Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DİYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - DTP,
terör örgütü PKK lideri Ab-
dullah Öcalan’õn yakala-
narak Türkiye’ye getirilişi-
nin yõldönümü nedeniyle
düzenlenen eylemlere poli-
sin müdahale etmesini pro-
testo etmek için dün Diyar-
bakõr ve Batman’da sessiz
bir yürüyüş düzenledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn hafta
sonu Diyarbakõr’õ ziyaret edeceğini anõmsatan
DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Erdo-
ğan’dan özür beklediklerini belirterek “Baş-
bakan bu halka ne diyecek? ‘Tek millet, tek
õrk’ mı diyecek? Sopa politikasıyla bizi bir
araya getiremezsiniz” dedi. Eylemcilerin arõ-
sõnda bulunan yüzleri kapalõ bir grup, AKP Bağ-
lar İlçe Örgütü’ne taşlarla saldõrdõ. Grubun ga-
zetecilere de saldõrmasõ ve olaylarõn büyüme-
si üzerine polis, eylemcilerde müdahale etti.
Çok sayõda kişi gözaltõna alõndõ.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Başkanõ
Köksal Toptan’õn çağrõsõyla
kurulan, AKP’den Salih Ka-
pusuz, CHP’den Ali Topuz,
MHP’den Nevzat Korkmaz
ve DTP’den Selahattin De-
mirtaş’tan oluşan “Meclis
İçtüzük Uzlaşı Komisyonu”
hazõrladõğõ taslak metni ka-
muoyuna açõkladõ. Taslakla
Muhalefetin engellemede en
fazla başvurduğu “karar yeter
sayısı” 139’dan 110’a çekilir-
ken, karar yeter sayõsõ buluna-
madõğõ durumlarda başka gün-
dem maddesine geçilmesinin
de yolu açõlõyor. İçtüzük de-
ğişikliği ile genel kuruldaki
teknolojik altyapõ da değişti-
rilerek, milletvekillerine diz-
üstü bilgisayarlar dağõtõlacak.
Milletvekilleri, oylama dahil,
her türlü iş ve istemi bilgisa-
yar aracõlõğõyla yapacak. Uz-
laşma Komisyonu’nun ka-
muoyuna açõkladõğõ içtüzük
değişikliği, iktidar partisine
özellikle yasa yapma konu-
sunda büyük kolaylõk sağlar-
ken, grubu olmayan siyasi
parti veya bağõmsõz milletve-
killerine yönelik konuşma ve
yasalar üzerinde önerge veril-
mesini sõnõrlõyor. Taslakla ge-
tirilen düzenlemeler şöyle:
YASA GÖRÜŞMELERİ-
NE SINIRLAMA: Yasa tasarõ
ve tekliflerinin genel kurulda
sadece tümü üzerinde görüşme
yapõlacak. Maddeler üzerinde
ve verilecek değişiklik öner-
geleri üzerinde görüşme ya-
põlmayacağõ gibi, maddeler
ayrõ ayrõ oylanmaksõzõn dü-
zenlemenin tümü oya sunula-
cak. Sadece önergeler oyla-
nacak. Karar yeter sayõsõ
139’dan 110’a indiriliyor. Ka-
rar yeter sayõsõ bulunamadõğõ
durumlarda en fazla 1 saat
çalõşmalara ara verilecek.
KAMER GENÇ’E EN-
GELLEME DÜZENLEME-
LERİ: Tasarõ ve tekliflerin
görüşülmesi sõrasõnda hükü-
met, komisyon ve parti grup-
larõna en az 15 dakika, grubu
olmayan milletvekillerine de
en az 10 dakika konuşma sü-
resi verilecek. Grubu olmayan
bir milletvekili bir tasarõ veya
teklif üzerinde sadece 1 defa ve
en fazla 5 dakika konuşabile-
cek. Hükümet, komisyon ve
gruplar adõna yapõlacak 10
dakika ve üzeri konuşmalar
kürsüden yapõlacak. Böylece
grubu olmayan, bağõmsõz ve-
ya 10 dakikadan az konuşacak
vekiller kürsüye çõkamaya-
cak. Genel kurulda usül üze-
rine yapõlacak konuşmalara
da sõnõrlama getiriliyor. Usul-
le ilgili görüşmelerde leyhte ve
aleyhte olmak üzere birer mil-
letvekiline en fazla 5 dakika
söz verilecek. Başkanõn söz
vermemesi ve istem sahibinin
direnmesi halinde genel ku-
rulda bu konuda görüşmesiz ve
işari oyla karar verilebilecek.
ULUSLARARASI SÖZ-
LEŞMELER: Uluslararasõ
anlaşmalar üzerinde en fazla
5’er dakika konuşulabilecek,
değişiklik önergesi verileme-
yecek, sadece anlaşma metni-
ne uygun olarak hükümetin
önerisiyle çekince konulabi-
lecek.
ACELE SORU: Güncel
gelişmelerle ilgili ve öncelik-
li olan konularda muhalefet
gruplarõ ve grubu olmayan
milletvekilleri için acele soru
mekanizmasõ getiriliyor. Her
çarşamba 1 saat süreyle acele
soru görüşmeleri yapõlacak.
SİYASİ ETİK KURULU
GELİYOR: TBMM bünye-
sinde Başkanlõk Divanõ’nca
belirlenecek 5 üyeden oluşa-
cak bir Siyasi Etik Kurulu
oluşturulacak. Kurul millet-
vekilliğiyle bağdaşmayan iş-
lere ilişkin itirazlarõ inceleyip
karara bağlayacak.
KOMİSYON TOPLAN-
TILARI: Komisyon toplan-
tõlarõ yazõlõ basõna açõk olacak.
Görüntülü basõnõn izleme-
mesine komisyon karar ve-
recek.
ÖZEL KOMİSYON KU-
RULACAK: Meclis’te ihtisas
komisyonlarõ ile araştõrma ve
soruşturma komisyonlarõ gibi
geçici komisyonlarõn yanõ sõ-
ra, özel komisyonlar da kuru-
labilecek.
PANTOLON SERBES-
TİSİ: Kadõn milletvekillerine
pantolon serbestisi geliyor.
Şu anda sadece tayyör giye-
bilen kadõn vekiller artõk ceket
pantolonla da genel kurul ça-
lõşmasõna katõlabilecekler.
CMYB
C M Y B
19 ŞUBAT 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Gırgırı Sürdürelim...
Sevgili Orhan Erinç,
7 Şubat 2009 tarihli yazınızda, İbnülemin Mahmut
Kemal İnal ile ilgili ‘örgüt üyeleri’ hakkında: “Bir muh-
terem muhbir vatandaş, hayır için, merakımı giderir-
se memnun olurum” diyorsunuz.
‘Muhterem’ sıfatı bendeniz ile bağdaşmadığı için bu-
nu bir yana bırakarak, 1942 yılından bu yana -bildi-
ğiniz nedenlerden, ara verdiğim dönemler dışında- bey-
nimin beslenmesinde özel yeri olan bir gazetenin en
çok okuduğum yazarlarından birisinin çağrısına uy-
mamak elimden gelmezdi; ‘muhbir’ olarak bir suça itil-
miş olmanın kaygısını içimde taşısam da...
Üniversitede okurken, “Malatya Talebe Yurdu”nda
kalıyordum.
Fakülteye girdiğim 1945 - 1946 yılından 1947 ders
yılı sonuna değin Beyazıt’ın Mercan semtindeydi bu yurt.
Sonra, yine aynı semtte, Tığcılar Sokağı’nda, “Fener Bo-
yahanesi”nin karşısındaki “Cezayir Hanı”na taşındı.
Sanıyorum, yurdumuzun bulunduğu sokağın adı da
“Mercan Sokağı” idi. Ünlü “Emin Paşa Konağı” diye
anılan bu konak da aynı sokakta ve bizim yurdumu-
zun karşısındaydı. Bu nedenle, iki yıl süresince İb-
nülemin Bey’le -o bizi hiç tanımasa da- biz onunla ya-
kın komşuluk içinde yaşadık.
Bu konak, İstanbul Üniversitesi’nin Doğu kapısından,
yani Mercan Yokuşu’na açılan kapıdan çıkınca, sağa
yönelen ilk sokak ile, aynı yöndeki ikinci sokak arasında
yer alıyordu. Konak ahşap, iki katlı, büyükçe bir okul
görünümündeydi. Giriş kapısının solunda, eski bir ev
harabesinden kaldığı izlenimini veren, iyi temizlenmemiş
kalıntıların üstünde yeşermiş yabani otlarla örtülü, 5-
6 metre eninde, bir o kadar uzunlukta, küçük, bakımsız
bir avlusu vardı. Avlunun solundan açılmış ahşap bir
kapıdan giriliyordu bu konağa. Konağa çıkan merdi-
venler taştandı; merdivenlerin üstü ise çatısızdı.
Konağın çok yüksek olan pencerelerine baktığınızda,
özellikle toza, toprağa bulanmaları için kirlenmeye bı-
rakılmış gibi bir izlenim uyandırıyordu. Bu nedenle, otur-
dukları odaların pencereleri dışında, öteki pencerelerin
perdeleri var mıydı, yok muydu, anlamanız olası de-
ğildi...
Oturdukları odalar, birinci katın girişinde, sokağa ba-
kan soldaki oda ile onun üstündeki bir odaydı sanı-
rım. Çünkü bunlar perdeli ve temizdiler...
Konukların ağırlandıkları oda, üst katta olanıydı. Bu
odanın, sokak kapısının önünü gören kuzeydeki
penceresinin pervazına çakılmış uzunca bir tahtaya
iliştirilmiş bir ayna, kapıyı çalan kimselerin, pencere
açılmadan görülmelerini sağlıyordu.
İki yıl boyunca, uzun, ince ve hafifçe yere doğru eğil-
miş bedeni, elmacık kemikleri belirli kemikli yüzü, be-
denine ve yüzüne uygun uzunca burnu ile, 70 - 75 yaş-
larında, ciddi olmaktan çok, sürekli asık suratlı oldu-
ğu izlenimi vermesine karşın, saygı uyandıran bu bey-
efendiyi, genellikle yakası kürklü sarı paltosuyla evin-
den çıkarken veya evine gelirken görürdüm. Bunun
dışında da Eminönü Halkevi’nde verilen konferans-
ları sonuna dek izlerken bulurdum o salonda.
Bu iki yıl süresince, sekiz ailenin oturabileceği bu
konakta hizmet gören ne erkek ne de bir kadın gör-
düm. Ne ki, Edebiyat Fakültesi’ne gittiği söylenilen
uçuk benizli, ince, orta boylu bir kız da bu konakta otu-
ruyordu.
Kız, kapıyı anahtarla açmazdı; zili çalar, kapı da he-
men açılırdı. Anlaşılan o ki, evden pek çıkmayan üçün-
cü bir kişi -sanıma göre bir bayan- daha vardı.
Salı akşamları, havalar kararmadan, trafik yoğun-
laşır; önce birer, ikişer, ellerinde müzik aletleriyle saz
sanatkârları, en çok yarım saat içinde de öbür konuklar
kapıda belirirlerdi.
Dış kapı kapandıktan yaklaşık bir saat sonra ‘meşk’
başlar, içinizi hoşça titreten, bitmesine gönlünüzün el-
vermediği peşrevin ardından Klasik Türk Musiki-
si’nin en seçkin örnekleri birer birer, ‘fasıl’ olarak ‘ic-
ra’ edilirdi.
Ben, yurdun yukarı katındaki sobasız, mobilyasız,
ama okunan eserlerin kolaylıkla duyulduğu okuma sa-
lonunda pencereyi açar, soluk almaksızın dinler, bil-
diğim şarkı olunca da, gecenin geç vaktine dek üşü-
ye üşüye, kötü sesimle eşlik ederdim.
Gecenin bir yarısında odama çekildiğimde bile, mü-
zik şöleni devam ederdi. Konağa gelirken gördüğüm
kişilerin hangi saatte ayrıldıklarını hiç öğrenemedim.
Bu dergâhın ihvanı 8-10 kişi kadardı. Şu anda anım-
sadığım: Hasan Âli Yücel, Ord. Prof. Ebulûlâ Mar-
din hocamız ve sizin adını verdiğiniz Prof. Fuat
Köprülü konuklar arasındaydı. Ne var ki, bunlar da
tüm toplantılara katılıyor değillerdi...
Sayın Erinç, birbirini anlayan, akşamdan sabahın er-
ken saatlerine dek birlikte olan, tüm güzellikleri pay-
laşan seçkin kişiler, sanmam ki musiki dışında başka
konularda düşüncelerini paylaşmasınlar, güncel olay-
lara değinmesinler, hükümetler devirip hükümetler kur-
masınlar, yani kelin sakızını kopartmasınlar...
Benden gammazlık yapmamı istediniz(!), ben de bi-
lebildiklerimi anlattım.
Yalnız bu ‘esrar’ aramızda kalmalı, bir siz, bir ben,
bir de.. ‘Efkâr-ı Umumiye’ bilmeli... Yoksa, “Hiç um-
madığın keşfeder esrar-ı derûnun”. Sonra da karga ‘ye-
meğini yemeden’ kapın çalınır/ hukuksuzluğun cirit at-
tığı bu dönemde ‘Kapıaltı’ günleri kaçınılmaz olur...
‘Cumhuriyet’ çalışanlarının cümlesine -sizin kişi-
liğinizde- firadi firadi selamlar, saygılar.
Yukarıdaki yazı Sayın Cevdet Saraçer’den (Os-
mancık, 1925) geldi. Önce hâkimlik, ardından avukatlık
yapmış, yazıları ve araştırma kitapları ile de ünlü bir
kişi. “Troya kahramanı Akhileus’u Çorum leblebisi ye-
sin diye, Çanakkale’den Osmancık’a gelmesi için kan-
dıran kişi” olarak da tanıtılıyor.
Söz konusu yazının gırgır niteliğini anlayarak, be-
ni, daha da uzmanlıkla bilgilendirdiği için teşekkür edi-
yorum.
Mektubu aynen, benimle ilgili bölümleri de çıkar-
madan yayımladım. Çünkü bu tür örgütsel yazılarda(!)
bazı yerleri nokta nokta geçmek tehlikelidir.
Okuyunca yeteneksizliğime bir kez daha hayıflan-
dım.
Neden derseniz, ilginç bir örgüt evi, baskınlara kar-
şı pencereden alınan aynalı önlem, genç kızlar ve gö-
rünmeyen kişiler uzmanının eline geçse tadından yen-
mez bir gazete haberi olurdu.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
İHD: Cebinde
misket var diye
8 çocuk tutuklandı
ADANA (Cumhu-
riyet Bürosu) - İnsan
Haklarõ Derneği (İHD)
Şube Başkanõ Ethem
Açõkalõn, terör örgütü
PKK lehine yapõlan izin-
siz gösterilerde gözaltõna
alõnan 13 kişiden 8’inin
yaşlarõ 14 ile 17 arasõnda
değişen çocuklar oldu-
ğunu kaydetti. Açõkalõn,
“Eylemlere katõlmadõk-
larõ halde gözaltõna alõ-
nan çocuklarõn tutuklan-
ma gerekçesi olarak cep-
lerinde bulunan misket-
ler gösterildi” dedi.
Meclis’te cezaevi
tartışması
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kuru-
lu’nda gündem dõşõ söz
alan DTP’li Sõrrõ Sakõk,
cezaevlerinde ciddi bir
işkence ve insan haklarõ
ihlali olduğunu söyledi.
Sakõk’a yanõt veren Ada-
let Bakanõ Mehmet Ali
Şahin, “Türkiye’deki ce-
zaevi standartlarõnõn, AB
standartlarõnõn üstünde
olduğunu” savunurken,
“Bunu ben değil ‘Alman
cezaevlerini inceledim,
meğer Ulucanlar cennet-
miş’ diyen DTP’li Akõn
Birdal söylüyor” dedi.
TGB’den
destek çağrısı
İstanbul Haber
Servisi - Toplumsal Güç
Birliği (TGB), yerel se-
çimlerde Ankara’da Mu-
rat Karayalçõn, İstan-
bul’da Kemal Kõlõçdaroğ-
lu, İzmir’de Aziz Koca-
oğlu ve Eskişehir’de Yõl-
maz Büyükerşen’i des-
tekleyeceklerini açõkladõ.
TGB’den yapõlan yazõlõ
açõklamada “Türkiye’nin
demokratik, laik ve üniter
yapõsõnõ savunan yurtse-
ver belediye başkan
adaylarõ desteklenmeli”
çağrõsõnda bulundu.
AGC Türkiye
şubesi kapanıyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa Gazeteciler
Cemiyeti (AGC) Türkiye
Şube Başkanõ Aydõn
Karaçay, merkezi
Hollanda’da bulunan
Avrupa Parlamentosu ve
Komisyonu’nda görev
yapan gazetecilerin
oluşturduğu AGC’nin,
2004 yõlõnda açtõğõ
Türkiye şubesini kapatma
kararõ aldõğõnõ belirtti.
Karaçay kapatma
nedenlerini “Türkiye’nin
AB üyelik sürecinden
uzaklaşmõş olmasõ” ve
“bir belediye ile
yaşadõklarõ anlaşmazlõk”
olarak açõkladõ.
‘Ötekileştirme ile
mücadele şart’
İstanbul Haber
Servisi - Türkiye Kadõn
Girişimciler Derneği’nin
(KAGİDER) düzenlediği
toplantõda konuşan
Bahçeşehir
Üniversitesi’nden Prof.
Binnaz Toprak,
ötekileştirme ile mücadele
için ilkokul birinci sõnõftan
itibaren çocuklarõn
kafasõna “ayrõmcõlõğõn ne
kadar kötü olduğu”nun
kazõnmasõ gerektiğini
söyledi. Toprak,
ötekileştirmenin öğrenilen
bir şey olduğunu
belirterek, ötekileştirmeye
eğitimsiz kesimin,
eğitimli-kentli kesime
oranla daha yatkõn
olduğunu savundu.
Muhalefetin sesi kısılıyor
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç içtüzük deği-
şikliği taslağını “faşizmin ayak sesleri” olarak nitelendirdi.
Genç, taslakla, iktidar grubu dışındaki grup ve milletvekille-
rine tanınan söz hakkının sınırlandığını, milletvekillerinin
“işlevsiz” hale getirildiğini söyledi. Bağımsız ya da grubu ol-
mayan milletvekilinin yasama faaliyetlerine katılması ya da
iktidarın hoşuna gitmeyen konuşmalar yapılmasının nere-
deyse kaldırıldığını belirten Genç, “Bunlar faşizmin ayak
sesleridir. Zaten mevcut içtüzükte iktidar gücü kullanılarak
temel kanun adı altında 30 madde 1 madde halinde görüşü-
lüyor. Hükümet her türlü yolsuzluğu yapacak ama bu Mec-
lis kürsüsünden duyulmasın istiyor” dedi. Genç, bu düzenle-
mede muhalefetin de “suç ortaklığı” yaptığını söyledi. (AA)
Haber Merkezi - Şõr-
nak’õn Silopi ilçesindeki
BOTAŞ kuyularõnõn açõl-
masõ için Şõrnak Barosu ve
70 kayõp yakõnõnõn dilekçe
vermesinin ardõndan, kuyu-
larda inceleme başlatõldõ.
Şõrnak Barosu ve 70 ka-
yõp yakõnõnõn, Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda
Tuncay Güney ile PKK
itirafçõsõ Abdulkadir Ay-
gan’õn 1990’lõ yõllarda öl-
dürülen pek çok kişinin
asitle yakõldõktan sonra Si-
lopi’de BOTAŞ tesislerine
ve Cizre-Silopi güzergâ-
hõndaki bazõ noktalarda ku-
yulara gömüldüğü iddialarõ
üzerine savcõlõğa başvur-
muştu. Silopi Cumhuriyet
Başsavcõsõ Atilla Öztürk,
Şõrnak Barosu Başkanõ Nu-
rişevan Elçi, İHD merkez
yöneticilerinden Cuhan
Güçlük’ün de aralarõnda
bulunduğu heyet dün BO-
TAŞ tesislerine giderek in-
celemelerine başladõ. Te-
sislerde savcõlõğõn ölçüm
yaptõğõ görüldü.
‘Faşizmin ayak sesleri’
BOTAŞ
kuyularõnda
ilk inceleme
SİLOPİ
Meclis İçtüzük taslağõ, hükümete ‘jet hõzõyla yasa yapma’ yetkisi verirken AKP’nin
başõnõ ağrõtan Kamer Genç gibi bağõmsõzlarõn söz ve kürsüye çõkma hakkõnõ sõnõrlõyor
DTP’nin sessiz yürüyüşünde olay
DTP’nin yürüyüşünde Öcalan posterleri ve PKK flamaları açıldı.
Bakan, ‘Ergenekon’ avukatlarõnõ suçladõ. Türkiye Barolar Birliği anõnda yanõt verdi
‘Sõzdõrma’ atõşmasõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’in Er-
genekon soruşturmasõnda avukatlarõn
belge sõzdõrdõğõ iddiasõnda bulunmasõ ba-
kan ile Türkiye Barolar Birliği’ni (TBB)
karşõ karşõya getirdi. TBB Başkanõ Öz-
demir Özok, “Bakanın üzerinde ye-
rel seçim ve Deniz Feneri gibi birçok
yolsuzluğu ortaya çıkaracak baskının
olduğunu sanıyorum” dedi.
Bakan Şahin, Tuncay Güney’in 2001
yõlõnda alõnan ifade kasetlerinin aynõ an-
da tüm televizyonlarda yayõmlandõğõnõ
belirterek “Sonradan öğrendik ki İs-
tanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi,
bu kasetleri avukatlara vermiş. Avu-
katlar da hemen medyaya servis yap-
mışlar” dedi. Şahin, “Demek ki bu bil-
giler daha çok avukatlardan sız-
maktadır. Sayın Özdemir Özok, yar-
gı mensuplarını ve savcılarımızı eleş-
tireceği yerde bu bilgileri sızdıran ve
aslında suç işleyen avukatlarla ilgili ne
yapıyor, İstanbul Barosu ne yapı-
yor? Bu konuda kamuoyunu aydın-
latırlarsa seviniriz” diye konuştu.
TBB Başkanõ Özok’un Şahin’in
suçlamalarõna yanõtõ gecikmedi. Özok,
“Adalet Bakanı çok iyi bilecektir;
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bu ko-
nularda resen soruşturma başlat-
maya yetkilidir. Yine sayın bakan
yargı mensupları olarak hâkimleri
ve savcıları saydı ve avukatları dı-
şarıda bir kısım gibi kabul etti. Bu-
nu da çok üzülerek izledim. Baka-
nın neden avukatlara karşı bu ka-
dar sert konuşması gerektiğini doğ-
rusu anlayamadım. Benim bütün
beyanatlarım ortadadır. Hiçbir yar-
gıcı, hiçbir savcıyı doğrudan isim
olarak ya da kurum olarak ben ya
da Türkiye Barolar Birliği hedef al-
mamıştır” diye konuştu.
Şahin’in yargõç ve savcõlarõ hedef al-
makla suçladõğõ Özok, şu değerlendir-
meyi yaptõ: “Eğer kast ettiği Ergene-
kon davasını yürüten Sayın Zekeriya
Öz’le ilgiliyse o konuda herhalde sa-
yın bakan yanlış bilgi sahibi olmuş.
Ben götürülen soruşturmanın huku-
ka uygun olmadığını söylüyorum.
Dün de söyledim, bugün de söylerim,
yarın da söyleyeceğim. O nedenle bu
konuda tespitlerinden dolayı gerçek-
ten hayret ettim. Hangi psikolojiyle
bunu söyledi bilemiyorum ama üze-
rinde hem yerel seçimler hem de De-
niz Feneri gibi Türkiye’de birçok
yolsuzluğu ortaya çıkaracak baskının
altında olduğunu sanıyorum.”
Barolar Birliği’nin hiç kimseye kar-
şõ bir ayrõcalõk yapmadõğõnõ vurgulayan
Özok, “Kendi sıkıntılarını başkala-
rına fatura etmesinler. Herkes ken-
di işini iyi yapsın” dedi. Özok, Şahin’in
Ergenekon’da bilgilerin avukatlarca
sõzdõrõldõğõ iddiasõna ise “Avukat da
sızdırır, yazıişleri müdürü de sızdırır,
başkası da sızdırır. Biz asla ve asla
bir meslek taassubuyla avukatları ko-
rumuş değiliz. Buradan sayın baka-
nın birtakım savcıları koruduğu so-
nucu çıkıyor ki; ben asla böyle bir şe-
yi aklımın kenarından dahi geçir-
mem” yanõtõnõ verdi.
Adalet Bakanõ Şahin Ergenekon
davasõnda gizli bilgilerin sanõk
avukatlarõ tarafõndan sõzdõrõldõğõnõ
savunup, TBB’yi suçladõ. TBB
Başkanõ Özok ise “Bakan hem
yerel seçim hem de Deniz Feneri
gibi birçok yolsuzluğu ortaya
çõkaracak baskõnõn altõnda” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erge-
nekon soruşturmasõ kapsamõnda aranan eski
AKP milletvekili Turhan Çömez’in “Turhan
Gomez” adõyla İngiltere’ye oturma izni baş-
vurusunda bulunduğunu iddiasõ avukatõ Engin
Düzgün tarafõndan yalanlandõ.
Sabah gazetesinin haberine göre, Çömez İn-
giltere’deki oturma izni başvurusunu “Turhan
Gomez” ismiyle 31 Aralõk 2008’de yaptõ. Çö-
mez’in, İngiltere Sõnõr Ajansõ’na yaptõğõ baş-
vuru şekil yönünden uygun görüldü. Haberde,
Çömez’in oturma izni alõp almayacağõnõn İn-
giliz İçişleri Bakanlõğõ’nõn yapacağõ değer-
lendirmeden sonra netleşeceği belirtildi.
Şahin: Türkiye’ye gelsin
Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin konunun
sorulmasõ üzerine, “Türkiye’ye gelerek, so-
rulara cevap vermesini tavsiye ederim.
Böyle kaçak durumda, eski bir milletveki-
linin bulunması ve üstelik farklı bir isimle
İngiltere makamlarından oturma izni talep
etmesini kendisine yakıştıramadım” dedi.
Ancak Çömez’in avukatõ Düzgün Sabah ha-
beri yalanladõ. Düzgün, “Sayın Çömez’in
oturma iznine ilişkin başvurusu olmadığı gi-
bi, müvekkilimin oturma iznine ihtiyacı da
bulunmamaktadır. Söz konusu habere
monte edilen gizemli isimleri ise; müvek-
kilimiz tanımamaktadır” dedi.
Eski AKP’li vekilin İngiltere’de oturma izni başvurusunda bulunduğu haberini avukatõ yalanladõ
Çömez, ‘Gomez’ oldu iddiasõ
Durgunlukta Canlanma Konferansı
İstanbul Haber Servisi - Basõn Reklam
Platformu tarafõndan düzenlenen “Durgunlukta
Canlanma Konferansõ” bugün Ceylan Inter
Continental otelinde düzenlenecek. Ekonomik
durgunluk dönemlerinde reklamõn ve gazete
reklamõnõn artan öneminin çarpõcõ örneklerle
ortaya konulacağõ konferans 09.00’da başlayacak.
(0212) 269 08 19 nolu telefondan bilgi alõnabilir.