25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada züm” sanan bir iktidar var. Bütün bunların yanında çevremizde bizi de ya- kından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor. Son bir haftayı sütuna yatıralım... Rusya, enerjiyi küresel politikalarının bir parçası ya- pacağını daha önce de duyurmuştu. Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) benzeri bir Doğalgaz İh- raç Eden Ülkeler Birliği kurmak için düğmeye bas- tı. Hafta başında, güvenlik alanında da yeni bir adım attığını duyurdu. Rusya, Kazakistan, Kırgızis- tan, Tacikistan, Türkmenistan, Ermenistan ve Beyaz Rusya NATO benzeri bir oluşumun temellerini attı. Rusya, 1991’de Sovyetler’in çökmesinin ardından en azından eski “iç bahçe” saydığı bölgede yeniden boy gösteriyor. Yukarıda Rusya’yla birlikte sözünü ettiğimiz ülkelerin tümünde kurucu halktan sonraki en büyük etnik grup Rus. Asya’da ABD ne yapıyor? Obama daha yönetime gelmeden şunu duyur- muştu: Afganistan’a ayrıca ağırlık vereceğim. Bunun Türkçesi şuydu: Asya’nın Hint Okyanusu’na iniş bölgesini ben kont- rol edeceğim. Bu da Rusya ile Çin’in arasına girip, bu iki gücü birbirinden olabildiğince uzak tutmak anlamına ge- liyor. ABD’nin bunu başarabilmesi için Afganistan çev- resinde güvenli üslerinin olması gerekiyor. 1991 son- rası dalgalanmada çıkışı ABD’ye yakınlaşmada bu- lan Orta Asya ülkeleri, topraklarında Amerikan üs- lerinin konuşlanmasına sıcak bakmışlardı. Ancak bu alanda da işler usul usul tersine dönmeye başladı. Özbekistan 2005’te Andican olaylarından ABD’yi sorumlu tuttu ve Amerikan üssünü kapattı. Kırgızistan da bu hafta başında Manas Amerikan üssünü kapattığını ilan etti. Gelen haberlere göre, üs- sün bulunduğu bölgeye Rus askerleri yerleşecek. Pakistan giderek ABD açısından daha güvensiz bir bölge haline geliyor. Pakistan, ABD ile işbirliğini ge- liştirdikçe çözülüyor! ABD Asya’da istediği üssü bulamazsa ne yapa- cak? Bu sorunun yanıtını en ivedi arayanların başında ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General David Pet- raeus geliyor. Sızan haberlere göre, Petraeus öncelikle Özbe- kistan’da ve Tacikistan’da şansını deneyecek. Ba- şarılı olamazsa akıllarda Trabzon var! ABD, 1990’ların sonundan beri Trabzon ve Sam- sun’da üs edinmek istediğini Türkiye’ye iletiyor. Bu istem 2003’teki Irak işgali sırasında da gündeme gel- miş, herkes “Irak’la Karadeniz’in ne ilgisi var” diye sormuştu. Biz de o günlerde, ABD’nin sadece Irak eksenli plan yapmadığını, Karadeniz’in hâkimiyeti- ni ve devamında Asya köprüsünü de düşündüğü- nü vurgulamıştık. Obama’nın Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Er- doğan’ı aramasını yukarıdaki trafiğin ortasına oturt- mak gerekiyor. Obama, Gül Moskova’dan döner dönmez aradı. AKP medyası, “Obama Türkiye’nin bölgesinde lider ülke olduğunu söyledi” başlığını öne çıkardı. Ama ABD’den yapılan resmi açıklamanın omurgasını NATO oluşturuyordu. Bir bakıma Obama Türkiye’ye şunu söylüyordu: NATO’dasın NATO’da kal, başka arayışa girme! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Seçim bile demokratik bir amaç değil iktidarın ba- şı için; partisel ve kişisel amaçları için bir araç, bir gereç! -1965-1971 dönemi hariç- tek başına iktidar dönemlerinde (örneğin 1950-60 arasında) demokratik rejimin başına gelmedik kalmadı. İktidara gelirken yatak odalarımıza kadar gire- ceksiniz diye basını okşayan, özgürlükleri savunan Demokrat Parti; iktidar olduktan sonra 10 yıl muhalif gördüğü gazetecileri hapishanelere attı. Ağır para cezalarına mahkûm ettirdi. İktidar yalakalığı yapan ve besleme (bugün yala- ka) basın adı verilen gazeteleri hemen her açıdan kol- ladı. O zamanlar gazetelerin büyük gelir kaynağı res- mi ilanlardı; iktidara muhalefet yapan gazetelerde resmi ilanların yayımını engelleyerek muhalif gaze- teleri susturmaya çalıştı. Bugün AKP iktidarı yeşil sermayeyi kolluyor, ye- şil medyaya gereken rahatlığı sağlıyor. Muhalif gördüğü gazeteleri eskiden beri uygulanan vergi de- netimiyle korkutuyor ya da Doğan Yayın Grubu’na reva gördüğü gibi ağır vergi borçları çıkarıyor. Medyayı (15 Şubat’ta) “bazı yolsuzlukları” açık- lamakla tehdit etti. Meğer Maliye Bakanlığı harekete geçmek için aportta RTE’nin işaretini bekliyormuş. 19 Şubat’ta Doğan Yayın Grubu’nun 826 milyon vergi borcu açıklandı. RTE mitinglerde “Ne var bunda?” diye soruyor hal- ka. Soru abes. Doğan Yayın Grubu’na Maliye’nin hangi nedenlerle vergi borcu yüklediğini halk ne bil- sin? Hükümet masum, RTE masum. Maliye yasal gö- revini yapıyor. Söylediği bu. Nerede ise çıktığı kür- süde vergi olayını sabah gazetede gördüğünü söyleyecek! Oysa kendi hariç herkes birden patlayan astro- nomik vergi borcunun AKP iktidarının medyaya yü- rüttüğü baskı, sindirme, korkutma politikasının ürünü olduğunu biliyor. Durmadan yinelediğine göre, yalan yanlış ha- berleriyle medya muhalefetin yandaşı. Diline yapışıp kalan slogan “yandaş medyanın yan- daş muhalefeti!” Şu mantıksal soruya yanıt verse de yandaş medyanın yandaş muhalefeti arasındaki maddi çı- karları öğrensek? Muhalefetin kasaları devlet yardımı olmasa mad- di açıdan ayakta duramayacak, seçimlerde pro- paganda yapamayacak kadar tam takır kuru bakır. Derneklere, partilere üye olanların aidat verme ve- ya üyeden aidat toplama kuralı bizde hiçbir dönem yaşama geçmedi. Bu nedenle partiler de dernekler de kimi yardımları her zaman gereksiniyor. Şayet sempatizan yardımı olmasa; devlet parti- lere okkalı yardım yapmasa… muhalefet partileri Sul- tanahmet veya Hacı Bayram camileri önünde men- dil açıp para toplayacak kadar parasal güçten yok- sun. Gerçek bu olduğuna göre; muhalefet, medyaya elinde olmayan maddi destek verebilir mi? Ha, haber açısından bir yandaşlık var diyorsan; önce sen aynaya bak! Medyanın kullandığı haberlerin hemen hepsinin kaynağı AKP, AKP hükümeti ve bizzat sensin! Medyaya haberleri üreten kurum; hükümet ve hat- ta belli başlı besin kaynağı Başbakan’ın ta kendi- si. Medya iktidar kaynaklarını kullanan yolsuzlukla- rı... devlet parası ile iktidarın seçim rüşveti sayılan parti propagandası yaptığını… toplumu geren, kış- kırtan haberleri kendi çabasıyla buluyor, yayımlıyor. Çoğu zaman parti merkezlerinde çay, kahve sohbetleri yaparak vakit geçiren muhalefet partile- ri medyanın verdiği haberlerle uyanıp görevlerini ye- rine getiriyorlar. Ne yandaş medyanın yandaş muhalefeti var ne de muhalefetin medyayı haberlere boğarak yaşa- masını sağladığı saçmalığına inanan… RTE kendi söylüyor, söylediğini kanıtlamak için suç üretiyor. Medyayı susturma çabaları ile yetinmiyor. İçtüzüğü çoğunluğuna dayanarak değiştirerek yapmanın, TBMM’deki denetim yollarını tıkamanın, parla- menter muhalefeti susturmanın da peşinde. Ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirmeyi düşlüyor. Ancak önündeki önemli ilk engel Meclis dışı mu- halefet: Medya! Bir kurtulabilse… keyifle göbeğini kaşıyacak! [email protected] C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em- re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or- han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko- nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz- gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber- köz Spor: Arif Kızılyalın Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi- Belge: Edibe Buğra Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 3631211, Faks: 3631215 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek- lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 21 ŞUBAT 2009 İmsak: 5.17 Güneş: 6.44 Öğle: 12.25 İkindi: 15.22 Akşam: 17.54 Yatsõ: 19.13 TDK Kõlavuzundaki Yanlõş Kemal ATEŞ (*) Altõnõ çizdiğim olumsuz yüklem sizce yanlõş mõ? Bu konuda Türkçem Mahzun Ben Mahzun (İmge Yayõnevi, Ankara 2005) adlõ kitabõmda baş- ka örnekler de verdim: Ne sinemaya ne tiyatroya, hiçbir yere gitmedim. Ne Ahmet’i, ne Mehmet’i, kimseyi görmedim. Biz bu konuda çok yazdõk, ama kurum yetkilile- ri kendilerinden, kendi yakõn çevrelerinden başka- larõnõ okumuyorlar. Sorunlarõ çözememelerinin önemli bir nedeni bu bence. Sözünü ettiğim yanlõşõn (bir dil hurafesinin) TDK gibi bir kurum tarafõndan yaygõnlaştõrõlmasõ çok sakõncalõ, bize göre kõlavuzu toplattõrmayõ gerekti- recek kadar da önemli. *Ank. Üni. Türk Dili Bölümü Bşk. Baştarafı 2. Sayfada ÖSYM’de yeni dönem FİGEN ATALAY ÖSS yerini 2010’dan itibaren Yükseköğretime Geçiş Sõnavõ (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sõ- navlarõ’na (LYS) bõrakõyor. ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yeni sistemin, “ile- ride yapılacak açık uçlu, kısa cevaplı soruların yer alacağı sı- navın altyapısını oluşturduğu- nu” söyledi. Prof. Yarõmağan, dün Okan Üniversitesi’nin Akfõrat Kam- pusu’nda, okul müdürleri ve reh- berlik koordinatörlerine, “Deği- şen ÖSS Sistemi ve ÖSS 2010” başlõklõ bir konferans verdi. Bu konferans öncesinde bir grup ga- zeteciyle bir araya gelen ÖSYM Başkanõ, yeni üniversiteye giriş sistemi üzerine sorularõ yanõtla- dõ. Prof. Yarõmağan’õn verdiği bil- gilere göre, 2010’da iki aşamalõ bir sõnav sistemi başlayacak. İlk aşama yani Yükseköğretime Ge- çiş Sõnavõ (YGS), nisan ayõnõn başlarõnda uygulanacak ve tüm adaylara hitap eden ortak bir sõ- nav niteliğini taşõyacak. Çoktan seçmeli olacak bu sõnavda, Türk- çe, Temel Matematik, Fen Bi- limleri ve Sosyal Bilimler testle- ri yer alacak. Bu sõnavdan alõna- cak puan, açõköğretim fakültesi, meslek yüksek okullarõ ve bazõ li- sans programlarõna girişte kulla- nõlacak. ÖSYM Başkanõ, ikinci aşama için 5 sõnav düşünüldüğünü söy- ledi. Lisans Yerleştirme Sõnavlarõ (LYS) adõ verilen bu sõnavlar, “Matematik ve Geometri”, “Fen Bilimleri”, “Türk Edebi- yatı-Dil ve Anlatım-Coğraf- ya”, “Sosyal Bilimler” ve “Ya- bancı Dil” testlerinden oluşacak ve ayrõ ayrõ yapõlacak. Tedirginliğe gerek yok Prof. Yarõmağan, adaylarõn yüzde 90’õndan çoğunun, iste- dikleri programlara yerleşebilmek için bu sõnavlardan ikisine gir- melerinin yeterli olacağõna dikkat çekti. Ancak isteyen hepsine bir- den de girebilecek. ÖSYM Baş- kanõ, yeni sistemin özelliklerini şöyle anlattõ: “Bu sınav sistemi, ileride yapılacak açık uçlu, kı- sa cevaplı soruların sorulacağı sınavın altyapısını oluştura- cak. Mevcut sınav sistemi, en çok ‘öğrencilerin belirli yete- neklerinin gelişmesini önlemesi’ nedeniyle eleştiriliyor. Siste- min ortaöğretim üzerinde iki olumsuz etkisi var. Birisi sen- tez yeteneği gibi bazı yetenek- lerin gelişimini engelliyor. İkin- cisi de sınavda sorulmayan so- rular öğrencinin ilgisini çek- miyor. Bu durum 1999-2005 sı- navları için çok geçerli. O sı- navlarda ortaöğretim 9. sınıf- tan sonra hiç soru yoktu ama artık son üniteye kadar soru var. Bizim yapabileceklerimi- zin de sınırı var. Sınavda, mü- zik, beden eğitimi sorusu yok diye bu eğitimler yapılmayacak mı? Bu durum Milli Eğitim Ba- kanlığı’nın sorunu. Adayların tedirgin olmaları- nı gerektiren hiçbir durum yok. Yeni sistem, mevcut 2. testin ayrı ayrı sınavlara dö- nüştürülmüş hali. Aynı ders- lerden, benzer sorular sorula- cak ama ayrı ayrı sınavlarda ve bu öğrenciler için avantaj. Seç- me ve yerleştirme daha sağlık- lı olacak.” ÖSYM Başkanõ, ortaöğretim sonunda “Olgunluk Sınavı” ya- põlmasõnõn yararlõ olacağõnõ ve bu- nun üniversiteye girişte kullanõ- labileceğine dikkat çekerek “Ama Milli Eğitim Bakanlığı ÖSS benzeri bir sınav yaparsa, herkese ortak olursa hiçbir ar- tısı yok. Birincisi açık uçlu so- rular sorulmalı, ikincisi her okul türüne, her alana ayrı yapılmalı” dedi. Direnişlerinin ikinci ayını dolduran Birle- şik Metal-İş Sendikası üyesi Sinter Metal iş- çilerinin 22 Aralık 2008 tarihinde başlayan toplu işten atmaların ardından konuyla ilgili dava süreci, dün Üsküdar 3. İş Mahkeme- si’nde başladı. Mahkeme eksiklerin gideril- mesi ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. Sinter Metal’de yaşananların ar- dından Ümraniye Dudullu’da bulunan fab- rika önünde direnişe başlayan işçiler huku- ki süreci de takip etti. Daha önce Ümraniye Adliyesi’ne gerçekleştirdikleri yürüyüşle Sinter Metal yöneticileri hakkında suç du- yurusunda bulunan işçiler dün görülen du- ruşma öncesi yaptıkları açıklamada hukuki süreç boyunca eylemlerine devam edecek- lerini belirtti. Birleşik Metal-İş Sendikası üye- si 380 işçi adına görülen “işe iade davası”nın ilk duruşmasına Sinter işçileri, Birleşik Me- tal-İş Sendikası avukatı Halime Hülya Dü- ren ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Ör- gütlenme Sekreteri Özkan Atar katıldı. Arınç: Darbecilerden kurtulduk Haber Merkezi - Bilecik’te partisinin koordinasyon merkezinin açõlõşõna katõlan eski TBMM Başkanõ, AKP Manisa Milletvekili Bülent Arõnç, milletin farklõlõklarõnõ bir zenginlik olarak gördüklerini belirtti. Arõnç, “Geçmiş hükümet dönemlerinden bilirim. 1963, 1967 koalisyonu, 1965-1969 Demirel’in tek başõna iktidarõ, 1973-1980’e kadar koalisyonlardan, aradaki darbelerden bahsetmiyorum. Artõk hiçbirimiz darbe lafõnõ duymuyor. Her beş, on senede kulağõmõza bir şey gelmiyor. Çok şükür darbecilerden de kurtuldu bu ülke. Milletimizin özgürlüğü, demokratikleşmesi, kaynaşmasõ, toplumsal barõşõ, ancak bu dönemde önemli olabildi” dedi. D-8 Sekretaryası İstanbul’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile İstanbul’da bulunan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Sekretaryasõ arasõnda Merkez Anlaşmasõ imzalandõ. Anlaşmayla İstanbul’daki D-8 Sekretaryasõ’nõn hukuki statüsü resmiyet kazanmõş oldu. Anlaşmayõ, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adõna Müsteşar, Ekonomik İşler Yardõmcõsõ, Büyükelçi Selim Kuneralp ile D-8 Sekretaryasõ adõna Genel Sekreter Dr. Dipo Alam imzaladõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndaki imza törenine, D-8 üyesi ülkeler olan Mõsõr, İran, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Pakistan ve Nijerya’nõn Ankara büyükelçileri katõldõ. Genelkurmay-Radikal ile uzlaştı İstanbul Haber Servisi - Basõn Konseyi Genel Sekreteri Özer Yelçe, Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn Radikal gazetesi hakkõndaki başvurusuna ilişkin, “gazetenin uzlaşma önerisinin Genelkurmay Başkanlõğõ’nca kabul edilmesi sonucu konunun uzlaşma yoluyla çözüme bağlandõğõnõ” bildirdi. Genelkurmay Başkanlõğõ, Radikal gazetesinin 11 ve 12 Şubat 2009 tarihli sayõlarõnda, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan eski Özel Harekât Daire Başkanõ İbrahim Şahin’in savcõlõktaki ifadelerine yer vermişti. Şahin, terörle mücadele için 200-300 kişiden oluşan özel birlik kurmak için görevlendirildiğini ileri sürmüştü. İddialar Genelkurmay Başkanlõğõ ve Şahin tarafõndan yalanlanmõştõ. İstanbul Haber Servisi - Ga- zetemize 30 Mart 2008’de dü- zenlenen molotofkokteylli sal- dõrõya ilişkin 7’si tutuklu 8 sanõk hakkõnda 42 yõla kadar hapis cezasõ istemiyle dava açõldõ. İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca hazõrlanan iddianamede, sanõklarõn Ergenekon davasõnõn amaç ve hedefleri doğrultusun- da hareket ettikleri ileri sürüldü. Eylemin ilk önce gazetemiz im- tiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan Selçuk’un öldürülmesi şeklinde planlandõğõ iddia edildi. Cumhuriyet Savcõsõ Kadir Al- tınışık’õn hazõrladõğõ iddiana- mede molotoflu eylemin tali- matõnõn Ergenekon davasõnõn tutuksuz sanõklarõndan, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in sağ kolu olduğu öne sürülen Bo- ğaç Kaan Murathan tarafõndan verildiği iddia edildi. Şüpheli- lerden Boğaç Kaan Murathan’õn arşiv kayõtlarõnõn incelenmesin- de çõkar amaçlõ suç örgütü lide- ri Sedat Peker ile alakalõ olduğu belirtilerek, diğer sanõklar Bay- ram Demir, Bora Ballı ve Sey- hun Zayim’in organize suç ör- gütü üyesi olarak faaliyette bu- lunduklarõna ilişkin suç kayõtla- rõnõn olduğu kaydedildi. Sanõk- lardan Fatih Derdiyok ve Mu- rat Aplak’õn molotofkokteylinin hazõrlanmasõ aşamasõnda Be- dirhan Şinal ile yaşlarõ 18’den küçük olan O.A. ve U.E. ile ha- reket ettiği, molotofun bu şa- hõslarca hazõrlandõğõ kaydedildi. Eylemin siyasi bir amaç doğrul- tusunda gerçekleştirildiği öne sürülerek, Bedirhan Şinal’õn ce- zaevinde bulunduğu dönemde devamlõ ve gizli olarak cezaevi hesaplarõna para aktarõldõğõ be- lirtildi. ‘V. eylemin arkasında’ Sanõklardan Bedirhan Şinal’õn bir telefon görüşmesinde “eyle- min arkasında Kandıra’da ya- tan V.”nin olduğundan bahset- tiğine dikkat çekilerek, sanõğõn suça konu olayõn Ergenekon te- rör örgütü ile irtibatlõ olduğuna dair şifreli bilgi aktardõğõ öne sü- rüldü. Bedirhan Şinal’õn iletişim tespit tutanaklarõna yansõyan gö- rüşmeleri ve cezaevinden İlhan Selçuk ve Tufan Yüce isimli şa- hõslara yazdõğõ ve cezaevi yöne- timince el konulan mektuplarla ilgili araştõrma yapõldõğõ belirti- lerek, bu mektuplarõ Hüseyin Görüm’ün yazdõrdõğõnõ iddia ettiği kaydedildi. Sanõk Şinal’õn Rober Hatemo ve Orhan Pa- muk’a karşõ suikast hazõrlan- masõna yönelik görüşmelerinin olduğu kaydedilerek, suça konu eylemlerin ülkede kaos, kargaşa ortamõ yaratarak devlet otorite- sini zaafa uğratmayõ hedeflediği belirtildi. Sanõklarõn devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü- nü bozmaya yönelik faaliyette bulunduklarõ kaydedilerek, “Ey- lemlerin ülkenin kamu düzeni ve güvenliğini bozduğu anla- şılmıştır. Bu eylemin Ergene- kon terör örgütünün amaç ve İlk hedef Selçuk’tu Gazetemize molotofkokteylli saldõrõya ilişkin 8 kişi hakkõnda 42 yõl hapis istendi İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca hazõrlanan iddiana- mede, sanõklarõn Ergenekon örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket ettikleri ileri sürüldü. Önce İlhan Sel- çuk’un öldürülmesi şeklinde planlandõğõ iddia edilen eyle- min talimatõnõn Sedat Peker’in sağ kolu olduğu öne sürülen Boğaç Kaan Murathan tarafõndan verildiği öne sürüldü. hedefleri doğrultusunda ve örgütle irtibatlı kişiler tara- fından gerçekleştirildiği kaa- natine varılmıştır” denildi. Selçuk’a mektup İddianamede, Bedirhan Şi- nal’õn tutuklu bulunduğu Edir- ne F Tipi Cezaevi’nden İlhan Selçuk’a mektup gönderdiği, cezaevi yönetiminin el koy- duğu mektubun savcõlõğa ile- tildiği kaydedildi. Şinal, Sel- çuk’a hitaben yazdõğõ mek- tupta şunlarõ söyledi: “As- lında gazeteye bomba atıp ardından seni öldürmem ge- rekiyordu ama bende öl- dürme arzusu olmadığı için eylemi basit bir eylem hali- ne getirdim. İsteseydim ko- laylıkla seni öldürürdüm. Elimde sana ait bilgi ve bel- geler var. Benim seni öl- dürmemem, öldürülemeye- ceğin anlamına gelmiyor. Sana çok yakınız. Düğmeye basıldığında öldürüleceksin. Kendine dikkat et. Hâlâ yaptığın gibi yanlış yolların peşinden gitmekten vazgeç. Düğmeye basmak zorunda bırakma. Mektubun kim- ler tarafından gönderildi- ğini anladığını umuyorum. Mektuptan kimsenin habe- ri olmasın.” İkinci mektup Bedirhan Şinal’õn tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Ce- zaevi’nden arkadaşõ Tufan Yücel’e yazdõğõ bir mektupta, İlhan Selçuk’un öldürülmesi işinin kendisine verildiğini fakat bu işi gerçekleştiremeden “paket” olduğunu yazdõğõ kaydedildi. Şinal, Yücel’e “Bu yüzden bana işi veren ağabeylerin canı sıkkın. Sa- na güveniyorum. İlhan Sel- çuk’u öldür. Paket olma işi- ni kafaya takma. Verdiğim numarayı ara. Aradığın şa- hıs konuyu detaylı olarak anlatacak” dediği belirtildi. Savcõlõğõn yaptõğõ araştõrmada ise mektubun gönderildiği ad- resin halen Ergenekon dava- sõnda tutuklu bulunan eski uzman çavuş Muhammet Yüce’ye ait olduğu, bu adreste Tufan Yücel diye birisinin bulunmadõğõ, verilen cep te- lefonu numarasõnõn ise halen Ergenekon davasõnda tutuklu bulunan Doç. Dr. Emin Gür- ses’e ait olduğu belirtildi. İddianamede, sanõk Bedir- han Şinal’õn tutuklu bulundu- ğu Edirne Tipi Cezaevi’nden Eyüp’te birlikte yaşadõğõ an- neannesini 23 Temmuz 2008 günü aradõğõ ve telefonda ab- lasõ Fatma Melehat Zayım’la konuştuğu kaydedildi. Za- yõm’õn “Peki kim, en başta- ki kim? Sadece bir isim var bana” diye sorduğu, Şinal’õn da “En baştaki, ben onu mektupta yazacağım” dedi- ği belirtildi. Zayõm’õn “Baş harfini söyle” demesi üzerine Şinal, “V ile başlıyor. O da cezaevinde, Kandıra’da ya- tıyor” diyerek emekli Tuğge- neral Veli Küçük’ü işaret et- tiğine dikkat çekildi. İddianamede, Şinal’õn 16 yõl 3 aydan 42 yõla kadar, di- ğer 7 sanõğõn da 8 yõl 3 ay ile 37.5 yõl arasõnda değişen ha- pisle cezalandõrõlmasõ talep edildi. Bir yanda dava bir yanda eylem Prof. Yarõmağan, 2010 Üniversiteye Giriş Sistemi’ni anlattõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle