23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İstanbul Haber Servisi - Amerika’nõn Los Angeles kentinde şehir meclisi, 1 Mayõs gösterisinde polis şiddetine maruz kalan gös- tericilerle yol kenarõndaki insanlara tazminat ödenmesini kararlaştõrõrken özellikle son 2 yõl- dõr polisin “orantısız güç” kullanõmõna sah- ne olan Türkiye’de yurttaşlara acõmasõzca sal- dõran failler ne bulunabildi ne de herhangi bir soruşturma açõldõ. 1 Mayõs 2007’de İstanbul’da polis 1 Ma- yõs’õ tüm İstanbullulara zehir etmişti. İstanbul Valiliği işçileri Taksim’e sokmamak uğruna öyle önlemler almõştõ ki tüm kent felce uğra- mõştõ. Halka ve göstericilere terörist muame- lesi yapõlõrken çevre illerden gelen takviyeli- lerle İstanbul’da bulunan 17 bin polis özellikle Taksim ve çevresinde gösteri yapmak iste- yenlere hiç acõmamõştõ. Gaz bombalarõ sade- ce göstericileri değil yoldan geçen herkesi et- kilemişti. 1 Mayõs İşçi Bayramõ’nõ Taksim’de kutlamak isteyen DİSK’i engellemeye çalõşan İstanbul Valisi Muammer Güler, vapur, tramvay ve metro seferlerini iptal etmiş, köp- rü girişleri ve TEM gişelerinde de yol tek şe- ride indirilince trafik saatlerce kilitlenmişti. Bursa ve İzmit’ten İstanbul’a gelen işçileri ta- şõyan feribot, polis tarafõndan uzun süre Es- kihisar Feribot İskelesi’ne yanaştõrõlmamõştõ. Aralarõnda, Devrimci İşçi Sendikalarõ Kon- federasyonu (DİSK) Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, eski Kamu Emekçileri Sendikalarõ Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanõ İs- mail Hakkı Tombul, 78’liler Girişimi yetkilisi Celalettin Can, Cumhuriyet gazetesi muha- biri Alper Turgut, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanõ Gençay Gürsoy’un da bulunduğu 38 kişi suç duyurusunda bulun- muştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, al- tõ polis yetkilisi ve olay yerinde görev yapan emniyet görevlileri hakkõnda dava açõlmasõ- na gerek görmemişti. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Türkiye’yle çok yakından ilgilenen yayın organla- rından The Economist “en moda slogan” olarak şu- nu seçmiş: Doing an Erdoğan! Türkçesi: Erdoğan’lık yapmak! AKP’li kardeşlerimiz bunu alıp hemen şöyle de yo- rumlayabilirler: “Ne var bunda? Erdoğan’lık yapmak demek, Er- doğan gibi sana yönelik bir sözel saldırı olduğunda anında yanıt vermek, demektir. Altında başka bir şey aramayın.” Ama dergi bu deyimin anlamını da yayımla- mış:“Öfke nöbeti geçirmenin Davosçası.” Okyanus ötesindeki havaysa parçalı bulutlu. Ha- berlere göre, ABD ikiye bölünmüş: Erdoğan’ın çıkışı Türkiye-İsrail ilişkilerini bozar di- yenler, bozmaz diyenler! Sonuçta ne olmuş? İsrail-Filistin sorununun yerini neredeyse İsrail- Türkiye sorunu almış! İsrail sokakları nasıl? Dün Hürriyet’te Metehan Demir’in haberi durumu özetliyordu. Tatil için ilk Antalya’yı düşünen İsraillilerin tercihleri değişmeye başlamış. İşte Tel Aviv sokaklarından sesler: “Bu hafta sonu Antalya’ya gidecektik, iptal ettik. Oy- sa biz Türkiye’ye alışmıştık.” “Antalya sokaklarında insanların İsraillilere hakare- te varan sözler söylediğini duyuyoruz. Oysa Türkler bize en yakın insanlardı.” “Türkiye’de tanıdığımız insanlara danışıyoruz; bize, gelmeyin diyorlar...” Turizm en kırılgan sektörlerden biridir. Antalya’da bir bidonun içine ses bombası konulsa; o ses, Ber- lin’den, Londra’dan, Moskova’dan duyulur! Rezer- vasyon iptalleri başlar. Görünen o ki; Erdoğan’ın sözleri bu tür olumsuz- luklardan çok daha ileri etki yapmış. Siyasi-ekonomik ilişkiler günün gerçeklerine göre dalgalanabilir, iner çıkar. Ancak sokaktaki eğilimi kı- sa sürede ortadan kaldıramazsınız. Erdoğan, “Ben Musevi vatandaşlarıma yönelik bir olumsuzluğu da ke- sinlikle reddederim” dese de, doğan zararı gidermesi zor. Geçelim İslam dünyasına... Arap Birliği üyesi 8 ülkenin dışişleri bakanları Bir- leşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de bir ara- ya geldi. Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün’ün de arala- rında bulunduğu bu ülkelerin kamoyuna duyurduk- ları bildirinin çarpıcı tümcesini aktaralım:“Arap olmayan tarafların, Arap ülkelerindeki gelişmelere, yıkıcı bir şe- kilde karışmasından rahatsızlık duyuyoruz.” Bir tümcede her şeyi özetlemişler! Arap dünyası Arap ülkelerini ilgilendirir, diyorlar... Müslüman bile olsa Arap olmayanların kendi içiş- lerine karışmaması gerektiğini söylüyorlar... Bu alanda yapılanları yıkıcı buluyorlar... İşte tablo... Bunun neresi Davos zaferi? Bunun neresi dünya liderliği? Filistin, Hamas’tan ibaret değil! Filistin Cumhur- başkanı Mahmud Abbas dün Avrupa Parlamento- su (AP) Başkanı Hans Gert Pöttering ile görüşme- sinde, önümüzdeki dönem kilit rolü Mısır’ın oynaya- cağını açıkladı. Soru üzerine, Türkiye’ye de değindi; şöyle dedi: “Türkiye’nin İsrail-Suriye ilişkilerinde arabulucu rolünü olumlu buluyoruz!” İşte size Davos zaferinin 3 meyvesi! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada lenen parti toplantısında, 2007 genel seçiminde ol- duğu gibi, muhalefete meydan okuyan bir RTE çık- tı karşımıza. Davos olayından sonra Müslüman Arap dünya- sından ve içeride Müslüman halktan beklediğinden de öteye destek görmesi RTE’ye doruklara tırman- ma olanağı sağladı. Batı’nın eleştirileri ne umuruna? Batı medyasının yazdıkları, alaylı eleştiriler ne umuruna? Arapları sokağa dökmüş… İran’dan kocaman bir aferin almış… Arap sokaklarında kocaman portreleri... Pırıl pırıl büyük boyda Türkiye bayrağı Gazze so- kaklarında, mitinglerde. Büyük boyda RTE resimleri, yüzlerce Türk bayra- ğı… dikkat; Davos’un hemen ertesi günü düzenlenen mitinglerde bin bir mahrumiyet içinde yaşayan Arap- ların eline nasıl geçti ve kim, hangi organizasyon bir günde bu olanakları sağladı? Dikkat çekici; araştırılması, yanıtlanması gereken bir soru. Davos RTE’yi aşağılardan aldı yukarılara tırmandırdı. Artık tutabilene aşk olsun! Bilgi şaşkınlığından değil; Kuran yorumu ve İslam dini dışında genel bilgisi kulaktan dolma olduğu için konuşmasında Bizans İmparatoru Romen Diyo- jen’le Sinoplu elinde fener sokaklarda (keşke bugün yaşasaydı) namuslu adam arayan filozof Diyojen’i ka- rıştırıyor. Önemli değil. Bunlar bir yana; şımarıklığını, saldırganlığını kışkırtan yalnız Davos marifeti değil... İçeride de, içimizde de RTE’nin seçim şansının artmasına yardımcı olanlar var. Şımarık, küstah, saldırgan doğası yeniden can- lanmış; bilgiden, bilgelikten nasip almamış bir ada- ma şu veya bu nedenle destek olunabilinir mi? Olunması gerekir mi? Üstelik böyle bir yaklaşım ik- tidara karşı her alanda, özellikle laik rejimin korunması, savunulması gereken duyarlı bir dönemde umut kay- nağı olmuş ana muhalefet partisine yakışır mı, yara- şır mı? Ana muhalefet partisi yaraştırıyor, yakıştırıyor! Kara çarşafı partiye giydirdiği günler çağdaşlığı ya- kaladı diye CHP’yi övenler… bir sabah uyandılar ki, çarşafa öncülük eden, yedi bin çarşaflı, türbanlı ta- raftarı ile partiden ayrılmış! Aynı gün İzmit’te CHP adayı Sefa Sirmen her ma- halleye bir Kuran kursu ile gündeme giriverdi. İstanbul’da İl Başkanı Gürsel Tekin çarşafı icat et- ti. Sirmen de Kocaeli’nde Kuran kursu mucidi! Her iki olay parti programından kaynaklanmıyor ama burası CHP’dir. Genel başkan onayladı mı akan su- lar duruyor. Ne diyor genel başkan: “Kuran kursları ciddi bir ih- tiyaçtır!” Yıllardır bu konuda savaşım veren, bu “ihtiyacı” şun- ca yıldır anımsamayan CHP’nin; yerel seçimler ari- fesinde, örneğin aşırı muhafazakâr Kocaeli’nde, AKP’den üç-beş oy tırtıklamak için her mahallede Ku- ran kursları vaat etmesine ne demeli? Dinci-dinci olmayan medyanın dilinde: Çarşaf tut- madı. Geri tepti. Şimdi Kuran kursu! Çarşaf açılımında olduğu gibi Kuran kursları giri- şiminde de “el atına binen tez iner.” ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA6 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 16 Edirne B 17 Kocaeli B 20 Çanakkale Y 17 İzmir Y 18 Manisa Y 18 Aydın Y 18 Denizli B 18 Zonguldak PB 20 Sinop Y 14 Samsun Y 17 Trabzon Y 14 Giresun Y 14 Ankara B 13 Eskişehir B 16 Konya PB 12 Sıvas Y 5 Antalya PB 18 Adana PB 19 Mersin PB 18 Diyarbakır PB 12 Şanlıurfa PB 15 Mardin PB 12 Siirt PB 12 Hakkâri K 0 Van K 5 Kars K - 4 Oslo K - 3 Helsinki K - 2 Stockholm K 2 Londra K 3 Amsterdam Y 7 Brüksel Y 7 Paris B 9 Bonn B 6 Münih PB 6 Berlin B 7 Budapeşte PB 12 Madrid Y 8 Viyana B 7 Belgrad B 15 Soyfa PB 14 Roma Y 16 Atina Y 17 Zürih Y 8 Moskova K - 3 Aşkabat PB 14 Astana B - 1 Taşkent PB 8 Bakû B 12 Bişkek B 6 Tiflis PB 12 Kahire B 18 Şam B 19 Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, İç Anadolu’nun ku- zeyi, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, Do- ğu Anadolu’nun ku- zey ve doğusu Sinop ile akşam saatlerin- den sonra ve gece Kıyı Ege ve Çanak- kale çevreleri yağışlı geçecek. AKP aldırmıyor ÖZLEM GÜVEMLİ Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Ümit Şahin, AKP hükümetinin küresel õsõnmayõ anlamadõğõnõ, Türki- ye’nin õsõnmadaki payõnõ kavra- yamadõğõnõ vurguladõ. Hüküme- tin Kyoto Protokolü’nden sonra 2012’de yürürlüğe girecek Ko- penhag Sözleşmesi için masa- daki pazarlõk şansõnõ yükseltme- si gerektiğini belirten Şahin, “Türkiye Kyoto’yu yıllardır imzalamadığı için sera gazı emisyonlarında indirim yap- ması gerekmiyordu. Ancak emisyonlarını 20 yıl içinde ne- redeyse yüzde 100 arttıran Tür- kiye’nin Kopenhag sürecinde indirim hedefi alması gerek” di- ye konuştu. Meclis’ten dün geçen Kyoto Sözleşmesi’nin geçen yõl Poz- nan’da düzenlenen 14. Taraflar Konferansõ’na Türkiye’nin ve ABD’nin çevre bakanlarõnõ gön- dermemesini “skandal” olarak niteleyen Şahin, “Türkiye’nin standı yoktu, esamesi okun- muyordu. Bu, Türkiye’nin hâ- lâ kaçtığını gösteriyor. Hükü- met, 5 Haziran 2008’de Kyo- to’yu imzalamaya karar ver- di ancak yasa yeni geçti. Bu da ayrı bir skandal. Hükümet kendi kendisini nasıl bu kadar uzun süre bekletir” dedi. Şahin, hükümetin Türkiye’nin 10-15 yõl daha kömürle idare edeceğini düşünmesinin büyük bir yanõlgõ olduğunu söyledi. Şa- hin Türkiye’nin Kopenhag süre- ci için hemen masaya oturmasõ gerektiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “2012’de yürürlüğe girecek Kopenhag Sözleşme- si’nin görüşmeleri martta baş- lıyor. Kopenhag Sözleşmesi’ni de hemen imzalaması gerek. Kyoto’da olduğu gibi 10 yıl beklenmemeli. Türkiye şu an Kyoto’yu imzalamasına kar- şın 1. hükümlülük dönemi için- de olduğu için 2012’ye kadar gerçekleştirmesi gereken bir hedefi yok. Kısa vadede bir değişiklik yaratmayacakmış gi- bi görünüyor ama aslında çok şey değiştirecek. Türkiye Kyo- to’yu imzaladıktan sonra kö- mürlü termik santrallara, çi- mento fabrikalarına teşvik ve- remez. Ama Türkiye Kyo- to’nun ruhuna, maddelerine tamamen ters olarak geçen yıl çıkan nükleer santral kurulu- mu ile ilgili yasanın geçici 2. maddesinde 1000 megawattın üstündeki kömürlü termik santrallara alım garantisi ve- riyor.” Türkiye’nin payı büyük Ümit Şahin, Türkiye’nin kü- resel õsõnmaya katkõsõ olduğunu kabul etmesi gerektiğini belir- terek “Dünyadaki toplam sera gazlarında Türkiye’nin yüzde 1’lik payı var. Türkiye bu oranla 195 ülke arasında ilk 20’de yer alıyor. Ve bu payı da giderek artıyor. 1990-2006 arasında ABD bu oranı yüzde 15 arttırırken Türkiye’de ar- tış yüzde 95 oldu” dedi. Sera gazõ emisyonlarõndaki ar- tõşõn Türkiye’nin 1990’lõ yõllardan itibaren doğalgaza ve kömüre büyük yatõrõm yapmasõndan kay- naklandõğõnõ ifade eden Şahin, bu- gün enerjinin yüzde 75’inin fosil yakõtlardan sağlandõğõnõ belirtti. Avrupa’da sera gazõ emisyonu çok yüksek olduğu için yapõlma- yan çimento fabrikalarõnõn Kyo- to’ya taraf olmayan Türkiye’ye kaydõrõldõğõna dikkat çeken Şahin, “Türkiye’nin masadaki pazar- lık şansı giderek azalıyor. Önü- müzdeki yıllarda sadece tasar- ruf ve verimlilikle bile emis- yonlarda düşüş sağlayabilir” dedi. ABD’nin yeni başkanõ Ba- rack Obama’nõn artõk misyonu- nu tamamlayan Kyoto’yu imza- lamayacağõnõ ancak Kyoto’dan sonraki Kopenhag sürecinde et- kin rol oynayacağõnõ söyledi. ABD’de tazminat Türkiye’de nasihat Gül: Suudi planını destekliyoruz Dış Haberler Servisi - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, ziyaretini sürdürdüğü Suudi Arabis- tan’õn başkenti Riyad’da düzenlediği basõn top- lantõsõnda, Ortadoğu’da barõş isteyen Türkiye’nin, Suudi Arabistan tarafõndan ortaya atõlan barõş pla- nõnõ desteklediğini kaydetti. Türkiye ile Suudi Arabistan arasõndaki ilişkile- rin her alanda güçlü bir şekilde ilerlediğini ifade eden Gül, ziyaretinin buna yeni bir ivme kazan- dõrdõğõnõ belirtti. İki ülke arasõndaki ilişkilerin hõzla ilerlediğini ve küresel ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerden olan Suudi Arabistan ile Türkiye arasõndaki ticaret hacminin kõsa sürede 10 milyar dolara ulaşabileceğini ifade eden Gül, “İslam dünyasının iki güçlü ülkesinin işbirliği bölge barışına katkı sağlayacaktır” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Suudi yetkililerle görüş- melerinde ağõrlõklõ olarak Filistin sorununu ele al- dõklarõnõ belirterek öncelikle Filistinli gruplar ara- sõndaki ayrõlõğõn giderilerek ulusal birliğin sağ- lanmasõ üzerinde durduklarõnõ söyledi. Gazetecilerse Gül’e õsrarla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanõ Şi- mon Peres’in geçen hafta Davos zirvesinde bir- birlerine sert çõkõşlarõyla ilgili sorular yöneltti. Türkiye’nin Filistin’in Gazze Şeridi’ni kont- rol eden İslamcõ Hamas örgütüne yakõn durma- sõnõn Avrupa Birliği üyeliği sürecini olumsuz etkileme olasõlõğõnõn sorulmasõ üzerine Gül, AB ilişkilerinin farklõ bir konu olduğunu savundu. Gül, “Gazze’deki yönetim Hamas olduğu için onlardan bahsediyoruz. Filistinliler ara- sında herhangi bir grubu özellikle destekle- yip ‘Filistinliler bölünsün, ayrõlsõn’ diye bir politikamız yok. Filistin’de çeşitli gruplar var, o kendi bilecekleri iş” dedi. Gül, Anka- ra’nõn, Suudi Kralõ Abdullah’õn sunduğu Arap Barõş Planõ’nõ desteklediğini dile getirdi. Kyoto Sözleşmesi Meclis’te onaylandõ. Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Şahin ise ‘Türkiye Kyoto’nun ruhuna ters olarak kömürlü termik santrallara alõm garantisi veriyor’ dedi Bomba polisin elinde patladı ŞAHAP AVCI ALİAĞA - İzmir Aliağa’da bomba imha uz- manõ olarak görev yapan polis memuru Bilal Konakçı’nõn imha etmek için emniyet bina- sõndan çõkardõğõ bombalõ paket elinde patladõ. Konakçõ, patlamada ağõr yaralandõ. Edinilen bilgiye göre, mahkeme ilçede bir süre önce ihbar üzerine bulunan emniyet bina- sõnda muhafaza edilen bir bombalõ paketin im- hasõna karar verdi. Kararõn ardõndan bomba uzmanõ polis memuru Konakçõ’nõn imha et- mek için Aliağa Emniyet Müdürlüğü bahçesi- ne indirdiği bomba elinde infilak etti. Patlama- nõn etkisiyle Emniyet Müdürlüğü binasõnõn camlarõ kõrõldõ, çevredeki araçlarda hasar oluş- tu. Ağõr yaralanan polis memuru Konakçõ, Ege Üniversitesi (EÜ) Tõp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilerek, tedavi altõna alõndõ. EÜ Tõp Fakültesi Dekanõ Prof. Serhat Bor, Bilal Konakçõ’nõn durumunun çok ağõr oldu- ğunu belirterek, “Bilinci kapalı ve solunum cihazına bağlı tutuluyor. Yüzü parçalanmış, sağ kolu dirsek altından kopmuş. Sol elinde kopan parmaklar var. Akciğerinde de prob- lem var. Gerekli tetkiklerin ardından, plas- tik cerrahi uzmanlarınca, ameliyat edilip edilemeyeceğine karar verilecek” dedi. Patlamanın ardından ağır yaralanan bomba uzmanı polis memuru Konakçı’nın yakınları has- taneye akın etti. Konakçı’nın patlamada kopan uzuvları hastaneye ulaştırıldı. (Fotoğraf: AA) DOSYA BİLE YOK İhraç edilen 5 bin polisin silah ruhsatõ iptal edilmemiş Haber Merkezi - Suça karõş- tõğõ için çoğu meslekten çõkarõ- lan yaklaşõk 5 bin polisin silah ruhsatlarõnõn iptal edilmediği ortaya çõktõ. NTV’nin haberine göre, Su- surluk’ta ortaya çõkan çete da- vasõnõn hükümlülerinden ve Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklu bulunan eski Özel Harekât Daire Başkanve- kili İbrahim Şahin’in polis kimliğinin ve silah ruhsatõnõn iptal edilmediğinin ortaya çõk- masõ üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü kapsamlõ araştõrma başlattõ. Araştõrmanõn ilk so- nuçlarõna göre çoğu suça ka- rõştõğõ için meslekten ihraç edilen yaklaşõk 5 bin polisin silah ruhsatõnõn iptal edilmedi- ği belirlendi. Araştõrmada hak- larõndaki soruşturmalar nede- niyle meslekten ihraç edilen bazõ polislerin dosyalarõnõn tu- tulmadõğõ da ortaya çõktõ. Em- niyet Genel Müdürlüğü’nün silah ruhsatlarõyla ilgili bilgi ve kayõt güncelleme çalõşmasõ başlattõğõ ayrõca ihmali olan- larla ilgili ayrõ bir idari incele- menin de yapõlacağõ bildirildi. ANKARA’DA EYLEM GÜNÜ İşsiz öğretmenler alanlara çõkõyor SAVUNMA TANIĞI İFADE VERDİ Umut Davasõ dosyasõ savcõlõkta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atama bekleyen 200 bin öğretmen, eğitim sendikalarõ ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle bugün Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB) önünde eylem ya- pacak. Türkiye’nin dört bir yanõndan binlerce iş- siz öğretmenin katõlmasõ beklenen eylemde AKP’nin atama politikalarõ protesto edilecek. MEB 8 bin kadrolu öğretmen atamasõ yapma- ya hazõrlanõrken atama bekleyen ve sayõlarõ 200 bini bulan işsiz öğretmenler bakanlõğõ protesto etmek için bugün 15.00’te eylem yapacak. MEB’in önünde “Büyük Eğitimci Mitingi” adõ altõnda düzenlenecek eyleme Eğitim-Sen, Eği- tim-İş ve Bağõmsõz Eğitimciler Sendikasõ’nõn ya- nõ sõra sivil toplum örgütleri de destek verecek. Eylem çağrõsõnda AKP’nin iktidarõ boyunca her yõl 50 bin işsiz öğretmen yetiştirildiği belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazete- miz yazarlarõ Uğur Mumcu, Prof. Ahmet Ta- ner Kışlalı, Prof. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok’un öldürülmesi eylemlerinin de aralarõnda bulunduğu çok sayõda olayõ kapsayan Umut operasyonu dava dosyasõ, esas hakkõndaki görüşünü hazõrlamasõ için savcõlõğa gönderildi. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki da- vanõn dünkü duruşmasõna, sanõk Recep Aydın ile avukatõ Mehmet Ener katõldõ. Duruşmada, savunma tanõğõ Mahmut Mumcu’nun ifadesi alõndõ. Sanõk Aydõn’õn eşinin erkek kardeşi ol- duğunu belirten Mumcu, “Kendisini 30 yıldır tanırım. Düzgün bir insandır, çevresi ile problemleri yoktur” dedi. Mahkeme Başka- nõ Hasan Şatır, esas hakkõndaki görüşünü ha- zõrlamasõ için dosyanõn iddia makamõna gön- derilmesine karar verildiğini açõkladõ. Los Angeles’ta 1 Mayõs’ta polis şiddetine maruz kalanlara 12.85 milyon dolar ödenmesine karar verildi. İstanbul’da ise bayramõ zehir eden polisler hakkõnda soruşturma bile açõlmadõ POLİS TERÖRÜNE REKOR CEZA Dış Haberler Servisi - ABD’nin Los Angeles kentinde şehir meclisi, 1 Mayıs 2007’de düzenlenen ve Latin kökenli göçmenlere destek gösterisine dönüşen eylem sırasında, polisin aşırı güç kullan- ması nedeniyle göstericilere tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Polis şiddetine maruz kalan gösterici ve yol kenarındaki insanlara toplam 12.85 milyon dolar tazminat ödenecek. Şehir Meclisi’nde kabul edilen miktar, bugüne kadar polisin kusuru nedeniyle ABD’de ödenecek en büyük tazminat olarak tarihe geçti. Polis, 1 Mayıs 2007’de göstericilere cop, plastik mermi ve elektrik şoku veren silahlarla müda- hale etmiş, aralarında 9 gazetecinin de bulunduğu 42 kişi yaralanmıştı. Olayla- rın ardından yüzlerce kişi şikâyette bu- lunmuştu. Polisin, Meksika ve Latin kö- kenli göçmenlere karşı ırkçı bir tutum içinde olduğunu savunan göstericilerin baskıları sonucunda 4 polis görevden alınmış 11 polise de ceza verilmişti. RİYAD’DA BASIN TOPLANTISI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle