24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Bir Film Bir Başyazı... Benim kuşağım Hitler dönemini yaşadı... Daha TV’ler yoktu, ama radyolar, gazetelerle bizler Goet- he’lerin, Schiller’lerin, Beethoven’lerin; Remar- que’ların, Kant’ların, Frued’ların Almanya’sının, bi- limde, teknikte, felsefede, edebiyatta, kültürde, eğitimde dünyanın en güçlü, en sağlam, en aydınlık toplumunun gün gün, saat saat bir yarı delinin, bir res- sam bozuntusunun buyruğuyla, isteğiyle ne hallere düştüğünü gördük, yaşadık!.. Geçen gün filmini de seyrettim. Adolf Hitler’in hay- ranı olduğu Wagner’in, Alman ırkının en üst ırk ol- duğunu savunan bir yapıtının adını taşıyan “Valkyrie Operasyonu” ibret alınacak bir ders gibiydi. İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, Alman or- dusunun generalleri ülkelerini tam bir bozguna, hal- kı felakete götüren Hitler’i devirmek için öldürmek plan- ları yapar... Yarı sakat bir albayı da bu işi yapmakla görevlendirirler. İşin başında en yüksek komutanlar vardır. Ama bir yanlışlık olur, masa altında saklanan bomba patlar, ama Hitler’e bir şey olmaz! Ardından, Hitler’in baskısı artacak, ne kadar darbeci varsa kurşuna dizilecek ya da kendini öldürmeye zorlana- caktır. Ünlü kahramanları Mareşal Rommel’e kadar!.. Ama altı ay geçmeden Nazi Almanya’sı çökecek, Rus orduları Berlin’e girecek, koskoca Almanya’yı, Al- man milletini utanç verici bir felakete sürükleyen ‘tek adam’ ‘tek yetkili’ kişi, yani, Adolf Hitler kendini ze- hirleyerek öldürecek, cesedi de yakılarak yok edile- cektir. Bir tek kişi midir Alman halkının felaketine ne- den olan? Öyle gibidir! Ama bunca bilimci, yazar, sa- natçı, hele hele asker, ünlü Alman ordusunun kur- mayları, generalleri de sorumlu değiller midir bu boz- gundan, bu tek adam yönetiminden... İbret alınacak bir film. Daha doğrusu kuşaklar bo- yu anımsanacak bir ders... Türkiye’yi, yani kendimizi, ülkemizi düşünmemek el- de değil! Demokrasi var diyoruz, ama uzunca bir sü- redir ister istemez ‘tek adam’ yönetimine benzer bir duruma doğru gittiğimizi fark etmeye başlıyoruz. Bir parti lideri seçimde büyük oy almış, gelecek seçim- lerde daha da çok oy alacakmış, o zaman anayasa- yı değiştirecekmiş, yeni bir anayasa yapacakmış!.. Böyle bir durumda Atatürk Cumhuriyeti’nin hangi çık- mazlara saplanıp büsbütün ortadan kalkacağını düşünmemek elde değil!.. Bizler, yakın geçmişi içinden yaşadık. Kimimiz ki- taplarla, kimimiz yazılarla, kimimiz davranışlarıyla böy- le tek adam yönetimlerinin ülkeleri hangi çıkmazlara sürüklediğini biliyor, görüyor, anlatıyor, tehlikeli yak- laşımları, niyetleri önlemek istiyoruz.. Cumhuriyet’in 16 Şubat günlü başyazısını okurken bütün bu yakın geçmişi anımsadım. Sizleri de bu ko- nuda düşünmeye çağırmakta yarar görüyorum: “Öyle görünüyor ki Başbakan Erdoğan’ın geleceğe dönük Türkiye için tasarımlarında 29 Mart bir dönüm noktası oluşturmaktadır. AKP’nin seçimde oyları çoğalırsa bir anayasa değişikliğiyle Türkiye’de tam bir oligarşik rejim kurmak girişimleri gerçekliğe dö- nüştürülecektir. Devlet yapısı bu amaca uygun bir ör- gütlenmeye doğru yol alıyor.” PENCERE İşgal Altında Abant Paltformu... Fethullah Gülen -nam-ı diğer Feto- Amerika’da yuvalanmış... Türkiye’ye gelemiyor... Neden?.. Korkuyor... mu?.. Tutuklanma korkusu mu var?.. Yoksa kendine göre zamanlamayı mı ayarlıyor... Öyle bir gün gelecek ki, Ayetullah Humeyni na- sıl Fransa’dan uçup İran’a konduysa, bizimki de Amerika’dan uçup Türkiye’ye konacak... Hele “dinci karşıdevrimin demokratik diye ni- telenen altyapısı” biraz daha oluşup kıvamına gel- sin... Bekliyor Fethullah... Ama boş da durmuyor... En azından her gün Türkiye’de 800 bine yakın Zaman gazetesini ülke sathında bedava dağıtı- yor... Peki, bu para nereden geliyor?.. Ona rufailer karışır... Şu günlerde de Fethullah, Amerika’da otur- makla birlikte, her yıl ‘Abant Platformu’ etiketi al- tında düzenlediği malum toplantıyı bu yıl Kuzey Irak’ta yaptırdı... Neden?.. Eh, bu ‘neden’ sorusu boşuna değil mi?.. Bizim Feto Amerika’da yaşıyor... Bizim Feto’nun düzenlediği toplantı da Ame- rikan işgali altında yapılıyor... Doğal değil mi?.. İşgal altında uzlaşma... Stratejinin nerede saptandığı, talimatın nereden geldiği, toplantının hangi amaçlarla Amerikan iş- gali altında yapıldığı belli değil mi canım... Ya PKK?.. O bu işe ne diyor?.. Ne diyebilir ki?.. Fethullah’ın sığındığı ABD’nin CIA’sı, işgal al- tındaki Kuzey Irak’ta geçerli koşulları Feto’nun adamlarına elbette daha önce bildirmiştir... Ne diyor bizim yalaka medya: “- Abant Platformu, Kürdistan’da gerçekleşti...” ABD’de oturan kaçak imamın Türkiye entelle- rini işgal altındaki Kuzey Irak’ta toparlayabilme- si büyük başarı... Yalnız Amerikancı imam Feto, toplantıya Er- genekoncu Haham Tuncay Güney’i de katsay- dı, şenlik tamam olacaktı... Ergenekon tertibini başlangıçta güdüleyen Tuncay Güney haham... Şimdi medyasıyla Ergenekon tertibini körük- leyen Fethullah Gülen imam... İkisi de kaçak... İkisi de dinci... Vallahi bu Amerika yaman mı yaman... Fethullah’ın Abant Platformu’nu da işgali altında yaptırdı... Yurtdışında yaşayıp Türkiye’yi birbirine katan Fethullah Gülen, Amerika’ya da CIA’ya da helal olsun... “Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda De- ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adõ ile 15.01.2009’da kabul edilen 5831 sayõlõ ka- nunla 4 ayrõ kanunda değişiklik yapõlmõş ve torba kanun modasõ uygulanmõştõr. Önce- likle şunu belirtmek gerekir ki, bu kanunda asõl amacõn gizlene- bilmesi için birbiri ile ilgili olmayan kanun- lar bir araya getiril- miştir. Şöyle ki 2644 s. Ta- pu Kanunu, 6831 s. Orman Kanunu, 3402 s. Kadastro Kanunu ve 492 s. Harçlar Ka- nununda yapõlan de- ğişiklikler bir torbaya doldurulmuştur. Bura- da asõl amaç 6831 s. kanunun 2/B maddesi ile orman sõnõrlarõ dõ- şõna çõkarõlan yerlerin, kanuna aykõrõ biçimde ele geçiren kimilerine rant sağlamak üzere dağõtõmõnõ sağlamaktõr. Kanunun tümünü in- celediğimizde, anõlan 4 ayrõ kanunda yapõlan değişikliklerin doğru- dan irtibatõnõ kurmak olanaksõzdõr. Ayrõca bu karma şekli ile ka- nun yapma tekniğine de aykõrõdõr. Bu sü- tunlarda defalarca yaz- dõğõm makalelerimde bu kanunun önemini anlatmõş ve çözüm yollarõ önermiştim. Yõllardõr toplumu meş- gul eden, ülkemizin geleceği ile ilgili çok önemli bir konu ola- rak, araştõrma, incele- me, tespit ve orman yağmasõna kapõ açma- dan konsensüs ile çö- zümü gerekirken, yerel seçimler arifesinde, yõldõrõm hõzõ ile karşõ- mõza bir kanunlar yu- mağõ çõkarõlmõştõr. Bu çarpõk oluşumu açõkladõktan sonra ko- nunun özüne geçiyo- rum. Daha önceki ya- zõlarõmda, konferans- larõmda, seminer ve panellerde açõkladõğõm gibi 2/B konusu “ya- pay” bir olgudur. Şöy- le ki 1961 Anayasa- sõ’nõn 131. maddesi 17.04.1970 tarih ve 1255 s. kanunla de- ğiştirilmiş ve nitelik kaybeden alanlarõn or- man sõnõrlarõ dõşõna çõ- karõlmasõ ilkesi ana- yasaya yerleştirilmiştir. 1973 yõlõnda çõkarõlan 1744. s. yasanõn 2. maddesi ile bu deği- şiklik hayata geçiril- miş, 1982 Anayasa- sõ’nõn 169. maddesin- de 4. fõkra olarak yine yerini almõş ve 1983 tarihli 2896 sayõlõ, 1986 tarih 3302 sayõlõ yasa ile varlõğõ korun- muş ve uygulamasõ sürdürülmüştür: Or- manlara darbe niteli- ğindeki bu zincirin son halkasõ bu kez çõkarõ- lan 5831 s. yasadõr. Aslõnda “nitelik kaybı” kavramõ, ger- çekle bağdaşmayan bi- limsel dayanağõ olma- yan yapay bir kav- ramdõr. Şöyle ki ülke- miz ormanlarõnda ya- sada tarif edilen şekil- de tam nitelik kaybõ doğal yolla olmamõştõr. Ormanlar, insan eliyle ya da dozerle kesilip yok edilmiş, yerine tar- la, narenciye bahçesi, villa, otel, spor alanõ, otopark (vb.) yapõlmõş, daha sonra bunun adõ- na nitelik kaybõ denil- miştir. Örtülü af Doğal nitelik kaybõ ülkemiz coğrafyasõnda gerçekleşmemiştir, kaldõ ki; ormanlarõn tahribi-yok edilmesi, yine 6831 s. orman kanununda suç sayõ- lõp 90-97. maddelerin- de cezai müeyyidesi gösterilmiştir. Daha sonra, suç sayõlan ey- lemlere 2/B kõlõfõ ge- çirilip örtülü bir af oluşturulmuştur. Metni incelediği- mizde başlõğõnda 2/B’nin yer almadõğõ 5831 s. kanunun 11 madde halinde düzen- lendiğini görüyoruz. 1- İlgili maddeleri ele aldõğõmõzda 8. madde şöyledir. A- Madde 8: 21.06.1987 tarih 3402 s. kd. kanununa aşağõ- daki maddeler eklen- miştir denilmiş. B- Ek Madde 2’de Harcõrah Konusu C- Ek Madde 3’te el- birliği mülkiyetinin, paylõ mülkiyete dön- üştürülmesi gibi ilgisiz konular işlenmiş D- Ek Madde 4’te ise birden bire “Hazi- ne adına orman sı- nırları dışına çıkarı- lan yerlerin kadas- trosu ve tescili başlığı altında 2/b konusu iş- lenmiştir.” “Bu mad- deye göre 6831 s. ka- nunun (1744.2896- 3302) s. kanunlarla değişik 2/b maddesi uyarınca orman sı- nırları dışına çıkarı- lan yerler, fiili kulla- nım durumu nazara alınmak ve varsa üze- rindeki muhdesatın kime ve kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kulla- nıldığı, beyanlar ha- nesinde gösterilmek suretiyle, bu kanu- nun 11. maddede be- lirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapıl- maksızın öncelikle kadastrosu yapılarak hazine adına tescil edilir” hükmü konul- muştur. Bu madde çok yalõn ve ucu açõk bir maddedir. Şöyle ki, Hazine adõna tescil edilen alanlarõn nasõl değerlendirileceği ve ne olacağõ meçhuldür. Bu alanlar orman sa- yõlmadõğõna göre Ha- zine dilediğince tasar- rufta bulunabilir. Hazineye Özgürlük a- İstediğine satabi- lir. b- Dilediğine tahsis eder. c- Dilediğine bedel- siz verebilir. Çünkü bu topraklar Hazine adõna tapulu özel mülk statüsü kazanõr ve ka- mu malõ niteliğinin dõ- şõnda kalõr. Kamu ma- lõ niteliği kaldõrõlõnca hazine tasarruf hakkõ- na sahip olur. Daha önce bu sonuçlarõ içe- ren yasa değişikliği yoluna gidilmiş ama gerçekleştirilememiş- tir. 2- Ek-4. maddenin son fõkrasõnda “Ka- dastro çalışmalarına başlamadan önce Ha- zine adına çıkarılan yerlerin içinde özel kanunlarına göre de- ğerlendirilmesi gere- ken alanların bulu- nup bulunmadığı il- gili kurumlardan ya- zı ile sorulur. İlgili kurumlarca 15 gün içerisinde Kd. Müd. ne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap ve- rilmediği takdirde söz konusu alanların bulunmadığı yolun- da cevap verilmiş sa- yılır” şeklinde bir hü- küm konulmuştur. Bu madde vahim sonuçlar getirebilir. Şöyle ki or- man sõnõrlarõ dõşõna çõ- karõlan yerlerin içinde “kültür varlığı-doğal sit alanı-tarihi me- kânlar-şehitlikler” bulunabilir. Kültüre 15 gün süre 15 gün içinde bilin- çli veya bilinçsiz cevap verilmemesi halinde, çok değerli alanlar ve mekânlar boş alanlar gibi kullanõma terk edilir ve yok olur. Bu ülkemiz için büyük ka- yõplara neden olabilir. Neden 15 gün gibi kõ- sa bir süre verilmiş, neden daha emin bir yol saptanmamõştõr? 3- Aynõ maddenin 4. fõkrasõnda “bu madde kapsamında- ki kadastro ifraz ve tescil işlemleri 3194 s. İmar Kanunu ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı konusun- daki kısıtlamalara ta- bi olmaksızın yapı- lır” şeklinde sõnõrsõzlõk içeren bir maddeye yer verilmiştir. Oysa anõ- lan kõsõtlama hüküm- leri içeren kanunlarda “kamu yararı” ve ül- ke gerçekleri gözetil- miş iken bu kanun ge- reği yapõlacak kadastro neden “imtiyazlı” ha- le getirilmiştir? Bura- da sõnõrsõz serbesti ta- nõnmasõnõn amacõ ne- dir, kime veya kimle- re yarar sağlayacak- tõr? 4- Yine bu kanunun 2 ve 4. maddeleri ile geçici 7 ve 8. madde- lerinde, 6831. s. or- man kanununa göre kurulan orman tahdit komisyonlarõ tamamen dõşlanmõş ve genel ka- dastro komisyonlarõ- na bu kanun uyarõnca işlem yapmak üzere yetki verilmiştir. Oysa orman tahdidi ve dõşa- rõ çõkarma işlemleri- nin tamamen orman tahdit komisyonlarõn- da olmasõ, 6831. s. or- man kanununun içer- diği ilke ve güvence- lerin varlõğõnõ koru- masõ gerekir. Şöyle ki orman tahdit komis- yonlarõ gerçek ihtisas komisyonlarõdõr. Bu nedenle tüm tahdit ve dõşarõ çõkarma işlem- lerinin bu komisyon- larda kalmasõ zorunlu- dur. Ayrõca nitelik yitiren ormanlarõn, dõşarõ çõ- karõlmasõ ve değerlen- dirilmesiyle ilgili 2924 ve 4127 s. yasalar ha- len yürürlüktedir. Bu durumda çelişen 3 ay- rõ yasanõn varlõğõ kar- şõsõnda izlenecek yol belirsizdir. Bu çelişki hukuki kaos yarata- caktõr. Anayasa’ya aykırı Ülkemizdeki orman varlõğõna baktõğõmõz- da; Orman Genel Mü- dürlüğü’nün resmi ve- rilerine göre ülkemiz- deki orman alanõ 20.199.296 Ha.’dõr. Nitelik yitirdiği tespit edilip orman sõnõrlarõ dõşõna çõkarõlan alan 450.304 Ha.’dõr. Dõşarõ çõkarma işlemi devam etmektedir. Dolayõsõy- la bu miktar sürekli artacaktõr ve yeni 2/B alanlarõ mutlaka olu- şacaktõr. Bu tehlikenin önlen- memesi için hiçbir se- bep ve gerekçe göste- rilemez. Anayasanõn 169. md’nin 4. fõkrasõ 6831 s. yasanõn 2/B madde- si varlõğõnõ korudukça, nitelik kaybõ ve dõşarõ çõkarma devam ede- cektir. Bu felaket son- suza dek süremez ve sürdürülemez. O halde ülkemiz ormanlarõ yok olmadan, anõlan ana- yasa ve yasa maddele- ri kaldõrõlõp, güzel ül- kemiz çöl olmaktan kurtarõlmalõdõr. “Ge- lecek kuşakların yeşil bir ülkede yaşamak hakkını yok etmek hakkı ve yetkisi hiç kimseye verilmemiş- tir.” Değindiğim neden- lerle, bu kanun acilen Anayasa Mahkeme- si’ne taşõnmalõ ve bu büyük yanlõşa son ve- rilmelidir. 2/B’de Karanlõk Yol... Ferruh ATBAŞOĞLU YARGITAY 20. Hukuk Dairesi Onursal Başkanõ Anayasanõn 169. md’nin 4. fõkrasõ 6831 s. yasanõn 2/B maddesi varlõğõnõ korudukça, nitelik kaybõ ve dõşarõ çõkarma devam edecektir. Bu felaket sonsuza dek süremez ve sürdürülemez. O halde ülkemiz ormanlarõ yok olmadan, anõlan anayasa ve yasa maddeleri kaldõrõlõp güzel ülkemiz çöl olmaktan kurtarõlmalõdõr. SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2009 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği (KAVEG) 21 Şubat 2009 ve 21 Mart 2009 günlerinde iki söyleşimiz var Konuşmacı: Prof. Dr. Önder Kayhan Konu: Anadolu’nun Bitmeyen Hikâyesi (Fotoğraflı bir Anadolu Medeniyetleri Sunumu) Tarih: 21 Şubat 2009 Saat: 15.00 Konuşmacı: Prof. Dr. Taner Timur Konu: Kemalist Dönemde Eğitim ve Köy Enstitüleri Tarih: 21 Mart 2009 Saat: 15.00 Yer: İstanbul Eczacı Odası Kültür Merkezi, Meşrutiyet Caddesi, Aslı Han, Kat: 5 (Galatasaray Lisesi karşısındaki Sokak) www.koyenstituleriegitim.org [email protected] Tel: 0212 292 00 69 (öğleden sonra) İstanbul Eczacı Odası’nın değerli katkılarıyla İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 10 No: 4 Konu 2008 YILI DEĞERLENDİRMESİ EKONOMİK KRİZ Yönetmen Prof. Dr. BÜLENT BERKARDA Konuşmacı Y. Müh. METE TÜTÜNCÜ Tarih: 21.02.2009 Cumartesi Saat 11.00 - 13.00 arasõ. İletişim: İ. Ü. Mezunlarõ Derneği (Fatoş Taştan) 0212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. Yer: Levent Kültür Merkezi Levent Çarşõ içi, Çalõkuşu Sok. No: 2 1. Levent - İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle