiydi.. Işıklar içinde yatsın... [email protected] İktisat gülen yüzünü kaybettiMücadele arkadaşõmõz, yazarõmõz, dostu- muz, hocamõz, arkadaşõmõz, bilim insanõ Prof. Dr. Türkel Minibaş’õ kaybettik. Bir sü- redir Gayrettepe’deki Özel Metropolitan Flo- rence Nightingale Hastanesi’nde mide kanseri tedavisi gören Prof. Dr. Türkel Minibaş, dün sabah 10.30 sõralarõnda doktorlarõn tüm mü- dahalelerine karşõn kurtarõlamadõ. Son gün- lerine kadar bir köşeye sõğõnõp yaşamdan birkaç gün daha çalmayõ reddederek son anõ- na kadar dolu dolu yaşamayõ ve günlük işle- rini aksatmadan sürdürmeyi seçen Minibaş, her zamanki gibi başõ dimdik yaşama veda etti. İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği Genel Başkan Yardõmcõsõ Mini- baş’õn yazõlarõ, bir tek gün aksamadan 15 yõl- dõr her pazartesi “Gözucuyla” başlõğõ altõn- da gazetemizde yayõmlanõyordu. Minibaş, 1953’te İstanbul’da doğdu. AFS bursuyla gittiği ABD’nin Los Angeles kenti- nin Pasific Palisades High School’undan 1971’de mezun oldu. 1975’te Marmara Üni- versitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni bi- tirdi. 1985’te İÜ İktisat Fakültesi’nden İkti- sat Teorisi ve İktisat Tarihi Anabilim Dalõ’nda pekiyi dereceyle doktor, 1988’de doçent, 1995’te ise Uluslararasõ İktisat ve İktisadi Ge- lişme dalõnda profesör unvanõ aldõ. Minibaş’õn “Azgelişmiş Ülkelerde Kal- kınmanın Finansman Politikaları ve Tür- kiye”, “Çağ Atlatma Serüveni 1453-1980” adlõ iki basõlmõş kitabõ, “Çalışmaya Hazır İş- gücü Olarak Kentli Kadın ve Değişimi” ve “Türkiye’de Yolsuzluğun Sosyo-Ekono- mik Nedenleri Etkileri ve Çözüm Önerile- ri” başlõklõ ortak çalõşmasõ ile para, kalkõnma, Türkiye ekonomisi, uluslararasõ yatõrõmlar, kü- reselleşme, yolsuzluk ekonomisi, kadõn ve cin- siyetçilik içerikli yayõmlanmõş makaleleri bulunuyor. Kadõn ve çocuk üzerine çalõşmalar da yapan Prof. Minibaş, aynõ üniversitenin Kadõn So- runlarõ Araştõrma ve Uygulama Merkezi’nde Müdür Yardõmcõlõğõ ve Anadolu Üniversite- si Açõk Öğretim Fakültesi İstanbul İl Koor- dinatörlüğü’nü de yürütüyordu. Çeşitli dönemlerde Dünya Bankasõ’ndan İMKB’ye kadar birçok kuruluşa proje danõş- manlõğõ yapan Minibaş, 1991’de I. Ulusal Ço- cuk Kurultayõ’nõ düzenledi. Umut Çocuklarõ Derneği’nin çalõşmalarõna gönüllü destek verdi. Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfõ Mütevelli Heyet Üyesi, Türk Kültür Vakfõ, Türkiye Avrupa Vakfõ, Türk Çağ Vakfõ, İstanbul Mülkiyeliler Vakfõ, Sosyal Demokrasi Vakfõ gibi vakõfla- rõn da kurucu üyesi olan Prof. Minibaş, Bilim Sanat Eserleri Meslek Sahipleri Kuruluşu’nda iki dönem yönetim kurulu üyeliği yaptõ ve bir- çok sivil toplum örgütüne üye olarak gönül- lü katkõda bulundu. Onu hep her zamanki kararlõ tutumu, mü- cadeleciliği, en karanlõk dönemlerde bile kaybetmediği neşesi ve güler yüzü ile hatõr- layacağõz. Bir köşeye sõğõnõp yaşamdan birkaç gün daha çalmayõ reddederek son anõna kadar dolu dolu yaşamayõ seçen Minibaş, her zamanki gibi başõ dimdik yaşama veda etti. En karanlõk günlerde bile çevresine umut saçan Minibaş’õn yazõlarõ 15 yõldõr her pazartesi “Gözucuyla” başlõğõ altõnda gazetemizde yayõmlanõyordu. MESAJ YAĞDI Müşfik Kenter - Hem bilim dün- yasõ, hem ülkemizin aydõnlõk ve çağdaş insanlarõ üretken, müte- vazõ, güleç ve çok değerli bir ka- dõnõnõ, Türkel Minibaş’õ yitirdi. Bihlun Tamaylıgil (CHP İstanbul Milletvekili) - Türkel Minibaş tam bağõmsõz Türkiye ve aydõnlõk yarõnlar için mücadelesini en zor zamanlarda bile vermekten geri kalmamõş bir aydõndõ. Mi- nibaş’õ ve ilkesel duruşunu her za- man saygõyla anõp, yaşatacağõz. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık - Türkiye önemli bilim evledõnõ yi- tirdi. Başõmõz sağ olsun. Ama hiç kuşkunuz olmasõn emperyalist altõncõlarla savaşõrken hep bizim yanõmõzda olacak. Sürekli oku- duğumuz, içselleştirdiğimiz, ka- tõldõğõmõz toplantõlarda kaynak gösterdiğimiz düşüncelerini, sa- nõrõm artõk ele geçiremeyeceğiz. İstanbul Kadın Kuruluşları Birli- ği - Cumhuriyet aydõnõ, bilim kadõnõ, topluma kendini adayan, bilgisini ülkenin her köşesine gi- derek özveriyle paylaşan, Ata- türkçü değerli dost, hepimizin gönlünde yaşayacak. Acõmõz bü- yük, sözler yetmiyor... Ankara Aydınlığı Girişimi - Türkel Minibaş, ekonomi alanõnõn en iyilerindendi; yazõ ve yapõtlarõn- da ekonomiyi insan odaklõ, emek eksenli irdeler ve açõklar, anlaşõlõr kõlardõ. Her yazõyõ yeni bir ay- rõntõyõ öğretir, farklõ bir bakõşõ gösterirdi. İlk tören İÜ’de Prof. Dr. Türkel Minibaş için ilk tören bugün saat 10.00’da Beyazõt’taki İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binasõ’nda düzenle- niyor. Minibaş’õn naaşõ Fatih Camii’nde öğlen kõlõnacak cena- ze namazõnõn ardõndan akşam saatlerinde Balõkesir’in Ayvalõk ilçesine götürülecek. Minibaş, yarõn Alibey Adasõ’nda (Cunda Adasõ) babasõnõn yanõna defne- dilecek. Otobüs kaldırılacak Cenazeye katõlmak isteyenler için bugün Bakõrköy Belediyesi 2, Tüyap Fuarcõlõk 1 otobüs kal- dõracak. Çağdaş Yaşamõ Des- tekleme Derneği’nin de bir ara- cõ cenaze töreni için hareket ede- cek. Otobüsler Taksim Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünden saat 22.00’de hareket edecek. Çelik gibi duruşuna karşõn, hayatõ renkli ve neşeli yaşama biçimi vasiyetine yansõdõ Cenazeme şapka takıp gelin Dostlarõnõn “Devrimci, feminist, çağdaş, laik ve Atatürkçü” diye tanõmladõklarõ Minibaş, neşeli, paylaşõmcõ, mücadeleci, kararlõ, tutkulu, esprili, doğasever, çocuklar ile gençlerin vazgeçilmez dostu olarak anõldõ. Hastaneye gelen arka- daşlarõ Minibaş’tan sev- giyle söz etti: ? Yüksel Minibaş: Eşi- min ablasõ can dostum, çok seviyorum onu. O hep yanõmõzda olacak. ? Prof. Dr. Gülhan Türkay - Prof. Dr. Nur- can Özkaplan: Devrimci, çağdaş, laik ve Atatürkçü bir insandõ. Hiçbir hak- sõzlõğa dayanamazdõ. Hem doya doya yaşadõ, hem mücadele etti. Kadõn ol- manõn hakkõnõ da verdi. Doğayõ, dağlarõ, sohbeti ve dans etmeyi severdi. Her 1 Mayõs akşamõ evin- de dostlarõnõ toplardõ. Bu geleneği sürdüreceğiz. ? Fatoş Somer: Çok şakacõydõ, ufak detaylarla yaşamõ renklendirmesini bilirdi. Neşeyi içinde ba- rõndõrõrdõ. Bu olay da şaka gibi. Sanki yine cep tele- fonumdan arayacak ve “Aç şu kanalı izle, çok önemli şeyler söylüyor- lar” deyip kapatacak gibi. ? Fitnat Sönmez: Bize hep “Cenazemde hepiniz şapka takmalısınız” der- di. Kimsenin bakõmsõz ol- masõna tahammül ede- mezdi. Herkesi sürekli motive ederdi. Hayata kar- şõ hep dik durdu ve tut- kuyla yaşadõ. ? Begüm Yavuz (Ar- kadaşı): O bir kadõn halk kahramanõydõ. İlk çocuk kurultayõnõ Türkel yaptõ, bunu hiç kimse unutmasõn. ? Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu (Marmara Üni- versitesi, İİBF): Sadece onu kaybettiğim için değil, ona verdiğim sözü tuta- madõğõm için üzgünüm. “Bana söz verdin, dağla- ra çıkartacaksın” demiş- ti. Onu dağlara çõkarta- madõm. Şimdi benimle dağlarda rüzgâr olacak, havuzda ise balõk. ? Sezai Gülşen (Doğuş Üniversitesi Öğretim Gö- revlisi): Ekonomiyle sanat arasõndaki ilişkiyi hiç kim- se onun kadar iyi anlata- mazdõ. Gerçek bir aydõndõ. Olağanüstü verici ve pay- laşõmcõydõ. ? Nurdan Sirman (Sı- nıf arkadaşı): O hayatõ- mõzõn mihenk taşõydõ. Dostlarõ olarak verdiği mü- cadeleyi biz sürdüreceğiz. ? Ahmet Özkan (İşa- damı): Hem hocamõz, hem annemizdi. Olmaz diye bir şey yoktu onun için. Gazetemiz ekonomi sayfa- larõnda pazartesi günleri Gözucuyla adõyla köşe ya- zan Minibaş, hastalõğõnõn en ağõr safhalarõnda bile yazmayõ sürdürdü. Bazen yurtdõşõna çõkacağõ za- man birkaç gün önceden gönderdiği yazõlarõn hem gelip gelmediğini kontrol hem de durumundan haberdar et- mek için arardõ. Son yazõsõ için de öyle yaptõ. Has- tanede yatan, ağrõlarõ artõk ancak morfinle hafifleti- lebilen Minibaş, pazar günü çalõşan arkadaşlarõmõ- zõ arayarak, çok halsiz olduğunu, bu nedenle yazõsõ- nõ biraz kõsa kesmek zorunda kaldõğõnõ anlattõ... Türkiye için büyük kayıp Prof. Dr. Türkan Saylan (ÇYDD Genel Başkanı) : Minibaş Türkiye için çok büyük bir kayõp. Kendisiyle son derece yakõndõk. Onun bilgi birikimi ve yaşama bakõşõ hepi- mize örnek oldu. Başõmõz sağ olsun. Ali Bahadır Minibaş (Erkek kardeşi): Türkiye için büyük bir kayõp, bilim insanõ ve dünya insanlõğõyla örnek öğretmen ve büyük bir hocaydõ. Türkiye’nin başõ sağ olsun. Prof. Dr. Filiz Meriçli (ÇYDD Genel Başkan Yar- dımcısı ) : Sadece ÇYDD için değil Türkiye içinde çok önemli bir kayõp. Minibaş, ülkemizin ay- dõnlõk geleceği için daha çok şey yapacaktõ. Biz- ler bu ülkenin aydõnlõk insanlarõ olarak onu hep yaşatacağõz. Onu çok sevi- yoruz. Türkiye’nin Minibaş- lara çok ihtiyacõ var. Prof. Dr. Tahsin Yeşildere (Üni- versite Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı: Türkiye önemli bir insanõnõ kay- betti. Minibaş gibi insanlar az yetişiyor. Ona toplumun, bizim ve öğrencilerinin çok ihtiyacõ vardõ. Türk milletinin başõ sağ olsun. Ahsen Deniz Morva (İÜ İletişim Fa- kültesi Araştırma Görevlisi) : Eşim Tür- kel hocanõn asistanõydõ. İletişim Fakültesi’nde sinema üzerine çalõşmalar yaptõğõm için, ken- disiyle sohbetlerimiz hep sinema üzerine olurdu. Çok iyi bir sinema seyircisiydi, fes- tival arkadaşõmdõ. Gönül dolusu seven, öz- leyen bir insandõ. Sevdiğini doya doya söylerdi. Eksikliğini hissedeceğiz. Gazetemiz yazarlarõ ve çizerleri Minibaş’õn “Hayatı dolu dolu ya- şadı” dediler. Erol Manisalı: Minibaş İk- tisat Fakültesi’nde 30 yõl omuz omuza çalõştõğõm ar- kadaşõm, dostum, kardeşim- di. Türkiye için birlikte mü- cadele verdiğim bir insandõ. Minibaş’õ bizler yaşatacağõz. Işıl Özgentürk: Çok cesur birini kaybettik. Güzel bir arka- daştõ, õşõklar içinde yatsõn. Musa Kart: Bu ülkenin çõkarlarõnõ sa- vunma adõna çok güçlü ve kararla duruş sergiledi. Üstelik bunu mizah duygusunu hiç kaybetmeden yaptõ. Her ölüm erkendir ama Türkel’in ki gerçekten erken oldu, çok üzgünüm. SON ANA KADAR YAZDI Bilim insanları, birlikte çalıştığı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazetemiz yazar ve çizerleri Minibaş’ın mücadeleci kişiliği kadar, hayatı dolu dolu yaşayan tarzına dikkat çektiler. ÖZLEM YÜZAK Seni gün batõmõnda uğurladõm Türkel. İstedi- ğin gibi... Cunda’da, Aya Yorgi’de, Cihangir’de se- nin evin çatõsõndaki te- rasta güneşi yolcu ettiği- miz gibi uğurladõm seni. Daha sen soluk alõrken... Bu kez elimde şarap ka- dehi yoktu. Önceki akşam üstü hastane çõkõşõ, Mo- da’da bir bankta otur- dum uzun uzun. Yok yok... Attõm kafamdan hastane- deki o solgun, gözleri ka- palõ Türkel’in görüntüsü- nü. Kardeşin Ali’nin “ar- tık umut yok Özlem” söz- lerini de... Zaten hiç ya- kõşmõyordu. Gün batõyor yavaş ya- vaş... Güneş denize değdi değecek. Bak olağanüstü bir renk cümbüşü içinde “güle güle” diyorum sa- na can dostum. Ufka doğ- ru uçan şu martõnõn ka- natlarõna yerleştirdim se- ni... Şimdi karşõmda o bildik cesur, sözünü sa- kõnmayan, gerekirse dişe diş mücadele eden, her za- man bakõmlõ, tõrnaklarõ boyalõ, boynunda kolye- leri, parmaklarõnda göz alõcõ yüzükleri ile benim canõm arkadaşõm var. Dert ortağõm, iyi gün ve kara gün dostum... Nere- de olursak olalõm, güzel gün batõmlarõnõ anõnda telefonla birbirimizle pay- laştõğõmõz, uzakta olsak bile yaşama kadeh kal- dõrdõğõmõz o gerçek in- san var. Aslõnda senin için bel- ki de en iyi tanõm “gerçek insan”. Çünkü yaşamõn her alanõnda var oldun. Liberal ekonomi politika- larõnõn ve yolsuzluklarõn karşõsõnda da, kadõn so- runlarõnõn tam göbeğinde de. Çağdaş Yaşamõ Des- tekleme Derneği’nin top- lantõsõndan çõkõp, ekono- mi ile ilgili bir panelde ko- nuşup ardõndan tango kursuna giden Türkel... Arabaya atlayõp Cun- da’da kõştan beri kulla- nõlmayan evin kapõsõnõ açõp, hõzlõ bir temizliğe giriştikten sonra, koşa ko- şa adanõn arkasõna gün batõmõna yetişmeye çalõş- tõğõmõz Türkel... Üstelik o arada çantana, hem de plastik değil cam kadeh- leri, soğuk beyaz şarabõ ve peynirleri bile yerleştirip sürpriz yapmõştõn. Hastalõk yakõşmamõştõ sana dostum. Bunu bildi- ğin için, iyi olduğun her anõ değerlendirdin. Bir gün Sri Lanka’ya gidiyo- rum diye telefon açtõn. Bir başka gün aradõğõm- da Brüksel’deydin. Dolu dolu yaşadõn. Şimdi ise o martõnõn kanatlarõndasõn... Cun- da’ya doğru... Uğurlar ola dostum... Seni gün batımında uğurladım.... Yazarõmõz İÜ Öğretim Üyesi Türkel Minibaş, bir buçuk yõldõr mücadele ettiği kansere yenik düştü 10.00’DA BEYAZIT’TA Hep yanımızda olacak iğde’den tõrmanõş, 7 günlük yürüyüşle Aladağlar’õ geçiş, Demirkazõk’ta zirve, Kayseri’den iniş ve Sultansazlõğõ’nda bir yorgunluk sigarasõ... Türkel Minibaş, tam bir doğa dostu, azimli bir sporcuydu. (Fotoğraf: HASAN ERİŞ) N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle