Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Anadolu Çocuğunun
Etiği ve Estetiği
Ben bu “Anadolu çocukları” arasında en çok
gözleri vel fecri okuyan Ayşe Hanım Teyzemgil-
lerden Güngör Uras’ı severim. O kâh kendi
adıyla, kâh ‘Ali Rıza Kardüz’ olarak yeri geldiğin-
de hemen belirtir:
- Ben saf ve bâkir bir Anadolu çocuğuyum, abi-
cim...
Bu satırları okurken, onun onları yazarkenki, ka-
fa bulur, hınzır halini gözümün önüne getirir, gü-
lerim.
Demokrasimizde Anadolu çocuğu olmak esas-
tır. Anadolu çocuğu olmaz isen halin haraptır.
Daha önce yazmıştım. Yıllar önce bizim oralar-
da dolanan, Karadeniz kökenli, yani Anadolu ço-
cuğu, arabasına sıkça bindiğim bir taksici, bir gün
sormuştu:
- Abi nerelisun?
Aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- İstanbulluyum...
- Anladuk da, nere İstanbullusu?...
- İstanbul İstanbullusu...
- Nasıl oliiy?...
- Şöyle oluyor ki, benim ailem 300 yıldır İstan-
bullu.
- Anladuuum, sen Ermenisun...
İşte Anadolu çocuğu olmadığın zaman başına
gelecek olan da budur.
Mustafa Kemal Atatürk de Anadolu çocuğu ol-
maması yüzünden kendisine neler yapıldığını, na-
sıl olup da az daha TBMM dışında kalayazdığını
“Nutuk”ta anlatır.
Anadolu çocuğu olmayan Mustafa Kemal’in
Anadolu’da kurduğu Cumhuriyeti şimdi Anadolu
çocukları kıyısından köşesinden başlayıp göbeğine
gelerek kemiriyorlar.
Anadolu çocuğu olmanın ne anlama geldiğini
hiçbir zaman tam olarak anlayabilmiş değilim.
Ama bildiğim bir şey varsa o da Anadolu çocuğu
olmanın çok önemli olduğu, her kusuru erdeme çe-
virdiğidir.
Terbiyende noksan mı var, “Anadolu çocuğu-
yum” de, kurtar gitsin.
Malvarlığında şaibe mi var, salla bir “Ben Ana-
dolu çocuğuyum”, hallolsun bitsin.
Şu günlerde seçimler yaklaştı, etrafa saçılan pis-
likler çoklaştı ya, Anadolu çocukluğu da çok re-
vaçta.
Son olarak, önceki gün bana AKP’nin Dişli’sini
anımsatan, CHP’nin Mehmet Sevigen’i de “Ana-
dolu çocuğu” olduğunu ilan etti. Sevigen Anado-
lu çocukluğunu, AKP’lilerle kol kola şaibeli imar du-
rumları olan plaza işine dalmasıyla ilgili olarak ken-
disine yöneltilen suçlamalar sırasında anımsadı ve
- Ben Gaziosmanpaşa’dan çıkma bir Anadolu
çocuğuyum, deyiverdi.
Ardından da, yaptığı işin etik olmadığını kabul
etti, ama “Çok etik değil de değil” diyerek istifa et-
meyeceğini açıkladı.
Buradan anlayabiliriz ki, Anadolu çocuğunun eti-
ği değişiktir. Onda etik olan ve olmayan diye bir
ayrımın yerine, pek az etik olmayan, az etik ol-
mayan, orta etik olmayan, çok etik olmayan gibi
sıralamalar vardır.
Yaşadığımız seçim olayları göstermiştir ki, Ana-
dolu çocukları seçimlerde seçilen ile seçen arasında
raşi (rüşvet veren) - mürteşi (rüşvet alan) ilişkisi ku-
rar. Fena bir ilişki de değildir bu. Böylelikle ileride
oy alırken raşi olan, iktidara geldiğinde mürteşi ol-
duğunda, oyu karşılığında rüşvet almış olan eski
mürteşi seçmeni de onu görmezden gelir.
Anadolu çocukları, birbirleriyle dayanışma ha-
linde olup, kendilerinden olmayanı sevmezler.
Aslında Anadolu çocukları, çok sevdikleri Ana-
dolu’da yaşamak yerine mümkün olduğunca İs-
tanbul’da ve başka yerlerde yaşamayı yeğlerler.
Bu yüzden de durmadan göçerler. Göçtükleri
yerleri de Anadolu’ya benzetmek isterler.
İşte Anadolu çocuğunun etiği budur, estetiği ise
mor badanalı, en üstünde filizleri yükselen o eş-
siz mimaridir.
Aslında Gaziosmanpaşalı Anadolu çocuğu
Mehmet Sevigen de, öyle bir faaliyetin içinde olup,
İstanbul’a Anadolu estetiğini uygulama çabası için-
deyken suçlanmış, bu suçlama son zamanlarda
“temiz politikanın” simgesi olan Kılıçdaroğlu’nu
rahatsız etmesine karşın, yüreği deniz kadar en-
gin Genel Başkan Baykal’ı fazla rahatsız etme-
miştir..
Bugün, burada Mehmet Sevigen’in şahsında,
bütün Anadolu çocuklarına selam ediyorum:
Koçum Anadolu çocukları!...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CHP’nin Adalet Bakanlõğõ’nõn 5 aydõr getiremediği dosyayõ açõklamasõ Adalet Bakanõ’nõ kõzdõrdõ
Şahin, Fener şaşkõnõANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Deniz Feneri dosyasõ için “Bana ne
ya... Almanya’daki derneğin yöne-
ticileri yanlış yapmışsa, yargılan-
mışsa, benim iktidarımdan buna
ne?” diyerek isteksizliğini ortaya ko-
yan Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa-
hin, CHP’nin diplomatik yolla 5 ay-
dõr gelmeyen dava dosyasõnõ Türki-
ye’ye getirmesine de tepki gösterdi.
Şahin, Sheraton Oteli’nde düzenle-
nen “Yasama ve Yargı Etiği Ala-
nındaki Gelişmeler” konulu ulus-
lararasõ konferansa katõldõ. Konfe-
ransa gelişinde gazetecilerin sorularõnõ
yanõtlayan Şahin, “Almanya’daki
Deniz Feneri dava dosyası hâlâ gel-
medi. Ancak CHP’nin elinde, bunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?” şek-
lindeki soru üzerine, söz konusu dos-
yanõn Adalet Bakanlõğõ’nca diploma-
tik yolla Alman makamlarõndan iste-
nildiğini anõmsatarak, iki gün önce de
Dõşişleri kanalõyla bu dosyanõn bir an
önce Türkiye’ye gönderilmesi için
üçüncü kez bir yazõ yazma ihtiyacõ
duyduğunu söyledi. Ülkelerin birbir-
lerinden bilgi ve belgeleri gazeteciler
aracõlõğõyla değil, aralarõnda var olan
veya var olmasõ gereken adli yardõm-
laşma çerçevesi içerisinde istediklerini
belirten Şahin, şunlarõ kaydetti: “Bu-
nu en iyi bilmesi gereken kişilerden
biri de TBMM’nin en tecrübeli si-
yasetçilerinden biri olan ve bir dö-
nem Dışişleri Bakanlığı da yapmış
olan Sayın Baykal’dır. Sayın Bay-
kal, Türkiye’nin bir başka ülkeden
isteyeceği bilgi ve belgeyi sadece dip-
lomatik yolla isteyebileceğimizi ve
bunun da yolunun Dışişleri bakan-
lıkları ve diplomatik misyonlar ol-
duğunu çok iyi bilir. Ancak, maa-
lesef CHP ve onun genel başkanı her
şeyi siyaset malzemesi yaptığı gibi
böylesine bir konuyu da siyaset
malzemesi yapmaktadır. Eğer Al-
man makamları Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti’nin istediği dosyayı,
Türkiye’ye göndermeden önce
CHP’nin Merkez Yürütme Kurulu
üyesi ve eski bir gazeteciye vermiş-
se, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla da
Alman makamlarından bu konuda
açıklama beklediğimizi ifade et-
mek istiyorum.”
Şahin, gelecek pazartesi günü İs-
tanbul’da Alman Adalet Bakanõ ile bir
görüşme yapacağõnõ belirterek, “Sa-
nıyorum kendileri bu konuda bize
bilgi vereceklerdir” dedi.
Şahin, geçen ekim ayõnda Deniz Fe-
neri dosyasõna için, “‘Falan ülkede, fa-
lan dernek yöneticileri suistimal yap-
mõş. Bunun sorumlusu da sizsiniz’ di-
yorlar. Bana ne ya.. bana ne. Al-
manya’daki derneğin yöneticileri
yanlış yapmışsa, yargılanmışlarsa,
benim iktidarımdan buna ne? Be-
nim iktidarımla ne alakası var? Ne
yapmak istiyorlar?” demişti.
Şahin’in Almanya’nõn Ankara Bü-
yükelçisi Eckant Kuntz ile Adalet Ba-
kanlõğõ’nda yaptõğõ görüşmede Deniz
Feneri davasõndan tutuklularõn gün-
deme geldiği ortaya çõkmõştõ. Şahin, bir
Alman’õn tahliyesine ilişkin görüştü-
ğü Kuntz’a “Şu günlerde sizde de
Deniz Feneri davası dolayısıyla tu-
tuklanmış olan Türkler var. Hatta
onunla ilgili de bizim basın yayın or-
ganlarımızda ‘dava açõlmadõ’ diye
haberler yapılıyor. Siz nasıl buna
müdahale edemezseniz, ben de An-
talya’daki davaya müdahale ede-
mem şeklinde değerlendirmelerde
bulundum” demişti.
Daha önce dosya
hakkõndaki sorulara, ‘Deniz
Feneri’nden bana ne ya’
diyen Adalet Bakanõ Şahin,
dosya CHP tarafõndan
getirilince tavrõnõ değiştirdi.
Deniz Feneri yolsuzluğu
dosyasõnõ, siyaset malzemesi
yaptõğõ gerekçesiyle CHP’yi
eleştiren Şahin, Alman
makamlarõndan da konu
hakkõnda bilgi isteyeceğini
söyledi. (Fotoğraf:AA)
Geminin parası uçtu
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Almanya’da Deniz Feneri e.V’ye akan ba-
ğõş paralarõyla alõndõğõ bizzat bu derneğin yö-
neticileri tarafõndan ortaya konulan geminin
Türkiye’de milyonlarca Avro’ya elden çõ-
karõlmasõna karşõn bir buçuk yõldõr hiçbir iş-
lem yapõlmõyor.
Deniz Feneri Dosyasõ’na göre; Deniz Fe-
neri e.V. ve Euro 7 Genel Müdürü Mehmet
Gürhan’a gemiyi al emrini veren de yine ge-
mi Haydarpaşa Limanõ’na getirildikten son-
ra dava kapsamõnda 6 yõl hapis cezasõ alan
Gürhan tutukluyken kiralayan ve satan da
Türkiye’de Kanal 7’nin tepe yöneticileri ola-
rak gözüküyor. CHP’nin getirdiği Deniz Fe-
neri Dosyasõ’nõn ardõndan bu geminin satõ-
şõ bir kat daha önem kazanõyor. Dosyada yer
aldõğõ öğrenilen gemi olayõ Almanya’daki
mahkeme tutanaklarõna yansõmõştõ. Euro 7 ve
Deniz Feneri e.V’nin muhasebecisi Fir-
devsi Ermiş verdiği ifadede, “Bu geminin
parasının yüzde yüzünün Deniz Feneri’nin
parasından ödendiğinden eminim. Gemi
büyük ihtimalle Euro 7’ye aitti...” dedi.
Deniz Feneri e.V’nin hüküm giyen başkanõ
Mehmet Taşkan ise şu ifadeye verdi:
“Mehmet Gürhan, Mustafa Çelik, İsmail
Karahan ve Zekeriya Karaman, Mehmet
Koç’un haberi olmadan, Euro 7 üzerinden
gemiyi satın almaya karar verdi. Türki-
ye’deki Çelik, Karahan ve Karaman ge-
minin kiraya verilmesine karar verdiler.
Gemi daha sonraları 4 milyon Avro’ya in-
ternetten satışa sunulmuş. Geminin satı-
şını kimin istediğini bilmiyorum...”
Bu geminin alõmõ için bankadan çekilen
kredinin 400 bin Avro’su Zekeriya Ka-
raman’õn sahibi olduğu Haliç Denizcilik
Şirketi’ne havale edilmiş, Ermiş, havale edi-
len bu paranõn nereye harcandõğõnõ bilme-
diğini açõklamõştõ. CHP’li Ali Kılıç ise bu
paranõn Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
oğlunun aldõğõ diğer bir gemi için kulla-
nõldõğõnõ iddia etmişti.
Deniz Feneri e.V.’ye yapõlan bağõşlarla alõnan gemi milyonlarca Avro’ya satõlmõştõ
DENİZ FENERİ DOSYASI
Anadol:
Organize
suç var
A N K A R A
(Cumhuriyet
Bürosu) - CHP
Grup Başkanve-
kili Kemal Ana-
dol, Adalet Ba-
kanõ Mehmet
Ali Şahin’in De-
niz Feneri e.V.
dosyasõnõn par-
tilerine ulaşmasõ
ile ilgili eleştiri-
lerine “Gelişmeler ba-
sında yer aldı. Savcılar,
bunu niye ihbar kabul
etmediler? Türkiye’de
Deniz Feneri örgütünün
delilleri karartılmadı
mı? Savcıları göreve da-
vet ediyorum. Ergene-
kon’la ilgili olduğu gibi,
Deniz Feneri’nde de or-
ganize suç iddiası var.
‘Deniz Feneri operasyonu’
diye birileri alındı mı?”
karşõlõğõnõ verdi. Şahin’in
Ergenekon davasõnda avu-
katlarõn bazõ belgeleri sõz-
dõrdõğõ savõnõ “iftira” ola-
rak nitelendiren Anadol,
“Faturayı avukatlara çı-
karıp bu işten sıyrıla-
mazsınız” dedi.
Bakan Şahin’in Erge-
nekon davasõndaki sõz-
malar ve Deniz Feneri
e.V. dava dosyasõnõn
CHP’ye ulaşmasõ ile ilgi-
li suçlama ve eleştirileri-
ne CHP’den sert tepki
geldi. Anadol, “güncel
davaları saptırma, ka-
muoyunu yanıltma, ma-
nipüle etme çabalarının
sürdürüldüğünü” söy-
ledi. “Ergenekon dava-
sının gizlilik kararına
karşın en fazla servis
yapılan dava olduğunu”
vurgulayan Anadol,
“Cumhuriyet yazarı İl-
han Selçuk’un vekilleri
İstanbul Ağır Ceza
Mahkemesi’ne bir di-
lekçe verdiler, keşif, ara-
ma, bilirkişi, sorgu tu-
tanağının örneğini iste-
diler. Avukata müvek-
kilinin ifadesi verilmi-
yor. Çaresiz kalmışlar
avukatlar. Sel-
çuk’un ifadesini
okuyamıyor.
Ama Selçuk’un
ifadesi boy boy
gazetelerde çı-
kıyor. Kimi
kandırıyorsu-
nuz?” dedi.
Anadol, Deniz
Feneri dosya-
sõyla ilgili olarak
savcõlarõ göreve çağõrdõ.
Anadol, “İlla Alman-
ya’dan dosyanın mı gel-
mesi lazım? Kimin kur-
yelik yaptığını, dosyada
neler olduğunu, asıl şe-
bekenin Türkiye’de ol-
duğunu mahkemenin
kararında gördük. Ne-
den Ergenekon’da ol-
duğu gibi Deniz Feneri
davasında adı geçenleri
sabaha karşı gidip göz-
altına almadılar? Dosya
gelse ne olacak? Elini
kolunu sallaya sallaya
geziyorlar. RTÜK’ün
başında görev yapıyor-
lar. Suç duyurusunda
bulunuyorum. İstan-
bul’da savcı yok mu?”
açõklamasõnõ yaptõ.
‘Savcılar
soruşturuldu mu?’
Şahin’e Ergenekon da-
vasõyla ilgili olarak “Bu
davalarda avukatın içe-
riye sokulmadığı ifade-
leri kim sızdırdı, kim
servis etti?” diye soran
Anadol, “Savcılar hak-
kında da bir soruşturma
yapıldı mı? Görevli sav-
cıların sızdırma olasılığı
yok mu” sorularõna da
yanõt istedi. Anadol, “avu-
katların da bilgi sızdı-
rabileceğini ancak bu-
nun basında yer alan
bilgilerin ancak yüzde
5’i olduğunu” vurgular-
ken “Sayın Kanadoğ-
lu’nun evinde arama ya-
pıldığını TRT’ye kim
bildirdi? Faturayı avu-
katlara kesip bu işten
sıyrılamazsınız” dedi.
Deniz Feneri e. V. ile ilgili gelişmelerin
basõnda yer almasõna karşõn neden savcõla-
rõn harekete geçmediğini soran Anadol,
Adalet Bakanõ Şahin’in Ergenekon davasõn-
daki sõzmalar için avukatlarõ suçlamasõna da
tepki gösterdi. Anadol, “Bu davalarda avu-
katõn içeriye sokulmadõğõ ifadelerini kim
sõzdõrdõ, kim servis etti?” diye konuştu.
Kemal Anadol.
‘CHP YANILTTI’ İDDİASINA YALANLAMA
Kõlõç: Belgelerin
tamamõ dosyada
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP Merkez Yöne-
tim Kurulu Üyesi Ali
Kılıç, kendisinin
Türkiye’ye getirdiği
Deniz Feneri dosya-
sõ ile Almanya’nõn
Türkiye’ye resmi
yollardan göndere-
ceği dosyanõn farklõ olduğu
yönündeki iddialarõ yalanla-
dõ. Kõlõç, kendisindeki belge
ve bilgilerin 4 bin sayfayõ
aşan Deniz Feneri davasõ dos-
yasõnõn içindeki belgelerden
oluştuğunu vurguladõ.
Kõlõç, yaptõğõ basõn toplan-
tõsõnda da Deniz Feneri davasõ
dosyasõnõn tamamõnõn elinde
olduğunu söylemediğini vur-
gulayarak, “Deniz Feneri 4
bin küsur sayfadan oluşan
bir dosya. Bizim elimizdeki
belgeler bunların içinde var.
O da 443 sayfa.
Dosyanın tümün-
den daha fazla bel-
ge çıkabilir” dedi.
Kõlõç, Adalet Ba-
kanlõğõ’nõn Alman-
ya’dan özet dosya
istediği bilgisini
edindiğini belirterek,
“Kamuoyunun
bilgisine sunduğumuz bu
dosya ile bakanlığın iste-
ği üzerine hazırlanan ve
Türkiye’ye gönderilecek
olan dosyadaki belge ve
bilgi uyumu konusunda
en ufak bir tereddüt yok-
tur. Bu arada, Deniz Fe-
neri dosyasını Türkiye’ye
getirmemizden sonra, 5
aydır getirilemeyen veya
getirilmeyen dosyanın ni-
hayet Adalet Bakanlı-
ğı’mıza teslim edileceği
açıklandı” dedi.
‘BİZDE BAKANLAR DOSYALARI GÖRMEZ’
Alman savcõdan
‘hukuk dersi’
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT -
Alman yargõsõnõn,
RTÜK Başkanõ Za-
hid Akman ile Ka-
nal 7 yöneticisi Ze-
keriya Karaman
hakkõnda başlattõğõ
soruşturmanõn sür-
düğü bildirilirken Adalet Ba-
kanõ Mehmet Ali Şahin’in,
Alman makamlarõnõn dava
dosyasõnõ sõzdõrdõğõ iddiasõna
ilişkin olarak “Alman Ada-
let Bakanı misafirimiz ola-
cak. Bu konuyu kendisiyle
görüşeceğim” yönündeki
açõklamasõna “hukuk dersi”
niteliğinde yanõt geldi.
Cumhuriyet’in sorularõnõ
yanõtlayan Frankfurt savcõlõğõ
Basõn Sözcüsü Savcõ Doris
Müller-Scheu “Bizde Ada-
let Bakanları dosyalara ka-
rışmaz, bilmezler,
görmezler bile” de-
di. CHP’li Ali Kı-
lıç’õn elindeki dos-
yayõ görmediğini bu
nedenle yorum ya-
pamayacağõnõ belir-
ten Alman savcõ, da-
va dosyasõnõ kendi-
lerinin herhangi bi-
rine vermelerinin mümkün
olmadõğõnõ vurguladõ.
Akman ve Karaman
soruşturması sürüyor
Müller-Scheu, Karaman ve
Akman ile birlikte 15 kişi
hakkõnda soruşturma sürdü-
rüldüğünü doğrularken Bu-
rak Erdoğan hakkõnda so-
ruşturma açõlmadõğõnõ ve De-
niz Feneri e.V. kapsamõnda
uyuşturucu konusunun da
gündeme gelmediğini sözle-
rine ekledi.
CHP 8 ilde kadın aday gösterdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP,
29 Mart’ta yapõlacak yerel seçimler için 8’i il ol-
mak üzere 47 seçim çevresinde kadõn aday göster-
di. CHP Genel Merkezi’nden yapõlan açõklamaya
göre, Özlem Çerçioğlu (Aydõn), Nedret Can (Ba-
lõkesir), Sena Kaleli (Bursa), Nuran Uygun (Er-
zincan), İris Şentürk (Hatay), Aysel Erdoğan (Is-
parta), Atiyye Müjgan Alagöz (Kastamonu) ve
Nazime Nazan Odabaşõ (Şanlõurfa) belediye baş-
kan adayõ gösterildi. CHP, bu illerin dõşõnda 39
seçim çevresinde daha kadõn aday gösterdi.
48 milyon seçmen oy kullanacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek
Seçim Kurulu’nca (YSK) geçtiğimiz günlerde as-
kõya çõkarõlan seçmen kütükleri kesinleşti. Buna
göre, 29 Mart 2009’da yapõlacak yerel seçimlerde
48 milyon 6 bin 650 seçmen, 177 bin 51 sandõkta
oy kullanacak. Cezaevlerindeki tutuklular bu seç-
men sayõsõna 24 Şubat’tan sonra dahil edilecek.
Obama’dan Talat’a mektup
LEFKOŞA (AA) - ABD Başkanõ Barack
Obama, başkanlõk seçimini kazanmasõ dolayõsõyla
kendisini kutlayan KKTC Cumhurbaşkanõ Meh-
met Ali Talat’a yanõt mektubu gönderdi. Obama
mektubunda, Cumhurbaşkanõ Talat’a, “daha gü-
venli bir dünya yaratmak adõna barõş ve dostluk
içinde birlikte çalõşma arzusunu” iletti. Obama
ayrõca Talat’a iyi dilekleri için teşekkür etti.